Daha Adil Bir Dünya Mümkün - Recep Tayyip Erdoğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Daha Adil Bir Dünya Mümkün kimin eseri? Daha Adil Bir Dünya Mümkün kitabının yazarı kimdir? Daha Adil Bir Dünya Mümkün konusu ve anafikri nedir? Daha Adil Bir Dünya Mümkün kitabı ne anlatıyor? Daha Adil Bir Dünya Mümkün PDF indirme linki var mı? Daha Adil Bir Dünya Mümkün kitabının yazarı Recep Tayyip Erdoğan kimdir? İşte Daha Adil Bir Dünya Mümkün kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Recep Tayyip Erdoğan
Yayın Evi: Turkuvaz Kitap
İSBN: 9786257548083
Sayfa Sayısı: 216
Daha Adil Bir Dünya Mümkün Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Sadece beş ülkenin bütün dünyanın kaderini etkileyecek konularda
karar vermesi ne ahlaki ne adildir. Dünya beş ülkeden büyüktür.”
“Adil ve daha sürdürülebilir bir küresel barışın temini için çok kültürlülüğü ve çok kutupluluğu yansıtan bir BM’ye ihtiyaç vardır. Dünya ne tek kutuplu ne de iki kutupludur, ne hâkim bir kültürün ne de birkaç imtiyaz sahibi aktörün kültürel hegemonyası altındadır. Çok kutuplu, çok merkezli, çok kültürlü, daha kapsayıcı ve adil bir dünya inşa etmek mümkündür. Böylesi bir dünya için ilk adres BM’dir. Barışın, istikrarın, adaletin ve etkin küresel yönetişimin yolu, BM’nin reforma tabi tutulmasından geçmektedir. BM reformu ve özellikle Güvenlik Konseyi’nin yapısının yeniden oluşturulması, elbette tüm dünya ülkelerinin uzlaşmasıyla hayata geçecektir.
Biz Türkiye olarak, bu çerçevedeki teklifimizi uzun zamandır ifade ediyor ve tüm ülkelerin tartışmasına açıyoruz. çözüm önerimiz ise ‘Dünya beşten büyüktür’ ifadesinde kendini bulan, BM Güvenlik Konseyi’nin yapısının değiştirilmesini merkeze alan bir perspektifin hâkim kılınmasıdır. Konsey’in kıtaları, inançları, kökenleri ve kültürleri mümkün olan en adil şekilde temsil edecek bir yapıya kavuşturulacak şekilde yeniden yapılandırılması çözüm ve küresel barışın tesisi için devrimsel bir adım olacaktır.”
Daha Adil Bir Dünya Mümkün Alıntıları - Sözleri
- Umutsuz değiliz ve asla da umutsuz olmayacağız.
- Adaletin her şeyden önce bir vicdanı olmalıdır.
- Bugün " mülteci sorunu" diye genelleştirdiğiniz meselenin arka planında büyük bir dram vardır.
- Bugün dünyada ağır aksak işleyen birçok uluslararası kurum var. Bu kurumlar hiçbir zaman adil olmadı. Hep uluslararası hegemonya arayışına ve büyük güçlere hizmet etti.
- Merhametini yitirmiş bir dünya sistemi, insanlığın hiçbir derdine derman olamaz.
- Milliyetçilik birçok ülkede kendini vatanseverlik şeklinde değil, maalesef korumacı ve dışlayıcı yabancı düşmanlığı halinde gösteriyor.
- Dün olduğu gibi bugün ve yarın da hakkı söyleyecek, hakikati haykıracağız.
