Ekonomi - Aristoteles Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Ekonomi kimin eseri? Ekonomi kitabının yazarı kimdir? Ekonomi konusu ve anafikri nedir? Ekonomi kitabı ne anlatıyor? Ekonomi kitabının yazarı Aristoteles kimdir? İşte Ekonomi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Aristoteles

Çevirmen: Furkan Akderin

Yayın Evi: Say Yayınları

İSBN: 9786050205442

Sayfa Sayısı: 64

Ekonomi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Aristoteles, Antikçağ felsefesinin en önde gelen filozofudur. Benzer düzeyde bir felsefeye İlkçağda sadece Platon’un erişebildiği kabul edilir. Antikçağa damgasını vurmuş olan Aristoteles, pek çoklarına göre tüm çağların en büyük birkaç filozofundan biridir. Bilim ve felsefede onun başarmış olduklarıyla rekabet etme ümidi besleyebilen insan sayısının bir elin parmaklarını geçmediği hemen herkes tarafından kabul edilir.

Aristoteles, mantık, doğabilimleri, metafizik, psikoloji, etik ve siyaset felsefesi gibi pek çok alanda eser vermiştir. “Aristoteles külliyatı” olarak geçen, özgün haliyle Grekçe 1462 sayfadan oluşan eserler bütünü, derslerinin, kendisi ya da öğrencileri tarafından tutulmuş notlarından oluşur.

Aristoteles’in ilk kez Türkçeye çevrilen Ekonomi isimli eseri üç bölümden oluşmaktadır. Birinci kısımda ev ve devlet yönetimi üzerine kısa bir karşılaştırma sunulur, ikinci kısımda devletlerin çeşitli ve bir hayli tuhaf denebilecek gelir elde etme yöntemlerine dair örnekler verilirken üçüncü kısım Antikçağ yazımında pek de fazla konu edilmeyen kadın-erkek ilişkileri ve tarafların evlilikteki rollerine ilişkin değerli bilgiler sunmaktadır.

Ekonomi Alıntıları - Sözleri

  • "Ben de yürekten seviyorum."
  • Perslere bir atı besleyen en iyi şeyin ne olduğu sorulduğunda "efendisinin gözleri" diye yanıt verirler. Libyalılar ise en iyi gübrenin ne olduğu sorusuna "toprak sahibinin ayak izleri" diye yanıtlar.
  • İnsanların tahammül etmekte en fazla zorlanacakları şey kendine has bir onur olmamasıdır.
  • elbiselerin pahalı olması sizi daha güzel yapmaz, çok fazla süs sizi daha erdemli yapmaz. altınların olmasındansa bir konuda alçakgönüllüce davranabilmek, dürüst ve sade bir yaşam sürmek sizi daha erdemli yapar.
  • Ekonomide en fazla dikkat edilmesi gereken nokta, harcamanın gelirlerden fazla olmamasıdır.
  • Güçlü bir ruh önemli problemlere ve acılara göğüs gerebilir, herhangi bir kötülük yapmadan sorunları çözebilir.
  • Bir insan yaşadığı sürece tüm tanrılara ve insanlara, özellikle de karısına, çocuklarına, ebeveynine karşı adil davranmalıdır.
  • Tanrı erkeği daha güçlü, kadını daha zayıf yarattı. Erkek cesur doğası nedeniyle savun­maya, kadın ise çekingen doğası nedeniyle daha çok eve bakmaya hazırdır. Aynı şekilde erkek eve erzak getirirken kadın onları güven içinde tutar. Yine her ne kadar güçlük­lere dayanma becerileri olmasa da el sanatları konusunda kadına sabır verilmiştir. Kadınlara bu aşağı işler verilirken erkeklere her türlü zorlu işlere yetecek olan dinçlik bahşe­dilmiştir. Çocuk yetiştirilmesi söz konusu olduğunda fark­lı açılardan da olsa iki taraf birlikte katkı verebilir. Kadın beslenmeyle erkek ise eğitimle ilgilenmelidir.
  • İyi ahlaklı, evli bir kadın yasalara bağlı olarak kendisine evde verilmiş tüm görevleri yerine getirmelidir. Kocasının bilgisi dışında eve birisinin girmesine izin vermemelidir. Yine dışarıda dedikodu yapan kadınların kendi karak­terine zarar vermesine yol açacak konuşmalardan uzak durmalıdır ... Düzenli bir kadının yapması gereken şey koca­sının yaşam şekli ve kurallarını sanki bir tanrının evlilik ve kader yoluyla kendisine verdiği yasalar gibi kabul etmesi zorunluluğudur.
  • Kölelerle olan ilişkilerimizde onlara küstahlığın ya da zalimliğin korkusunu yaşatmamalıyız ... Kölelerimize iş, ceza ve yemeği bölüştürmeliyiz. Eğer bir köleye yemek verildiyse ama ceza ya da iş verilmediyse küstah olur. İş ve ceza verilir fakat yemek verilmezse bu tiranca bir hareket olur ve verimlikleri yok edilir. Bu nedenle iş ve yeterli yemek verilmelidir, köleleri ücretleri verilmeden kontrol altında tutamazsınız, ücretleri ise yemektir ... Köleler de diğer insanlar gibi daha iyi olmalarının kar­şılığını alamazlarsa erdemlerinin bir ödülü ya da ahlaksız­lıklarının bir cezası yoksa bu durum onları daha iyi yap­maz. Bu nedenle dikkatli olmalı ve onlardan hiçbir şeyi esirgememeliyiz. Hak ettikleri şeye uygun olarak yemek, elbise, boş zaman ya da ceza almalıdırlar ... İşinde en iyi donanıma sahip olan köleler ne çok korkak ne de çok cesur olanlardır ... Her köle öncelikle çalışmalarının nihai bir amacı oldu­ğunu görmelidir. Bir köle için özgürlüğünü kazanma ödülü adil ve yerindedir. Bir zaman sonra özgürlüklerine kavuşacaklarını bilirlerse çalışmaya daha hevesli olurlar. Aynı zamanda kölelerden rehineler almalıyız, bu sayede sadakatlarını sağlamış oluruz, bu nedenle de çocuk sahi­bi olmalarına olanak tanımalıyız. Yine kentlerde olduğu gibi aynı halklardan çok sayıda köle edinmemek gerekir. Özgür insanlara göre köleler için daha fazla fedakarlık yapmalıyız ve eğlenceler düzenlemeliyiz. Çünkü onların böylesine bir şeye daha fazla ihtiyaçları vardır.
  • Toplum dediğimizde kastettiğimiz şey insanların uygar bir yaşam sürebilmek için gerekli ev, Toprak ve mülkiyete sahip olmalarıdır.
  • Hiçbir şey sevgiye alışkanlıkların olmasından daha çok Zarar veremez.
  • Köleleri ücretleri verilmeden kontrol altında tutamazsınız.
  • Elbiselerin pahalı olması sizi daha güzel yapmaz, çok fazla süs sizi daha fazla Erdemli yapmaz.
  • İnsanların tüm istekleri dualar aracılığıyla tanrılara ulaşır.

