Dervişin Safa Defteri - Mim Kemâl Öke Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Dervişin Safa Defteri kimin eseri? Dervişin Safa Defteri kitabının yazarı kimdir? Dervişin Safa Defteri konusu ve anafikri nedir? Dervişin Safa Defteri kitabı ne anlatıyor? Dervişin Safa Defteri PDF indirme linki var mı? Dervişin Safa Defteri kitabının yazarı Mim Kemâl Öke kimdir? İşte Dervişin Safa Defteri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Mim Kemâl Öke

Yayın Evi: Sufi Kitap

İSBN: 9786059778589

Sayfa Sayısı: 256

Dervişin Safa Defteri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Dinle sözümü sana direm özge edâdır

Derviş olana lazım olan aşk-ı Hüdâdır"

Derviş; istidadı, şevk u zevki ve en önemlisi “izni” varsa nefs mertebelerinde seyreder, terbiye ve tezkiyesini kazanır; ilâhî tecellîlere mazhar olur. Mahlûkatın en şereflisi olduğunun idrakine bireysel tecrübeleriyle varır, daha doğrusu bu yolda cehdeder. Ardından ezkâra, evrada, semâya durur. Hamlıktan pişme, pişmekten de yanma yoluna geçer, halk içinde Hakk ile görüşme olarak tabir edilen “halvet der encümen”i deneyimler ve anlar ki vakit, bu lütufların safâsını sürme vaktidir.

Dervişin Safa Defteri, ömrünü tasavvuf yolunun fakîri olmaya adayan Mim Kemâl Öke’nin Mevlânâ Celâleddin Rûmî Hazretlerinin eserlerini bütüncül bir bakışla, eserlerde üzerinde durulan süreçlere, kavramlara ve yaklaşımlara odaklanarak incelediği “Yedi Meclis”ten oluşmakla birlikte Hz. Mevlânâ’dan bir ilmihal teşkil ediyor. Bu bağlamda, İslam’ın beş şartını, iman esasları ile şer’î açıdan incelerken eserin öz suyunu “sûfî gözüyle şeriat” olarak ortaya koyuyor.

Tasavvuf bir hal ilmidir ve eşref-i mahlûkat olan insanın Allah tarafından anbean çekip çevrilen kalbine dair bu ilim, yüzyıllar önce Hz. Mevlânâ’ya bahşedilmiştir. Mim Kemâl Öke, işte bu kalbin merkezi olan İslam’ın beş ana sütununu Hz. Mevlânâ’nın eserlerinden damıttığı zarif ve nüktedan bir üslupla aktarıyor.

Öyleyse bu kitabın –insan kitabının- gönül sayfaları, yukarıdaki niyaz ilâhîsinin izleyen beyitlerinde terennüm edilen semâ-safâ irtibatının günümüzün rasyonalite ve absürtlük karşıtlığıyla kurgulanmış dünyasında, şeriat ve hakikat hasreti çekip marifete vâsıl olmayı dileyen nice kalbe ilham olması niyetiyle açılıyor.

"Âşkın nesi var ise Maşuk’a fedadır

Semâ sâfâ , cana şifâ ruha gıdâdır"

(Tanıtım bülteninden)

