Dona Flor ve İki Kocası - Jorge Amado Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dona Flor ve İki Kocası kimin eseri? Dona Flor ve İki Kocası kitabının yazarı kimdir? Dona Flor ve İki Kocası konusu ve anafikri nedir? Dona Flor ve İki Kocası kitabı ne anlatıyor? Dona Flor ve İki Kocası PDF indirme linki var mı? Dona Flor ve İki Kocası kitabının yazarı Jorge Amado kimdir? İşte Dona Flor ve İki Kocası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Jorge Amado
Çevirmen: Muhittin Karkın
Editör: Barış Özkul
Tasarımcı: Nebiye Çavuş
Tasarımcı: Suat Aysu
Orijinal Adı: Dona Flor e Seus Dois Maridos
Yayın Evi: İletişim Yayınevi
İSBN: 9789750527654
Sayfa Sayısı: 539
Dona Flor ve İki Kocası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Dona Flor ve İki Kocası, Latin Amerika edebiyatının usta ismi Jorge Amado’nun fantastik romana yeni bir soluk ve açılım getiren başyapıtı.
Çapkın, kumarbaz ve sorumsuz kocası Vadinho’nun bir karnaval eğlencesi sırasında ansızın ölmesiyle dul kalan Dona Flor merhum kocasına karşı karmaşık duygularla geçirdiği günlerin ardından kendini aşçılık okuluna ve öğrencilerine verir.
Bir süre sonra, çevresindekilerin ısrarları sonucu tekrar evlenme fikrine ikna olan Dona Flor’un yaptığı ikinci evlilik doğaüstü olaylarla sarsılmaya başlarken, biri hayatta diğeri vefat etmiş olan iki kocası arasında kalır. Latin Amerika’nın büyülü gerçekçilik geleneğini sürükleyici bir aşk ve ihanet anlatısıyla harmanlayan Amado, Dona Flor ve İki Kocası’nda 20. yüzyılın unutulmaz eserlerinden birini sunuyor.
“Amado, hafızadan kolay kolay silinmeyen anlatılarıyla Latin Amerika’nın en yetenekli yazarlarından biri.”
- Albert Camus
“Jorge Amado, kitaplar yazmadı, koca bir ülkenin hayatını yazdı.”
- Mia Couto
Dona Flor ve İki Kocası Alıntıları - Sözleri
- .....hayatta yeğane değerli şeyin sevgi ve dostluk olduğunu bilmiyor.Geri kalanı hep boş, gösteriş, değmez....
- Benim gücüm senin sevgin ve eğer beni sevmezsen ben var olamam.
- Neden hep iki aşka ihtiyaç duyulur, neden gönül bir taneyle yetinmez?
- Bu dünyada her türden ahmak ve rezilliğe amade insan bulunuyordu.
- Bir kez güvenlerinin suistimal edildiğini anladıklarında bunu gurur meselesi yaparlar ve artık asla geri adım atmazlardı.
- Doktorlar sadece güler yüzle konuşup kötü reçete yazmayı bilirler.
- Zaten bu dünyada kim beklenmedik bir ihtiyaçla karşılaşma tehlikesinden azadeydi ki?
- Bir kadın iki erkeğe birden aşık olabilir mi?
- Her şey için bir yer ve her şey kendi yerinde
- Sevmeyi severek öğrenmemiş miydim? Yaşamayı yaşayarak öğrenmemiş miydim?
- Bana söyleyebilir misin neden hep iki aşka ihtiyaç duyulur, neden gönül bir taneyle yetinmez?
- Ne de genç! Neden bu kadar gençken ölünür ki?
- Sevmeyi severek öğrenmemiş miydim? Yaşamayı yaşayarak öğrenmemiş miydim?
- "... neden hep iki aşka ihtiyaç duyulur, neden gönül bir taneyle yetinmez?
