Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu - Tülay German Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu kimin eseri? Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu kitabının yazarı kimdir? Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu konusu ve anafikri nedir? Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu kitabı ne anlatıyor? Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu PDF indirme linki var mı? Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu kitabının yazarı Tülay German kimdir? İşte Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Tülay German

Yayın Evi: Çınar Yayınları

İSBN: 9789753481533

Sayfa Sayısı: 239

Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Işıklar üzerine çevrildiğinde sahnenin ortasına saplanmış titreşen bir kılıçtır.Söylediği şarkıların sözleri ise topraktan fışkırmış, bu kılıcın etrafında dönen folklor dansçılarını andıran alevler gibidir."

Radi Fiş (Oktobor-Moskova)

"Az bulunur güzellikte bir ses rengi, 'hafif şarkı' alanında unutulmaya yüz tutan ses kullanma ustalığı, opera şarkıcılarından bile bir çoğunun erişemediği bir nitelik: İyi uyumlanmış bir piyano kesinliğiyle söyleyiş."

İlhan Mimaroğlu (Yeni İstanbul)

"İnanılmaz zenginliği olan bir sese ve az rastlanan bir anlatma gücüne sahip bir yorumcu."

Tim Paterson (Guardian-New York)

Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu Alıntıları - Sözleri

  • Erdem’in annesinin, 27 Mayıs’ta, bayram eden Erdem’le Yaşar’a söylediği söz geliyor aklıma: ‘Asker geldi diye o kadar sevinmeyin. Bir geldi mi, alışır, hep gelir…’
  • Telefonu kapatınca, Erdem’e koştum. Sarıldım, sarıldım, sonra da sanki başkalarının payına düşen sevgiyi de ben almışım gibi bir his duyup, utandım.
  • Şarkıcı -ben yorumcu, diyorum- söylediği şarkıya kendinden bir şeyler katacak. Yorum yapacak. Güzel ses sandığın kadar önemli değil."
  • "Hayatımızda kıskançlık diye bir şey söz konusu olmadı. Ne onun bende korkusu var, ne de benim ondan. Bir tek gün bile, ne Erdem bana yalan söyledi, ne de ben Erdem'e yalan söyledim. Birbirimizi her şeyi anlattik. Her şeyimizi de paylaştık."
  • Yaşar Kemal geldi yanımıza: "Suphi Paşa'nın yaptığı en önemli şey, Namık Kemal'i beraat ettirmek için gösterdiği çabadır," dedi. Buri'nin sesini duydum. "Genç, güzel kızı buldun, bakıyorum tarihçi kesildin Yaşar..." Yaşar bağırdı. "Sus Erdem. Senden utanma kalmamış. Ben Tülay'ı, neredeyse küçüklüğünden tanırım." "Yaşar," dedim. "Beni tanıdığında o kadar da küçük değildim. Hatırlıyor musun? Kabataş'da, Kasım Gülek'in evindeydik. Gülek bana kur yapıyordu, sen de kızdın, dövmeye kalktındı adamı..."
  • İçki içince, efe susar, korkak coşar….
  • Erdem: "Otelden çıkmadık. Tülay ilk aşkını anlattı bana. Çok da güzel anlattı. Sözün kısası, güzel bir gün geçirdik." dedi.
  • "Seni, seninle evlenmeyecek kadar çok seviyorum." Anneme Mario'yu sevdiğimi, beraber İtalya'ya gideceğimizi söyledim. Evlenme teklif ettiğini, reddettiğimi de ekledim. Ayıldı, bayıldı, hastalandı. Bütün komşular eve doldu...Evde bir felaket havası. Duymayayım diye seslerini alçaltmak gereği bile hissetmiyorlar: "Böyle evladın olacağına!.." "Elin gavuruyla!.." "Çalgıcıymış!.." 1960 Ankara
  • Kaç yaşındaydım?… Bilmiyorum. Bildiğim, gazetelerde olsun dergilerde olsun, her okuduğumun doğru olduğuna inandığım bir yaştaydım.
  • Uyuyamıyorum. Üç yüze kadar saydım. Koyunları atlattım, yemyeşil çimenleri düşündüm, hatta gökteki bir yıldıza merdiven dayayıp, merdiven basamaklarını birer birer çıkmaya başladım...

Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Büyük yetenek, şarkıcı, sanatçı Tülay German’ın hayatının kısa bir özeti bu kitap. Onun anılarını okurken hem Türkiye tarihini okuyoruz arka planda hem de Türkiye tarihine damga vurmuş insanları görüyoruz. İdealist, inatçı, feminist bir kadının toplumun tüm engellemelerine rağmen tırnaklarıyla kazıyarak geldiği nokta inanılmaz. Ama öncesinde ve sonrasında nice benzer yeteneklerde gördüğümüz gibi siyasi iktidar tarafından görmezden gelinmiş hatta yok sayılmış tüm başarıları. Hayat arkadaşı Erdem Buri ile yaşadıkları ve elde ettiği başarılar, Türkiye’de unutulmuşken uluslararası arenadaki başarıları ayakta alkışlanılması ve herkese anlatılması gereken şeyler. Tülay German’ın sanat hayatındaki başarılarını buruk bir şekilde okudum; bir insan olarak kendisine büyük hayranlık ve saygı duydum. Dünyayı onun gibi tutarlı, ilkeli, mert, inatçı ve tutkulu insanlar yaşanabilir hale getirir. Keşke Tülay German’ın hayatını çok daha detaylı anlatan biyografiler yazılsa, belgeseller çekilse. (Diğdem Abşin)

Mina Urgan’ın “Belleksiz bir toplum olmamızı önlemek için, herkesin anılarını yazmasını yararlı buluyorum.” sözünden yola çıkarak anılarını yazan Tülay German Türk pop müziğinin öncülerinden biridir. Ülkesinde şarkılar söylerken çeşitli tehditler almış ve saldırılara maruz kalmıştır German. Günün birinde hayat arkadaşı Erdem Buri’nin çevirisini yaptığı “Marksist Düşüncenin Temel Meseleleri” kitabıyla beraber sürgün hayatı yaşamaya başlamıştır. 1966 yılında Yılmaz Güney, Erdem Buri ve Tülay German Paris’e giderler. Fransa’ya yerleşen German ödüller üstüne ödüller alır ve gazetelerde, dergilerde ondan söz edilir. Fakat German yaptığı müzikten memnun değildir. Kendi dilinde şarkılar söylemek istemektedir. Fransız şirketiyle yaptığı kontratı fesh eder ve kendi dilinde şarkılar yapmaya başlar. Fransızca şarkılar söylerken kazandığı paranın yarısını bile kazanamasa da mutludur German. “Sesim bozulmaya, nefesim tükenmeye, coşkum azalmaya, içimde yanan alev sönmeye yüz tutmadan, eskimeden, yıpranmadan, gürültüsüz, sessiz sedasız çekilmek... Kaybolmak.” der ve 92 yılında müziği bırakır. 93 yılında hayat arkadaşı olan Erdem Buri’yi kaybeden German artık hayatta yapayalnızdır. Şanı, şöhreti, şatafatlı hayatı bırakıp hasta bakıcılık yaparak hayatını geçindiren German sessiz ve sakin bir hayatı seçer... Kendisini kısaca şöyle anlatmaktadır: “Sevdim, sevildim ve hem şarkıcı hem de başka bir insan oldum. 1964’te Türk Popüler Müziğinin ilk ‘hit’i kabul edilen ‘Burçak Tarlası’ plağını yaptım. 1966’ta Paris’e yerleştim. 1981’de Charles Cros Akademisi’nin ‘Plak Büyük Ödülü’nü aldım. 1992’de meslek değiştirdim, hasta bakıcılık ve hemşirelik yaptım. 1993’te de hayatımda ilk kez, küçük de olsa, toprak sahibi oldum: Paris’te, Père Lachaise Mezarlığı’nda...” (Burak)

