Doğu'dan Uzakta - Amin Maalouf Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Doğu'dan Uzakta kimin eseri? Doğu'dan Uzakta kitabının yazarı kimdir? Doğu'dan Uzakta konusu ve anafikri nedir? Doğu'dan Uzakta kitabı ne anlatıyor? Doğu'dan Uzakta kitabının yazarı Amin Maalouf kimdir? İşte Doğu'dan Uzakta kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Amin Maalouf
Çevirmen: Ali Berktay
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750823848
Sayfa Sayısı: 460
Doğu'dan Uzakta Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Geçmiş... bıraktığın yerde mi hâlâ?
Amin Maalouf’tan unutulmayacak bir “eve dönüş” romanı
Amin Maalouf’un merakla beklenen yeni romanı "Doğu’dan Uzakta", kaderin ve tarihin acımasızlığında terk ettikleri yurtlarına dönen bir grup arkadaşın hikâyesini anlatıyor.
"Doğu’dan Uzakta", bir yüzleşmenin romanı: Gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçiren, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılan ve yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi için tekrar ülkelerine dönen bir grup arkadaş... Açıkça belirtilmese de Lübnan İç Savaşı’nın getirdiği yıkımlara ve Ortadoğu coğrafyasının kültürel, tarihsel ve toplumsal sorunlarına dair çok çarpıcı gözlemlere de yer veren "Doğu’dan Uzakta"da Maalouf, yine en iyi bildiği şeyi yapıyor: Doğu’yu anlatıyor.
Doğu'dan Uzakta Alıntıları - Sözleri
- Bir dinleri olduğu için ahlâka ihtiyaçları kalmamış gibi davranıyorlar.
- Yanlış bir zamanda doğduğumuzu düşünmüyor musun?
- "Yoksa beni yargılıyor musunuz?" diyen insanlara çok kızarım. Tabii ki yargılıyorum sizi, hem de durmadan yargılıyorum. Vicdanı olan her varlık yargılama yükümlülüğüne sahiptir...
- Eğer ikiniz de kitap okuyanlar alemine aitseniz paylaşılmış bir cennete el ele girmek üzeresiniz demektir.
- Bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyaçları kalmamış gibi davranıyorlar.
- Aşk dediğiniz, "dostluk", "arzu", "tutku" veya Tanrı bilir başka hangi ismi taşıyan beyaz veya siyah ya da altın sarısı veya pembemsi kablolardan ayırmak gereken kırmızı bir kablo değildir...
- Kimseden bir şey istemememin nedeni bana hayır denmesine katlanamayışımdı; böyle bir riske gireceğime geri durmayı yeğliyordum.
- İnsanın kendi iç hesaplaşmalarıyla tamamen baş başa kalmak istediği anlar vardır ve o noktada en küçük bir dış müdahale bile saldırı gibi algılanır.
- Sen beni sevmekten vazgeçersen her sabah yataktan çıkacak gücü bulamam.
- İnsan geçmişin yok olması karşısında kolay avunur; asıl kaldırılamayan, geleceğin yok olmasıdır.
- Uzun vadede, Adem ile Havva’nın tüm evlatları yitik çocuklardır.
- Dünya, Tanrı’nın aldatılabileceğini ve ellerinin temiz kalması için öldürmemekle çalmamanın yeterli olacağını düşünen acınası insanlarla dolu.
- Yüce gönüllülük yüce gönüllülüğü, umursamazlık umursamazlığı ve aşağılama da aşağılamayı doğurur. Özgür varlıkların anayasası böyledir ve ben de başka bir anayasa tanımıyorum.
- Her şey çürüdü: Arkadaşlık, aşk, adanmışlık, akrabalık, inanç, sadakat. Hatta ölüm.
