Dine Karşı Din - Ali Şeriati Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dine Karşı Din kimin eseri? Dine Karşı Din kitabının yazarı kimdir? Dine Karşı Din konusu ve anafikri nedir? Dine Karşı Din kitabı ne anlatıyor? Dine Karşı Din kitabının yazarı Ali Şeriati kimdir? İşte Dine Karşı Din kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ali Şeriati
Çevirmen: Doğan Özlük
Orijinal Adı: Mezheb Aleyhi Mezheb
Yayın Evi: Fecr Yayınevi
İSBN: 9786055482541
Sayfa Sayısı: 77
Dine Karşı Din Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bütün şirk dinlerinde Allah’ın yaratıcılığına inanılırdı. Ancak rablik, sahiplik söz konusu olunca putların sayısı artıyordu. Nemrud ve Firavun gibi adamlar dahi “yaratıcılık” iddiasında bulunmuyorlardı. Onlar “halkın rabbleri/sahipleri” olduklarını iddia ediyorlardı. Rab olmak, yani sahip olmak, malik olmak demektir; yaratıcı değil. Firavun şöyle derdi: “Ben sizin en yüce rabbinizim.” (79/Naziat Suresi 24). Yani ben sizin en büyük sahibinizim, yaratıcınız değil.
Dine Karşı Din Alıntıları - Sözleri
- İki şeyi asla unutma. Allah'ı ve ölümü… İki şeyi de unut! Yaptığın iyiliği ve gördüğün kötülüğü.
- Bir öğretmen öğrencisine:"Tembel adam iki yıldır aynı sınıfta kalmaya utanmıyor musun ?" der . Öğrenci cevap verir :"Asıl sen utan ; sen yirmi beş yıldır aynı sınıfta kalmışsın."
- "Tarih boyunca din, dinsizliğe karşı değil; bilakis dine karşı savaşmıştır."
- “Sizin dininiz size, benim dinim bana!”
- Hiçbir diktatörün elinde tutsak olmak istemiyorsan, sadece bir şey yap; Oku, oku, oku!
- Zaten Ebu Zer, dinin canlı şekliydi, O şöyle diyordu: “Evinde yiyeceği olmayıp da kılıcını alıp sokağa fırlamayana şaşarım!” O, fakirliğe neden olana ve sömürgecilere kılıç çekin demiyordu. Onun çağrısı, bütün toplumu hedef alan bir çağrıydı. O, toplumda yaşayan herkes, sömürgecilerden olmasa bile yaşanan açlıktan ve fakirlikten sorumludur, demek istiyordu.
- Siz kendiniz kadının gelişmesine müsade etmediniz. Zayıf kaldı, sonra da "sen zayıfsın"dediniz."
- Aldatmak, yalan yanlış uydurmak ve yağcılık kulağa ve gönle hoş gelir. Oysa gerçekler acıdır.
- Sizin dininiz size, benim dinim banadır.
- Zira değerler genellikle az konuşulan, pek söz konusu edilmeyen şeylerde mevcuttu. Çünkü değerler ya gizlenir ya da kötülenirdi.
- Kur'an "Allah" kelimesi ile başlar, "en-nas/halk" kelimesi ile son bulur. Kur'an'ın her zamanki muhatabı "halk" tır.
- "Tarih boyunca din, dinsizliğe karşı değil; bilakis dine karşı savaşmıştır."
- Zorbalık ve hilekârlık, dindarlık ve takvâ giysisini kuşanırsa tarihin en büyük facialarından birisi ve tarihi etkileyen en büyük güçlerden birisi meydana gelmiş olur.
- Şirk dininin kaynağı ekonomidir.
- Nasıl ki Allah'ı birlemenin koşulu âlemi birlemek ise; âlemi birlemenin koşulu da insanı birlemektir. Yani bütün insanların bir ve eşit olduğunu kabul etmektir.