Dona Flor ve İki Kocası İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Dona Flor'un çapkın, kumarbaz ve sorumsuz kocası Vadinho karnavaldaki eğlence sırasında aniden ölür. 7 yıllık evliliğin sonunda herşeye rağmen unutamadığı anılar ile başbaşa kalan Flor ikinci evliliğini Vadinho'nun tam tersi, düşünceli, anlayışlı, planlı ve düzenli eczacı Teodoro ile yapar. Evliliği mutlu bir şekilde devam ederken bir gün Vadinho'nun ruhu Dona Flor'un karşısına çıkar ve Flor iki kocası arasında kalır. Çünkü birisi arzularını canlandırırken diğeri hanımefendiliğini ortaya çıkarmaktadır, birisi sabah çehresiyken diğeri geceyi temsil eder. Çoğu zaman tebessüm ederek okuduğumuz kitap mahallenin hep tanıdığımız kadın figürleri ile de akıllarda iz bırakır. (Elizabeth Harmon)
Kitabın anlatım teknikleri beni zorladı açıkçası yazarın üslubu karışık geldi ki okurken gel git arasında kaldım aslında hikaye veya konu gereği sıradan gibi olsada çeviriden emin olamadığımdan anlatımı çok beğenemedim. Brezilya edebiyatını ilk defa okumanın heyecanını yaşadım bu kitapta. Jorge Amado tanışma imkanım oldu. Konusu adı üstüne Dona Flor ve iki kocası :))) yeri geldi mi güldüm yeri geldi mi sıkıldım ama genel olarak gülümsetici ve beğenerek okuduğum eser oldu. Fantastik ve doğa üstü olayları sevdiğim için kitapta da eğlenceli buldum. Tavsiye edilir (MİHRİŞAH)
Ah o durgun suların ardında ne kasırgalar kopuyordu; sade ve yalın matem görünüşünün altında... #donaflorveikikocası #jorgeamado Amado, Latin Amerika' nın büyük ustası olarak adlandırılıyor. #tarçınkokulukız kitabıyla tanışmam ve çok sevmem bu kitabı okumama vesile oldu. Dona Flor genç ve güzel bir kadındır. Mahallenin iyilik meleği olarak yardımseverdirİlk eşi Vadinho (Benim asla tasvip edemeyeceğim bir karakter olur) tembel, içkici, kadınlara düşkünlüğü ve eğlencelerden asla vazgeçemeyen bir kişiliktir. Dona ise, tam aksine farklı bir karaktere sahiptir. Evine hâkim, mutfakta çok başarılı; hatta kendisine ait bir mutfak atölyesi vardır. Yaşam tarzları oldukça farklı olan iki zıt karakter yaniVadinho bir karnavalda samba yaparken aniden ölür ve olaylar bundan sonra başlar. Dona kocası için uzun bir süre yas tutar ve her anında eski kocası tekrar canlanır gözünde. Unutamadığı, hatta şiddetinde içinde olduğu anları dahi unutamaz; ancak kocasına duyduğu o bitmez tükenmez sevgisi onun ölen eşini daha çok sevmesine neden olur. Gençliği onun tutkularına yenik düşer(tutku, aşk, cinsellik) ve ikinci kocası olan doktor Theodoro, ilk kocasının tam aksine; sabırlı, tutarlı, dürüst, titiz ve ihtiyatlı bir kişiliktir. Zaman ilerledikçe Vadinho' nın ruhu Dona' nın her anına dokunur. Olaylarda gel-gitlerin yaşanması, Dona' nın tutumu ve nasıl bir düşünce yapısına hâkim olduğunu çözememekle beraber, kendince, farkında olmadan "nevtorikc kişiliğinin portresini çizer Aslında kitabın geneline bakacak olursak; dönemin Brezilya toplumunun her tabakasını irdeleyen bir kitap. Benim hayata bakış açıma oldukça ters olduğu için biraz ısınamadım gibiAncak dediğim gibi️ toplumsal yapının izdihamı, sanırım bu düşüncelerin normal karşılanma(ma)sının üstüne bir perde çekiyor. Ayrıca #okunmasıereken501kitap içerisinde ve hatta hafızalardan kolay kolay silinemeyecek bir kitap olduğunun da altını çiziyor; Camus️ Camus der susarım Benden bu kadar (Aslı ÖZGÜN)
Dona Flor ve İki Kocası PDF indirme linki var mı?
Jorge Amado - Dona Flor ve İki Kocası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dona Flor ve İki Kocası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Jorge Amado Kimdir?
Jorge Amado Brezilyalı romancı (Pirangi, Bahia 1912). Başlangıçta kakao tarım işletmeleri sahipleri döneminde Bahia'daki yaşamı işleyen, toplumsal yergili romanlar yazdı. Daha sonra lirik, düşünce ve mizah yüklü bir üslupla kaleme aldığı Dona Flor e Seus Dois Maridos (Dona Flor ve İki Kocası, 1966) gibi romanlarıyla ün kazandı. Amado, 2001’de Brezilya’nın Salvador kentinde öldü.