Dervişin Safa Defteri Alıntıları - Sözleri

  • "(M)uhabbet (i)lmini (m)arifete dönüştürebilme Kemâli", tasavvufun özü ve öznesidir!
  • " âgâh ol, ganimet tut, kapı açıktır; çabuk hasûdun körlüğüne yönünü oraya çek. "
  • Mesele sadece fiziksel obezite olsa! Kilolu vücutlar sadece birer yansımadır. Batı hiç kusura bakmasın, her cihetten obez olmuş. Tüketim toplumu çılgınlığı ile "daha çok/daha çoğu benim olsun"zihniyeti aslında "zihni bir obezite"den kaynaklanıyor. Nefslerin coştuğu, kapitalizm bekası uğruna coşturulduğu bir iklimde yaşıyoruz. Allah bize insanlığın "hal-i pür melalini" gösteriyor. Ancak biz göremiyoruz!
  • Ta dizine kadar su içindesin, kendinden haberin yok; şundan bundan su istiyorsun. Önünde de (seni kandıracak) yardım suyu var ardında da. Ama gözlerinin önünde de set/engel var, ardında da... O; suyun mestidir, sarhoşudur (adamakıllı susamıştır). Su ise onun yüzü gözü önündedir. (Kendisi) su içindedir. (Halbuki onun) akıp duran sudan haberi bile yok. Sen, ''Şüphesiz biz sana Kevser'i verdik, '' (ayetini) okumadın mı? Öyleyse (okuduysan) niçin (öyle) kuru ve susuz kaldın? Ey hasta adam! Yahut da (sen) galiba Firavun'sun ki Nil'in (kıptîlere kan kesildiği) gibi, Kevser sana kan kesilmiş ve iğrenç olmuş. Tövbe et ve her düşmandan tedirgin ol. Çünkü o (düşmanın) kabında Kevser suyu bulunmaz. Her kimi(n benzini) Kevser'den kızarmış (al al olmuş) görürsen o, Muhammed huyudur. Onun huyu ile huylan (onunla dost ol). Ta ki, ''Allah için sever,'' (hükmü ve sözü) hesaba gelsin, (senin için de söylensin). Zira Ahmed'in (s.a.v) ağacından biten elma ondandır (yani öyle mürşidlerdendir). Kimin dudağını Kevser'den kuru görürsen onu (Kevser içmediği için dudağı kurumuş olanı); ölüm gibi, sıtma gibi düşman say.
  • Her şeyin süratle yozlaştığı, yobazlaştığı; insanın ise yalnızlaştığı, sapkınlaştığı, katılaşıp karardığı bir zaman diliminde özlenen estetiğin davetidir İslam.
  • "Açın halinden tok anlamaz." derler. Küresel topluma bu duyarsızlık egemen zaten. Fakirlerin daha yoksullaştığı, zenginlerin sayısal olarak azaldığı fakat servet olarak katlandığı ayıplı bir dönemden geçiyoruz. Ve bu ne biçim bir çelişkidir ki o malum "refah toplumlarının" bir numaralı sorunu aşırı şişmanlık! Üstelik bu şişmanlık; zaruret, hastalık ya da genetik bir sendromdan değil, yemekten. Af buyrun, "oburluk"tan!

Dervişin Safa Defteri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabı okuduktan sonra Mim Kemal Hoca'ya geç kalmışlığın pişmanlığını oldukça fazla yaşadım. Kitabın bitiminde "son" kelimesinin yerine "sırlarken" kelimesini kullanmayı tercih edecek kadar naif yazarımız, eserde psikolojik ve sosyolojik tahlillerle günümüz toplumunu tasavvuf penceresinden İslam'ın beş şartından yola çıkarak ortaya koyuyor. Tüketim toplumunun aşırılıklarını, doyumsuzluğunu tüm çıplaklığıyla dillendiriyor. Kitabın -hocanın deyimiyle- "mim noktası" bence şu cümleydi: "Müslümanlar tetiğe asılmalarıyla değil; kalemi kullanmalarıyla övünecek hale gelseler." katılmamak elde değil. (Esra Arslan)

