Buğu - Nihan Kaya Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Buğu kimin eseri? Buğu kitabının yazarı kimdir? Buğu konusu ve anafikri nedir? Buğu kitabı ne anlatıyor? Buğu PDF indirme linki var mı? Buğu kitabının yazarı Nihan Kaya kimdir? İşte Buğu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Nihan Kaya
Yayın Evi: İthaki Yayınları
İSBN: 9786053757283
Sayfa Sayısı: 208
Buğu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Başka bir yüzyıldanmış gibi konuşan, zarafet timsali bir İstanbul beyefendisi, Yasef. “Ömrümde becerebildiğim tek şey, bir kadını sevmekti,” diyor. Çocukluğundan beri sevdiği kadın, Nur, Filistin savaşının ortasına doğmuş, sevdiği herkesi bu savaşta kaybetmiş, köklü bir ailenin tek oğlu olan Yasef gibi sevgi, ihtimam, eğitim göremeden büyümüş, yabani huylu bir aktivist. Değer verdikleri her şey, birbirine ters.
Roman ve Gerçek başlıklı bölümlerle ilerleyen Buğu, kurgu ilerledikçe romanın gerçeğe, gerçeğin romana, Bakırköy Akıl Hastanesi'ndeki hastaların doktora, doktorların hastalara dönüştüğü, gerçekliğe, psikiyatri bilimine, roman tekniğine dair yerleşik inançlarımızı sorgulayan, anti-psikiyatrik bir anti-roman.
Karadan ayrılmak için denize çıkmak gerekir; ama denizde olduğumuzun tadına varabilmek için de denizden karaya bakmak esastır.
Öldüğümüz için mi hayata bakıp duruyoruz yoksa?
Yaşasak ölüme bakardık.
Buğu Alıntıları - Sözleri
- "Benim tek enstrümanım, kelimeler.'
- Düş kırıklığına uğramayalım diye düş de kurmayalım istersen?
- "Sen," dedim; "sen çok güzelsin:' "Ben çok yorgunum," dedi. "Hayır;' dedim; "sen çok güzelsin:'
- "Mutluyum, arkama yaslandım; iyi ki ona rastladım!"
- Güvensizlikle güvenme isteği, deniz ile ayağını basmak istediği kara arasında sıkışıp kalmıştı; hepimiz gibi.
- Öldügümüz için mi hayata bakıp duruyoruz yoksa? Yaşasak ölüme bakardık.
- "Düş kırıklığına uğramayalım diye düş de kurmayalım istersen?"
- Hani bazen ne kalabilirsiniz ne gidebilirsiniz.
- Hani bazen ne kalabilirsiniz ne gidebilirsiniz ya; işte ben de öyle, bir aralıkta, aradaydım.
- Ben nereye gitsem, içeride kalırım
- "Sahip olduklarımızı da verirsek geriye bizden ne kalır ki ?"
- Hepimizin bir derdi var. Onların tek farkı, dertlerini açıkça ifade etmekteki cesaretleri, cüretleridir.
- Kendi kendisine ihanet etmemek için çabalayan bir kimseden başkası değilim.
- ‘Sahip olduklarımızı da verirsek geriye bizden ne kalır ki?’
- Arka arkaya söylediğim iki şey doğru ise, mesela önce adımı ve sonra yaşımı söylüyorsam ve doğru da söylüyorsam, bu söyleyeceğim üçüncü şeyin de doğru olacağına delalet eder mi? Doğruların arasına sıkıştırılmış yanlışlar ve yanlışların arasına sıkıştırılmış doğrular ne olacak?