Ekonomi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap üç bölümden oluşuyor,ilk bölümde ev ve devlet yönetimini birbirleri ile kıyaslıyor,ikinci bölümde tarihten ekonomi konusunda uygulanabilecek yöntem örnekleri veriyor,incelemeye dahil etmeyeceğim ikinci bölümü,üçüncü bölüm ise kadın,erkek ve evlilik üzerine. Açıkçası ben kitabı beğenmedim,bir esprisi yoktu diyebilirim yalnızca,ki ben bu kitabın Aristotales’e ait olduğunu da düşünmüyorum,çevirmen bunu önsözde belirtmiş zaten. ‘’Eserin Aristotales’e ait olduğu noktasında ciddi kuşkuların var olması çeşitli dillere yapılan çevirilerde yazarın Pseudo Aristotales (Sahte Aristotales) ismiyle ifade edilmesine yol açmıştır.’’ Şimdilik bunun gerçekten Aristotales’e ait olup olmadığı konusunu bir kenara bırakıp incelemeye başlayalım. ‘’Ev işlerini yönetme(ev halkını veya evi yönetme) ve devlet işlerini (toplumu yönetme) yönetme sanatları arasında yönetilen gruplara bağlı olarak ciddi farklar bulunmaktadır.Arada önemli bir fark daha vardır.Bu da toplum yönetiminin birçok elde toplanması,buna karşın ev işlerini tek bir kişinin idare etmesi.’’ * Burada tek bir kişi ile kast edilen kişi elbette Erkek,kadın ve çocuklara görevler verilmesine rağmen tek bir kişide kuvvet toplanıyor,Krallarda olduğu gibi,devletin yönetiminde görevli birçok kişi var ancak kuvvet tek bir noktada toplu.Bu söylediklerim,Aristotales dönemi aile yapısı,kitapta söylenen şeylerin ve söylenen şeylere yaptığım açıklamaların benim,’’doğru olan budur’’ şeklinde düşüncelerim olmadığının bilinmesi gerekir.* ‘’Toplum dediğimizde kastettiğimiz şey insanların uygar bir yaşam sürebilmesi için gereken ev,toprak ve mülkiyete sahip olmalarıdır...’’ Toplumun varolmasının sebebi bireylerin taban görevlerle sürekli olarak uğraşma zorunluluğundan kurtulmasıdır ve ev,toprak,mülkiyet bunları sağlar,stabil varlıklardır,doğada temel ihtiyaçlarını gidermek için sürekli olarak yeniden bir çaba sarf etmen gerekir,toplum bu işlemi tüm bir hayatına yaymanı ve daha kolay halletmeni sağlıyor ya da sağlamalı en azından * Anlaşıldığı anlamda iş denen şeyi bu yüzden sevmiyorum,iş yapmanın amacı karnını doyurmak ve ısınabilmek aslında,her gün işe gitmenin sebebi ay sonunda maaş almak,bunun hayvanların her gün ava çıkmasından hiçbir farkı yok. * ‘’...Hesiodos şöyle diyor:’İnsanın bir eve,bir kadına ve bir de toprağını sürecek öküze ihtiyacı vardır’ Ev fiziksel ihtiyaçlar arasında öncelikli konumdayken kadınlar ücretsiz ortaklarımız arasındadır.* ücretsiz ortak * Bundan dolayı ev yönetme sanatının işlerinden biri kadın ve erkek arasındaki ilişkiyi tanımlamak ve kimin ne yapması gerektiğini belirlemektir.’’ * Bu gibi bir tanımlamada kadınların daha aşağı,erkeklerin ise daha yukarı konumda olduğuna kanaat getirirse kişi,başkalarının aşırı iğrenç bulacağı düşünceleri basit birer yasa gibi söyleyebilecektir,21.yüzyıldan baktığımız zaman tarihteki kadın düşmanı filozofları aşağılama nedenimiz - Benim değil,çoğunlukla modernizm kölelerinin aşağılama nedeni. - onların bundan fazlasıyla emin olması.Fark edilmesi gerek ki Aristotales söyleyeceği ‘’Kadın Düşmanı’’ düşüncelerinin hiçbirinden utanıyor gibi durmamakta,çünkü bunlar onun için basit birer yasa . * ‘’...Dikkatimizi evin içindeki insanlara çevirdiğimizde eve sahip çıkan ilk kimsenin kadın olduğunu görüyoruz * Yasa ile kast ettiğim buydu,onun yazdığı her şey onun için birer tespit,biz onun umursamadığı anlamları yüklüyoruz * -daha önceden söylediğimiz gibi doğal olarak bu böyledir - görürürz ve hiçbir şey kadın ile erkek arasındaki bağdan daha doğal değildir. * Çünkü Kadın ve Erkek birbirlerinden farklı sorumluluklar üstlenmektedirler,aynı doğrultuda farklı faydalar . * Başka yerde de gösterdiğimiz gibi doğa her türün tek tek çiftleştirilmesinin özellikle de tüm hayvan türleri için doğru olduğunu belirtir . Ne kadın erkek olmaksızın ne de