Büyünün Rengi - Terry Pratchett Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Büyünün Rengi kimin eseri? Büyünün Rengi kitabının yazarı kimdir? Büyünün Rengi konusu ve anafikri nedir? Büyünün Rengi kitabı ne anlatıyor? Büyünün Rengi PDF indirme linki var mı? Büyünün Rengi kitabının yazarı Terry Pratchett kimdir? İşte Büyünün Rengi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Terry Pratchett

Çevirmen: Niran Elçi

Orijinal Adı: The Color of Magic

Yayın Evi: Delidolu Yayınları

İSBN: 9786055060206

Sayfa Sayısı: 240

Büyünün Rengi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yakın geçmişte, sonsuzluğun büyülü evrenine uğurladığımız Sir Terry Pratchett'ın, dünya çapında 85 milyonun üzerinde satan, 40 kitaplık, kültleşmiş "DiskDünya" serisinin ilk iki halkası Büyünün Rengi ve Fantastik Işık, Niran Elçi'nin pürüzsüz Türkçesi ve Delidolu Yayınları'nın özenli baskısıyla edebiyatseverlerin beğenisine sunuluyor.

Tüm zamanların en uzun soluklu dizilerinden biri sayılan DiskDünya, ilk kez okurla buluştuğu 1983 yılından bu yana, gerek özgün hikâyesi gerekse sıra dışı karakterleriyle her yaştan okurun ilgisini çekmeyi başaran asla eskimeyecek bir başyapıta dönüşüyor.

Eşsiz mizahı ve ironisiyle hayranlık yaratan Terry Pratchett, sınır tanımaz yaratıcılığını dâhiyane fikirleriyle buluşturarak, okurlarını, DiskDünya adında, devasa bir kaplumbağanın üzerindeki dört filin sırtladığı diskten oluşan, düşünce ile gerçekliğin arasında tutunmaya çalışan benzersiz bir âleme çağırıyor.

Bin bir çeşit büyünün, ateş püskürten ejderhaların, korkunç canavarların, konuşan ağaçların, kimliği belirsiz yaratıkların, gizemli tanrıların ve ölüme meydan okuyan trollerin arzı endam ettikleri DiskDünya'da, daha önce eşi benzeri görülmemiş detaylarla süslenmiş olağanüstü bir evren resmediliyor.

Pratchett'ın, yolculuk ve turizm temasını oldukça derinlikli bir şekilde işlediği serinin ilk kitabı Büyünün Rengi'nde tanıştığımız İkiçiçek karakteri, DiskDünya'nın en büyük şehri Ankh-Morpark'a ayak basan ilk turist oluyor. Burada çevresine adeta para saçarak garip davranışlar sergileyen DiskDünya'nın ilk turistine yol göstermesi için bir rehber gerekiyor. İkiçiçek'in imdadına Rincewind adında, heyecanlı tavırlarıyla dikkat çeken, ama okuldan bile atılmasına sebep olabilecek kadar başarısız sayılabilecek bir sihirbaz yetişiyor. Kısa sürede kaynaşan(!) iki yoldaş, ilerleyen zamanlarda tehlikelerle dolu bir maceraya sürükleniyor.

Olaylar sarpa sarmışken, DiskDünya'daki filozoflar Büyük A'Tuin adlı kaplumbağanın nereye gittiği ya da çiftleşip yeni diskdünyalar yaratıp yaratmayacağı üzerine kafa yormakla meşgul görünüyor. Geleceği değiştirmek isteyen ve Rincewind'in peşine düşmek için oldukça geçerli bir sebebi olan sihirbazların varlığı ise ortama tuz biber ekiyor… 

Macera boyunca, ölümden hep kıl payı kurtulan Rincewind'in ve yoldaşının birinci romanın finalinde neyle ya da kimle yüzleşeceği, okur için de büyük bir sürprize dönüşüyor. Öykümüz, bu sürprizin ardından hızla ve sürükleyici bir şekilde serüvene kaldığı yerden devam ediyor. Rincewind, sahip olduğu ama kullanmadığı büyüyü keşfedebilecek mi? DiskDünya'yı sırtında taşıyan kaplumbağanın nereye gittiğini çözmeye çalışanlar sorularının yanıtlarını bulabilecek mi? İkiçiçek geldiği yere geri dönebilecek mi? Rincewind atıldığı okula yeniden kabul edilebilecek mi? Tüm bu soruların yanıtları efsane dizinin ikinci romanı Fantastik Işık'ta açığa kavuşarak serinin üçüncü kitabı için de iştah kabartıyor…

DiskDünya serisi, hayalgücünün sınırlarını zorlayan kurgusunun yanı sıra kuantum fiziğinden sanayi devrimine, popüler kültür klişelerinden Hamlet, Rüzgâr Gibi Geçti vb. edebiyat ve sinema klasiklerine uzanan değişik kültür unsurlarına saygı duruşunda bulunarak gerçek dünyadaki pek çok konuyla dalga geçmesini bilen göz kamaştırıcı bir edebiyat harikası… 

"İnanılmaz yetenekli bir hicivci."

