Çirkinliğin Tarihi - Umberto Eco Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Çirkinliğin Tarihi kimin eseri? Çirkinliğin Tarihi kitabının yazarı kimdir? Çirkinliğin Tarihi konusu ve anafikri nedir? Çirkinliğin Tarihi kitabı ne anlatıyor? Çirkinliğin Tarihi kitabının yazarı Umberto Eco kimdir? İşte Çirkinliğin Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Umberto Eco

Çevirmen: Kültegin Kağan Akbulut

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786051112466

Sayfa Sayısı: 456

Çirkinliğin Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitap, Güzelliğin Tarihi'nin devamı niteliğinde. Ne de olsa güzellik ve çirkinlik birbirlerini imleyen kavramlar. Çirkinlikle güzelliğin tersini ifade ederiz. Demek ki yapmamız gereken birinin doğasını anlamak için diğerini tanımlamak. Ne var ki, yüzyıllara yayılan birçok çirkinlik tezahürü, sanılanın aksine oldukça zengin ve şaşırtıcıdır. Çirkinliğin Tarihi de işte bu örnekleri sunuyor bize. Hem de kalemini bilgece oynatan mahir bir yazarın eliyle...

"Derinden hissedilerek tutkuyla savunulmuş fikirler... Eco'nun yazımında, sayfa üstünde dans edip akılda titreşmek gibi benzersiz bir yetenek var."

-Daily Telegraph-

"Zekâsının ve bilgeliğinin berraklığı, mutlak derinliği düşünüldüğünde, günümüzde Eco'ya rakip yok."

-Harper & Queen-

"Eco, günümüzün en etkili düşünürlerinden biri."

-Los Angeles Times-

(Tanıtım Bülteninden)

