Dönüş - Cengiz Dağcı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dönüş kimin eseri? Dönüş kitabının yazarı kimdir? Dönüş konusu ve anafikri nedir? Dönüş kitabı ne anlatıyor? Dönüş PDF indirme linki var mı? Dönüş kitabının yazarı Cengiz Dağcı kimdir? İşte Dönüş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Cengiz Dağcı
Yayın Evi: Ötüken Neşriyat
İSBN: 9789754371987
Sayfa Sayısı: 109
Dönüş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Sabahları sokakta duruyor, sırtımı binaların duvarlarına dayayıp kaldırımda koşuşup oynayan çocuklara bakıyor, onların yanına varıp onlarla beraberce oynayasım ve sevinesim geliyordu. Fakat kendilerini ürkütmemek için ancak uzaktan seyredebiliyordum. Gene de onlara bakarken kalbimin en derin bir yerinde hayattan büsbütün kopmadığımı hisseder ve gözlerimi kapatıp uzak Kırım'ı, Gurfuz'u görürdüm.Evet, orda. Dedemin, babamın kemikleri gömülü toprakta. Yalnız orada. Doğduğum topraklarda. Oranın göğü altında, Oranın insanları arasında hayat bütün sıcaklığıyla beni bekliyordu sanki.""Ve işte iki gün önce yılbaşı gecesi herkes mutlu, herkes şen ve mesut, yeni yılı karşılarken ben aç ve donuk, Sovyet Elçiliğinin taş merdivenleri üstünde durdum. Ruslar nezaketle karşıladılar beni ve iki gün sonra Kırım'a dönebileceğimi bildirdiler..."
(Tanıtım Bülteninden)
Dönüş Alıntıları - Sözleri
- Bu millet belki uyuyordur, kabul! Ama ölü değil. İşte biz onu uyandırmak istiyoruz...
- Sevmesini bilmiyordu. Bilmiyordu! çünkü sevgiden yoksundu...
- Toprağa bakan gözlerinde bir anlam yoktu, ama toprağa bakan gözlerin anlama ihtiyacı da yoktu, yalnız sevgiye vardı...
- Bir tek sevgi var anladın mı? Bir tek sevgi! İnsan da, Tanrı da onunla sevilir...
- Vücutlar sevgiyle, ihtirasla birbirlerine bağlandıkları zaman ölüm bile vız geliyordu insana...
- Biz ölüme mahkum topraklarda yürürken ölümü düşünmüyorduk, adımlarımızı sağlam sağlam atıyorduk, yerlere sağlam sağlam basıyorduk...
- Yaşatan, hayatı hayat eden, varlığına bir anlam veren bütün manevi unsurlar birdenbire çökmüştü.
- Kendi gücümle, kendi ellerim ve tırnaklarımla hayat yolumu kendim açıp yürümem ve yaşamam gerekiyordu...
- Kadını sevmek için önce onun ruhunu görmelisin...
- Biz köle değiliz. Belki ölüyüz ama köle değiliz. Hele ben! Üstüne basıp yürüdüğüm bu toprağa eğilip bu toprağı elimle tutabildiğim sürece ben bir köle değilim ve senin hukukunun bana gereği de yoktur...
- Kadını sevmek için önce onun ruhunu görmelisin, çünkü onun ruhu da toprak gibidir...
- Toprağına bak, bağının her kütüğünü kendi kanından ve etinden doğmuş bir evladını sever gibi sev, güzel ... yetiştir, alınterinle, sevgiyle yetiştirdiğin bunları satmayı da öğren. İşte o zaman senin toprağında mektepler de yükselir, trenler de işler.
- "Kadını sevmek için önce onun ruhunu görmelisin. Çünkü onun ruhu da toprak gibidir.Nadas edilir, ekilir,güçlü ellerin altında o toprak eskisinden çok daha verimli,çok daha güzel olur.."
- Her yerde yaşanır burada da. Fakat nerede olursa olsun, hayatı sevmek, hayata bağlı olmak insan için şart. Ahlakın temellerinden biri de belki en önemlisi de hayata bağlılıktır.
- "Ona bakarken ruhumda birçok yıllar önce, belki de yüzyıllar önce ölmüş şeylerin dirilip ayağa kalktığını ve bir daha da ölmiyeceklerini duyar gibi oluyordum.."
Dönüş İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Dönüş" kitabı Cengiz Dağcı'dan okuduğum ikinci kitap. İki kitabından çıkardığım ortak çıkarım sonucunda kitaplarında yazarın memleketine, doğduğu toprağa duyduğu özlem fazlasıyla hissediliyor diyebilirim. Bu kitabının ana kahramanı Niyazi de yazar gibi Gurzuf' ta dünyaya gelmiş. Kitap teyzelerine ziyarete giden birinin merakına yenik düşerek terkedilmiş bir eve girmesiyle başlıyor. Evde birkaç kitap ve bir defter görüyor. Defteri açtığında ise yıllar önce eski evine, doğduğu toprağa, ailesinin emanetlerine dönen Niyazi'nin satırlarını görüyor ve burdan sonra Niyazi'nin yazdıkları karşılıyor bizi. Okumak için evinden uzaklaşan ve yıllar sonra evine dönmenin sıkıntısını yaşayan, değişen bir adamın satırları. İçsel hesapları, anıları, geleceği var o defterde.... Keyifli okumalar... (Okuyunazizimmm)
Bir yazarın bütün eserlerini okumanın şöyle kötü bir tarafı var; bütün eserlerini okumuş oluyorsunuz! Benzer bir durum iyi bir film için de geçerli olabiliyor aslında. İşte zaman zaman o yazarı özlediğinizi hissediyorsunuz. Ya da aradan geçen yıllar sizi değiştirip farklılaştırdığı için, ilk okumanızda göremediğiniz şeyleri tekrar okumalarda yakalayabiliyorsunuz. Kırımlı yazar Cengiz Dağcı benim çok sevdiğim biridir. Meşhur bir yazar olduğu söylenemez, bu yüzden kendime daha yakın hissettiğim bir yazardır. Dağcı'nın bütün eserlerini okudum, bazılarını iki defa... Dağcı okumayı özlemiştim. Onun Kırım'ını, Memişin Bayırını, Gurzuf’unu, Ayı Dağı’nı, Tübya’yı ve onun insanlarını… Bu özlem yirmi yıl sonra Dönüş’ü tekrar okuttu bana. Üniversite kütüphanesinden alıp okuduğum bir kitaptı Dönüş. Açıkçası geçen zaman, zihnimden pek çok şeyi süpürmüştü. Sanki yeni basılmış bir esermiş gibi, iştahla, hasretle okudum Dönüş’ü… Yıllar önceki baskıda bir sunuş yazısı yoktu. Dağcı’yla ilgili bir bilgilendirme de yoktu. İnternet yoktu, yazar hakkında hiçbir malumatım da yoktu… Onu keşfettim ve çok sevdim. İlk okumamda 19 yaşımda olan ben artık 39’umdaydım ve elbette aynı insan değildim. Dağcı’nın kendine has üslubu, anlatımı Dönüş’te var. Gerçek hayatta geri dönemediği vatanına, roman kahramanı Niyazi’yi geri döndürmüş Dağcı. Olaylar Birinci Dünya Savaşı öncesinden itibaren 15-20 yıllık bir zamanı kapsıyor. Dağcı’yı, hikayesini ve Kırım’ın çilesini bilenler için çok daha cazip bir kitap olduğunu söylemem lazım. İlk defa okuyacaklar içinse sıkı bir edebi metin olabilir. (Mehmet Y.)
Dönüş PDF indirme linki var mı?
Cengiz Dağcı - Dönüş kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dönüş PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Cengiz Dağcı Kimdir?
