Dinle Rabia'nın Dilinden - Sadiye Erol Aykaç Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dinle Rabia'nın Dilinden kimin eseri? Dinle Rabia'nın Dilinden kitabının yazarı kimdir? Dinle Rabia'nın Dilinden konusu ve anafikri nedir? Dinle Rabia'nın Dilinden kitabı ne anlatıyor? Dinle Rabia'nın Dilinden PDF indirme linki var mı? Dinle Rabia'nın Dilinden kitabının yazarı Sadiye Erol Aykaç kimdir? İşte Dinle Rabia'nın Dilinden kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Sadiye Erol Aykaç
Yayın Evi: Kapı Yayınları
İSBN: 9786055147792
Sayfa Sayısı: 232
Dinle Rabia'nın Dilinden Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir Rabia geldi, aşka düştü, bir daha da onu gören olmadı… "Ey Basralılar! Ey iman etmiş kardeşlerim! Sakın cennet umuduyla ibadet edip cenneti ateşe vermeyin ve sakın cehennem korkusuyla ibadet edip ateşi harlamayın. Allah'ın hükmüne razı olan, cennet cehennem hesabı yapmaz. Ya İlahî, cehennemden korkarak sana ibadet ettimse beni cehennemde yak. Cennete tamah ederek ibadet ettiysem cenneti bana haram kıl. Cenneti ateşe verip cehennemi söndüren kadın dediler benim için; oysa ben Allah'ın rızasına perde olan şeyleri düşünmekten vazgeçin demiştim."
Sadiye Erol Aykaç, Dinle Rabia'nın Dilinden'de Hz. Rabia'ya dair asırları aşan menkıbe ve kıssaları çeşitli kaynaklardan derleyerek Hz. Rabia'nın diliyle romanlaştırıyor. Aykaç'ın akıcı bir kurguyla Hz. Rabia'nın hayatını aktardığı eser, okuyucularını bu mümtaz şahsiyetin tasavvuf yolculuğuna eşlik etmeye ve yegâne hakikat olan kulluğu ilahi bir aşkla tekrar keşfetmeye çağırıyor.
Dinle Rabia'nın Dilinden Alıntıları - Sözleri
- "Sözsüz adını söylediler, onu aradı kör kalbim günlerce, "
- "Konuşacağın, halini anlatacağın kimsen olmayınca yüreğinle tanışır, onunla samimi olursun. "
- Yolun sonu başa dönmekten başka nedir ki?
- Biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya geldik..
- "İnsanların sözlerine kulak verirsen hakikatin sesine, sözüne karşı zamanla sağırlaşırsın lakin hakikatin sesine kulak verirsen insanların sesine, sözüne sağırlaşırsın."
- Biz aslında bir zerreyiz, Allah bize değer verdiği için insan suretindeyiz.
- Gönül sevdiğinin sözüne de sükûtuna da razı olur lakin gönlün içinde nazlı bir gönül de, sevdiğinin dilinden dökülen sözlere ayrı bir iştiyak duyar.
- Sevdiği gibi sevilen ve ötesinde sevdirilen bir kul olmak kaç kadına nasip olur bilinmez!
- .. bir şehirde tanıdığı bulunan bir garip daha cesur ve rahat olur. O Allah ki dost seçtiği kimseyi lütfeder, günahkara ise rahmet eder. Gel onu tanı ve dost ol. O'nu bilen başka bir şey bilmeye ihtiyaç duymaz, O'nu bilen her şeyi bilmiş gibidir.
- Bütün şehri toprak toprak birbirine bölen insanların mülklerinden geçtim.O “mülküm” deyip kibirle yürüdükleri arşın arşın topraklardan sonunda iki arşın ya nasip olacaktı ya da olmayacaktı.