erkek kadın olmaksızın yararlı olabilecekleri için cinsiyetlerin birlikteliği kaçınılmaz olarak ortaya çıkar. * Burada görevlerin dağılımı kadına düşen rol ve erkeğe düşen rol ile ilgiliyse,yani erkeğin kadına,kadının da erkeğe ihtiyacı var ise eşcinsellikte hemcinslerin birbirlerinin ihtiyaçlarını tamamlayamayacakları sonucu ortaya çıkar * Alt düzey hayvanlarda için ise böylesine bir birlik karakteri açısından uygun değildir,sadece üreme maksatlı bir araya gelirler ve bu ilişki gebelikle ilgilendikleri dönem boyunca devam eder. * Hayvanlara bakıldığı zaman çoğunlukla,yılın belli başlı dönemlerinde içlerinde cinsel arzu taşıdıkları görülür,yılın geri kalanında ise aynı arzu onlarda bulunmamaktadır çünkü bu arzularına kaynaklık eden şey üreme güdüsüdür,insanda ise kendi hazzı da amaçlar arasındadır,bu yüzden arzu yıl boyunca dalgalanmalara uğrar,ancak yıl boyunca sürer * Öte yandan zekadan büyük pay almış olan ve daha karmaşık yapılar olarak kabul edilen evcil hayvanlar arasında karşılıklı yardımlaşma,iyi niyet ve birliktelik örneklerine daha sık rastlamaktayız.* Sonuçta zeka seviyesi arttıkça arzular daha karmaşık ve detaylı hale geliyor,aynı zamanda tatmin edilmesi de daha zor oluyor.Gelişmemiş ülkelerde her ailenin en az 4-5 çocuk sahibi olmasının nedeni,bu çocuklara yaşam veren ailenin,arzularının bayağı ve hayvansı olmasıdır . * Bununla birlikte en karmaşık yapıya sahip olan insan türünde kadın ve erkek arasındaki birliktelik sadece var oluşu değil aynı zamanda mutluluğu da amaçlamaktadır. * Çünkü temel ihtiyaçlar zaten doyurulmuştur,insan vaktini doldurmak için yeni arayışlar içerisine girer ve istekler daha manevi hale gelir . * ‘’ Daha sonrasında Aristotales,erkek ve kadınların birbirlerinden farklı yönlerinden söz ediyor. * yine söylüyorum, Polycephaly değil Aristotales söylüyor . * ‘’Tanrı erkeği daha güçlü,kadını daha zayıf yarattı. * kast ettiği fiziksel zayıflık * Erkek cesur doğası nedeniyle savunmaya,kadın ise çekingen doğası nedeniyle daha çok eve bakmaya hazırdır. * Kadının çekingen doğası nedeniyle daha çok eve bakmaya hazır olduğu sonucu çıkartılabilir,ancak burada entelektüel bir faaliyet yapamayacaklarını söylemiyor,kadının çekingen doğaya sahip olup olmadığını düşündükten sonra eğer ki kadının çekingen bir doğaya sahip olduğu sonucuna varırsanız,işte bu andan sonra kadın için ev mi daha uygun yoksa savunma mı bunun üzerine konuşmaya başlarsınız.Kadına verdiği iş eve bakmak iken erkeğe verdiği görev savunma,yani burada akademisyen olmak gibi bir iş tartışılmıyor. * Aynı şekilde erkek eve erzak getirirken,kadın onları güven içinde tutar.Yine de her ne kadar güçlüklere dayanma becerileri olmasa da el sanatları konusunda kadına sabır verilmiştir. * Şu söylediklerini de eleştirecekseniz,eleştireceğiniz nokta kadın sabırlı mıdır? kadın güçlüklere karşı dayanma becerisine sahip midir? soruları olmalıdır . * Kadınlara bu aşağı işler verilirken erkeklere her türlü zorlu işlere yetecek olan dinçlik bahşedilmiştir. * İşte şimdi geldik zurnanın zart dediği yere.Burada kadınların doğasına uygun olan işlerin neler olduğunu söylemek ile yetinmiyor,yani artık bir tespit olmaktan çıkıp yorumlamaya geçiyor iş ve kadının yapması gerektiğini söylediği işlerin aşağı işler olduğunu söylemeye başlıyor ve kadınların bu aşağı işler ile uğraşması gerektiğini söylüyor ise kadınların da aşağı varlıklar olduğunu söylüyordur.Buradaki diğer sorun kafalarda yaratılmış olan ideal erkek modelinin tüm erkeklerde varmış gibi bahsedilmesidir,erkekler dinçtir...hmm,ben hiçbir yerde kudretli bir yarı-tanrı olan erkekleri göremiyorum,böyle bir erkek modeli olabilir,ancak erkeklerin yüzde birinde bile bulunmayan bu özellik erkeklerin üst bir konuma yerleşmesini sağlayamaz,bu özellikler erkeklerin %100’ünde bulunsaydı,işte bu erkeklerin üstün olduğuna bir kanıt olurdu . * Çocuk yetiştirilmesi söz