Dördüncü Murat - Ahmet Haldun Terzioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dördüncü Murat kimin eseri? Dördüncü Murat kitabının yazarı kimdir? Dördüncü Murat konusu ve anafikri nedir? Dördüncü Murat kitabı ne anlatıyor? Dördüncü Murat PDF indirme linki var mı? Dördüncü Murat kitabının yazarı Ahmet Haldun Terzioğlu kimdir? İşte Dördüncü Murat kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ahmet Haldun Terzioğlu
Yayın Evi: Panama Yayıncılık
İSBN: 9786059371681
Sayfa Sayısı: 424
Dördüncü Murat Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sultan IV. Murat, çok kanlı taht kavgalarının ardından oturmuştu Osmanlı tahtına. Babası Sultan I. Ahmet, annesi Mahpeyker Kösem Sultan...
Henüz on iki yaşındaydı. Sıra ona gelmişti ancak hazırlıksızdı. Kendisi istememişti tahtı. Başlangıçta, yaşananları anlayamamıştı bile. Ne olduğunun farkında değildi. Sen padişahsın, hünkarsın, halifesin, demişlerdi. Bir yandan büyüyecek, bir yandan öğrenecekti. Kan, ölüm, isyanlar, zorbalıklar ve ihanetler görmüştü. Zaman hızla geçecek, Sultan Murat gücüne, kudretine kavuşacak ve devleti ele alacaktı.
Kimseye acımayacaktı. Sultan Murat çağında baş yitirmek; boyuna keskin bir kılıç yemek, bir ilmekle nefessiz kalmak o kadar kolaydı ki. Bir değişiklik, bir hareket, bir söz yeterli olabilirdi bunun için. Bir yanlış adım... Ya da doğru bir adım... Hiç fark etmezdi. Devletin içeride ve dışarıda derdi çoktu. Bunları defetmek için büyük bir irade gerekiyordu. Bu iradeyi kendisi elde etti Sultan Murat ve korkusuzca kullandı.Boyun eğmezdi Sultan Murat. Güçlüydü, cesurdu, akıllıydı. Her şeyi görmüş, anlamıştı. Cesaretle gitti isyanların ve zorbaların üzerine. Düşmanlarını kanla sindirdi.
Sultan Murat vardı. Onun yasakları vardı. Devlet kendine gelmiş, zorbalar cezalandırılmıştı.Tahtını korumak için kardeşlerine bile acımadan kıydı Sultan Murat.Ordusunun başında seferlere çıktı. Zaferler kazandı.Bağdat’ı ger alıp, “Bağdat Fatihi” unvanını kazandı.
Daha da ötesini istiyordu. Büyük düşleri vardı gerçekleşecek! Ömrü yetmedi. Yirmi sekiz yaşında göçtü bu dünyadan. Adı kaldı!
Dördüncü Murat Alıntıları - Sözleri
- Yola devam etti Osmanlı ordusu. Fitnenin sonu gelmiyordu. Ne zaman, nerede, nasıl çıkacağı belli olmuyordu. Çünkü düzen bozuktu. Çözümü için verilen uğraşlar işe yaramıyordu.
- Sarayda en çok Valide Kösem Sultan'ın ve Darüssaade Ağası Mustafa Ağa' nın sözü geçiyordu. Zeki, çabuk kavrayan ve güçlü kişiliği olan Sultan Murat bu kadar etki ve karmaşa arasında kendini bulma çabasındaydı. ...her şeyi görüyor ve zamanını bekliyordu. Gücün eline geçmesi ile elbette çok kişiden hesap soracaktı. Ancak bunun için büyümesi gerekiyordu.
- Bağdat, ah Bağdat! Onu nasıl da anlamsızca yitirmişlerdi. "Bağdat'ı mutlaka geri alacağım!" Bu kadar kararlıydı Sultan Murat. Bağdat'ı olmayı büyük bir ülkü durumuna getirmişti.
- Şii olmayan herkesi buldu ölüm. Katliam günlerce sürdü. Bağdat kan oldu, kan koktu. Şah acımamıştı...
- Dikkatli ol! Herkesle her şeyi konuşma. Düşüncelerini açıklama. Konuşma ama sürekli dinle.
- İranlılar günlerce süren işkenceler ve ölümlerle sağ olan Sünnilerden öç aldıkları gibi ölüleri de rahat bırakmadılar. İmam-ı Azam Ebu Hanife ve Abdülkadir Geylani' nin türbelerini soyduktan sonra yıktılar.
