Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye - George R. R. Martin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye kimin eseri? Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye kitabının yazarı kimdir? Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye konusu ve anafikri nedir? Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye kitabı ne anlatıyor? Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye kitabının yazarı George R. R. Martin kimdir? İşte Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: George R. R. Martin

Orijinal Adı: The Hedge Knight (The Tales of Dunk and Egg #1)

Yayın Evi: Epsilon Yayınları

İSBN: Yok

Sayfa Sayısı: 103

Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

George R.R Martin'in ''Buz ve Ateşin Şarkısı'' serisi, özellikle ''Game of Thrones'' dizisi ile daha bir popüler oldu. Ülkemizde her ne kadar diziden önce rağbet görmemiş olsa da şimdi birçok hayranı ve okuyanı var.

Ancak George R.R Martin'in aklındaki Westeros, sadece iç karışıklıklar, ordular ve taht mücadelesi ile sınırlı değil. Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin aksine, barışın ve istikrarın hüküm sürdüğü bir Westeros daha var. Ve bu Westeros'u ''Dunk ile Egg'in Hikayeleri'' adlı kısa romanlarla tanıyabiliyoruz.

Dunk, aslında Buz ve Ateşin Şarkısı'nda da sıkça bahsedilen Sör Uzun Duncan'ın ta kendisidir. Ve bu hikayede basit bir yaverden Westeros'un tamamında saygı duyulan ve masallara konu olan kişiyi daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Tabi onun Egg(yumurta) lakaplı yardımcısı ile birlikte.

Hikaye, Taht Oyunları kitabından 80 sene öncesinde geçiyor. Ve dediğim gibi Duncan'ın maceralarını konu alıyor. Martin ilk roman olan ''Gezici Şövalye''yi 1998 yılında çıkardı. Şu ana kadar toplamda 3 kitabı var serinin ve 7 ila 12 roman arasında olması bekleniyor. Martin serinin dördüncü kitabını yazmaya devam ediyor Kış Rüzgarları ile birlikte.

Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye Alıntıları - Sözleri

  • Ölüp ya da ölmemek umrumda değil artık dedi Dunk.
  • "Eğer bir dava adilse, iyi adamlar onun uğruna dövüşecektir. Eğer sizin için savaşacak hiçbir şampiyon bulamazsanız sör, bu ancak sizin suçlu olduğunuzdandır. Bundan daha açık bir şey olabilir mi?"
  • Kayan yıldız onu görene şans getirir diye düşündü Dunk. Ve artık yıldızın getirdiği şans tamamen bana ait.
  • Belki de tanrıların da acı bir şaka anlayışı vardır.
  • "mesele kadınlar olduğunda tüm erkekler soytarı ve tüm erkekler şövalyedirler."
  • "Utanç, acıdan daha kötüydü."
  • Çabuk giden çabuk unutulur.
  • İzleme tribünü çoktan dolmaya başlamıştı ve lordlar ile leydiler sabah serinliği yüzünden pelerinlerine daha sıkı sarılmışlardı. Alt tabakadan insanlar da alana doğru geliyorlardı ve yüzlercesi çitin etrafına doluşmuştu bile. Ölümümü izlemeye epey kişi gelmiş, diye düşündü Dunk acı acı. Ancak kalabalık onu yanılttı. "İyi şanslar." Diye seslendi birkaç adım önündeki bir kadın. Ve yaşlı bir adam elini uzatıp, "Tanrılar size güç bahşetsin sör." Dedi. Yırtık pırtık bir elbise içindeki dilenci Dunk'ın kılıcına dua etti ve bir kız gelip onu yanağından öptü. Benden yanalar. "Neden?" diye sordu Pate'e. "Onlar için neyim ki ben?" "Ettiği yemini bozmayan bir şövalyesin." Dedi zırhçı.
  • Normal zamanlarda cayır halk için güzel yesil bir alan olarak halka hizmet verirdi ama şimdi tamamen değişmişti.bir gecede ikinci bir şehir yükselmişti cayırda.ama bu ipekten şehir,taştan yapılma kızkardesinden daha büyük ve gorkemliydi
  • At için iyi para verdiler mi? Diye sordu çocuk Atı sattığımı nasıl anladın? At üstünde gittin ama yürüyerek geldin.ve hırsızlar tarafından gasp edilmiş olsaydın şimdiki halinden daha kızgın görünürdün.
  • O iyi bir adamdı ve bana nasıl şövalye olacağımı öğretti.sadece kılıç ve mızrak kullanmada değil onur olarak da. Bir şövalye masumu korur demişti..
  • Utanç, acıdan daha kötüydü.
  • Ve son ejderha öldüğünden bu yana artık yazlar daha kısa, kışlar ise daha uzun ve daha zalim.
  • Mesele kadınlar olduğunda tüm erkekler soytarı ve tüm erkekler şövalyedirler.

Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ölüp ya da ölmemek umrumda değil artık dedi Dunk...: Öncelikle bu İncelemeyi kimler için yazdığımı belirtmek isterim ki bilmeyen kimselerin zamanını almayalım. Inceleme buz ve ateşin şarkısı serisinin yayınlamış 5 kitabını okuyan kesim içindir. Çünkü incelemesini yapacağım hikayeler aslında ana seride flashback şeklinde ara ara değinilen olayların geniş şekilde anlatılmış halini oluşturuyor. O yüzden ana seriyi bilmeyen kimseler bu hikayeleri okuyunca "ben ne okuyorum yaaa?" diyebilirler. Elimden geldiği kadar spoiler vermemeye çalışacağım. Seriyi okumuş olanlar Martın'in sembolizm ve parallellikler ve göndermeler konusunda usta olduğunu ve derin mana içeren cümleler kullandığını bilir. Fakat bu bahsettiğim özellikler bu hikayelerde mevcut değil. Hikayeler bir soluklanma bir dinlenme şeklinde yazılmış desek yanlış söylemiş olmayız. Ayrıca fazla akıcı, hiç sıkmayan, üzerinde fazla düşünmenizi gerektirmeyen güzel bir dille yazılmış. Ama bu hikayelerin asıl yazılma amacı sırf yazılmış olmak veya geçmişte yaşanmış olayları anlatmak değil. Ana seriden hatırladığımız ve okurlar arasında ciddi teorilere sebep olan Blackfire isyanlarını anlamamıza vesile olanaktır. Araştıran okurların bildiği üzere Martin kendini Bahçıvan stille yazan bir yazar olarak niteler. Ne demektir bu? Bahçıvan stili daha hikaye yazılmadan önce her şeyin kurgulandığı ikinci stil olan Mimar stiline nazaran kurgunun yazdıkça değişen tarzda olmasını belirtir. Kısaca bir mimar proje oluşturmadan önce yapının her şeyini oluşturur ve o şekilde başlar. Yapı ilerledikçe mimarı düşünceleri değişmez. Ama Bahçıvan stil bundan farklıdır. Bir ağacı budamanız vs ağacın o an aldığı şekle bağlıdır. Ağacın ilerde alacağı şekil ağaç dikilmeden evvel bilinemez. Bunu neden belirttim? Çünkü ana seriden hatırladığımız kendini Rhaegar'ın oğlu olarak tanıtıp ana karaya çıkan Aegon Tarfaryen'ın aslında bir Targaryen değil bir Blackfire olduğuna dair ciddi teoriler var. Sadece Blackfire değil, bu incelemesini yaptığım hikayede de geçen Aerion Parlakalevin de soyundan geliyor olabileceğini iddia eden teoriler de mevcut. Martin Aegonu ve Blackfire'ları kurgulamadan evvel bu hikayeleri yazma diye bir düşüncesi yoktu. Sadece bu sebeple değil ayrıca Jon Snow ve Daemon Blackfire arasında yer alan paralellikleri anlamak için de yazılmış olduğu iddia edilir. Ve doğru olduğunu da düşünüyorum. Bu kadar alt yapıdan sonra hikayelere geçelim... Hikayemizin başkahramanı ana seriden de kahramanlıkları kılıç kullanmadaki mahareti ve şövalyelik ruhuyla sık sık örnek olarak sunulan haliyle hatırlayacağınız Dunk yani uzun ismi ile Sör Uzun Duncandır. Sör Dunk yanında yaverlik yaptığı Sör Arlan tarafından, Sör Arlan ölmeden önce şövalye ilan edilir. Ve haliyle şövalyeliğini kanıtlamakta bir hayli zorluk çeker. Çünkü ne bir şahit vardır ne de kendisi rahipler tarafından kutsal yağlarla kutsanmış bir şövalyedir. Bu onura şahitlik eden tek kişi ölen Sör Arlan, ve kendisine miras bıraktığı savaş bineği Yıldırımdır. Sör Dunk'ın hikayedeki rolü ise Westeros evreninde bir meslek diyebileceğimiz gezici şövalyeliktir. Bu şövalyeler zaman zaman toprak sahibi bir şövalyenin veya küçük ya da büyük bir lordun yeminli kılıcı ya da bu hikayede de göreceğimiz şekilde Westeros'un çeşitli yerlerinde düzenlenen turnuvalara katılıp ödül almaktır. Bu kitaptaki konu ise ana seriden hatırlayacağınız bir yer olan Ashford'ta, yani Lord Randly Tarly'nin daha yeni Targaryen rejimine isyan eden Robert Baratheon'u kolaylıkla hezimete uğrayıp tek yenilgisini uğrattığı Menzil topraklarında düzenlenen turnuvada yaşanan olaylardır. Sör Duncan'ın yol arkadaşı ise turnuvaya giderken nehir kenarında tanıştığı Egg isimli kel küçük, sivri ağızlı, inatçı, lafını esirgemeyen, yırtık elbiseler giyen bir çocuktur(ilerde Dunk'ın yaveri olacaktır). Hikayedeki olaylar ise Sör Duncan'ın gerçek şövalyelik ruhu ile hareket edip masum birini kurtarıp hiç bulaşmaması gerek fazla soylu bir kişiyle kavga edip kendisini bir miktar tartaklaması sonucu gerçekleşir. Ana olay ise yaklaşık 100 yıldır Westerosta görülmeyen 7'ler yargısıdır. Bu yargılamada suçlayan 7 kişilik grupla suçlananın tarafında olan 7 kişiyle dövüşür. Bu sebeple 7ler yargısı denmiş. Her iki grupta da çok çok önemli olay lord ve şövalyeler yer alır. Yargılama sonunda Dunk tarafında dövüşen bir kişinin ölmesi ilerde Westeros tarihinin değişmesine sebep olur. Inceleme ikinci kitap olan Yeminli Kılıç kitabı ile devam edecektir.. (Muzaffer)

