Bütün Şiirlerinden Seçmeler - Rainer Maria Rilke Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Bütün Şiirlerinden Seçmeler kimin eseri? Bütün Şiirlerinden Seçmeler kitabının yazarı kimdir? Bütün Şiirlerinden Seçmeler konusu ve anafikri nedir? Bütün Şiirlerinden Seçmeler kitabı ne anlatıyor? Bütün Şiirlerinden Seçmeler PDF indirme linki var mı? Bütün Şiirlerinden Seçmeler kitabının yazarı Rainer Maria Rilke kimdir? İşte Bütün Şiirlerinden Seçmeler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Rainer Maria Rilke

Çevirmen: Ahmet Cemal

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053322399

Sayfa Sayısı: 128

Bütün Şiirlerinden Seçmeler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Rainer Maria Rilke (1875-1926) 20. yüzyıl Batı şiiri sanatının en büyük temsilcilerindendir. Şairin doğduğu Prag kenti, o zamanki Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun sınırları içerisindedir. Orta Avrupa'nın kozmopolit kültürünün doruk noktasına vardığı bir dönemde yetişen Rilke bütün yaşamını "şiirde şiiri aramak" uğraşına odaklar. 

1899 ve 1900 yıllarında Lou Salome ile birlikte Rusya'ya yaptığı iki yolculuk ve orada Tolstoy'la tanışması bu arayışta önemli bir yer tutar. Paris'te Rodin ve Cézane ile kurduğu dostluk keza duygu dünyasını zenginleştirir. Yine Hölderlin'le tanışması ve Alman idealizmi Rilke'nin şiirini besleyen güçlü damarlardır. 

Stefan Zweig, 1936 yılında Londra'da, Rilke üzerine verdiği bir konferansta şairi şöyle betimler: "Zamanımızın zengin ve başarılı şairlerinden hiçbiri, kendini hiçbir yere bağlamayan Rilke kadar özgür değildi. Onun ne alışkanlıkları, ne adresi ve aslında ne de bir vatanı vardı; İtalya'da, Fransa'da ya da Avusturya'da aynı rahatlıkla yaşayabilirdi ve nerede olduğu hiçbir zaman bilinmezdi. Onunla karşılaşmak, hemen her zaman bir rastlantıya bağlıydı..." 

Bu seçki Rilke'nin Yaşam ve Şarkılar, Resimler Kitabı, Saatler Kitabı, Sancaktar Christoph Rilke'nin Aşkı ve Ölümü Üzerine Bir Ezgi, Yeni Şiirler, Erken Şiirler, İlk Şiirler, Duino Ağıtları ve Orpheus'a Sone adlı kitaplarından Ahmet Cemal tarafından derlenmiştir. 

(Tanıtım Bülteninden)

Bütün Şiirlerinden Seçmeler Alıntıları - Sözleri

  • Kim korkmamıştır otururken kendi kalbinin perdelerinin önünde?
  • Ah, ne kadar isterdim gizlenebilmeyi, beni gelip bulmasın diye özlemler
  • Kim korkmamıştır otururken kendi kalbinin perdelerinin önünde?
  • Ah, ne kadar isterdim gizlenebilmeyi, beni gelip bulmasın diye özlemler
  • ''Ah, ne kadar isterdim gizlenebilmeyi, beni gelip bulmasın diye özlemler.''
  • Düşmanlıktır en yakınımızda olan.
  • ve binlerce yıldır dolanıyorum; hâlâ bilmeksizin: Neyim ben, bir şahin mi, bir fırtına mı, yoksa eski bir şarkı mı.
  • Bu dünyada ise düşlemeyi sürdürmektir, en büyük beceri.
  • Bırakın kusalım derdimizi karanlığa . Kalabalık için yaratılmamıştır geceler !
  • “Ah,ne kadar isterdim gizlenebilmeyi, beni gelip bulmasın diye özlemler.”
  • "Gittikçe büyüyüp her şeyi içine alan daireler gibi yaşamaktayım hayatımı."
  • “Yorgun düşmüş bir cesaret ve koca bir hasret.”
  • Hala oynadığımız rollerle dolu dünya. Biz, hoşa gidiyor muyuz diye kaygılandıkça, ölüm de oynamakta, aldırmaksızın beğenilmediğine.
  • Hep sessiz kalmalısınız sizler, yürekleriniz artık yaşlandığında,
  • Ve unutulursan bu dünyadan olanlarca, şöyle de sessiz toprağa: Akıp gidiyorum. Seslen hızlı akan suya: Gelen, benim.