Çirkinliğin Tarihi Alıntıları - Sözleri

  • "Güzelliğe gelince, insan kendini kusursuzluğun normu sayar" ... "İnsanın nefret ettiği nedir? Bunda hiç kuşku yoktur: İnsan, kendi türünün alacakaranlığından nefret eder."
  • Peki ölümün sırtından geçinmeyen kim var Kim kucaklamadı bir iskeleti, kim öpmedi Bu kokular, bu giysiler, bu süs püs neye yarar Seni hor görenlerin kendileri güzel mi
  • "Çoğu zaman, bir şeyi güzel ya da çirkin bulma, estetik ölçütlerden değil, siyasal ve toplumsal ölçütlerden kaynaklanır."
  • Öyle ki, duyarlı, evrendeki olguları derinden kavrayacak zekası olan bir insan, ikincil sonuçlar olarak ortaya çıkan şeyler arasında bile, kendine özgü çekiciliği olmayan neredeyse hiçbir şey bulamaz.
  • Giovanni Boccaccio İl Corbaccio 1363-1366) Dişi, düşünmek şöyle dursun, akıldan geçirmesi bile iğrenç olan binlerce: arzunun etkisindeki kusurlu bir hayvandır: eğer erkekler kadınlara gerektiği gibi baksalardı, onlara ancak doğanın bahşettiği zevk için giderlerdi: aksi halde, bütün fuzuli yükleri sırtlarından atacak olsalar kadınlardan köşe bucak kaçarlardı [ ... ) Başka hiçbir hayvan onun kadar pis değildir: çamurda yuvarlanan domuz bile kadından daha çirkin değildir; buna karşı çıkacak biri varsa, onun vücudunun sıvılarını ortadan kaldırmak için kullandığı korkunç aletleri utançla sakladığı gizli yerlere baksın.
  • Çirkinim ama her kadını satın alabilirim. K. Marx
  • Muhtemelen Yunan Efsanelerindeki tek gözlü devler iki gözü olanlara büyük hayranlıkla bakardı. Bizse her ikisini de hatta üç gözlü yaratıkları da hayranlıkla garipseriz... Biz Etopyalıları garipser ve çirkin buluruz ama onların en güzeli en siyah olanıdır V. James
  • Doğada çirkinlik yoktur. Marcus A.
  • Ölüm korkusu iskence korkusu kadar büyük değildir.
  • Ayak başparmağı Georges Bataille Ayak Başparmağı(1929) Ayak baş parmağının şekli belirgin bir şekilde iğrenç değildir: sadece vücudun diğer bölümlerinden, örneğin aralık bir ağzın içinden daha farklı bir görünüme sahiptir. Ayak başparmağının çirkinliğini istisnai bir şekilde gülünç yapan sahip olduğu (hemen hepsinde olmasına rağmen) ikincil çirkinlikleridir. [...] İnsanoğlunun fiziksel özellikleri sayesinde kendisini dünyanın bataklığından elinden geldiğince uzaklaştırabilme yetisi ve bir yandan da en masum kişi bile bu bataklığa saplansa neşe içinde kahkaha atabilmesi nedeniyle, neredeyse her zaman lanetli ve küçük düşürücü olarak görülen ayak başparmağının: psikolojik açıdan insanın sert düşüşüne böylelikle de ölümüne denk olduğunu söyleyebiliriz. [...] Ayak başparmağının tüyler ürpertici, kadavraya benzer görünümü aynı zamanda da küstah ve gururlu duruşu bu düşünceyi destekler ve insan bedeninin şekilsizliğini, organlar arasındaki şiddetli uyumsuzluğu keskin bir şekilde yansıtır.
  • Aşka karşı Filippo Tommaso Marinetli 1876-1949) Guerra sola igiene del mondo 1915 Fütürist düşünce ile Anarşist düşünce arasındaki en büyük uçurum, duygusallığın ve şehvetin büyük zalimliğidir; aşktır. Biz insanlığı bunların esaretinden kurtarmak istiyoruz. Aşkın zalimliğine duyduğumuz nefreti biz su kısa ve anlamlı sözle açıklıyoruz: "kadınlan hor görmek." Biz kadını hor görüyoruz. [ ... ] Uzadıkça uzayan hülyalı uzun saçlara sahip, aşkın tek ideali, ilahi haznesi olan zehirli kadını, trajik bir dişi oyuncak olan kadını, kırılgan takıntılı ve ölümcül kadını küçümsüyoruz. Biz erkeğin ilerlemesinin önüne engeller koyan, erkekliğin kendi insanlığının zincirlerini kırmasını, daha fazla çabalamasını, kendini aşmasını, çok yönlü olmasını engelleyen korkunç, hantal Aşk'ı küçümsüyoruz. Biz dünyanın Bir oraya bir buraya sıçrayarak yıldızlara ait tüm olanaklarını kullanarak döneceği yerde, güneşin bu cesaretli dünyayı yörüngesine zincirlemekte kullandığı uçsuz bucaksız yular olan korkunç, hantal Aşk'ı küçümsüyoruz. Biz aşkın -duygusallığın ve şehvetin- dünyadaki en yapay şey olduğuna eminiz [ ... ]

