Contemplation - Franz Kafka Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Contemplation kimin eseri? Contemplation kitabının yazarı kimdir? Contemplation konusu ve anafikri nedir? Contemplation kitabı ne anlatıyor? Contemplation kitabının yazarı Franz Kafka kimdir? İşte Contemplation kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Franz Kafka
Çevirmen: Kevin Blahut
Çizer: Fedele Spadafora
Orijinal Adı: Betrachtung
Yayın Evi: Twisted Spoon Press Publishing
İSBN: 9788090217157
Sayfa Sayısı: 70
Contemplation Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kafka's first published book (1913), Contemplation is composed of eighteen "prose poems," displaying the full range of Kafka's compact metaphorical style. In this new translation, Kevin Blahut has been faithful to the original German while rendering it in a fresh, contemporary English.
This edition is complemented by 18 black & white illustrations, attesting to the lasting inspiration of Kafka's prose.
Contemplation Alıntıları - Sözleri
- 'Ja meinen Sie denn, ich glaube an Gespenster? Was hilft mir aber dieses Nichtglauben?' 'Sehr einfach. Sie müssen eben keine Angst mehr haben, wenn ein Gespenst wirklich zu Ihnen kommt.' 'Ja, aber das ist doch die nebensächliche Angst. Die eigentliche Angst ist die Angst vor der Ursache der Erscheinung. Und diese Angst bleibt. Die habe ich geradezu großartig in mir.'
- "Nedenmiş o?" "Çünkü hiç yorulmuyorlar." "Peki o neden?" "Çünkü aptallar." "Aptallar yorulmaz mı?" "Aptallar nasıl yorulsunlar?"
- Sizi iyi tanımam beni pek de korumaz, yalnızca sizi, benim karşımda rol yapma çabasından kurtarır
- Öyle görülüyor ki pek kötü şey bekar kalmak...Bir akşam insanlar arasında geçirilmek istendi mi yaşlı bir adam olarak onurunu güçlükle koruyup başkalarından kendisine kapılarını açmasını beklemek, hastalanma ve yatağın bulunduğu köşeden haftalar boyu boş odayı seyretmek,tanışlarla hep sokak kapısı önünde vedalaşmak, asla yanında eşiyle dar merdivenlerden çıkamamak, odasında sadece başkalarının odalarına açılan ara kapıların bulunduğunu bilmek, akşam yiyeceğini bir elinde eve taşımak, başkalarının çocuklarına hayran hayran bakıp boyuna "Benim yok !" diye yineleyememek, kılık kıyafet ve davranışında çocukluk anılarından bir ya da birkaç bekarı kendine örnek almak.
- Atmın, ahırdan getirilmesini emrettim. Hizmetkar emirlerimi anlamadı. Ben de ahıra kendim gidip atımı eyerledim ve üzerine bindim. Uzaklada bir trompet sesi duyup bunun ne olduğunu hizmetkara sordum. Ne bir şey biliyordu ne de bir şey duymuştu. Kapıda beni durdurup sordu: "Efendimiz nereye gidiyor?" "Bilmiyorum," dedim, "buradan çıkayım da buradan çıkayım bir. Buradan çıksam başka bir şey istemiyorum, ancak bu şekilde amacıma ulaşabilirim." "Demek amacınızı biliyorsunuz?" diye sordu. "Evet," diye yanıtladım, "dedim ya, 'buradan çıkayım' diye. İşte amacım bu."
- Daß ich Sie so gut kenne, schützt mich wenig, es enthebt Sie nur der Anstrengung, mir etwas vorzulügen.
- "Kaçıklar hiç yorulmuyor mu?" "Kaçıklar nasıl yorulsun ki? "
- Sizi iyi tanımam beni pek de korumaz, yalnızca sizi, benim karşımda rol yapma çabasından kurtarır.
- "Aptallar yorulmaz mı?" "Aptallar nasıl yorulsunlar?"
- Yasaların emanet edilmesine layık olduğumuzu henüz gösteremediğimizden kendi kendimizden nefret etmeye daha meyilliyizdir bizler.
- Bekâr kalmak çok korkunç görünüyor, akşamı biriyle geçirmeyi her arzu ettiğinde davet edilmek için yalvarırken, haysiyetini de korumaya çalışan bir ihtiyar olmak, yatağının bulunduğu köşeden boş odaya bakarak haftalarca hasta yatmak, her zaman giriş kapısında vedalaşmak zorunda kalmak, merdivenden asla karınla birlikte çıkamamak, odanın yalnızca öteki insanların oturma odalarına açılan yan kapısının olması, başkalarının çocuklarına imrenmek, "Benim çocuğum yok," bile diyememek, görünüm, hal ve tavır olarak kendine, gençliğinden hatırladığın bir iki bekârı örnek almak.
Contemplation İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabın Yazarı Franz Kafka Kimdir?
Yahudi bir tüccar aileden gelen, Almancaya da hâkim olan bir yazardı. Kafka'nın en önemli eserlerini, üç romanının (Dava, Şato ve Kayıp) yanı sıra; ortaya koyduğu birçok hikâyeleri oluşturuyor.
Kafka'nın eserlerinin büyük bölümü ancak Kafka'nın ölümünden sonra meslektaşı ve yakın arkadaşı Max Brod tarafından yayımlandı ve bu eserler 20. yüzyılda dünya edebiyatında kalıcı bir etki bıraktı.
1883 yılında Prag'da doğdu. Taşralı Çek proletaryasından gelip zengin bir tüccar konumuna yükselmiş bir baba ile zengin ve aydın bir Alman Yahudi'si annenin çocuğu olan Franz Kafka'nın, içedönük ve huzursuz kişiliğini büyük ölçüde annesine borçlu olduğu söylenir. Ailenin en büyük çocuğu olan Kafka'nın iki erkek kardeşi küçük yaşta hayatlarını kaybettiler. Kız kardeşleri Elli, Valli ve Ottla ise Nazi Almanyası'nın organize ettiği Yahudi katliamı Holocaust'da hayatlarını kaybettiler. Kafka, çeşitli ailevi ve toplumsal sebepler yüzünden çevresine yabancılaşarak büyüdü. Ailesinin Prag'daki Alman toplumuyla kaynaşma çabaları sonucunda Alman okullarında okudu.
1893 yılında öğrenim görmeye başladığı Avusturya Lisesi, yalnızlığını ve kendi içine kapanmasında büyük etken oldu. Çek kökenli bir aileden geldiği halde Almancayı anadili olarak kullandığı için tam bir Çek sayılmayan Kafka'yı, Almanlar da tam anlamıyla kendilerinden görmediler. Ufak yaşlarda da Çekçe konuşan Kafka gittiği Alman okullarının da etkisiyle Almancada ustalaştı.
1901 yılında Altstädter Gymnasium lisesini bitirdikten sonra Prag'daki Karl Ferdinand Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi'ne girdi. Buradaki eğitimi sırasında Alman edebiyatı derslerini takip etmeye başladı. Öğrenciliği sırasında Yiddiş tiyatro çalışmalarında yer aldı ve bu çalışmalara destek verdi. Kafka ilk eseri olan 'Bir Savaşın Tasviri' adlı öyküsünü bu dönemde yazdı.
1902 yılında Max Brod'la tanıştı. Max Brod, Kafka'nın yaşamında önemli rol oynayan isimlerden biri olacaktı.
1906 yılında hukuk öğrenimini doktora ile tamamladı ve bir yıl süren avukatlık stajını yaptı.
1907'de Sigorta Şirketi'nde memur olarak çalışmaya başladı. Gündüzleri sigorta şirketinde sürdürdüğü çalışma hayatının yanı sıra geceleri ölümden bile daha derin bir uykuya benzettiği yazma işine yoğunlaşıyordu. Aynı yıl 'Taşrada Düğün Hazırlıkları' adlı öyküsünü kaleme aldı.
1912 yılında nişanlısı Felice Bauer'le tanıştı. Onunla ilişkisini, üç kez ayrılıp yeniden nişanlanarak,
1919'a kadar sürdürdü. Evlenmemesine neden olarak hastalığını gösteriyordu. Oysa güncesinde evliliği bir burjuva bağı olanak nitelendirmiş ve edebiyat hayatını sürdürebilmesi için yalnızlığa ihtiyacı olduğunu vurgulamıştır. Nişanlısıyla bu ilişkisinden geriye beş yüzün üzerinde mektup kalmıştır. Bunlar, Kafka'nın ölümünden çok sonra 1967'de 'Felice'ye Mektuplar' adıyla yayınlandı.
1917'de Kafka, verem olduğunu öğrendi.
1919 yılında geçirdiği ağır gripten dolayı hastaneye kaldırıldı.
1920 yılında Milena Jesenska ile tanıştı. Mektuplaştığı dört kadın arasında en ciddi ve önemli olan Milena Jesenska'ydi. Milena'yla mektuplaşmaları önce bir arkadaşlık gibi başladı, daha sonra tutkulu bir aşka dönüştü. Fakat Milena evli olduğundan bu mutsuz ve imkânsız ask Kafka'yı derin acılara sürükledi. Mektuplaştıkları üç yıl boyunca sadece iki üç kez görüşebildiler ve bu görüşmeler Kafka'yı üzmekten başka bir işe yaramadı, yine de onun yaratıcılığını olumlu yönde etkilediği rahatlıkla söylenebilir. Daha sonraları edebiyat tarihinin güzide eserlerinden biri sayılacak olan "Milena'ya Mektuplarında Kafka şöyle dile getirir durumunu;
"En çok seni seviyorum diyorum ama gerçek sevgi bu değil sanırım, sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki..."
Milena bu mektupları 1939 yılında yayınlaması için yakın arkadaşı Willy Haas'a verdi ve kendisi 17 Mayıs 1944'te Almanya'da toplama kampında öldü.
1922'de emekli oldu, maddi durumu kötüydü ve sağlığı gittikçe bozuluyordu.
1923`de ailesinin etkisinden kaçmak ve yazmaya yoğunlaşmak için Berlin'e taşındı, orada da Dora Dymant adında bir sevgilisi oldu. Dora, Milena`dan daha şanslıydı Nazi Almanya'sına direndi ve 1952`de Londra'da öldü.
1924 yılı 3 Haziran gecesi, 1917 senesinde kaldırıldığı Viyana yakınlarındaki Keirling sanatoryumunda hayata gözlerini yumdu.
Kafka'nın eserlerinin hepsinde görülen yabancılaşma olgusu, onun kendi yaşamında da belirgin bir biçimde izlenir. Ona göre ne kadar küçük ve basit bir yaşamı olursa o kadar mutlu ve sorunsuz olacaktır. Nazilerin Çekoslovakya'yı işgali sırasında Kafka ile ilgili birçok belge yok edildi. 20 yıl süren dostluklarının sonunda Kafka bütün yazdıklarını ölümünden sonra yakması için Max Brod'a vermişti. Yazdıklarının gereğinden fazla kişisel ve değersiz olduğunu düşünüyordu. Tabii Max onunla ayni fikirde değildi ve Kafka'nın ölümünden sonra, karışık halde bulunan binlerce sayfa metni toplayıp düzenleyerek yayınladı.
Yaşamının ve yapıtlarının ortak yani, Camus'nün dediği gibi, "Her şeyi göstermek ve hiçbir şeyi teyit etmemektir".
Çünkü yaşamayı bir savaş, ama önceden yitirilmiş bir savaş olarak görür. Çünkü bir insan olarak yaşamak ve doğru yolda ilerlemek hemen hemen olanaksızdır.