Bütün Şiirlerinden Seçmeler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Biraz Lirke ve Çokça Lirik: Yapılan incelemeler neden hep şiirlerin ağır, ağdalı, süslü olduğu yönünde? Şiir dediğimiz şey basitlikten ne kadar sıyrılırsa, ne kadar sarsarsa okuyucuyu o kadar şiir değil midir? Bir hikâyeden, bir denemeden farklı kılan şiiri biraz da bu değil midir? Yoksa alt alta sıralanan mısralar bütünü olmaktan başka ne olabilirdi şiir? Kitap, şiirlerden önce Lirke'den, yaşamından bahsederek başlıyor. Lirke'yi tanımakla başlıyoruz işe. Önce biraz Lirke ve sonra çokça lirik. DUINO AĞITLARI ve ORPHEUS'A SONE, ağır olarak bahsedilen başlıklar bunlarla sınırlı kalacaksa şayet kabulümdür. Çünkü her iki başlık altındaki her bir mısrada; üzerinde düşünülmesi, kafa yorulması gereken imgelerle dolu. Ancak bir imge çöplüğü olarak görmek Lirke'yi! Lir'in Evladı'nı! Ne kadar da yanlış! Geriye kalan her bir şiir de gayet anlaşılır ve kararında. Benim favori bölümüm ise; Resimler Kitabı oldu. Bir diğeri ise savaşta ölen kendi atasını anlattığı şiir başlığı. İmgelerle konuşuyor Rilke. İmge, canlı-kanlı karşımızda duruyor. Her şairin Rilke'den öğreneceği çok şey var. Hakeza her okuyucunun da. (DETACHMENT)

Rilke ara ara alıntılarını okuduğum bir şair. Kitaba gelirsek bu kitabı alış hikayem bile maceralı oldu aslında. Kendi yayınevinde bi kaç sene önce elimin gittiği ama niyeyse sonra alırım dediğim kitaptı. Seneler sonra bi kaç dergi için farklı bir şehirde bir sahafa gittiğimde gördüm, artık alayım dedim ve aldım. Kitabın elime geçmesi konusunda nasibim bu yöndeymiş. Aralık ayında doğmuş Rilke bunu biliyordum ama Aralık ayında hayata veda ettiğini bilmiyorum. Bana garip gelmekle beraber doğduğun ayda hayata veda etmek dikkatimi çekmiştir. Belki daha doğum gününü kutlamadan ölüme ulaşmak olmak. Veya doğum günü dileklerini devam ettirenlere dönül yaparken veda etmen. Doğum gününden bi iki hafta sonra veda etmek, bilmem geride kalanlar iÇin hep düşündürücü bir şey olduğunu düşünüyorum. Daha sarsıcı değil mi? Yaşam ve ölüm aynı anda kısa bir arayla beraberce. Ve ayrıca “Lou Andreas-Salomé” merak ettiğim bir isim oldu çünkü Rilke’nin yanı sıra zamanında bir çok yazarla adı aşk dedikodularına çıkmış bir kadın. Bir şeyler var ki kendine çekmiş bu güçlü isimleri. Biraz baktım da oda Şubat doğumlu ve Şubat ölümlü… Kütüphanemde bir kaç kitabının olduğunu ise yeni fark ettim. Yani kitaplarımı biliyordum ama bahsi geçen kadının kitapları olduğunu Rilke’den sonra bilinçlendim. . Her neyse kitaba gelelim ben çok sevdim cümlelerini belki bütün olarak çok bayılmadığım şiirler de oldu içinde ama şiir bütünde iyi değilse bile bi cümle geçmiş ve o şiir bütünde de iyi bir şiir olmuş oldu benim için. Genel olarak sevdim bazı satırlar içime işledi. . Çünkü birinin anlattığını ötekiler de, hem de aynen yaşamışlar. Sanki hepsi tek bir anneden olmaymışçasına. (Sümeyye Aydoğan)

