Dostluk ve Yaşlılık - Marcus Tullius Cicero Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Dostluk ve Yaşlılık kimin eseri? Dostluk ve Yaşlılık kitabının yazarı kimdir? Dostluk ve Yaşlılık konusu ve anafikri nedir? Dostluk ve Yaşlılık kitabı ne anlatıyor? Dostluk ve Yaşlılık PDF indirme linki var mı? Dostluk ve Yaşlılık kitabının yazarı Marcus Tullius Cicero kimdir? İşte Dostluk ve Yaşlılık kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Marcus Tullius Cicero

Çevirmen: Hacı Berat

Yayın Evi: Arya Yayıncılık

İSBN: 9789758491704

Sayfa Sayısı: 140

Dostluk ve Yaşlılık Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Marcus Tullius Cicero (M.Ö. 106 - M.Ö. 43), Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazar. Felsefe öğrenimini, Epikürosçu Phaedros, Stoacı Diodotos ve Akademi'ye bağlı Philon'dan almış olan Cicero'nun önemi, Yunan düşüncesini daha sonraki kuşaklara aktarmasından kaynaklanır. Bilgi kuramı açısından, kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi yeğleyen, buna karşın ahlak alanında, dogmatik bir tavır sergileyip, Stoacılara ve Sokrates'e yönelen Cicero, Latincenin felsefe dili olarak gelişmesine katkı yapmış ve bu arada, dinsel görüşleri açısından daima agnostik kalmıştır.

(Tanıtım Bülteninden)

Dostluk ve Yaşlılık Alıntıları - Sözleri

  • Eski bir atasözüne göre birbirine benzer kimseler bir araya kolayca gelirler.
  • Yaşlılığa karşı en yetkin silahlar nedir, bilir misiniz? Bilgili ve erdemli olmak.
  • felsefeye uyan insan, ömrünün her çağını sıkıntısız geçirebilir.
  • Arkhytas, "Zevke son derecede kapılmış bir insan düşünün" diyormuş. Onun düşüncesine göre, kimse kuşku duymaz ki böyle bir insan, bu zevkin etkisi altında kaldığı sürece her türlü düşünceden, her türlü uslamlamadan uzak olur, hiçbir şeye kafa yormaz. Onun için maddi zevkten daha tiksinilecek, daha zararlı bir şey yoktur. Çünkü bir de yeğin ve sürekli olursa, ruhun bütün ışığını söndürür.
  • Kendime güvenim olsaydı, hiç güçlük çıkarmazdım.
  • Yokluğunu duymadığın şeyin üzüntüsünü de duymazsın.
  • Her bölümü iyi yazdığı halde son perdeye aldırış etmeyen beceriksiz şair gibi, doğanın öbür çağlara önem verip de yaşlılığa aldırış etmemesi olacak şey değil. Ama tıpkı ağaçta ve yerde yetişen meyvaların zamanı gelince olgunluktan geçmesi ve düşmesi gibi, insan ömrünün de bir sonu olması zorunluydu.
  • Bize verilen ömür ne kadar olursa olsun, hoşnut olmak gerek.
  • Doğadan sevgi ve yakınlık bağı kaldırılsa, hiçbir ev, hiçbir kent ayakta duramaz.
  • "Biri hayır der, hayır derim; evet der, evet derim: yani ben kendime her şeye baş sallamayı ilke edindim" diyor. Böyle bir insanı dost edinmek düşüncesizliğin ta kendisidir.
  • Yalnızca, insan gücünü yönetmesini bilmeli, ancak gücünün yettiği kadarına el atmalı: işte böyle olursa, insan, eski gücüm kalmadı diye yazıklanmaz.
  • Şurası kesin ki hiçbir maddi zevk, manevi zevklerden daha üstün olamaz.
  • Ama tıpkı ağaçta ve yerde yetişen meyvelerin zamanı gelince olgunluktan geçmesi ve düşmesi gibi, insan ömrünün de bir sonu olması zorunluydu.
  • Şevhetin egemen olduğu yerde erdem olmaz.
  • Bir oyuncunun hoşa gitmesi için oyunun bitmesine gerek yoktur, oynadığı perdede beğenilmesi yeter; işte bilge bir insan da yaşamının "plaudite"sine dek yaşamak zorunda değildir; çünkü bir ömür, kısa da olsa, iyi ve onurlu olarak yaşamaya yetecek denli uzundur.

Dostluk ve Yaşlılık İncelemesi - Şahsi Yorumlar

2000 sene evvelki insanlarin bizlerden pek de farkları yokmus anlaşılan. Kitapta yasliligin ve dostluğun güzel taraflari zikrediliyor. İnsanın kendisini mutlu hissetmesi için sebepler gösteriyor. Okunabilir. (ibrahim Hatipzãde)

Dostumun gönderdiği hediye paketinden çıkanlardan okumak için Cicero'nun "Dostluk ve Yaşlılık" kitabını seçtim. ( hazır etkinlik arası fırsat bulmuşken bu arada dostluk tamamda yaşlılık falan bana bir şey mi anlatmak istiyor acaba ? ) Bu kitap her dönemden, her yazardan bir kitap okuyalım düşüncesiyle hazırladığım listede idi. ( bu sefer edebiyat tarihinin bayağı eskilerine gittim M.Ö. lere ) Kitap M.Ö. 44 yılında yazılmış ve 2 bölümden oluşuyor : "Dostluk" ve "Yaşlılık". Başta Cicero'nun kısa bir biyografisi var. Her bölümün başında da hangi şartlarda, nasıl yazıldığı ile ilgili bilgi var. Dip notlar ise bölüm sonlarında. Bu yüzden yorumu da iki bölümde yapalım ( ) DOSTLUK : Fannius, Scaevola ve Laelius arasında diyalog şeklinde yazılmış. Konuşmayı Laelius yönetiyor; Laelius ve Scipio arasındaki dostluğu anlatıyor. Felsefi bir yapıt. Dostluk kavramı, nasıl olması gerektiği, sebepleri, nasıl yaşandığı anlatılırken sosyal yaşam, siyasi tarihte anlatılmış, dinleyenlere tavsiyeler var. Bir bölümde:" Dostluk insanların, insanlarla ve tanrılarla ilgili her şeyde, yakınlık ve sevecenlik duygularıyla anlaşmasıdır. " diyor. Diyor ama bence olmuyor. Birinci sebebi dostluğu insanlarla kısıtlamamalı; başta köpekler olmak üzere kedi, kuş v.b gibi hayvanlarla dost olmak çok güzel. ( kedi sevenler çoğunlukta ama ben eskiden beri köpekleri tercih ederim ) İkincisi, dostluğun içine başka insanlar girdi mi, işler biraz karışır, liderlik, kıskançlık gibi duygular öne çıkarak dostluğu zedeler ( ) Üçüncüsü; dostluğun içine tanrılar yani din girdi mi, mutlaka bir süre sonra işler karışacak demektir. Bizim ailede( geniş aile ) bir kural vardı; babamda bize devamlı tembihlerdi: aile içinde, özellikle dışarıda konuşulmayacak, sohbet konusu yapılmayacak 3 şey: Din, siyaset ve spor (özellikle futbol ). Küçükken anlamazdım, gençlikte bir kaç kere yasağı deldim sonra pişman oldum, babamın haklılığı çıktı. Şimdi gençlere aynı şeyleri öğütlüyorum. "Dostluğunuzun devam etmesini istiyorsanız Şeytan Üçgeninden uzak durun." ️ Bir paragrafta: "İyi günlerinde senin kadar sevinecek biri olmasaydı mutluluğundan ne zevk alırdın? Öte yandan da, kara günlerinde senden çok üzülecek bir dostun olmasaydı o günlere katlanmak güç olurdu." diyor. Bu da bana bizim güzel atasözümüzü hatırlattı : "Mutluluklar paylaştıkça artar, acılar paylaştıkça azalır." Tabii çok güzel, anlamlı sözler ama ya uygulama; bizimle sevinecek, bizimle ağlayacak gerçek dostlar nerede? ( ) ( genel olarak söylüyorum kendi adıma değil, dostlarım iyi ki varlar ) Bir bölümde: " Bence dostluğun sınırlarını şöyle çizmeli: dostların ahlakı tertemiz olmalı; aralarında her konuda, düşünüşlerin de, isteklerinde, ayrımsız, tam bir anlaşma olmalı." Bence bu yanlış, her konuda % 100 uyum çok zor ( tabii ki ahlak temizliği konusu değil ) ayrıca karşılıklı hoş görü ile aşılabilir. Önemli olan ortak paydanın yüksek olması, paylaşacaklarınızın, birbirinize aktaracaklarınızın olması. YAŞLILIK : Cicero Cato Maior'u ( Yaşlılık ) M.Ö. 44'te, 62 yaşındayken yazdığı genel kabul görmektedir. Cicero, diğer sebeplerin yanında ahlakın düşük olduğu bir dönemde gençliğe ders vermek, yardımda bulunmak istemiştir. İlk bölümde ki gibi 3 kişi arasındaki konuşma aktarılmış. Cicero bu konudaki düşüncelerini sohbet havasında, genç kuşaklara öğüt vererek aktarıyor. Bu bölüm herkesin ama özellikle gençlerin okuması gereken bir bölüm; hem yaşlılara nasıl davranmaları gerektiği anlatılmış; hem de onlarında bir gün yaşlanacağı hatırlatılmış. Maalesef insanoğlu her daim olduğu gibi genç kalmıyor, zaman hepimizi etkiliyor. ( ) Ben de bir genç olarak okudum, gerekli notları aldım. ( ) Ben gencim dediğimde güldünüz bana ama bu doğru. Seksen..... yaşındaki annem : " Olgunlaşıyorum, ben daha orta yaştayım." dediğine göre ben bir hayli gencim ( ) Sizlerde okuyun, bence klasikler daima okunmalı özellikle belli başlı adı hep anılan klasikler dışında; 2000 yaşını geçmiş böyle kitaplar - yazarlar okunacaklar listemizde olmalı. (Özgün Onat)

