El- Cevap - Sinan Meydan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
El- Cevap kimin eseri? El- Cevap kitabının yazarı kimdir? El- Cevap konusu ve anafikri nedir? El- Cevap kitabı ne anlatıyor? El- Cevap PDF indirme linki var mı? El- Cevap kitabının yazarı Sinan Meydan kimdir? İşte El- Cevap kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Sinan Meydan
Editör: Ahmet Bozkurt
Tasarımcı: Berrak Hümmet
Yayın Evi: İnkılâp Kitabevi
İSBN: 9789751033871
Sayfa Sayısı: 816
El- Cevap Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Tarih Tezleri'ne El-Cevap'ta Başbakan Erdoğan'ın aşağıdaki "tarih tezleri"ne cevap verilmiştir...
CHP, İnönü camileri kapattı, sattı, ahır, yatakhane, depo, parti merkezi yaptı!
Türkçe ezan zulümdür!Türkçe ezan milletin değerlerine saldırıdır! Türkçe ezan iç karartıcıdır!
CHP Kur'an-ı Kerim'i yasaklattı, ezanı susturdu! Ezanı Menderes'in DP'si (tek başına) aslına çevirdi!
Dersim isyan etmedi, bahanelerle operasyon yapıldı! Seyit Rıza isyancı değil din mazlumudur! CHP, İnönü Dersim'de katliam yaptı! Dersim Harekatı'nda zehirli gaz kullanıldı!
Ali Çetinkaya yüzü kapkara bir katildir, cellattır! Ali Çetinkaya İskilipli Atıf Hoca'yı düzmece bir mahkemeyle "Kararın infazına, şahitlerin sonra dinlenmesine" diyerek idam ettirdi!
"Neyi ördün?" Türkiye'yi demir ağlarla CHP değil AKP ördü!
Atatürk dönemi antropoloji çalışmaları ırkçıdır!
İsmet İnönü dinsel içerikli kitapları yasaklattı!
CHP, Aşık Veysel'i Sivas'a sokmadı! CHP'ye göre saz gerici bir müzik aletidir! CHP döneminde Halk Müziği yasaklandı!
İsmet İnönü döneminde gaz, ekmek, şeker vb. karneyle dağıtıldı!
Üç beş çanak çömlek Marmaray'ı dört yıl geciktirdi!
Kanuni'nin ömrünün 30 yılı at sırtında geçti!
EL-Cevap'ta 1950'den 2013'e Cumhuriyet tarihinin neden, nasıl ve kimlerce çarpıtıldığı gözler önüne serilmiş ve Cumhuriyet tarihiyle ilgili en çok merak edilen konulara belgelerle açıklık getirilmiştir.
(Arka Kapak)
El- Cevap Alıntıları - Sözleri
- Necip Fazıl önce Büyük Doğu dergisinde, sonra da kitaplarında ileri sürdüğü yakın tarih tezleriyle erken Cumhuriyet dönemini, bu dönemin en önemli aktörlerinden Atatürk ve İnönü’yü eleştirmekle kalmamış, insafsızca karalamıştır. Rejimi ahlaksız, dinsiz, acımasız, baskıcı diye adlandırıp bu doğrultuda neredeyse hiçbir somut belge ve bilgiye dayanmayan tarih tezleri kurmuştur. “Ondan işittim, bundan duydum, hatta rüyamda gördüm!” diye başlayan tarih tezlerini bolca gözyaşıyla ıslatıp biraz da şiirle ve dinle soslayınca ortaya gerçekten de tadından yenmez “mazlum hikâyeleri”, “sahte kahramanlık öyküleri” çıkmıştır.