Doğu'dan Uzakta İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Arafta kalan Adam’ın hikayesi bu kitap. En güzel günlerini arkadaşlarının yanında geçiren Adam’ın iç savaş sonrası ülkesini terk edip Fransa’ya yerleşmesi ve yıllar sonra arkadaşının ölmesi üzerine ülkesine gidip gençliğini aramasını işliyor yazar. Bunu işlerken yazar iki bakış açısı kullanıyor: Kendi bakış açısına Adam’ın tuttuğu notları ekleyerek kitabı sürükleyici hale getirmiş. Amin Maalouf’un Semerkant’tan sonra okuduğum ikinci kitabı. Semerkant’ı da çok sevmiştim ve bu kitabını da en az onun kadar sevdim. Amin, Doğu’yu anlatırken dinleri, ahlakı, savaşın yıkıcılığını, sosyal yaşamı öyle güzel anlatmış ki bende her cümlesinin altını çizme isteği uyandırdı. Her şeyin üstünde insana bakış açısı, tüm düşüncelere saygı duyulması gerektiğini, birbirinden her yönüyle farklı kahramanların ağzından vererek anlatması kitaba karşı hayranlık duymamı sağlayan unsurlardan biri oldu. Okuyacak herkesin kitapta kendinden bir şeyler bulacağına, empati kuracağına eminim. Keyifli okumalar:) (Yıldız)
"Onu erdemleri mahvetti, beni ise kusurlarım kurtardı.": Yazarın kitap/semerkant--193 ve kitap/dogunun-limanlari--518 kitapları kadar etkileyici ve sürükleyici değildi. kitap/olumcul-kimlikler--521 kitabının kurgulanmış romanlaşmış hâli bile denilebilir. Ortadoğu birçok farklı inanca, kimliğe, kültüre ev sahipliği yapıyor. Bunun güzelliklerini ve etkileyiciliğinin farkına varmak varken neden herkes birbirini kendi inançlarına göre yargılamayı seçiyor? Vicdanı olan her birey sorgulamalı. Fakat iş yargıya gelince bu içinde saygıyı barındırmalı. İnançlarım beni şekillendirilir fakat benim inancım arkadaşımı, eşimi, ailemi, komşumu ya da herhangi bir bireyi şekillendiremez, şekillendirmemeli. Kabullenme ve saygı duyma aşamasına gelmemiş her yargı savaşa dönüşüyor. Ayrımlar, isyanlar, devrimler, savaşlar... Kitapta arafta kalmış bir avuç insanın etrafında göçmen sorununu, savaşın kötülüğünü, kimlik karmaşasını, politikaları anlatıyor. Aslında sırf bazı mesajları vermek için yazılmış bir kitap olarak görüyorum. Bu insanlar ayrı ayrı değerlere ve kimliklere sahip olmasına rağmen dost olabilmeleri, birbirlerine sevgi ve saygı duyabilmeleri hayranlık verici. Fakat kitleler hâlindeyken bu bu kadar kolay mı? Yaşayarak görüyoruz. (Hilal Bayar)
Yine Amin Maalouf'tan harika bir eser. Bu kitabı okurken nerenin altını çizeceğinizi şaşırıyorsunuz. Harika ve muhakkak okunması gereken bir kitap. Bir ülkede yaşanan iç savaşın etkileri nasıl olur? İnsan ne yapmalı? Kalıp ülkeyi sahiplenmek mi? Yoksa savaşın caniliğinden kaçmak mı daha insancıl bir karar? İnsanın doğduğu ülkeye mi borcu vardır, yoksa ülkenin mi bize? İnsana sorgulama fırsatı veren bir kitap. Olaylar arasında yazar sizi de çelişkide bırakıyor. Çokdinli ve çokkültürlü bir coğrafyayı tanımanız için işte size bir fırsat. Sayfaları aralayın.. (Yasemin Sayan)
Kitabın Yazarı Amin Maalouf Kimdir?
Emin Maluf (Arapça: أمين معلوف Fransızca Amin Maalouf) 25 Şubat 1949 doğumlu, yapıtlarını Fransızca veren Lübnanlı yazar.