Buğu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Buğu'nun Esrarı: Bilirsiniz kışın havalar buz gibi olduğunda pencereler buğulanır görülmez dışarısı. Ne olup bittiği anlaşılmaz. Bazı ışıklar, hareketler bir şeyler olduğu hissini verir insana. Oysa ki gerçek mi hayal mi anlayamaz. Sahi nedir ki zaten gerçek ve hayal? Yaşanan her gerçek yalnızca gerçek mi? Peki ya hayal? Gerçekler hayal olmaz mı yaşanırken? Hayaller gerçek’ten sayılmaz mı bazı zamanlarda? Buğu hayatımızın özeti bir kelime işte. Ne gerçek ne hayal... Film gibi bir kitap. Kitap gibi bir hayat. Film gibi dediysem öyle lafın gelişi değildi. Kafamda bir filmi izler gibi okudum. Gerçekten sinemaya aktarılabilecek bir kitaptı. Bunu izlemeyi, kafamdaki çektiğim filmle karşılaştırmayı arzu ederdim açıkçası. Kitap gerçek ile hayal arasında dedim ya, aynı öyle aslında. Aynı zamanda kurgu ile gerçeklik arasında bir kitap. Gerçekten yaşanmış mı yoksa kurgu mu? Spoiler yemenizi istemem gidin daha güzel şeylerle beslenin. Yazarımız Nihan, kendi adıyla, kendi hitabıyla yazmış Buğu’yu. Size gerçek mi kurgu mu belli değil derken bunu kastetmiştim biraz da.. İngiltere’de Psikanaliz üzerine eğitim aldıktan sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yolu düşer. Tezi için hastalardan biriyle konuşmak ister. Ancak doktorlar bunu kabul etmeyerek onu defalarca gönderirler. O da hastaneye girmenin başka bir yolunu bulur. Temizlikçi olarak hastaneye giriş yapar ve kitap bundan sonra başlar. Şu ana kadar anlattığım her şey kitabın fasa fiso kısmı (Teoman’a selamlar, şarkıcı olan. Okçu Mete’nin babası değil.) Bundan sonrası kitabın en etkileyici kısmı, delirmeye dair.. deliliğe dair. İnsan neden delirir? Hangi acı delirmenin eşiğine getirir? Gerçekten delirten acı mıdır peki? Kafamda tonla ses, bir cevabın var mı İnci? Yoksa sen de mi delirdin? Hadi gülüm kafa sesini sustur da devam et incelemeye. Kitabın başı çok garip geldi anlayamadım önce. Bazı kitaplarda deneme adına garip cümleleri bir arada görürsünüz ya onun gibi bir şeydi birkaç sayfa. Film izlemeyi çok sevdiğimden hemen film sahnelerine dönüştürdüm kafamda. Dedim tamam şimdi daha anlaşılır. Keşke her şeyi çözmek bu kadar kolay olsa dimi İnci? -Kapa çeneni. Kafamda oluşan görüntüleri, sahneleri nasıl yazıya dökebilirim bilmiyorum ama şöyle anlatabilirim: bir adam düşünün sandalyede oturuyor, herkes ona bir şey sorup yanında birbirleriyle konuşuyorlar aynı zamanda. Üzerine bir de adamın yaptıkları ve düşündükleri şeyler var. Hepsinin sesini duyuyorsunuz. Hepsi sizin etrafınızda meydana gelirmiş gibi. Tüm kitabı bu şekilde okudum. Büyük keyif aldım. Kurgu olarak özgün, kafa seslerini bol ve güzel bulduğum bir kitaptı. Nihan Kaya’nın kalemini beğendim. Yer yer tekrara düşer gibi bulsam da kelimelerini bu beni rahatsız etmedi. Bazen bazı kelimeler tekrarlanmazsa anlaşılmaz. Anlamayana davul zurna ile anlatsan anlamaz gerçi:) Nasıl güzel insanların güzel insanlara denk gelmesini diliyorsak, bazı kitapların da güzel insanlara denk gelmesini diliyor ve buracıkta bitiriyorum. Buğulanan yalnızca gözlük camlarınız olsun, bakışınız değil. Kitapla… https://youtu.be/euZcUku9XiE (İnci Küpeli Kız)
