Bütün Şiirleri - Orhan Seyfi Orhon Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Bütün Şiirleri kimin eseri? Bütün Şiirleri kitabının yazarı kimdir? Bütün Şiirleri konusu ve anafikri nedir? Bütün Şiirleri kitabı ne anlatıyor? Bütün Şiirleri PDF indirme linki var mı? Bütün Şiirleri kitabının yazarı Orhan Seyfi Orhon kimdir? İşte Bütün Şiirleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Orhan Seyfi Orhon

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752894464

Sayfa Sayısı: 260

Bütün Şiirleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Birinci Dünya Savaşı'nın en alevli günlerinde şiire başlayan Orhan Seyfi Orhon, ilk şiirini 1917 yılında yayınladı. Başlarda aruz vezni ile şiirler yazan şair, daha sonra hece veznini benimseyerek, şiir taihimizde "Beş Hececiler" adıyla anılan akımı yaratan şairlerden biri oldu. Vatan ve doğa sevgisinin hakim olduğu şiirler kaleme alan Orhon, insan ruhunun incelikli bir haritasını çıkaran mısralarıyla hep zevkle okundu.

"Bütün gürültülere rağmen bu şiirlerin yaşadığına inanıyorum. Büyük bir şey de

olmasa, benden sonrakilere gönlümden koparak bunları bıraktığıma seviniyorum."

-Orhan Seyfi Orhon- (Arka Kapak)

Bütün Şiirleri Alıntıları - Sözleri

  • Diyorum: "Sebep ne bu ızdıraba?" Diyorlar: "Kül olmaz ateş yanmadan Denizler durulmaz dalgalanmadan!"
  • Sevenler bilinmiyor, Sevmeyenler bahtiyar!
  • Sevda, o gizli bir ok, Görünmez kanatmadan. Kavuşmanın tadı yok, Ayrılığı tatmadan.
  • Sarıyor dalları bazı bir rüzgar; Sararmış yapraklar kopup düşüyor. Yine uykusuzum sabaha kadar, Baharı bekleyen ruhum üşüyor.
  • "Gökler, yine bak eski biçimde, Yıllar birikip kalmış içimde!.."
  • Ey sevda bekleyenler; Ondan ümidi kesin!
  • Hâlâ o uzak yol, o yeşil çam, Hâlâ o senin gittiğin akşam!
  • Gelse de en acı sözler dilime, Uçacak sanırdım birkaç kelime... Bir alev halinde düştün elime, Hani ey gözyaşlarım, akmayacaktın?
  • Yedi yıl... şimdi tamam yedi yıl benden uzak. Yaşıyordum kalbimin sevinçleri coşarak. Haberim yok âlemin kederinden, yasından; Gençliğimin adeta sarhoşum havasından! Bir buluta bürünmüş dönüyor sanki başım! Henüz tecrübesizdim, yirmi ikiydi yaşım! Kulaklarımda engin bir denizin sesleri, Gönlümde maceralar geçirmek hevesleri... Bütün genişliğiyle kollarım ufka açık, Bekliyorum: Ey sevda nerdesin karşıma çık! Abdülhak Hâmid'e Mektup

Bütün Şiirleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Şiir okumanın tadı bir başka. Tabi seven için ve şairine göre.. Severek okudum. Böyle kıymetli şairleri değerledirmek haddimi aşsa da fikrimce ve dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Aşk ve hüzünlü şiirleri çoğunlukta olmakla birlikte, doğa şiirleri, memleket şiirleri, münâcâtlar, ağıtlar, kitabın muhtevasını oluşturuyor. Şairin dili sade ve temiz bir Türkçesi var. En beğendiğim ve zaman zaman açıp okuyacağım şiirlerinden bazıları, Veda, Annemle Hasbihal, Ölümden Sonra, Ölüm ve İhtiyarlık, Gence Hiçviye, Başaklar, Biz İnsanlar, Dua ve Vasiyet'tir. Hele bir de bestelenen bir şiiri vardır ki fevkalâde güzeldir. Sanırım duymayanınız yoktur. Veda, şiiri. "Hani o bırakıp giderken seni Bu öksüz tavrını takmayacaktın? Alnına koyarken veda buseni Yüzüne bu türlü bakmayacaktın?" (s. 86) Şairimiz, 1945'te  Zonguldak (CHP) milletvekili, 1965'te de İstanbul (AP) milletvekilliği yapmıştır. "Beş Hececiler"dendir. (OĞUZHAN AKÇAKOCA)

Esenlikler pek değerli 1000Kitap okurları, Hecenin Beş Şairi’nden birisi olan Orhan Seyfi Orhon’un bu şiir kitabını aldığımda hecenin ilk dönemleri olduğu için şiirlerin pek fazla güzel olmayacağını düşünüp yüksek bir beklentide bulunmamıştım. Ancak her zaman olduğu gibi yine yanıldım ve mükemmel şiirlerle karşılaştım. Öncelikle ilk şiirlerde sezdiğiniz amatörlük kokusu Orhan Seyfi’nin nasıl bir yapıya sahip olduğunu o zamandan gösteriyor ancak öte yandan 40-58 arasını okuduğunuzda şairin mükemmel bir kadına aşık olduğunu ve bu tartışmasız şekilde mükemmel olan mısraları ancak bu şekilde yazdığını düşünmeden edemiyorsunuz. Özellikle 58. sayfaya gelip şu fevkalade mısraları okuduğunuzda kendi kendinize neden Orhan Seyfi’nin bir Cemâl Süreya kadar ünlü olmadığını sorguluyor, ancak işin içinden çıkamıyorsunuz: Sana nasıl anlatılır, Sensiz hayatın boşluğu? Bu güzel mısraları okuduktan sonra elbette ki üstünüzde mükemmel bir etki bırakıyor ve bu etkiden sonra ne kadar kötü mısralar okursanız okuyun böyle bir şey yazan birisinin çok iyi bir şair olduğuna kanaat getiriyorsunuz. Abdülhak Hamid’e Mektup şiiri tartışmasız olarak bu kitabın en güzel şiiridir. Abdülhak Hamid’e övgüler yağdırmanın yanında kendi psikolojik ve kişisel çıkarımlarını da yapan Orhon, üslûbunu hiç bozmadan bu denli güzel şiirler veren sayısı parmakları geçmeyen birkaç şairden birisi olmaya hak kazanmıştır, kanaatindeyim. Türküler, Maniler ve Ağıtlar bölümünde ise Türk kültürünün izlerini çok güzel bir şekilde görmekteyiz. Münacatlar bölümünde ise yine Tanrı’yla olan ilişki ve Tanrı’ya bakış açısını görüyoruz. Burada birkaç alıntı paylaştım ama çok fazla alıntı olduğu için hepsini paylaşmadım. Bu şiir kitabını alıp okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Kutlu Geceler dileyip mutlu kalmanızı temenni ediyor, şimdilik aranızdan ayrılıyorum. (ilteriş kağan)

Bütün Şiirleri PDF indirme linki var mı?

Orhan Seyfi Orhon - Bütün Şiirleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bütün Şiirleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Orhan Seyfi Orhon Kimdir?

1890 yılında İstanbul’un Çengelköy semtinde dünyaya geldi. Babası Miralay Mehmed Emin Bey, annesi Nimet Hanım’dır.

Orta ve lise öğrenimini Beylerbeyi Rüşdiyesi (1905) ve Mercan İdadisi’nde (1909) yaptı. Öğrencilik döneminde şiirle ilgilendi; edebiyat hocası Celal Sahir Bey’den teşvik gördü. Abdülhak Hamid ve Tevfik Fikret etkisinde şiirler yazdı. 1909’da şiirleri Kehkeşan dergisinde görülmeye başladı. Yalın bir dille aruz vezninde yazdığı “Fırtına ve Kar” adlı şiiri ile tanındı (1913). Yüksek öğrenimine Tıbbiye’de başlayan Orhan Seyfi, bir anestezide fenalaşınca tıp eğitiminden vazgeçip hukuka yöneldi. Darülfünun Hukuk Mektebi’nde öğrenciyken Hıyaban dergisini çıkararak yayıncılığa başladı.