-The Times-

"Akıl almaz mucitliği DiskDünya dizisini modern kurgunun sonsuz zevklerinden biri kılıyor."

-Daily Mail-

(Tanıtım Bülteninden)

Büyünün Rengi Alıntıları - Sözleri

  • . Kaç kişinin tüm hayatlarını asla kalmayı düşünmedikleri yerlerde geçirmesi şaşırtıcıydı. ...
  • Hayat zaten yeterince zordu. İnsanlar, onları nereye koymuşsanız orada kalmalıydı.
  • . Neden çekip gidiyorsun ? Geri dönebilesin diye. Böylece geldiğiniz yeri yeni gözlerle ve ekstra renklerle görebilirsiniz. Ve oradaki insanlar da seni farklı görüyor. Başladığın yere geri dönmek, hiç gitmemekle aynı şey değil. ...
  • Rincewind başını ellerine aldı. 'Sonunda oldu,'' diye sızlanmaya başladı. ''Aklımı yitiriyorum.'' İyi fikir, dedi ses. Burası fazla kalabalık olmuştu.
  • ''Efendim... Ölüm nasıl bir şey?'' diye seslendi yaşlı adam titrek bir sesle. ''Tam olarak araştırdıktan sonra söylerim,'' dedi esintideki minik bir fısıltı. ''Peki,'' diye mırıldandı İrfanustası. Aklına bir düşünce geldi. ''Ama gündüz olsun, lütfen,'' diye ekledi.
  • ''Sen yüksekten korkmuyor musun?'' demeyi başardı. İkiçiçek, bulutların gölgeleriyle benek benek görünen minik manzaraya baktı. Korkmak aklına gelmemişti. ''Hayır,'' dedi. ''Neden korkayım ki? 10 metreden düşsen de ölürsün, dört bin kulaçtan düşsen de, benim düşüncem bu.'' Rincewind bunu mantıklı olarak düşünmeye çalıştı, ama mantığını göremiyordu. Mesele düşmek değildi. Mesele çarpmaktı...
  • Kutuyu elinde tutmak, kutuyu elinde tutana bir tür güç veriyordu: Hipnotize edici cam gözle karşı karşıya gelen herkes, duruş ve yüz ifadesi konusundaki en sert emirlere bile uysal uysal itaat ediyordu.
  • "Yani... eh, yalnızca... bilmiyorum, doğru sözcükleri bulamıyorum. Ben sadece, dünyanın daha düzenli olması gerektiğini düşünüyorum." "Boş bir fantezi bu," dedi İkiçiçek.
  • ''Seni uyarmalıyım, tehlikeli bir sınav olacak. Dilersen şimdi gidebilirsin. Ama bu sınavı geçersen, Ejderdağı'nın efendisi ve elbette, benim kanuni kocam olacaksın.'' Hrun onunla göz göze geldi. O ana kadarki hayatını düşündü. Aniden, hayatı, yıldızların altında uyuduğu uzun ıslak gecelerle, trollerle, şehir muhafızlarına, sayısız hayduda ve kötü kalpli rahiplere ve en azından üç seferinde, gerçek yarı-tanrılara karşı verdiği çaresiz mücadelelerle doluymuş gibi geldi. Hem de ne için? Eh, bol bol hazine için, itiraf etmeliydi. Ama nereye gitmişti o hazineler? Başı dertte bakireleri kurtarmanın da belli bir ödülü vardı ama o genellikle, genç kızı iyi bir çeyizle bırakmayı tercih etmişti, çünkü bir süre sonra en hoş eski bakire bile baskıcı bir kadına dönüşüyordu ve Hrun'un diğer başı dertte genç kızları kurtarma çabalarına anlayışla bakamıyordu.
  • Rincewind,turistin "ahmak" anlamına geldiğine karar vermişti.
  • Bütün gün bir masada oturuyorsun, dizi dizi sayıyı topluyorsun sonunda seni bekleyen sey de basit bir emekli maaşı..... İyi de, macera nerede ?
  • Nefret çekici bir kuvvettir, aynen sevgi gibi.
  • Sırf aynı yerde durabilmek için bütün gün devamlı yüzmek zorunda kalmanın nasıl bir yaşam olduğunu merak etti... Ve kendi hayatından farklı olmayacağına karar verdi.
  • Dünyada yarattığı dalgalar tamamen yok olmadan hiç kimse tam anlamıyla ölmez...
  • Ve tanrıların, ateistlerin evlerine kadar gidip pencerelerini kırmak gibi bir alışkanlıkları vardı...