Franz Kafka Kitapları - Eserleri
- Dava
- Şato
- Dönüşüm
- Milena'ya Mektuplar
- Babaya Mektup
- Mavi Oktav Defterleri
- Ceza Sömürgesi
- Açlık Sanatçısı
- Aforizmalar
- Çin Seddi'nin İnşası
- Amerika
- Akbaba
- Bir Savaşın Tasviri
- Bütün Öyküler
- Günlükler
- Hayvan Öyküleri
- Kovalı Süvari
- Ottla’ya ve Aileye Mektuplar
- Özdeyişler
- Bir Köy Hekimi
- Dava (Çizgi Roman)
- Felice'ye Mektuplar
- Yeni Bulunmuş Mektuplar
- Bir Köpeğin Araştırmaları
- Bir Kardeş Cinayeti
- Küçük Bir Kadın
- Öyküler
- Kafka Öyküler 1
- Kafka Öyküler 2
- Ofis Yazıları
- Üç Uzun Hikaye
- Şarkıcı Josefine ya da Fare Ulusu
- Hayata Yön Veren Sözler
- Ceza Sömürgesi (Çizgi Roman)
- Mutsuzluk
- Kafka
- Yakılmamış Öyküler
- Seçme Eserleri
- Taşrada Düğün Hazırlıkları
- Günlük'ten Seçmeler
- Dönüşüm
- Anlatılar
- Köy Öğretmeni - Ateşçi
- Seçme Yazılar
- Kanun Önünde
- The Sons
- Ateşçi
- İn
- Grete Bloch'a Mektuplar
- Dönüşüm ve Diğer Hikayeler
- Dönüşüm (The Metamorphosis)
- Bir Dostluk
- Kafka'nın Kedisi
- Contemplation
- Günlükler 2
- Gammaz Yürek - Dönüşüm (2 Kitap Birden)
- Yargı
- Vəsiyyət
- Blumfeld: Geçkin Bir Bekar
- Kafkadan Rilkeyə qədər 12 Hekayə
- İmparatordan Bir Haber
- On Bir Oğul
- Kararlar
- Milena'ya Mektuplar, Cilt 2
- Erzählungen
- Dönüşüm
- The Metamorphosis
Franz Kafka Alıntıları - Sözleri
- Hiç eksiğim yok. Kendime muhtacım yalnızca. (Hayata Yön Veren Sözler)
- "Evet, dünyada hâlâ sadakat diye bir şey var." (Amerika)
- Değer vaktinde bilinmeli. (Dönüşüm (The Metamorphosis))
- "İyi kitap en iyi arkadaştır." (Taşrada Düğün Hazırlıkları)
- Oysa biliyorum, uyuyamayacağım. Sana yazmaktan vazgeçtiğim için uyuyamayacağım. (Milena'ya Mektuplar)
- "Yargılama adaletsizlik kokuyordu, infaz da insanlık dışıydı." (Ceza Sömürgesi)
- hiç senin dengin değildim; (Babaya Mektup)
- Adalet rahat olmalı, yoksa terazi sallanır ve adil bir hüküm verilemez. (Dava)
- Keşke varlığımı unutsaydı.. (Açlık Sanatçısı)
- Gittiğim her yerde benden önce bir şairin orada bulunduğunu görüyorum. (Hayata Yön Veren Sözler)
- Kanepeye yatsın, ona kimse dokunmasın, yaşam boyu tavana bakıp dursun, daha ne ister? (Bir Köy Hekimi)
- "Hiç kalıcı ve samimi olmayan insan ilişkileri. Şeytan görsün hepsinin yüzünü!” (Dönüşüm)
- Bizde insanlar şimdiki zamanı yok etmeye bu kadar hazırdır işte. (Akbaba)
- Pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim. (Kafka)
- Evlilik korkusunun bazen, kişinin kendi ebeveynine karşı işlediği günahlarının acısını ileride kendi çocuklarının ondan çıkaracağı yolunda duyduğu endişeden kaynaklandığına dair bir görüş vardır. (Babaya Mektup)
- Dünyanın fakir insanlardan beklediği her şeyi yerine getiriyordu. (Dönüşüm ve Diğer Hikayeler)
- Bırakın, boş sokaklar mutsuz kılacaktır onları, biliyorum. (Anlatılar)
- "Ah" dedi fare, "Dünya daralıyor günden güne. Başlangıçta o kadar genişti ki, korkuyordum, koştukça koşuyor ve nihayet uzakta, sağlı sollu duvarlar görünce mutlu oluyordum; ama bu uzun duvarlar o kadar hızla birbirine yaklaşıyor ki, son odaya gelmişim bile, şu köşede de koşup gireceğim tuzak duruyor." (Kararlar)
- Sizi çok iyi tanımak benim koruma altında olmam anlamına gelmez, sadece sizi önümde numara yapma zahmetinden kurtarır. (Ateşçi)
- Pencereyi açıp kendimi dışarıya atmak çok yararlı bir şey gibi görünürdü bana. (Felice'ye Mektuplar)