Dipten Gelen Dalga - Ilya Ehrenburg Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Dipten Gelen Dalga kimin eseri? Dipten Gelen Dalga kitabının yazarı kimdir? Dipten Gelen Dalga konusu ve anafikri nedir? Dipten Gelen Dalga kitabı ne anlatıyor? Dipten Gelen Dalga PDF indirme linki var mı? Dipten Gelen Dalga kitabının yazarı Ilya Ehrenburg kimdir? İşte Dipten Gelen Dalga kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ilya Ehrenburg

Çevirmen: Mazlum Beyhan

Orijinal Adı: Devyati Val

Yayın Evi: Evrensel Basım Yayın

İSBN: 9789756865880

Sayfa Sayısı: 496

Dipten Gelen Dalga Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga'dan oluşan nehir roman, 20.yüzyılın en hareketli dönemini tüm tarafları ve çeşitli yönleriyle tasvir eden dev bir eserdir. Üçlemenin bu son cildi, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan yeni dünyayı anlatıyor. 20.yüzyılın ortasında büyük bir yara açarak beliren dehşet bitmiştir ama, şimdi daha sinsi ve daha gizli bir savaş başlamıştır. Dolayısıyla, o önüne çıkan her şeyi yakıp kavuran fırtına dinmiş gibi görünse de küller arasında kalan kordan yeni fırtınalar körüklenmektedir. Ehrenburg bu kitabında Soğuk Savaş'ın ilk yıllarına ayna tutuyor. Faşizmin yıkamadığı Sovyetler Birliği'ne karşı ABD'de yapılan planlar, Pentagon'dan Paris Hükümeti'ne kadar uzanan entrikalar ekseninde hayata geçirilirken, sosyalizm ve kapitalizm arasındaki savaşın yeni cephesinde yaşayan direniş güçleri de yeni durum için mevzilenmektedir.

Yüzyılın en büyük romanlarından sayılan ve sayısız dilde basılarak milyonlarca insan tarafından beğeniyle okunan bir klasik.

(Arka Kapak)

Dipten Gelen Dalga Alıntıları - Sözleri

  • Herkesin kendince bir yaşamı var, yalnızca ben... bir kenarda kalakalmışım.
  • Yumuşak, tombul, bazen açık pembe, bazen can çekişen kar örneği soluk leylak rengi bulutlar... Başka gezegenlerin hiç kimse tarafından hiçbir zaman görülmemiş topraklarını andırıyordu bulutlar.
  • "Ötekilere bıraktık biz güneşi karşılamayı Şarkı söyleyip içecekler sabaha dek Ve belki hiç akıllarına gelmeyecek, Nasıl, ama nasıl isterdik biz de yaşamayı."
  • Kapkara, is içindeki evlerin duvarlarına tebeşirle aynı sözler yazılmıştı: "Ekmek. Özgürlük. Barış."
  • “ Bir insanı öldürmek kolaydır: Bir, iki, üç...çek tetiği, tamam. Ama bir de doğurmayı dene bakalım; doğur, besle, büyüt...”
  • "Sizin rejiminiz benim hoşuma gitmeyebilir, bizimki de sizin. Ama bombalarla yok olanlar rejimler değil, küçük çocuklar…"
  • "Ben onlardan daha güçlüyüm. Çünkü düşünen bir insanım."
  • Gerçekten de, bir küçüğü Kızıldan ya da difteriden kurtarmak, politik çıkarlar uğruna milyonlarca çocuğu öldürmekten çok daha onurlu bir şey.
  • Araba bataklığa saplandığı zaman onu oradan çekip çıkarmak gerekir. Bataklığa sövmek sonraki iştir...
  • Benim hoşuma giden rejim, varlığını hiç duymayacağım rejimdir; tıpkı giyile giyile genişlemiş potinler gibi.
  • Katran gibi kapkaraysa ne çıkar gök, deniz? Ta derinlerinden bizim ışıl ışıl renk cümbüşüdür yüreklerimiz.
  • Belki de, mantığa, olayların birbirini kovalamaları gerçeğine biraz fazla güvendik biz. Oysa yol çok daha karmaşık, çok daha uzun.
  • Kitaplar raflarında dururken ne görkemli bir uyum içindeler ; birbirleriyle ne güzel geçiniyorlar! Ama kafanın içinde biri ötekini bütünlemekten uzak , birbirlerini çürüterek sürekili savaşıyorlar. Gerçekten de , dünyada ne kadar kitap varsa , o kadar da gerçek mi vardı acaba?
  • Sen hiçbir zaman yaşıyor olduğuna alışamayacaksın.
  • İnandığımız, uğruna dövüştüğümüz şey soyut bir fikir, bir hayal değil, hayatın ta kendisi; kocaman, karmaşık, coşkun, ateşli, kaynayan, köpüren bir hayat

Dipten Gelen Dalga İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İlya Ehrenburg'un nehir romanının dördüncü kitabı da bitti. Tek kelimeyle harika...Tek kusuru, kadro bolluğu ve karmaşası. Ancak konu üzerinden baktığınızda bu, gayet açıklanabilir ve anlaşılabilir bir durum; makul yani... Dipten Gelen Dalga'da ana konu, İkinci Dünya Savaşı sonrası merkez ülkeleri Amerika ve Rusya'da yaşananlardır. Savaş bitmesine bitmiş fakat bir "Kızıl" ve "tekrar saldırı" tehlikesi Avrupa ve özellikle Amerika üzerinde bir hayalet gibi dolaşmaktadır. 2. Dünya Savaşı'nı galip bitiren Ruslar, ülkelerini inşaya yönelmiş ve çalışmaya başlamışlar, yaralarını sarmaktadırlar. Ancak özellikle Amerika, Komünizm ve Kızıl algısını paranoyaya döndürmüş yöneticiler yüzünden çok karışmıştır. Bunun yanında zencilere yapılan baskılar da artınca toplum gergin bir duruma sürüklenir. Öyle olaylar yaşanır ki Komünizm ile alakası olmayan kişiler, yalan yanlış düzmece kanıt ve raporlarla hapislere atılır. Özellikle bu kitap, 2. Dünya Savaşı sonrası Amerika ve Rusya'da yaşananlara çok güzel değinmiş. Toplumsal bakış açısı ve incelemesi hoşuma gitti. Ancak, okurken iyi emek istiyor. Tabi, bunu da hak ediyor kitap... (Hüsamettin Çalışkan)

Serinin 4.kitabı olan Dipten Gelen Dalga Cilt 1 de bitti. Belki benden kaynaklı olacak ama bilemiyorum tempo biraz düşüverdi gibi. Tabii bundaki en önemli etkenlerden bir tanesi Soğuk Savaş döneminin ve Irkçılığın anlatılması olabilir. Fazla ara vermeden Cilt 2 ye geçeceğim bakalım seri nasıl bir sonla bitecek? Herkese keyifli okumalar dilerim. (Uğur Karabürk)

Kanlı savaş bitti geriye bir avuç iyi insan kaldı... Bir uçta Amerikanın diğer uçta Rusyanın yer aldığı, iftira ile yalan dolan ile iş yapanların çirkin soğuk savaşının sahnelendiği Avrupayı anlatıyor bu defa İlya Ehrenburg. (Menekşe Sağlam)

Dipten Gelen Dalga PDF indirme linki var mı?

Ilya Ehrenburg - Dipten Gelen Dalga kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dipten Gelen Dalga PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ilya Ehrenburg Kimdir?

İlya Ehrenburg 1891’de Kiev’de doğdu. Çok genç yaşta Rusya’daki devrimci harekete katıldı ve çok geçmeden tutuklandı. Serbest bırakılınca Paris’e göç etti ve ilk şiirlerini burada yayınladı. I. Dünya Savaşı sırasında savaş muhabirliği yaptı. Yurda 1917’de döndü. İç Savaş başladığında Ehrenburg Ukrayna’daydı. Daha sonra tekrar Avrupa’ya geçti ve Julio Jurenito’yu yazdı. 1924’te Sovyetler Birliği’ne döndü. Çeşitli Sovyet gazetelerinin yurtdışı yayınları sorumlusu olarak Avrupa’ya gönderildi. 1941’e kadar İzvestiya gazetesinin savaş muhabiri idi. İspanya İçsavaşı’na katıldı.

Paris’te bulundu. Tekrar Sovyetler Birliği’ne döndüğünde Paris Düşerken’i yazmaya başladı. Bu eser üçlemenin ilk kitabıdır. Gazetecilik ve roman çalışmaları dışında makale, gezi yazısı, anı ve öykü de yazan Ehrenburg 1967’de öldüğünde ardında Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga’dan oluşan üçleme dışında, çok sayıda eser bıraktı.Yazarın en büyük eseri sayılan bu üçleme 1936-1952 yılları arasında dünyanın politik durumuna ışık tutmaktadır. 3'leme yanlızca Sovyetler Birliğinde 8.5 milyon basılmış ve 2 kez Stalin ödülü almıştır.

Ilya Ehrenburg Kitapları - Eserleri

  • Paris Düşerken
  • Fırtına
  • Fırtına
  • Dipten Gelen Dalga
  • Dipten Gelen Dalga
  • On Üç Pipo
  • Tröst
  • Buzlar Çözülürken
  • Faşizm Sonrası Avrupa
  • Anılar
  • Ve İnsan Otomobili Yarattı
  • Fırtına
  • Julio Jurenito
  • Moskova'da Bir Sokak
  • Otomobilli Yaşam