Büyünün Rengi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Usta'nın Disk Dünya serisinin ilk kitabı. İlk okumamın üzerinden 22 yıl geçmiş. Pratchett'ın yazım tarzı o kadar orjinal ki başta şok oluyorsunuz "Ne anlatıyor bu adam!" diye. Daha önce yazmıştım bu serinin yaklaşık 25 kitabı kütüphanemde duruyor. Serinin yeni kitapları çıktıkça da alıyorum. 51 kitaplık bir seri ve daha Türkçe'ye çevrilmemiş bir sürü kitabı var. A'tuin'de sinemanın keşfini anlatan Hareketli Resimler kitabını nedense unutmuyorum. Tüm serideki en sevdiğim karakter Havamumu Nine. Kadın çok havalı:))) (Bülent Ekşi)

Geç olsun ama güç olmasın diyerek bu kahkahalar tufanı kitaba dair bir şeyler yazmak istedim. Aslında tek kitap için bile söylenebilecek çok şey var fakat molalarda yazacağım için muhtemelen birçoğunu unutacağım ama olsun. "Uzak, elden düşme bir boyutta, düz olsun diye tasarlanmamış bir astral düzlemde, kıvrım kıvrım yıldız sisleri dalgalandı ve aralandı… Bak… Büyük Kaplumbağa A’Tuin geliyor: Hantal bacakları hidrojen kırağısı kaplı, devasa ihtiyar kabuğu meteor kraterleri ile delik deşik; yıldızlararası boşlukta ağır ağır yüzüyor. Asteroid tozu ve çapakla kabuk bağlamış deniz büyüklüğündeki gözleri, Hedef’e kilitlenmiş. Bir şehirden daha büyük beyni, jeolojik bir yavaşlıkla, Yük’ü düşünüyor yalnızca. Yük’ün büyük kısmını elbette, A’Tuin’in kabuğundaki dört adet fil oluşturuyor. Berilla, Tubul, Büyük T’Phon ve Jerakeen. Bu dört fil, yıldız ışığı altında bronzlaşmış geniş sırtlarında, yüksek çağlayanların kuşattığı, süt mavisi gökkubbenin taçlandırdığı Disdünya’yı taşıyor. Fillerin ne düşündüğünü, astropsikoloji henüz keşfedemedi." İşte böyle başlıyor Diskdünya macerası. Fillerin ne düşündüğü daha bilinmeyen, Ankh-Morpork’da turistlere “gerizekalı” denilen; yedinden büyük ama dokuzdan küçük, dördün iki katının söylenmemesi gereken; içindeki altınlara göz dikmeden önce bin kere düşünmeniz gereken bir sandık ile turist İkiçiçek ve Rincewind ile tekinsiz ama eğlenceli bir macera. İkiçiçek yaşadığı yerde memurluk yapmaktadır fakat bir gün Diskdünya’nın başka yerlerini gezip hayallerinin peşinden koşmaya karar verir. Bu karar onu Ankh-Morportk’a kadar getirir fakat dilini pek bilmediği ve para için her türlü dalavereyi çevirecek bir topluma, koca bir sandık dolusu altınla adım atmıştır. Tabii bu bakış açısı halkın bakış açısıdır. İkiçiçek’e göre yanına üç kuruş para almıştır ve baktığı her yerde macera, heyecan ve eğlence görmektedir. İşte bu yolculuğunun hemen hemen başlarında onun dilinden anlayan birisi ortaya çıkar: Rincewind. Kendisi aslen bir büyücü olmasına rağmen yaptığı bir hata sonucunda okuldan atılmıştır.Aşırı panik, sürekli endişe duyan ve talihsiz talihli bir büyücüdür kendileri. Sanırım bu kadarı seriye başlamak için yeterince merak unsuru içeriyor. İçermiyor mu? Eh, o zaman şunları da ekleyeyim: Ankh-Morpork nasıl yandı? İkiçiçek’e ne oldu? Rincewind Ölüm’den bu kez kaçabilecek mi? (Aaa, bakınız burayı nasıl da unutmuşum. O köşe başında veya şu köşe başında, yüzü ister istemez gülümseyen, elinde tırpanıyla Ölüm sizce nerededir?) Tüm bunları eminim merak etmişsinizdir. Diyelim ki hâlâ ilginizi çekmiyor o zaman size şunu diyorum: Kafanız mı bozuk, canınız mı sıkkın o zaman Diskdünya size iyi gelecek. Alın, okuyun, kafanız dağılsın. Terry Pratchett’in espri anlayışı gerçekten keyif veriyor. Özellikle öyle bir Tanrı kavramı var ki her aklıma geldiğinde gülesim geliyor. Bu kadar övdükten sonra yok mudur bu kitabın da eksi yönleri? Elbette var. Öncelikle bölüm geçişleri bir anda ve kısa olduğu için başlarda biraz kafa karışıklığı yaratıyor. Paragraftan paragrafa geçerken bir bakmışsınız başka bir olaya çevirmişsiniz gözlerinizi. Bu biraz ilk etapta zorluk yaratıyor. Bu paragraflar arasına boşluk yerine minik bir işaret koyulsa daha hoş olabilirdi. İkincisi ise Dikdünya’nın kendine has yön isimlerine alışmak oldukça zor. Şahsım adına buna pek alışamadım. Kafamın içinde örümcek ağına döndüğü için bunu es geçmeye karar verdim. Belki okudukça daha rahat benimseyebilirim. Unutmadan bu kitabın arkasında güzel bir harita da var. Son sayfaya ayrıca eklenmiş. Diskdünya ilk basıldığında bu harita yokmuş. Hatta bir de not düşülmüş “Harita filan yok. Espri anlayışını haritalarla gösteremezsin,” diye. Delidolu ise (tahminen) daha sonraları Terry Practchett ve Stephen Briggs tarafından hazırlanmış haritayı eklemeyi ihmal etmemiş. (Agape)