Kitabı okurken yoruldum diyebilirim şöyle cümleleri anlamam sindirmem için paragrafları ikişer üçer kez okudum. Tabi yazarın yaşlılığı tüm tecrübeleriyle böyle güzel anlatması beni içine çekti. Bu kitap bana bişeyler kattı bi daha okunabilir hatta yaşlılık kısmı bilir kitap başucu kitabı niteliğinde. Yaşlılığı ve ölümü anlatan bir paragrafa bayıldım bunu paylaşayım sizinle gerçekten ancak bu kadar güzel anlatılabilir "Gençlerin başına ölümün gelmesi doğaya aykırı bişeydir. İşte bunun için gençlerin ölmesi bana, harlı bir ateşin bol suyla söndürülmesi gibi gelir; yaşlıların ölümüyse, geçmiş bir ateşin hiçbir etkiyle değil de,kendiliğinden sönmesi gibidir. Nasıl elmalar hamken çekilip kopartılır, iyice olgunlaşınca düşerlerse, öylece gençlerin canını bir güç çeker alır da, yaşlılar olgunluktan ölür. Bu olgunluk bana öyle tatlı geliyor ki, ölüme yaklaştıkça, uzun bir deniz yolculuğundan sonra karayı görür gibi oluyor, sonunda limana varacağımı sanıyorum." (Sefe demirel)

Dostluk ve Yaşlılık PDF indirme linki var mı?

Marcus Tullius Cicero - Dostluk ve Yaşlılık kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dostluk ve Yaşlılık PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Marcus Tullius Cicero Kimdir?

Marcus Tullius Cicero (MÖ 106 - MÖ 43), (Latin) Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazar. Felsefe öğrenimini, Epikürosçu Phaedros, Stoacı Diodotos ve Akademi'ye bağlı Philon'dan almış olan Cicero'nun önemi, Yunan düşüncesini daha sonraki kuşaklara aktarmasından oluşur. Bilgi kuramı açısından, kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi yeğleyen, buna karşın ahlak alanında, dogmatik bir tavır sergileyip, Stoacılara ve bu arada Sokrates'e yönelen Cicero, Latincenin felsefe dili olarak gelişmesine katkı yapmış ve bu arada, dinsel görüşleri açısından daima agnostik kalmıştır.

