Edebiyat Üzerine - George Orwell Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Edebiyat Üzerine kimin eseri? Edebiyat Üzerine kitabının yazarı kimdir? Edebiyat Üzerine konusu ve anafikri nedir? Edebiyat Üzerine kitabı ne anlatıyor? Edebiyat Üzerine kitabının yazarı George Orwell kimdir? İşte Edebiyat Üzerine kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: George Orwell
Çevirmen: Yunus Çetin
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9789755709420
Sayfa Sayısı: 165
Edebiyat Üzerine Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Eserlerinde gerçek yaşamın çetin çelişkilerini, çarpıklık ve zorluklarını yansıtma cesaretini gösteren George Orwell, Edebiyat Üzerine’de bu kez edebiyat dünyasının içyüzünü gözler önüne seriyor. Hayvan Çiftliği’nin yazım sürecinden kitabın yayıncılar tarafından ilk etapta neden ve nasıl reddedildiğine, mevcut edebiyat eleştirilerinin niteliğinden yeni kelimeler türetme imkânlarına, Tolstoy’dan James Joyce’a pek çok konu ve kişi hakkında kalem oynatırken tarihi ve edebi bir kılavuz sunuyor.
Dönemin sanat akımlarına, önde gelen eserlerine, edebi tartışmalarına ve siyasetedebiyat ilişkisine odaklanan, iktidar karşısında entelektüelin ikilemlerini ele alan ya da “Kitaplar çok mu pahalı?” başlıklı bir tartışmaya taraf kılan çok yönlü bir derleme.
Edebiyat dehlizlerinde gezinmekten keyif alan okurlar için...
(Tanıtım Bülteninden)
Edebiyat Üzerine Alıntıları - Sözleri
- Herşey yerinde güzeldir…
- Dışarı çıkıyorm, sokakları ev basmış…
- “Mizah insanlığın maskesini düşürmektir ve komik olan her şey insanlarla ilgilidir.”
- "Hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır."
- Ayaktakımı çok geçmeden isyan bayrağını açıp kendisinin sömürenleri yok edecek, fakat bunu yaparken medeniyeti de ortadan kaldıracak.
- İnsan, hayatından basitlikten oluşan büyük alanlar bıraktığı müddetçe insanlığını koruyabilir.
- Sin was not necessarily something that you did: it might be something that happened to you.
- Zira insan, hayatında basitlikten oluşan büyük alanlar bıraktığı müddetçe insanlığını koruyabilir. Halbuki günümüzde ortaya çıkan pek çok yenilik (bilhassa da sinema, radyo ve uçak) daha ziyade insanın bilincini zayıflatmaya, merakını üretmeye ve genel itibarıyla onu hayvanlara yaklaştırmaya yarıyor.
- Var olan bir şey varsa o da yokluğun senin
- İnsan nedir? İhtiyaçları nelerdir? Kendini en doğru nasıl ifade edebilir? Görülecektir ki çalışma yükümlülüğünden kurtulabilmemiz ve ömrümüzü beşikten mezara dek elektrik ışığı altında müzik dinleyerek geçirme olanağına sahip olmamız, hayatımızı bu şekilde yaşamak için yeterli bir sebep değildir. İnsanın sıcaklığa, arkadaşlığa, boş vakte, refaha ve güvenliğe ihtiyacı vardır; aynı zamanda yalnızlığa, yaratıcı çalışmaya ve hayret duygusuna da ihtiyacı vardır. İnsanlar bu durumun bilincinde olsa bilim ve endüstrinin sağladığı ürünleri daha kapsamlı bir şekilde kullanır, kullanırken de her zaman kendilerine şu soruyu sorarlardı: bu yaptığın insanlık vasfımı artırıyor mu yoksa azaltıyor mu? İşte o zaman yaşayabileceği en büyük mutluluğun gün boyu (ve aynı anda) boş boş oturmakla, dinlenmekle, poker oynamakla, içmekte ve sevişmekle bir ilgisi olmadığını öğrenirdi. Hayatın her geçen gün makineleşmesi karşısında duyarlı her insanın hissettiği o içgüdüsel dehşet hissi de duygusal bir antikalık olarak tefe konulmaz, sahiden haklılık payı taşıyan bir itiraz olarak görülürdü. Zira insan, hayatında basitlikten oluşan büyük alanlar bıraktığı müddetçe insanlığını koruyabilir. Halbuki günümüzde ortaya çıkan pek çok yenilik (bilhassa da sinema, radyo ve uçak) daha ziyade insanın bilincini zayıflatmaya, merakını köreltmeye ve genel itibarıyla onu hayvanlara yaklaştırmaya yarıyor.