Diskdünya serisinin ilk kitabı Büyünün Rengi yüksek kahkahalar attığım, zengin fantastik içeriğine hayran kaldığım, zekice kurgulanmış diyalogları ve büyülü evreniyle iyi ki okumuşum ama çok geç kalmışım dediğim bir kitap oldu. 41 kitap olması, okumadan önce beni korkuturken, şuan bu evrende uzun süre yaşayacak olma düşüncesi ile beni mutlu eden bir sebebe dönüştü. Macera, yıldızlararası boşlukta süzülen devasa kamlumbağa A'Tuin' in üzerinde duran dört büyük filin taşıdığı disk şeklinde bir dünyada geçiyor. Büyücüler okulu Görünmez Üniversiteden kovulmuş, zihnine kazınmış tek bir tılsım dışında büyü kullanamayan Rincewind ile Diskdünyanın uzak bir köşesinden gelen ilk turist İkiçiceğin komik, büyülü ve hız kesmeyen maceraları , o kadar esprili ve zeka içeren bir anlatım tarzı ile yazılmış ki, cümleleri tekrar tekrar okumak ve bir yere not etmek istedim. İlk 40-50 sayfa terminolojiyi, evrenin nasıl konumlandığını içermesi açısından zor ve ağır okunsa da , sonrası öyle bir hızla akıp gidiyor ki nasıl bittiğinin farkına varılmıyor. Rincewind' in diyalogları ve ölüm karakterinin olduğu yerler çok sevdiğim bölümler oldu. Tanrıların zar oyunu, inançla var olan ejderler, hayalgücünün sınırlarını zorlayan dünyalar, boyutlararası yolculuklar, sihirbazlar, uzay boşluğuna fırlatılan gemiler, içinde cinlerin bulunduğu fotograf makineleri, yürüyen sandıklar, büyülü varlıklar, kısaca zengin, çok sayıda fantastik içeriğin zekice kurgulanmış diyaloglar, keyif, bolca kahkaha ve heyecan iceren maceralarla birlikte sunulduğu muhteşem bir kurgu okudum. Ben eski baskısından okudum. Delidolu yayınları baskısının çevirisini, dilini çok merak ettiğim ve bu dünyadan hemen çıkmak istemediğim için hız kesmeden ikinci kitaba başlıyorum. (Aylin Büyüksavaş)

Büyünün Rengi PDF indirme linki var mı?

