El Greco'ya Mektuplar - Nikos Kazancakis Kitap özeti, konusu ve incelemesi
El Greco'ya Mektuplar kimin eseri? El Greco'ya Mektuplar kitabının yazarı kimdir? El Greco'ya Mektuplar konusu ve anafikri nedir? El Greco'ya Mektuplar kitabı ne anlatıyor? El Greco'ya Mektuplar kitabının yazarı Nikos Kazancakis kimdir? İşte El Greco'ya Mektuplar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Nikos Kazancakis
Çevirmen: Ahmet Angın
Orijinal Adı: Anaphora Sto Greco
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750733505
Sayfa Sayısı: 591
El Greco'ya Mektuplar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Hatırlamak için belleğime başvuruyorum; havayı, hayatımı toparlıyor, generalin karşısındaki asker gibi dimdik duruyor ve El Greco'ya mektuplar yazıyorum; çünkü aynı Girit toprağından yoğrulduk, canlı ya da ölü tüm mücadeleciler içinde beni en iyi o anlayabilir. Kendisi de taşların üzerinde aynı kırmızı izi bırakmadı mı?
Zorba, Yeniden Çarmıha Gerilen İsa, Kardeş Kavgası, Kaptan Mihalis, Günaha Son Çağrı gibi yapıtlarıyla 20. yüzyılın yalnızca yazınsal açıdan değil, düşünsel yönden de en etkileyici yazarlarından biri sayılan Nikos Kazancakis'in büyük anlatısı El Greco'ya Mektuplar, yazarın "ruhsal otobiyografi"sidir. Kazancakis, kendisi gibi Giritli olan ünlü Rönesans ressamı El Greco'ya mektuplar biçiminde kaleme aldığı kitabında, yaşamı boyunca izini sürdüğü düşünsel, ruhsal ve ahlaksal yolculuğu anlatır. Gerçekle kurmacanın iç içe geçtiği bu kitap, insan varoluşunun anlamını ve anlamsızlığını sorgular.
El Greco'ya Mektuplar Alıntıları - Sözleri
- Şaşarım, sen yürürken sokakların nasıl çiçek açmadığına.
- İnsanın kurtuluşu bir ipliğe, bir sevgi çığlığına bağlıdır.
- "Çevreme son kez bakıyorum; kime veda edeyim? Neye veda edeyim? Dağlara, denize, balkonumdaki meyveli asmaya, erdeme, günaha, serin suya mı?"
- Şaşarım, sen yürürken sokakların nasıl çiçek açmadığına.
- Aklımı yargıç olarak ortaya koymak istemem, ona güvenim yok! Yüreğime de güvenemiyorum. Biri her şeyi mahkum eder, öteki her şeyi bağışlar. .
- Büyük bir tutkuyla yanmayan ruhlarda, yalnızlık öldürücüdür.
- Şaşarım, sen yürürken sokakların nasıl çiçek açmadığına.
- Bütün dünya yüreğimize ağırlık veriyor...
- İnsana, insanın acısını unutturan güzellik, lanetlidir.
- Sevdiğim çok kişi öldü ve toprağa değil, belleğime gömüldüler. Artık ben ne kadar yaşarsam onların da o kadar yaşayacağını biliyorum.
- Hangi vücut ruhuna boyun eğer?
- Yok olan şey, yeteri kadar arzulamadığımız şeydir..
- Güzellik merhametsizdir, sen ona bakmasan da o sana bakar ve bağışlamaz.
- Yüreği ağırdı, taşıyamıyordu..
- Bir gün komşumuz Bayan Penolopi, anama, "Oğlunuz hayalperest olacak gibime geliyor Bayan Maryi," dedi, "hep bulutlara bakıyor!" Anam ona, "Sen merak etme, Penolopi'ciğim," diye yanıt verdi, "onu daha da aşağılara baktıracak olan yaşamdır. Henüz zamanı var."