1949'da Beyrut, Lübnan'da doğdu. Ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra gazeteciliğe başladı. Lübnan'da iç savaşın çıktığı 1975'e kadar Lübnan'da gazetecilik yaptı. Bu tarihte Paris'e göç etti. Yazar halen Paris'te yaşamaktadır. Çeşitli yayın organlarında yöneticilik ve köşe yazarlığı yapmış olan Maalouf, bugün vaktinin çoğunu kitaplarını yazmaya ayırmaktadır.
Yapıtlarında çok iyi bildiği Asya ve Akdeniz çevresi kültürlerinin söylencelerini başarıyla işleyen Maalouf, 1983 yılında yayımlanan ilk kitabı Arapların Gözüyle Haçlılar (Les Croisades vues par les Arabes) ile tanındı. Bu kitap, çevrildiği dillerde de büyük bir başarı kazandı. 1986'da yayımlanan ve aynı yıl Fransız - Arap Dostluk Ödülü'nü kazanan ikinci kitabı ve ilk romanı Afrikalı Leo (Léon l'Africain) bugün bir "klasik" olarak kabul edilmektedir.
Maalouf'un 1988'de yayımlanan ikinci romanı Semerkant (Samarcande) da coşkuyla karşılandı ve pek çok dile çevrildi. Maalouf'un sonraki kitapları da yine roman tarzındaydı: 1991'de yayımlanan Işık Bahçeleri (Les Jardins de Lumiére) ve 1992'de yayımlanan Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl (Le premier siècle après Béatrice).
Emin Maluf, 1993'te yayımlanan romanı Tanios Kayası (Le Rocher de Tanios) ile Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülü'nü kazandı. 1996'da Doğunun Limanları (Les Echelles du Levant) adlı romanı ve 1998'de ise Ölümcül Kimlikler (Les Identités Meurtrières) adlı deneme kitabı piyasaya çıktı. Maalouf 2000'de Yüzüncü Ad - "Baldassare'nin Yolculuğu" (Le Périple de Baldassare) adlı romanını yayımladı.
Ayrıca 2002'de opera için yazdığı ve Finlandiyalı müzisyen Kaija Saariaho'nun bestelediği Uzaktan Aşk (L'Amour de loin) Maalouf'un ilk librettosudur. 2004'de yayımlanan Yolların Başlangıcı (Origines) adlı romanından sonra, 2006 yılında Adriana Mater adlı ikinci librettosunu yayınladı.
Kitaplarında genellikle doğuya ait öğeleri çok iyi işlemektedir. Doğuya ait gelenek ve görenekleri kitaplarında mutlaka tanıtır. Bir çok kitabında Osmanlı-Türkiye üzerine yorumlara da rastlanmaktadır. Osmanlı ve Yavuz Sultan Selimin Kahire seferinde 8000 kişiyi katletme derecesinde öldürdüğünü Afrikalı Leo kitabında iddia etmiştir. Kitaplarında doğu halklarının neden geri kalmış olduğu konusunda sürekli analizler ve tespitler yapmaktadır. Doğu halkları ile ilgilenen kişilerin mutlaka okuması gereken kitaplardır bunlar. Kitapları roman tarzında yazılmış da olsa sosyolojik temalar kitaplarında sürekli olarak işlenir.
Kitaplarının Türkçe çevirileri YKY tarafından yayımlanmaktadır.