Hayatı

3 Ocak MÖ 106 yılında Arpinum'da doğmuştur. Çocukluğundan itibaren harika bir öğrenci olmuş, eğitime olan tutkusu ve sevgisi ile ünlenmiştir. Yoğun bir hukuk öğrenimi görmüş, daha sonraları ise edebiyat ve felsefeyle daha çok ilgilenmeye başlamıştır. Savaşı hiç sevmezdi, yine de orduya katıldı. Mahkemelere başkanlık yaptı, ünlü ve başarılı bir hukukçu oldu. Daha sonraları ise konsül oldu, daha önce ailesinden hiçbir kimse konsül olmamıştı, yani o bir homo novus idi. MÖ 60 yılında Sezar, ilk Triumvirliği başlattı. MÖ 58 yılında Publius Clodius Pulcher'in koyduğu yasa ve aralarında gelişen sürekli muhalefet yüzünden İtalya'yı bir yıllığına terk etti. MÖ 50'li yıllarda, Cicero popülist Milo'yu Clodius'a karşı destekledi. Sonra 50'li yılların ortasında Clodius Milo'nun gladyatörleri tarafından Via Appia'da öldürüldü. Cicero Milo'yu savundu, bariz kanıtlar yüzünden pek başarılı olduğu söylenemez. Nitekim Milo sürgüne gitti ve uzun bir süre Marsilya'da yaşadı.

MÖ 50 yılında Sezar ile Pompey arasındaki gerilim iyice artmıştı, Cicero bu yıllarda Pompeius'in tarafını tuttu, yine de Caesar'ın düşmanı olmak istemiyor buna göre daha yumuşak bir politika izliyordu. MÖ 49 yılında Caesar İtalya'yı işgal ettiğinde, Cicero kaçmak zorunda kaldı. Daha sonraları Caesar onun geri dönmesi için ikna etmeye çalışınca, Cicero İtalya'yı terk ederek Selanik'e gitti. MÖ 48 yılında Pompeius taraftarlarıylaydı, bu dönemde onlarla arası açıldı, Ceasar'ın Pharsalus'daki zaferinin ardından Roma'ya geri döndü. Caesar'ın hükümranlığı altında sesini çıkarmadı, yazılarına konsantre olmuştu.

MÖ 45 yılının Şubatında kızı Tullia öldü. Hayatı boyunca bu şoktan kurtulamadı.

MÖ 44 yılında Caesar öldürüldü. Bu dönemde popülaritesi arttı; Senato'nun en güçlü, en sözü geçer adamı haline geldi. Sezar'dan sonra giderek güçlenen Marcus Antonius'yi sevmiyordu. Yine de Marcus Antonius ve Cicero dönemin en güçlü iki adamı olarak diğerlerinden daha öne çıkıyordu. Caesar'ın veliahtı Octavianus İtalya'ya varınca, Cicero Antonius'a karşı onu savunmaya başladı. Sürekli Antonius'u eleştiriyor, Octavianius'u ise övüyordu. Senatus'u da Antonius'a karşı kışkırtmıştı. Cicero'nun ününün doruğuydu bu dönemler. Zamanla Cicero'nun Antonius'a olan kini arttı, kafasındaki plan hem Octavianus hem de Antonius'u aradan çıkarmaktı. Ama bu ikisi Lepidus ile beraber ikinci Triumvirliği kurunca, Cicero'u devlet düşmanı ilân ettiler. Cicero kaçtı, fakat yakalandı. MÖ 43 yılının 7 Aralık günü başı kesilerek idam edildi. Başı Forum Romanum'daki Rostra'da halka teşhir edildi, elleri ise Senato binasının kapısına çivilendi.

Marcus Tullius Cicero Kitapları - Eserleri

  • Dostluk Üzerine
  • Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine
  • Yasalar Üzerine
  • Her Şey Bitmek İçin Başlar
  • Yükümlülükler Üzerine
  • Dostluk ve Yaşlılık
  • Ölüme Övgü
  • Kader Üzerine De Fato
  • Devlet Üzerine
  • Stoacıların Paradoksları
  • Tanrıların Doğası
  • Ölümü Küçümseme
  • Şair Archias Savunması
  • Bir Seçim Nasıl Kazanılır?
  • Philippicae Söylevleri 1
  • Kral Deiotaros Savunması
  • L. Catilina Söylevi
  • Murena Savunması
  • Bir Özgürlük Düşmanına Saldırı
  • Cicero'nun Düşünce Dünyası
  • Milo Savunması
  • Scipio’nun Düşü
  • Deiotarus’u Caesar’a Karşı Savunma
  • On Living and Dying Well
  • Toplu Eserler Tusculum Tartışmaları
  • Atticus’a Mektuplar
  • Pompeius'un Yetkisi Hakkında

Marcus Tullius Cicero Alıntıları - Sözleri

  • Konuşmada bir şey ne doğru ne yanlışsa, onun doğru olmadığı kesindir. Oysa doğru olmayan bir şey niçin yanlış olamasın ya da yanlış olan bir şey niçin doğru olamasın? (Kader Üzerine De Fato)
  • —Devlet, ne kralsız olmalı ne de uzun süreli bir kralı olmalı; hiç kimsenin güce alışmasına ve onu teslim etmekte ağırkanlı davranmasına ya da onu sürdürmek için fazla hırslı olmasına izin verilmemelidir.. (Devlet Üzerine)
  • No life is too short if virtue is complete. (On Living and Dying Well)
  • Doğanın ruhların ölümsüzlüğünü sessiz sedasız bir karara bağlaması fevkalâde önemli bir kanıttır, çünkü herkes ölümden sonra neler olacağından endişe eder, hem de çok endişe eder. (Ölümü Küçümseme)
  • ../birçok kişi de kendilerinin olamayacağı türde bir dosta sahip olmak istiyor, dostlarına vermedikleri şeyleri onlardan talep ediyorlar. Oysa olması gereken, önce kişinin kendisinin iyi bir insan olması, sonra kendisine benzeyen başka birini aramasıdır.. (Dostluk Üzerine)
  • İnsanın meylettiği büyük kusurlardan tümüyle sıyrılacak kadar arındırılması ve onlardan kökten kurtulması doğal nedenlere değil, isteğe, çalışmaya ve eğitime bağlıdır. Eğer kaderin etkisi ve karakteri kehanet mantığıyla sağlamlaşacaksa bütün bu unsurlar anlamını yitirir. (Kader Üzerine De Fato)
  • "Ben bir davacının ne yetkisini, ne akla gelebilecek herhangi bir üstünlüğünü, ne yüksek otoritesini ne de haddinden büyük nüfuzunu duruşmaya taşımasını isterim. Tüm bunlar masumların kurtulması, zayıfların güçlenmesi, felakete uğrayanların yardımına koşulması durumunda etkin olmalıdır, yurttaşların gerçek bir tehlikesinde ve mahvolmaları durumunda ise reddedilmelidir!" (Murena Savunması)
  • Gerçekten de kendilerini öğretmen olarak sunan kimselerin yetkinliği çoğunlukla öğrenmek isteyenlere engel oluşturur, çünkü öğrenciler kendi görüşlerini bir kenara koyup yetkin olarak gördükleri kimsenin onayladığı görüşünü benimserler. (Tanrıların Doğası)
  • İnsanken tanrılaştığı söylenen diğer kişiler,insanlığın daha ilkel çağlarında yaşamıştı,o dönemlerde insan aklı masal uydurmaya meyilli olmakla birlikte ilkel insanlar hemen inanmaya eğilim gösterirdi. (Devlet Üzerine)
  • Kötü insanların mutluluğundan üzüntü duymaktansa,iyi insanların beni özlemesinden daha büyük bir mutluluk duydum. (Devlet Üzerine)
  • Ölümü küçümsediğinde, bütün korkularını yenmiş olacaksın. (Ölümü Küçümseme)
  • Dahası sabit yıldızlar denilen yıldızlar da aynı aklı ve bilgeliği sergilerler. Bunların birbirleriyle uyumlu ve bir düzen içindeki dönüşleri gündeliktir, doğa felsefesinden habersiz pek çok kişinin söylediği gibi, bunların seyir­ leri ne esirdeki yörüngelerinden ne de gök kubbedeki sabit konumlarından kaynaklanır; çünkü esirde kendi gücüyle yıldızları kucaklayıp döndürecek bir yapı yok­ tur, doğrusunu söylemek gerekirse az basınçlı, geçirgen ve çevresine eşit ısı yayan esir yıldızları kendi içinde barındırmaya da pek uygun değildir. Sonuç olarak sa­ bit yıldızların esirden ayrı ve ondan tamamen bağımsız, kendilerine ait bir küresi vardır.186 Şimdi bu yıldızlar ara­ sındaki olağanüstü ve inanılmaz uyumun yanı sıra hiç kesintisiz devam ettirdikleri seyirleri bunlardaki tanrısal gücü ve aklı gösterir. Bu yıldızlardaki tanrısal gücü anla­ yamayan kişi hiçbir şeyi anlayamayacaktır. !>o “Görülüyor ki gökyüzünde şans, rastlantı, yanılgı, de­ ğişkenlik diye bir şey yoktur; aksine düzen, doğruluk, akıl ve uyum vardır. Söz konusu niteliklerden yoksun, sahte, yanlış ve yanılgılarla dolu her şey yeryüzü ile Ay (ki bütün göksel cisimlerin en sonuncusudur) arasındaki bölgede ve yeryüzünde bulunur. Sonuçta göksel cisimle­ rin her şeyin tam bir korunmasını ve güvenliğini sağla­ yan olağanüstü düzeninde ve inanılmaz uyumunda akıl bulunmadığım zanneden kişinin kendisi akıldan yoksun kabul edilmelidir. (Tanrıların Doğası)
  • Kitaplarım için her zaman boş zamanım var. _onlarsa asla meşgul değiller... (Yılın 60 ıncı ve son kitabı.) (Devlet Üzerine)
  • Ülkenin önde gelenleri nasılsa, ülkenin kendisi de öyledir. (Yasalar Üzerine)
  • Erdemin iyinin en üst mertebesi olduğunu düşünenler haklıdır, erdem dostluğu doğurur ve korur, erdem olmadam dostluk kurulması imkansızdır. (Dostluk Üzerine)
  • Yalnızca, insan gücünü yönetmesini bilmeli, ancak gücünün yettiği kadarına el atmalı: işte böyle olursa, insan, eski gücüm kalmadı diye yazıklanmaz. (Dostluk ve Yaşlılık)
  • “Ey Titus, ne olacak ödülüm, Yardım etsem, dindirsem İçine yerleşerek, kalbinde dönüp duran kaygıyı.” (Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine)
  • "İnsan için elbette hiçbir şey bilgelikten daha değerli değildir, yaşlılık her şeyi alıp götürürken bilgeliği getirir..." (Ölümü Küçümseme)
  • "Ruhun nasıl bir bedende bulunduğu fevkalâde önemlidir; çünkü zihni keskinleştiren de, körelten de pek çok şey bedenden kaynaklanır." (Ölümü Küçümseme)
  • Arkhytas, "Zevke son derecede kapılmış bir insan düşünün" diyormuş. Onun düşüncesine göre, kimse kuşku duymaz ki böyle bir insan, bu zevkin etkisi altında kaldığı sürece her türlü düşünceden, her türlü uslamlamadan uzak olur, hiçbir şeye kafa yormaz. Onun için maddi zevkten daha tiksinilecek, daha zararlı bir şey yoktur. Çünkü bir de yeğin ve sürekli olursa, ruhun bütün ışığını söndürür. (Dostluk ve Yaşlılık)