Çirkinliğin Tarihi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çirkinlik Tarihi projesi hem sıradan hem de sıradışı. Umberto, tiksinti ve hayranlık arasında Batı'da Antik Çağ'dan günümüze, genellikle güzelliğin zıttı olarak algılanan bir kavramın gidişatını özetliyor. Klasik antik çağlardan, geleneksel olarak mükemmel güzellik ile ilişkilendirilen çirkinlik, erkeklerde olduğu gibi tanrılarda da böyle vardır. O zamandan beri, fiziksel çirkinlik ile ahlaki çirkinlik arasındaki ilişki, nüanslarla birlikte ortaya çıktı, çirkinliğe belirli bir değer atfedildiğinde bir bağlam tarafından kullanılıp kullanılmadığına veya sanat tarafından yüceltilip yüceltilmediğine bağlı olarak. Hristiyanlık dönemiyle birlikte, çirkinlik, ilk güzelliğin bozulması, ilahi yaratılış nedeniyle özünde güzel bir dünyada evrenin uyumunun bir unsuru olarak haklı çıkarılır. Hatta temsil ettiği yüce çirkinlik dönemi aracılığıyla Kurtuluşun gerekli bir koşulu haline gelir. Acı çekmenin ve çirkinliğin bu kurtarıcı karakteri, Mesih'in dini geleneğe saygı duyan ilk tanıkları arasında bulunur: şehitler, münzeviler ve tövbeler. Çirkin, birçok değeri üstlenir: Genelde kötü, şeytani ve cehennemi, zalim, sadist ve en son dönemlere kadar birçok avatar fikrini temsil eder. Ancak, çirkinlik hicivsel bir anlam kazandığında, "Düşmanı şeytanlaştırmaya" kadar gidebilen, şaşırtıcı, merak uyandıran, ahlaki önemi olan merak nesnesi haline gelir. (Kerime Deniz Gürel)

Günümüzün en etkili düşünürlerinden Eco’nun Çirkinliğin Tarihi eseri sanatın , çağların , akımların ve aydınlığı ve karanlığıyla insan ruhunun katmanlarında gezinen benzersiz bir eser . Sürekli öğrendiğiniz ve bir müzede gibi Antik Çağ’dan günümüze uzanan her alanda sanat eserini incelediğiniz, baskısıyla , içeriğiyle evladiyelik bir kitap. Çağlar boyunca sanatta çirkinlik teması kötülüğü , düşmanı , tutkuları , hastalığın ve savaşların yıkıcılığını , ölümü , başkaldırıyı temsil eder şekilde kullanılmıştır. İnsan trajediye , bilinmeyene ve acıya doğasından gelen bir dürtüyle yatkın olmuştur, korkunun ve çirkinliğin verdiği merak ve buruk hazzı bizden uzak bir kasırgayı izlerken , bir gotik romanda ya da ölen bir insanın yüz ifadesinde bulabiliriz. Yadsınamaz şekilde kötülüğün olduğu bu dünyada sanat bize bu gerçeği göstermeye, bazen yüzümüze vurmaya çalışmıştır. ‘’Güzelliğin sadece bir türü vardır, çirkinliğin ise binlerce... İnsan bakışıyla güzellik, kendisinin en temel ilişkilerinde, en katışıksız simetrisinde ve organizmamızla en derin uyum içinde görünen biçiminden başka bir şey değildir.Diğer yandan ,çirkin dediğimiz şey kaçırdığımız büyük bütündeki bir detaydır ve sadece insanla değil , tüm yaradılışla da pek uyum içinde değildir.Bu yüzden çirkinlik sürekli yeni , ama tamamlanmamış yönlerini açığa çıkarır.’’ -Victor Hugo (İlayda Tepe)

Antik Yunan’dan günümüze çirkinlik olgusu: Umberto Eco gülün adı kitabı ile bilinir ama güzelliğin tarihi ve çirkinliğin tarihi kitabı da yabana atılacak gibi değildir . Antik Yunan’dan günümüze çirkinliğin nasıl görüldüğünü resimler , filozofların görüşleri , edebiyattan örnekler ile inceleyen kapsamlı bir tarih kitabıdır. Herkese tavsiye ederim (Aslıhan tevrüz)

Çirkinliğin Tarihi PDF indirme linki var mı?

Umberto Eco - Çirkinliğin Tarihi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Çirkinliğin Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Umberto Eco Kimdir?

Umberto Eco (d. 5 Ocak 1932, Alessandria), İtalyan bilim adamı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. Takma ismi Dedalus'tur.

