Dinler Tarihi 1 - Ali Şeriati Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Dinler Tarihi 1 kimin eseri? Dinler Tarihi 1 kitabının yazarı kimdir? Dinler Tarihi 1 konusu ve anafikri nedir? Dinler Tarihi 1 kitabı ne anlatıyor? Dinler Tarihi 1 kitabının yazarı Ali Şeriati kimdir? İşte Dinler Tarihi 1 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ali Şeriati

Yayın Evi: Fecr Yayınları

İSBN: 9789756004913

Sayfa Sayısı: 320

Dinler Tarihi 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu çağda yaşadığımız için bu çağın en temel sorunlarını görmezlikten gelemeyiz. Şimdi insanı tanımanın temel etken ve şartlarından biri olan dinin sosyal, siyasal, felsefi, bilimsel ve fikri yollarla yeniden gelmesi ilginçtir. Çünkü din, yeniden, özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra, modern insanın gündemine girmiştir. Nasıl gündemine girmiştir? Bu eski dinlerin ihsasına bir dönüş müdür? Hayır, bu, irticai bir durum, bir geriye dönüş değildir. Bilakis insanın bir gelişim durumudur. Günümüz insanı Ortçağlara, Eski Yunan ve Roma dinine geri dönmek istemiyor. Bilim dışı dinlerin ipini boynuna lgeçirmek niyetinde değildir. Onun dönüşü dinlere değil, “Din”edir. Kendi bilimsel olgunlaşma ve gelişiminde, ilim ötesi bir duyguya ihtiyaç hissediyor; öyle bir duyguya ki, o, bir tür maneviyat, bir tür din olarak adlandırılmaktadır. Bugünün insanı, modern hayatta keybettiği ve şimdi boşluğunu hissettiği bir dini inancı bulmanın telaşı içindedir. İşte biz büyük bir dini kültüre, tarihin en büyük dinlerinden birine ve tarihin en son büyük dinine bağlı kimseler olarak, günümüz aydın ve düşünürlerinin genel gayretini paylaşmalı ve ilim ötesi mantıklı ve makul bir imanı bulmak için arayış içindeki muzdarip ruhuyla uyumlu olmalı ve o büyük ideali bulma yolunda insanlığa yardım etmeliyiz. 