George Martin buz ve ateşin şarkısı serisini okumuş biri olarak yan seriye başlarken heyecanlıydım. Kısa olması beni daha çok okumaya teşvik etmiştir. Güzel okunabilir bir roman, Martin yazdıysa zaten güzeldir. Zevkle okuyabilirsiniz (Mehmet ince)

Oldukça güzel bir fantastik kurgu romanı. Duncan adında bir genç yaverlik yaptığı şövalyenin ölümü sonrasında eşyalarını alır ve kendisi de gezici şövalyelik yapmaya başlar. Bir turnuvaya katılacaktır. Bu arada bir handa Egg adında bir çocukla tanışır. Zar zor kendini yapılacak turnuvaya yazdırır ve o alanda kukla oynayan bir kızla tanışır. Kızdan baya hoşlanır ama bir gün Aegion adında bir prens ona saldırır ve Dunk da onu bir güzel döver. Bir prense saldırdığı için eğer dövüşmezse eşi ve ayağı kesilecektir. Aegion da Yediler kurulu toplanmasını ister. Yani Dunk kendisi işe beraber dövüşecek altı kişi bulacaktır. Acaba dövüşü kim kazanacaktır? Dunk ile Egg'in kavga gürültü içeren muhabbeti devam edebilecek midir? Keyifle okunan bir roman. (Serdar Poirot)

Kitabın Yazarı George R. R. Martin Kimdir?

George Raymond Richard Martin (d. 20 Eylül 1948), Amerikalı yazar ve fantezi, korku ve bilim kurgu senaryo yazarı. Kendisi en çok Türkçe'ye Buz ve Ateşin Şarkısı olarak çevrilen ve daha sonra Game of Thrones adıyla dizisi çekilen A Song of Ice and Fire isimli epik fantezi roman serisinin yazarı olarak bilinir. Martin, Time tarafından "2011'in en etkili 100 kişisi" arasına seçilmiştir.

George R. R. Martin Kitapları - Eserleri

  • Taht Oyunları
  • Kralların Çarpışması Kısım 1
  • Kralların Çarpışması Kısım 2
  • Kılıçların Fırtınası - Kısım 1
  • Kılıçların Fırtınası - Kısım 2
  • Kargaların Ziyafeti - Kısım 1

  • Kargaların Ziyafeti - Kısım 2
  • Ejderhaların Dansı 1
  • Ejderhaların Dansı 2
  • Buz Ejderhası
  • Ateş ve Kan
  • A Game of Thrones - Taht Oyunları 1. Cilt
  • Tyrion Lannister

  • A Game of Thrones - Taht Oyunları 2. Cilt
  • A Game of Thrones - Taht Oyunları 3. Cilt
  • A Game of Thrones - Taht Oyunları 4. Cilt
  • Dunk & Egg 1 - Gezici Şövalye
  • Prenses ve Kraliçe veya Siyahlar ve Yeşiller
  • Gece Kuşları
  • Düzenbaz Prens - Kralın Kardeşi

  • Dunk & Egg 2: Yeminli Kılıç
  • Vahşi Kartlar
  • Dunk & Egg 3: Gizemli Şövalye
  • Vahşi Kartlar 2
  • Karabasan
  • Gezgin Şövalye
  • Uzay Gezgini Tuf