Terry Pratchett - Büyünün Rengi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Büyünün Rengi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Terry Pratchett Kimdir?

Diskdünya, aynı dünyamıza benzer. Temel farkı küre şeklinde değil de, kutupları iyice preslediğiniz zaman ortaya çıkan bir diske benzer olması. Diskin tam ortasında sivri bir dağ var. Ve disk dünya, yıldızlar arası boşlukta süzülen bir kaplumbağa'nın sırtında dizili dört filin üzerinde dengede durmaktadır.

Diskdünya serisi 2007 senesi itibari ile 36 kitaba ulaşmıştır.

Bu dünya kafası karışık kişilikler, enteresan kahramanlar, meyhaneler, büyücülüğün öğretildiği görünmez üniversite, muhtelif şehirler, büyücüler ve cadılar ve mebzul miktarda sıradan halkla doludur.

Serinin Türkiye'de yayımlanmış birçok kitabı var. Mr.Pratchett, başarılı ve velut bir yazar. Yazarın, Diskdünya serisi dışında yazdığı kitaplar;

Bromeliad Üçlemesi

1988 Truckers

1990 Diggers

1990 Wings

Johnny Maxwell Üçlemesi

1992 Only You Can Save Mankind

1993 Johnny and the Dead

1996 Johnny and the Bomb

Diğer çalışmaları

1971 The Carpet People

1976 The Dark Side of the Sun

1981 Strata

1989 The Unadulterated Cat (Gray Jolliffe ile birlikte)

1990 Good Omens (Neil Gaiman ile birlikte)

2008 Nation

Terry Pratchett Kitapları - Eserleri

  • Büyünün Rengi
  • Fantastik Işık
  • Mort
  • Eşit Haklar - Eşit Ayinler
  • Şifacı
  • Ucube Kocakarılar
  • Küçük Tanrılar
  • Piramitler (Diskdünya Serisi #7)
  • Muhafızlar! Muhafızlar! (Diskdünya Serisi #8)
  • Eric (Diskdünya Serisi #12)
  • Küçük Özgür Adamlar
  • Tırpanlı Adam (Diskdünya Serisi #10)
  • Hareketli Resimler (Diskdünya Serisi #9)
  • Cadılar Dışarıda!
  • Gökyüzü Dolu Şapka
  • Ulus
  • İnsanlığı Ancak Sen Kurtarabilirsin
  • Johnny ve Ölüler
  • Geceye Bürüneceğim
  • Hanımlar ve Beyler
  • Kış Ustası
  • Asayiş Berkemal
  • Ruh Müziği
  • Johnny ve Bombalar
  • Klavye Sürçmesi
  • Muhteşem Maurice ve Değişmiş Fareleri
  • Çobanın Tacı
  • Yozlaşmamış Kedi
  • Maskeli Balo
  • Cadının Elektrikli Süpürgesi
  • Domuz Baba
  • İlginç Zamanlar
  • Viran Şatodaki Ejderhalar
  • Savaş Naraları
  • Kilden Ayaklar
  • Carpe Jugulum
  • Beşinci Fil
  • Son Kıta
  • Noel Baba'nın Takma Sakalı
  • Gerçek

Terry Pratchett Alıntıları - Sözleri

  • hayatın inişleri de var çıkışları da diye bir deyim var. eninde sonunda kendini tepede bulacağın anlamına geliyor, en azından bir süreliğine. sonra tekerlek döner, artık tepede değilsindir ve buna tahammül etmen gerekir. (Çobanın Tacı)
  • Bu zor olacaktı, çünkü evrenin ardında bir mantık yoktu. Dünyayı bir araya getirirken Yaratıcı'nın bir sürü olağanüstü fikri vardı ama onu anlaşılır kılmak, o fikirlerden biri değildi. Trajedilerdeki kahramanlar hep tanrıların onlarla uğraşması hakkında sızlanır ama işi asıl zor olan, tanrıların görmezden geldiği kişilerdir. (Mort)
  • Rincewind,turistin "ahmak" anlamına geldiğine karar vermişti. (Büyünün Rengi)
  • Yaşamak, vazgeçmesi zor bir alışkanlık... (Tırpanlı Adam (Diskdünya Serisi #10))
  • İyi bir hikâye işleri yoluna koyar. (Gökyüzü Dolu Şapka)
  • Koçbaşı Dağları'nın yükseklerinde kimse kayak yapamazdı; en azından birkaç metre sonra çığlıklar atarak gözden kaybolmadan yapamazdı. (Cadılar Dışarıda!)
  • Havamumu Nine kaybolmamıştı. O kaybolan cinsten bir insan değildi. Şu anda KENDİ yerini tam olarak biliyordu fakat başka hiçbir yerin yerini bilmiyordu. (Ucube Kocakarılar)
  • Meşalelere hiç gerek yoktu. Oktavo odayı donuk, kasvetli bir ışıkla dolduruyordu, aslında tam olarak ışık değil, ışığın tam tersiydi. Karanlık, ışığın tersi değildir, yalnızca ışığın yokluğudur. Kitaptan yayılan şey karanlığın diğer ucunda olan ışıktı: fantastik ışık. (Fantastik Işık)
  • "Tamam," dedi kararsızca. Kafası sorunu evirip çeviriyordu. Kadın bir cadıydı. Son zamanlarda cadıların sağlığa pek iyi gelmediğine dair dedikodular duymuştu. Cadıların geçmesine izin vermemesi emredilmişti ama kimse elma satıcıları için bir şey dememişti. Elma satıcıları sorun değildi. Sorun olan cadılardı. Kadın, elma satıcısı olduğunu söylemişti ve bir cadının sözünden kuşku duyacak değildi. Kurduğu mantıktan memnun olan muhafız kenara çekildi ve geniş bir kol hareketiyle yol verdi. (Ucube Kocakarılar)
  • "...onlar gibi insanlar söz konusu olduğunda, bu kolay iş değildir. Kafaloji kullanmak gerekir. Yani kendi kendilerini göndermelerini sağlamak lazım. Kalkıp da Esme Havamumu'na bir yere gitmesi gerektiğini söylersen, sırf inadından gitmez. Bu yüzden ona gitmemesi gerektiğini söylersin ve kadın, kırık camlara basa basa bile olsa gider. Havamumu ailesinin de derdi bu zaten..." (Cadılar Dışarıda!)
  • "Adam kaçık." "Eh, evet. Dâhilik ile delilik arasında ince bir çizgi olduğunu söylerler.." "Adam o çizgiden düşmüş o zaman." (Savaş Naraları)
  • "İlk görüşte nefret" diye bir şey vardır. (Carpe Jugulum)
  • Kazanan tarafta olmayacaksan savaşa girmenin anlamı yok. (Savaş Naraları)
  • "Bana kendinden bahsetsene!" "Şey.. .. dağlarda, muhtemelen adını hiç duymadığın bir yerden geldim ve.. " Durdu.. Christine'in, yanıtı öğrenmek için değil, laf olsun diye sorduğunu anladı. O yüzden şöyle devam etti: " Ve babam Klacth İmparatoru ve annem de küçük bir tepsi dolusu frambuazlı puding." "Ne ilginç!... .. Sence saçım düzgün görünüyor mu?!" (Maskeli Balo)
  • "Kurban yok mu?" dedi. "Kesinlikle hayır." Rincewind pes etti. "Eh," dedi, "o kadar da kutsal değiller o zaman..." (Fantastik Işık)
  • Hayat, siz başka planlar yaparken başınıza gelenlerdir. (Klavye Sürçmesi)
  • Çoğu suç romanı da polisler, suçlar, suçlularla doludur ve çoğu pasta da hemen hemen aynı malzemelerden yapılır. Önemli olan, nasıl pişirildiğidir. Eğer doğru pişirirseniz ve hayal gücünüz, yeteneğiniz ve bir tutam da şansınız varsa, o nadir ve değerli şeyi elde edersiniz: türün üzerine çıkan bir tür kitabı. Ve Harry Potter, çok güzel pişirilmiş bir kitaptır. (Klavye Sürçmesi)
  • "Şey... marangozluk iyi meslektir," diye tahmin yürüttü Lezek. "Ya da hırsızlık. Birinin yapması lazım." (Mort)
  • Bütün gün bir masada oturuyorsun, dizi dizi sayıyı topluyorsun sonunda seni bekleyen sey de basit bir emekli maaşı..... İyi de, macera nerede ? (Büyünün Rengi)
  • . Bütün hayat bir film izlemek gibidir. Ama sanki büyük resim başladıktan sonra her zaman on dakika içinde oluyorsunuz ve kimse size olayı anlatmayacak, bu yüzden her şeyi ipuçlarından kendiniz çözmeniz gerekiyor. ... (Hareketli Resimler (Diskdünya Serisi #9))