9 Mart 1919 tarihinde Kırım'ın Yalta şehrinin Gurzuf köyünde doğar. Çocukluğu kıtlık, yoksulluk, Rus emperyalizminin zulmü ve büyük baskılar altında geçer. İlkokulu köyünde, ortaokulu Akmescit'te bitirir. Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken İkinci Dünya Savaşı çıkar. 1941'de Ukrayna cephesinde Almanlara esir düşer. Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığınır. 1946'da Londra'ya yerleşir. İngiltere'deki hayatı da hiç kolay olmaz; bir taraftan yazarken en vasıfsız ve ağır işlerde çalışmak zorunda kalır.
"Türkçe bana anamın konuştuğu dil" diyerek yazı dili olarak Türkçeyi kabul eder. Türkiye Türkçesindeki ilk kitabı 1956 yılında Varlık Yayınları tarafından yayınlanan Korkunç Yıllar'dır. Yaşar Nabi ile mektuplaşarak tanışan Dağcı, eserlerini de posta yolu ile gönderir. Soğuk savaş şartlarının siyasi etkilerinin hissedilmesi, Sovyetler Birliği'nin sol entelijansiya ile kurduğu ilişkiler ve fikir hayatımızdaki çatlamalar yazarı yalnızlaştırmak üzereyken, Ötüken Yayınevi ile tanışır. Ötüken Yayınevi vasıtasıyla yirmiden fazla kitabı Türk okuyucusuyla buluşturur.
Dağcı Türk edebiyatının büyük yazarları arasındadır. Romanlarında Kırım Türklerinin yaşadığı acıları hüzünlü ama berrak bir üslupla aksettirir. Kitapları yıllarca elden ele dolaşır. Kırımla olan ilgisini hiçbir zaman koparmaz ve Kırım Türklerinin vatanlarına dönüşlerini anlatmayı ihmal etmez. Hatıralarında "Ben yalnızca Kırım'ın yazarı değilim ama Kırım'ın faciasını bütün gerçeği ve içtenliğiyle yalnız ben yazabilirdim" der. Hayatının son yıllarında içerisinde bulunduğu muhitteki karakterleri ele alan hikayeler de yazar.
En büyük destekçisi savaş sırasında Polonya'da tanıştığı ve 1998 yılında kaybettiği kıymetli eşi Regina Hanım olur. Aralarında Yazarlar Birliği'nin ve İlesam'ın yılın yazarı, Türk Ocakları'nın üstün hizmet ödülü de olmak üzere sayısız ödül alır. En son 21.03.2011 tarihinde Marmara Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü tarafından düzenlenen "Türk Dünyasında Zirve Şahsiyetler: Cengiz Dağcı" sempozyumuyla yazarlık macerası ele alındı.
Cengiz Dağcı, 22 Eylül 2011 Perşembe günü saat 12.30 sularında Sauthfields'teki evinde vefat etti. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun girişimleri ile Türkiye'den katılan kalabalık bir topluluk tarafından, 2 Ekim 2011 Pazar günü 69 yıldır görmediği Yalta'ya bağlı Kızıltaş köyünde toprağa verildi. Yazar böylece ebedi uykusunu doğduğu topraklarda uyumak imkânına kavuştu.
Cengiz Dağcı Kitapları - Eserleri
- Onlar da İnsandı
- Korkunç Yıllar
- Yurdunu Kaybeden Adam
- O Topraklar Bizimdi
- Badem Dalına Asılı Bebekler
- Dönüş
- Ölüm ve Korku Günleri
- Genç Temuçin
- Regina
- Üşüyen Sokak
- İhtiyar Savaşçı
- Yoldaşlar
- Anneme Mektuplar
- Benim Gibi Biri
- Biz Beraber Geçtik Bu Yolu
- Rüyalarda: Ana ve Küçük Alimcan
- Yansılar 2
- Bay Markus Burtonun Köpeği
- Yansılar 1
- Ben ve İçimdeki Ben
- Yansılar 3
- Hatıralarda Cengiz Dağcı
- Yansılar 4
- Oy Markus Oy
- Bay John Marple'in Son Yolculuğu
- Haluk'un Defterinden ve Londra Mektupları
Cengiz Dağcı Alıntıları - Sözleri
- Teyze, ben Ramila’yı tanımadan önce de; gördüğüm, düşündüğüm, yaşamış olduğum her şey Ramila’yla ilgiliydi sanırım. (Biz Beraber Geçtik Bu Yolu)
- 'Hoştu akşamlar; akşamlarda insanları kendine çeken, dertleri, yorgunlukları, kasvetleri unutturan bir kuvvet, tatlı bir boşluk vardı; akşamlar gecenin gözleri gibiydi; her yeri görüyor, her yere uzanıyor, her yere dalıyorlardı.' (Onlar da İnsandı)
- Gidip ırmağın kıyısındaki taşa oturdum, cebimden üzerinde şiirlerim yazılı iki tabaka kağıdı çıkarıp iki kayık yaptım. (Anneme Mektuplar)
- -Ama siz ağacı budamıyorsunuz, Selim! Topraktan çıkarıyorsunuz, kökünden kesiyorsunuz. Sen bunu görmüyor anlamıyor musun? Binlerce yıllardan beri bu Toprak da büyümüş, bu toprağa kök salmış ağacı topraktan çıkarıyor, kesiyor, paramparça ediyorsunuz! (O Topraklar Bizimdi)
- Ramila… Biz beraber geçtik bu yolu. Yolun ucunda kurduğumuz sığınağımızın içerisinde biz beraber bekleyeceğiz sonu. (Biz Beraber Geçtik Bu Yolu)
- Gözlerinden belliydi, büyük bir kalbi vardı onun. (O Topraklar Bizimdi)
- Tanrım! Benim halkım nerelerde bırakmadı evlatlarını! .... Yel eskende sallanır ağaç dalları Bizim için haram oldu Kırım yolları (Hatıralarda Cengiz Dağcı)
- Ben, benden başka bir ben daha taşıyorum kendi içimde. (Yansılar 2)
- Yurt dediğin en derin aşklardan güçlü... (Regina)
- Her kazancın bir zararı vardır. (Onlar da İnsandı)
- Tanrı gelir insana yardıma daima. (Onlar da İnsandı)
- Hayatta sığınacak tek yerim varsa o da "Hâtıralardır" (VE) (Yurdunu Kaybeden Adam)
- “Hayatta sığınacak tek yerim varsa o da hatıralardır.” (Yurdunu Kaybeden Adam)
- Elli yıldır gönlümü sevindiren, yüreğimi acıtan; bazı gecelerde, elimde kalem, masamın başında otururken beni ağlatan Kırım. Bir yara oldu Kırım benim için. Durmadan kanayan bir yara oldu. (Hatıralarda Cengiz Dağcı)
- Nereye gitse hayat ona sırtını çeviriyordu. Nereye gitse hayat onun için anlamsızlaşıyordu. (O Topraklar Bizimdi)
- Ölüyü tentenin altına yatırmış, sırtına temiz giysiler giydirmiş; saçlarını da bir güzel taramışlar. Oysa kendileri canlıyken renksiz, pis, âdeta ölü bir hayat yaşadıklarından haberleri yok. (Üşüyen Sokak)
- Tanrım! N'olursun, dünyaya çocuk vermek isteyen ana babayı sen kendi mihrabının önüne çağır; hayatın ne olduğunu onlara anlat. Herşeyden önce onlara hayatın ne olduğunu duyur, Tanrım! (Ölüm ve Korku Günleri)
- Ok yayda iken tehlikelidir, Kargun! Oksuz yayla nitersin? Hiç. (Genç Temuçin)
- ... ölüyorduk en mutlu ölümlerle. (Anneme Mektuplar)
- Bugünü nasılsa atlatırım. Ama yarın… (Üşüyen Sokak)