- Tarihin bir " silah " olduğunu bilmezdik eskiden! Birilerinin siyasi amaçları için tarihi kullanabileceginin farkında değildik! Örneğin, ABD'nin iki kutuplu dünyada Rusya'ya ve Avrupa'ya karşı ve tek kutuplu dünyada BOP için " Osmanlı'nin savasciligiyla motive olmuş, Islamcı Türk gençlerine ihtiyaç duyabileceğini " nereden bilebilirdik ki ? Çünkü tarih derslerinde 1938'den sonrası anlatilmazdi. 1938'de Atatürk ölmüş zaman durmuş, tarih bitmiş gibiydi bizim için! Tarihimizin en yakın dönemleri adeta " karanlık çağ " gibiydi. 1071'de neler olduğunu bilirdik de 1950'de neler olduğunu bilmezdik. 500 yıl önce yaşamış Fatih'i az çok tanırdık da 60 yıl önce yaşamış Menderes'i tanımazdık. Sanki birileri 1938'den sonrasını öğrenmemizi istemiyor gibiydi. Tabii o günlerde bizlere ogretilmeyen bu " karanlık çağın " , ABD-SSCB etkisindeki iki kutuplu dünya çağı olduğunu, bu çağda Türkiye'nin ABD'ye " göbekten bağımlı " hale gelerek ulusal onurunu kaybettiğini de bilmiyorduk! Sonradan koyduk taşları üst üste...ABD'nin bizi bir taraftan " Osmanlı ve Islam " gazıyla gazlarken, diğer taraftan sut tozuyla, çikolatayla, yumurtayla neden beslediğini sonradan anladık! ABD'nin, Atatürk'ün yüzyılın basında emperyalizmi dize getirerek kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti yerine " Anadolu Birleşik Devletleri " veya " Yakındoğu Federasyonu " adıyla bir " hilâfet devleti " kurmayı planladığını anladığımızda, neden bizlere " fetihci- islamcı " bir Osmanlı tarihi öğretildiğini de anlamıştık.
- Yuzlesmecilere göre Atatürk , Islâm dinine savaş açmiştir! Laiklik dinsizliktir! Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında Türkiye'de Rumlar ve Ermeniler katledilmiş , zorla ülkeden kovulmuştur! Yuzlesmecilerin bu ve benzeri iddialarının neredeyse tamamı yalandır.
- Sağcı/Islamcı siyasetin en önemli seçim vaatlerinden biri Taksim'e cami yaptırmaktır. Başbakan Erdoğan da zaman zaman Taksim'e cami yaptırmaktan söz etmiştir. Ancak Taksim'e cami yaptırmaktan söz eden siyasetçilerimizin çoğu, bir zamanlar Taksim'de cami olduğundan ve Taksim'deki o camiyi işgal yıllarında Vahdettin'in Fransızlara sattığından habersizdir.
- Atatürk'ün Tarih ve Dil Tezleri, 12 Eylül 1980 Darbesi ile neredeyse tamamen yok edilmiştir. 12 Eylül sonrasında, öncelikle Atatürk'ün vasiyeti hiçe sayılarak Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ( AKDTYK) içine sokularak bu kurumların özerkliği sona erdirilmiştir.
- 12 Eylül, Türk solunu tamamen yok ederken, dinci- sağın olabildiğince önünü açmıştır .1950'lerde kesintiye uğramış olsa da , az çok devam eden laik eğitim sistemine darbe vurmuştur. Imam- hatip okullarının sayısının olcusuzce arttırılması, cemaatlerin, tarikatların önünün açılması gibi uygulamalar hep 12 Eylul'un eseridir.
- ''Avrupalıların çok az bilgi sahibi oldukları Türkiye ve geçmişi hakkında karar vermeleri yeteri kadar ürkütücüdür. Ancak daha da korkuncu Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi tarihini çok az bilmesidir.'' Prof. Dr. İlber Ortaylı
- Mustafa Armağan'ın kitaplarında, yazılarında ileri sürdüğü “kurmaca”, “uydurmaca” yakın tarih tezlerinden bazıları şunlardır: 1. Kurtuluş Savaşı'nı Atatürk değil, Kâzım Karabekir başlatmıştır! 2. Vahdettin hain değil, kahramandır! Atatürk'ü Kurtuluş Savaşı'nı başlatması için Samsun'a göndermiştir! 3. Kurtuluş Savaşı yedi düvele karşı verilmiş antiemperyalist bir mücadele değildir! 4. Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında İngiliz valisi olmak istemiştir! 6. Sevr, Lozan'a göre daha iyi bir anlaşmadır! Lozan zafer değil hezimettir! Lozan'ın gizli maddeleri vardır! 5. Laiklik İngilizler tarafından Lozan'da Türkiye'ye dayatılmıştır! 7. Vahdettin Sevr'i onaylamamıştır! 8. Atatürk, hilafeti İngiltere'ye hediye etmiştir! Hilafetin kaldırılmasini İngilizler istemiştir! 9. Osmanlı'yı Atatürk yıkmıştır! 10. Harf Devrimi'nin amacı Müslüman Türk toplumunun Osmanlı'yla, Kur'an'la, dinle ilişkisini kesmektir! 11. Harf Devrimi Türkiye'yi bir gecede cahil bırakmıştır! 12. Atatürk'ün antropoloji çalışmaları onun irkçı olduğunun kanıtıdır! 13. Atatürk ve İnönü camileri yıkmıştır! 14. Atatürk Kurtuluş Savaşı sırasında dini istismar etmiştir! 15. Bursa Nutku diye bir şey yoktur! 16. Atatürk malvarlığını gayri meşru yolardan elde etmiştir! 17. Atatürk diktatördür! 18. Atatürk'ün cenaze namazı kılınmamıştır! 19. İskilipli Atif Hoca şapka için idam edilmiştir! 20. İnönü Kurtuluş Savaşı kahramanı değildir, sonradan kahraman yapılmıştır! 21. İzmir Suikastı, Menemen Olayı düzmecedir! Ve daha nice akıllara ziyan "alternatif tezler”! Seç, beğen, inan! Ya da seç, beğen, eğlen!
- Afet Hanım’ın 64.000 kişi üzerinde yaptığı ‘En Büyük Antropolojik Tetkiki (Türklerin brakisefal kafa yapısına sahip oldukları) konusunda her türlü tereddüdü giderecek nitelikte bir çalışma olacaktı. Bundan böyle Türklere atfedilen ‘sarı ırk’ ve ‘mongloid’ söylemi Batı literatüründen silindi.
- 1950’lerde Necip Fazıl, hükümet desteğiyle dergi çıkarıp tarihi gerçekleri çarpıtarak Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saldırıp din propagandası ve Osmanlı seviciliği yapıyordu, bugün ise Mustafa Armağan hükümet desteğiyle dergi çıkarıp Atatürk ve Cumhuriyet’e saldırıp din propagandası ve Osmanlı seviciliği yapıyor. Ayrıntılarla uğraşmayı bırakıp büyük resme baktığımızda görülen şudur: ABD’nin 1950’lerden beri devam ettirdiği yakın tarihi çarpıtarak Atatürk’ü ve onun kurduğu “bağımsız” ve “çağdaş” Türkiye Cumhuriyeti’ni her yönüyle “bağımlı” ve “dinci” bir Yeni Osmanlı’ya dönüştürme projesi 2013’te bütün hızıyla devam etmektedir. Aktörler değişmiştir (Menderes yerine Erdoğan, Necip Fazıl yerine Mustafa Armağan) ama amaç değişmemiştir.
- Menderes, her şeyden önce emperyalizmi dize getiren Atatürk'ün ''tam bağımsızlık'' politikasını tümden terk ederek Türkiye'yi ABD'ye ''tam bağımlı'' hale getirmiş ve laikliği hiçe sayarak dini siyasete alet etmiştir.
- Atatürk, 1931 yılında “Demir Ağ Projesi”ni şöyle açıklamıştır: "... Türkiye Hükümetinin tespit ettiği projeler dahilinde kararlaştırılan zamanlar içinde vatanın bütün bölgeleri çelik raylarla birbirine bağlanacaktır. Bütün vatan bir demir kitle haline gelecektir. Demiryolları memleketin tüfekten, toptan daha önemli bir güvenlik sistemi, bir silahıdır. Demiryollarını kullanacak olan Türk milleti, geçmişindeki ilk sanatkârlığının, demirciliğinin eserini tekrar göstermiş olmakla övünç duyacaktır. Demir yolları, Türk milletinin refah ve medeniyet yollarıdır.”