Açıkçası bu kitabı Lou Andreas Salome’u kendine hayran eden erkek, nasıl biri, hangi yönüyle onu bu kadar etkiledi, öğrenmek için okudum. Fakat Friedrich Nietzsche’nin aşkını reddeden Salome’un Rilke’nin aşkına neden karşılık verdiği sorusuna cevap bulabildim desem yalan olur. Kitabın içeriğine gelirsek Rilke’nin şiirlerine yer verilmiş. Şiirlere hayran kaldım desem yalan olur. Ama iki şiirini çok beğendiğimi de söylemeden geçemeyeceğim: İntihar Edenin Şarkısı ve Keşiş Yaşamı. Kitaptaki şiirlerdeki ana temanın aşk olmaması beni biraz şaşırttı açıkçası. Toplum tarafından dışlanmış ve kötü durumda olan bireylerin yaşamları şiire konu edinmiş. Dilencinin Şarkısı, Körün Şarkısı, Ayyaşın Şarkısı, İntihar Edenin Şarkısı, Dul Kadının Şarkısı, Budalanın Şarkısı, Öksüz ve Yetimin Şarkısı, Cücenin Şarkısı, Cüzzamlının Şarkısı ve Kör Kadının Söyleşisi bunlardan bazıları. (Paragrafnbasi)

Bütün Şiirlerinden Seçmeler PDF indirme linki var mı?

Rainer Maria Rilke - Bütün Şiirlerinden Seçmeler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bütün Şiirlerinden Seçmeler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Rainer Maria Rilke Kimdir?

 Rainer Maria Rilke,Alman lirik şiirinin en önemli temsilcilerinden biridir. Babası Josef Rilke Alman kökenli bir demiryolu memuru, annesi ise Praglı zengin bir aileye mensuptu. Çok hırslı ve kaprisli bir kadın olan annesi oğlunu kendi özlemleri doğrultusunda yetiştirmek istedi. Altı yaşına gelinceye kadar kız çocuğu gibi giydirilen Rilke, zayıf ve ince ruhu nedeniyle annesinin bu tutumundan etkilenerek başta kadınlar olmak üzere insanlarla iletişim kuramaz hale geldi. Şiirlerinde çocukluk yıllarını bir yandan içtenlikle bir yandan da korku çağrışımlarıyla anlatmasının en büyük nedeni de budur.

  Dokuz yaşına geldiğinde annesi ile babası boşandı ve Rilke annesinin yanında Viyana'ya gitmek zorunda kaldı. Babasının toplumda elde edemediği saygın yeri edinmek amacıyla 1886'dan sonra St. Pölten'e ve Bohemya'daki Maehrisch-Weisskirchen'de askeri okullara devam etti. Beş yıl sonra Linz Ticaret Akademisi'ne kaydını yaptırdı. Rilke'nin eğitimi bununla da bitmedi. Özel derslerin yanı sıra Prag'da edebiyat ve sanat tarihi de okudu. İlk şiirleri Yaşam ve Şiirler'in yayınlanması bu yıllarda oldu.

 1896-99 yılları arasında öğrenimini Münih ve Berlin'de sürdüren Rilke, Münih'te yaşayan kadın şair Lou Andreas Salome ile tanıştı. Daha önceki yıllarda Nietzsche'nin aşık olduğu bu kadının Rilke'nin sanatçı kişiliğinin gelişmesinde büyük rol oynadığı belirtilir. Salome ile birlikte 1897'de Berlin'e, 1898'de Floransa'ya bir yıl sonra da Rusya'ya giden yazar, Rusya'da Tolstoy tarafından karşılanıp dönemin ünlü ressamı Pasternak ile tanışınca büyük mutluluk duydu. Kremlin'de tanık olduğu Ortodoks Paskalya Yortusu ve Rus halkının dindarlığı yazar üzerinde önemli etkiler bıraktı. İki yıl sonra yine Lou Andreas'la birlikte ikinci kez Rusya'ya giden Rilke, ülkenin güney bölümünü de dolaşarak yeniden Tolstoy'la buluştu. Bu geziden sonra ruh sağlığı bozulan yazarı terk edenler arasında Salome'de bulunuyordu.

