Don Juan - Molière Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Don Juan kimin eseri? Don Juan kitabının yazarı kimdir? Don Juan konusu ve anafikri nedir? Don Juan kitabı ne anlatıyor? Don Juan kitabının yazarı Molière kimdir? İşte Don Juan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Molière
Çevirmen: Ayberk Erkay
Yayın Evi: Mitos Boyut Yayınları
İSBN: 9786054465286
Sayfa Sayısı: 78
Don Juan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İspanyol edebiyatından alınmış olan Don Juan tipini, Moliere, bu oyunda da bir kadın avcısı olarak gösterir. Don Juan oyunu, baş kahramanın, kutsal ve insani değerleri hiçe sayan, toplumsal ölçülerle çelişen, aykırı kişiliği içinde, insanın ne pahasına
olursa olsun, özgür iradesiyle 'kendini gerçekleştirmesi' temasını komedyanın temeli olarak almıştır. Oyun, Moliere'in yapıtlarının genel yapısına uygun olarak seyirciye kendi ikiyüzlülüğünü göstermektedir. Yazıldığı dönemde, ilk 15 gösterisinden sonra yasaklanan, daha sonra sakıncasız hale getirilip basılan oyun metni, ancak 1884 yılında ilk orjinal haliyle yaymlanabilmiştir.
Don Juan Alıntıları - Sözleri
- Biz neler gördük be sizin gibi.
- Bırakın hayallerinde yaşasın.
- Bir güzele bağlanmışım diye başka güzellerin hakkını yiyecek adam değilim ben.
- Hem bilirsin, ben aşkta özgürlüğü severim, dört duvar arasına hapsedemem yüreğimi.
- Beni yalan ümitlerle kandırmıyorsunuz ya?
- Beni sevsen yeter, başka şey istemem.
- Geç Aristo’yu, bütün filozoflar toplanıp, bir ağızdan haykırsa kaç yazar, tütünün yerini ne tutar şu dünyada?
- Düşman elinden gelecek iyiliğin kıymeti mi olur?
- Evet evet, yola gelmenin vakti geldi. Neyse bir yirmi otuz yıl daha böyle idare edelim, sonra geliriz yola.
- Sana kaç sefer söyledim kim bilir, yaradılışımda var, bir şey beni çekmeye görsün duramam, giderim peşinden.
- Bir tutam tütün aldı mı insan, nasıl da değişiverir hali tavrı, gözü görmez olur nerede olduğunu da nasıl keyif alıverir ona buna tütün ikram etmekten?
- Atalarımızın şerefine, ancak, onlara benzemeye gayret ettiğimiz nispette ortak olabiliriz.
- ...Les vices á la mode passent pour ventus. ... Kusurlar moda olunca erdemden sayılır.
- Benim şu kafamdan geçen, insanın şaşılacak şey olduğundan başkası değildir efendim; siz ne derseniz deyin, isterse bütün bilginler toplanıp gelsin, nedir nedendir, açıklamaya kimsenin gücü yetmez. İşte burada böyle duruyor olmam mesela, aynı anda bin bir fikrin aklımda geziniyor olması, o aklımın da şu vücuduma canının istediğini yaptırıyor olması şaşılacak şeyler değil midir? Ellerimi çırpmak istiyorum, çırpıyorum, kolumu kaldırmak istiyorum, kaldırıyorum, istedim mi göğe bakıyorum, istedim mi başımı eğiyorum, ayaklarımı oynatıyorum, sağa gidiyorum, sola gidiyorum, öne gidiyorum, arkaya gidiyorum, geriye gidiyorum, dönüyorum…
Don Juan İncelemesi - Şahsi Yorumlar
kitap/don-juan--93803 yazar/molire Öncelikle bir Moliére sever olarak bu oyunu bilmiyordum, kitabı burda gördüm ve burda görünce hemen aldım... Alışılmışın dışında bir Moliére oyunu, Moliére bu oyunda Fransız toplumunu, içinde bulunduğu zamanı ve insanları komedi ve hicviye tarzında bir oyun yazmamış. Çapkın ve hiçbir kutsala, değere saygısı olmayan bir kadın düşkünü bir İspanyol karakter olan Don Juan'ı, Fransız edebiyatına uyarlamış. Oyun 5 perdelik, kısa ve akıcı dili olan bir oyun ancak bazı bölümlerde bazı karakterlerin diyalogları çok uzun tutulmuş bu da bazen okurken okuyucuyu sıkabiliyor. Toplumsal veya bireysel hicviyeden çok etik ve ahlak dersi vermeyi hedefleyen bir oyun tarzındaydı. Moliére tarzının biraz dışında olduğu için okurken yer yer insanı sıkabiliyor. Ama tiyatro/senaryo metinleri sevenler için ve Moliére sevenler için okunabilir... (Münzevi Genç)
