Bye Bye Türkçe - Oktay Sinanoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Bye Bye Türkçe kimin eseri? Bye Bye Türkçe kitabının yazarı kimdir? Bye Bye Türkçe konusu ve anafikri nedir? Bye Bye Türkçe kitabı ne anlatıyor? Bye Bye Türkçe PDF indirme linki var mı? Bye Bye Türkçe kitabının yazarı Oktay Sinanoğlu kimdir? İşte Bye Bye Türkçe kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Oktay Sinanoğlu

Yayın Evi: Bilim & Gönül Yayınevi

İSBN: 9786058936980

Sayfa Sayısı: 384

Bye Bye Türkçe Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Atilla İlhan: ABD Bilim ve Sanat Akademisi’nin ilk ve tek Türk üyesi; iki kere Nobel adayı... Kim bu adam? Kim bu çetin Türkçe öğretim savaşçısı? Onu niye hepimiz yeterince tanımıyoruz? Sinanoğlu, ABD gibi nam ülkede çok genç yaşında profesör olmuş bir harika çocuk; ülkesindeki “Amerikan Rüyası”nın yanlış yaygınlığından, Türkçe’nin itilip kakılarak, herhangi bir sömürgedeki “yerli dili” muamelesi görmesinden son derece rahatsız.”(Cumhuriyet, 24.05.2000)

Yalçın Pekşan: Akıl, zekâ ve en sonunda deha: Oktay Sinanoğlu... Time mecmuası “Mucize Profesör” diye yazdı... Newsweek, New York Times, Avrupa dergileri; Der Spiegel, vs. Kıyamet koptu sizin anlayacağınız... ABD gazeteleri kısa bir süre önce birinci sayfalarından Sinanoğlu’nun bu yıl kimya dalında Nobel’e aday olduğunu yazdılar.

(Cumhuriyet, 09.01.1987)

Aktüel: 26 yaşında profesörlüğe hak kazanıp “Time” gibi dergilerde dünya basınında yer aldı. “Batı’da yetişen son üç yüzyıl içindeki en genç profesör” unvanını aldı. ABD Yale Üniversitesi’nde iki kürsüde birden hoca... “Canlılara biyolojik kimliğini veren DNA'ların şifresini çözerek, bilmediğimiz türden canlılar yaratmanın teorisini kurdu. Kuramları kimya ders kitaplarında onun adıyla anılıyor. İki kez Nobel Kimya Ödülü'ne de aday gösterildi. Sinanoğlu şimdi de Türkçe öğretim savaşçısı...

(1995)

Tempo: Sinanoğlu dünyanın el üstünde tuttuğu bir bilim adamı. Bilim dünyasına kazandırdığı kuramları, teorileri var. Ayrıca Türkçe ile çok ilgili ve bilim için en uygun dil Türkçe diyor.

(1997)

Aydınlık: Batı’da 26 yaşında Profesör olmuş, bu özelliği ile dünya rekorunu elinde tutan Prof. Dr. Sinanoğlu dünya bilim çevrelerinde Nobel'e en yakın temel bilimci olarak biliniyor. Sinanoğlu: “ABD’de Yale Üniversitesi’nde bir takım binalar var, eski Mısır anıtları gibi, ama içini görene rastlamadık. Bunlar gizli cemiyetmiş. En meşhurunun adı:”Skull and Bones”, yani “Kurukafa ve Kemikler”... Üye olan öğrencilere, en azından yılda 100 bin dolarlık bir iş garanti ediyorlar; bunlar devletin en önemli mevkilerinde, sanayinin tepelerinde yer alıyorlar. İfşaa ediyorum: ABD’de sistem bu,” diyor...

(13 Haziran 1995)

Bye Bye Türkçe Alıntıları - Sözleri

  • Dil gidince ne beyin kalır, ne ciğer, ne kişilik, ne bağımsızlık.
  • Bakınız Atatürk neler söylüyor: "Türk demek Türkçe demektir; ne mutlu Türk'üm diyene."
  • Türkiye'ye baktığınız zaman topyekûn olarak bir benlik, kişilik ve kimlik intiharına kalkışmış bir toplum daha göremezsiniz. (...) Nereye gittiğimizin farkında değiliz.
  • Yabancı dil bilmek, ana diline çevirebilmek demektir. Türkçesini bilmediği için çeviremeyen kişiler, yabancı dil bilmekle, öne sürüldüğü gibi, bir kişilik daha kazanmış olmaz, kendi kişiliğini de kaybetmiş olur.
  • ... Atatürk neler söylüyor: "Türk demek Türkçe demektir, ne mutlu türküm diyene." (Meğer meşhur sözün birinci kısmı da varmış!)
  • Dil olmazsa kültür olmaz. Kültür olmazsa kimlik, kimlik olmazsa haysiyet, onur olmaz.
  • Dil gönlü yüzdüren gemidir. Toplumun, milletin gönlüne ise "hars-kültür" diyoruz. Demek ki toplumun kültürünü yüzdüren gemi, gene dil.
  • Bakınız arkadaşlar, ben belki çok yaşamam. Fakat siz ölene dek, Türk gençliğini yetiştirecek ve Türkçenin bir kültür dili olarak gelişmeye devamı yolunda çalışacaksınız. Çünkü Türkiye ve Türklük, uygarlığa ancak bu yolla kavuşabilir.
  • "Gönül” gibi kelimelerin batı dillerinde karşılığı yoktur. Çünkü batıda böyle kavramlar hâlâ yoktur. Derin, eski kültürleri olan Asya milletlerinde vardır.
  • "Kendi dilinde düşünemeyen, her an dolaylı da olsa kendi dil ve kültürünün değersiz olduğu kendisine telkin edilen bir çocukta kimlik, benlik, haysiyet duyguları nasıl gelişebilir?"
  • Salt akıl yetmiyor, insan aklı gönlünün emrinde olmalı...
  • Dil, bir milletin onurudur.
  • Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.
  • Konuşurken İngilizce laflar katmak övünülecek bir şey değil, ayıplanacak bir şey olmalıdır.
  • Dil gemisi batarsa gönül de batar.

Bye Bye Türkçe İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap bulmanın zor olduğu dönemlerde 45 kişilik sınıf için,Türkçe dersinde dilimizin önemini kavramak adına 1 adet temin edebilmistik. Canim Fatma öğretmenim için, İngilizce öğrenmek için vardı. Türkçe konuşmak da yetmezdi, güzel konuşmak gerekti..Zamanla öyle bir hâl aldı ki çabaları; arada yabancı kelime kullanan arkadaşlarımıza tepki gösterirdik. 5. Sınıf öğrencisi için fazla ağırdı ama hepimiz okuyup kitap hakkında görüşlerinizi yazmıştık.Elbette Oktay Sinanoğlu 'nun hayatını da hepimiz öğrenmiştik. Simdi yıllar sonra tekrar okudum. Bu kez kitap sadece benimdi. Aynı tadı aldım mi bilemiyorum ama severek okudum. Neredeyse tamamı eleştiriden oluşuyor. Sayısız başarıya imza atmış ve milli değerlerine fazlasıyla bağlı bir yazarın unutulmaz eseri her Türkçe dersinde kesinlikle ödev verilmeli . Okunmalı, okutulmali. (Rabia)

YARIN PAZAR, ‘BRUNCH’ A GİDİYOR MUYUZ?: -Sabah Filan Brasserie’de şöyle güzel bir ‘brunch’ yapıp oradan Falan Cofee’de kahvelerimizi içtikten sonra City’s Şişli AVM’de alışveriş yapalım mı? Yok yok, orası masraflı olur, biz en iyisi Fox Outlet Center’a gidelim. - Ok, Dream Güzellik Merkezi’ne gitme işini haftaya realize ederiz. - İndirim zamanında gidelim de timing hatası yapmayalım. Giydiklerim hep deforme olmuş, minimum da olsa bir şeyler alırız. ‘Mega kent’lerde yaşıyor, ‘dubleks’ evlerde oturuyor, ‘center room’larda geziniyor, ‘prestij’li işlerde çalışıyor, ‘air bag’li arabalara biniyor, ‘free time’ larımızı ‘aktivite’ veya ‘hobby’lerle değerlendiriyor, ‘nostaljik’ mekanları beğeniyor, ‘antipatik’ insanlardan ve ‘kaos’tan kaçıyoruz. Cafe Zero’da oturup neskaave içiyoruz. Kimse yabancı dil öğrenme şansım olmadı demesin. Yukarıdaki yabancı sözcüklerin hiçbiri bize yabancı değil. DİLİMİZİ ELİMİZDEN ALMIŞLAR, haberimiz yok. Kendim de dahil olmak üzere, konuşurken veya yazarken sayısız yabancı sözcük kullanıyoruz. Türkçe öğretimin yaygınlaşması ve dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmayı hedefleyen Oktay Sinanoğlu, TÜRKÇE GİDERSE TÜRKİYE GİDER diye boşuna çırpınmamış. 1953 'de milli eğitimimize İngiliz ve Amerikan gizli teşkilâtlarının el atmasıyla dilimize yerleşen İngilizce etkisinin tesadüfi olmadığından, okullarımızda birçok dersin Türk öğretmenlerce Türk öğrencisine İngilizce anlatılmaya başlandığından kaygıyla bahsedip, bu durumu sinsi ve en tehlikeli sömürgeleştirme oyunu olarak nitelendirmiş. " ‘ Kolej ‘ (Robert Kolej gibi) misyoner okulu demekti. Sonra açılan bu İngiliz deliğinden kova gibi su girdi. "Anadolu Liseleri" vb. aldı yürüdü. Millete de yabancı dil öğretmenin yolu buymuş gibi yutturuldu. Geleceğimizin teminatı Türkçe kalemizde bu gediği açmayı başaran Oxfordlu Mr. Browning'e de 20 yıl sonra İngiltere Kraliçesi madalya verdi. Törene katılanlar, sanırım, "ufak bir okulda İngilizce dersi veren bir garip öğretmene koskoca Kraliçe niye madalya verir?" diye sormadılar.” cümleleri öyle çok şey anlatıyor ki. Kitabın her sayfası ana diline sahip çıkmayan bir milletin nasıl yok olup gitmeye mahkum olduğunu aklımıza ve gözümüze sokan örneklerle dolu. Yabancı dil öğretimi ile yabancı öğretimi birbirine karıştırmayalım. Batı uygarlığından faydalanacağız diye milletimizi ve yurdumuzu istismara kurban etmeyelim. Bu uyarıları en güzel vurgulayan paragraflardan birini aynen aktarıyorum: “Türk ülkesinde kataloğunu yalnız İngilizce basan, öğretim üyeleri toplantısını İngilizce yürüten, içinde yalnız İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü olup da Türk Dili ve Edebiyatı, başka diller ve edebiyatı olmayan, Osmanlı - Türk tarihini bile, yalnız onun karşıtı İngilizler'in kitaplarından İngilizce okutan Türk üniversiteleri ( Evrenkentleri ) düşünülemez.” Müslümanlığı dahi İngilizce kitaplardan öğretmeye çalıştığımız ‘ Anadolu İmam Hatip Liseleri ‘ diye bir okulumuz varken, seçeceği mesleğin derslerine daha çok zaman ayırması gereken öğrenciler bir yıl fazladan hazırlık sınıflarında okumaya mecbur bırakılırken, hele de hepimiz yabancı dille eğitim veren okulları Türkçe eğitim veren okullardan üstün tutarken, Türkçe’miz gerçekten de ciddi tehdit altındadır. Yalnız buradan yabancı dil öğrenmek iyi değildir sonucu çıkarılmasın. Çağın gerisinde kalmamak için elbette yabancı dil de öğreneceğiz, bilimsel gelişmeleri de takip edeceğiz. Sahip çıkılması gereken konu, eğitim dilimizin Türkçe olmasıdır. Dilimizi yabancı dillerin boyunduruğuna sokmamaktır. Diline sahip çıkamayan milletlerin sömürge olmaktan, hatta tarihten silinmekten kurtulamadığı birçok örnek varken aklımızı başımıza almak zorundayız. Bir yandan konuştuğumuz her cümlenin içinde yabancı sözcükler cirit atarken diğer yandan artık işyeri ve dükkânlara konulan İngilizce isimler gözümüze batmaz oldu. Hatta kendi dilimizde anlamını bilmediğimiz kavramların İngilizcesi daha önce aklımıza gelir oldu. Uyanmanın zamanı geldi de geçiyor. Dilimiz kimliğimizdir. Kimliğimize sahip çıkalım. (Neşe)

Uygulamada her kitapta yaptığım gibi kütüphaneye ekle kısmından ekledim, kitabı beğendim fakat her kitapta yaptığım puan verme kısmını geçtim. Karşımda ki öyle müthiş, öyle ender biri ki ben yazdığı her kelimeye bile saygı duymaktan başka bir şey yapamam. Oktay Sinanoğlu'nun kitaplarını önceden okumuştum fakat tekrar okuma gereği gördüm. Belki bir kaç zaman sonra tekrar okumak isterim. Kısacası; Beynimizin, benliğimizin, ahlakımızın uyuşmasına izin vermeyelim. Dilimize sahip çıkalım. Evlatlarımızı da bu bilinçle yetiştirelim. (Büşra TANRIKULU)

Bye Bye Türkçe PDF indirme linki var mı?

Oktay Sinanoğlu - Bye Bye Türkçe kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bye Bye Türkçe PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Oktay Sinanoğlu Kimdir?

Hayatı Babasının (Nüzhet Haşim Sinanoğlu) bir başkonsolos olarak görev yapmış olduğu Bari'de doğdu. 1939 yılında İtalya'da II.Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından ailesiyle Türkiye'ye döndü. Oktay Sinanoğlu, sonradan TED Koleji olan Ankara Yenişehir Lisesi'ne 1953 yılında burslu öğrenci olarak girdi ve okulu birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla Kimya Mühendisliği okumak üzere ABD'ye gitti. 1956'da ABD Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliği'ni birincilikle bitirdi. 1957'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nü sekiz ayda bitirerek yüksek kimya mühendisi oldu. "Alfred Sloan" ödülünü aldı. 1959'da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'de kuramsal kimya doktorasını tamamladı. 1960'ta Yale Üniversitesi'nde öğretim üyesi (asistan profesör) oldu. 1960-1961 yıllarında atom ve moleküllerin çok-elektronlu kuramı ile "Doçent" oldu. 1963'te 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak 28 yaşında "tam profesör" unvanını aldı. 20. yüzyılda Yale Üniversitesi'nde bu sanı kazanan en genç öğretim üyesidir. 1962 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu'na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör ünvanını verdi. Yale Üniversitesi'nde ikinci bir kürsüye daha profesör olarak atandı. 1973'de Almanya'nın en yüksek "Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü"nü ilk kazanan kişi oldu. 1975'de Japonya'nın "Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü"nü kazandı; yine 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu'na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü ünvanı verildi. 1976'da Japonya'ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. Amerikan Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Meksika hükümeti tarafından yüksek Bilim Ödülü "Elena Moshinsky" ile ödüllendirildi. Dünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri oldu. DNA sarmalının çözelti içinde o biçimde nasıl durduğuna açıklama getirdi. Dünyanın pek çok yerinde buluşları ve kuramları ile ilgili konferanslar verdi. 1980'li yıllarda çalışmalarını kimya biliminin basit bir şekilde öğretilmesine yönelik bir kuramsal çerçeve üzerinde yoğunlaştırdı. Ancak 1988'de yayımlanan çalışmaları akademik dünyada ilgi görmedi. 1993'te Yale Üniversitesi'ndeki profesörlük görevlerinden erken sayılabilecek bir yaşta emekliye ayrıldı. Aynı yıl Türkiye'ye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nde profesörlüğe atandı. 2002 yılında bu görevden de emekliye ayrıldı. Türkiye'de bulunduğu dönemde çalışmalarını daha çok Türk ulusal kimliği ve Türk diliyle ilgili milliyetçi görüşlerini yaymaya adadı. Eğitim dilinin resmi dil olması gerektiğini ve yabancı dilin takviyeli olarak öğretilmesinin gerektiğini savunmaktadır. Matematiksel yapısından dolayı Türkçe'nin en iyi bilim dili olduğunu söylemektedir. Yaşamı boyunca Kuantum mekaniği'ne birçok katkıda bulunmuş bir bilim adamıdır. P.A.M.Dirac'in de üzerinde uğraştığı ancak çözümleyemediği bir problemi, "Kuantum mekaniği"nde, Hilbert uzayının topolojisi ve içerdiği yüksek simetrileri çözdü. Böylece Kimya bilimini bu topolojik inceleme ile sağlam bir temele oturttu. Ünlü sanatçı Esin Afşar'ın ağabeyidir.

Oktay Sinanoğlu Kitapları - Eserleri

  • Bye Bye Türkçe
  • Hedef Türkiye
  • Büyük Uyanış
  • Ne Yapmalı?
  • Göçmen Hamamı
  • İlerisi İçin
  • Türkiye Nereden Nereye?
  • Adam
  • Dayatmalar Kabusu
  • Batının Batışı ve Dünyada Yeni Ufuklar
  • 2050'ye 5 Kala
  • Yeni Bilim Ufukları 1
  • Yeni Bilim Ufukları 3
  • Sözlük - Fizik, Kimya, Matematik Ana Terimleri Sözlüğü
  • Yeni Bilim Ufukları 2
  • Açıklamalı Fizik Kimya Matematik Ana Terimleri Sözlüğü
  • Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü
  • Büyük Uyanış

Oktay Sinanoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Anamız bizi yesin içsin, kahvelerde otursun, piringıl yesin, mersedes kemirsin diye doğurmadı arkadaşlar. (Ne Yapmalı?)
  • Borçlar bize kalkınalım diye değil, gittikçe daha bağımlı olalım, sonunda topraklarımızı bile yabancılara teslim edelim diye verilmiştir. (İlerisi İçin)
  • Türkçe konuşurken yarı İngilizce laflar sokuşturmak marifet değil, kimliksizlik, haysiyetsizlik alametidir. (Hedef Türkiye)
  • Başörtüsü "meselesi" nin ilk ortaya atılışının ve Fransızların Türklerden öğrendikleri "tülbent" i "türban" diye telaffuz ettikleri "türban" sözcüğünün Türkçeye sokulmasının gene o yıllarda kendisine YÖK garabeti kurdurulan zat-ı şerif eliyle olduğu rivayet edilir. (Ne Yapmalı?)
  • Milyonlarca canlı türündeki kimya hemen hemen hep aynı. (Yeni Bilim Ufukları 3)
  • Napolyon Mısır 'a ilk ayak bastığında halk şirin görünmek ve onların isyannını önlemek için Arapça hazırlanmış kendisinin Müslüman olduğu Memlüklere karşı Osmanlı devletinin kendilerini gönderdiğiyle ilgili yalan bildiriler dağıtı. (Türkiye Nereden Nereye?)
  • Özdem [Alm. Mol] [Fr., İng. mol] [Jap. moru]: Bir Avogadro sayısınca özdeciği içeren özdek niceliği. (Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü)
  • "Büyük Uyanış" bahtlarına doğmuş genç kardeşlerim, ve Anadolu'nun, Asya'dan kopup gelmiş, binlerce yıllık tarih ve kültürünün verdiği ışıkla aydınlanmış canım ciğerim Türk Halkı! İş hâlledildi sanıpta sakın gevşemeyin. Mücadelemiz daha yeni başlıyor sayılır. Devam. (Büyük Uyanış)
  • Nutuk'ta Atatürk'ün, "Muhasır medeniyetin de önüne geçeceğiz, taklitçi değiliz." dediği yeri "Batılaşacağız" diye değiştirmişler. (Adam)
  • Benim kendime yakıştırdım en güzel unvan garibandır. Bu samimi bir histir. (Hedef Türkiye)
  • Tarih olgusu milletlerin bunalımlı zamanlarında, düşüş dönemlerinde milleti bir arada tutar. O sebeple, tarih bilinci düşüş zamanlarında artar. (Türkiye Nereden Nereye?)
  • Dünya sahnesinden yüzlerce medeniyet gelmiş geçmiş, ama zulüm ve hunharlığa dayalı, insanlık anlayışı olmayan devletler hep kısa ömürlü olmuştur. (Adam)
  • Dahası, bizimkinlerin dedikleri hep batının dediğini teyit edip düşmanın ekmeğine yağ sürer mahiyettedir. (Ne Yapmalı?)
  • İşte, medeniyet dediğin böyle olmalı. Dünyaya iyilik, güzellik, ilim ve irfan yayan olmalı. Sömürmek, insanları köle yapmak, bombalar yağdırmak, yalanlarla ülkeleri haksız yere işgal etmek, ayarlı basın-yayınla yalan haberler üretmek, istediği hükümetleri değiştirmek, istemediklerini indirivermek, suikastler, darbeler tertip etmek, rüşvetlerle bürokratları kafaya almak olmamalıdır. (Göçmen Hamamı)
  • Temel inançlardan biri :"Bir"gen" - >bir proteyin" (kodlar), idi. Şimdi ise, bir "gen"in birkaç, belki yüz çeşit, proteyini kodlayabildiği düşünülüyor. (Yeni Bilim Ufukları 3)
  • Dil gönlü yüzdüren gemidir. Toplumun, milletin gönlüne ise "hars-kültür" diyoruz. Demek ki toplumun kültürünü yüzdüren gemi, gene dil. (Bye Bye Türkçe)
  • Türkiye'de bir dergide yabancı "mortgage" sözcüğüne, yani "ipotek"e iyi bir Türkçe karşılık verilmiş, affedersiniz "Mor-gıç" demiş. Hocanın ekonomi sistemini ciddi ciddi eleştirdiği yazıyı okurken bunu görünce höykürdüm resmen :)) (Batının Batışı ve Dünyada Yeni Ufuklar)
  • Seçim sistemini öyle ayarlamışlar baştan. Muhalefet ve iktidar birbirinin aynısı. (Türkiye Nereden Nereye?)
  • Dalga işlevi [Alm. Wellenfunktion] [Fr. fonction d'onde] [İng. wave function] [jap. hadô-kansa]: Karesi alındığında olasılıkları veren dalga devim özelliklerini nicemsel olarak saptayıcı işlev. (Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü)
  • Bir gün derste, ''Fizik tabiatın müziğidir.'' dedim. Bu sözüme sınıftaki dinleyiciden bir güzel bir karşılık geldi: ''O halde, notası da matematiktir.'' Söz çok hoşuma gitti; kendisini tebrik ettim. (Yeni Bilim Ufukları 1)