Dinler Tarihi 1 Alıntıları - Sözleri

  • “Dürüst insan, özel bir dine veya ekole inandığı halde, kendisine aykırı olan görüş, teori, mezhep, hatta dinleri araştırma aşamasında, kendisi o görüş, teori, mezhep veya dinlere muhalif değilmiş gibi, olduğu şekliyle ortaya koyan, meseleyi, tarafsız ve insaflı bir biçimde, tam bir ilmi inançla, bilimsel ve analizci yaklaşımla ele alan kimsedir.”
  • “İman, mucizeyi gerçekleştirirse, bilme ve tanımadan sonra gerçekleştirir.“
  • “Biz, kendi toplumumuzdan, tarihimizden, milletimizin sosyal hayatından fikren ve ruhen beslendiğimiz gibi, evrensel fikri ve ideolojik atmosferinde etkisi altındayız.”
  • Başlarını su ve ekmek teknesinden kaldıran, dünyayı gören, özgür ve samimi olarak düşünen aydınlar ancak halklarına ve zamanlarına hizmet edebilirler. Onun için aydın diyorlar, diplomalı değil!
  • Bugünün insanı, modern hayatta kaybettiği ve şimdi boşluğunu hissettiği bir dini inancı bulmanın telaşı içerisindedir.
  • Daha önce söylediğimiz gibi burjuvazinin hedefi, feodalite döneminin kültürel alt yapısı olan dini ortadan kaldırmak ve yeryüzünde bir burjuvazi cenneti icat etmekti. Burjuvazi cenneti ne demek? Maddi hayat için özel bir felsefe meydana getirmek demek. Hangi felsefe? "Hayatın refahı ve maddi tüketim" felsefesi, dinin şiarı olan "Hakikatın bilgisine erişmek için yaşayalım!" yerine "iyi yaşamak için hakikatleri tanıyalım!" sloganı getirmişti.
  • “Acaba burada işimizin başlangıcı olan dinler tarihi, kesin olarak bu neslin ihtiyaç duyduğu bir sorun mudur? Yoksa bu iş, iyi bir üniversitenin bir köşesinde bulunması ve genel düzeyinde zihinleri bu meseleyi çekmesi gereken bir bilim dalı mıdır? Çünkü din meselesi, bugün öyle bir noktaya gelmiştir ki, onlar bir grup dindardır, ama sahip oldukları onlara yetiyor, onunla amel ediyorlar. Bir grup istediğin dar değildir; fakat reel hassasiyetlere, hedeflere, dertlere, ıstıraplara düşmüş, onlarla meşgul oluyorlar! O halde değil meselesinin bu şekilde ortaya konulup incelenmesinin, bu zaman için ne faydası vardır?”
  • Toplum ilk defa kurulduğu ve insan ilk kez varlık kazandığı zaman-toplumsuz insan asla olmaz eğer olmuşsa bir hayvan şeklinde olmuştur,şimdiki şekilde değil- ve insan ilk kez bu mevcut şekliyle ılkel bir durumda vücuda geldiği vakit bugün çeşitli kabilelerde,soylarda ve de muhtelif mekân ve zamanlarda din daima insana eşlik etmiştir.
  • Materyalizmin "din insanın zillet ve horluk nedenidir." Sözünün tam tersine din şöyle diyor : insan, sadece tanrının emanetçisidir ve Tanrı' nın benzeridir; insana tanrının ruhu üflenmiştir. Hangi ekol ve hangi hümanizm insan için bu kadar büyüklüğe inanmıştır?
  • Acaba sahici mağlubiyet ve dert, yalancı ümit ve heyecandan daha iyi değil midir? Acaba bilinçten doğan dert akılsızlıktan doğan dertsizlikten daha iyi değil midir?
  • “Düşmanlık ile tarafsızlık dışında üçüncü bir yol var. O da sorumluluktur, bu muhtaç olduğumuz bir şeydir.”
  • İnsani ruh ve şefkat duyguları, hesapçı aklı ve analitik muhasebe işlemleriyle incelenemez. Öyle yapılırsa ruh ölür. Ruh gül gibidir. Eğer gülün anatomisini çıkarır, parmaklarla yapraklarını sayar ve enini boyunu ölçersek, gülü kaybederiz. Çünkü ellerimizin altında gül pejmürde hale gelir, solar, onca güzellik yok olur. O halde gülü o temiz,bütün ve mukaddes haliyle bırakmak gerek. İnsani,duygusal ve hayata anlam veren kavramların çoğu da bu türdendir.
  • "Uyuyan kimse uyandırılabilir; fakat kendini uykuya vuran kimse uyandırılamaz".
  • Ali, yüksek ve derin insani değerlerle dopdolu bir şahsiyettir, ama bu değerler, onun çökmüş Şia’sının hakir dimağı ve dar anlayışına sığmıyor ve onun için kendi huy, karakter ve bilincine uygun değerler üretiyor ya da Ali için değeri olmayan meselelere dayanıyor. Mesela Zülfikar iki başlıdır, ama iki başlı kılıcın kına giremeyeceğini, kına girse bile, çıkamayacağını, kaldı ki kınına girse de çıksa da bunun bir değerinin olmadığını düşünemiyor. Zülfikar’a değer kazandıran, Ali’dir, Ali’ye değer kazandıran Zülfikar değil.
  • Diğer canlılar niçin yaşadıklarını anlamaları gerekmeksizin yaşarlar. Ama insana: "Yaşa!" dedikleri zaman "Nasıl?" diye sormadan önce "Niçin?" diye soruyor. Bundan dolayı insana,sadece nasıl yaşayacağını öğretmek yetmiyor. İnsan, aç olduğu sürece alışılmış hayat nimetlerinin peşinden gider ve gündelik dertlerini gidermek için çabalar; bu durumda bu sorulardan az ya da çok uzaklaşır. Fakat bu ihtiyaçlar giderildiğinde onun için insan olmanın temel ihtiyaçları ve nerede olması gerektiği gündeme gelir.Gercekten de gerçek din ve mutlak din duygusu bugün daha çok, daha ciddi ve daha hayatı bir ihtiyaç konusudur.