- The gods are jealous, and when you have good fortune you should conceal it.
- a sense of desolate loneliness and helplessness, of being locked up not only in a hostile world but in a world of good and evil where the rules were such that it was actually not possible for me to keep them.
- Proust, Wyndham Lewis, Virginia Woolf, Aldous Huxley, Wells, E M. Fonter (ki hepsi "burjuva" romancılardır).
- Kısacası; Her şeyin kendiliğinden olanı güzeldir...
- It was possible, to commit a sin without knowing that you committed it, without wanting to commit it, and without being able to avoid it.
Edebiyat Üzerine İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Orwell Gözünden Edebiyat: Bir Seçki: Edebiyat olmasaydı ne olurdu? Hiç düşündünüz mü? Şiirin, romanın, öykünün, tiyatronun, mektubun, makalenin olmadığı bir dünya hayal edin. İngiliz romancı ve felsefeci yazar/Lars-Iyer "Edebiyat olmadığında Trajedi'yi de Devrim'i de kaybederiz." diyor. Bu düşünceye katılmadan edemiyorum. Girişte sorduğum soruya benim cevabım ise şöyle olurdu: "Yaşayamazdık." Evet, tek bir kelime. Tabii ki içi boş bir "yaşayamazdık" değil bu. Aksine içi fazlasıyla dolu. Edebiyat olmasaydı, hissedemezdik, sevemezdik, kendimizi tanıyamazdık, sorgulayamazdık. Ve bunlar olmasaydı ben "yaşayamazdım", yaptığım eyleme yaşamak diyemezdim. Tam da bu konuda Perulu yazar ve eleştirmen yazar/mario-vargas-llosa'nın "Edebiyat Ne İşe Yarar?" adlı bir makalesi var, büyük üstat yazar/celal-uster'in çevirisi ile bu makalenin bir kısmını (özellikle en çok katıldığım kısmı) sizinle paylaşıyorum: "Kitap okumayan, edebiyata el sürmemiş bir insanlık, kaba ve ilkel dili yüzünden ürkütücü iletişim sorunları yaşayan bir sağır-dilsizler topluluğuna döner. Aynı şey bireyler için de geçerlidir. Hiç okumayan, az okuyan ya da yalnız süprüntü okuyan insan, engelli bir insandır." (Sağır-dilsiz ve engelli kelimelerinin mecazi anlamda kullanıldığı konusunda hemfikirizdir umarım. Edebiyatsız bir dünya konusunda da daha fazla açıklamaya gerek kaldığını düşünmüyorum. ^^) Nedir bu edebiyat? Edebiyat en bilindik tabirle; olay, düşünce, duygu ve hayalleri dil aracılığıyla estetik bir biçimde ifade etme sanatıdır. Peki gerçekten ne işe yarar bu edebiyat? Edebiyat penceresinden dışarıya baktığımızda, binlerce yıllık insanlık tarihi ve sonsuz bir duygu-düşünce evreni önümüze seriliyor. Kimi zaman Samim, Raskolnikov ve Zebercet ile iç dünyamızın karanlık çıkmazlarını keşfediyoruz, kimi zaman Shevek, Winston, D-530, Ernest Everhard ile yozlaşmış devlet ve toplumlara şahitlik ediyoruz. Hamlet'in deliliği ve kararsızlığı, Werther'in aşkı, Heathcliff'in intikamı, Kafka'nın sessiz çığlıkları, Sylvia Plath ve Nilgün Marmara'lar... Bu kısmı daha fazla uzatmak isterdim fakat incelemeyi sıkıcı bir hale getirmemek adına, burada kesiyorum. Kısaca, yaptığımız her okumadan kendimize ders çıkartırız, daha doğrusu çıkartmalıyız, nitelikli okuma yapmak bunu gerektirir çünkü. Tabii ki her eser için bu geçerli değildir. Bu