Dünya kamuoyunun gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla giren İtalyan yazar, aynı zamanda Orta Çağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarındandır. Eco, 1971'den bu yana Bologna Üniversitesi'nde profesör olarak çalışmaktadır ve yapısalcılık sonrası göstergebilim gelişmelerine önemli katkılarıyla tanınmaktadır. Eco, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Thomasçılık akımı ve bu akımın estetik anlayışı üzerine yaptı. Tarihçi, filozof, Orta Çağ uzmanı, James Joyce üzerine derin araştırmalar yapmış bir yazar. Yazarın ilk romanı Gülün Adı 1980'de yayımlandı. 1962'de Torino Üniversitesi'nde doçent, 1969'da ise Floransa Üniversitesi'nde görsel iletişim dalında profesör oldu. 1971'de Bologna Üniversitesi'ne geçti ve 1975 yılında bu üniversitenin Gösteri ve İletişim Bilimleri Enstitüsü'nün başına getirildi.

Eco'nun çalışmaları 1960'ların ortasından itibaren avantgarde yapıtlara, kitle kültürüne yönelmiştir. Son dönemlerde ise, güncel olay ve olguları da ele alan çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar arasında edebiyat eleştirileri, tarih ve iletişim yazıları önemli bir yer tutmaktadır. Eco özellikle tarih bilgisiyle süslediği eserlerinde tam bir ustalık gösterir. Özellikle Baudolino adlı eserinde Bizans ve IV. Haçlı Seferi hakkındaki anlatılar sürükleyicidir.

Roland Barthes'tan sonra, "ayrıntıların anlamı" ya da "ayrıntıların sosyolojisi" adı verilen bir anlayışın önemli köşe taşlarından birisi olan Umberto Eco'nun pek çok eseri Türkiye'de yayınlandı.

Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 2., 2008 yılında 14. sırada yer almıştır.

Umberto Eco Kitapları - Eserleri

  • Gülün Adı
  • Foucault Sarkacı
  • Sıfır Sayı
  • Prag Mezarlığı
  • Baudolino
  • Beş Ahlak Yazısı
  • Tez Nasıl Yazılır?
  • Yanlış Okumalar
  • Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın
  • Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti
  • Önceki Günün Adası
  • Yorum ve Aşırı Yorum
  • Somon Balığıyla Yolculuk
  • Ortaçağ'ı Düşlemek
  • Cecü'nün Yer Cüceleri
  • Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi
  • Günlük Yaşamdan Sanata
  • Düşman Yaratmak
  • Genç Bir Romancının İtirafları
  • Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik
  • Çirkinliğin Tarihi
  • Ortaçağ 1
  • Güzelliğin Tarihi
  • Felsefe Tarihi-1
  • Budalalıktan Deliliğe
  • Antik Yunan
  • Açık Yapıt
  • Edebiyata Dair
  • Ortaçağ 2
  • Antik Yakındoğu
  • Efsanevi Yerlerin Tarihi
  • Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı
  • Popüler Roman Kahramanları
  • Ortaçağ 4
  • İnanç ya da İnançsızlık
  • Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri
  • Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm
  • Nişanlılar
  • Ortaçağ 3
  • Mimarlık Göstergebilimi
  • Esperanto ve Çokdilli Bir Gelecek
  • 16. Yüzyıl Rönesans Çağı
  • Antik Roma
  • Ertelenmiş Kıyamet
  • Alımlama Göstergebilimi
  • Felsefe Tarihi 3
  • Bitkisel Hafıza ve Bibliyofili Üzerine Diğer Yazılar
  • Esselər
  • Experiences in Translation
  • Turning Back the Clock
  • Zamanların Sonu Üstüne Söyleşiler