Sevgili Nihan Kaya'nın okuduğum ikinci kitabı Buğu. Tarzı gerçekten farklı olan bir yazar. Olaylara farklı pencerelerden bakmayı sağlıyor. Kitap, roman ve gerçek şeklinde bölümlerle ilerleyen bir eser. Bu bölümler, yaşadığı sıkıntılı dönemlerden sonra akıl hastanesine düşen Yasef'in hikayesini ve yaşanılanları onun ağzından dinlediğimiz olayları içeriyor. Yasef Nur'u çok seven, onun için her şeyi yapmayı göze alabilecek bir delikanlı. Fakat ne yazık ki Nur, onun bu sevgisine karşılık vermemektedir. Yaşadıkları olaylardan dolayı kağıt üzerinde bir evlilik yapmalarına karşın Yasef, hiçbir zaman Nur'un tam anlamıyla sevgisini kazanamamıştır. Yazarın kendi ismi ve soy isminde kullandığı Nihan Kaya isimli kahraman ise bu olayları Yasef'in ağzından dinleyerek hazırlaması gereken bir tez üzerine çalışıyor. Sonunda kafanızda kişiler ve olaylar üzerinde gerçek mi yoksa kurmaca mı gibi soru işaretleri oluşsa da, olaylar akıcı bir şekilde ilerliyor. Kitap kendini gerçekten okutuyor. Nihan Kaya'nın tarzını ve üslubunu görmeniz açısından dahi olsa kitabı mutlaka okumanızı öneririm. (Selma Nur Arslan)
Yazarın diğer kitaplarına göre daha az içine girebildiğim bir kitap oldu. Gerçek ve roman diye iki başlık şeklinde ilerleyen kitabın bir süre sonra içiçe geçmişliği, kurgu ile gerçeğin karıştığı aslında gerçek hayatta da bunun böyle olduğu vurgulanmış. Yasef in Nur için yaptıkları onu sevme görme biçimi. Akıl hastanelerinin farklı bir bakış açısıyla içerden bir göz ile değerlendirilmesi. Buğulu gerçekler. Nihan Kayanın (karakter) tezini yazmak için orda bulunması. Nur ve köküne dön(e)me(me) ikilemi. İstismarın farklı bir yönden ele alınıp sınırların nerde başlayıp nerde bitttiği işlenmiş. (Nil yener)
Buğu PDF indirme linki var mı?
Nihan Kaya - Buğu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Buğu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Nihan Kaya Kimdir?
Roman, öykü, inceleme-araştırma ve kuram kitapları yazarı.
Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunudur. Essex Üniversitesi bünyesindeki Psikanalitik Çalışmalar Merkezi’nde (Centre for Psychoanalytic Studies) yüksek lisans yaptıktan sonra, King's College London'da doktora eğitimi aldı. MEF Üniversitesi Psikoloji bölümünde ders vermektedir.
İlk romanı Gizli Özne 2003 yılında yayınlandı. İkinci kitabı Çatı Katı Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü'nü aldı.
Nihan Kaya, kurmaca eserleri kadar edebiyat, psikoloji ve estetik teori üzerine yazdıklarıyla da biliniyor. İngiltere'de, University of Essex'teki Psikanalitik Çalışmalar yüksek lisansını Winnicott psikolojisi üzerine yazdığı tezle 2005'te tamamladı. King's College London'da yazdığı doktora tezini Yazma Cesareti: Acının Yaratıcılığa Dönüşümü (2013) adıyla kitaplaştırdı. 2005’ten bu yana, psikoloji ve yaratıcılık alanlarında Avrupa ve Amerika’nın değişik yerlerinde konferans tebliğleri sundu, konuşmalar yaptı.
Nihan Kaya Kitapları - Eserleri
- İyi Aile Yoktur
- Bütün Çocuklar İyidir
- İyi Toplum Yoktur
- Kırgınlık
- Buğu
- Gizli Özne
- Disparöni
- Kar ve İnci
- Çatı Katı
- Ama Sizden Değilim
- Seni Feda Etmeyeceğim
- Yazma Cesareti
- Fildişi Kuyu
- Prenses A Uyanıyor
- Otobüsü Kaçıran Şoför
- Ada Annesiyle Duvarları Boyuyor
- Mafin Bugün Mutsuz Olmak İstiyor
- Sahiku Çocuklarla Arkadaş Olmak İstiyor
- Sinderella Elbise Tasarımcısı Oluyor
- Kırmızı Çizmeleri Annesi Zanneden Kaz
Nihan Kaya Alıntıları - Sözleri
- Aileler kızlarını tam zamanlı asilzade hizmetçisi olarak yetiştirmeyi isteyip istemediklerini bir kez daha sorgulamalılar. Zira bir kadının, bir akşam da yemek yapmazsa dünyanın başına yıkılacağını zannetmesi, o yemeği yapsın veya yapmasın, etkisini kendisinin bile tahmin edemeyeceği kadar yıpratıcı bir psikolojidir. (İyi Toplum Yoktur)