"Muhabbet İlmini Marifete Dönüştürebilme Kemâli"yle: "Her sûfînin bir Cebrail’i olmalı, ona mi’racını tamamlatmak için 'burak'ını eyerlemelidir. Nefsin (kişinin) burak olması için üzerine konan eyerin literatürdeki adı 'aşk'tır, 'muhabbet'tir." Mim Kemâl Hoca'nın zarif, naif ve etkili diliyle (gönlüyle), Hz. Mevlânâ’nın ilk eserlerinden Mecâlis-i Seb’â’ya atfen bölümlendirilen bu kitap, iki giriş bölümünden sonra İslam’ın beş şartını dervişlerin gözüyle inceleyen bir ilmihal niteliğinde olması, günümüzde İslam ve tasavvuf arasında yapılan ayrımlara gönülden bir şerh düşmesi hasebiyle önem arz ediyor. Günümüzün modern toplumunda arayışta olan insana tasavvufun İslam’ın bir cüz’ü olduğunu salık verirken ayetler, hadisler doğrultusunda ve Mevlânâ öğretisi bağlamında bu arayışa karşılık olmaya çalışıyor. Prof. Dr. Mim Kemâl Öke'nin ehil gönlünden kopan "derviş" serisinin üçüncü kitabı olan Dervişin Safa Defteri, "yaralı ceylanlar"a şifa vesilesi olmaya devam ediyor. (Hande Yıldırım Önsöz)

Dervişin safa defteri 3’lemenin ilk kitabıdır. Tasavvufa ilgisi olan, tasavvuf ile yeni tanışanlar için ilgi çekebilecek bilgiler barındırıyor. Mim Kemal öke islami konuları; Mevlana hz. Mesnevisinden faydalanarak, kendi yorumlarıyla birlikte harmanlayıp alışılmışın dışında yorumlamış. Okuyanı çok yormayan anlatımıyla kolaylıkla okunabilecek bir eser. (sse)

Dervişin Safa Defteri PDF indirme linki var mı?

Mim Kemâl Öke - Dervişin Safa Defteri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dervişin Safa Defteri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mim Kemâl Öke Kimdir?

1955 yılında İstanbul'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan ÖKE, 1973 yılında Robert Koleji'nden mezun olduktan sonra İngiltere'ye giderek, Cambridge'de İktisat ve Tarih Fakültelerini bitirdi. Sussex (MA.), Cambridge (M.Phil) ve İstanbul (Ph.D.) üniversitelerinde uluslararası ilişkiler ihtisası yaptı. İhtisas sonrası Birleşmiş Milletler'de görev aldı.

Türkiye'ye dönüşünün ardından Türk dış politikası tarihine ilişkin araştırmalarını sürdürmüş olan ÖKE, Boğaziçi Üniversitesi’nde 1984'te doçent, 1990'da profesör oldu. Hem yazılı hem de görsel basında güncel siyasi gelişmeleri değerlendiren ve İngilizce, Arapça ve Urduca olmak üzere Türk dış politikası alanında 14 kitabı olan ÖKE'nin ayrıca üç de romanı bulunmaktadır.

Birleşmiş Milletler (1979) ve TRT'de (1983-89) danışmanlık yapmış olan Prof. Dr. Mim Kemal ÖKE, evli ve iki çocuk babasıdır.

Mim Kemâl Öke Kitapları - Eserleri

  • Günbatımı
  • Saraydaki Casus
  • Biat
  • Engel
  • Yaralı Ceylanlar Kulübü
  • Dervişin Seyir Defteri
  • Duvardaki Kan
  • Siyonizm ve Filistin Sorunu
  • Aşkın Ekolojisi
  • Sürgündeki Sevda
  • Dervişin Safa Defteri
  • Dervişin Sema Defteri
  • Ermeni Sorunu
  • Bilinmeyen Tarihimiz
  • Musul Komplosu 1918-1926
  • Kılıç ve Ney
  • Hilafet Hareketleri
  • Yaşanmamış Anılar
  • Musul - Kürdistan Sorunu
  • Türk Dünyası
  • Kaderle Dans
  • İlahlarla Dans
  • Irak Savaşı Günlüğü
  • Kutsal Topraklarda Siyonistler ve Masonlar
  • İngiliz Ajanı Binbaşı E.W.C Noel'in Kürdistan Misyonu (1919)
  • Musul Meselesi Kronolojisi
  • Adı Yemen'dir
  • Küresel Toplum
  • Cuntalar ve Cemaatler
  • Aşkla Dans
  • II.Abdülhamid, Siyonistler ve Filistin Meselesi
  • Din - Ordu Gerilimi
  • Derviş ve Komutan
  • Mevlana Jalaluddin Rumi and Sufism
  • Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri
  • Ömer Fevzi Mardin Gazi ve Sufi
  • Milli Mücadele Dönemi'nde Yemen -Türkiye İlişkileri