Daha Adil Bir Dünya Mümkün İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Nefret kusan incelemelere aldırış etmeden, daha barışçıl daha adil bir dünya için öngörülen düşüncelerin mevcut olduğu bu kitabı, vicdani ve tarafsız bakmayı başarabilen gerçek okurların okuması gerektiği düşüncesindeyim. (Elif)
Daha Adil Bir Türkiye Mümkün, Tabii Siz Gittikten Sonra: Yıllardır başarıyla sahnelenen; Batı tarafından hor görülen mazlum Müslüman halkların sesi olmuş “cesur lider” rolüne angaje, yazılan kişi -ya da kişiler- tarafından oldukça iyi tasarlanmış bir kitap.Okurken insanın milli duygularına hitabeden, hafiften gururunu okşayan bir tarafı aşikar, gel gelelim işin iç yüzünde kazın ayağı öyle değil.(Arka fonda Dombra çalıyor.) Birleşmiş Milletler Topluluğu’nu muhattap alarak, Dünya’daki bir çok küresel sorunu suya sabuna dokunmadan ele almış, kendisinin yaptığı hatalara göstermesi gereken özeleştiri ve cesareti -her zamanki gibi- başkalarına karşı oldukça cüretkar bir şekilde dile getirmiş.Sonraki bölümlerde de çözüm önerilerini sunmuş. Diyeceksiniz ki; (haklı olarak) yazılanlar yanlış mı? Dünya’daki Müslüman karşıtlığından tutun, Suriye’deki iç savaşın akabinde yaşanan mülteci krizine kadar değinilmiş bir çok konuda doğruluk payı var.Hatta Birleşmiş Milletler’in doksanlarda tarihe kara bir leke olarak geçen Bosna ve Ruanda’daki katliamları önlemede yetersiz kalışındaki gerçeği bile -takdir toplayacak denli- açık yüreklilikle dile getiriyor.Ama ne yazık ki bozuk saat misali bir doğruluk bu, üzerine derinlemesine düşünülmüş, sorunları ortadan kaldırmaya yönelik değil, hamasetle kendi yönetim krizindeki sorunları hasıraltı etmek adına dile getirilmiş bir doğruluk.Haliyle insanda saygınlık uyandırmaktan çok, iktidarın kendi ülkesinde yarattığı krize karşı tepkiselliği ve öfkeyi besliyor.Evde çocuklarını döven bir adamın, komşusunun çocuğunu her gördüğünde sevmesine tanık olmak gibi.Bu iktidarın dönemine denk gelmiş talihsiz bir genç olarak, ‘haksızlığa uğramış olma’ hissini perçinliyor. ”Ne okuyorum, neler yaşıyorum!” hezeyanını benliğinizde duymanız, oldukça mümkün.Sorulması gereken asıl soru şu; Avrupa ve Dünya’nın diğer bölgelerinde süregelen insani krizler, Türkiye’deki yanlışları temizleri mi? Bir başkasının hatasını dile getirmek mi zordur, yoksa kendi hatanla yüzleşmek mi? Yazımı bitirirken -ne yazık ki burada da örneğini çok gördüğüm- bir yanlışı dile getirmek istiyorum.Her ne pahasına olursa olsun, ben insanların birbirini anlamaya çalışmasının bir kültür olduğunu, bunun güçlenmesi gerektiğini düşünüyorum.(Tamam bu kitap biraz sabır sınırlarında dolaşıyor, anlıyorum.Bu ya da herhangi bir kitap olsun mevzu bahis, farketmez.) Varsın yerden yere vuralım, o ince sınırı aşmadan.Ama yeter ki anlayalım; ya da en azından buna gayret edelim.(Bu arada ‘ben çok iyi yapıyorum bakın, siz de yapın’ demek değil bu asla.Yüksek bir perdeden konuşmuyorum, kendi yetersizliğimden yola çıkıyorum.) Şahsen benim vicdanım, hiçbir kitabı okumadan puan vermeye elvermiyor.(Hiçbir şeyin hakkı yoksa üretiminde ter döken işçinin hakkı var, gerçi o işçinin de bu iktidarda hakkı var ama neyse.) Şimdi gönül rahatlığıyla -kullanılan kağıt ve mürekkebin hatrı için- iki verebilirim.(Yüzümde acı bir tebessüm.) Yapın bunu, ‘ben asla okumam.’ dediğiniz size taban tabana zıt bir kişinin kitabını alın elinize, okumaktan ne çıkar? Belki şimdiye kadar hiç farkında olmadığınız bir tarafınız ortaya çıkacak, sizden başka kimsenin farkında olmadığı. “Anlamaya çalışma” kültürü adına, ‘Daha Adil Bir Türkiye’ diliyorum. Sevgiler (Bertha Mason)
Daha Adil Bir Dünya Mümkün PDF indirme linki var mı?