konusu olduğunda farklı açılardan da olsa iki taraf da birlikte katkı verebilir * buraya kadar ok. * Kadın beslenmeyle erkek ise eğitimle ilgilenmelidir. * Hoppala,demek kadınlar eğitimi üstlenmeyi beceremez.Buradan bu sonuç çıkartılır . * ‘’...Evlilik ilişkisine gelince kadınlar ne kocalarını bezdirmeli ne de onların yokluğunda huzursuz olacak durumda olmalıdırlar.Erkek karısını evde ya da dışarıda olması fark etmeksizin mutlu olmaya alıştırmalıdır. * Türban,iffet,eve kapatma,kadınlar bunlara alışmalıdır,sonucuna ulaşıyoruz buradan . * Hesiodos’tan güzel bir tavsiye: ‘Bir bakireyle evlen * Hoppala,bakire olduğu zaman asi olamıyor,kadınların karakteri yalnızca bakire olup olmaması üzerinden inceleniyor . * ki onu doğru yola sokabil .’’ * Yine aynı sorun var,sadece erkek olması sayesinde nasıl olabiliyor da kadını doğru yola sokabilecek kapasitede oluyor bir erkek? * Hiçbir seviye alışkanlıkların farklı olmasından daha çok şey zarar veremez.’’ * Evet,buna yüzde yüz katılıyorum tam da bu yüzden kadınları kendin eğitmeyi denemek yerine,ki burada kadını eğitmesinin mecburi olmasının nedeni muhtemelen karakterine bakmaksızın sadece güzel olduğu için evlenmiş olmasıdır, kendinle benzer birini bulmayı denemen gerekir,gerçekten iki tarafın birbirleriyle en azından temel konularda uyum içinde olmadığı bir ilişki çile olacaktır . * Daha sonrasında kölelerin nasıl kontrol altında tutulacağından söz ediyor; ‘’ Onları ücretleri verilmeden kontrol altında tutamazsın,ücretleri ise yemektir.’’ Aristotales kendisinin entelektüel faaliyetler ile uğraşması gerektiğini ve daha iyi ücretler hak ettiğini düşünürken,kölenin ücretinin yemek olduğunu düşünüyor . ‘’Özgür insanlara göre köleler için daha fazla fedakarlık yapmalıyız ve eğlenceler düzenlemeliyiz.Çünkü onların böylesine bir şeye daha fazla ihtiyaçları vardır.’’ Eee tabi,bütün bir sene boyunca senin için çalıştıktan sonra insanın azıcık da dinlenmesi gerek dimi? Daha sonrasında Mülkiyetin öneminden söz ediyor; ‘’Perslere bir atı besleyen en iyi şeyin ne olduğu sorulduğunda ‘’efendisinin gözleri diye yanıt verirler.’’ ‘’Gerçekten de hiç kimse,başkalarının mallarına kendi malıymış gibi göz kulak olmaz,öyle ki mümkün olduğu kadar herkes kendi işini kendisi yapar. ‘’ Bunlar liberal ve mülkiyet hakkını savunan düşünceler ve Komünizm’e yöneltilebilecek bir eleştiri,devlete bütün mal varlığımızı bırakırsak,bizi umursama ihtimalleri gerçekten çok düşüktür . Birinci bölüm böyleydi,üçüncü bölüme geçelim. ‘’İyi ahlaklı,evli bir kadın yasalara bağlı olarak kendisine evde verilmiş tüm görevleri yerine getirmelidir.Kocasının bilgisi dışında eve birisinin girmesine izin vermemelidir.Yine dışarıda dedikodu yapan kadınların kendi karakterine zarar vermesine yol açacak konuşmalardan uzak durmalıdır.Evde yapılması gereken şeyleri tam olarak bilmeli,böylece eve dışarıdan gelecek bir zarar halinde kocası tarafından suçlanamaz.Kocası bir festivale katılmasına izin verirse * kocası izin vermeli . * evin bütçesinden para ayırmalı,elbiseleri ve süsleri için yasalar çerçevesinde izin verildiği kadar para harcamalıdır. Kadın şunları düşünmelidir: Elbiselerin pahalı olması sizi daha güzel yapmaz,çok fazla süs sizi daha fazla erdemli yapmaz.Altınların olmasındansa bir konuda alçakgönüllü davranabilmek,dürüst ve sade bir yaşam sürmek sizi daha erdemli yapar...’’ Vesaiiireeee,vesaaaireeee. Kitap boyunca Aristotales’in Mansplaining yapışını seyrettik. Köleler konusunda söylediklerini onları hayvandan ya da bir eşyadan farklı görmediği anlaşılıyor,kadınları da kısmen insan olarak görüyor,ona her şeyi dayatmıyor ancak kendi isteğiyle itaat etmesini bekliyor. Daha fazla uzatmaya gerek yok,bence Aristotales’in tek kötü kitabı,zaten başta da söyledim,ona ait olduğunu düşünmüyorum.Ona aitse de kısaca kötü,bu kadar basit.um.Ona aitse de kısaca kötü,bu kadar basit. (Polycephaly)