Mim Kemâl Öke Alıntıları - Sözleri

  • Soruların cevabı için sabahı beklemek icap edecekti. Sabah bir türlü gelmek bilmeyecekti. Geldiğinde ise ben üzerime çöken gecenin ağırlığından silinip, ayağa bin bir güçlükle kalkabilecek, zor doğrultabilecektim belimi. (Duvardaki Kan)
  • Diyorlar ki: Tertemiz can, şu yuvadan, aşk kanadıyla uçup havalanamaz; yalan. (Dervişin Sema Defteri)
  • Evet, Musevilerin Batı'da baskı altında tutulduğu bir gerçekti ama onlar Türk sultanının hakimiyeti altında müreffeh ve barış içinde bir hayat yaşamaktaydılar (Siyonizm ve Filistin Sorunu)
  • Ne var ki bu dönemdeki en güçlü örgüt muhakkak ki "Kürdistan Teali Cemiyeti "dir. Molla Sait, Motkili Halil Hayali, ve Mukuslu Hamza Bey kurucularıdır. İlk kongrede Abdülkadir başkanlığa, Emin Ali (Bedirhan) ile Fuad Paşa yardımcılıklarına seçileceklerdir. Hamdi Baban ise katip-i umumiliğe getirilecektir. Bu cemiyet, İstanbul'daki yabancı misyonlarla diyalog kuracaktır. (Musul Komplosu 1918-1926)
  • .. O hikmetle birlikte açılımların da değişiyor. Önce kendini bulmak, kendini bulduktan sonra Allah'ı bulmak, Allah'ı bulduktan sonra O'nunla irtibat kurup topluma bu irtibatın önemini yani mutluluğun reçetesini anlatmak... Tarihe böyle baktığımızda, bütün dinlerin, dinselliklerin ve dahi felsefenin temel anlamının da insanın derûnunu keşfe çıkarmak olduğunu görüyoruz. Aralarında farklılıklar olabilir ama mistik düşüncenin temel amacı, benim "3A" dediğim (Âdem, Âlem ve Allah) arasındaki bütünlüğü, dördüncü bir "A" olan Aşk ile sağlamaktır. Bunu ıskalayanlar tarihi de ıskalamış olurlar. (Yaralı Ceylanlar Kulübü)
  • "Kapitalizm, kurduğu mülkiyetçi mekânlarla ufkumuzu, manzaramızı betonlarıyla, para binalarıyla karartmakta; güneşimizi çalmaktadır. Tabiat, gökyüzü, ekolojik çevre, kuşların göç yolları, toprak canlılığı mülkileştirilemez. Muhafazakârlığın kapitalist birikim için tabiata müdahalesi, kent yoksulları yanında tabiat yoksulluğu da oluşturmaktadır." (Aşkın Ekolojisi)
  • Hemen itiraf edeyim, Özallı yıllarda tasavvufa eğilimim yoktu. Varsa yoksa vatanı kurtarmak, bilimle Türk dış politikasının önünü açacağını düşündüğüm akademik meselelerle meşgul düm: Filistin, Ermeni, Musul sorunlarını araştırırken... Nereden bilebilirdim, yirmi küsur yıl sonra dergâhın kapısını çalacağımı... Ne denir ki. Her şeyin bir zamanı, daha doğrusu vakt-i zamanı varmış. İnsan "dem tutmayınca" olmuyormuş. O da nasibi varsa! (Dervişin Sema Defteri)
  • Eski kafalıyım ben. Sevda isterim. Öyle çilesi olmadan vuslat mı olurmuş? Yazmaz benim lügatımda (Engel)