Dördüncü Murat İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kanlı Taht: 2019 yılının sonlarında okuduğum ve Ahmet Haldun Terzioğlunun kitapları ile tanışmamı sağlayan kitaptır. Osmanlı padişahları arasında Büyük Kartaldan sonra en merak ettiğim ve ilgi duyduğum hükümdar 4. Murattır. O'nun tahta geçis süreci, çocukluğunda Annesi Kösem sultanın Valide Sultan sıfatı ile ülkeyi yönetmesi, Sultan Muratın büyüyünce ülke idaresini eline alması, her tarafını saran hainlere diz çöktürmesi, yeniçeri ve sipahi zorbalarını hizaya getirmesi, Sultan Süleyman'dan sonra ilk kez bir padişahın ordunun başında bizatihi sefere katılmasını anlatan bu kitabı okuyunca siz de sanki o anlarda yaşıyor hissi uyanabilir. Her yapılanın bir bedelinin olduğu vurgulanıyor. Sert yasaklar, idamlar, kardeş katleri, tütün, içki ve kahvehane yasakları, şeyhülislamın idamı, Kösem sultanın vesayeti, layihalar ve birçok konuda aydınlanabilirsiniz. Keyifli okumalar (Mehmet Özküz)
Büyük bir devlet... Kaderin bir cilvesi yorulan, yıpranan, huzursuzlanan bir devlete padişah olmak zorunda kalan küçük yaşta bir şehzade Dördüncü Murad. Kösem Sultan'ın naibliğiyle rüşvete, ihtirasa gark olmuş devlet adamlarının elinde yönetmek için karar alabilmek için büyümek için çırpınan bir şehzade... Daha o yaşlarda katller, idamlar, hırs içinde işlenen cinayetler içinde ruhunda açılan onulmaz yaralar. Her şeyi ölerek öldürerek çözeceğini o yaşlarda zihnine kazır. Zaferlerle, gücüyle temelleri çatırdayan devleti toparlamak için çırpınışlarıyla dikkat çekse de sert kural ve yasakları, çok bağışlayıcı olmayışı ile tarihte yer etmiş bir padişah... Satır aralarında bir devletin düşeceği en zor durumlar üzerken bu kadar kişinin başını yitirmiş olmasına bir süre inanmak zor olacak... Ancak tarihi şartlarında değerlendirmek gerektiğini gözden çıkarmadan bir dönemin kesitini okuyabileceksiniz. (Ahmet Konukseven)
Bağdat Fatihi: Henüz oniki yaşındaydı. Taht sırası ona gelmiş fakat o hazırlıksız yakalanmıştı. Devlet onu , o büyümeyi bekliyordu. Bu zaman zarfi içerisinde kan, ölüm, isyanlar ve zorbalıklar görmüştü. Büyüyüp gücünü eline aldığında ise devleti eline alacak lakin tahtını Kanlı iktidar ile sürdürecekti. Öyle ki bu dönemde baş yitirmek ağızdan çıkacak tek bir söz veya değişik bir hareket bile vesile olabilecekti. Düşmanlarını kan ve ölümle sindiren , tahtını korumak icin bile kardeşlerini acımasızca öldüren bir padişah. Ordunun başında seferlere çıkmış devlet güvenliğini sağlamış , Bağdat'i geri almis ve ünlenmiş padişah. Daha da ötesini isteyen büyük hayalleri olan bir padişahti fakat olmadı. Ömrü yetmedi 28 yaşındaydı bu hayattan göçtüğü zaman adı kaldı sadece. "Bağdat Fatihi" Sultan IV. Murat...... (Serhandmrblk)
Dördüncü Murat PDF indirme linki var mı?
Ahmet Haldun Terzioğlu - Dördüncü Murat kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dördüncü Murat PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ahmet Haldun Terzioğlu Kimdir?
1960 yılında, Trabzon, Beşikdüzü İlçesi, Takazlı Köyü'nde doğdu.
Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Mezunudur. Ayrıca Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirmiştir.
Devlet memuru olarak Türkiye'nin hemen her bölgesinde; doğudan batıya, kuzeyden güneye görev yapmış ve 2006 yılında hizmet süresi dolar dolmaz, kendi isteği ile emekli olmuştur. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Edebiyat hayatı tarım konularında broşürler hazırlayarak ve makaleler yazarak başlamıştır. Bir dönem mesleki bir derginin yayın kurulunda görev almış ve köşesinde sürekli makaleler yazmıştır. Kısa bir dönem derginin editörlüğünü yürütmüştür.
Bazı kurum, kuruluş, siyasi parti ve kişiler için özel çalışmalar yapmış, yazıları, fikirleri, projeleri, hazırladığı afişler ve sloganları kullanılmıştır. Pek çok dergi ve kitapların düzenlemesinde ve çıkarılmasında katkı sağlamıştır.
Çeşitli kurum ve kuruluşlar için tanıtıcı film senaryosu yazmış, bunların hazırlanmasına katkıda bulunmuştur.