Ilya Ehrenburg Alıntıları - Sözleri

  • Biteceğe benzemiyor bu savaş. Sağdan, sağ kıyıya geçemiyoruz;soldan Almanlar bizi sol kıyıya sürüp atamıyorlar;on metre ilerliyorlar, sonra biz bu on metreyi geri alıyoruz. Birkaç metre için bir sürü kurban veriliyor. (Fırtına)
  • Günler gittikçe korkunçlaşıyordu. Sporcular son kargaları da yakalayıp yediler. Sanki haftanın yedi gününden İngiltere'nin payına yalnız pazar günü düşmüş gibi , limanlar her gün pazar ayini sessizliği yaşıyor ; yoksulluğa gömülen ülkenin sahillerine , Tanrının bir yelkenlisi olsun yanaşmıyordu. İnsanlar sık sık ölmekle birlikte ölürken bile onurlarını ayak altına düşürmüyorlardı. İnlemeleri sessiz , kıvranmaları ağırbaşlıydı. Fakat ölürlerken papaza gülümseseler de ölüm gene ölümdü ; ölümden kurtuluş yoktu. (Tröst)
  • Uzak gelecekte kuşakların büyük saygı duyacakları iki ülke var : Üstadın yurdu Meksika ve yaşama gözlerini yumduğu Rusya. (Julio Jurenito)
  • Gerçekten de, bir küçüğü Kızıldan ya da difteriden kurtarmak, politik çıkarlar uğruna milyonlarca çocuğu öldürmekten çok daha onurlu bir şey. (Dipten Gelen Dalga)
  • "Yaşamak için yanlış bir çağ seçmişiz.” (Paris Düşerken)
  • "Başka türlü bir müzikti.!" (Fırtına)
  • Mutluluk, bir saat bile olsa, farklı bir dünyada yaşamak gibidir... (Fırtına)
  • Yurtseverlik, kazanılan gelirle birlikte artmıyor. (Faşizm Sonrası Avrupa)
  • Londra olağan günlerinden birini yaşıyordu o gün de. Kral muhafızları ak pak peruklarıyla sarayın önünde tur atıyorlar , işsizler ise makineli tüfeklerle ateş ederek zaman öldürüyorlardı. Aç insanlar sokak ortasında düşüp ölüyordu da kimse dönüp bakmıyordu. Karşılıklı iddiaya giren birtakım tuhaf adamlara sık sık rastlanır olmuştu : Sonuncu İngiliz ne zaman ölecekti ? Kötümserler ocakta , iyimserler ise mayısta diyorlardı. (Tröst)
  • “Eşinizin yüz hatları çok yumuşak, onun resmini çizmek çok güç. Ama ben onun iç dünyasını vermeye çalıştım..” (Buzlar Çözülürken)
  • "Gece ölürsen sırf rastlantı sonucudur .. (Fırtına)
  • "Kılıç tutanların hepsi kılıçla ölecektir ." (Julio Jurenito)
  • Sabah olduğunda düşünü unutuyor, hayat her şeyin üzerine çıkıyordu. (Fırtına)
  • Faşizm her şeyden önce ulusal kin demek; ulusal gurur anlayışının çarpıtılması demek. Faşizme bulaşan insanlar başka halkların zengin kültüründen gurur duymaktan uzaktırlar, sadece kendi soy köklerinden gurur duyarlar. (Faşizm Sonrası Avrupa)
  • İnsanlar zamanın acımasız olduğunu söylerler, gene de zaman in­sanlardan daha bağışlayıcıdır. (On Üç Pipo)
  • Biz, mahvolduk. Zengin olduk. Artık yokuz. Öldük. Barikatlarda öldük. Biz Meksikalıyız. Biz Obregon'danız. Ve biz... biz ona karşıy­dık. Sizden yanaydık. Petrolden yana. Biz Arnavutluk'danız. İnsanları katlettik. Biz Riff'deniz. Orda da petrol var. Musul'danız. Clemence­ au anlamadı. Siz anladınız. Siz. (Ve İnsan Otomobili Yarattı)
  • Bir şey görmüyor, yüreğini kupkuru sanıyordum; oysa her sözüyle alev alev yanıyorum. Kitaplarda aşk aramıştı; oysa aradığı yanı başındaydı. Ne garip, insanlar böyledir işte: En basit şeyi anlamaları için dünyanın acısını çekmeleri gerekir!.. (Fırtına)
  • L.N Tolstoy bir gün fabrikamıza geldi ve babamdan nasıl bira yapıldığını göstermesini rica etti ...Babamla fabrikanın bütün atölyelerini dolaştı. .Peşlerinden bir adım bile ayrılmadım Büyük yazarın boyca babamdan kısa olmasına çok canım sıkıldı. .Tolstoya bir maşrapa ile sıcak bira ikram ettiler ..Lev Nikolayeviç şaşkın bakışlarımın arasında "çok lezzetli " dedi ve avucu ile sakalını sildi... Yazar bu arada bira'nın votka ile mücadelede bir yardımcı olabileceğini ileri sürdü .. Sonraları Tolstoyun bu sözleri üzerine uzun uzun düşündüm ve : Belkide Tolstoy herşeyi anlamıyordur,diye kuşkulanmaya başladım. Ben onun yalan yerine gerçeği getirmek istediğine inanmıştım. O ise votka yerine birayı getirmekten söz ediyordu .. (Anılar)
  • Faşizm sadece kölelik değil, aynı zamanda ölümdür. (Faşizm Sonrası Avrupa)
  • 1938 yılında bir çocuk yuvasını geziyordum. Burada ıspanya iç savaşı sırasında getirilmiş ıspanyol çocukları da vardı .... Yuvanın öğretmenlerinden biri ıspanyol çocuklarından yakındı .."bunlarla başa çıkamıyorum ,bunların hepsi anarşist" dedi .. Meğer çocuklar oynarken bir vazoyu kırmışlar Öğretmenin : "bunu kim yaptı? " sorusu üzerine "Hepimiz" Karşılığını vermişler ... (Anılar)