Merhaba arkadaşlar sizlere güzel bir kitap yorumuyla geldim. . . Tülay German'ın anılarını okuyoruz aslında.Otobiyografi de diyebiliriz.Edebiyatçılar'da kitaba dokunuş katmış.Tülay German'ın yaşamına,hayatına,dünyasına,müzik ve kültürel çevrelerden olaylara ilgi duyanlar için altı bölümden oluşan güzel bir kitap. . . #kitapalıntısı ‘‘Işıklar üzerine çevrildiğinde sahnenin ortasına saplanmış titreşen bir kılıçtır.Söylediği şarkıların  sözleri ise fışkırmış, bu kılıcın etrafında dönen folklor dansçılarını andıran alevler gibidir.’’  . . Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek (Ela)

Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu PDF indirme linki var mı?

Tülay German - Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Tülay German Kimdir?

Tülay German (d. 1935, İstanbul) ses sanatçısı, yazar.

Henüz dört yaşındayken şarkı söylemeye başlayan sanatçı, Ferdi Ştatzer'den piyano dersleri aldı. Aynı dönemde, Ankara Radyosunda, Ayşe Abla'nın Cumartesi akşamları çocuklar için yaptığı programlarda Schubert'in "Serenad"ını ve "Ihlamur Ağacı"nı söyledi.

1956 yılında Üsküdar Amerikan Lisesi'ni bitiren Tülay German, ailesinden habersizce Ankara'da Süreyya gazinosunda sahneye çıktı. 1960 - 1962 yıllarında caz şarkıcısı olarak isim yaptı. İstanbul Radyosunda Hulki Saner'in hazırladığı "Melodi Kervanı" adlı programda yer alan ilk Türk şarkıcısı oldu, radyoda Salim AğırbaşBeşlisi'nin haftalık programlarında caz şarkıları söyledi.

Müzik yaşamının ilk yıllarında Atıf Yılmaz'ın evinde Ruhi Su'dan ders aldı. Aşık Nesimi Çimen ve Aşık Ali İzzet'ten öğrendiği türküleri, çağdaş yorumla söyledi. 1960'lı yıllarda dörtlü dinletilerde çalıp söylediler. Timur Selçuk'la albüm çalışmaları yaptı.

1962'de hayat arkadaşı Erdem Buri ile "Çoksesli Türk Popüler Müziği"ni gerçekleştirdi. 1964 yılında, Yurdaer Doğulu, Erol Büyükburç, Tanju Okan gibi sanatçılarla, Milli Orkestra ile katıldığı "Balkan Melodileri Festivali"nde, eleştirmenlerin en beğendiği şarkıcı seçilip, dönemin popüler yayın organı olan Arena dergisine kapak oldu ve Türk Pop müziğinin ilk "hit"i kabul edilen "Burçak Tarlası" plağını doldurdu.

Caz dünyasının efsanevi sanatçılarından Charles Mingus, German'ın Tract albümünü dinleyince, Duke Ellington'un ölümü üzerine yazdığı şarkıyı seslendirmesini ister. Duke Ellington's Sound of Love, önce German'ın geçirdiği bir trafik kazası, ardından Mingus'un ölümü üzerine yayınlanamaz. Avrupa'nın ünlü virtüozlarındanFrançois Rabbath ile de çalışan sanatçı, Zülfü Livaneli'nin Günlerimiz albümüne de Yiğidim Aslanım ve albümle aynı adı taşıyan şarkılarını seslendirerek konuk olmuş, Rabbath, Cahit Berkay, Erol Erdinç ve Engin Yörükoğlu ile birlikte bu albüme katkıda bulunurlar.

1966 yılı başında plak yapmak üzere Paris'e gitti. Fransızca on plak doldurdu. Fransa'da, Belçika'da, Almanya'da, Polonya'da, Tunus'ta, Fas'ta, Hollanda'da ve Brezilya'da radyo ve televizyon programları yaptı, konserler verdi, çeşitli festivallere, televizyon ve radyo programlarına katıldı. Fransa'nın en önemli konser salonlarında Charles Aznavour, Lèo Ferre, Moody Blues gibi isimlerle birlikte konserler verdi. A.B.D için İlhan Mimaroğlu'nun kendisi için yazdığı "Tract" albümünü doldurdu.