EKONOMİ. Bu konuda Aristo çok net tanımlamalar yapmış ve tabii ki günümüz şartlarına göre çok farklı ama dikkat çeken nokta ise: Geçinmek. İnsanlar bunu anlamıyorlar yahut anlamak istemiyorlar ama ekonomi kötü diyenlerin temel problemi aslında geçinme sorunu. Yani ufacık çocuklar var mesela bunlar mantıklı konuşuyor ama kendisinden 2-3 kat yaş büyük insanlar saçmalıyor. Telefonunu göster muhabbeti sonrası bir de ağzında dişlerin var diyen adam çıkmıştı karşımıza. Bu çocukların temel sorunu ekonomi kötü dediklerinde geçinme problemi ve bunu kavrayamayan insanlara laf anlatmak o kadar anlamsız ki... Neden bir insan geçim sorunu yaşar? Çok basit çünkü geçinebileceği bir ortam yokturdur. Bir şey beğenmiyor diyen gençlerin yaşıtları partiler, ülke turları gibi aktiviteler yaparken değil bir genç, asgari ücretle çalışan birinin araba alabilmesi 20 yılı bulabiliyor. Çocuklar da bu duruma karşı çıkıyor çünkü okumak bile sadece okumak bile insanlara binlerce lira masrafa mal oluyor. Ne yapsın bu çocuklar eğlenmesin mi? 50 yaşından sonra mı eğlenebilsinler? Saçmalık. Ekonomi kötüdür ve bunu düzeltecek olan da ben değilim. Eğer ki bu görmezden gelinirse, bu durumun sorumluları da görmezden gelinecektir. Çok basit bir mantık... Kitapta ise Ekonomi olarak aslında Aile yani Ev Ekonomisi üzerinden yine Geçim meselesi ele alınıyor. Aristo’ya ait olup olmadığı şüpheli olarak lanse edilse bile ben ona ait olduğunu düşünenlerdenim. Olsun veya olmasın nasıl kanıtlayacağız ki? İş ahlakı üzerine olan ilk bölümü bilhassa personel çalıştıranlara kazıta kazıta okutmak gerekiyor kanımca. Ben öyle düşünüyorum diğer iş yeri sahipleri belki bana sinirlenebilir ama düşüncem değişmez. İkinci kitap yöneticilerin vergi ve savaş yoluyla kazandıkları gelirler ve bunları kullanma şekillerine değiniyor ki, bu bölümü tabii ki kimseye tavsiye etmiyorum. Son bölüm Aile Kültürü ise hepimizin okuması gereken bölümlerden kanımca. Unutmadan 200 sayfadan fazla giriş kısmıyla okuduğum en kapsamlı tanıtım hazırlanmıştı. Yunanca Türkçe birlikte verilmiş ve bu sefer daha anlamlı bir cümle bütünlemesi oluşturularak okuma kolaylığı da sağlanmış. Sayfa sayısının bolluğuna aldanmayın yani. Hepimize iyi okumalar dilerim.. (Sadık Kocak)

Aristo müthiş bir filozoftur. Bu eserleri okurken sesin 2300 sene öncesinden geldiğinin hissiyatiyla okumak kitabın etkisini başka bir hale getiriyor. (Andronova)

Kitabın Yazarı Aristoteles Kimdir?

Aristoteles ya da kısaca Aristo (Yunanca: Ἀριστοτέλης Aristotelēs; Eski Yunanca /aristoˈtelɛːs/; Yeni Yunanca /ˌaris̩toˈteʎis̩/)

Antik Yunan filozof. Platon ile Batı düşüncesinin en önemli iki filozofundan biri sayılır. Fizik, gökbilim, ilk felsefe, zooloji, mantık, siyaset ve biyoloji gibi konularda pek çok eser vermiştir.

MÖ 384 veya 385'te, günümüzde Athos tepesi olarak adlandırılan tepenin yakınlarında ufak bir Makedonya kenti olan Stageira'da, Makedonya kralı II. Amyntas'ın (Philippos'un babası) hekimi olan Nikomakhos'un oğlu olarak dünyaya gelir. MÖ 367 veya 366 'da 17 yaşında Platon'un Atina'daki akademisine (Akademeia) girmesiyle Platon'un en parlak çömezlerinden biri olur. Tütör yahut yardımcı hoca olarak çalıştığı dönemde, okuma tutkusuyla tanınır; (Platon, belki de bir tür tenezzülle, ona "okuyucu" lâkabını takar) Daha sonraları Akademia'daki öğretime kendisi de katkıda bulunur: kimi zaman Platoncu savları rakip Isokratos okuluna karşı savunmak için geliştiren, hatta zaman zaman da Evdamos ya da Can üzerine (Peri tes Psykhes) yazılarında olduğu gibi, bu tezleri büyükseyen diyaloglar yazar. Gryllos yahut Retorik üzerine Aristoteles'in diyalog yazarlığı dönemine aittir.

Platon MÖ 347'de öldüğünde, Akademeia'nın başına ardılı olarak Spevsippos'u atamıştır. Antik Çağ'dan itibaren yaşamöyküsü yazarları -herhalde kötücüllüklerinden- Platon'un bu seçiminde Aristoteles'in Akademeia'yı terk etmesinin asıl nedenini görüyorlar. Aristoteles'in en azından Spevsippos'a karşı kalıcı bir garez duyduğunu biliyoruz. Aynı yıl, belki de ustasının teşvikiyle, Ksenokratos ve Theophrastos ile bugün Biga Yarımadası olarak anılan Troas bölgesindeki Assos kentine gönderilir. Orada Tiran Atarnevs'li Hermias'ın siyasî danışmanı ve dostu olur. Aynı esnada, özgünlüğünü daha o zamandan belli eden bir okul kurar. Bu okuldaki girişimleri arasında yaşambilim üzerine çalışmaları yer alır. 345-344 yıllarında, belki de Theophrastos'un daveti üzerine, komşu Lesbos (Midilli) adasının Doğu kıyısındaki Mytilene (Midilli) kentine varır. 343'te Pella'daki (Bugün Ayii Apostili) Kral Makedonyalı Philippos'un sarayına, oğlu İskender'in eğitimini üstlenmek üzere çağırılır. 341 yılında Perslerin eline düşen Hermias'ın feci sonunu Pella'da öğrenir, anısına bir ağıt düzer. Gerek Pella'da ikamet ettiği sekiz senelik dönem, gerek eğitmenlik vazifesinin içeriği hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Philippos'un ölümüyle M.Ö. 335 İskender tahta oturur. Aristoteles Atina'ya dönüp Akademeia'ya rakip olarak Lykeion'u, ya da diğer adıyla Peripatos 'u (öğrencileriyle içinde dolaşarak tartıştıkları bir tür çevresi sütunlarla çevrili avlu ya da galeri) kurar. Lykeion'lulara verilen Peripatetikoi adı buradan geliyor. Burada on iki sene ders verir. M.Ö. 323'te Büyük İskender'in bir Asya seferi esnasında ölmesi üzerine Atina'da Makedon karşıtı bir tepki dalgası peydah olduğu vakit, aslında Makedonculuk zannı taşıyan Aristoteles'e karşı, dine saygısızlık davası açılması söz konusu olur. Bir ölümlüyü -Hermias'ı- anısına bir ilâhi yazarak ölümsüzleştirmekle itham edilir. Bunun üzerine Aristoteles, Sokrates'in yazgısını paylaşmak yerine Atina'yı terk etmeyi seçer: kendi deyişiyle, Atinalılar'a "felsefeye karşı ikinci bir suç işlemeleri" fırsatını tanımak istemez. Annesinin memleketi olan Eğriboz (Evboia) adasındaki Helke'ye Khalkis sığınır. Ertesi yıl M.Ö. 322'de, altmış üç yaşında hayatını kaybeder.

Aristoteles Kitapları - Eserleri

  • Poetika
  • Atinalıların Devleti
  • Nikomakhos'a Etik
  • Politika
  • Retorik
  • Metafizik

  • Organon 1 - Kategoryalar
  • Hayatı Her Gün Yeni Baştan Keşfetmek
  • Ruh Üzerine
  • Hayvanların Hareketleri Üzerine
  • Fizik
  • İkinci Çözümlemeler
  • Ekonomi

  • Organon 2 - Önerme
  • Organon 6 - Sofistçe Çürütmeler
  • Oluş ve Bozuluş
  • Magna Moralia
  • Eudemos'a Etik
  • Gökyüzü Üzerine
  • Organon 3 - Birinci Analitikler

  • Yorum Üzerine
  • Doğa Bilimleri Üzerine
  • Aristoteles Eğitim Üzerine
  • Felsefe Yapmaya Çağrı Protreptikos
  • Organon - Topikler
  • Theta
  • Felsefeye Çağrı

  • Protreptikos - Evren Üstüne
  • Problemeta Physica
  • Politics & Constituion of the Athens
  • Poetika

Aristoteles Alıntıları - Sözleri

  • Resimlere bakmaktan hoşlanırız; çünkü onlara bakarken öğrenebiliriz. (Poetika)
  • "...Gerçi kendi başına gökyüzü olmakla bu gökyüzü olmak birbirinden farklıdır." (Gökyüzü Üzerine)
  • Bütün nimetlere fazlasıyla doymuş olan sizler yüreğinizdeki taşkınlığı dizginleyerek kibrinize gem vurun. (Atinalıların Devleti)
  • eğer hakikati hakikat olduğu için ararsak ulaşırız. (Protreptikos - Evren Üstüne)
  • İlkin ismin ve fiilin, sonra inkar ve tasdikin, önerme ve sözün ne olduğunu ortaya koymak gerekir. Sesin çıkardığı sadalar ruh hallerinin işaretleridir. Yazılmış kelimeler sesin çıkardığı kelimelerin işaretleridir. Yazı her insanda (bir olmadığı gibi, konuşulan kelimeler de bir değildir; her ne kadar bu deyimlerin doğrudan doğruya işaretleri oldukları ruh halleri herkeste bir ise de; tıpkı bu hallerin, hayalleri oldukları şeylerin aynı oldukları gibi. (Organon 2 - Önerme)
  • Mutluluk nedir? Bilgili insanlar ve çoğunluk bu konuda aynı görüşte değil. Buna göre zenginlik ya da haz gibi şeyler mutluluktur. Bazen mutluluk duruma göre değişir, Örneğin hastayken sağlık fakirken zenginlik, bilgisizken bilmek ya da bizden daha iyi durumda olanlar mutlu olarak düşünürler. (Nikomakhos'a Etik)