El Greco'ya Mektuplar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Meşhur Koltuk"ta bu gece benim iki gözüm Kazancakis' var. ❤"El Greco'ya Mektupları"nı okudum. Vay benim canımın Girit köşesi. Seni ne zaman okusam aklım karışır, her şeyden vazgeçmek, o sıkça bahsettiğin uçurumdan bakmak, umuttan ve korkudan kurtulmanın yolunu bulup, hep dik olan o yol, yeniden başlamak isterim; mutluluğum artar, kurtulmaktan kurtulmanın nasıl olabileceğini düşünürüm. Oturur yazmaya başlarım, ilkokula yeni başlamış çocuk gerginliğime iyi gelirsin. El Greco'ya Mektuplar, Kazancakis'ten otobiyografik izler taşır. Romanın başkahramanı, anlatıcı, biraz Kazancakis biraz değil, önce soyunu ve Girit'i anlatır, özgürlük teması belirgindir. Ardından bir arayışın içine sürüklenir çünkü okulda evrimi, bir hayvandan geldiğini öğrenmiştir. İsa'nın adımlarını takip ederken kilisenin çürümüşlüğü bir taraftan İsa'nın çilesi bir taraftan çekiştirir. Buda, Nietzsche ve Lenin girer hayatına. Üzerimde etki bırakan insanlar şöyledir der: Homeros, Buda, İsa, Nietzsche, Lenin ve Zorba. ❤ Kitabın sonunda "Zorba"yla tanıştığı bölüm ve "Zorba"nın "Patron"a yazdığı mektuplar var ki enfes. Şu salgın bitsin "Zorba"yı Girit'te okuyacak, santur dinleyip şarap içeceğim. Zorba'yı, Sırbistan'ı ve görmeni istediği yeşil taşı da aklımda tutacağım... #nikoskazancakis #elgrecoyamektuplar #canyayınları #dünyaedebiyatı #roman #girit #zorba #lenin #buda #bookstagram #book #kitap #kitaplık #neokudum #neokusam (Özgür Çırak)
Anlatı genelde tercih ettiğim bir tür değil. Kazancakis için ayrıcalık yaptım ve romanların ardından okudum. Doğru bir sıralama olmuş. El Greco’ya Mektuplar yazarın tüm diğer kitaplarının birleşimi ve biraz daha fazlası gibi. Diğer kitaplardan esintiler ve minik hikayeler görüyoruz burada. Gerçekle kurgu iç içe geçiyor yer yer. Kitap yazarın ‘ruhsal otobiyografisi’ olarak tanımlanıyor. Yazarın hayatından çok ruhsal mücadelesi anlatılıyor. Kazancakis de ‘yaşamımın kendim için bir değeri varsa da, başkaları için yoktur’ diyerek kitabın bir yaşamöyküsü olmadığını söylüyor. Ona göre bu kitap kendisinin ‘insanlar, acılar ve fikirler arasında izlediği yol’ Kazancakis yolculuğunu dede dediği Girit’li ressam El Greco’ya anlatıyor. Kazancakis’e göre insan olmayı hakeden herkes kendi Golgota’sına tırmanmaya çalışır hayatı boyunca sırtında haçıyla. Yani görev yığınının tepesine, öleceği yere kadar. Kimisi ilk basamağı geçer sadece kimisi sonuna kadar gider. Bu kitap da yazarın kendi Golgota’sına tırmanma yolculuğu. (Diğdem Abşin)
El Grecoya Mektuplar Nicos Kazancakis: Yazarın otobiyografik romanı.Sair Ahmet Erhan "Bu benim kutsal kitabım..." der ve elinden düşürmezmiş kitabı.Okumayi bitirdiğimde ruhuma bu kadar yakın biri bir zamanlar bize çok uzak olmayan topraklarda yaşamış ne güzel diye düşünmüştüm.Yazarin arayışları yollara düşmesi ünlü yazar Panait Istrati ile olan dostluğu (Panait Istrati Akdeniz ve Angel Dayı adlı iki şaheserin yazarı.Romanyali...) aşkları acıları içsel yolculukları gerçekten de Ahmet Erhan haklıymış dedirtecek cinsten.Abartisiz söylüyorum tüm eserleri eşsizdir okuyun sonra bana dua edeceksiniz... (Ömer Kahraman)
Kitabın Yazarı Nikos Kazancakis Kimdir?
Nikos Kazancakis (Yunanca: Νίκος Καζαντζάκης) (d. 18 Şubat 1883, Kandiye, Osmanlı İmparatorluğu - ö. 26 Ekim 1957, Freiburg, Almanya), Yunan yazar, şair, siyasetçi ve filozof.