Umberto Eco Alıntıları - Sözleri

  • Kendisi gibi zorbalara yardım ediyor, her türlü suçu işliyordu ve bütün bu kötülükleri de kendi zevki için yapıyordu. Size hangi kötülükleri, ne şekilde ve kaç kez yaptığını tam olarak söylemem olanaksız, ama onun nasıl biri olduğunu bugünkü koşullarda soyleyecek olursak, yasadışı örgütlerle uyuşturucu ticareti yapan ve gizli baskınlar düzenleyerek soygunlara karışanı biri olduğunu varsayabiliriz. Ve ayrıca, hakimleri ve devlet çalışanlarını satın aldığından (ki o zamanlar yolsuzluklar almış başını gidiyordu) hiç kimse onu hapse atmayı başaramıyordu. Onu tanımanız için yeterince açıklayıcı oldu mu? (Nişanlılar)
  • “Nesnenin güzelliğini belirleyen şey, bilen öznedir.” (Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik)
  • "İlk romanımı yazdığım sırada birkaç şey öğrendim. İlki şu: "İlham", sanatsal açıdan saygın görünebilmek için hilebaz yazarların başvurduğu kötü bir kelimedir.Eski bir söz vardır,dehanın yüzde onu ilham,yüzde doksanı terdir,der.Fransız şair Lamartine'in en iyi şiirlerinden birini nasıl yazdığından sıkça söz ettiği söylenir: Bir gece ormanda gezinirken şiirin ani bir ilhamla, aklına eksiksiz geldiğini öne sürermiş.Ölümünden sonra çalışma odasında o şiirin pek çok versiyonunu bulmuşlar,yıllar boyu yazıp yazıp düzeltmiş şiirini. (Genç Bir Romancının İtirafları)
  • Hakiki bir şeylerin varlığına olan inanç, insanoğlunun hayatta kalması açısından elzemdir. Eğer birileri bizimle konuşurken doğru veya yanlış konuştuklarından emin olmasak, ortak hayat mümkün olmazdı. Bir kutunun üzerinde "Aspirin" yazıyorsa, striknin içermeyeceğinden de emin olamazdık. (Düşman Yaratmak)
  • Bir yapıt, yapıt olarak kaldığı sürece açık bir yapıttır, bunun ötesinde açıklık yalnızca gürültü olur. (Açık Yapıt)
  • Sıradan insan, öğrenmeyi reddeder fakat oğlunu okutmaya kararlıdır. (Yanlış Okumalar)