  Ressam Heinrich Vogeler'in çağrısına uyan Rilke, Worpswede'ye yerleşti ve 1901 yılında evlendi. Ancak bu evlilik sadece bir yıl devam etti. Boşanmasından bir süre sonra Rodin'in yaşamını yazmak amacıyla Paris'e gitti. Bir süre sonra da Rodin'in özel sekreterliğini yapmaya başladı. Hem Paris'teki yaşamı hem de Rodin'in kişiliği Rilke'nin yaşamında adeta dönüm noktasını oluşturdu. Rodin üzerinde araştırma yapmaktan çok onun sanatı ışığında Paris'teki yaşamını dile getirdiği Auguste Rodin, yazarın düzyazı türündeki ilk önemli yapıtıdır. Malte Laurids Brigge'nin Notları adlı romanını tamamladıktan sonra bir yıl boyunca Kuzey Afrika'yı dolaşan yazar, 1912'de Kontes Marie von Thurn und Taxis adlı bir soylunun Trieste yakınlarındaki Duino Şatosu'na yerleşti. 1909'da Paris'te tanıştığı Kontes, Lou'dan sonra Rilke'nin sanatını belirleyen ikinci güçlü kadın oldu ve yazar bu tarihten sonra yeni bir yaratıcılık sürecine girdi. Duino Ağıtlarını da burada yazdı.

  Birinci Dünya Savaşı yıllarını genellikle Münih'te geçirdi. Bir ara Viyana'daki savaş arşivinde çalışan yazar 1919'da İsviçre'ye, üç yıl sonra da Wallis Kontu'na ait olan ortaçağdan kalma Muzot Şatosu'na yerleşti. Orpheus'a Soneler'i burada yazdı. 1923 yılında Lösemiye yakalandı ve sağlığı giderek bozuldu. 51'inci doğum gününü kutladıktan birkaç hafta sonra 29 Aralık 1926'da Montreux yakınlarındaki Valmont'ta hayata gözlerini kapattı.

 Sanatçı kişiliği: Şiirlerinin yanı sıra çağdaş Alman romanının öncüsü sayılan Malte Laurids Brigge'nin Notları adlı eseriyle de ün kazanan Rilke, ekonomik bunalımların ve kapitalist gelişmelerin belirlediği sanattan uzak bir çağın içinde yetişmiş, gerek yaşamı gerek yapıtlarıyla hayatı mekanik, cansız bir hale getiren duygulardan yoksun modern çağa, insanların birbirine ve kendi kendisine yabancılaştıran, yalnızlığa iten yaşama biçimine karşı gelmeye çalışır. Yazarın yaşamını belirleyen olaylar, onun sanatında da büyük değişimlere yol açmıştır. İlk dönem şiirlerinde görülen gelişmede sevgilisi Lou'nun ve birlikte yaptıkları Rusya gezisinin payı büyüktür. Dilin duygulara seslenen ses özelliklerine büyük bir duyarlılıkla yaklaştığı Saatler Kitabı, Rilke'nin Rusya yaşantısını ve Paris yıllarının etkilerini yansıtır. Kitap üç bölümden oluşsa bile sanki uzayıp giden bir şiir havasını taşımaktadır. Rilke'nin nesnelere ve dış dünyaya bakış acısından kaynaklanan yeni bir Tanrı imgesi, özellikle ilk bölümün temelini oluşturur. Tanrı'yı bu dünyanın dışında değil, evrenin her zerresinde bulur; art arda sıraladığı imgelerde, Tanrı'nın varlığını yaşar. İlk baskısı Saatler Kitabı'ndan önceye rastlayan çağı ve konusu bakımından olduğu kadar yazarın sanatındaki gelişmeyi yansıtması açısından da geçiş niteliği taşır. Rilke'nin ikinci baskıya eklediği 37 şiirde Paris yaşantısının etkisi büyüktür. Güz Günü ve Akşam gibi tanınmış şiirler, bu baskıya eklenenler arasında olup yeni bir döneme geçişin izlerini yansıtır.