konuda yazar/francis-bacon'ın üniversitede öğrendiğim ünlü deyişini kendime rehber edindim, size de tavsiye ediyorum: #107645361 Şimdiyse daha fazla "edebiyat" yapmadan, konuyu uzatmadan elimizdeki kitabın içeriğinden bahsedeyim: kitap/edebiyat-uzerine--272978, kendisini daha çok yazar/george-orwell kalem adıyla tanıdığımız Eric Arthur Blair'in kaleme almış olduğu 22 adet denemeden oluşuyor. Edebiyat Üzerine adlı seçkide bulunan denemeler roman sanatının savunmasından, döneminin popüler bilimkurgu eserlerine, basın özgürlüğüne, bir yazarın karşılaştığı zorluklara, kitapların fahiş fiyatlarına dair bitmeyen tartışmalara, edebiyat ve sosyalizm arasındaki ilişkiye değiniyor. kitap/hayvan-ciftligi--147'nin karşılaştığı sansürleri ve bu eserin nasıl ve niçin ortaya çıktığını da daha yakından, birinci ağızdan öğrenebiliyoruz. Popüler İngiliz edebiyatı üzerine sosyolojik yaklaşımlar, İspanya İç Savaşı, Stalin, şiir, mizah ve siyah biraya dair Orwell'in fikirlerini bulabileceğimiz bir eser kitap/edebiyat-uzerine--272978. İçerdiği deneme listesinin tamamını incelemenin en son kısmında paylaşacağım. Bu seçki sayesinde Orwell'in düşünce yapısını, kendisinin nasıl bir eşitlik, adalet, edebiyat ve özgürlük aşığı bir insan olduğunu öğrenme fırsatını yakaladım. Gerçekten hayran olunacak bir kişiliğe sahip. Eğer Orwell'in düşüncelerini daha da yakından öğrenmek istiyorsanız, edebiyata ilgili ve deneme okumayı seven biriyseniz, bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Ayrıca bildiğiniz üzere Orwell'in 70 yıllık telif hakkı 1 Ocak 2021 tarihinde son buldu ve merdiven altı yayınevleri dahil bütün yayıncılar Orwell kitaplarını telif hakkı ödemeden basmaya başladı. Estetikten uzak kapaklar ve çeviriler çöplüğüne rağmen, duruşunu bozmadan muazzam kapak ve çeviriye imza atan İthaki Yayınları'nı tebrik ediyorum. Çeviri için yazar/yunus-cetin'e, kapak tasarımı için Barış Şehri'ye ayrıyeten teşekkürlerimi sunuyorum. İthaki fanboyluğumu da dile getirdikten sonra incelememe burada son veriyorum. ^^ Mümkün olduğu kadar edebiyatla kalın, keyifli okumalar! Seçkinin içindeki denemeler: -Romanı Savunmak -Philip Henderson'ın The Novel Today'i Üzerine -Yazarlar İspanya Savaşı'nda Saflarını Belirliyor için Yayınlanmamış Yanıt -Martin Block'un Gypsies'i Üzerine -Yolculuk Notları -Yeni Kelimeler -Jack Hilton'ın English Ways'i Üzerine -Edebiyat ve Sol -Sosyalistler Mutlu Olabilir mi? -Dilediğim Gibi, 15 -Kitaplar Çok mu Pahalı? -Bayağılaşmadan Komik Olmak -İstiridyeler ve Siyah Bira -Palinurus'un The Unquiet Grave: A World Cycle'ı Üzerine -Şiir ve Mikrofon -Bilimkurgu Üzerine Kişisel Notlar -Basın Özgürlüğü (Hayvan Çiftliği) -Saçma Şiir: Lear Seçkisi -Sayfiye Yerleri -Yazmanın Bedeli -Hayvan Çiftliği'nin Ukrayna Baskısına Önsöz -Leydi Gregory'nin Günlükleri Üzerine -Spearhead: Ten Years' Experimental Writting in America Üzerine (Kayaberk İpek)
George Orwell'in zengin düşünce dünyasının izlerini sürebileceğiniz denemelerinden oluşuyor Edebiyat Üzerine.George Orwell, Hayvan Çiftliği'nin yazım sürecinden, hangi düşüncelerden yola çıkılarak yazıldığından, uğradığı sansürlerden bahsediyor.İspanya İç Savaşı yine Orwell'in konularından biri.Popüler bilimkurgu eserlerine değinirken, Martin Block'un Gypsies'i üzerine de yazmış.Roman sanatının savunusunu yaparken, kitap fiyatlarının yüksekliği karşısında, kitapların iyi bir nesne olmaları gerektiğini de söylüyor. Bayağılaşmadan Komik Olmak adlı denemesi, benim için ufuk açıcıydı, bazı yazarların adını ilk kez duymam nedeniyle. Pek çok denemenin bugün için de geçerli argümanlar sunduğunu söyleyebilirim. Çok severek okuduğum bir George Orwell kitabı oldu Edebiyat Üzerine. Yunus Çetin' in çevirisini de çok beğendim. (Özlem Akbaş)
#GeorgeOrwell ‘in dergilerde yazdığı makaleleri ve denemeleri derlenerek #EdebiyatÜzerine adıyla kitaplaştırılmıştır. Kitabın içindekiler kısmını 2. ve 3. görselden inceleyebilirsiniz. Yazar bu kitapta genel olarak; çağdaş yazarları, eleştirmenleri, okuyucuları, çeviri eserleri, dergileri, yayınevlerini ve onların sosyopolitik bakış açılarını, İngilizler’i, ideolojik görüşleri, inançları, devletlerin yönetim biçimlerini ilginç benzetmeleri ve gücü hissedilen kalemi ile sağlam bir şekilde eleştirmektedir. Kitabın farklı kısımlarında, #1984 kitabına konu olan fikirlerini daha samimi bir üslupla açığa vurduğu da görülmektedir. Ayrıca iyi yazarlardan verdiği örnekler ile güzel bir okunacaklar listesi hazırlanmasına katkıda bulunmaktadır. “Romanı Savunmak” kısmında; eleştirmenler ile yayınevlerinin tanıtım ve arka kapak yazıları üzerine düşündürücü tespitler bulunmaktadır. Ücret karşılığı kitap eleştirmenliği yapanları, yayıncılar tarafından ipleri çekilen vantrilok kuklalarına benzetirken; yorumlarını da “aşırılığıyla hemen hemen bir hayat kadınının gülümsemesi kadar değerli” bulduğunu belirtmiştir. Bir eleştirmenin en sevdiği romancı; Stendhal, Dickens, Jane Austen, D. H. Lawrence ya da Dostoyevski olmasına rağmen, “sıradan romanları makul bir ölçüye vurmak, filler için tasarlanmış bir yaylı terazide pire tartmaya benzer.” olduğunu düşünmektedir. Kötü kitaplar için sonsuz bir sıfat merdivenine tırmanıp duran eleştirmenlerin yorumlarının okuyucuları bezdirdiğini ve okuyucunun bu eleştirmenlere bir süre sonra sırtını döndüğünü anlatmıştır. Amatörlerin etkisinde kaldıkları kitapları, yetkin ama işinden sıkılmış bir profesyonelden daha ciddi ve daha iyi yorumlayabileceğine inandığını vurgulamıştır. “Kitaplar Çok mu Pahalı?” kısmında; bir yazarın en iyi kitaplarını yazabilmesi için bağımsız olması gerektiğini, para kazanmak için başka bir iş yapmak zorunda kalmasının yaratıcılığını olumsuz yönde etkileyebileceğini anlatmıştır. Yazarlara en çok para kazandıranın halktan ziyade kütüphanelerin toplu alımlarının olduğunu belirtmiştir. ”Hayvan Çiftliği’nin Ukrayna Baskısına Önsöz” kısmında; kitabını Sovyet rejiminin gerçek yüzünü göstermek için yazdığını ama Rusya’ya hiç gitmediğini ve hiç tanımadığı bir halka hitap eden bu kitabı