20. yüzyılın en önemli Yunan felsefecisi olduğu ve eserleri yabancı dillere en çok çevrilmiş olan Yunan yazarlardan olduğu düşünülmektedir. Fakat şu anki şöhretine, 1964 yılında gösterime girmiş olan Michael Cacoyannis'in yönetmiş olduğu Zorba the Greek adlı sinema filmiyle kavuşmuştur. Bu film, aynı ismi taşıyan kendi kitabından uyarlanmıştır.
Girit'te, ada hala Osmanlı yönetimindeyken, Kandiye ilinde dünyaya geldi. Bu tarihlerde, Girit adasında Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlık kazanma amacıyla ayaklanmalar yaşanıyordu.
Kendisinin evvelki eğitim dönemi hakkında fazla bir bilgi olmamasına rağmen, 1902'de Atina Üniversitesi'nde hukuk okumaya başladığı bilinmektedir. Hukuk öğreniminden mezun olduktan sonra, 1907'de ise felsefe üstüne çalışmak için Paris'e gitti. Burada Henri Bergson'la çalışma imkânı buldu.
1911 yılında Galatea Alexiou ile evlendi. Balkan Savaşları patladıktan sonra ise orduya katıldı. Savaş bittikten sonra ülkesine geri döndü ve felsefe hakkındaki çalışmaları Yunancaya çevirme çalışmalarına başladı. 1914 yılında, sonraki 2 yıl boyunca beraberce Yunan Hristiyan kültürünün ortaya çıkıp geliştiği yerleri gezeceği Angelos Sikelianos ile tanıştı. Bu gezilerinde Sikelianos'un milliyetçiliğinden oldukça etkilenmiş olduğu belirtilmektedir.
1922'den ölümüne kadar birçok ülkeyi dolaşarak, gezi yazıları formatında eserler verdi. Gezdiği şehirler/ülkeler ve bu şehirler/ülkelerde bulunduğu tarihler şöyledir: Paris ve Berlin (1922 - 1924), İtalya ve Rusya (1925), İspanya (1932), ve sonrasında Kıbrıs Adası, Aegina ""(Egina)"", Mısır, Sina Dağı, Çekoslovakya, Nice, Çin ve Japonya. Ayrıca Fransa'nın Nice şehrinde bulunduğu vakitlerde, Antibes yakınlarında bir villa satın almıştır.
1926 yılında ilk eşinden boşandı ve 1945'te, vefatına kadar birlikte olacağı Eleni Samiou ile evlendi.
Berlin'de bulunduğu sıralarda, komünizm ile tanıştı ve sağlam bir Lenin hayranı oldu. Hiçbir zaman tamamıyla komunizme bağımlı bir yoldaş olmasa da, Sovyetler Birliği'ni ziyaret ettiği vakitlerde, Sol Muhalefet yanlısı politikacı ve yazar olan Victor Serge'nin yanında kaldı. Sovyetler'de bulunduğu sıralarda, Josef Stalin'in önemli bir politik şahsiyet olarak yükselişine tanıklık etti ve Sovyet tipi komünizmden soğumaya başladı. Bundan sonra, öncesinde sahip olduğu ve milliyetçiliği ağır basan fikirleri değişmeye ve yerini daha evrensel ideolojilere bırakmaya başladı.
1945'te, Yunanistan'da komünist olmayan küçük bir sol partinin başkanı oldu ve Yunan hükümetinde bakan olarak görev aldı. 1 sene sonra ise bu görevinden istifa etti.
1946'da, Yunan Yazarlar Topluluğu tarafından Angelos Sikelianos ile birlikte Nobel Edebiyat Ödülü için kurula tavsiye edildi. 1957 yılında, bu ödülü 1 oy farkı ile Albert Camus'ya kaptırdı. Camus ödülü aldıktan sonra, Kazancakis'in bu ödülü kendisinden yüzlerce kez daha fazla hakettiğini söylemiştir.
1956 yılında Viyana'da Uluslararası Barış Ödülü'nü aldı.
1957'nin sonlarına doğru, lösemi hastalığına yakalanmış olmasına rağmen Çin ve Japonya'ya son bir gezi turuna çıktı. Dönüş yolunda ise iyice hastalanan Kazancakis, Almanya'nın Freiburg kentinde vefat etti. Ortodoks kilisesi mezarlıkta defnedilmesine izin vermediğinden, Kandiye'yi çevreleyen Venedik surlarının kale burçlarından birinin altına gömüldü.
Girit'te bulunan havaalanlarından birine ismi verilmiştir.