  • Gerçekte, biz tartışmada iki şeyin aynı veya ayrı olduklarını ortaya koyabilirsek, aynı tarzda tarifler için de bol bol deliller bulmaya muktedir olacağız. Böylece nesnelerin özdeş olmadıklarını gösterdik mi, tarifi yok etmiş olacağız. Bununla beraber şimdi koyduğumuz kaide için karşılıklılık bulunmadığını kaydedelim. Çünkü tarifi teşkil etmek için iki nesnenin özdeşliğini ispat etmek yetmez, halbuki tarifi yok etmek için bu özdeşliğin bulunmadığını ispat etmek yeter. (Organon - Topikler)
  • Var olan bütün şeylerden bazıları hiçbir başka şey hakkında doğrulukla bütüncül olarak tasdik edilmeyecek bir tabiattadırlar (sözgelimi Kleon ve Kallias, başka deyişle ferdî olan ve duyulabilen); halbuki başka şeyler o şey hakkında tasdik edilebilirler (çünkü bu ferdî şeylerden her biri hem insandır, hem de hayvan); daha başka şeyler de başka şeyler hakkında tasdik edilirler, halbuki onlar hakkında, önce olan hiç bir şey tasdik edilmez; nihayet daha başkaları da daha başkaları, başkaları da onları kendileri hakkında tasdik edilirler, sözgelimi, insan, Kallias hakkında, hayvan da insan hakkında. (Organon 3 - Birinci Analitikler)
  • Zaman vardır, ama ancak devinim varsa, çünkü zaman yalnızca devinimin ölçüsüdür. (Gökyüzü Üzerine)
  • Birçok olayın olasılığa aykırı gerçekleşmesi olası bir şeydir. (Poetika)
  • Bize kötü olan şeyi yaptıran hazdır ve bizi doğru olandan uzak tutan acıdır. (Aristoteles Eğitim Üzerine)
  • "Eylemse, zamanı da imleyen, parçası ayrı olarak hiçbir şey imlemeyendir." (Yorum Üzerine)
  • "Her şeyi kendi anlayan iyidir, doğruyla ikna edilen de iyidir, hem kendi anlamayıp hem de başkasını dinlemeyen boş insandır."* (Nikomakhos'a Etik)

  • Söz edilebilir bence. Peki her birinin iyileri acaba onun uğruna yaptığımız şey mi? Yani hekimlikte iyilik sağlıkken, askerlikte başarı, mimarlıkta ev ya da başka şeyler; iyi için amaca göre farklı şeylerden söz edebilir miyiz ? (Nikomakhos'a Etik)
  • Bir kentte kadınların durumu iyi bir şekilde düzenlenmediyse, o kentin yarısı için iyi bir anayasa yok demektir. (Politika)
  • ... senin için küçük bir şey ama benim için büyük. (Eudemos'a Etik)
  • Hiçbir şey sevgiye alışkanlıkların olmasından daha çok Zarar veremez. (Ekonomi)
  • "...Zira kimilerinin dediğine göre, başkanın başkayla karışması imkânsızmış, çünkü karışmanın ardından var ve başkalaşmamış olmalarından ötürü, o an daha önce olduğundan daha karışmış değillermiş, hatta benzer durumdaymışlar, ikisinden biri bozulsaymış, bu karışmak olmazmış, biri var biri yok olurmuş, karışım ise benzer durumdaki şeylerin karışımıymış.İki şey birleştiğinde karışanların her biri bozulmuşsa, yine aynıymış, çünkü bütünüyle var olmayanlara 'karışanlar' denemezmiş. (Oluş ve Bozuluş)
  • Yaşlı bir adama şöyle bir göz verseler genç biri gibi görmeye başlar. Dolayısıyla yaşlılık, ruhun değil, ruhu olanın maruz kaldığı bir şey. Sarhoşlukta ve hastalıklarda olduğu gibi. İçeride başka bir şeyler bozulunca akletme ve temaşa etme de zayıflar, oysa kendisi hiçbir özelliğe ya da etkilenime sahip olmayan bir şeydir. (Ruh Üzerine)
  • Bilgelerin şu deyimi tanrısaldır: "Ruhun cezasını çekmesi gerekmektedir ve bizler ne olduğu bilinmez büyük suçların cezası içinde yaşamaktayız." (Felsefe Yapmaya Çağrı Protreptikos)