  • Vahşi Jokerler
  • A Knight of the Seven Kingdoms
  • Inside HBO's Game of Thrones
  • The Wit and Wisdom of Tyrion Lannister

George R. R. Martin Alıntıları - Sözleri

  • Şehir huzursuz insanlarla doluydu. (Kralların Çarpışması Kısım 1)
  • “Uyku iyidir,” dedi Tyrion. “Ve kitaplar daha iyidir.” (A Game of Thrones - Taht Oyunları 1. Cilt)
  • "Adama baksana. Sana hiç hep kazanan tarafta yer alan biri gibi görünüyor mu?" (Dunk & Egg 2: Yeminli Kılıç)
  • Layıkıyla yaptığımız her fiil bir dua olabilir. Bu çok hoş bir düşünce değil mi? (Kılıçların Fırtınası - Kısım 1)
  • "Zaman zaman en cesur adamlar bile kendilerini kör ederler, görmekten korktuklarında." (Kılıçların Fırtınası - Kısım 1)
  • Korku, kılıçtan daha derin keser. (A Game of Thrones - Taht Oyunları 3. Cilt)

  • “Babalarının günahları çoğu kez oğullarında da görülür.” (Düzenbaz Prens - Kralın Kardeşi)
  • Demir ustası bir an düşündü. "Robert gerçek çelikti. Stannis saf demire benzer. Kara, sert ve güçlüdür ama bükülmeden önce kırılır. Renly bakırdır. Parlak, bakması hoş ama satmaya kalksan para etmez." (Kralların Çarpışması Kısım 1)
  • "Büyük savaşlar her zaman korkunçtur," dedi yaşlı şövalye. "ama katliamın kanın göbeğinde aynı zamanda bir güzellik de yatar." (Dunk & Egg 2: Yeminli Kılıç)
  • "... Sadece bir tanrı varsa kimin duaları duyulacak? " (Kralların Çarpışması Kısım 2)
  • Görmeyen insanlar için dünyanı tanımanın birçok yolu var. (Ejderhaların Dansı 2)
  • “Git başımdan” dedi olabildiğince sertçe. Ellerini göbeğine koyup haşin bakmaya çalıştı. Tiranozor hiç tınmadı. “Boşuna kendini paralıyorsun” dedi Tuf. “Fazla irisin, bu masaysa ziyadesiyle sağlam yapılmış. Beyninin en fazla bir mantar kadar olduğu ortada. Dahası, bir fosilden elde edilmiş genetik şifreyle klonlandığın şüphe götürmüyor. Dolayısıyla, neslinin tükendiği gerçeğinin baki kalması gerekliliğine istinaden, yaşam hakkı önceliğinin bende olduğu öne sürülebilir. Hoşt!” (Uzay Gezgini Tuf)
  • Korkmamız gereken tek kurt türü insan derisi giymiş olanlar. (Kralların Çarpışması Kısım 1)

  • Merhamet kanlı bir tuzaktır. Çok fazlası varsa zayıf olduğunu söylerler, çok azı varsa canavar olursun... (A Game of Thrones - Taht Oyunları 2. Cilt)
  • “Uzun zamandır açım. Ama yiyecek için değil. Lütfen söyleyin, adalet ne zaman servis edilecek?” (Kılıçların Fırtınası - Kısım 1)
  • Joshua'nın bakışlarında gücenmişlik yakaladı, ihanetin öfkesini. Keşke Joshua ona bağırıp çağırsaydı ya da bir silah çekseydi de Marsh bu bakışı görmez olaydı. (Karabasan)
  • “Masum muyuz Kaptan?” Jeffers’tı bunu soran. “Hiç kimse tamamen masum değildir,” diye yanıtladı Joshua York, “ama bu şiiri kendime çok yakın bulurum Bay Jeffers. Geceler sahiden güzeldir, onun ihtişamlı karanlığında bile huzur ve asalete kavuşabiliriz. Birçok insan karanlıktan mantıksızca korkar.” (Karabasan)
  • Ölü adamın basamakları tırmandığını duyabiliyordu. Adamın önünden giden adımların ağır ve ölçülü sesi, salonun mor sütunlarının arasında yankılanıyordu. Daenerys Targaryen, ölü adamı, taht olarak kullandığı abanoz sıranın üstünde bekliyordu. Gözleri uykuluydu, platin saçları dağınıktı. (Ejderhaların Dansı 1)
  • İnsanlar görmeyi bekledikleri şeyleri görür. (Kralların Çarpışması Kısım 1)
  • Erkeklerin aklından geçenleri sadece tanrılar bilirdi ama kadınlar daha da anlaşılmazlardı. (Prenses ve Kraliçe veya Siyahlar ve Yeşiller)