- Emperyalist ülkelerin ve onların kapitalist şirketlerinin Osmanlı Devleti’nde inşa edip işlettikleri demiryolları, ilk bakışta bir uygarlık faaliyeti gibi görünüyorsa da, demiryollarının inşaat ve işletilmesi için gerekli malzemenin Avrupa’dan hiçbir gümrük ödenmeden ithal edilmesi, demiryolunu yapacak şirkete kilometre garantisi verilmesi ve şirkete demiryolu hatlarının geçeceği yerlerdeki yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarına sahip olma hakkı tanınması gibi ayrıcalıklarla Osmanlı demiryolları Avrupalılar için çok kârlı bir yatırım aracı olmuş ve ülkenin sömürülmesine yol açmıştır. Öyle ki, demiryolu yatırımlarının bu denli kârlı ve sağlam güvencelere bağlanması, yabancı demiryolu şirketlerinin kimi zaman daha fazla kâr sağlamak için hatları düzlük arazide bile dolambaçlı bir şekilde döşemelerine neden olmuştur.
- Erdoğan’ın içinde yer aldığı Erbakan’ın MSP, RP, FP çizgisi “siyasal İslamcı” bir çizgidir. Nitekim bu partilerin üçü de “irticai faaliyetler” nedeniyle kapatılmıştır. R. Tayyip Erdoğan’ın kurup başına geçtiği AKP de bütün “değişim ve yenilikçilik söylemlerine karşın” özünde bu çizginin devamıdır." Bu çizgiden gelenlerin erken dönem Cumhuriyet tarihine ve Atatürk’e bakışları da herkesçe bilinmektedir. Onlara göre de Atatürk, Osmanlı’yı yıkmış, devrimleriyle Batı’yı taklit etmiş, İslam dinini toplumdan söküp atmış, dindarlara baskı yapmıştır! Ayrıca laiklik “dinsizlik”, çağdaşlık ise “Batı taklitçiliğidir”! Vahdettin kahramandır! Şeyh Said, Seyit Rıza ve İskilipli Atıf boşu boşuna idam edilmiştir!
- CIA görevlilerinin ve ajanlarının açıklamaları , AB raportörlerinin beyanları , emperyalist Batı'nın ısrarla Türkiye'den "Atatürk'ün mirasını reddetmesini " istediğini gözler önüne sermektedir. ABD ve AB, Atatürk mirasından ; yani laiklikten, cumhuriyetcilikten, milliyetçilikten, halkciliktan, devletcilikten, devrimcilikten; yani " çağdaşlıktan " ve " tam bağımsızlıktan " rahatsızdır. Atatürk'ün Bağımsızlık ve Aydınlanma Savaşı'ndan rahatsızdır .
El- Cevap İncelemesi - Şahsi Yorumlar
tesadüf eseri orjinalini yerde kitap satanlardan alıp eve gelmemle beraber okumaya başladım .. 2 gün gibi cok kısa bir sürede bitirdim.. kafası aydınlık düşünceleri ve fikirleri hür her bireye önerim mutlaka okumaları yönünde olacaktır..inanılmaz bir kitap.. (Tuco Herrera)
Sinan Meydan El Cevap'ta , 1950'den 2013'e Cumhuriyet tarihinin neden, nasıl ve kimlerce çarpıtıldığı gizler önüne serilmiş ve Cumhuriyet tarihi ile ilgili en çok merak edilen konulara belgelerle açıklık getirilmiştir. (Semih özgün cankurt)
Okuduğum ilk Sinan Meydan eseri, şimdiyse Cumhuriyet Tarihi Yalanları 1. Kitap'ını okumaya başlıyorum. Oldukça başarılı bir tarihçi, Meydan. Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlarının nasıl bir akıl tutulması yaşadığını göz önüne seriyor. Kitabın kaynakçasında 259 tane kitap saydım, yazarın bilgi birikimini siz düşünün... (Metehan Selvi)
El- Cevap PDF indirme linki var mı?