Hukuk Mektebi’ni 1914’te tamamladı ve Meclis-i Mebusan'ın Kavanin Kaleminde memurluğa başladı. Bu dönemde Türkçü aydınlarla tanıştı ve çalışmalarını Türkçülük ideali çerçevesinde sürdürdü. Ziya Gökalp’in uyarılarıyla halkın diline, vezinde ise aruzdan heceye geçti.

Mütareke yılları

1918’de İstanbul’un işgal edilip Meclis-i Mebusan’ın kapanması üzerine gazeteciliğe başladı; bir yandan da öğretmenlik yaptı. Şiir ve yazıları Türk Kadını, Şair, Büyük Mecmua, Servet-i Fünûn, Ümit ve Yarın dergilerinde yayımlandı. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul hükumetini destekleyen Aydede dergisinde mizah yazarlığı yaptı. Sosyal olayları hicivsel bir üslupla ifade ettiği şiirlerini Peri Kızı ile Çoban Hikayesi adlı kitapta topladı (1919). Şiirlerinde divan şiirine özgü aruz vezni kalıplarını, modern ve sade hece ölçüsüne uyarlamayı başardı. 1922 yılında Orhan Seyfi, o güne kadara yayımlanmış gazete ve dergi yazılarını Fiskeler adlı mizah kitabında bir araya getirdi. Bu kitapta dönemin şair ve yazarlarının hicvedildiği yazılara, yazarın kurguladığı mizahi anket ve mülakatlara yer verdi. 1922’de ayrıca Peri Kızı ve Çoban Hikayesi kitabındakilere yeni şiirler de ekleyerek Gönülden Sesler adlı kitabını yayımladı.

Mizah yazarlığı ve yayımcılık yaşamı

Gönülden Sesler beklentilerini karşılamayınca şiiri ikinci plana aldı; bacanağı Yusuf Ziya ile beraber çıkardıkları Akbaba’da mizah yazarlığını sürdürdü. Papağan (1924-1927) ve Yeni Kalem adlı mizah, Resimli Dünya (1924-1926) adlı çocuk ve magazin dergileriyle, edebiyat ve sanat içerikli Güneş’i (1927) yayımladı; bir süre Karagöz’ün yayım sorumluluğunu üstlendi (1928-1932).

1932-1938 yılları arasında Yusuf Ziya ile birlikte ve kendi başına Edebiyat Gazetesi, Hızlanış, Ayda Bir, Her Ay, Her Şey gibi dergiler çıkardı. 1941-1944 arasında Yusuf Ziya ile birlikte haftalık Türkçü Fikir ve Sanat mecmuası Çınaraltı'yı yayımladı. Yusuf Ziya'nın adının Akbaba ile özdeşleşmesi gibi Orhon Seyfi'nin adı da Çınaraltı ile özdeşleşti.

Siyaset ve gazetecilik yaşamı

1944’te Ankara’da yapılan bir mitingde öğrenci olaylarıyla ilgili görülerek bakanlık emrine alınan Orhan Seyfi,1945’te Tasvir’deki yazılarıyla gazeteciliğe döndü. Cumhuriyet ve Ulus gazetelerinde de yazılarına rastlandı. 1946'da Cumhuriyet Halk Partisi'den Zonguldak milletvekili seçildi. 1950’li yıllarda Demokrat Parti’yi destekleyen Zafer ve Havadis gazetelerinde yazılar yazdı.

1960'tan sonra Adalet Partisi'ne girdi. 1 Mart 1962’de Son Havadis gazetesinde günlük yazılar yazmaya başladı ve hayatının sonuna kadar sürdürdü. 1965'te Adalet Partisi’nden İstanbul milletvekili seçildi.