Dine Karşı Din İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Şeriata Karşı Ali Şeriatı: Evet.. Ali Şeriati değil, Ali Şeriatı. Nitekim böylesine necis, böylesine zehirli ve böylesine kinli bir İslam anlayışı, ancak başka bir şeriatın temsil makamınca makul karşılanabilir. Zira herkes vazifesini yapmakla mükelleftir. Kalemi oldukça güçlü ve şahsı ziyadesiyle zeki. Kitabı körpe bir zihinle okuyan herkes, ilk sayfasından, son sayfasına kadar haklı bulacaktır. İşte bu büyük bir beceridir. Kitabın ilk sayfaları, hücum için hazırlık ve zemin ikmali. Reddetmek neredeyse olanaksız. Fakat donanize olmuş bir zihin ve gerekli itikadi teçhize malik bir inanç ile okuyan herkes, Ali Şeriati'nin kalemindeki zehri fark edecektir. Şia dışındaki tüm itikad ve mezhepleri "şirk dini" olarak kategorize eden Ali Şeriati, bir de utanmadan "Peygamber ömrünü bunlar gibi putperestlerle mücadele etmeye adamıştı." diyecek kadar ileri gidiyor. Ali Şeriati'ye göre, gerçek din hiçbir zaman yaşanamamıştır. Zira insanlar gerekli olgunluğa yenice erişmiştir. Bunu söylerken, Asr-ı Saadet için bir parantez dahi açmıyor oluşu, hadsizliğinin en büyük vesikasıdır. Nicesi ve daha nesi ve nesi... Kitabı okurken nevrotik nöbetler geçirdim desem, mübalağa etmiş olmam. Kaldı ki hasım bellediğim her fikirin, dinlemeye değer olduğu bilincini kendine telkin etmiş biri olarak; Ali Şeriati bahsindeki hiddetimi ziyadesiyle yerinde görüyor ve zerre-i miskal gocunmuyorum. Öyle ki... Bazı sayfalarda dilimin ucuna gelen Bedirhan Gökçe şiirini mırıldanmadım da değil; "Sana bir sözüm, nasihatim var, Aldığım ahlakla bir terbiyem var, Seni doğuran ana... deyip geçmek var, Saygım adabımı tuttu bu gece." Kusuruma bakmayınız sayın okuyucular.. Zürriyetsiz her fikrin, itikadı örseleyen mevkisine hınç duymak şerefimdir. Atam Yavuz Sultan Selim'in, Kutbum İmam Gazali'nin derdinden ve mücadelesinden haberdar olan her birey, biliyorum ki bu şerefte benimle müşterektir. Son tahlilde; Türkeli'ni yani Anadolu'yu Şii'leştirmeye çalışan bu madrabaz takımı Allah'ın izn-i inayeti ile hüsrana uğrayacaktır. Son söz; "Hayatıma yemin ederim ki; insanların çoğu hakkı batıldan, doğruyu eğriden ayırt etme hususunda kendini maharetli ve çok akıllı sanır. Bu sebeple mümkün olduğu kadar hepsini sapıtmış olanların kitaplarını okumaktan men etmek, kapıyı kapamak vacip olmuştur." (Hüccet'ül İslam İmam Gazali ks) (Oğuzhan Âsım Güneş)
Kitapla ilgili kısa yorumum: Din sosyolojisi ve çağdaş İslam düşüncesi üzerine fikirleri ve Marksist düşünceden yaptığı alıntılar ve bunların kendi zamanındaki İran'a ve çevresine uyarlayan , dahası devrimcilik açısından ortaya koyduğu çeşitli sonuçlar ve yarattığı ilgi sebebiyle İran İslam Devrimi'ne büyük etki eden Ali Şeriati’nin “Din Karşı Din” adlı bu kitabı , bugün kullanılan küfür , şirk, gibi kavramlara daha farklı bir açıdan bakmamızı sağlar. Dilim döndüğünce ve kısa bir şekilde kitabın konusundan ve içeriğinden bahsedecek olursam şöyle diyebilirim. Kitapta Pek çok kişinin aksine dinsizliğin, inançsızlığın değil dinin en büyük düşmanının yine din olduğunu vurgulanmaktadır ve bunu kitapta “ Geçmişte dinsiz ilahsız bir toplum ya da sınıf yoktu. Bütün tarihi bilgi ve belgeler – tarih sosyolojisinin , din sosyolojisinin insanla ilgili bütün belgeleri şunu göstermektedir ki insanlar toplumsal yaşamları boyunca hep dindar olmuşlardır.” Şeklinde belirtilir. Kitapta yine 17. Yy. 18yy , 19yy. aydınlarına kısmen hak verir, Ali Şeriati ve O