Güzelliğin ama daimi güzelliğin peşinde bir Don Juan: Moliere'nin o dönem toplumunu eleştirmek gayesiyle yazdığını düşündüğüm komedyası. Eser toplumdaki yozlaşmayı Don Juan katakteri üzerinden anlatır. Daima itlik, köpeklik peşindeki Don juan abimiz de hikaye boyunca kadınlarla eğlenen ahaha diye kötü kahkahalar atan bir tiptir. Her ne kadar bu ne boş adam sadece arzuları için yaşıyor deseniz ve öyle gibi görünse de bunun altında daha derin anlamlar yatar zannımca. Özellikle bir yerde doktor kılığına girmiş uşağının insanları kandırması hakkında, doktorların da aynısını yaptığını onların da bir şeyler söyleyip insanları başından savdığını söyler. Burada asıl söylediği esasen toplumun genelinin bunu yaptığıdır. Yine Don Juan'ın uşağının onun bu pervasız halinden bıktıktan sonra "Tanrıya şükür sizin kadar okumuş yazmış değilim." dediğini görürüz. Bu kısımda cahil kısma da bir taşlama olduğu göz önündedir ki zaten hikaye boyunca bu uşağın durmadan ruhani varlıklardan bahsettiğini, çok okuryazar bir tip olmadığını göreceğiz. Uşağı daima dini bilgilerle Don Juan beyini yolundan döndürmeye çalışır, durur. Yapma bey, etme efendi etme! Dese de Don Juan durur mu? "Hem bilirsin, ben aşkta özgürlüğü severim, dört duvar arasına hapsedemem yüreğimi." der. "Yüreğim bütün güzellere aittir." der. Der der durur. Ama bu bitmek bilmez arzuları dur durak bilmez. Tam sona doğru duracak gibi olur, babacığına nasıl da uslu bir çocuk olacağını anlatır. Ama sonra bir de bakarız, o da yalan. Başka bir planı vardır. Bu kez de düşmanlarını onların silahlarıyla vurmaya çalışırken görürüz Don Juan'ı. İkiyüzlülüğü biat edinir, daha da hoyrat daha da kötü daha da vurdumduymaz olacaktır. Ancak bu arzusuna ulaşamaz. Sonunda da cezasını ilahi adalet verir. Her ne kadar yazıldığı dönemde din adamları tarafından din ile dalga geçiyor diye eleştirilse de sonunda kazanan yine ilahi adalet olur. (Fatma Kani)
Kitap bir kadın avcısı olan Don Juan karakterinden bahsediyor ve onun başından geçen olayları anlatıyor. Moliere’in genelde olduğu gibi bu karakteri de tuhaf, birazcık deli, dediğim dedik ve kadınlara düşkün bir karakter. Dünyadaki tüm güzelliklere ulaşmak için bir güzellin peşinde takılı kalmayı yanlış buluyor ve bu düşüncesinden dolayı başına gelen olaylar anlatılıyor. Çok sade ve akıcı bir dili olduğundan ayrıca cidden çok kısa olduğundan bir günde bitebilecek bir kitap. Bazı karakterlerin konuşmaları bazen 2 sayfa sürdüğü oluyor ve bu konuşma bu kadar sade bir dilde bile nasıl böyle güzel etkileyebiliyor anlayamıyorum. Kısacası yine okumanızı tavsiye edebileceğim bir kitap. Moliere ve Shekspeare ne yazsa seveceğim gibi duruyor bu gidişle Siz de tiyatro veya Moliere eserlerini okumaktan zevk alıyorsanız bu kitabı okumanızı öneririm. Okurken gerçekten keyifli anlar yaşatıyor. İyi okumalar dilerim... (modern.klasikler instagram hesabından daha fazla kitabın incelemesine ulaşabilirsiniz) (Modern Klasikler)
Kitabın Yazarı Molière Kimdir?
Molière, sarayın döşemelerini yapan bir mobilyacı olan Jean Poquelin ile bir zengin burjuva ailesinin kızı olan Marie Cresse'nin oğluydu. Moliere annesini 10 yaşındayken yitirdi ve babası ile bağlantıları hiç sıkı değildi. Annesinin ölümünden sonra babası ile Paris'de o zaman yukarı burjuva sınıfından kişilerin evlerinin bulunduğu Rue Saint-Honoré'de yaşadılar. İlk okul eğitimini Paris'te yaptı ve sonra Paris'in en iyi okullarından Cizvit'lerin idaresinde olan "Collège de Clermont"'da öğrenim gördü. 1641'de bu okuldan ayrıldı. Babası 1531'de bir imtiyaz satın almıştı ve Moliere babasının işini devam ettirmeye başladı ve bu arada hukukçu olmak için çalışmalara başladığı da bildirilir.
Haziran 1643'te Moliere 23 yaşında iken birden babasının işini bırakmaya ve Paris'ten ayrılmaya karar verdi. Daha önce tanışmış olduğu tiyatrocu güzel aktrist Madelaine Bejart ile birleşip kendisi 630 livre sermaye katarak ile Bejart'la birlikte Illustre Théâtre adlı bir tiyatro topluluğu kurdu. Böylece bağlı oldugu sosyal sınıf ilişkilerini geride bıraktı. Sahne adı olarak Fransa'nin Midi bölgesinde Vigan şehri civarında bir köy olan Molière ismini kullanmaya başladı. Bundan hemen sonra bu topluğa Madelaine'nin erkek ve kız kardeşleri de katıldı. Moliere hem iyi aktörlük gücü hem de eğitimi dolayısıyla bu gezici tiyatro trupunun idarecisi oldu. 1645'te bu gezici tiyatro trupu, çoğu pansiyon masrafları olmak üzere, 2000 livre borçlanmıştı. Moliere bu borçlar dolayısıyla hapse atıldı ama ya babası ya da topluluk mensupları borcu ödeyerek 24 saat sonra hapisten kurtarıldı.
Bundan sonra Moliere ve Madelaine Bejart 12 yıl sürecek bir gezici tiyatro hayatına başladılar. Önceleri "Charle Dufresne"'nin trupuna katıldılar ve sonra kendi truplarını kurdular. Bu topluluk biraz başarı kazanarak Orleans Dükü I. Filip'in koruması ve desteği altında çalışmaya başladı. Bu gezginci tiyatroculuk döneminden Moliere'in ancak iki eseri elimize geçmiştir: "L'Étourdi" ve "Le Docteur amoureux". Bu eserlerde Moliere'in gezginci tiyatroların alışılagelen İtalyan asıllı ve yarı tuluat şeklindeki Comedia del Arte konu ve stilinden ayrılıp kendine has bir oyun uslubu geliştirmeye başladığı gorülmektedir. Bu arada Moliere Languedoc Eyaleti valisi Conti Dükü ile iyi arkadaş olmuş ve onun mali desteğini almıştır. Fakat bu kişi bir zuhrevi hastalığa tutulunca dinsel baskılar dolayısıyla tiyatroculara mali desteğini kesmiş ve şahsi ilişkilerden bile uzaklaşmıştır. 1650 - 1953'te tiyatroyla Lyon'da kaldı ve Lyons'da iken Moliere'in trubuna Markiz sahne adlı Mademoiselle Duparc katıldı. Bu aktrist tanınmış oyun yazarları olan Pierre Corneille, sonra da Jean Racine ile ilişki kurdu ve hatta bir müddet Racine'in metresliğini yaptı. Racine hazırladığı ilk eserini Moliere'in sahnelemesini istemiştir ama Moliere bunu kabul etmemiştir.
