Düşbükü - Ferhan Şensoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Düşbükü kimin eseri? Düşbükü kitabının yazarı kimdir? Düşbükü konusu ve anafikri nedir? Düşbükü kitabı ne anlatıyor? Düşbükü kitabının yazarı Ferhan Şensoy kimdir? İşte Düşbükü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ferhan Şensoy

Yayın Evi: Ortaoyuncular Yayınları

İSBN: 9789757904052

Sayfa Sayısı: 153

Düşbükü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İŞSİZ DEMİRCİ Soluk, sanki küf bir yeşil, baharı göğüslemekte Yeniköy adı altında, Boğaz'da limon küfü pastel ahşap. Kocaman bir akvaryumu andırıyor Akvaryum Birahanesi. Hepimiz biraz balık, biraz bahar nezlesi, biraz şiir, bir o kadar parasızlık... Duvara gömülü akvaryumun içinde dönen minnacık kadın heykeli, balıklarsa hiç yüzmemekteler öyle durayazmışlar, kıbleleri karadeniz. Ölü gibiler, belki de küskün ve kırgınlar bu cam sınırlı küçük denize... Kimbilir onlar ne biçim görüyorlar bizi, hem balık gözü, hem camın optik şakaları, hem camdaki Yeniköy tozu... (Kitabın Girişinden)

Düşbükü Alıntıları - Sözleri

  • Hepimiz biraz balık, biraz bahar nezlesi, biraz şiir, bir o kadar parasızlık...
  • Kum değilim, gece yarısı içini denize döken biriyim, denize çöp dökmek yasakken.
  • Kimse aptal değil, herkesin kendini akıllı sanması üzücü.
  • Her gün bir şeylere şaşıyoruz. Yoksa şaşı mıyız?
  • Duygusallığımı yitirdim, suçluları aramıyorum.
  • Bir şeyin eksikliğini biliyorum, bir tahta eksikliği belki. Duygusallığımı yitirdim, suçluları aramıyorum. Herhangi bir şarkı bir yerlere götürebilir bizi gökyüzüne bakarken, ama her şarkıyla bir yerlere gitmeye uğraşırken yozuz işte hepimiz. Zaman her gün biraz daha kemiriyor bizi eksik yanımızdan.
  • Kocaman bir akvaryumu andırıyor Akvaryum Birahanesi. Hepimiz biraz balık, biraz bahar nezlesi, biraz şiir, bir o kadar parasızlık... Duvara gömülü akvaryumun içinde dönen minnacık kadın heykeli, balıklarsa hiç yüzememekteler öyle durayazmışlar, kıbleleri karadeniz. Ölü gibiler, belki de küskün ve kırgınlar bu cam sınırlı küçük denize... Kimbilir onlar ne biçim görüyorlar bizi, hem balık gözü, hem camın optik şakaları, hem camdaki Yeniköy tozu...
  • Soluk, sanki küf bir yeşil. Baharı göğüslemekte Yeniköy adı altında; Boğaz'da limon küfü pastel ahşap. Kocaman bir akvaryumu andırıyor Akvaryum Birahanesi. Hepimiz biraz balık, biraz bahar nezlesi, biraz şiir, bir o kadar parasızlık...
  • İnsanoğlu aya gittiğinde, anneannem; "gökyüzünü deldiler, artık bu havalar düzelmez" demişti.
  • — Buyurun, ne istemiştiniz? Türkçe ziyânlığı işte... Buyuralı anlar oldu.
  • İnsanoğlu aya gittiğinde, anneannem; "gökyüzünü deldiler, artık bu havalar düzelmez" demişti.
  • İnsanoğlu aya gittiğinde, anneannem, gökyüzünü deldiler, artık bu havalar düzelmez demişti. Acayip dalga geçmiştik anneannemle. Çok bilimsel bir yazı okudum dün,dünyamızı çevreleyen ozon tabakasının delindiğine ve bu deliğin kapanmamakta ısrar ettiğine dair. Gel de dalga geç bakalım rahmetli anneanneyle..
  • Vaniköy' de balıklar padişah sayıklar, öyle taşsız pirinci anneannem de ayıklar.
  • Şu koltukta pek iyi tanımadığım kendi kendimle oturmalıyım.Bu da özgürlük işte, ben bunu çok yeni keşfettim.
  • Duygusallığımı yitirdim, suçluları aramıyorum.