Recep Tayyip Erdoğan - Daha Adil Bir Dünya Mümkün kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Daha Adil Bir Dünya Mümkün PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Recep Tayyip Erdoğan Kimdir?
26 Şubat 1954; Beyoğlu, İstanbul), Türk siyasetçi, Türkiye'nin 12. ve günümüzdeki cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanlığı öncesinde, 2003-2014 yılları arasında 11 yıl başbakanlık yapan Erdoğan, 2007 anayasa değişikliği referandumu sonrasında anayasada yapılan değişiklikle birlikte 2014 yılında gerçekleştirilen seçimle doğrudan halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanıdır. 1994 ve 1998 yılları arasında Refah Partisi'nden İstanbul büyükşehir belediyesi başkanlığı görevini yürütmüştür. Kurucuları arasında yer aldığı Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkanlığı görevini 12 yıl boyunca sürdürürken; 2002, 2007 ve 2011 genel seçimlerinden en yüksek oyu alan parti olarak ayrılmıştı.
1976 yılında Millî Selamet Partisi Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığına ve aynı yıl İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığına seçilen Erdoğan, Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu'ndan 1981 yılında mezun oldu. Millî Selamet Partisi'nin 1981'de kapatılması sonrasında, 1983'te kurulan Refah Partisi ile siyasi hayatına devam etti. 1986 milletvekili ara seçimlerinde milletvekili, 1989 yerel seçimlerinde ise Beyoğlu belediye başkanı adayı olarak seçimlere girse de her iki seçimde de seçilemedi. Milletvekili adayı olduğu 1991 genel seçimlerinde ise milletvekili olmasına rağmen tercihli oy sistemi sebebiyle Yüksek Seçim Kurulu milletvekilliğini iptal etti. 1994 yerel seçimlerinde elde ettiği %25,19'luk oy oranı ile İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçildi. 6 Aralık 1997'de Siirt'te düzenlenen bir açıkhava toplantısı sırasında topluluğa yaptığı konuşmada kullandığı ifadeler sebebiyle "halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle kendisine açılan dava sonucunda 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Belediye başkanlığı görevinden ayrılarak 26 Mart 1999'da girdiği cezaevinde dört ay on gün kaldıktan sonra 24 Temmuz 1999'da tahliye edildi.
14 Ağustos 2001'de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı ve partinin genel başkanlığına seçildi. Parti, girdiği ilk seçimler olan 2002 genel seçimlerinde %34,43'lük oy oranı ile Abdullah Gül'ün başbakanlığında 59. hükûmeti kurarken, siyasi yasağı süren Erdoğan seçimlere girememişti. Siyasi yasağının kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan yasa değişikliği talebinin uygulamaya girmesiyle siyasi yasağı kalktı. 9 Mart 2003'te gerçekleştirilen ara seçimlerinde Siirt milletvekili olarak meclise girdi. Başbakan Gül'ün istifasını sunmasıyla, 14 Mart 2003'te başbakanlık görevine geldi. Genel başkanlığını yürüttüğü Adalet ve Kalkınma Partisi, 2007 genel seçimlerinde oyların %46,58, 2011 genel seçimlerinde ise oyların %49,83'ünü alarak Erdoğan'ın başbakanlığında sırasıyla 60. ve 61. hükûmetlerini kurdu. Parti ayrıca, oyların %41,67'sini aldığı 2004 yerel seçimleri, oyların %38,39'unu aldığı 2009 yerel seçimleri ve oyların %43,40'ını aldığı 2014 yerel seçimlerinde de en çok oy toplamayı başaran parti konumundaydı. 2007 anayasa değişikliği referandumu sonrasında anayasada yapılan değişiklikle birlikte cumhurbaşkanının ilk defa doğrudan halk oyuyla seçilmesinin önü açılırken, adaylığını koyduğu 2014'te yapılan seçimlerde aldığı %51,79'luk oy oranıyla cumhurbaşkanı seçildi ve başbakanlık ile partisindeki görevinden ayrılarak cumhurbaşkanlığı görevine 28 Ağustos 2014'te başladı.