Nikos Kazancakis Kitapları - Eserleri
- Zorba
- Günaha Son Çağrı
- El Greco'ya Mektuplar
- Kardeş Kavgası
- Yeniden Çarmıha Gerilen İsa
- Kaptan Mihalis
- Allah'ın Garibi
- İspanya Yaşasın Ölüm
- Assisili Francis
- Kayalı Bahçe
- Çileci
- Alexander The Great
- Serpent and Lily
- Toda Raba
Nikos Kazancakis Alıntıları - Sözleri
- Aklımı yargıç olarak ortaya koymak istemem, ona güvenim yok! Yüreğime de güvenemiyorum. Biri her şeyi mahkum eder, öteki her şeyi bağışlar. . (El Greco'ya Mektuplar)
- "Bir suçlunun ruhu nasıldır bilemem ama dürüst insanın, iyi insanın ruhu bir cehennemden farksız. Öyle bir cehennem ki içinde her türlü şeytan var. Ve biz içlerinde şeytanlar gizleyen, onların dışarı çıkıp kötülük yapmasına, çalmasına, öldürmesine izin vermeyen insanlara iyi, dürüst Hristiyanlar diyoruz... Ama her birimiz, yüreğimizin derinliklerinde, Tanrı beni bağışlasın, birer hırsız, cani, suçluyuz." (Yeniden Çarmıha Gerilen İsa)
- Xeyr, bunun bir sonu olmalıdır... (Serpent and Lily)
- Ölümle flört mü ediyorsun? (Günaha Son Çağrı)
- Sevdiğim çok kişi öldü ve toprağa değil, belleğime gömüldüler. Artık ben ne kadar yaşarsam onların da o kadar yaşayacağını biliyorum. (El Greco'ya Mektuplar)
- Tanrı'nın yürüyüşünün dizemini bulmaya çabalayalım;ola ki bunu bulursak, elimizden geldiğince onu küçük gündelik yaşamımızın dizemine de uygulayalım. Yalnızca bu yolla biz ölümlüler bengi (ebedi) bir şeyi gerçekleştirmeyi başarabiliriz ;çünkü Ölümsüz'le işbirliği etmekteyizdir... (Çileci)
- Ruhun da ağaç gibi baharı vardır, o da açar... (Allah'ın Garibi)
- Ölmez ruhumun yaratıcısı, acının keskisiyle kendi kendimin heykeltıraşıyım; yalnız; tanrısız-ben buyum işte. (İspanya Yaşasın Ölüm)
- Hiç korkum yok. Burnumu Tanrı'nın işine sokmuyorum ve dünyanın kurtarılıp kurtarılmaması umrumda değil. (Günaha Son Çağrı)
- İçimdeki sevincin kaynaklarını anlayabilme çabası içindeydim. (İspanya Yaşasın Ölüm)
- Birbirinizi seviniz. Bu sözü, kuru bir ağaca söylesen çiçek açar; insana söylüyorsun, açmıyor. (Zorba)
- . Ballı zehirler kalbi boğar. ... (Çileci)
- "Dağlar, evler, insanlar, hep aynı çakmaktaşından oyulmaydı..." (Kardeş Kavgası)
- Yaşam güzel,yararlanabildiğimiz kadar yararlanalım...! (Yeniden Çarmıha Gerilen İsa)
- Bir torbayım et ve kemikle, kanla, ter ve gözyaşıyla (Çileci)
- İnsan ruhu, kılıfı olan vücuttan çıkan bir kılıçtır. (İspanya Yaşasın Ölüm)
- ''Bugün insanlar bize her türlü zehri içirdiler. Bu kadarı yeter. Yatıp uyuma zamanı geldi; bırakalım uyku yaralarımızı kapasın ve yarın yeni yaralar almaya hazırlanalım...'' (Yeniden Çarmıha Gerilen İsa)
- Eğer şehir ile köy arasında dengeyi bozmaktadevam ederseniz, mahvoldunuz demektir.. (Toda Raba)
- Ama doğar doğmaz yaratma, bir araya koyum, özdeğe can verme çabası da başlar; her an doğmaktayızdır. Bu nedenledir ki pek çokları buyurmuştur: "Gündelik yaşamın amacı ölümsüzlüktür." (Çileci)
- ''Leo kardeş, insanın vücudu Eski Ahit'teki Nuh'un gemisi gibi. Tanrı da bu gemi içinde yolculuk ediyor.'' (Allah'ın Garibi)