Düşbükü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabi metroda okuyordum. Dişçi ile ilgili bir öyküde aniden gülme geldi. Tuttum kendimi. Kalabalık. Biraz güldüm mecburen. Kitabi kapadım, millet bana bakıyor. Aklıma geldikçe gülmek geliyor içimden. Nasıl sıkıyorum kendimi, ilk durakta ineyim dedim. İnmedim ama ineceğim durağa gelene kadar o sırıtış, yüzümdeki maskeye rağmen belli oluyordu. Ustayı saygı ile anıyorum. (Gürbey Özen)

Ferhan Şensoy'un daha yazarlığa ilk adım attığı yıllardaki öykülerini barındıran Düşbükü, diğer kitaplarından biraz daha farklı bir yere sahip. O amatör ruhun, şiirselliğin ne denli etkili olduğunu fark ettiğini anlayabildiğimiz öyküler, Şensoy'un kariyer gelişiminin muştular gibi. Her kitabında sıkça rastladığımız "cinselliği" üstü kapalı anlatım ile hem komik hem de ülke fotoğrafını çekercesine yanıkları kazıdığı bir tarzı var. (Evren Erarslan)

Akıcı, mizahi öyküleriyle tam bir yol yolculuk kitabı. Güldürürken düşündüren düşündürürken tekrar güldüren öyküler, Ferhan Şensoy kesinlikle kavuğun hakkını veriyor. (İlknur Sultan)

Kitabın Yazarı Ferhan Şensoy Kimdir?

Ferhan Şensoy (d. 26 Şubat 1951, Çarşamba, Samsun) Türk tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu; roman, deneme, günlük, televizyon dizisi ve film senaryoları yazarı, şair ve Ortaoyuncular tiyatro topluluğunun kurucusudur.

Tek kişilik oyunu Ferhangi Şeyler, 7 Mart 1987 'den beri aralıksız devam eden en tanınmış oyunudur. Birçok kesim tarafından Ferhangi Şeyler'in stand-up komedilerinin ilham kaynağı olduğu düşünülse de, kendisi bunu "Ferhangi Şeyler’den etkilenmiş olabilirler ama Ferhangi Şeyler bir stand up değildir." diyerek açıklamıştır. Kel Hasan Efendi'den günümüze gelen Ortaoyuncuları Kavuğu'nu Münir Özkul'dan devralmış ve Rasim Öztekin'e devretmiştir.

Her oyununa emeği geçenlere, zaman gözetmeksizin oyun gelirlerinden pay vererek mali olarak da Türk Tiyatrosu'nda kendine özgü bir yer edinmiştir.

2021 Haziran ayında anjiyo geçiren, ardından da anjiyoya bağlı olarak gelişen komplikasyonlar nedeniyle tedavi görmeye başlayan usta sanatçı, tüm müdahalelere rağmen 31 Ağustos 2021 tarihinde 70 yaşında vefat etmiştir.

Ferhan Şensoy Kitapları - Eserleri

  • Kalemimin Sapını Gülle Donattım
  • Eşeğin Fikri - Her Türkün El Kitabı
  • Hacı Komünist
  • İngilizce Bilmeden Hepinizi I Love You
  • Falınızda Rönesans Var
  • Ayna Merdiven

  • Kazancı Yokuşu
  • Başkaldıran Kurşunkalem
  • Oteller Kitabı
  • Elveda SSK
  • Denememeler
  • Afitap'ın Kocası İstanbul
  • Düşbükü

  • Şahları da Vururlar
  • Rum Memet
  • FerhAntoloji
  • Seçme Sapan Şeyler
  • Gündeste
  • Güle Güle Godot
  • Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı

  • Karagöz ile Boşverinbeni
  • Kedittin Direniş
  • Dündeste
  • Gecedeste
  • Çok Tuhaf Soruşturma
  • Haldun Taner Kabare
  • Derdeste

Ferhan Şensoy Alıntıları - Sözleri

  • Durumun derhal bir faksla Ulaştırma Bakanlığı'na bildirilmesinin bir yararı olur mu? Olmaz. Çünkü Ulaştırma Bakanı hiç bir zaman otobüse binmez. Sen ne kadar faks çekersen çek, o bu konuya eremez, kimin, nereye, nasıl ulaştığının hiç farkında değildir. Otobüse binmeyen bir Ulaştırma Bakanı bizim otobüssel sorunlarımızı çözebilir mi? Hayır. O zaman ona ne gerek var? O da zaten, şu an Ankara'da kimi sokaklarda trafiği kestirerek, başkent trafiğinin içine-ederek bakanlığına ulaşmanın derdin­ de. O olmasa, Ankara'da o sokaklarda, o kadar karış­mayacak trafik ve herkes daha çabuk ve rahat ulaşa­cak. Ulaştırma Bakanının ulaşımı engelliyor olması salakça! (Rum Memet)
  • Fikrini söyle... Hıyarca da olsa belirt. Belirt ki ne kadar hıyar olduğun anlaşılsın. (Çok Tuhaf Soruşturma)
  • Biz hiçbir şarkıyı baştan sona söyleyebilen bir millet değiliz. (Hacı Komünist)
  • Gayet iyi anlaşamıyoruz.. (İngilizce Bilmeden Hepinizi I Love You)
  • Bolluk kelek bir durum Kıtlık gayet güzeldir, Parası olan için! (Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı)
  • Tiyatrodan korkmayınız. Tiyatro hayatın aynası. Aynaya bakmaktan korkuyorsanız, eve dev aynası alınız! (Kedittin Direniş)