Paris'te "Rue de Richelieu" ve "Rue Molière" kavşağındaki Moliere anıtı
1658'de Moliere ve trupu en sonunda Paris'e geldiler. Kral XIV. Louis'nin kardeşinin koruması altında, 1658'de eski Louvre'da Kral'a Corneille'in "Nicomedes" adlı trajedisini ve "Le Docteur amoureux (Aşık doktor)" adlı fars oyunun oynadılar. Moliere'in trupu Kral'ın kardeşi Orleans Dükü I. Filip'in mali desteğini kazanarak "Mösyö'nun Trupu" olarak anılmaya başladılar. Yine Orleans Dükü desteği ile bu trup ve Fiorelli'nin (Scaramouche) rolünü benimsediği İtalyan Commedia dell'Arte trubu birleşip Paris'te tanınan yeni bir tiyatro topluluğu oluşturdular. Bu topluluk Louvre Sarayı yakınlarındaki "Petit Bourbon Tiyatrosu"'nda merkezlendi.
Bu toplulukla 18 Kasım 1659da "Les Précieuses ridicules (Gülünç Kibarlar)" eserini sahnediler. Bu oyunla Moliere çok dikkat çekti ise de Paris'in tiyatro seyircileri bu oyundan özellikle hoşlanmadılar. Bu sefer Moliere toplulukta arkadaşı olan ve Scaramouche karekteri ile ün yapan Italyan Tiberio Fiorelli'den Commedia dell'Arte hakkında epey ders alıp bunları uygulamaya koyuldu. 1660'da temsile koyduğu "Sganarelle, ou Le Cocu imaginaire (Hayalde Aldatılmış Koca)" adlı oyunu cok tutuldu. Bu trup 1660'da Kral huzurunda birkaç kez oyunlar oynadı. 1661'de Kardinal Richelieu'nün bir tiyatro binası olarak yaptırdığı yeni "Theatre du Palais-Royal"de topluluğuyla oyunlar sahnelemeye başladı. Moliere'in bundan sonra bütün "Paris" oyunları burada sahnelendi.
1662'de trupunun kurucularından olan arkadaşı Madeleine Bejart'ın Comte de Modene'den olan kızı Armande Bejart'la evlendi. Üç çocukları oldu; ama bunlardan yalnızca tek biri yaşadı. Kral tarafından 1.000 livre yıllık maaş bağlandı. 1664'te Kral, Moliere'in oğlunun vaftiz babası oldu. Aynı yıl Kral'ın bağladığı yıllık maaş 7.000 livreye çıkartıldı.
Bu dönemde Moliere drama kuramcısı Boileau, La Fontaine ve Racine ile dostluk kurdu. "Kadınlar Okulu" ve "Tartuffe" oyunları yüzünden Cizvit Jansenitlerle arası bozuldu ve onların ve diğer koyu dindarların öfkesi üzerine çekildi. Sağlığı bozuldu. Başrolünü oynadığı "Le malade imaginaire (Hastalık Hastası)" oyununun oynandığı 17 Şubat 1673'teki oyunun dördüncü sahnesinde, Molière sahnede fenalaşıp yere düştü. Verem hastası olan yazar kanlı öksürük krizini atlattıktan sonra, tüm ısrarlara rağmen rolünü tamamladı. Oyundan birkaç saat sonra evinde yeniden fenalaşan yazar, bu ikinci krizi atlatamayarak vefat etti.
Zamanının Katolik kilisesi aktörlerden ve tiyatrodan hoşlanmamaktaydı ve kilisenin israrıyla çıkartılan devlet kanunlarına göre de aktörlerin kilise töreni ile kiliselerin takdis ettiği mezarlıklara gömülmeleri yasaktı. Moliere ölmekte iken Katolikler için geleneksel olan bir rahip tarafından son nefeste takdis edilmesi imkânı olmamıştı ve Katolik kilisesi ona dinsel cenaze töreni yapmaktan ve mezarlıkta bir kabir temin etmekten kaçındı. Fakat Moliere'in karısı Armand Krala'a başvurarak eğer kocasının cenazesi töreninin tamamiyle geleneklere uzak olarak geceleyin yapılması ve normal bir kilise cenaze törenine benzemesi için ondan özel izin aldı. Moliere'in ceseti takdis edilmiş bir kilise mezarlığının duvarla ayrılmış bir köşesinde bulunan ve vaftiz edilmeden, yani Katolik mezhebine kabul edilmeden, ölen bebeklerin mezarlığına gömüldü. 1792'de Fransız Devrimi idaresi sırasında Moliere'in ceseti bu mezarlıktan çıkartılarak o zaman kurulan "Fransız Anıtlar Müzesi"ne geçirildi; 1816'de ise Paris'te tanınmış kişiler için bir mezarlık olan Pere Laschaisee şair Lafontain mezarı yakınında bulunan bir mezara konuldu.
Molière'in bilinen ilk yapıtları, Paris dışında gezgin tiyatroculuk yapmakta iken 1655'te Lyon'da sahnelenen "L'Etourdi ou contretemps" (Türkçe olarak ilk sahnelenme adı "Savruk", 1876; Dünya Edebiyatından Tercümeler serisinde yayımlanma adı "Şaşkın yahut Beklenmedik Engeller", 1944) ve "Le Docteur amoureux (Aşık Doktor)" idi. Bu eserlerle Moliere bu dönemde gezginci tiyatroların uydukları İtalyan ve yarı tuluat şeklindeki Comedia del Arte tiyatro konu ve stilinden ayrılıp kendine has bir oyun uslubu geliştirmeye başlamıştır.
Moliere, 1656'da ilk önemli komedisi sayılan ve Paris'te sahnelenen ilk oyunu olan "Les Precieuses Ridicules"'ü (ilk Türkçe sahnelenme adı "Dudukuşları", 1876; yayımlama adı Gülünç Kibarlar , 1943) yazdı. Sosyetenin kibar davranışlarına özenen iki taşralı genç kızı konu alan bu oyun, Moliere'in bütün yapıtlarında öne çıkan bir temanın ilk işlenişiydi. Moliere burada, toplumsal kuralların gerektirdiği yüzeysel kibarlıkla altta yatan içgüdüsel davranış arasındaki uyumsuzluğun yarattığı gülünçlüğü ele alıyordu. Bu oyunla Moliere çok dikkat çekti ise de Paris'in tiyatro seyircileri bu oyundan özellikle hoşlanmadılar ve çok tenkide uğradı. Bu sefer Moliere toplulukta arkadaşı olan ve "Scaramouche" karekteri ile ün yapan İtalyan aktör Tiberio Fiorell'den Commedia dell'arte hakkında epey ders alıp bunları uygulamaya koyuldu. 1660'da temsile koyduğu "Sganarelle, ou Le Cocu imaginaire (Hayalde Aldatılmış Koca)" adlı oyunu çok tutuldu. Bu eserin aile içi ilişkiler teması Moliere'in insan ilişkilerinin yapmacıklığa dayandığı hakkındaki pesimist dünya görüşünü dramatik olarak ifade etmektedir.
Moliere'in topluluğu 1661'de, Kardinal Richelieu'nün bir tiyatro binası olarak yaptırdığı Palais Royal'deki (Kraliyet Sarayı) bir salona taşındı. Moliere'in bütün "Paris" oyunları burada sahnelendi.
1662'de sahneye konan ünlü oyunu "L'Ecole des femmes" (Türkçe'de ilk sahnelenme adı "Kadınlar Mektebi, 1876; yayımlanma adı Kadınlar Mektebi", 1941) daha ilk gecesinde skandal yarattı. Seyirciler ve yetkililer, artık hiçbir değere saygısı kalmamış bir komedyenle karşı karşıya olduklarını düşünüyorlardı. Oyun, kadınlardan çekinen ve bu yüzden de saf, gözü açılmamış bir genç kızla evlenerek onu kendi ilkeleri doğrultusunda yönetmek isteyen bir erkeği konu alıyordu. Oyunun sonunda adam genç eşine aşık oluyor, ama aşkı dile getirmesini ve kadınlara bir sevgili gibi yaklaşmasını bilmediği için gülünç durumlara düşüyordu.
Moliere oyuna gelen eleştirilere 1663'te La Critique de L'Ecole des femmes ("Kadınlar Mektebinin Tenkidi, 1944) ve L'Impromptu de Versailles (Versailles Tulûatı, 1944) adlı tek perdelik oyunlarıyla karşılık verdi. Bunlardan ilkinde komedi anlayışını yansıtıyor, ikincisinde ise oyuncuların dinlenme odasını ve prova sırasında sahne arkasındaki konuşmaları çok gerçekçi bir bakışla anlatıyordu.
Molière Kitapları - Eserleri
- Kibarlık Budalası
- Cimri
- Hastalık Hastası
- Scapin'in Dolapları - George Dandin
- Tartuffe
- İnsandan Kaçan
- Kadınlar Mektebi
- George Dandin veya Bir Koca Nasıl Rezil Edilir?
- Kibarlık Budalası - Sevda Doktoru
- Gülünç Kibarlar
- Don Juan
- Zorla Evlenme
- Tartüf
- Hastalık Hastası - Cimri
- Şanlı Aşıklar
- Münasebetsizler
- Şaşkın
- Mösyö de Pourceaugnac
- Sevda Hekim
- Amphitryon
- Zoraki Hekim
- Kocalar Okulu
- Tartuffe Cilt 1
- Don Garcia De Navarre Yahut Kıskanç Prens
- Tartuffe ve Diğer Oyunlar
- Hekim Uçtu ve Soytarının Kıskançlığı
Molière Alıntıları - Sözleri
- Güçlükler, muvaffakiyetin değerini artıran süslerdir. (Şaşkın)
- Siz erkekler bir tuhafsınız! İnsan sizi yüreğinin bütün açıklığıyla sevdi mi, sevgisini gösterdi mi, hemen soğuyuverirsiniz; hem de nasıl! Ölsek kılınız kıpırdamaz. (Cimri)
- Ama, açık söyliyeyim, siz dediniz diye hiçbir huyumu değiştirmeye niyetim yok. Ben dinlesem dinlesem keyfimi dinlerim, yaşayışımdan da pek memnunum. (Kocalar Okulu)
- "Kalbini başkasının çalması iki kere acı veriyor bana. Aşkıma mı yanayım, şerefime mi?" (Kadınlar Mektebi)
- Seven adam, güzel duygulardan, insanın gönlüne hoş gelen şeylerden, şefkatten, aşktan ateşli bir şekilde bahsetmesini bilmeli, evleneceği kıza usul ve erkânı ile muamele etmelidir. (Gülünç Kibarlar)
- Doğrulara daima düşman olurlar; hasetler ölür, hasetlik kalır. (Tartuffe ve Diğer Oyunlar)
- Mahsus aldırmadım, anlamamazlıktan geldim. Çünkü, tabiatım hiddetlidir, bir kızarsam kendimi tutamam. (Gülünç Kibarlar)
- Değil mi ki gönlümüz, seviyorum demeye Kararlı olunca çok zorluk çeker (İnsandan Kaçan)
- Ah! İnsan sevdiklerinin sözlerine ne kadar kolay inanıyor. (Cimri)
- Bu cenabet şehir de, burada oturan cenabet insanlar da cehennemin dibine gitsin. Adım başında sizi süzen, sırıtan aptallara rastlamamak kabil değil! Eh aylak baylar, işinize gidin. Herkesin suratına karşı gülmeyi bırakın da yollarına gitsinler. Hele birisi gülsün, görür görmez suratına bir tane yapıştırmazsam allah belamı versin. (Mösyö de Pourceaugnac)
- Hem bilirsin, ben aşkta özgürlüğü severim, dört duvar arasına hapsedemem yüreğimi. (Don Juan)
- Ama aşk kararlılık ister yürekten. (Tartüf)
- ...-sizin kibarlığınız bizim karnımızı doyurmaz!" (Gülünç Kibarlar)
- "Her şeyi mahveden bizim endişelerimiz, sabırsızlığımızdır." (Hastalık Hastası)
- Ah! Sevmek ne kadar güzel Sadıkken kalplerimiz! (Kibarlık Budalası)
- Kalbim ne kadar sağlammış, görecekler... Onu terk edeceğim. (Kibarlık Budalası)
- Ne adaletsiz bir adalet ... (Mösyö de Pourceaugnac)
- Dünyaya güven olmaz. (Şaşkın)
- Güzel bir talihten kolay şüphe edilir. İnanmadan evvel elde etmek lazımdır. (Tartuffe)
- Biz neler gördük be sizin gibi. (Don Juan)