  • Ancak modern dünyanın kastettiği anlamda Avrupa’dan söz edebilmek için, Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasını ve Romalı barbar krallıkların doğuşunu beklemek gerekecektir. (Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı)
  • Kitle insanının başlıca özelliği bilme aşkıdır,bilgiye düşkünlüğüdür. (Yanlış Okumalar)
  • Derin bir üzüntü yaşadığınız bir sırada, bir komedi filmi gördüyseniz, kişinin böyle bir durumda eğlenmesinin çok güç olduğunu bilirsiniz; bununla da kalmaz, aynı filmi yıllar sonra yeniden görüp, gene gülmeyebilirsiniz, çünkü her görüntü size ilk deneyiminizdeki üzüntüyü anımsatacaktır. (Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti)
  • Aristoteles'e göre hem bireyin hem de şehrin en üstün iyiliği mutluluktur (eudaimonia), mutluluk da insanın kendine özgü yetenekleri mümkün olabilecek en iyi şekilde icra etmesi, yani erdem (aretē) veya mükemmelliktir. İnsan sadece zihne (dianoia) değil, en iyi şekilde uygulanmaya alışılınca karakteri (ēthos) oluşturan yeteneklere de sahip olduğundan, erdemleri zihinsel (zihnin mükemmelliği) ve ahlakidir (karakterin mükemmelliği). (Felsefe Tarihi-1)
  • Bu profesyonel çevre kısa süre içinde yeni bir klasisizm akımını teşvik eden elit kültüre dönüşür. XIII ile XIV. yüzyıllar arasında İtalya'nın tama­mında rastlanan bu türden sayısız örnek arasında Friedrich döneminde Sicilya'da Pier delle Vigne (1190-1249), Napoli'de Paolo da Perugia (?-1348), Roma'da Landolfo (1250-1331) ve Giovanni Colonna (1298-1343), Toscana'da da Geri d'Arezzo (1270-1339) yer alır. Ancak klasik yazarla­rın yeniden rağbet gördüğünün en önemli göstergeleri, özellikle Alp Dağ­ larının kuzeyindeki kültürle doğrudan temasla, saygın üniversiteler(Bo­logna ve Padova) ve zengin kitap koleksiyonlarının (Verona Din Meclis Kütüphanesi ile Pomposa Manastır Kütüphanesi) katkısıyla giderek can­lanan Lombardiya-Veneto bölgelerindeki şehir devletlerinde görülür. Ö­zellikle Padova, hakim Lovato Lovati (1241 -1309) ile çevresinin antikçağ ve filoloji alanlarında yürüttüğü araştırmaları temel alan ve hümanizm belirtileri göstermeye başlayan bir estetiğin yayıldığı bir merkez haline gelir. Kısaca antikçağ tutkusu olarak tanımlanabilecek rotayı Lovato belirler; bu sürece unutulmuş metinlerin yeniden keşfe­ dilip uyarlanması da (Catullus, Lucretius, Martialis, Properti­us, Tibullus, Valerius Flaccus'un eserleri, Livius'un IV. kitabı, Horatius'un Carmina'si [Şiirler), Ovidius'un Ibis'i, Seneca'nın trajedileri, Statius'un Silvae eseri), Titus Livius'un kitabesinin ve Padova'nın efsane­vi kurucusu Antenor'un mezarının günışığına çıkarılıp gerçekliğinin ka­ nıtlanması da dahildir. Böylece klasik yazarların taklidi yoluyla, Latin şiirinin yerel dillerdeki şiire üstünlük sağlaması amaçlanır. (Ortaçağ 3)
  • ... fiziksel anlamda anı, bir kayıttır, düzeni korunan, deyim yerindeyse dondurulmuş bir organizasyondur. (Açık Yapıt)
  • ''...herkesin ödün vermeksizin bize asla bakmamaya ve yokmuşuz gibi davranmaya karar verdikleri bir cemaatte yaşasak ya ölür ya da çıldırırdık.'' (Beş Ahlak Yazısı)

  • Vanitas vanitatum .. dixit Eccelesiastes . Vanitas vanitatum et omnia vanitas (Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm)
  • Hayvanlar kurtarılmaya değsin diye onları insansılaştırıyor, oyuncaklaştırıyoruz. Kural olarak yabanıl ve etobur olsalar bile, hayatta kalmaları gerektiğini kimse söylemiyor. Hayır, onları sarılabilinir, gülünç, iyi huylu, uysal, bilge ve terbiyeli yaparak saygınlık kazandırıyoruz. (Somon Balığıyla Yolculuk)
  • Sık sık, kitaplarımın olduğu bir odaya girer ve onlara sadece bakarım, tekine bile dokunmadan. Ne olduğunu ifade edemeyeceğim bir şey geçer bana. Hem kafa karıştırıcı hem de iç rahatlatıcı bir durumdur. (Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın)
  • Günün birinde herkes bir gezegenden ötekine yolculuk yapabilsin diye yıldızları fethetmek istiyorlarmış; çünkü Dünya artık çok sıkışık bir yer haline gelmiş ve kalabalık gitgide artıyormuş. (Cecü'nün Yer Cüceleri)
  • "Savaş patlamak üzereydi ,bu durumda pencereyi karartıp radyoya yapışmak mı gerekiyordu ??? ... "Radyonun sesini kıs lütfen yüreğimin atışını duymak istersen " (Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi)
  • çünkü her gerçek her kulağa göre değildir (Gülün Adı)
  • Gerçekten de, unutmanın iyi olacağı bir şeyin üstünde gereğinden çok düşünüp durmaktansa, elinden gelirse unutmak en iyisi. (Gülün Adı)