okuyacak olanların, siyasi görüşünün şekillenişini anlayabilmeleri için; Ukraynalı okuyuculara hayat hikayesini samimi bir üslupla anlatmıştır. Altını çizdiğim pekçok cümlenin yer aldığı bu kitap; kitaplığımın en değerli hazinelerinden biri olarak yerini almıştır. “Tıpkı Tanrı’nın erdem sahibi on kişi bulunduğu takdirde Sodom’u yerle bir etmeyeceğine söz verişi gibi, bir yerlerde düzgün roman eleştirisi yazan birkaç kişi bulunduğu sürece roman da tümüyle küçümsenemeyecektir.” ”Aslında yazma sanatı büyük ölçüde kelimelerin çarpıtılmasına dayanır, hatta bu çarpıtma ne kadar az görünürse o kadar derinlemesine yapılmıştır.” ”İnsanlar merkezi ısıtmalı, klimalı ve ışıklandırılmış bir cennet kurmak için değil, insanları üç kağıda getirip öldürmektense herkesin birbirini sevdiği bir dünya istedikleri için ömürlerini yürek yakan siyasi mücadelelerde harcarlar, iç savaşlarda ölüme koşarlar ya da Gestapo’nun gizli hapishanelerinde işkenceye uğrarlar.” ”Mükemmelliği tasavvur etmeye kalkışan herkes en nihayetinde kendi boşluğunu açığa vurur.” ”Müziğin asıl işlevi düşünceye ve sohbete ket vurmak, kuş cıvıltısı veya rüzgâr uğultusu gibi içeri sızabilecek her türlü doğal sesi kesmektir. Pek çok insan radyoyu bile isteye bu amaçla kullanır zaten…. Çalan müzik sohbetin ciddileşmesini hatta ve hatta tutarlı olmasını engeller.” ”Doğaya hayranlık duyma fikri ya da buzullar, çöller ve çağlayanlar önünde dini bir huşuya kapılma durumu, insanın evren karşısındaki küçüklüğü ve zayıflığıyla sıkı sıkıya bağlantılıdır. Ay biraz da ona ulaşamadığımız için güzeldir, deniz etkileyicidir, çünkü hiçbir zaman onu sağ salim aşacağımızdan emin olamayız. Bir çiçekten aldığımız keyif bile kısmen o gizem hissine dayanır.” ”İnsan, hayatında basitlikten oluşan büyük alanlar bıraktığı müddetce insanlığını koruyabilir. Halbuki günümüzde ortaya çıkan pekçok yenilik (bilhassa da sinema, radyo ve uçak) daha ziyade insanın bilincini zayıflatmaya, merakını köreltmeye ve genel itibarıyla onu hayvanlara yaklaştırmaya yarıyor.” (Ruhan İlhan)
Kitabın Yazarı George Orwell Kimdir?
1903'te Hindistan'ın Bengal eyaletinin Montihari kentinde doğdu. Ailesiyle birlikte İngiltere'ye döndükten sonra, öğrenimini Eton College'de tamamladı. Gerçek adı Eric Arthur olan Orwell, 1922-27 yılları arasında Hindistan İmparatorluk Polisi olarak görev yaptı. Ancak, İmparatorluk yönetiminin içyüzünü görünce istifa etti. 1950'de yayımladığı Bir Fili Vurmak adlı kitabı, sömürge memurlarının davranışlarını eleştiren makalelerin derlemesidir. İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru yazdığı Hayvan Çiftliği, Stalin rejimine karşı sert bir taşlamadır. Orwell'in en çok tanınan yapıtlarından Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, bilim-kurgu türünün klasik örneklerinden biri olmanın yanı sıra, modern dünyayı protesto eden bir romandır. Burma Günleri ise, Orwell'in Burma'daki (bugünkü Myanmar) İngiliz sömürgeciliğini dile getirdiği ilk kitabıdır. Orwell, 1950'de Londra'da öldü.