Fransa'da Türkçe olarak yaptığı albüm, Charles Cros Akademisi 1981 Plak Büyük Ödülü`nü aldı.

Tülay German, en son olarak "Nazım Hikmet'e Saygı" adlı bir albüm doldurduktan sonra, 1987 Hollanda konseriyle sahnelerden çekildi. 1988'de dünya piyasalarına çıkan "The Song of Poets" (Şairlerin Şarkısı) derleme albümü, 1999 yılında "Yunus'tan Nazım'a" adı altında Kalan Müzik tarafından Türkiye'de yeniden çıkarıldı.

Sanatçı, müzik yaşamının yanı sıra yazarlık da yapmaktadır. Yayımlanan iki kitabının dışında 1999'dan beri Adam Sanat dergisinde yazıları çıkıyor.

Tülay German Kitapları - Eserleri

  • Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu
  • Erdemli Yıllar

Tülay German Alıntıları - Sözleri

  • Erdem’in annesinin, 27 Mayıs’ta, bayram eden Erdem’le Yaşar’a söylediği söz geliyor aklıma: ‘Asker geldi diye o kadar sevinmeyin. Bir geldi mi, alışır, hep gelir…’ (Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu)
  • "Hayatımızda kıskançlık diye bir şey söz konusu olmadı. Ne onun bende korkusu var, ne de benim ondan. Bir tek gün bile, ne Erdem bana yalan söyledi, ne de ben Erdem'e yalan söyledim. Birbirimizi her şeyi anlattik. Her şeyimizi de paylaştık." (Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu)
  • İçki içince, efe susar, korkak coşar…. (Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu)
  • Şarkıcı -ben yorumcu, diyorum- söylediği şarkıya kendinden bir şeyler katacak. Yorum yapacak. Güzel ses sandığın kadar önemli değil." (Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu)
  • Telefonu kapatınca, Erdem’e koştum. Sarıldım, sarıldım, sonra da sanki başkalarının payına düşen sevgiyi de ben almışım gibi bir his duyup, utandım. (Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu)
  • Yaşar Kemal geldi yanımıza: "Suphi Paşa'nın yaptığı en önemli şey, Namık Kemal'i beraat ettirmek için gösterdiği çabadır," dedi. Buri'nin sesini duydum. "Genç, güzel kızı buldun, bakıyorum tarihçi kesildin Yaşar..." Yaşar bağırdı. "Sus Erdem. Senden utanma kalmamış. Ben Tülay'ı, neredeyse küçüklüğünden tanırım." "Yaşar," dedim. "Beni tanıdığında o kadar da küçük değildim. Hatırlıyor musun? Kabataş'da, Kasım Gülek'in evindeydik. Gülek bana kur yapıyordu, sen de kızdın, dövmeye kalktındı adamı..." (Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu)
  • Erdem: "Otelden çıkmadık. Tülay ilk aşkını anlattı bana. Çok da güzel anlattı. Sözün kısası, güzel bir gün geçirdik." dedi. (Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu)
  • Uyuyamıyorum. Üç yüze kadar saydım. Koyunları atlattım, yemyeşil çimenleri düşündüm, hatta gökteki bir yıldıza merdiven dayayıp, merdiven basamaklarını birer birer çıkmaya başladım... (Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu)
  • Kaç yaşındaydım?… Bilmiyorum. Bildiğim, gazetelerde olsun dergilerde olsun, her okuduğumun doğru olduğuna inandığım bir yaştaydım. (Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu)
  • "Seni, seninle evlenmeyecek kadar çok seviyorum." Anneme Mario'yu sevdiğimi, beraber İtalya'ya gideceğimizi söyledim. Evlenme teklif ettiğini, reddettiğimi de ekledim. Ayıldı, bayıldı, hastalandı. Bütün komşular eve doldu...Evde bir felaket havası. Duymayayım diye seslerini alçaltmak gereği bile hissetmiyorlar: "Böyle evladın olacağına!.." "Elin gavuruyla!.." "Çalgıcıymış!.." 1960 Ankara (Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu)