Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları - Kemal Yalçın Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları kimin eseri? Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları kitabının yazarı kimdir? Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları konusu ve anafikri nedir? Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları kitabı ne anlatıyor? Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları PDF indirme linki var mı? Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları kitabının yazarı Kemal Yalçın kimdir? İşte Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Kemal Yalçın

Yayın Evi: Birzamanlar Yayıncılık

İSBN: 9789756158036

Sayfa Sayısı: 372

Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Emanet Çeyiz, Denizli'nin Honaz Köyü'nde yaşayan bir Rum ailenin, sürgüne gönderilirken Müslüman komşularına bıraktığı kızlarının çeyizinin, yaklaşık seksen yıl sonra aileye geri veriliş öyküsüdür. Kemal Yalçın, dedesine emanet edilen çeyizi teslim etmek üzere Minoğlu ailesinin izini sürerken, on beş Rum ve on beş Türk mübadilin yaşam öyküsünü ve duygularını kendi ağızlarından aktarır bize.

"Bak şu bahçenin güzelliğine. Şu şeftaliye, şu eriğe, şu armuda, şu çiçeklere bak. Hepsi birlikte güzel... Bir ülkenin içinde ne kadar din, dil, ırk varsa o kadar zenginliktir bu... Budur sana, Sinoplulara, Ayancıklılara ve Türklere son sözüm: Tek meyveyle bahçe olmaz..."

-Baba Yorgo-, Ayancıklı

(Tanıtım Bülteninden)

Ödüller

1998 Kültür Bakanlığı Roman Başarı Ödülü,

1998 Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Özel Ödülü

1999 Türkiye-Yunanistan Dostluk ve Barış Ödülü

Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları Alıntıları - Sözleri

  • “Bak şu bahçenin güzelliğine. Şu şeftaliye, şu eriğe, şu armuda, şu çiçeklere bak!. Hepsi birlikte güzel. Bir ülkenin içinde ne kadar din, dil, ırk varsa o kadar zenginliktir bu. Budur son sözüm: tek meyveyle bahçe olmaz!.”
  • -Ulu ağacın ahı olur. İnsan ahından beterdir. Vazgeçin, kesmeyin!
  • ‘Bu dünyada ölüm değil, zulüm var!’
  • Terk edilmek ölümün öteki adı!
  • “Başımıza bu işleri açanlar, çoktan unutup gitti acılarımızı, çektiklerimizi. Biz ağladık onlar güldü. Rum’un kanı aktı, Türk’ün kanı aktı, onlar keyiflerine baktı!”
  • “Baba Yorgo, Türkçe’yi nasıl oldu da unutmadın, böyle güzel konuşuyorsun?” “Türkçe, benim vatanımın dilidir, unutmam!”
  • “Türk tarafını tutup, Yunanlılara küfretmek kolaydır. Yunan tarafını tutup Türk tarafını suçlayabilirsin. Kolaydır. Zor olan iki tarafın da iyiliğini kötülüğünü görmek, yazabilmektir”
  • Göçmen bir insan, kendi kültürel değerlerinin, ruhsal biçimlenmesinin, yaşam tarzının hoşgörüyle kabul edilmesini, özgür bir uyumun olmasını bekliyor. Devletin uyguladığı kültür politikası da eğer baskıcı, tek taraflı ise sorunun çözümünü zorlaştırıyor. Aşağılayıcı, zorlayıcı, ayrımcı tutum ve politikalar; yanlış, gelişigüzel bir iskânla tecrit edilmiş durumda kalan göçmen kitlesinin kendi içine kapanmasına yol açıyor. Kendi kökenine daha sıkı sarılması sonucunu doğuruyor.
  • Dünyada savaşlar ne zaman ortadan kalkarsa, o zaman insan olunacak!
  • "Sen de ben gibi yaşasan, ben de sen gibi yaşasam, sevgiyle!"
  • Çoğunun izi bile kalmadı. Ha burdaki camiler ha ordaki kiliseler! Ahlı tapınağın yüzü mü güler?
  • Bu dağlar, bu topraklar, bu insanlar hepimiz çok acılar çektik. Korkma! Burada başına bir iş gelmez. Jandarma dipçiği yoktur burada!
  • Bu dünyada ölüm değil, zulüm var!'
  • Türkler hiç Türkçe bilmiyor, biz Rumlar da hiç Rumca bilmiyorduk! Türkler Rumca konuşuyor, Rumlar da Türkçe konuşuyordu!

Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yine okurken kahroldum. 74 yıl önce Rum bir ailenin kızları için hazırladığı çeyizi kaçarken Türk komşularına emanet etmesi ve o emanetin aileye ulaşabilmesi için Denizli’den Yunanistan’a uzanan bir hikaye. Mübadele insanlarının hayatı, yaşadıkları, ortak acıları odak noktası. Çok çok üzücü yaşananlar, bazı satırları okurken yutkunamadım. “Okuyamayacağım, dayanamayacağım daha fazla” dediğim anlar oldu. Politik oyunların, güç gösterilerinin, liderlik hırsının ezip geçtiği binlerce hayatın bir bedeli olabilir mi? Etimle, kemiğimle bir kez daha nefret ettim bu dünyadan. (İdil Pamirol)

Mutlaka okunması ve her kütüphanede bulunması gereken bir eser... "Ölmeden bir kere olsun memleketimizi göreydim!" diyenleri, "Beni de götür!" diyenleri doldurdum otobüse. "Sür şoför Honaz'a!" "Sür şoför! Uçur bizi Selanik'e, Kozlar'a, İnelli'ye, Köseler'e, Uçana'ya..." "Sür şoför Vatalakos'a." "Sür şoför Mirsina'ya, Grebena'ya, Vraşno'ya." "Sür şoför! Doğru Ferizdağ'a... Duyan geldi, duyan geldi Amasya'dan, Erbaa'ya kadar... Her yıl, her yıl olmazsa beş yılda, on yılda bir aynı gün aynı saatte burda, orda, dünyanın her yerinde varlığı işlevinden utanan her tapınak, camileştirilmiş her kilise, müzeleştirilmiş her cami anadilinde çağırmalı insanları. Çan sesiyle gelmeli Müslümanlar kiliseye.Ezanla durmalı safa Hıristiyanlar camilerde... Herkes, ama herkes her dinden, her dilden baş başa vermeli. Yetmiyorsa diller anlaşmaya sessizliğin diliyle konuşmalı sessizliğin diliyle düşünmeli... Yobazlığın tanığı, barışın elçisi olmalıyız. Ne kin kalır, ne kör döğüşü; durulursa seller sevgi denizinde. (Sibay)

Ne çok isterdim Rum, Ermeni, Yahudi komşularımız olsun, evlerimiz birbirine baksın, çocukluktan gelen dostluklarımız olsun. Düğünler, bayramlar, cenaze törenleri, farklı yemekler derken bir dünya vatandaşı olur çıkardık. Ama mümkün olmadı malesef. Bu toprakları bırakıp gitmek zorunda kaldı çoğu, kalanları da çok dindar ve milliyetçi geçinen birileri kovdu 6 7 Eylül olayları ile. Herkes kötü biz çok iyiyiz öyle mi? Nah iyiyiz. O şöyle, bu böyle diye diye artik kendimize bile düşman olduk. Millet birbirini boğazlıyor. Sivas'ta onlarca insanı diri diri yakıyor, Başbağlar'da bunun intikamını alıyor kimileri, Alevi, Sünni, Kürt, Türk derken kimsesiz kaldık. Kendi derilerimiz içinde ıpıssız hayatlar sürüyoruz...Emanet Çeyiz, Honazli bir Rum ailenin mübadele sırasında kaçarken, kızlarının çeyizlerini Türk komşularına emanet etmesini, ve torun Kemal Yalçın'ın bu emaneti karşı tarafın torunlarına ulaştırmaya çalışmasının öyküsü. Gerçek hayat bazen kurmacadan daha şaşırtıcı ve gizemli olabiliyor. Çok can acıtan , kederli bir öykü bu. Selamlar saygılar... (Rıdvan Yavaş)

Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları PDF indirme linki var mı?

Kemal Yalçın - Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kemal Yalçın Kimdir?

Kemal YALÇIN, 05. 09. 1952 günü Denizli'nin Honaz bucağında doğdu.

Isparta Gönen Öğretmen Okulu'nda okudu. İstanbul Çapa Yüksek

Öğretmen Okulu ve İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nü bitirdi.

Kırşehir-Kaman, İstanbul-Kabataş ve Bakırköy Liselerinde felsefe

öğretmenliği yaptı.1978'de öğretmenlikten ayrılarak gazetecilik ve yayıncılık yaşamına girdi.Ocak 1982'de Almanya'ya geldi.

Bremen Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde "Bilgi teorisi, Türkiye'de felsefi düşüncenin gelişimi ve Şeyh Bedreddin" konusu üzerinde çalıştı.

Essen Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü'nde, "Türkçe Anadili Derslerinde şiir ve öykünün işleniş yöntemleri" konulu didaktik dersleri verdi.1989 yılından beri Bochum şehrinde Türkçe Anadili Dersi öğretmenliği yapmaktadır.

Yazarlık hayatına şiirle başlayan Kemal Yalçın, roman, öykü, şiir ve çocuklar için öyküler yazmaya devam etmektedir. Bugüne kadar 20 kitap yayınlamıştır.

Kitapları Almanca, İngilizce, İtalyanca, İspanyolca, Yunanca, Fransızca, Farsça, Flamanca, Batı ve Doğu Ermenice dillerine çevrilmiştir.

Yayınlanmış Eserleri:

* Sürgün Gülleri (Şiir)

* Geç Kalan Bahar (Şiir)

* Emanet Çeyiz - Mübadele İnsanları (Belgesel roman)

* Yaşama Gücü (Ordinaryüs Prof.Dr. Onur Güntürkün'ün yaşam öyküsü)

* Barış Sıcağı (Şiir)

* Seninle Güler Yüreğim (Belgesel roman)

* Sınıfta Çiçek Zor Açar (Öyküler)

* Sarı Gelin (Belgesel roman)

* Almanya'da Türkçe Anadil Dersleri ve Anadile Emek Verenler (Araştırma)

* Hayatta Kalanlar (Hayat hikayesi)

* Anadolu'nun Evlatları - Yüz Yılın Tanıkları (Hayat hikayeleri)

* Kardeşlerim Var Uzaklarda (Hayat hikayeleri)

* Haymatlos - Dünya Bizim Vatanımız

İkidilli Çocuk Kitapları:

* Dedem Almanya'ya Geldiğinde

* Uçurtmam Bulutlara Takıldı

* Yavrusunu Arayan Kuş

* Ak Sakallı Dede

* Minarede Bir Kuş Var

* Hayalimeki Okul

Kemal Yalçın Kitapları - Eserleri

  • Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları
  • Haymatlos
  • Sarı Gelin - Sari Gyalin
  • Yaşama Gücü
  • Seninle Güler Yüreğim
  • Süryaniler ve Seyfo
  • Hayatta Kalanlar
  • Süryani Halk Kahramanı - Şemun Hanne Haydo
  • Tek Kanatlı Kartal
  • Anadolu'nun Evlatları

Kemal Yalçın Alıntıları - Sözleri

  • Bilmediğin bir konu hakkında konuşmak; şöyledir, böyledir diye tahminlerde bulunmak doğru değildir. Bilimde 'biliyorum' demek kadar, 'bilmiyorum' demek de erdemli bir tutumdur. (Yaşama Gücü)
  • Savaşa karar verenler, yeni açmış bir bahar çiçeğinin dalından koparilirken akıttığı gözyaşlarınin hüznünü ne bilecekti! Bilseler zaten bu savaşlar, bu sürgünler olmazdı! (Haymatlos)
  • Kurulu bir hayatın sıfırlanması zordur; sıfırlanmış bir hayatın yeniden kurulması ise daha zordur. (Haymatlos)
  • “Bizler soyu kurutulmuş, ocağı söndürülmüş bir halkın ölüm artıklarıyız!” (Süryaniler ve Seyfo)
  • Dr. Reşit Galip, Cumhuriyet'in ilk on yılında eğitim alanında iz bırakmış olan Mustafa Necati, Vasıf Çınar gibi önemli maarif vekillerinden biriydi. Eğitim alanında dikkat ve hassasiyetle reformları yönetmişti. Dr. Reşit Galip yakalandığı ağır akciğer hastalığından kurtarılamadı. 1934'te, 41 yaşında hayata veda etti. Öldüğünde cebinden 5 (BEŞ) lira çıkmıştı. Bütün hayatını, varını yoğunu ideallerinin gerçekleşmesi için feda etmişti. (Haymatlos)
  • “Kızım,Türk lügatında BOŞ VER kelimeleri olduktan sonra, bu memleket adam olmaz ! “ (Haymatlos)
  • Ölülerin dünü bugünü yoktur! Yaşayanlardan ise bilenler konuşur. Bilmeyenler ne bilsin geçmişi geleceği! Yaşayan ve bilen insanların hem dünü, hem bugünü, hem de yarını vardır. (Haymatlos)
  • “Turabdin’de ayağımı bastığım toprak kanlı, ahlı bir topraktı. Haykırmak istemiş de yüreği ağzına gelmiş gibiydi” (Süryaniler ve Seyfo)
  • “Eskiden ağlamamız da suçtu! Bizi ağlatanlar, bir de neden ağlıyorsunuz, diye bizi tekrar dövüyordu.” (Süryaniler ve Seyfo)
  • ‘Bu dünyada ölüm değil, zulüm var!’ (Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları)
  • Geçmişi unutmak mümkün değil! Geçmişimizi hiç bir zaman unutmamalıyız! Ama insan geçmişe göre değil , geleceğe göre yaşar. (Haymatlos)
  • “Bir Müslüman için cennete gitmenin en kolay yolu da bir Hıristiyan kızını kaçırıp Müslüman yapmak ve onunla evlenmekti.” (Süryaniler ve Seyfo)
  • “Başımıza bu işleri açanlar, çoktan unutup gitti acılarımızı, çektiklerimizi. Biz ağladık onlar güldü. Rum’un kanı aktı, Türk’ün kanı aktı, onlar keyiflerine baktı!” (Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları)
  • Bilim alanına yatırım yapmak, üniversite binası yapmak demek değildir. (Yaşama Gücü)
  • Bu dünyada ölüm değil, zulüm var!' (Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları)
  • Dünyada savaşlar ne zaman ortadan kalkarsa, o zaman insan olunacak! (Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları)
  • Süryanice “Baslo basloyo!” diyorlardı. Yani “Soğan soğandır!” Ha kırmızı ha beyaz olmuş, fark etmez! Hıristiyan Hıristiyan’dır! Ferman hepsi için geçerlidir! Vur Hıristiyan’a! (Süryaniler ve Seyfo)
  • Çoğunun izi bile kalmadı. Ha burdaki camiler ha ordaki kiliseler! Ahlı tapınağın yüzü mü güler? (Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları)
  • Bir gün koro çalıştırırken, bir öğrenci çalışmaları sürekli sabote ediyordu. Bir uyardı, iki uyardı olmadı. Sonunda öylesine kızdı ki, tepesi atıverdi. "Eşekoğlu eşek!" diyecek ama sözcükler aklına gelmiyordu. "Sizin evde var iki eşek! Biri senin baba, biri sen! " diyebildi. Bütün koro kahkadan yıkılmıştı. Sonunda kendisi de güldü. Koro çalışmasına bir süre ara verdi. (Haymatlos)
  • Bu dağlar, bu topraklar, bu insanlar hepimiz çok acılar çektik. Korkma! Burada başına bir iş gelmez. Jandarma dipçiği yoktur burada! (Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları)