Çıkmazda - Necati Tosuner Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Çıkmazda kimin eseri? Çıkmazda kitabının yazarı kimdir? Çıkmazda konusu ve anafikri nedir? Çıkmazda kitabı ne anlatıyor? Çıkmazda kitabının yazarı Necati Tosuner kimdir? İşte Çıkmazda kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Necati Tosuner
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053604976
Sayfa Sayısı: 124
Çıkmazda Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Çıkmazda, önünü kimi kez insan selinin, kimi kez yalnızlığın tıkayıp bir çıkmaz sokağa sürüklediği yaşamın öykülerinden oluşuyor.
Necati Tosuner bu öykülerde insanın öfkesinin kabardığı, sonra yılgınlığa teslim olduğu, ardından direncin yeniden güçlenip o yargıya ve yazgıya başkaldırdığı dönemeçleri anlatıyor. Çıkmazda'nın satırlarında hüzün ve kaçış gelgitlerinin fısıltıları arasından umuda övgünün sesi yükseliyor.
Bir yan sokağa saptım. Ayaklarımdı beni buraya sürükleyen.
Ya da caddenin o yalancı aydınlatılmışlığından ve insanların bencil kalabalığından kurtulmak için attım kendimi buraya. Bir karanlık sokaktı. Daracık ve korkulu... Barların, kırmızılı, yeşilli, morlu ışık yazılarını ve kapı önlerine asılı soyunuk kadın resimleri yanında bekleşen, asık yüzlü erkeklerini geçtim, yürüdüm.
Ve birden gördüm: Sokak, bir çıkmaz sokaktı.
(Tanıtım Bülteninden)
Çıkmazda Alıntıları - Sözleri
- İnsan başkalarını mutlu kılmakla mutlu olmayı öğrenecektir bir gün. Ve savaşmak bunun için... Bu çaba, bunun umudu bile yetecektir bana. Deniz bir başka şimdi. Güneş gidiyor. Ve ben çok şeyler bekliyorum yarından.
- Ağlamak neyi değiştirirdi ki? Çok çok, bir yalancı boşalmışlık belki. Ve güçsüzlüğüme bir kızgınlık ardından. Şu yeryüzüne, şu insanlara, "Doğru yol bendedir!" diyen Tanrı'ya... Ve düşüncelere... Bana beni kemirten düşüncelere bir kızgınlık. Sonra umutlanma... Yine de umut etmeyi bırakmayan huyuma... Bir yüklüce sövgü hepsine. Hepsine.
- Nedeni bilinmez ya, dert birse ikincisini beklemeli.
- Tanrı... Ve büyüklük... İnsanların yanlışıydı bu. Gücünün yetmediğine "büyük" diyen insanın yanlışı. Ve bir başka dünyada rahatlamanın umudu... Bir büyük avuntu, cennetin ırmakları, Tuba ağaçları ve hurileri cennetin... Ve bir büyük korku, cehennemin ateşi... Bu acılı yeryüzünde cehennem korkusu, bu düzensiz yeryüzünde Tanrı'nın hakbilirliği ha?
- "Düzen" diye bir düzensizlik vardı ortada. Bütün bunlar bir alınyazısıysa eğer Tanrı, niye hakbilir diye tanıttı kendini? Ve çağlar boyu "erdem" diye anlatılan nedir? "İnsanlık" diye dört elle sarıldığımız...
- Bırakabilseydim insanlardan bir şeyler umut etmeyi, az da olsa mutlu olurdum belki.
- Bilmelisiniz, gözyaşları akmıyorsa, insan ağlamıyor demek değildir.
- Sanır mısınız, yaşanacak yeri kalmıştır yaşamanın, başkaldırılmazsa?
- Uzaklaşıyorum herkesten ve umutlarımdan ve kopuyorum yaşamanın gelip gelip de arada bir içime oturuşundan.
- Ne mevsimlerin değişmesi, ne de günlerin geçişi önemli değildir. Geriye bakıldıkta görülen hep aynı çizgi değil mi? Yıkıntı. Yağış varmış gibi dışarıda ya da yokmuş... Ha yükselmiş, ha düşmüş ısı... Günlerden şuymuş, yıllardan buymuş... Ne çıkar? Yaşanan an, hep aynı kaldıktan sonra.
- "Çekilecektim kabuğuma, insanların verdiğine de, aldığına da örtüp kapımı, yalnızlığı yaşayacaktım."
- "Kaçmanın yenilgiyi kabullenmekten başka şey olmadığını anladığım günler, sinsice ve birdenbire geldi."
- “Her umut bir yıkılışı hazırlar. Her yıkılış gerçeği biraz daha öğrenmektir.”
- İçimde bir boşluk...
- Ve bir kuşku içimde... Bir kuşku. Birden sokağın çıkmazlaşması ve geriye dönemezlik. Bu sokaktan kurtuluşsuzluğun kuşkusu.
Çıkmazda İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bir acı kitap, ruhu da bedeni de paramparça eden. Hayata karşı bir isyan ki insan sualsizce sahip olduğu bedeninden utanmakta. Şu empati denen kavram, bir de kitap bittiğinde kendini sorgulatmalı. (içimdekikedi)
“Yakamoz Avına Çıkmak” ve “Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi”nden sonra yazarla üçüncü buluşmamdı bu. Yine kendini anlatırken aslında insanlığı tüm çıplaklığıyla anlatmış. “Sırtından inmeyen yumurta küfesi”ne benzettiği kamburundan ne kadar çekse de karşımızda soyunmaktan utanmayacak kadar cesur bir yazar olduğu için okunmalı... (Elif Osmanoğlu)
Kırılma anlarının kitabı... İlk cümleden son cümleye kadar yorgunluğun anatomisini öğretiyor. Yitip giden zamanın içinde çaresizce çırpınan bizlerin sözlerini, gülüşlerini, yalnızlıklarını, çıkmazlarını rahatsız edici bir gerçeklikle anlatıyor. (kitapuzmanı)
Kitabın Yazarı Necati Tosuner Kimdir?
Necati Tosuner (d. 1944, Ankara), Türk roman ve öykü yazarı.
"İki Gün" adlı öyküsüyle 1970 TRT Sanat Ödülleri Başarı Ödülünü, Sancı... Sancı... adlı romanıyla 1978 Türk Dil Kurumu Roman Ödülünü, "Armağan" adlı öyküsüyle 1997 Haldun Taner Öykü Ödülünü, Güneş Giderken adlı öykü kitabıyla 1999 Sait Faik Hikâye Armağanını ve Kasırganın Gözü adlı öykü kitabıyla 2008 Attilâ İlhan Roman Ödülünü kazanmıştır.
Necati Tosuner Kitapları - Eserleri
- Kambur
- Özgürlük Masalı
- Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi
- Sancı.. Sancı...
- Çıkmazda
- Güneş Giderken
- Yakamoz Avına Çıkmak
- Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!
- Sisli
- Kasırganın Gözü
- Yalnızlıktan Devren Kiralık
- Dayım Balon Olmuş
- Çılgınsı
- Sen ve Kendin
- Çırpınışlar
- Necati Tosuner Sokağı
- Keleş Osman
- Dur Bakalım Petek
- Kitabın Adı
- Korkağın Türküsü
- Arda'nın Derdi Ne?
- Bana Sen Söyle
- Elde Kitap
- Sisli ve Sonrası
- Yaz Sevenler Kış Sevenler
Necati Tosuner Alıntıları - Sözleri
- "Günler bizim değildi, biz günlere tutsaktık." (Özgürlük Masalı)
- “ Öyle ya çocukluktan sonra hiç şapka takmadın sen.Niçin?.. o kısacık boyunla görünüşünde bir matraklık olmasın diye şapkadan hep uzak durdun çünkü” (Sen ve Kendin)
- Dost gibi gelir. Birdenbire gelir, umuttur. Bir küçük umuttur, dağ devirir. Düşer içine, yakar tutuşturur. (Kambur)
- "Bir Werther'in olsun ister miydin?" (Sancı.. Sancı...)
- "Ama her acımanın içinde, kötü bir "kader"in kendine rastlamayışının sevinci vardır." (Özgürlük Masalı)
- Çiçek getirmiş bana. Papatya. Hani, yersem mideme bir şey olmasın. (Güneş Giderken)
- "Sen yokken de, ben sanki hep seni sevmiştim." (Necati Tosuner Sokağı)
- Bensi Bana beni sevmediğini söyleme. Daha ağırını bulursan söyle. (Yakamoz Avına Çıkmak)
- "Bir küçük umut ışığı tepelerin ardında batıyor, akşam oluyor. *Bugün de geçti... Gelmedi.*" (Özgürlük Masalı)
- “Zamanı yaşamadan, zamanı aşmayı daha kimse başarabilmiş değil.” (Güneş Giderken)
- Kulaklarımda gümbürdeyen sessizlik. Yalnızlık. (Kasırganın Gözü)
- Uğraşıyorsun, uğraşıyorsun olmuyor. Kendin hep kaderin oluyor. Boyun eğmişsin kendine. (Sen ve Kendin)
- Özüne dönmeye gidiyorsan umduğundan uzun süreceğini biliyor olmalısın.. (Çırpınışlar)
- “Seversen yürekten sev. Koparsa, yürekten kopsun!” (Yakamoz Avına Çıkmak)
- Bir şey kazanacak olmasak da, bir şey başaramayacak da olsak, direniş ne güzeldir. Ellerimizi uzatmayalım derim ben, yumruklarımız sıkılsın. (Kambur)
- O zamanlar, bir öküz olduğumu bilmiyordum daha. (Çılgınsı)
- "İyi insanlardan belki herkese iyilik gelmez, ama kötü insanın herkese olabilir kötülüğü." (Korkağın Türküsü)
- "Uzun ve cefalı yılların toplamı: Acılar ve ölümler.. bitmeyen ölümler.. genç öldürümler. Yıkımlar. Kim kendine hesap veriyor ki?.." (Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!)
- ACI YAĞMUR Bir zamandır ablam. annemin kafayı üşüttüğünü söylüyordu. Ben pek üzerinde durmadım. Evet, ablam da haklı. Yaşlı bir kadınla her gün aynı evde olmak kolay değil. Dün pazardı, şöyle bir uğradım onlara. Biraz kaynattık işte, eskilerden filan... Artık kalktım gidiyorum, elini öptüm annemin. "Oğlum, bir daha gelişinde anneni de getir..." dedi. İçimdeki yangın gözlerimi yaşarttı. Ablamın yüzüne bakmadan kaçarcasına çıktım evden. Yağmura sığındım dışarıda. (2004) (Yakamoz Avına Çıkmak)
- "Kaçsan kaçacak yer yok, gitsen gidecek yer..." (Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!)