George Orwell Kitapları - Eserleri
- 1984
- Katalonya’ya Selam
- Aspidistra
- Burma Günleri
- Wigan İskelesi Yolu
- Paris ve Londra'da Beş Parasız
- Papazın Kızı
- Kitaplar ve Sigaralar
- Neden Yazıyorum
- Boğulmamak İçin
- Balinanın Karnında
- Faşizm Kehanetleri
- Aslan ve Unicorn
- Savaş Günlükleri 1
- Edebiyat Üzerine
- Politics and the English Language
- Savaş Öncesi Günlükleri 2
- Qeydlər
- All Art is Propaganda
- Shooting an Elephant
- Savaş Sonrası Günlükleri
- Essays
- Bir İdam
- Beyaz Adamın Laneti
- Hayvan Çiftliği (Çizgi Roman)
- Karakurbağası Üzerine Kuruntular
- Totalitarizm Üzerine
- Kısa Kısa Sevinçlerdi
- Notes on Nationalism
- 1984
- Aforizmalar
- Seçme Yazılar 1
- Seçme Yazılar 2
- Хорошие плохие книги
- Hayvan Çiftliği
- 1984
George Orwell Alıntıları - Sözleri
- Sizin, annenizin evin baş köşesinde tuttuğu fotoğraftaki beş yaşındaki çocukla ne gibi bir ortak yanınız var? Hiç, sadece aynı kişisiniz. (Bir İdam)
- Zihnine ölümcül bir karanlık çökmüştü. (Papazın Kızı)
- "Bu müharibə arabir ölüm hallarının baş verdiyi komik operadan başqa bir şey deyil" (Katalonya’ya Selam)
- Herkes zengin ile yoksula iki ayrı yasa uygulandığını bilir. Ama bunun ne anlama geldiğini kimse kabullenmez. (Bir İdam)
- “Savaş bütün kötülüklerine rağmen bir hadde kadar cevaplandırılamayan bir güç sınamasıdır, bir gücünü dene makinesi gibi. Büyük güç paraya döner ve sonucu öngörmenin de hiç bir yoku yoktur.” (Aslan ve Unicorn)
- Tarih, yenilene vah yazık der ama ne değiştirebilir ne de yardım eder. (Aslan ve Unicorn)
- Büyük klasiklerin hepsi günceldile çevrilecek, geridildeki asılları yok edilecek düşüncenin imkanı olmadığından, suçun da imkanı olmayacak artık. (1984)
- Dışarı çıkıyorm, sokakları ev basmış… (Edebiyat Üzerine)
- Hepimizi satın almışlar, hem de kendi paramızla. (Boğulmamak İçin)
- Mutluluğu tarif etmenin zorluğu aşikâr. Adil, düzenli bir toplum imgesi de insana çekici ya da ikna edici gelmez. Ama iyi ütopyalar yazanların çoğu, daha dolu dolu yaşasaydık hayatın nasıl olacağını göstermek isterler. (Faşizm Kehanetleri)
- Gerçeği göremeyecek kadar uygarlaştık. (Karakurbağası Üzerine Kuruntular)
- Düşünen kimse siyasetten uzak duramaz, durmaz. (Faşizm Kehanetleri)
- “Makineleşmeye ve standartlaşmaya karşıyım; o yüzden sosyalizme de karşıyım ,” dediğinizde aslında “İstersem makineler olmadan da yaşamayı tercih etmekte özgürüm. ” demiş olursunuz ama bu saçmalıktır.Hepimiz makinelere bağımlıyız ve makineler çalışmayı bıraktığı anda çoğumuz ölürüz. (Wigan İskelesi Yolu)
- Diktiğim bütün küçük bitkiler; hercaimenekşeler, acı baklalar, pembe karanfiller ve lahanalar belli ki tavşanlar yüzünden tamamen kaybolmuş. Hâlâ toprakta olan birkaç şalgamı da eşeleyerek çıkarıp yemiş ama havuçlara dokunmamışlar. Daha kötüsü ise çileklerin çoğunu mahvetmiş olmaları. Bir kaçı iyi durumda ama çoğu yok olmuş; kök boğazları hâlâ duruyorsa baharda canlanabilirler. (Savaş Sonrası Günlükleri)
- Onun çirkinliği özüne aittir ve kurbanının yüzüne karşı dalga geçen zorba gibi «Evet, ben çirkinim, ve sen bana gülmeye cesaret edemezsin» demek içindir. (Aslan ve Unicorn)
- Birini seviyorsan gerçekten severdin, verecek başka hiçbir şeyin yoksa bile sevgin yeterdi. (1984)
- Kısacası; Her şeyin kendiliğinden olanı güzeldir... (Edebiyat Üzerine)
- Bu sabah bir yılan daha bulmuşlar, ama bu seferki kesinlikle çayır yılanı. Olayı gören adam hayvanı boynundan bağlayıp dilini kesmeye çalıştıklarını anlattı, böylece kimseyi "sokamayacağını" düşünüyorlar. (Savaş Öncesi Günlükleri 2)
- Artık cepheyi görmüş ve ondan fena halde tiksinmiştim. (Katalonya’ya Selam)
- Tabii ki, bir romancı doğrudan içinde yaşadığı çağdaş tarih hakkında yazmakla yükümlü değildir. Ama halkı ilgilendiren büyük olaylara aldırmayan bir romancı ya aylak ya da düpedüz aptal biridir. (Balinanın Karnında)