  • Dünya erkekler dünyası kaldıkça, erkekler bütün kilit noktaları elde tuttukça ve onları kurulu düzenin oyun kuralları uyarınca, yani bir sömürü düzeni içinde yönettikçe, kadınlar da kendilerini ellerindeki tek silahla savunmaya çalışıyorlar. Bu silah, onun güzelliği, dişiliği, çekiciliği, fettanlığı ve zekâsıdır. Erkeklerin zayıf noktasına yöneltilen bu silahla, çıkar koparılmak istenir. Bunu evlenme yoluyla yapanlara bu düzen akıllı ve namuslu, başka yoldan yapmaya kalkanlara da başka bir şey diyor. Oysa namussuz olan, kadını bu derekeye zorlayan erkekler hegemonyasıdır. (Haldun Taner Kabare)
  • - Baskı rejimleri mizahçıyı, daha ince mizah yapmaya zorluyor. Mizahın bıçağı bileniyor. (Kedittin Direniş)
  • -Ne iş yapıyor? -Bir çeşit mafya. -Zaten artık herkes mafya. Bir mafyanın içinde bulunmayan adamdan sayılmıyor... (Elveda SSK)
  • Niye anlatır bu meddah, dere tepe düz giderek? Nedir zoru? Kim zorluyor onu buna? Çağının sıkıntısını ruhunda fırtınayla yaşayan yalnız yalnız adamlardır, meddah dediğin. Anlatarak bir kıssa'yı, hissesiyle çağını değişime zorlayandır, insandan, insanlıktan yana, eğriyi doğruyu gösterendir. Franko döneminin ispanyol meddahları, döner döner Franko'yu anlatır. Karl Valentin bir uyumsuz meddahtır onun işi Adolf Hitler! Sen De Gaulle'ü Coluche'e sor! Denetimden geçen meddahın işi elbet daha zor! Feylesoftur meddah, al gözüm seyreyle, al kulağım kabakulak, al beyincik ben yoruldum, sen yorumla! Meddah, çok tehlikeli bir tip! Aristofanes'in başı hergün belada, Nefi canını verir, dili uğruna, çünkü meddah bir söylüyor, pir söylüyor, ondan sonra ne söylesen "söz" olmuyor. Çağdaş toplum meddahını hoşgörmeli, ona kulak vermeli, meddahına sahip çıkmayı bilmeli, çünkü meddah toplumun sesi. (Denememeler)
  • kimi çoğul yalnızlıklar... (Gündeste)
  • “Arkadaşsız yürünmüyor ısırganlı yol.” (Ayna Merdiven)
  • Ülkenin içinde bulunduğu manzara karşı­sında bu kadar insanın mutlu olabilmesini aklım almıyor. (Kedittin Direniş)

  • Şahımızın önünde boynumuz kıldan ince Şairem ki ölüme giderim geze geze Şiirler ölmüyor ki şairler öldürülse Şiirler ölmüyor ki şairler öldürülse. (Şahları da Vururlar)
  • “(…) eczacılık fakültesini bitiren araba galerisi açıyor, iktisat fakültesini bitiren meyhaneci oluyor, İlahiyat okuyor kaymakam oluyor, hukuk fakültesinden çıkan bankacı oluyor, sanat tarihi okuyan milli piyango bayii açıyor, bilgisayar mühendisi bir otelin havuz müdürü oluyor, çok okullar okuyup hiç bir şey olamayan çok!” (Falınızda Rönesans Var)
  • .- Ben aynı kanıda değilim! .- Kim aynı kanıda . - Hangi kanıda? .- Kanada ! (Güle Güle Godot)
  • Sizi rahatsız eden laiklik mi? Biliniz ki laiklik ortadan kalkma­yacak. Buna, Atatürk'ün cumhuriyeti emanet ettiği türk gençliği izin vermez. Atatürk mü sizi rahatsız eden? Orda, bi dak­ka durun! Durmaktan kastım; saygı duruşu! (Kedittin Direniş)
  • Bir tür bayram değil midir, direniş? (Güle Güle Godot)
  • Bir gün öyle bir üfleyeceğim ki bu sigaranın dumanını pencereden, yerle bir olacak rutubetli duvar; bizim evden deniz görünecek. (Denememeler)
  • Senin halkın aç geziyor Ver toprağı köylüye Umudumuz Musaddık Biz bu şahtan usandık (Şahları da Vururlar)