da dinin, bir afyon olduğunu, insanların ilerlemesini, düşünmesini engellediğini hatta sefalet içinde olmasının sebebidir tarzıdır şeklindeki iddia ve eleştirileri kabul eder. Ancak ona göre bu ,aydınların ve din düşmanlarının belirttiği hak din değil , şirk dinidir – mele dinidir. Ve onun kaynağının ekonomi- paranın oluşturduğunu ifade eder. Kitapta bununla alakalı açıklamalar yapmaya devam eder. Şirk dinin en önemli özelliklerinden biri mevcut olan durumu din açıdan meşru göstermektir, ırksal , ailesel üstünlükleri halka kabul ettirmek olduğu ifade edilir ve örneklendirilir: yöneten grubun üstün olduğunu dini kullanarak meşrulaştırmak, yöneticini , şeyhin, idarecinin mevkiinden dolayı çeşitli imtiyazlara sahip olduğunu halka kabul ettirir. İktidar sahibi birinin yaptığı haksızlık, zulme , zorbalığa karşı ses çıkarmamalarını insanlara dini kullanarak salık verir. Allah kıyamet günü teraziyi niçin kuracak , zalimin hesabını görmek için o zaman bunun hesabını sormak size kalmamıştır , İşinize bakın denilir. İşte hak dine karşı savaşan , tarih boyunca insanları oyalayan ve düşünmesini engelleyen ve aydınların eleştirdiği dinin bu şirk dini olduğunu açıklama çalışır Ali Şeriati. Din, din sosyolojisiyle ilgilenenler için oldukça farklı ve zihin açıcı bir kitap olduğunu düşünüyorum. (RECEP ALINÇ)
Cəmiyyətimizi əsir alan "din": Dünya yaranandan bəri insanlar dinləri və inanclarını daim yaşatmaq üçün mübarizə aparıblar.Tarixə baxsaq,görərik ki,əslində,din heç vaxt dinsizliklə mübarizə aparmayıb.Bir din həmişə bir başqa dinlə mübarizə aparıb.Burda söhbət təkcə İslam dini və hər hansı bir dindən getmir,bütün dinlərin bir-birilə olan mübarizəsindən gedir.Əslində,yanlış bir dinə sahib olmaq dinsiz olmaq anlamına gəlmir.Müşriklər,şirk,tağut kimi sözlərin mənası da "dinsizlik" mənasını vermir.Məsələn,müşriklər, tanrıya inanmayanlar deyil,birdən çox tanrıya inananlara deyilir.Şirk özü də bir dindir,hətta insanlığın tanıyıb-tanımayacağı çox qədim bir dindir.Tağut sözünün mənası isə zorla və ya istəyə bağlı olaraq nəyəsə itaət və ibadət etmək deməkdir.Əli-Şəriəti bu əsərində bizə bütün bunların mənasını açır və hər şeyi çox açıqlayıcı bir şəkildə izah edir.Kitabı oxuyub bitirəndən sonra gördüm ki,əslində,hal-hazırda yaşadığımız dövrdə də,insanların tövhid dini sandıqları,amma şirk dini olan bir dinləri var.Şirk dini çox təhlükəli bir dindir.Onun məqsədi insanları siniflərə ayırmaq,insanların iradələrini əllərindən almaq,onları qorxutmaq,eyni zamanda önlərinə qoyulan hər şeyə susmaqlarına məcbur edən bir dindir.Belə deyim ki,hal-hazırda yaşadığımız bu dövrdə bunun açıq-aydın nümunəsini görə bilərik.Məsələn,"əgər kasıbsınızsa,dözün,oturun və dua edin,Allah axirətdə sizə rəhm edəcək",ya da "sizə gələn bütün müsibətlərin bir səbəbi var,Yaradan sizi sınayır,sizin üçün cənnəttə süfrələr açılacaq" kimi sözlərlə,eyni zamanda insanları elmdən,fəlsəfədən və digər bacarıqlarından məhrum etməklə,onları körəltməklə dindarlar bir idarə sistemi yaratmaq istəyirlər.İnsanlara dünya malından uzaqlaşmağı məsləhət görürlər,çünki insanların mal-mülk istəməsi çoxlarına sərf etmir.Həmçinin insan nə qədər savadsız və özünə inanmayan olarsa,o qədər baş qaldırıb ətrafındakıları görmək ehtimalı azalar.Bildirmək istəyirəm ki,bizim cəmiyyətimizin yaşadığı dinlə,Allahın bizim üçün göndərdiyi din çox ayrı dinlərdir.Şübhəniz olmasın ki,hal-hazırda cəmiyyətimiz şirk dininin əsiridir. (Mehriban Mehdiyeva)
Kitabın Yazarı Ali Şeriati Kimdir?