Sanatsal yaşamının ikinci döneminin başlıca iki yapıtından biri olan, Rodin ve Paris kentinin etkilerini taşıyan Yeni Şiirler adlı kitaptır. Burada artık Tanrı, aşk, ölüm gibi konulardan dış dünyaya nesnelerin dünyasına geçiş sözkonusudur. Panter ve Roma Çeşmesi adlı şiirlerinde nesnelerin kendisinden yola çıkan Rilke, kişisel duygularına ve izlenimlerine yer vermeksizin salt nesneyi tanımlar. Dış dünyaya bakışının değişmesindeki en büyük etkiyi ise yıllarca yanında yaşadığı Rodin sayesinde elde etmiştir. Yeni Şiirler ile Alman edebiyatında 'nesne şiiri' adı verilen yeni bir tür oluşturan Rilke'nin yaratımları, Rodin'in yapıtlarında olduğu gibi plastik nesneler olmayıp 'yazılı nesnelerdir'. Bu şiirlerinin temelinde yatan ve Rilke'nin 'görmeyi öğrenmek' olarak nitelendirdiği dış dünyaya bakış ilkesi, Malte Laurids Brigge'nin Notları adlı romanı için de geçerlidir. Kişinin kendisine ve çevresine yabancılaşması, büyük kent insanının yalnızlığı, insanın varlığını oluşturan ölüm korkusu gibi konuları geleneksel roman kalıplarının dışına çıkarak işleyen bu yapıt, genç bir Danimarkalı şairin Paris yaşantısını anlatan bir günce biçimindedir. Romanda Rilke'nin Prag'la ilgili çocukluk anıları, Rusya ve İskandinavya yolculukları, özellikle de onu derinden etkileyen Paris yaşantısının etkileri görünmektedir.

Rainer Maria Rilke Kitapları - Eserleri

  • Duino Ağıtları
  • Bütün Şiirlerinden Seçmeler
  • Malte Laurids Brigge'nin Notları
  • Genç Bir Şaire Mektuplar
  • Orpheus'a Soneler
  • Çünkü Zordur Sevgi
  • Seçilmiş Şiirler ve Duino Ağıtları
  • Dua Saatleri Kitabı
  • Sancaktar
  • Genç Bir Kadına Mektuplar
  • Beyaz Mutluluk
  • Uzak Gece Rüzgârı
  • Tanrı'dan Öyküler
  • Auguste Rodin
  • Bütün Öyküler
  • Cezanne Üzerine Mektuplar
  • İmgeler Kitabı
  • Düşten Taç
  • İyi Ruhlara Adak
  • Advent
  • Gece mi Tek Gerçeğimiz?
  • Kalem ve Kılıç
  • Sonuncular
  • Bana Tören
  • Beyaz Prenses - Sancaktar
  • Keşiş Yaşamı Üzerine
  • Yoksulluk Ve Ölüm Üzerine
  • Hac Üzerine
  • Bütün Hikayeleri
  • Toplu Şiirleri
  • Seçme Şiirler
  • Floransa Günlüğü
  • Sanat Üstüne
  • Yeni Şiirler
  • Toplu Şiirler 1
  • İsa Çocuk
  • Toplu Şiirler 2
  • Poems
  • Ji Şaireki Ciwan Re Name
  • The Dark Interval: Letters on Loss, Grief, and Transformation
  • Resimlerin Kitabı
  • Ahead of All Parting
  • Seçme Mektup ve Şiirler
  • Keşiş Yaşamından Haçtan
  • Hazreti Meryem’in Hayatı
  • The Duino Elegies & The Sonnets to Orpheus