Amin Maalouf Kitapları - Eserleri
- Tanios Kayası
- Semerkant
- Adriana Mater
- Beatrice'ten Sonra Birinci Yüzyıl
- Çivisi Çıkmış Dünya
- Doğu'nun Limanları
- Yolların Başlangıcı
- Işık Bahçeleri
- Ölümcül Kimlikler
- Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri
- Yüzüncü Ad
- Afrikalı Leo
- Doğu'dan Uzakta
- Uzaktan Aşk
- Fransız Akademisi'ne Kabul Konuşması ve Jean-Christophe Rufin'in Yanıtı
- 29 Numaralı Koltuğun Hikâyesi
- Uygarlıkların Batışı
- Empedokles'in Dostları
Amin Maalouf Alıntıları - Sözleri
- Yaşamda neşe ve karışıklık birbirini tamamlar. (Afrikalı Leo)
- biz aynı yalnızlığı yaşamıyoruz (Empedokles'in Dostları)
- "Doğulular, Batı'nın onları geçmiş olduğunu gördüler, ama bunun nedenini bir türlü anlamadılar. Bir gün, yakasına çiçek iliştirmiş bir Batılı gördüler. Demek buymuş, dediler kendi kendilerine, bunların ileri olmasının nedeni! Biz de yakalarımıza çiçekler takarsak, onları yakalarız!" (Fransız Akademisi'ne Kabul Konuşması ve Jean-Christophe Rufin'in Yanıtı)
- Her şeyin başka türlü olmasını nasıl da isterdim! (Adriana Mater)
- Çoğunluk zorunlu ihtiyaç maddelerinden yoksun yaşarken bir avuç insanın gereksiz şeyler bolluğu içinde yüzmesi doğa kanununa açıkça aykırıdır. (Fransız Akademisi'ne Kabul Konuşması ve Jean-Christophe Rufin'in Yanıtı)
- İnsanların kim oldukları sade adlarından mı anlaşılır sanıyorsun? Bakışlarından, yürüyüşlerinden, konuşma biçimlerinden de anlaşılır. (Semerkant)
- Cehalet öldürür , ilerleme kurtarır . (Empedokles'in Dostları)
- Tanrı güzelliği size vermiş kontes, Ama başkalarının gözleri için. (Uzaktan Aşk)
- Sonra da hiçbir şey avutmadı gönlümü. Kendi sürgünlüğümü anımsatıyor şimdi Ne zaman bir gemi yanaşsa rıhtıma Ve bir bırakılmışlık duygusu salıyor içime. Kıyıdan uzaklaşıp giden her yelkenli. (Uzaktan Aşk)
- İnsanın bilmek istemeyeceği o kadar çok şey var ki!.. (Adriana Mater)
- Bizi savaş birleştirmiş olsa da, onunla barış içinde yaşamak istiyordum. (Doğu'nun Limanları)
- Siyasette, dinin kendisi bir amaç değildir, düşüncelerden biridir yalnızca; meşruiyet en inançlı olana değil, mücadelesi halkınkiyle aynı olana verilir. (Çivisi Çıkmış Dünya)
- Nefrete son vermeli, ırkları, dinleri, kökenleri aşmalı. (Fransız Akademisi'ne Kabul Konuşması ve Jean-Christophe Rufin'in Yanıtı)
- Rüzgârın, yağmurun altında kalmak, bana neredeyse bir tür avuntu veriyordu. (Yolların Başlangıcı)
- …çok yaşayan, çok görür!.. (Tanios Kayası)
- “Yiyecekleri pis, temiz diye ayırmak hurafedir; insanları pis, temiz diye ayırmak aptallıktır, her şeyde, her birimizin içinde aydınlık ve karanlık yan yanadır.” (Işık Bahçeleri)
- Arzuladığım kadın öyle uzak, öyle uzakta ki Hiçbir zaman sarılmaya yetmez kollarım. (Uzaktan Aşk)
- Bu yüzyıl daha genç ama daha şimdiden insanların bu yüzyılda dinle yollarını yitirebilecekleri biliniyor, tıpkı onsuz da yollarını yitirebilecekleri gibi. (Çivisi Çıkmış Dünya)
- Tiksindiğim bir şey varsa , o da ırkçılık , ayrımcılıktı. (Doğu'nun Limanları)
- Ben asıl, sözlerim insanların kulağına yastıktaki tüyler kadar yumuşak geldiğinde telaşlanacağım. (Işık Bahçeleri)