Jorge Amado Kitapları - Eserleri
- Kızıl Tarlalar
- Dona Flor ve İki Kocası
- Tarçın Kokulu Kız
- Mucizeler Dükkanı
- Kızgın Toprak
- Tereza Batista
- Jubiaba
- Gecenin Çobanları
- Ölü Deniz
- Kırlangıç ile Tekir Kedi
- Su Kinkasının Qeyri-Adi Ölümü
- Boksör
- Amerika'nın Türkler Tarafından Keşfi
- Pusu
- İhtiyar Denizciler
- Möcüzələr Dükanı
- Top ve Kaleci
Jorge Amado Alıntıları - Sözleri
- Benim hiç kimsem yok. (Jubiaba)
- Asla bitmeyen bir yolculuktu bu, bir bardak suyun bir başka bardaktakine benzediği gibi birbirine benzeyen adamlarca tekrar tekrar başlayan bir yolculuk. … İsimler değişse de göçmenler hep aynıydı. Yüzleri birbirinin aynıydı, açlık aynıydı, kadercilik aynıydı, yürüyüşlerindeki azim aynıydı. Taşların, dikenleri, yılanların, kertenkelelerin üstesinden gelip Caatinga’yı aşarak taşı toprağı altın olan Sao Paulo’ya gidenler ve ne toprak ne de altın bulabilmiş olarak Sao Paulo’dan dönenler… (Kızıl Tarlalar)
- Durmaksızın büsbütün hayallerini gerçekleştirmek için Yola koyulan ve o yolda hayallerini gerçekleştiren durmaksızın durmaksızın.. (Tarçın Kokulu Kız)
- Bana söyleyebilir misin neden hep iki aşka ihtiyaç duyulur, neden gönül bir taneyle yetinmez? (Dona Flor ve İki Kocası)
- Ne beyazlar ne de siyahlar var, para beyazlatıyor, burada siyah olan yoksulluktur. (Mucizeler Dükkanı)
- Bu diyarda, bir kakao plantasyonu bir piskopos bile yetiştirebilir. Kakao plantasyonu tren, katiller, mala el koymalar, şehirde evler, kahveler, okullar, tiyatrolar, barlar ve hatta bir piskopos bile verir. Evet, bu diyarda yalnız kakao değil, her şey, ne istersen yetiştirir. (Kızgın Toprak)
- Ah! Arkanjo. Sen insanların ışığıydın, görmek için gözlerimiz, konuşmak için ağızlarımızdın. Sen bizim gücümüzdün, aklımızdın. Geçmişi, geleceği sen biliyordun, başka kim bilebilir? (Mucizeler Dükkanı)
- Kocanın onuru , suçluların kanıyla temizlenir. (Tarçın Kokulu Kız)
- Ezilenlerin savunucusu sayın önder acaba biliyor mudur ki, hiçbir sınıftan olmayan, bütün sınıflarca hor görülen, yaşamın dürüst savaşımlarına sokulmayan, alınlarına kara vurulmuş milyonlarca kadın vardır? Haklarını koruyan yasaları yoktur, örgütleri yoktur, emeklilikleri yoktur, manifestoları, bayrakları yoktur, hastalanırlar, doktorları, hastaneleri yoktur, aç susuz kalırlar, işsizlik ödenekleri yoktur, çocuk doğurmaya, ev kurmaya, sevmeye hakları yoktur, yalnızca orospuluk etmeye hakları vardır, bunları biliyor muydunuz? (Tereza Batista)
- İyi ya da kötü her şeyin sonu vardır. (Tarçın Kokulu Kız)
- Her şey için bir yer ve her şey kendi yerinde (Dona Flor ve İki Kocası)
- Ölüyə təzə kostyum geyindirmək axmaqlıqdır. Bu paltar qurdlara yaxşı yem olacaq! Amma gör nə qədər adam geyinməyə şey tapmır... (Su Kinkasının Qeyri-Adi Ölümü)
- Çiftliklerde ırgatların ayaklarına yapışan yapış yapış kakao, çanuru hiçbir su ile yıkanıp temizlenemeyecek kalın bir kabuk haline getirdi. Herkesin ırgat, katil, albay, hukuçu, doktor, tacir, ihracatçı; herkesin ruhuna, içine, yüreğine bu çamur yapışmıştır. Bunu oradan sökecek ne eğitim ne kültür ne de duygu inceliği vardır. Çünkü kakao zenginlikti, kakao güçtü, kakao hayatta her şeydi. Sadece kara toprağa dikilmiş, usaresi bol bir şey değil, onların içine işlemiş bir şeydi de. Onların içinde bitiyor, yüreklerine her cömertçe hamleyi boğan uğursuz bir gölge serpiyordu. (Kızgın Toprak)