- Işığımı övdüler, ama nasıl yandığımdan hiç söz etmediler. (Kırgınlık)
- Meğer sandığımız kadar çaresiz değilmişiz. (Otobüsü Kaçıran Şoför)
- Kırıldıkça parçalandım, bin parçaya bölünüp yıldızlar halinde gökyüzüne saçıldım. Işığımı övdüler, ama nasıl yandığımdan hiç söz etmediler. (Seni Feda Etmeyeceğim)
- ‘’Asıl mesele şu ki prensesler hiçbir şey yapmayıp kurtarılmayı beklediklerinde, evlilikte aradıklarını bulamıyorlar. Onlar da mutsuzluktan kötü kalpli kraliçeye dönüşüyor. Bu dönüşüm geçici aslında. Mutlu olsalar yeniden iyi kalpli, nazik kimseler olacaklar zaten. (Prenses A Uyanıyor)
- Seni tabanları dayaktan sızlayan pasaklı bir çocukken sevdiğim gibi seviyordum. (Ama Sizden Değilim)
- Herkes duyulmak ister. (Kar ve İnci)
- Ben nereye gitsem, içeride kalırım (Buğu)
- Dikkatimi şimdi ziyadesiyle yoğunlaşmış bu gözlere veriyorum ben de.Kalbi sanki gözlerinde atıyor. (Disparöni)
- Evet, bir şeyi sevmeme hakkımız vardır. Ama bugün sevmediğimiz bir şeyi yarın sevmeye başlayabiliriz. (Bütün Çocuklar İyidir)
- "'Trafiğe çıktığınızda bütün araçların şoförlerini deli kabul edin,' derler; 'Her an her aracın olmadık bir hamle yapabileceğini göz önünde tutun.' Trafik de bir şey mi? Asıl, hayata çıktığında herkesi deli kabul etmeli insan. Herkes her an her şeyi yapabilir." (Kırgınlık)
- " Merhamet acının anlaşılmasıdır." (Çatı Katı)
- Dün, kalabalık bir sokakta, yalnızca seni gördüm... (Çatı Katı)
- Tek istediğim, bir şey yaptığımda “Şundan dolayı yapıyor.” gibi düşünceler uyandırmadan içimden geleni yapabilmek. Bunun mümkün olmayacağını bilmek, bir şey yapmazken dahi insanı sınırlandırıyor. (İyi Toplum Yoktur)
- Bilge anneannem, edindiği bilgelikle-ki bu bilgelik ormana gitmekten ve kurtla tanışmaktan geliyormuş!- kimin gerçekten nazik, kimin gerçekten cesur olduğunu görmüş ve hem cesur hem nazik insanlara yaklaşmış.(Gerçekten ama gerçekten , içten nazik insanlar, cesur olanlardır çünkü!) Bilge anneannem ,edindiği bilgelikle-ki bu bilgelik ormana gitmekten ve kurtla tanışmaktan geliyormuş!- kimin güvenilmez olduğunu görmüş, güvenemeyeceği kimselere karşı dikkatli davranmış.Tehlikeli olan ve olmayan durumları birbirinden ayırt etmeyi, kendisine zarar verecek ve vermeyecek olanı görmeyi, seçmeyi, ormana gitmekten ve kurtla tanışmaktan öğrenmiş.Ben de Orman'a gideceğim.Karşılaşmam gereken şey neyse onunla karşılaşacağım Orman' da.Ama prensesimiz...Ya başınıza bir şey gelirse orada? Ya ölürseniz ? "Ölürsem de ölürüm.Asıl ölümüm burada kalırsam, Orman'da karşılaşmam gereken şey her ne ise onunla karşılaşmamayı sürdürdükçe olacak." (Prenses A Uyanıyor)
- Problemli çocuklar yoktur; problemli ebeveynler, problemli öğretmenler, çok problemli toplumlar ve çok problemli okullar vardır. (İyi Aile Yoktur)
- ❝Bütün kötülükleri kahramanlık gibi anlatırlar, o kötülükleri devam ettirebilmenin tek yolu bu çünkü.❞ (Prenses A Uyanıyor)
- Bizi kim anlıyorsa ailemiz odur. (Seni Feda Etmeyeceğim)
- Var olmak ve yaşamak birbirinden ayrı şeyler. Yaşama hakkımıza hemen herkes saygı duyuyor ama var olma hakkımıza saygı, çok daha az rastlanan bir şey ... (Seni Feda Etmeyeceğim)
- Bir çocuğun mutlu bir yetişkine evrilebilmesi için anne- baba olarak yapabileceğimiz tek bir şey ama tek bir şey vardır: Çocuğun kendisini değerli hissetmesini sağlamak. (İyi Aile Yoktur)