Sinan Meydan - El- Cevap kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de El- Cevap PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sinan Meydan Kimdir?
1975 yılında Artvin Şavşat'ta doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Şavşat'ta (Vahdettin Yıldız Ortaokulu-Şavşat Lisesi), yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde tamamlamıştır.(1993-1997). İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı'nda master yapmıştır.
1997 yılından itibaren 'Ön Türk Tarihi', 'Cumhuriyet Tarihi ve Atatürk' üzerine araştırmalar yapmaktadır. Çalışmalarının odak noktası Atatürk'tür.
Bir ara "tarih hocalığı" de yapan Sinan Meydan, kısa bir süre ODA TV'de yazmıştır.
Sinan Meydan, çok sayıda yazı yazmış, yurt genelinde çok sayıda konferans vermiş; birçok televizyon programına katılmıştır.
Sinan Meydan şu sıralar bir taraftan kitap çalışmalarına ve konferanslarına devam ederken, diğer taraftan bazı tarihi filmlere danışmanlık yapmakta, Bütün Dünya Dergisi'nde yazmakta ve KANAL 99'da Saklı Tarih adlı bir tv programı yapmaktadır.
Özlem Akkoç ile evli olan Sinan Meydan, İdil Maya adlı bir kız çocuk babasıdır.
15 yıldan fazla bir süredir Atatürk üzerine çalışan Meydan, Atatürk'ü şu üç sözcükle tanımlamaktadır: Tam bağımsızlık (antiemperyalizm), Çağdaşlaşma (muasırlaşma), Ulusal egemenlik (demokrasi).
Sinan Meydan Kitapları - Eserleri
- Atatürk ve Kayıp Kıta Mu
- Yüzyılın Kitabı - Yüzyılın Lideri
- Panzehir
- Hafıza
- Cumhuriyet Tarihi Yalanları
- El- Cevap
- Atatürk Etkisi
- 1923 Kuruluş Ayarlarına Dönmek
- Akl-ı Kemal 1.Cilt
- Atatürk ile Allah Arasında
- Pusula
- Sarı Lacivert Kurtuluş
- Köken
- Sarı Paşam
- Akl-ı Kemal 2.Cilt
- Cumhuriyet Tarihi Yalanları 2. Kitap
- Vaiz
- Atatürk'ün Gizli Kurtuluş Planları - Parola Nuh
- Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi
- Akl-ı Kemal 3.Cilt
- Nutuk'un Deşifresi
- Akl-ı Kemal 4.Cilt
- Son Truvalılar
- Akl-ı Kemal 5.Cilt
- Akl-ı Kemal
- Beyaz Kule
- Son Truvalılar
- Son Truvalılar/Truvalılar Türkler ve Atatürk
- Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi
- Akl-ı Kemal - Kutulu Set
Sinan Meydan Alıntıları - Sözleri
- İngiliz The Times gazetesinin 16 ve 17 Haziran 1937 tarihli sayılarında Dersim İsyanı’nın “eğitim öğretime karşı koyan”, “reformlara direnen” aşiretlerce çıkartıldığı duyurulmuştur. “Dersim isyan etmedi, ama bastırıldı!” diyen “mantıklı” liberallerimizin gerçeklerden haberleri yok mudur acaba? (Cumhuriyet Tarihi Yalanları 2. Kitap)
- Emevi Halifesi Muaviye'den itibaren halifeler kendilerini "peygamberin halefi" olmanın ötesinde "Allah'ın halefi" olarak görmeye başlamışlar, bu görüş, halifelik kaldırılıncaya kadar devam etmiştir. (Hafıza)
- Ne acıdır ki, 1919 ‘da wilson mandasını reddeden Türkiye,1947 ‘ de truman doktrinini kabul edecekti. (Yüzyılın Kitabı - Yüzyılın Lideri)
- Menderes, her şeyden önce emperyalizmi dize getiren Atatürk'ün ''tam bağımsızlık'' politikasını tümden terk ederek Türkiye'yi ABD'ye ''tam bağımlı'' hale getirmiş ve laikliği hiçe sayarak dini siyasete alet etmiştir. (El- Cevap)
- Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nda İngiliz emperyalizmine ve onun hizmetindeki Yunanlılara vurulan büyük darbeyle ''tam bağımsızlığın'' sağlandığını yine not defterlerinden birine kaydettiği şu cümlelerle ifade etmiştir: ''Biz artık kimsenin namını taşıyamayız. Kimsenin namı altında kimliğimizi, ırkımızı unutamayız. Milli geleneklerimizi çiğnetemeyiz. Biz yalnız namımızla yad olunur ve ancak bu suretle tanınırız.'' (Atatürk'ün Gizli Kurtuluş Planları - Parola Nuh)
- Bir ölüm kalım ve var olma savaşı verildikten sonrası için yeni bir proje gerekiyordu. Bu projenin ilk adımları Misak-ı Milli kararlarıdır. Bu açıdan Türkiye Cumhuriyeti ulus devleti bir siyasal projedir ve ulusal çizgide siyasi bir akla dayanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü yılına doğru yol alırken, iki kutuplu dünya düzeni çöküyor ve sosyalist sistemin dağılması ve Sovyetler Birliği'nin ortadan kalkması üzerine merkezi alanda gene eskisi gibi emperyal projeler devreye sokuluyor. Büyük Britanya İmparatorluğu, öncüsü ve kurucusu olduğu dünya devleti oluşumu adına, gene eskisi gibi Osmanlı hinterlandında bir Yakın Doğu Konfederasyonu kurmaya yönelirken, İngiltere'nin yavrusu olan Amerika Birleşik Devletleri Büyük Ortadoğu Projesi ile ılımlı İslam üzerinden yeni bir Panislamcılık politikasına Türkiye üzerinden yöneliyor. (Akl-ı Kemal 4.Cilt)
- 143 maddelik Lozan Andaşması'nın hiçbir maddesinde veya eklerinde, protokol ve sözleşmelerinde bu konuda hiçbir kayıt yoktur. Çünkü Lozan Antlaşması "süreli" bir anlaşma değildir. Dolayısıyla Lozan Antlaşması'nın "son kullanma tarihi" yoktur (Panzehir)
- Gökalp’in düşünce yapısının oluşmaya başladığı dönemlerde, saltanat makamına yönelik eleştirileri ve millet kavramına yaptığı vurgular dikkat çekicidir. Daha 1891 yılında yazdığı bir manzumede, “Ey sultan sen çekil, hükümran biziz,” diyen Ziya Gökalp, 1894 yılında da “Padişahım çok yaşa” yerine, “Millet çok yaşa” diye bağıranlar arasında bulunduğundan ahlak notu 10’dan 7’ye düşürülmüştür. (Atatürk ile Allah Arasında)
- Hayat bir kaçtı mı yakalamak mümkün olmuyor!... (Sarı Paşam)
- Evet! Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün toplum mühendisliğinin eseridir. (Atatürk ile Allah Arasında)
- Necip Fazıl önce Büyük Doğu dergisinde, sonra da kitaplarında ileri sürdüğü yakın tarih tezleriyle erken Cumhuriyet dönemini, bu dönemin en önemli aktörlerinden Atatürk ve İnönü’yü eleştirmekle kalmamış, insafsızca karalamıştır. Rejimi ahlaksız, dinsiz, acımasız, baskıcı diye adlandırıp bu doğrultuda neredeyse hiçbir somut belge ve bilgiye dayanmayan tarih tezleri kurmuştur. “Ondan işittim, bundan duydum, hatta rüyamda gördüm!” diye başlayan tarih tezlerini bolca gözyaşıyla ıslatıp biraz da şiirle ve dinle soslayınca ortaya gerçekten de tadından yenmez “mazlum hikâyeleri”, “sahte kahramanlık öyküleri” çıkmıştır. (El- Cevap)