İlgi alanını Türk Tarihi ve Mitolojisi üzerine yönlendiren yazarın iki adet yayınlanmış mitolojik romanı bulunmaktadır. (Gök Tanrı'nın Çocukları ve Oğuz Han)
2006 IV. Gila Kohen Öykü Yarışmasında, "Veresiye defteri" isimli öyküsü yayınlanmaya layık bulunmuş ve hazırlanan kitapta yer almıştır.
2007 Yılı Mustafa Necati Sepetçioğlu Tarihi Roman Yarışmasında "Alp Er Tunga" İsimli Mitolojik Romanı ile Birincilik Ödülüne layık görülmüştür.
2008 Yılında Gelir İdaresi Başkalığı'nın düzenlediği, Vergi konulu Tiyatro yarışmasında, Çocuk Oyunu Dalında "Karınca Kararınca" isimli oyunu ile ikincilik ödülü almıştır. Oyunu yayınlanmış ve sahnelenmiştir.
2008 İLESAM "Esere ve Emeğe Saygı" Öykü yarışmasında "Gitti Hatıralarım" isimli öyküsü mansiyon kazanmıştır.
Daha birçok edebi yarışmada ödülleri bulunmaktadır.
Ahmet Haldun Terzioğlu Kitapları - Eserleri
- Mete Han
- Alp Er Tunga
- Tomris Han
- Kür Şad
- Aksaçlılar Meclisi 1 - Devletin Bekçileri
- Göktürkler
- Teoman Han
- Alparslan
- Bozkurt Destanı
- Çiçi Han
- Gök Moğolların Başbuğu: Cengiz Han
- Darağacında Bir Bozkurt
- Kiok Han
- Hun Kartal Savaşçısı
- Şaman Kız
- Alamut'un Piri Hasan Sabbah
- Tuğrul ve Çağrı Bey Devlet Yolunda
- Fırat'a Destan
- Aksaçlılar Meclisi 2 - Vurgun
- Selçuk Bey
- Reisim Çatlı
- Göktanrı'nın Çocukları
- Moğol
- Oğuz Kağan
- Aksaçlılar Meclisi 3 - Savaş
- Harem Ağası
- Hunlar da Çılgındı - Hun Türklerinin Çılgın Tarihi
- Kadim Türk Budun Kimmerler
- Komando
- Enver Paşa’nın Romanı
- Sultan Genç Osman
- İlk Türk Deniz Beyi Çaka Bey
- Aksaçlılar Meclisi 4 - Operasyon
- Oğuz Kağan Destanı
- Alp Urungu & Göktürkler Çağından Bir Türk Öyküsü
- Çete
- Türkistan'ın Ölümsüz Kahramanı Altayların Kartalı Osman Batur
- Atilla
- Aksaçlılar Meclisi 5 - Av
- Yalan Kurgusu
- Emir Sultan
- Kösem Sultan
- Güllerin Solduğu Gün
- Emir Timur
- Kahramanım Çatlı
- Provokatör
- Dördüncü Murat
- Kimmerya
- Çanakkale Savaşı
- Aziz Sancar
- Oğuz Han
- Bizi Fırtına Vurdu
- Çete 2
- Osmanlı'da İktidar Kavgaları ve Hanedan İçi Kıyımlar
- Çocuk Han
- Kürt Elhanı Alp Urungu
- Kahramanlar Çanakkale'de
- Göç
- Bozkurt Ordusu
- Sevda Üzerine Memleket Hikayeleri
- Bakan Bey'i Vurdular!
- Tarih Nedir?
- Göç Destanı
- Hüzün
- Türklerin Kökeni
- Kanuni Sultan Süleyman
- Tetikçi - Yazgı
- Göktürkler Destanı 1 - Aşina Soyu
- Göktürkler Destanı 3 - Başkaldırılar Çağı
- Göktürkler Destanı 2 - Birinci Türk Kağanlığının Sonu
- Osmanlı’da Yenilgiler ve Hezimetler
- Destanlarımız
- Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı
- Osmanlı'da Zaferler ve Fetihler
- Enver Paşa - Ulu Turan İhtilal Orduları Kumandanı
- Kurmancan Datka Destanı Alay Dağlarının Gök Hatunu
- Enver Paşa - Ben Ulu Turan İhtilal Orduları Kumandanı
- Kimmerler Seti
Ahmet Haldun Terzioğlu Alıntıları - Sözleri
- Acun bilmeyene, görmeyene hep çok büyüktü. Bilene,görene ise küçük gelirdi. Bir büyük Han için çok, iki büyük Han için azdı. (Oğuz Han)
- Üstte Gök çökmese, altta yer delinmese, Türk’ün ilini, töresini kimse bozamaz. Kimse Türk’ü yıkamaz. Türk budun, kendini bil. Titre ve kendine dön. ( Kültigin Bengütaşı ) (Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı)
- İnsan ne için yaşar? Namusu, şerefi, dini, imanı, vatanı, milleti ve bayrağı için. Bunlardan biri giderse, Allah korusun, bir teki yiterse, ne kalır geride? Ruhsuz bir beden! Ondan sonra yaşasan ne olacak, yaşamasan ne olacak? Ceset olursun ceset! (Darağacında Bir Bozkurt)
- Engellenemez duygulara doğru uçar kişioğlu (Fırat'a Destan)
- Destan milletin hafızasıdır. (Destanlarımız)
- Cengiz Han, Moğol'u şöyle tanımlamıştı: “Gününü yaşarken bir yavru karacadır Moğol. Toy ve şölen günlerinde genç bir taydır. Ne zaman ki savaş gelip çatar, vahşi bir doğan olur Moğol. Yağıların üzerine bir yaşın gibi atılır. Gün gelir yaşlı bir kurt benzeri pusuda gizlenir. Geceleri baykuş gibidir, uyumaz! Moğol değişkendir çünkü bozkırın ürünüdür. Onun yaşamı bozkıra denk olmalıdır” (Moğol)
- "Biz, yalnızca, tek olan Tanrı'ya secde ederiz!" (Kadim Türk Budun Kimmerler)
- Onun fiyatı yoktu. Bedeli canı, kanı bile olsa doğruluktan, dürüstlükten şaşmayacaktı. (Bakan Bey'i Vurdular!)
- Atı olmayan bir Türk diğer yarısını bulamamış gibidir. (Bozkurt Destanı)
- Kiok Tanhu, Yüeçiler üzerine yürüyordu. Yer sarsılıyordu atların ayak seslerinden. Ötüken Yış er doğuruyordu. (Kiok Han)
- Sevisi ağır basmış, bütün düşüncesini tutmuştu. Sevi başa düşünce, başka ne varsa unutulur! (Kadim Türk Budun Kimmerler)
- Özlenecek o kadar çok şey vardı ki gelecekte... (Kadim Türk Budun Kimmerler)
- İnsandan insana değişir sevda alıntısı! İnsandan insana başkalaşır! Adım adım aşılır da bütün safhalar, en sonunda en yüce anlamında doruklaşır. Bu memlekette 'SEVDA' hakkıyla yaşanır! (Sevda Üzerine Memleket Hikayeleri)
- Kahramanlık, Türkler için biçilmiş bir giysiydi. Bu giysiyi severek, isteyerek giyiyorlardı. Severek, isteyerek ölüyorlardı. (Bozkurt Destanı)
- Şehzade Bayezid, Murat Han'ın en güvendiği kişilerden ve kendinden sonra tahta oturacak veliahtıydı. Seçim böyle yapılmıştı. Ancak askerin gözünde başka bir şehzade daha öncüldü. Şehzade Yakup... Onun yeri başkaydı. Bu durum Bayezid'i düşündürüyor, gelecekte kardeşinin taht ile arasına gireceği korkusunu yaşıyordu. ... Hem kardeşini kolluyordu hem de ondan çekiniyordu. (Osmanlı'da İktidar Kavgaları ve Hanedan İçi Kıyımlar)
- Türk yok edilemez, çünkü Tanrı Türk'ü korur ve yüceltir! (Aksaçlılar Meclisi 1 - Devletin Bekçileri)
- "Doğru ve gerçek söz keskin bıçakla aynıdır!" Moğol atalar sözü, doğru söze verilen değeri böyle açıklar. (Gök Moğolların Başbuğu: Cengiz Han)
- Tanrı insanı var etmiş. Bakmış eksiği var, us vermiş. Yine yetmemiş, sol göğsünün altına yürek koymuş. (Tuğrul ve Çağrı Bey Devlet Yolunda)
- Beni iyi dinleyin Türk, Oğuz Beyleri, uluları…. Türk budun buyruklarıma uyun. Şunu unutmayın! Üstte Gök çökmese, altta yer delinmese, Türk’ün ilini, töresini kimse bozamaz. Kimse Türk’ü yıkamaz. Türk budun, kendini bil. Titre ve kendine dön. (Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı)
- Bir gün Bahadır Şad'ın bir öyküsünü duydum, rahatladım. Anlattılar ki, Bahadır Şad, Çin Duvarına bakıp bakıp gülmüş. "Bu us işi değil!" demiş "Çin'i korumaktan çok, bize geçit görevi yapar bu duvar. Duvarın üzerini tutacak kadar çok sakçıyı, duvarın üzerinde savaşacak kadar çok çeriyi nerden bulacaklar? Çin, nasıl bir bela yaptığını, duvar bittiğinde anlayacak! Onca emeğe, onca cana yazık..." (Mete Han)