Dinler Tarihi 1 İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ali Şeriati ve Din Gözlemleri: Ali Şeriati açıkçası okuması zor bir insandır. Umberto Eco gibi diyelim. Dinler Tarihi kitabı da kendi anlatım tarzı ile ve bölümleri ile sohbet şeklinde yazılmış bir eser. Daha doğrusu ders anlatımları. Kitap Dinler Tarihi öğrenmek isteyenlere göre değil. Onlar lütfen başka kitaplara baksın. Dediğim gibi Şeriati dinlemek ve okumasını yapmak için bilgi birikiminizin olması gerekiyor. Atıyorum Sokrat'tan veya Fransız Devriminden bahsederken bildiğinizi varsayarak konuşur. Arada yaptığı açıklamalar basittir ve tam anlaşılması için adamı ve kitaplarını okumanız gerekiyor. Dolayısı ile ağır bir kitap. Peki güzel mi? Açıkçası ben yorumsuz bir Dinler Tarihi kitabı tercih ederim. Artık bu tarz ağır kitaplar dönem için anlaşılmaktan uzak. Bir dinin anlatılması ve üzerine her hangi bir dinin kıyası/eleştirisi ne bileyim bana tuhaf geliyor. Savunma yapmadan niçin diğer dinler anlatılmıyor? Fakat İslam ekolü açısından bakarsak kitap bilimsel bir öngörü üzerinde eleştirileri sıralıyor veya savunmaları. Yani din veya felsefik olguyu "yeaw onlar kâfir" gibi saçma cümleler ile değil bilgi ile savunmaya çalışıyor. Ha savunabiliyor mu? Ben sanmıyorum. Günümüz dünyası İslami yönetimleri ve gelişmeleri takip ediyor. Ali Şeriati gibi tek tük felsefik İslamcıların sosyal demokrasiye yani eşitlikçilğe ve sınıfsız topluma dayalı ütopik yorumlamalarına bile tahammülleri yok, olmayacakta. Haliyle öldürülüyorlar. Ha sorsan en naif din İslamiyet ama yanlış biliniyor diyorlar. Tahammül ve saldırganlıklarının fırsat bulduğunda nerelere geldiğini tarihte Yahudilikte, Hristiyanlıkta ve İslamiyette görmekteyiz. Kimler okuyabilir peki? Birincisi bilgisi olanlar. İkincisi İslami bakışa sahip olan fakat soru işaretleri olanlar. Hiç olmazsa dürüst bir aydın olarak onuruyla ölmüştür. Rahmet ile anıyorum. (İbrahim Yalçın Şeker)

Kitabın dinler bakımından kronolojik olmayışını yadırgadım. Dinleri anlatırken coğrafyalarından ve kültürlerinden daha fazla bahsetmiş ve zihni bilindik bilgilerle yoruyor. Karşılaştırma yaparken bilimsellikten bahsetmiş olmasına rağmen şüphesiz yaklaşmıştır. Benzetimleri güzeldir. Fakat İran kültürünü, edebiyatını , şiirini övmeden geçememiş, Doğu tabirini kısıtlı kullanmıştır. Doğu kavram olarak geneli kapsıyor olsada örnekleri İran üzerinden olmuştur.( Ders notları olan eserin özü ifade etmek zorunluluğundan kaynaklandığını düşündürdü. Yani öğrencilerinin anlaması için ulusallık katmıştır. ) Bana din kavramı için yetersiz bir eser geldi . Çok fazla fikir tekrarına düşmüştür. Okuyucuya düşünme fırsatı bırakmamış kendi izinden gelmesini istemiştir. (Seda DURMAZ)