Ali Şeriati (Farsça: علی شريعتی) (d. 1933, Sabzevar - ö. 1977), İranlı Müslüman sosyolog, aktivist, düşünür ve yazar; özellikle din sosyolojisi ve çağdaş İslam düşüncesi üzerine eserler vermiştir. Marksist düşünceden yaptığı alıntılar ve türetmeler ve bunların kendi zamanındaki İran'a ve çevresine adapte edilmesi ve Marksizm kritiği ile birlikte çağdaş İslam düşüncesi ve devrimcilik açısından ortaya koyduğu çeşitli sonuçlar ve yarattığı ilgi sebebiyle, gerek önemli çağdaş İslam düşünürleri arasında gerekse İran'daki devrimci İslam'ın babası ve İran İslam Devrimi'nin baş düşünürü olarak anıldığı olmuştur. Düşünceleri genel olarak "İslam'a dönüş" -"öz"e dönüş- başlığı altında toplanabilir ve bilimsel kaynaklara dayanması, sosyoloji vurgusu yapması ve Batı metodolojisini, çeşitli açılardan eleştirmekle birlikte çeşitli açılardan yapıcı bir şekilde kullanması (ki sosyoloji gibi çeşitli bilimler ve Batı düşüncesinde ortaya çıkan çeşitli fikirlerin, örneğin bazı Marksist fikirlerin, İslam'ın özünde de daha farklı bir şekilde ortaya konduğunu da savunur) sebebiyle moderndir ve gelenekçilikten uzak olduğu gibi gelenekçi görüş ve kesimlere eleştirel yaklaşır nitekim bu sebeple eleştirildiği veya çelişki ile suçlandığı olmuştur. Bu tarzından yola çıkarak kendisi hakkında "sosyolojiyi İslamlaştırmaktan" ziyade "İslam'ın sosyolojik" bir okumasını yaptığı da söylenmiştir.
Hayatı
Çocukluğu
Şeriati 1933 yılında Mazinan, Sabzevar, İran'da doğdu. Babası ilerici milliyetçi bir öğretmen olan Muhammed Taki'dir. Eğitim yıllarında ilk kez İran'ın daha aşağı sınıflarından insanlarla tanıştı, var olan fakat bilmediği yoksulluk ve zorluklarla tanışması bu dönemde oldu. Ayrıca aynı dönemde Batı felsefi ve siyasi düşüncesiyle de tanışmıştır. Modern sosyoloji ve felsefenin bakış açısı ve bunun geleneksel İslami prensipler ile harmanlanması aracılığıyla Müslüman toplum ve toplulukların karşılaştığı sorunları açıklamaya ve çözümler bulmaya çalışmıştır. Şeriati Mevlana ve Muhammed İkbal'den büyük ölçüde etkilenmiştir.