Rainer Maria Rilke Alıntıları - Sözleri

  • Kendi kalbi önünde hiç kimse sınavı başaramaz. (Çünkü Zordur Sevgi)
  • . Bir süredir görüyorum, her şey nasıl değişiyor. Bir şey yükselir ve hareket eder ve öldürür ve kedere neden olur. ... (Resimlerin Kitabı)
  • Henüz soğumadın ve çok geç değildir, oluşmakta olan derinliklerine dalman için, orada yaşam usulca kendini ele verir. (Keşiş Yaşamı Üzerine)
  • Çocukluk her şeyden bağımsız bir ülke. İçinde kralların yer aldığı tek ülke. Ne diye sürülüp atılalım buradan? Ne diye bu ülkede kalmayalım, bu ülkede yaşlanıp olgunlaşmayalım?... Ne diye 'başkalarının' inandıklarına inanmaya alıştıralım kendimizi? (Bütün Öyküler)
  • ...önemsiz olanların bütün kaygı ve yoksulluğunu, bütün korkmuşluğunu ve jestlerini onun evine taşımakla, eline bırakmakla, kalbi üzerine yerleştirmekle dindar oluyordu insan. (Auguste Rodin)
  • Nasıl tutayım ki ruhumu değmesin diye seninkine? Nasıl tutup da kaldırayım onu senin üzerinden başka şeylere? Ah karanlığın ortasında yitik bir şeylerin içine koyayım isterdim ruhumu yabancı, sessiz bir yere, senin derinliklerin titreşirken titreşmeyen. Lakin her şey, bize dokunan, sana ve bana İkimizi birden alıyor, iki telden çıkan tek ses çıkaran yayın çekişi gibi Hangi enstrümanın teliyiz? Hangi kemancı tutuyor elinde bizi? Ah, güzel şarkı. (Toplu Şiirleri)
  • Dünyada adalet diye bir şey kalmadı. ;çünkü adalet adaletsizliğin sultası altına girdi. Bugün adalet zincire vurulmuş, acınacak bir durumda. Haksızlık gülüp eğleniyor kendisiyle.. (Tanrı'dan Öyküler)
  • "Koyu saçları yumuşak..." (Sancaktar)
  • Çünkü salt yalnız olana açıklanır ve aynı türden bir çok yalnıza hazır verilir dar birinden daha fazlası. Çünkü herkese Tanrı diye görünür bir başkası... (Toplu Şiirleri)
  • . Gönül almayı hırsınız haline getirin. ... (Seçme Mektup ve Şiirler)
  • Çevresindeki her şeyi ne çok sevdiğini duyumsadı ansızın. (Sonuncular)
  • Kollarından boşluğu fırlat soluk aldığımız uzaya; belki kuşlar daha derin bir uçuşla duyar genişleyen havayı. (Kalem ve Kılıç)
  • İKİMİZ oturuyorduk düşünceler içinde asma yapraklar alacağından-sen ve ben- ve kokulu saçmalıklar arasında üstümüzde vızıldıyordu bir yabanarısı bir yerden. (Toplu Şiirler 1)
  • Sanki hiç yaşamamış gibi hissediyorum kendimi; çünkü o yolu asla bula­madım. (Bütün Hikayeleri)
  • Düşün, hangi yaşam daha çok yaşantı içler düşündeki resimlerden? Ve seninledir daha? (Beyaz Prenses - Sancaktar)
  • nasıl tutayım ruhumu ki, dokunmasın seninkine? (Toplu Şiirleri)
  • "Bilgisinin bütün canlı ağırlığıyla dolu olarak, geleceği gören birisi gibi, etrafında yaşayanların yüzlerinin içini görüyordu." (Auguste Rodin)
  • Ruhumu nasıl tutsam da, seninkine değmese? (Seçilmiş Şiirler ve Duino Ağıtları)
  • Güneş, bizim memlekette yaz ortasında olduğu gibi, ağır. Fakat biz yaz mevsiminde vedalaşmadık. Kadınların elbiseleri yeşillikler arasında boylu boyuna parlıyordu. Ve şimdi atlarla hep gidiyoruz. Şu halde mevsim sonbahar olmalı; hiç değilse mahzun kadınların bizi düşündükleri yerde. (Sancaktar)
  • Dünyanın her ışıksız dönüm yerinde vardır böyle kalıttan yoksun bırakılmışlar; ne önceki onlarındır, ne gelecek olan daha. (Duino Ağıtları)