  • Tarihi olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin pek zikredilmesi de Nahçıvan üzerinde bir tür nüfusu vardır ve Özal, o vefatından önce hayli ilgilendiği Orta Asya Türklüğü ne açılım gayretleri içinde Nahçıvan'ın çok özel bir kapı olabileceğini görmüştü. Şimdi bu Musul fırsatı ile o opsiyonu da devreye sokmak peşindeydi... (Musul Komplosu 1918-1926)
  • Kalemin doğrusu, mesuliyetini bilendir. (Sürgündeki Sevda)
  • Doğu dünyası geri olduğu için, ona incelik ve kişilik kazandıran gayretleri değil, Batı'nın kendi âlemini çekip çevirmesine karşı gösterdiği uyumdaki başarıdır. (Ermeni Sorunu)
  • Yazık, Tüketim Toplumu, insanı tüketiyor, insanlık tükeniyor. Çıkarlar-her ne pahasına olursa olsun-baş tacı, yani "in"; erdem, sosyal duyarlılık, insaniyetperverlik "out". (Dervişin Sema Defteri)
  • Dostlarım, sığınağımdı onlar benim. Eh, dost sığınak olmazsa ne işe yarar ki! (Biat)
  • Bir zamanlar kudretini viyana kapılarında,hind denizlerinde ispat eden atalarımızın evladı olduğumuzu bir parça düşünsek!..Bir parça bilsek ki,bir zamanlar koca Bizans imparatorluğunu kökünden koparıp atan,Avrupanın her köşesinden kabarıp gelen Haçlı tufanını adil kılıcımızın bir darbesiyle kenara fırlatan bizdik. (Günbatımı)
  • "Üzülerek belirtmeliyim ki, Ermeniler bugüne kadar fazlasıyla şımartılmışlardır. Onlara gösterilen sempati ve anlayış müstebit bir otoriteye karşı ayaklanan devrimcilere duyulan sempatiyi çoktan aşmıştır... Bugünkü ayaklanmaların aslında İngiltere'de örgütlenen ve İngiliz liberallerinin fazlasıyla değer verdiği Ermeni İhtilâl Komitesinin gizli tahrikleriyle gerçekleştiğini unutmamamız gerektiğine inanıyorum... Anadolu'da Ermeniler, Kürt komşuları gibi, kaba, bağnaz ve kan dökücüdürler; anarşist ve sosyalist fikirlerle donanmış maceracı ihtilâlcilerin kışkırtmalarıyla zülüm ve katliamda onlardan aşağı kalmazlar. Bir kez etnik ve dinî nefret ateşi Asya'da yanmaya görsün, bu alev bütün bölgeyi kapsayacak ve patlak veren bu feci yangından, İngiltere sorumlu tutulacaktır... Kendimize, bu politikanın hangi amaca hizmet ettiğini, İngiltere'nin başarı sağlamak için böylesine kirli ve haksız yollara başvurmasının gerekli olup olmadığını sormalıyız" (Vambery). (Saraydaki Casus)
  • Dünya üzerinde Türkler kadar Konuksever, misafir özleyen ve varını yoğunu ziyaretçisine harcayan bir millet daha yoktur.... Bizi de hangi obanın misafir edeceği kavgası ile neredeyse kan dökülecekti... (Saraydaki Casus)
  • Zihni esaret, fiziki esaretten beterdir. (Sürgündeki Sevda)
  • Dile ve söze bakılır sanma. Bizim baktığımız gönül ve haldir. Kalpte huşu varsa biz ona bakarız, görünüşte huşusuz da olsa... (Dervişin Seyir Defteri)
  • "Kaderden kaçılabilir mi? Ölüm bir kere kapıya dayanmış olsun!" (Duvardaki Kan)
  • "Hayatta ne arıyorsan osun." (Dervişin Seyir Defteri)