Dinle Rabia'nın Dilinden İncelemesi - Şahsi Yorumlar
9 Mart 2017, Bursa Hayatımda hiçbir şeyi yarım bırakmayı sevmedim, zorunda kalmadıkça. Yarı başlı kalmış bir kitap. Medrese dönüşü almıştım. Yeniden başlayışın, başlangıcıydı... Âh... tamamlanmadı.. Geçen günlerde görünce, hadi en baştan başlıyoruz, dedim ve az önce bitirdim. 2017'de alsam da bu kitabı, okurken yolculuğumu 2016'dan başlattı bana: Muhteşem bir hayat sürmüşüm şu ânıma dek. İp gibi bir şeyleri birbirine bağlamışım, iğne gibi söküğü dikmişim, açığı yamayıp çekip gitmişim, mum gibi eriyip kendimi yakarken etrafa ışık saçmışım... hamd ediyorum sonsuzca... İlim, hikmet, gurbet, hasret, vuslat.. buraya kadar anlatıyor ve susuyorum. (Atanmamış Filozof)
Kitabı okur iken çok yavaş ilerledim. Kitaptaki sözlerin üzerine düşünebilmek ve hakkıyla tefekkür edebilmek adına okuyup bitirmekte acele etmedim. Böyle yapmak zorunda kaldım. Ara verdigim her sürenin ardından başladığım her bölümde ruhuma, kalbime iyi gelen öyle büyük tevafuklara rast geldim ki her defasında iyi ki bu cümleyi şu an, bu vakitte okuyorum dedim. Kah aklım takıldı bazı cümlelere kah kalbim. Her cümlesi ayrı bir hikmet, öte alemden gelen hoş bir sedaydı sanki. Tefekkür aleminin kapılarını açan, bir çok sırrı aşikar eden bir kitap. Bu kitabı -bence- her sâlik mutlaka okumalı, anlamaya çalışmalı. Aman ha tekrar ediyorum: sakın ha bitirmek için acele etmeyin. Yavaş yavaş, sindire sindire okuyun. Kitap sizi çağırınca elinize alın ve hakikat fısıltılarına gönlünüzü açın. (Ayşegül İlyasoğlu)
O senin yakana yapışmadan şimdi, şu anda sen onun yakasına yapış! Ey nefsim, dünyayı bana süslü gösterme! Diye haykır. Sayfa 199 Biz senin için (mutluluğun) göğsünü açmadık mı? Senden yükünü indirmedik mi? O senin sırtını ezen yükü. Senin şanını yüceltmedik mi ? Demek ki,her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Evet, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. O hâlde boş kaldın mı, yine kalk (başka bir iş ve ibadetle) yorul. Ancak RABBİNE yönel. (İnşirah) Huzur bulduğum bir kitaptı. Bir Rabia geldi, aşka düştü, bir daha da onu gören olmadı. Böyle bir aşkı tatmak cümlemize nasip olsun.. Amin (Aرzu)
Dinle Rabia'nın Dilinden PDF indirme linki var mı?
Sadiye Erol Aykaç - Dinle Rabia'nın Dilinden kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dinle Rabia'nın Dilinden PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sadiye Erol Aykaç Kimdir?
Kendi Anlatımıyla; 1978 yılında Adıyaman'ın Kahta ilçesine bağlı Menzil köyünde doğdum. Altı yaşına kadar orada yaşadım, daha sonra dedem Seyda Hz.'nin isteği üzerine, babamın işleri dolayısı ile Şanlıurfa’ya taşındık.
Güneydoğuda ve Doğu Anadolu'da halkın konuştuğu dil Kürtçedir. Ben de bir çok insan gibi hem köyden gelmem, hem de ana dilim Kürtçe olduğu için tek kelime dahi Türkçe bilmiyordum... Urfa'ya taşındığımızda babamın öğrettiği Türkçe kelimelerle bakkala, fırına gidiyordum daha sonra okula başladım.
Öğretmenim, idealist bir öğretmendi ve okuldaki tek arkadaşımdı, diyebilirim. Türkçe bilmemem onun için hiç sorun olmadı, çok anlayış gösterdi. Fakat sınıfımızdaki öğrenciler ve tüm okul bu durumu öğrenince epey bir alay konusu olmuştu, o dönemler Türkiye çok çalkantılı olduğu için direkt etiketlenmiştim.
Bütün yıl, her gün okulda ağladım. Öğretmenim beni koruyup kolluyordu, fakat sınıf arkadaşlarım hiç öyle değildi. Kısa sürede Türkçe okumayı yazmayı öğrendim ama hala yeni dil öğrenen bir çok insan gibi konuşma güçlüğü çekiyordum. Sonra yaz tatili geldi ve biz o yazı Menzil'de geçirecektik. Onca zorluklardan sonra Menzil benim özgürlüğe açılan kapım olmuştu. Oyundan arta kalan zamanlarda Menzil'de Dergah'a gelen, özellikle İstanbullu sofileri seçiyor ve onlarla Türkçe konuşuyordum.