Erdoğan, 10 Ağustos'taki seçimleri %51,79 oy ile kazanarak Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı seçildi. 29 Ağustos'ta yemin ederek göreve başladı.
Recep Tayyip Erdoğan Kitapları - Eserleri
- Daha Adil Bir Dünya Mümkün
- Küresel Barış Vizyonu
- Bu Şarkı Burada Bitmez
Recep Tayyip Erdoğan Alıntıları - Sözleri
- Bugün dünyada ağır aksak işleyen birçok uluslararası kurum var. Bu kurumlar hiçbir zaman adil olmadı. Hep uluslararası hegemonya arayışına ve büyük güçlere hizmet etti. (Daha Adil Bir Dünya Mümkün)
- Merhametini yitirmiş bir dünya sistemi, insanlığın hiçbir derdine derman olamaz. (Daha Adil Bir Dünya Mümkün)
- Türkiye, birçok medeniyete beşiklik etmiş, farklı inanç ve kültürleri potasında eritmiş, tarihin akışında başrolü oynamış çok özel bir coğrafyadır. Bizler, ayaklarımızı nasıl münbit topraklara bastığımızı, nasıl büyük bir insanlık birikimine sahip olduğumuzu, dünya barışı için ne kadar anlamlı bir kültürel mirasa sahip bulunduğumuzu iyi değerlendirmeliyiz. (Küresel Barış Vizyonu)
- Milliyetçilik birçok ülkede kendini vatanseverlik şeklinde değil, maalesef korumacı ve dışlayıcı yabancı düşmanlığı halinde gösteriyor. (Daha Adil Bir Dünya Mümkün)
- Tarihin sayfalarını açtığınızda, matematikten astronomiye, cebirden coğrafyaya, tıptan fizik ve kimyaya kadar hemen her alanda, bugünün bilimsel birikimine temel hazırlamış âlimlerimizin olduğunu görürsünüz. (Küresel Barış Vizyonu)
- Bugün " mülteci sorunu" diye genelleştirdiğiniz meselenin arka planında büyük bir dram vardır. (Daha Adil Bir Dünya Mümkün)
- Dün olduğu gibi bugün ve yarın da hakkı söyleyecek, hakikati haykıracağız. (Daha Adil Bir Dünya Mümkün)
- "Ben, her zaman söylüyorum: İslami terör olmaz. İslam ile terör kelimeleri, yan yana gelemeyecek kadar birbirine zıt ve karşıttır." (Küresel Barış Vizyonu)
- Piri Reis'in haritasında, Osmanlı askerlerinin, Osmanlı donanmasının aslında hiç uğramadığı coğrafyalar da var. Kuzey ve Güney Amerika, bu coğrafyalardan yalnızca biri, Ama bu bölgenin, bu kıtanın bir haritası çıkarılarak, bir nevi bu bölge üzerindeki bilinmezlik ortadan kaldırılmış, işte bu bölge kalemle, bilgiyle, aydınlanmayla keşfedilmiştir. (Küresel Barış Vizyonu)
- Gerek Osmanlı Devletini, gerek Selçuklu Devletini, sadece ve sadece birer askeri güç olarak görenlerin ciddi bir yanılgı içinde olduklarını burada hatırlatmak isterim. (Küresel Barış Vizyonu)
- KALEM, KILIÇTAN KESKİNDİR! (Küresel Barış Vizyonu)
- Ben, her zaman söylüyorum: İslami terör olmaz. İslam ile terör kelimeleri, yan yana gelemeyecek kadar birbirine zıt ve karşıttır. (Küresel Barış Vizyonu)
- Adaletin her şeyden önce bir vicdanı olmalıdır. (Daha Adil Bir Dünya Mümkün)
- Umutsuz değiliz ve asla da umutsuz olmayacağız. (Daha Adil Bir Dünya Mümkün)
- Bizim tarihimizde ve medeniyet tasavvurumuzda, kalem, her zaman kılıcın önünde olmuştur. Kılıcın, yani silahların zorla, baskıyla, tehditle kapıları açtığı çağlarda, bizim medeniyetimiz, toprakları fethetmenin ötesinde kalpleri fethetmenin mücadelesi içinde olmuştur. (Küresel Barış Vizyonu)