- Aşk, yaralı bir yüreğin kapısına dayandığı zaman içeri girmek için izin beklemez. (Tereza Batista)
- Jesuino'nun dediği doğruydu: fakir fukara için yaşamak çok şeydi zaten. Bunca yoksulluğa, sonsuz güçlüklere, hastalıklara göğüs gererek hiçbir yardım görmeden, yalnızca ölmek gelirken ellerinden, yaşamak. İnatçı insanlardı bunlar, kolayca süpürülüp yok edilmeye boyun eğmiyorlardı. Yoksulluğu, açlığı, hastalıkları, göğüsleme yetenekleri ta eskilerden geliyordu. Onlardaki bu güç, Zenci taşıyan gemilerde, kölelik günlerinde doğmuş, gelişmişti. Vücutları zahmete alışmış, yoksullukla yoğurulmuşlardı. Dahası var, yaşamakla yetinmiyor, yaşamanın zevkini çıkartıyorlardı ayrıca. Karşılaştıkları zorluklar arttıkça, gitara, armonika çalarak gülüp eğleniyorlardı. Kedi Öldüren tepesinden Liberdade yoluna, Retiro'ya ve Bahia'nın bütün yoksul mahallelerine, çalgı sesleri ve şarkılar yayılıyordu dalga dalga. Güler yüzle göğüslüyorlardı sefaletlerini, yoksulluklarıyla alay ediyor ve yaşayıp gidiyorlardı. Doğdukları zaman, beşiklerinin çevresine gökten melekler inmiyordu. Tanrı'nın olduğu kadar dizanterinin, açlığın, bakımsızlığın da sevgilisi olan bu çocuklar, bu çetin ve neşeli hayat okulunda yetişiyorlardı. Analarından babalarından alıyorlardı dayanma gücünü ve gülüp eğlenerek yaşama yeteneğini. Yazgıya boyun eğmiyor, teslim olmuyorlardı yenik ve düşkün olarak. Hayır, her şeye karşı duruyor, hayatı göğüslüyor, yaşantılarının bütün çıplaklığını ve acılığını kahkahalara, müziğe, kardeşlik sevgisine ve Bahia halkının uygarca inceliğine bürüyorlardı. İşte böyle yaşıyordu bu sade insanlar, bu çetin cevizler. İşte biz böyleyizdir halk adamları, neşeli ve inatçı. Asıl gevşek olanlar yüksektekiler. Sinirleri yatıştırıcı bir sürü ilaçları tıkınarak yaşar bunlar. Bunalım, psikanaliz baskıları içinde çırpınırlar, Oedip ve Elektra komplekslerinin etkisiyle içlerinde, analarıyla yatmak, babalarıyla sevişmek isteğini duymanın sıkıntısı içindedirler. Serserilik etmeyi ve buna benzer abuk sabuk şeyler yapmayı pek hoş bulurlar. (Gecenin Çobanları)
- On yıllık bitmez tükenmez konferanslar, bir günlük savaştan daha değerlidir ve daha ucuza mal olur; tutukevleri ve polisler bütün düzenlerde aynıdır ve hiç ayrımsız hepsi aynı derecede rezildir. Üniformalar sadece müzelik bir nesne oldukları zaman dünya gerçekten uygarlaşmış olacaktır. (Mucizeler Dükkanı)
- Bir orospu soyunup bir adamın altına yattığı ve ona ufak bir ücret karşılığında yaşamın en yüce zevkini verdiği zaman, bu paradan kaç kişi pay alır, sosyal adaletin ateşli savunucusu sayın bay bunu biliyor mu? (Tereza Batista)
- “Bu kadar çok şey bildiğiniz halde neden hala bu kadar çok okuyorsunuz üstat Pedro?” “Ah arkadaşım ,gördüklerimi ve bana söylenenleri anlamak için okuyorum.” (Mucizeler Dükkanı)
- Zaten bu dünyada kim beklenmedik bir ihtiyaçla karşılaşma tehlikesinden azadeydi ki? (Dona Flor ve İki Kocası)
- zaman daima geçmişin özlemini çekmekteydi. (Kırlangıç ile Tekir Kedi)