Emeviler Dönemi - İhsan Süreyya Sırma Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Emeviler Dönemi kimin eseri? Emeviler Dönemi kitabının yazarı kimdir? Emeviler Dönemi konusu ve anafikri nedir? Emeviler Dönemi kitabı ne anlatıyor? Emeviler Dönemi kitabının yazarı İhsan Süreyya Sırma kimdir? İşte Emeviler Dönemi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: İhsan Süreyya Sırma
Yayın Evi: Beyan Yayınları
İSBN: 9789754730265
Sayfa Sayısı: 171
Emeviler Dönemi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Her şey Devlet için zihniyeti müslümanların kafalarına o denli yerleştirildi ki, her şey din için inancı kayboldu. Ve müslümanlar saltanat ve diktatorya rejimleri uğruna ulu`l-emr`ler zihniyetinin kulları oldular. Ulu`l-emr -nasıl olursa olsun- la yus`el bir hale getirilip kutsallaştırıldı. Bugün dünyanın çeşitli yerlerinde müslümanları ezen ulu`l-emr`ler, Yezid zihniyetinin mirasçısı oldular ve kendileri için dokunulmazlık kanunları çıkartarak, saltanatlarını sürdürdüler, sürdürüyorlar. Ve sarıklı-cübbeli hocalar, bunlara itaatın vacib olduğunu anlatır dururlar cami kürsülerinde...
Ebû Serr diyor ki: Allah, ma`ruf`u emredip onu terk edene ve münker`den sakındırıp onu yapanlara la`let etsin!...
Emeviler Dönemi Alıntıları - Sözleri
- Bazı valileri, şehirlerinin harabe haline geldiğini, tamir için para göndermesini Ömer b Abdülaziz'den istediler. O, valilerine şu cevabı yazdı: " Mektubumu aldığında, şehri adaletle koru, yollarını zulümden temizle, o zaman şehri tamir etmiş olursun... "
- Bir adam Ömer b. Abdülaziz’e dedi ki: Allah sana İslâm’dan hayır versin. O ise, “Hayır, Allah benden İslâm’a hayır versin” dedi.
- bugünkü müslümanlar, her şeyleriyle oldukları gibi, ekonomileriyle de Bizans çocuklarına bağımlı bir hale geldiklerinden, bir varlık gösteremiyor, dolar ya da sterlin ne emrederse, paralarını o şekle koyuyorlar..
- "Dünya insanları üzdüğü kadar sevindirmez. Yani az sevindirir, çok üzer."
- Ömer B. Abdülaziz’e “seni en çok hayrete düşüren şey nedir?”diye soran arkadaşlarına verdiği cevap: *Bir kimsenin,Allah’ı bilip ona isyan etmesi;şeytanı bilip ona itaat etmesi ve dünyayı bilip ona meyletmesidir
- hiçbir ehl-i Sünnet âlimi Hz. Ali’nin sağlığında Muaviye’nin hilafetini meşru görmemiştir.
- “Halife-Sultan içki içiyorsa, bunu söylemiyeceksin, çünkü o ecdadtır” zihniyeti, Müslümanları o derece pasifleştirmiştir ki, düştükleri kuyudan bir türlü çıkamıyorlar.
- Bu ümmet, Allah'ı, Kitabı ve Peygamberi hususunda ihtilâfa düşmedi. Onlar dünya menfaat ve nimetleri hususunda ihtilâfa düştüler. Onun için de, devlet ve izzetlerini kaybettiler!
- Beni en çok şaşırtan şey, bir kimsenin, Allah'ı bilip O'na isyan etmesi; şeytanı bilip ona itaat etmesi ve dünyayı bilip ona meyletmesidir.
- Böylesi rejimlerin-Komünist, Kapitalist ya da Faşist fark etmez- en çok düşman oldukları şey, İslâm ve Müslümanlardır.
- Devlet başkanı, halkı eziyorsa, yâni kendisi her türlü dünya nimetini elinde tutup, vatandaşlarını bundan mahrum ediyorsa, bu Devlet Başkanından kaçan, ona itaat etmeyen zalim değildir.
- Müslümanlar dünyanın her yerinde istediği ibadeti yapabilir. Yeter ki kendini idare edenlerin işlerine karışmasınlar "bizleri neden sömürüyorsunuz?" gibi sorular sormasınlar, protesto yürüyüşleri düzenlemesinler, idareyi tel'in için oturma eylemi yapmasınlar ve nihayet dergi-gazete çıkarıp rejimi eleştirmesinler! Hep kafa sallasınlar, kendileriniie emredileni yerine getirsinler. Dahası var böyle uydu ve asimile olmuş Müslümanları çok cazip ve ne malı makamlara getirirler...
- "Beni en çok şaşırtan şey, bir kimsenin, Allah'ı bilip O'na isyan etmesi; Şeytan'ı bilip ona itaat etmesi ve dünyayı bilip ona meyletmesidir."
- Yezid döneminde, müslümanlar arasında yapılan tüm savaşlar, Yezid’in saltanatının devamını sağlamaya yönelik olduğundan, artık, “Din için Devlet” kavramı kaldırılmış, onun yerine, “Devlet için Din” kavramı yerleştirilmiştir.
- Ömer bin Abdülaziz kendini islami ilimlere o kadar vakfetti ki , neredeyse onun hocaları kendisine talebe olmaya başladılar. Nitekim o dönem ulemasından Mücahid şöyle diyor: "Biz ilim öğretmek için Ömer bin Abdülaziz'in yanına gitmiştik; fakat biz ondan ilim öğrendik. Keza Meymun Bin Mekran ve yine ulemadan Leys, "alimler onun yanında talebe nisbetindeydiler" şeklinde konuşmuşlardır."
Emeviler Dönemi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Öncelikle ön yargıyla başladığımı fakat bir solukta okuduğumu belirtmek isterim. Kimsenin okuma hevesini kırmadan kitap hakkında bir iki kelam edecek olursam şunları söyleyebilirim: Kitap sizi anlatılan döneme, yüzyıllar öncesine götürmüyor, şuan tamda içerisinde olduğumuz çağın gerçeklerini yüzümüze çarpıyor. Buna tarih tekerrürden ibarettir de diyebiliriz. Kitapta dinin her dönemde siyasi emeller uğruna örselendiğini, tahrip edildiğini açık bir şekilde görüyorsunuz. Okuyacaklar şimdiden iyi okumalar :) (Tayibe)
Tarih tekerrürden ibarettir!: Öncelikle kitap çok akıcı, bir günde bitecek derecede de hızlı okunabiliyor. Hz Osman'ın, peygamber efendimizin kızıp şehir dışına gönderdiği amcası Hakem ile onun oğlu Muaviye'yi tekrar yanına almasıyla büyük fitne denilen durum yaşanıyor. Ama büyüklüğü sonraki dönemlerde daha çok kendini gösteriyor. Kitapta Emeviler dönemi; Muaviye ile başlanıp 14 halife-sultan anlatılıp Mervan b. Muhammed ile bitiriliyor. Muaviye oğlu Yezid'i veliahd tayin edince İslam tarihinde saltanat dönemi başlamış oldu ve İslam'ın asıl istediği istişare dönemi kapandı. Bu durum "her şey din için" anlayışının terk edilip "her şey devlet" için anlayışını getirdi. Halifeler(!) halkı köle yerine koyup devletin başında olduklarından kendileri saraylarda, köşklerde istediklerini yiyip içip istedikleri eğlenceleri kendilerine hak gördüler. Karşı gelenleri ise kılıçlarıyla, ölümle korkuttular. Kitabı okurken o kadar üzüldüm ki çünkü şunu gördüm: Devirler değişmiyor! Din adına başa geçen ama dini yaşamayan pek çok halife-sultan. Tek istedikleri iktidarı, gücü ellerinde tutmak. Ve tabi ki bunun için dini bile kullanmaktan çekinmiyorlar. Peygamber efendimizin vefatının hemen ardından yaşanan çatışmalar da bunu göstermişti tabi ki. İyiler yok muydu? Vardı tabi ki. Yezid'in oğlu Muaviye henüz 21 yaşında olmasına ve 40 gün makamında kalmasına rağmen babasının saltanatı devam ettirmeyip Müslümanları toplayıp onlara istediklerini halife seçebileceklerini söyledi. Mühründe 'dünya bir gururdan ibarettir' yazan halifenin bu dediğinden Müslümanlar yararlanamadı. Süleyman b. Abdülmelik, kendisine Ömer b. Abdülaziz vezir tayin etmiş ve 2 yıl tahta kalıp vezirini yerine halife ilan etmiştir ve bunda yaptığı en iyi seçim olmuştur. Ömer b. Abdülaziz tekrar İslami yönetimi kurmuş, her türlü lüks harcamaları kısmış,makam arabalarını kaldırmış, halifelerin ailelerine verilen paraları kesmiş, adaşı Hz Ömer gibi devleti çok güzel ve adaletli yönetmiştir. Ondan sonra saltanatı kaldıracağından korkanlar, yerine birini tayin edemeden onu öldürmüşlerdir. Dünya kimseye kalmıyor, bu insanlara da kalmadı. Ama Allah sınamasın bu makam, mevki, para hırsı insanları çok değiştiriyor da tarih hep tekerrürden ibaret kalıyor! (Sitare)
Yazar, Emevileri anahatlarıyla anlatmış ve kişisel yorumlarına da bolca yer vermiş. Güncel konulara çok başarılı şekilde atıflarda bulunulmuş. Geçmiş ile günümüzün mukayesesi yapılmış. Fakat kişisel yorumları eleştirilip beğenilmeyebilir. (Büşra Uyar)
Kitabın Yazarı İhsan Süreyya Sırma Kimdir?
Prof. Dr. İhsan Süreyya SIRMA, 10 Temmuz 1944 yılında, Siirtin Pervari ilçesinde doğdu. İlk öğrenimini Pervaride yaptıktan sonra; Orta ve lise öğrenimini Siirtte tamamladı. 1962 yılında girdiği Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini, 1966 yılında bitirdi. Üniversite öğrenimi sırasında, bir müddet Batmanda, Türk Petrollerinde işçi, bir müddet de Diyanet İşleri Başkanlığında memur olarak çalıştı.
Üniversite mezuniyetinden sonra, orta öğrenimini yapmış olduğu Siirt Lisesine öğretmen olarak atandı. 1967 baharında, devlet doktora burs sınavını kazanarak, İslâm Tarihi dalında doktora yapmak üzere Fransaya gitti. Aslında o, İngilizceden sınavı kazanıp İngilterede doktora yapması gerekirken, yetkililer, bilinmez bir sebepten dolayı onu Fransaya gönderdiler. Bundan dolayı bir senesini Fransızca öğrenimine harcadı. Pariste, College de Franceda Prof. Dr. Jacques Berquele başladığı doktora öğreniminin yan çalışmaları içerisinde, Arapça öğrenimi için 1969-1970 ders yılında Tunusta bulundu; ve Zeytuna Üniversitesinde, Arapçanın yanı sıra, Büyük sosyolog Fadıl b. Aşurun derslerine devam etti.
1973 mayısında, İslâmî İlimler dalında doktor olarak Türkiyeye döndü. 1973-74 ders yılında Erzurum Yüksek İslam Enstitüsünde İslam Tarihi hocalığı yaptı. 1974 yılında Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesinde İslam Tarihi Doktoru olarak göreve başladı. 1980 yılında Doçent, 1989 yılında Profesör oldu. 1993 yılında naklen Sakarya Üniversitesine geçti; ve 1995 yılına kadar bu Üniversitenin İlahiyat Fakültesinde İslam Tarihi öğretim üyeliği yaptı; ve aynı yıl zorla bu üniversiteden emekli edildi. 1995-1997 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanlığı görevinde bulundu.
İslam Tarihi dalında 30 kitabı, ve 200ü aşkın ilmî makalesi yayınlandı. Ulusal, ve uluslar arası bir çok konferansa katılarak tebliğler sundu; Zaman, Yeni Devir, Milli Gazete, Yeni Şafak gibi gazete; ve İslâm Mecmuası, Yeni Dünya, Bilgi ve Hikmet, Tarih Dergisi, Tarih Enstitüsü Dergisi, Tarih ve Toplum gibi değişik dergilerde, tarihle ilgili makaleler yazdı. Kanal 7de dört seneyi aşkın bir süreyle Seyahatnâme adı altında tarih programları yaptı. Kendi alanındaki araştırmalarını takip edip sürdürecek derecede Fransızca, İngilizce, Arapça, ve Farsça bilmektedir. İhsan Süreyya Sırma evli olup, üç çocuk babasıdır.