1972’de İstanbul’da hayatını kaybetti. Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

/ WIKIPEDIA /

Orhan Seyfi Orhon Kitapları - Eserleri

  • Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi
  • Bütün Şiirleri
  • Çocuk Adam
  • Şiirler
  • Maarif Vekili Hasan Ali Yücel`e Açık Mektup
  • Fırtına ve Kar
  • Kervan
  • Düğün Gecesi
  • Hicivler
  • Maskeler Aşağı!
  • İşte Sevdiğim Dünya
  • O Beyaz Bir Kuştu

Orhan Seyfi Orhon Alıntıları - Sözleri

  • İnsan, hiçbir zaman bir kişi değildir. Birbirinden büsbütün ayrı birçok şahıslardan mürekkep bir âlemdir. (Çocuk Adam)
  • İnsan ihtiyarlıkta tanır dünyayı : "Kahpe dünya ! diyerek, " Hey gidi dünya ! " diyerek, Ömrü sövmekle geçer ! (Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi)
  • سنسك بكا گوسته‌ره‌ن سرایی، سنسك بو سرابك اضطرابی! قيردك او شديد نغمه‌لرله روحمده‌کی گنزلی بر ربابی! دیكاه‌ر، دويامام صداكی ، بیه‌وش؛ گیت ، كنديمى أيله‌دم فراموش! (Fırtına ve Kar)
  • Zaten hep böyle olmuştur. Sevmediklerimin muhabbetlerini kazanmakta hiç güçlük çekmedim. Bütün mücadelem sevdiklerimledir. (Çocuk Adam)
  • Yolum hiç bitmiyor... Hiç bitmiyor... (Çocuk Adam)
  • Faris Erkman da kendisine milliyetçiyim diyor. Onun her tarafa saçtığı nifaktan Türkçülüğü mesul tutabilir miyiz? (Maskeler Aşağı!)
  • Baharı, gençliği, mehtabı, aşkı, rü'yası... Ne varsa hepsi masal! Evet, şu boş dünya! Fakat ne hoş, dünya! (Şiirler)
  • Çünkü iyi romancılık, önce herhangi bir şeyi iyi anlatmak sanatıdır. (Çocuk Adam)
  • Gelse de en acı sözler dilime, Uçacak sanırdım birkaç kelime... Bir alev halinde düştün elime, Hani ey gözyaşlarım, akmayacaktın? (Bütün Şiirleri)
  • بن شيمدی پالكزم، يورورم مضطرب، نزار ؛ هیچ کیمسه يوق ... يولم متمادی اوزار ، اوزار ... برگولگه وار يانمده ، فقط كنديمك دگيل ؛ تعقیب ايدوب گلير بنى مبهم و رعشه‌دار... (Fırtına ve Kar)
  • “Bence yaşamak ve gelişmek isteyen bir millet ırkçı olmaz.” Şahsi dipçem: “Asıl dalkavuktan, eğilip bükülenden, af dilemek için her türlü ayak öpen şahsiyetsizden Türk olamaz(!)” (Maarif Vekili Hasan Ali Yücel`e Açık Mektup)
  • "Hissizim, kayıtsızım." (Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi)
  • Acaba bir misin ? Yoksa milyon mu ? Var mısın ? Yok musun? Ön müsün? Son mu ? Madde mi ? Kuvvet mi ? Elektron mu ? Nerdesin,nerdesin,nerdesin, nerde!... (Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi)
  • Sevenler bilinmiyor, Sevmeyenler bahtiyar! (Bütün Şiirleri)
  • Utansın artık bu dünyaya doymaz insanlar... (Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi)
  • Asıl bizi sevindiren tesadüfler, sürprizler değil midir? (Çocuk Adam)
  • Kapattık kardeşim. Artık sevmiyoruz (Çocuk Adam)
  • Hani, o bırakıp giderken seni; Bu öksüz tavrını takmayacaktın? Alnına koyarken vedâ busemi, Yüzüme bu türlü bakmayacaktın? (Şiirler)
  • Ne var bu dünyada Daha hoş, yaz gelince yorganını Tepip de atmaktan? Gidip de kırlara sırt üstü, göğsü bağrı açık Bir ağaç gölgesinde yatmaktan? (Şiirler)
  • Kendi kendime, ''Ben bu hayatın ne kadar uzak bir köşesindeyim!'' diye düşünüyorum. ''Asıl hayata girmek için ne manialardan atlanmak lazım?'' (Çocuk Adam)