Dinler tarihi 1 ve 2 Kitabını toplam 3 kez okudum. İlk önce dinler tarihi bölümünü kazandığımda dinler hakkında bilgim olsun diye okudum 8 sene önce çok da bişey anlamadım bilgim olmadığı için, okula başlayıp da dinler hakkında genel bilgim olduktan sonra bir kez daha okuyunca biraz daha anlamlı gelmeye başladı, çünkü dinler hakkında bilgi vermekten çok felsefesini anlatıyordu. Okul bittikten sonra bir kez daha okuyunca daha da anlamlı geldi çünkü artık hem dinler hakkında detaylı bilgim hem de kültürel bilgim olmuştu. Bu kitabı benim için özel kılan en önemli özelliği buydu bence. Herhangi bir dini merak ederseniz önce genel bilgi sahibi olun son olarak da bu kitaptan o bölümü okuyun o kadar değerli bir kitap (Seyfullah yılmaz)

Kitabın Yazarı Ali Şeriati Kimdir?

Ali Şeriati (Farsça: علی شريعتی‎) (d. 1933, Sabzevar - ö. 1977), İranlı Müslüman sosyolog, aktivist, düşünür ve yazar; özellikle din sosyolojisi ve çağdaş İslam düşüncesi üzerine eserler vermiştir. Marksist düşünceden yaptığı alıntılar ve türetmeler ve bunların kendi zamanındaki İran'a ve çevresine adapte edilmesi ve Marksizm kritiği ile birlikte çağdaş İslam düşüncesi ve devrimcilik açısından ortaya koyduğu çeşitli sonuçlar ve yarattığı ilgi sebebiyle, gerek önemli çağdaş İslam düşünürleri arasında gerekse İran'daki devrimci İslam'ın babası ve İran İslam Devrimi'nin baş düşünürü olarak anıldığı olmuştur. Düşünceleri genel olarak "İslam'a dönüş" -"öz"e dönüş- başlığı altında toplanabilir ve bilimsel kaynaklara dayanması, sosyoloji vurgusu yapması ve Batı metodolojisini, çeşitli açılardan eleştirmekle birlikte çeşitli açılardan yapıcı bir şekilde kullanması (ki sosyoloji gibi çeşitli bilimler ve Batı düşüncesinde ortaya çıkan çeşitli fikirlerin, örneğin bazı Marksist fikirlerin, İslam'ın özünde de daha farklı bir şekilde ortaya konduğunu da savunur) sebebiyle moderndir ve gelenekçilikten uzak olduğu gibi gelenekçi görüş ve kesimlere eleştirel yaklaşır nitekim bu sebeple eleştirildiği veya çelişki ile suçlandığı olmuştur. Bu tarzından yola çıkarak kendisi hakkında "sosyolojiyi İslamlaştırmaktan" ziyade "İslam'ın sosyolojik" bir okumasını yaptığı da söylenmiştir.

Hayatı

Çocukluğu

Şeriati 1933 yılında Mazinan, Sabzevar, İran'da doğdu. Babası ilerici milliyetçi bir öğretmen olan Muhammed Taki'dir. Eğitim yıllarında ilk kez İran'ın daha aşağı sınıflarından insanlarla tanıştı, var olan fakat bilmediği yoksulluk ve zorluklarla tanışması bu dönemde oldu. Ayrıca aynı dönemde Batı felsefi ve siyasi düşüncesiyle de tanışmıştır. Modern sosyoloji ve felsefenin bakış açısı ve bunun geleneksel İslami prensipler ile harmanlanması aracılığıyla Müslüman toplum ve toplulukların karşılaştığı sorunları açıklamaya ve çözümler bulmaya çalışmıştır. Şeriati Mevlana ve Muhammed İkbal'den büyük ölçüde etkilenmiştir.

Eğitimi

Lisansını İran'da bitirdikten sonra, Paris Üniversitesi'nde doktorasına başladı. Burada, 1964 yılında Sayfuddin'den "Belh'in Faziletleri Tarihi" isimli bir el yazmasının notlandırılmış bir Farsça çevirisini yaparak Edebiyat dalında doktor olmuştur. Daha sonra İran'a dönmüş, fakat hemen şah yönetimi tarafından tutuklanıp hapsedilmiştir. Yönetim onuFransa'dayken devleti yıkıcı siyasi aktivitelerde bulunmakla suçlamıştır. Daha sonra 1965'te serbest bırakılmış ve Meşhed Üniversitesi'nde eğitim vermeye başlamıştır.

Ölümü ve etkileri

Dersleri kısa sürede farklı toplumun farklı kesimlerinden öğrenciler tarafından beğenilmiş ve popülerleşmiştir. Bunun sonucu yönetim Üniversite'yi zorlayarak onun eğitim vermesini engellemiştir. Bunun üzerine Şeriati Tahran'a giderek Hüseyniye-i İrşad Enstitüsü'nde ders vermeye başlamıştır. Yine büyük bir popüleriteye ulaşan dersleri, yine toplumun her kesiminden öğrencileri etkilemiştir. Şeriati'nin görüşlerine ilginin arttığı orta ve yüksek sınıflardan öğrencilerin olması dikkat çekiciydi. Bu ilgi de şah yönetiminin Şeriati ile bazı öğrencilerinin tutkulanması emrini vermesine neden oldu. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gelen tepkiler üzerine yönetim onu serbest bıraksa da çeşitli şartlarla tahliye edilmişti: kesinlikle herhangi bir eğitim aktivitesinde yer almayacak, hiçbir şey yayımlamayacak ve özel veya genel hiçbir toplantı yapmayacaktı. Ayrıca devletin güvenlik örgütlerinden SAVAK onun yakın çevresini yakın gözetim ve denetim altında tutacaktı. Şeriati bu şartlara karşı çıkarak ülkesini İngiltere'ye gitmek üzere terk etmeye karar verdi. Üç hafta sonra, 19 Haziran 1977'de SAVAK tarafından öldürüldü.

Tahran'ın büyük hastanelerinden birine Şeriati'nin ismi verilmiştir.

Devrim öncesi İran'ın en önemli ve etkili felsefi liderlerinden sayılan Şeriati'nin görüşleri bugün hâlâ İran toplumunda popüler ve etkindir. Özellikle bugünki İslami Cumhuriyet rejiminin biçimi, ruhban sınıfının konumu ve eşitlik anlayışına karşı çıkan kesimler tarafından beğenilmektedir.

Şeriati'nin düşünsel çalışmaları sadece devrim öncesi ve sonrası İran'ı değil, dünya çapında İslamcı topluluk ve düşünceler başta olmak üzere birçok kişi ve grubu etkilemiştir. Çeşitli dini kavramlara yaklaşımı, ruhban sınıfının eleştirisi ve İslamcılık hareketinin içinde kabul edilen çeşitli çıkarımlarıyla ilgi çekmiştir.

Şeriati, ayrıca Martinikli Marksist düşünür ve şair Frantz Fanon'un "Yeryüzünün Lanetlileri" isimli eserini, Jacques Derrida'dan "Şiir Nedir" ve Fransız oryantalist ve aynı zamanda katolik papaz olan Louis Massignon'dan "Selman-ı Pak" adlı eserleri Farsçaya çevirmiştir.

Birçok eseri bulunan Ali Şeriati'nin eserlerinin neredeyse tümü Türkçeye çevrilmiştir.

wikipedia

Ali Şeriati Kitapları - Eserleri

  • Hac
  • İnsanın Dört Zindanı
  • Ali
  • Dine Karşı Din
  • Kendini Devrimci Yetiştirmek
  • Ebuzer

  • Anne Baba Biz Suçluyuz
  • Kadın (Fatıma Fatımadır)
  • Her Hicret Bir İnkılaptır
  • Muhammed Kimdir
  • Kendisi Olmayan İnsan
  • İnsan
  • Bilinç ve Eşekleştirme

  • Dua
  • Çocuklar ve Gençler
  • Dinler Tarihi 1
  • Dinler Tarihi 2
  • Şehadet
  • Aydın
  • İslam ve Sınıfsal Yapı

  • Marksizm
  • Kur'an'a Bakış
  • Hangi Şia?
  • Kapitalizm
  • İran ve İslam
  • İslam Bilimi (Ciltli) I-II
  • İbrahim'le Buluşma

  • İslam'ı Tanıma Metodu
  • Dünya Görüşü ve İdeoloji
  • Yeni Çağ'ın Özellikleri
  • Ne Yapmalı
  • Yalnızlık Sözleri 1
  • İslambilim 1
  • İslambilim 2

  • Biz ve İkbal
  • Aydınlara Umut Çağrısı
  • Ali Şiası Safevi Şiası
  • Hür Düşünce Mektebi
  • İslam Nedir Muhammed Kimdir
  • Mektuplar
  • Çöle İniş

  • İslam'ı Anlamak
  • İnsan Olmak
  • Kevir/ Bir Tarih Olarak Beliren Coğrafya
  • Muhammed'i Tanıyalım
  • Kültür ve İdeoloji
  • Kendini Bilmek
  • Yalnızlık Sözleri 2

  • Medeniyet ve Modernizm
  • Medeniyet Tarihi 1
  • Medeniyet Tarihi 2
  • İdeallerin Yenilgisi
  • Kapitalizm Uyanıyor mu?
  • Şia
  • Mükemmel Bir Cemaat Ali Şiası

  • Sanat
  • Dine Karşı Din / Anne Baba Biz Suçluyuz
  • Ümmet ve İmamet
  • Adem'in Varisi Hüseyin
  • Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar
  • Kavramlar Sözlüğü
  • Muhtelif Eserler- I

  • Muhtelif Eserler- II
  • İslambilim 3
  • Bir Önünde Sonsuz Sayıda Sıfırlar
  • Tevhidi Altyapı
  • Bekleyiş - Karşı Tepki Dini
  • İslam Ekonomisi
  • İslam'ın Tarih Felsefesi

  • İslam Sosyolojisi Üzerine
  • Sizi Rahatsız Etmeye Geldim
  • Marksizm ve Diğer Batı Düşünceleri
  • Yarının Tarihine Bakış
  • Sevmek Aşktan Üstündür
  • Terimler Sözlüğü
  • Gençler İçin İnanç ve Ahlak Prensipleri

  • Dine Dayanmak
  • Siret
  • Ali Şeriati'den Aforizmalar
  • Dinleri Tanımak
  • İki Sûre İki Yorum
  • Çağımızın Müslüman Kadından Beklentisi - Emperyalizme Karşı Müslüman Kadın
  • Toplumbilim Üzerine

  • Çar Zindanen İnsan-Eli Şerieti
  • Aşk ve Devrim
  • Ve Cevap Veriyorum
  • Öze Dönüş
  • Ayet Yorumları

Ali Şeriati Alıntıları - Sözleri

  • Diğer canlılar niçin yaşadıklarını anlamaları gerekmeksizin yaşarlar. Ama insana: "Yaşa!" dedikleri zaman "Nasıl?" diye sormadan önce "Niçin?" diye soruyor. Bundan dolayı insana,sadece nasıl yaşayacağını öğretmek yetmiyor. İnsan, aç olduğu sürece alışılmış hayat nimetlerinin peşinden gider ve gündelik dertlerini gidermek için çabalar; bu durumda bu sorulardan az ya da çok uzaklaşır. Fakat bu ihtiyaçlar giderildiğinde onun için insan olmanın temel ihtiyaçları ve nerede olması gerektiği gündeme gelir.Gercekten de gerçek din ve mutlak din duygusu bugün daha çok, daha ciddi ve daha hayatı bir ihtiyaç konusudur. (Dinler Tarihi 1)
  • Bu dünyada şu üç şeyi şunlarla ara: Gerçekliği, düşünce ve ilimle; iyiliği, ahlak ve dinle; güzelliği, sanatla. Ve aşk sana bu üç dünyanın da kapılarını açabilir. (Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar)
  • Başkalarıyla oldukça kendimi yalnız görüyordum. Yalnız kendimle, yalnız değildim. (Çöle İniş)
  • Diyorlar ki kafir, ölümden sonraki dünyaya inancı olmayan kimse demektir. Mümin ise bunlara inancı olan kimsedir. (Dine Dayanmak)
  • Peygamber, ağır düşüncelerin baskısı altında bunaldığında ve ruhunun çetin dalgaları ve düşüncelerinin yüksek miraçları karşısında takatsiz kaldığında, Ayşe' yi çağırıp " Benimle konuş ey Hümeyra( pembelim) ! diyordu. (İslam Nedir Muhammed Kimdir)
  • “Sezgisel ve tahmini değil, aksine gözle görme şeklinde olan kesim bilimsel ölçülere dayanarak ikinci neslimiz bizimle yabancılaştığını biliniz.” (İbrahim'le Buluşma)

  • Dua; öğreten, bilinçlendiren, iyilik ve güzelliği telkin eden bir metin, ruhu ruhani miraca götüren, ölüm gününden kurtaran, Allaha yaklaştıran, eğitip öğreten bir ilimdir. (Kavramlar Sözlüğü)
  • Kıyamette görmeye başlayıp başkalarını görme azabına uğrayacağımdan korkuyorum. [Ebulala Maarri] (İslambilim 2)
  • İbrahim'e bak! Sevgili evladını aşka kurban ediyor. (Ali Şeriati'den Aforizmalar)
  • "O sıfır aleminin içinde bir gibiydi." (Çocuklar ve Gençler)
  • Netice, yine umutsuzluk, nefret, sorumlu­luktan kaçma, kendi köşesine çekilme, mistik hayat, varoluşçu oyunlar vb .. (Medeniyet ve Modernizm)
  • Dua, yüzüne açılmayan hiçbir kapıyı çalmaz.. Dua, en yüksek ifade zirvesini, aklın karanlık gecesinde, Akıl bineğinin ayağı topalladığında, Aşk uçuşu sırasında bulur.. (Dua)
  • lnsan ne kadar daha fazla anlar ve ne kadar daha derin hissederse daha çok acı çeker ve sorumluluğu ağırlaşır. (Yalnızlık Sözleri 2)

  • Yarının tarihini yazarsak ancak, tarih değer kazanacaktır. Tarih, eğer yarını bilmemize, bugünün insanını ya da ortaya çıkacak insanı bilmemize yardımcı olmuyorsa, faydasız olacaktır. Çünkü tüm bilimler; insanları, geleceğin insanının hayatını ve bugün ile yarının insanının idealini anlamada, en azından yararlı olmak zorundadır. Geçmişteki insanı anlamak, kendimizi ve geleceğimizi anlamada bir başlangıç olmalıdır... (Yarının Tarihine Bakış)
  • Şüphe yok ki, bu memlekette aç olanlar en çok çalışanlardır. Bununla şerefiyle çalışan, hırsızlık, yan kesicilik, aldatma, dalkavukluk, rüşvet, nüfuz sömürücülüğü, kadın ticareti, insanı kısa yoldan seçkin kılacak herhangi ber şeyi yapmayan namusluları kastediyorum. (Kapitalizm Uyanıyor mu?)
  • Komünizm ve kapitalizmin her ikisi de şekil farklılıklarına rağmen insana "ekonomik bir hayvan" olarak bakmaktadırlar. Aralarındaki bu şekil farkı bu hayvanın ihtiyaçlarını karşılamada hangisinin daha başarılı olabileceği meselesi üzerinedir. (İnsan)
  • Aydın ; son peygamberden sonra, peygambere benzeme eylemidir. Ümmi olmak ; halkın adamı olmaktır. Ümmetin hem içinde hem de dışında ayaklanmaktır. (Ne Yapmalı)
  • "Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez." (Bilinç ve Eşekleştirme)
  • Halkın eleştirilerini özgürce yapamadığı bir toplumda eleştiriler, mizahla yapılır ve bu mizahlar bir araçtır. (Medeniyet Tarihi 1)
  • Kuran'ın Allah'ı insana yakındır, herkesle birliktedir. (İslam Nedir Muhammed Kimdir)