Eğitimi
Lisansını İran'da bitirdikten sonra, Paris Üniversitesi'nde doktorasına başladı. Burada, 1964 yılında Sayfuddin'den "Belh'in Faziletleri Tarihi" isimli bir el yazmasının notlandırılmış bir Farsça çevirisini yaparak Edebiyat dalında doktor olmuştur. Daha sonra İran'a dönmüş, fakat hemen şah yönetimi tarafından tutuklanıp hapsedilmiştir. Yönetim onuFransa'dayken devleti yıkıcı siyasi aktivitelerde bulunmakla suçlamıştır. Daha sonra 1965'te serbest bırakılmış ve Meşhed Üniversitesi'nde eğitim vermeye başlamıştır.
Ölümü ve etkileri
Dersleri kısa sürede farklı toplumun farklı kesimlerinden öğrenciler tarafından beğenilmiş ve popülerleşmiştir. Bunun sonucu yönetim Üniversite'yi zorlayarak onun eğitim vermesini engellemiştir. Bunun üzerine Şeriati Tahran'a giderek Hüseyniye-i İrşad Enstitüsü'nde ders vermeye başlamıştır. Yine büyük bir popüleriteye ulaşan dersleri, yine toplumun her kesiminden öğrencileri etkilemiştir. Şeriati'nin görüşlerine ilginin arttığı orta ve yüksek sınıflardan öğrencilerin olması dikkat çekiciydi. Bu ilgi de şah yönetiminin Şeriati ile bazı öğrencilerinin tutkulanması emrini vermesine neden oldu. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gelen tepkiler üzerine yönetim onu serbest bıraksa da çeşitli şartlarla tahliye edilmişti: kesinlikle herhangi bir eğitim aktivitesinde yer almayacak, hiçbir şey yayımlamayacak ve özel veya genel hiçbir toplantı yapmayacaktı. Ayrıca devletin güvenlik örgütlerinden SAVAK onun yakın çevresini yakın gözetim ve denetim altında tutacaktı. Şeriati bu şartlara karşı çıkarak ülkesini İngiltere'ye gitmek üzere terk etmeye karar verdi. Üç hafta sonra, 19 Haziran 1977'de SAVAK tarafından öldürüldü.
Tahran'ın büyük hastanelerinden birine Şeriati'nin ismi verilmiştir.
Devrim öncesi İran'ın en önemli ve etkili felsefi liderlerinden sayılan Şeriati'nin görüşleri bugün hâlâ İran toplumunda popüler ve etkindir. Özellikle bugünki İslami Cumhuriyet rejiminin biçimi, ruhban sınıfının konumu ve eşitlik anlayışına karşı çıkan kesimler tarafından beğenilmektedir.
Şeriati'nin düşünsel çalışmaları sadece devrim öncesi ve sonrası İran'ı değil, dünya çapında İslamcı topluluk ve düşünceler başta olmak üzere birçok kişi ve grubu etkilemiştir. Çeşitli dini kavramlara yaklaşımı, ruhban sınıfının eleştirisi ve İslamcılık hareketinin içinde kabul edilen çeşitli çıkarımlarıyla ilgi çekmiştir.
Şeriati, ayrıca Martinikli Marksist düşünür ve şair Frantz Fanon'un "Yeryüzünün Lanetlileri" isimli eserini, Jacques Derrida'dan "Şiir Nedir" ve Fransız oryantalist ve aynı zamanda katolik papaz olan Louis Massignon'dan "Selman-ı Pak" adlı eserleri Farsçaya çevirmiştir.
Birçok eseri bulunan Ali Şeriati'nin eserlerinin neredeyse tümü Türkçeye çevrilmiştir.
wikipedia
Ali Şeriati Kitapları - Eserleri
- Hac
- İnsanın Dört Zindanı
- Ali
- Dine Karşı Din
- Kendini Devrimci Yetiştirmek
- Ebuzer
- Anne Baba Biz Suçluyuz
- Kadın (Fatıma Fatımadır)
- Her Hicret Bir İnkılaptır
- Muhammed Kimdir
- Kendisi Olmayan İnsan
- İnsan
- Bilinç ve Eşekleştirme
- Dua
- Çocuklar ve Gençler
- Dinler Tarihi 1
- Dinler Tarihi 2
- Şehadet
- Aydın
- İslam ve Sınıfsal Yapı
- Marksizm
- Kur'an'a Bakış
- Hangi Şia?