- 433 maddelik idam fermanı Sevr, Anadolu’nun ortasına sıkıştırılmış ve iyice küçültülmüş Türkiye’nin aynı zamanda ordusuz bir Türkiye olmasını amaçlıyordu. (Hafıza)
- Merkezi alanda emperyalist ve Siyonist bir düzen oluşturulması doğrultusunda işbirlikçi neoliberal, Batıcı ve cemaatçi kadroların Atatürk'e ve Kemalist Cumhuriyete saldırılarının giderek arttığı son aşamada, Atatürk ve Kemalist Cumhuriyet ile ilgili gerçekçi ve nesnel değerlendirmelerin yapılabilmesi için Kemalist aklın ya da Akl-ı Kemal'in her yönü ile ortaya konulması gerekmektedir. Çünkü bugün eğer hala dünyanın ortasında Türkiye Cumhuriyeti adında bağımsız bir Türk devleti varsa bu Akl-ı Kemal ya da Kemalist akıl sayesindedir. (Akl-ı Kemal 4.Cilt)
- Yine Harbiye'de öğrenciyken bazı hafta tatillerinde Beykoz'da Yuşa Efendi Dergahı'nın şeyhine konuk gitmiş. Şeyh de ona ve beraber gelen diğer gençlere okulu bırakmamalarını, okuyup büyük adam olmalarını öğütlemiştir. Cemal Granda'nın anlatımıyla: "Mustafa Kemal, o günleri hiç unutmamış olacak ki Boğaz'dan her geçtiğimizde başını Beykoz'un üstündeki dergaha doğru çevirerek eski anılarını tazeler ve bize: 'Eğer bize Şeyh Hazretleri okuma aşkı vermeseydi, halimiz nice olur?' der, durur. (Atatürk ile Allah Arasında)
- "Yolunda yürüyen yolcu, yalnız ufkunu değil, ufkun ötesini de görebilmelidir." (Atatürk ve Kayıp Kıta Mu)
- Atatürk’ün ulusal kurtuluş mücadelesi ve bu mücadele sırasındaki stratejileri hiç şüphesiz derin bir aklın ürünüdür. İşte bu akılla şekillenen Türk Devrimi, Atatürk’ün adından dolayı KEMALİZM olarak adlandırılmıştır. (Akl-ı Kemal 1.Cilt)
- Atatürk , 1911 ' de görmüştü Osmanlı'nın da tıpkı Endülüs gibi yıkıma sürüklendiğini... Bu yüzden " Endülüs tarihinin son sayfalarını okuyunuz! " diyerek uyarıp uyandırmak istemişti arkadaşlarını... (1923 Kuruluş Ayarlarına Dönmek)
- Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. (Akl-ı Kemal 3.Cilt)
- ''O mavi gözlü genç adama dikkat edin, o bugünü yaşayanlardan değil - geleceği kuranlardan biri'' (Sarı Paşam)
- Sarı Paşam, yirminci yüzyılın en büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün çocuklukluğuna, gençliğine, psikolojik ve düşünsel köklerine yapılan derin ve büyülü bir yolculuğun gerçek hikayesidir. @sinanmydn 'nın kaleme almış olduğu bu eser bize tanıdığımız Mustafa Kemal'in dışında bilinmeyen bir çok yönünü, hayatını anlatan bir eserdir. Ben bu eseri okuduğum anlarda sanki kitabın icinde olaylarin tam olarak ortasında hissettim kendimi. Ve en önemlisi okuma boyunca hep karşımda küçük sarışın bir çocuk gördüm.. Bu kitaba karşı duygularım çok yoğundur. Çünkü Mustafa Kemal'i anlatan tüm eserlerden hep bir farkı oldu benim icin. Mustafa Kemal'i tüm yönleriyle ele aldığı icin herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum (Sarı Paşam)