Üç ayın sonunda İstanbul Türkçesini öğrenmiştim, çünkü Urfa'da dile şive hakim olduğu için kitaplarda okuduğum Türkçe çok farklıydı ve ben İstanbul Türkçesi konuşmak istiyordum. İkinci sınıfa başladığımda artık bambaşka biriydim ve ilkokul bitene kadar okulda tüm etkinliklerde, ismim ilk sıralarda geçiyordu.
İlkokuldan sonra okumayı çok istedim ama Seyda Hz. okula gitmeme müsaade etmedi. Hem başörtüsü hem de bulunduğumuz konum buna müsait değildi. Seyda Hz. "Menzile gelsin" dedi. Dört yıl dedemin gözetiminde Menzil'de kaldım. Önce Kur'an dersleri ve talimle, ilim öğrendim. Eve döndükten bir yıl sonra Seyda Hz. vefat etti. Benim ilim aşkım ise onun boşluğunu dolduran yegane dayanağım oldu. Bu güne kadar bazen özel hocalar eşliğinde, bazen de kendi gayretlerimle hiç bir zaman okumaktan ve yazmaktan kopmadım.
Sadiye Erol Aykaç Kitapları - Eserleri
- Arzuhâl
- Ben Rabia
- Asr-ı Seyda
- Dinle Rabia'nın Dilinden
Sadiye Erol Aykaç Alıntıları - Sözleri
- Bir yanım kuyu diğer yanım Yusuf . (Ben Rabia)
- Sen dünyada namaza sahip çıkarsan ahirettede namaz sana sahip çıkacaktır (Asr-ı Seyda)
- "De ki; Hakk geldi batıl zail oldu zaten batıl yok olup gitmeye mahkûmdur." İsra/81 (Ben Rabia)
- Kendi içime dönüp yaşamayı huy edindim. (Ben Rabia)
- Biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya geldik.. (Dinle Rabia'nın Dilinden)
- Gönlümdeki deniz ile kıyısında durduğum denizin inatlaşmasına da aldırmıyorum artık.. (Arzuhâl)
- Ne olursan ol gel ama geldiğin gibi gitme.. (Asr-ı Seyda)
- Bir sufi geleneğiydi; dergâh kapısında tokmak olmazdı, kapıya değil gönüle vuran içeri alınırdı, gönülden içeri girene de zaten bütün kapılar açık olurdu. (Arzuhâl)
- Allah'ın sevgisinde yalnızlığını giderene, büyük müjdeler olsun. (Asr-ı Seyda)
- Tarih şehirleri, ülkeleri fethedenleri değil, gönülleri fethedenleri yazar... (Asr-ı Seyda)
- Ey nefsim beni dünya ile aldatma! (Ben Rabia)
- Hz. Şems buyurmuyor muydu? “Arayanlar adayanlardı, adayanlar ise bulanlar.” (Asr-ı Seyda)
- Sen ki aşktan dem vurursun. Biraz da aşkın demine gir de aşk seni vursun. (Asr-ı Seyda)
- İhsan sahibinin kapısı, çalınınca açılır. -İmam-ı Rabbânî (Arzuhâl)
- Ahireti feda edenler, Dünyaya veda edemeyenlerdir. (Asr-ı Seyda)
- "Tövbe ve iman edip salih amel işliyenlerin günahlarını Allah iyiliğe tebdil eder." (Ben Rabia)
- "İnsanların sözlerine kulak verirsen hakikatin sesine, sözüne karşı zamanla sağırlaşırsın lakin hakikatin sesine kulak verirsen insanların sesine, sözüne sağırlaşırsın." (Dinle Rabia'nın Dilinden)
- İhsan sahibinin kapısı, çalınınca açılır. --İmam-ı Rabbani (Arzuhâl)
- .. bir şehirde tanıdığı bulunan bir garip daha cesur ve rahat olur. O Allah ki dost seçtiği kimseyi lütfeder, günahkara ise rahmet eder. Gel onu tanı ve dost ol. O'nu bilen başka bir şey bilmeye ihtiyaç duymaz, O'nu bilen her şeyi bilmiş gibidir. (Dinle Rabia'nın Dilinden)
- İnsan önce saçlarından ölmeye başlar... (Ben Rabia)