- Kapitalizm
- İran ve İslam
- İslam Bilimi (Ciltli) I-II
- İbrahim'le Buluşma
- İslam'ı Tanıma Metodu
- Dünya Görüşü ve İdeoloji
- Yeni Çağ'ın Özellikleri
- Ne Yapmalı
- Yalnızlık Sözleri 1
- İslambilim 1
- İslambilim 2
- Biz ve İkbal
- Aydınlara Umut Çağrısı
- Ali Şiası Safevi Şiası
- Hür Düşünce Mektebi
- İslam Nedir Muhammed Kimdir
- Mektuplar
- Çöle İniş
- İslam'ı Anlamak
- İnsan Olmak
- Kevir/ Bir Tarih Olarak Beliren Coğrafya
- Muhammed'i Tanıyalım
- Kültür ve İdeoloji
- Kendini Bilmek
- Yalnızlık Sözleri 2
- Medeniyet ve Modernizm
- Medeniyet Tarihi 1
- Medeniyet Tarihi 2
- İdeallerin Yenilgisi
- Kapitalizm Uyanıyor mu?
- Şia
- Mükemmel Bir Cemaat Ali Şiası
- Sanat
- Dine Karşı Din / Anne Baba Biz Suçluyuz
- Ümmet ve İmamet
- Adem'in Varisi Hüseyin
- Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar
- Kavramlar Sözlüğü
- Muhtelif Eserler- I
- Muhtelif Eserler- II
- İslambilim 3
- Bir Önünde Sonsuz Sayıda Sıfırlar
- Tevhidi Altyapı
- Bekleyiş - Karşı Tepki Dini
- İslam Ekonomisi
- İslam'ın Tarih Felsefesi
- İslam Sosyolojisi Üzerine
- Sizi Rahatsız Etmeye Geldim
- Marksizm ve Diğer Batı Düşünceleri
- Yarının Tarihine Bakış
- Sevmek Aşktan Üstündür
- Terimler Sözlüğü
- Gençler İçin İnanç ve Ahlak Prensipleri
- Dine Dayanmak
- Siret
- Ali Şeriati'den Aforizmalar
- Dinleri Tanımak
- İki Sûre İki Yorum
- Çağımızın Müslüman Kadından Beklentisi - Emperyalizme Karşı Müslüman Kadın
- Toplumbilim Üzerine
- Çar Zindanen İnsan-Eli Şerieti
- Aşk ve Devrim
- Ve Cevap Veriyorum
- Öze Dönüş
- Ayet Yorumları
Ali Şeriati Alıntıları - Sözleri
- Diğer canlılar niçin yaşadıklarını anlamaları gerekmeksizin yaşarlar. Ama insana: "Yaşa!" dedikleri zaman "Nasıl?" diye sormadan önce "Niçin?" diye soruyor. Bundan dolayı insana,sadece nasıl yaşayacağını öğretmek yetmiyor. İnsan, aç olduğu sürece alışılmış hayat nimetlerinin peşinden gider ve gündelik dertlerini gidermek için çabalar; bu durumda bu sorulardan az ya da çok uzaklaşır. Fakat bu ihtiyaçlar giderildiğinde onun için insan olmanın temel ihtiyaçları ve nerede olması gerektiği gündeme gelir.Gercekten de gerçek din ve mutlak din duygusu bugün daha çok, daha ciddi ve daha hayatı bir ihtiyaç konusudur. (Dinler Tarihi 1)
- Bu dünyada şu üç şeyi şunlarla ara: Gerçekliği, düşünce ve ilimle; iyiliği, ahlak ve dinle; güzelliği, sanatla. Ve aşk sana bu üç dünyanın da kapılarını açabilir. (Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar)
- Başkalarıyla oldukça kendimi yalnız görüyordum. Yalnız kendimle, yalnız değildim. (Çöle İniş)
- Diyorlar ki kafir, ölümden sonraki dünyaya inancı olmayan kimse demektir. Mümin ise bunlara inancı olan kimsedir. (Dine Dayanmak)
- Peygamber, ağır düşüncelerin baskısı altında bunaldığında ve ruhunun çetin dalgaları ve düşüncelerinin yüksek miraçları karşısında takatsiz kaldığında, Ayşe' yi çağırıp " Benimle konuş ey Hümeyra( pembelim) ! diyordu. (İslam Nedir Muhammed Kimdir)
- “Sezgisel ve tahmini değil, aksine gözle görme şeklinde olan kesim bilimsel ölçülere dayanarak ikinci neslimiz bizimle yabancılaştığını biliniz.” (İbrahim'le Buluşma)
- Dua; öğreten, bilinçlendiren, iyilik ve güzelliği telkin eden bir metin, ruhu ruhani miraca götüren, ölüm gününden kurtaran, Allaha yaklaştıran, eğitip öğreten bir ilimdir. (Kavramlar Sözlüğü)
- Kıyamette görmeye başlayıp başkalarını görme azabına uğrayacağımdan korkuyorum. [Ebulala Maarri] (İslambilim 2)
- İbrahim'e bak! Sevgili evladını aşka kurban ediyor. (Ali Şeriati'den Aforizmalar)
- "O sıfır aleminin içinde bir gibiydi." (Çocuklar ve Gençler)
- Netice, yine umutsuzluk, nefret, sorumluluktan kaçma, kendi köşesine çekilme, mistik hayat, varoluşçu oyunlar vb .. (Medeniyet ve Modernizm)
- Dua, yüzüne açılmayan hiçbir kapıyı çalmaz.. Dua, en yüksek ifade zirvesini, aklın karanlık gecesinde, Akıl bineğinin ayağı topalladığında, Aşk uçuşu sırasında bulur.. (Dua)
- lnsan ne kadar daha fazla anlar ve ne kadar daha derin hissederse daha çok acı çeker ve sorumluluğu ağırlaşır. (Yalnızlık Sözleri 2)
- Yarının tarihini yazarsak ancak, tarih değer kazanacaktır. Tarih, eğer yarını bilmemize, bugünün insanını ya da ortaya çıkacak insanı bilmemize yardımcı olmuyorsa, faydasız olacaktır. Çünkü tüm bilimler; insanları, geleceğin insanının hayatını ve bugün ile yarının insanının idealini anlamada, en azından yararlı olmak zorundadır. Geçmişteki insanı anlamak, kendimizi ve geleceğimizi anlamada bir başlangıç olmalıdır... (Yarının Tarihine Bakış)
- Şüphe yok ki, bu memlekette aç olanlar en çok çalışanlardır. Bununla şerefiyle çalışan, hırsızlık, yan kesicilik, aldatma, dalkavukluk, rüşvet, nüfuz sömürücülüğü, kadın ticareti, insanı kısa yoldan seçkin kılacak herhangi ber şeyi yapmayan namusluları kastediyorum. (Kapitalizm Uyanıyor mu?)
- Komünizm ve kapitalizmin her ikisi de şekil farklılıklarına rağmen insana "ekonomik bir hayvan" olarak bakmaktadırlar. Aralarındaki bu şekil farkı bu hayvanın ihtiyaçlarını karşılamada hangisinin daha başarılı olabileceği meselesi üzerinedir. (İnsan)
- Aydın ; son peygamberden sonra, peygambere benzeme eylemidir. Ümmi olmak ; halkın adamı olmaktır. Ümmetin hem içinde hem de dışında ayaklanmaktır. (Ne Yapmalı)
- "Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez." (Bilinç ve Eşekleştirme)
- Halkın eleştirilerini özgürce yapamadığı bir toplumda eleştiriler, mizahla yapılır ve bu mizahlar bir araçtır. (Medeniyet Tarihi 1)
- Kuran'ın Allah'ı insana yakındır, herkesle birliktedir. (İslam Nedir Muhammed Kimdir)