İhsan Süreyya Sırma Kitapları - Eserleri
- İslami Tebliğin Mekke Dönemi ve İşkence
- İslam Öncesi Mekke Dönemi ve Hz. Muhammed
- İslami Tebliğin Medine Dönemi ve Cihad
- Emeviler Dönemi
- İslami Tebliğin Örnek Halifeler Dönemi
- Nehirlerin Dili
- Abbasiler Dönemi
- Nasıl Sömürüldük
- Peygamberler Tarihi
- Ah Endülüs
- Müslümanların Tarihi (1. Cilt)
- Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri
- Pakia Mektupları
- 2. Abdülhamid`in İslam Birliği Siyaseti
- İşte Önderimiz Hz. Muhammed
- Tarih Şuuru
- Tanzimat'ın Götürdükleri
- Müslümanların Tarihi (2. Cilt)
- Dağların Sırrı
- Müslümanların Tarihi (3. Cilt)
- Müslümanlarda Yanlış Din Anlayışları
- İslam ve Tarih
- Haçlı Seferleri
- Müslümanların Tarihi (4. Cilt)
- Medine Vesikası Işığında Yahudi Meselesi
- Müslümanların Tarihi (5 Cilt Takım)
- Bir Garip Tarih
- Ezan Ya Da Ebedi Kurtuluşa Çağrı
- Müslümanların Tarihi 5. Cilt
- Neler Sordular
- Yalan Dünyayı Adımlarken
- Sömürü Ajanı Amerikan Misyonerleri
- Belgelerle 2. Abdülhamid Dönemi
- Selahaddin Eyyûbî
- Hz.Muhammed
- Halname
- Çin Müslümanları ve Çin'e Seyahat
- Alaturka Demokrasi Alaturka Laiklik
- Seyahatname-i Süreyya
- Osmanlı Devletinin Yıkılışında Yemen İsyanları
- Sen Geldin
- Ano Yemen'dir
- Müslümanların Tarihi'ne Giriş
- Türkiye'de Yanlış Din Anlayışı
- II. Abdülhamid'in İslam Birliği Siyaseti
- Viyana Günleri
İhsan Süreyya Sırma Alıntıları - Sözleri
- Allah, Tûr'a çağırdığı Peygamberi Mûsâ'ya "ayakkabılarını çıkar! Çünkü sen mukaddes Tuvâ vadisindesin!" buyurmuştu... (Seyahatname-i Süreyya)
- Fransızca'da bir atasözü var: Öğretmek ikinci defa öğrenmektir. (Neler Sordular)
- Seven sevdiğine sevdiğini söylesin. (Hz.Muhammed)
- Ne yazık ki Müslümanlar onun içtihadını unutup davranışını gözardı ettiler ve hayatlarını sultanları alkışlamakla geçirdiler. Bir dönem “Padişahım çok yaşa!" dediler, bir başka dönem de “Bizi kim, nasıl ve hangi rejimle yönetirse yönetsin; bize düşen itaat etmektir!” zihniyetinin öncüleri oldular. Böylece Müslümanları zalim yöneticelere ve Batı uşaklarına kul ettiler. Sonuçta da Müslümanlar, asırlar boyu kul oldukları sultanlar ve yöneticiler tarafından sömürüldüler, sömürüldüler... (Müslümanların Tarihi (4. Cilt))
- Hira üniversiten, Sevr dağı akademin, Hicret menzillerine, ilim ile sen geldin (Sen Geldin)
- Şu göğe doğru yükselen ince uzun yapılar nedir? -şoför : minare .dedi. Prof.yine sordu: ne için kullanılır bu minareler? -şoför: ezan okumaya. Dedi. Miyahara sordu: ezan ne için okunur? -şoför: namaz bildirmek için dedi . Prof: Namaz Müslümanlığın şartlarından biri ,bunu mazeretsiz terk eden müslümanlar ehli sünnet imamlarından üçüne göre de müebbed hapisle cezalandırılırlar,değilmi şoför efendi? Diye sordu. -şoför gayri memnun bir tavırla : bilmiyorum.dedi. Prof: affedersinüz sizi müslüman sanmıştım da.! Deyince şoför parladı. : tabii Müslümanım babam dört defa Hacca gitti; her sene kurban keseriz ,ama namaz kılmam ,bazen de içerim.Allah affeder be kafanı takma abi yeter ki için temiz olsun !Ehli sünnet dedin ya ; çocuklarımızı da sünnet ederiz tabi ,hem de en pahalı salonlarda ,en pahalı içkilerle ...profesör sustu.. (Pakia Mektupları)
- "Evet, gerçekten ortakların çoğu, birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. İnanan ve sâlih ameller yapanlar bunların dışındadır. Ama onlar da ne kadar azdır!" dedi. Dâvûd, kendisini imtihân ettiğimizi sanarak Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı; tövbe etti. (Peygamberler Tarihi)
- insanların değil, insanları yaratanın emirlerine bağlanmayı kendimize ilke edindiğimiz gün, adımımızı kurtuluş dünyasının kapısından içeri atmış sayılırız. (Türkiye'de Yanlış Din Anlayışı)
- Müslümanların tarihinde öylesi dönemler var ki, İslam ile ilgisi bulunmamaktadır, ihanet dolu olaylar olduğu gibi, bizlere kahraman olarak tanıtılan mücrimler ve hainler de mevcut bu tarihte. (Neler Sordular)
- İnsan kendisini zenginleşmiş (bir makama gelmiş, imza yetkisine sahip olmuş, saltanatı eline geçirmiş) görünce sapıtır. Alak suresi 6-7 (Müslümanların Tarihi (5 Cilt Takım))
- Yoktur bu vücudun i'tibârı, Hakk âyinedir cihan ğubâri. (Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri)
- Adem'in şahsında Allah'a secde etmeyip isyan ettiğinden, melekler arasında olmasına rağmen şeytanlaşıvermiştir. O halde melek ve şeyta n olmak; insan olmak veya olmamak, Allah'a karşı takınılan tavra bağlıdır. (İslam Öncesi Mekke Dönemi ve Hz. Muhammed)
- Urbain’in iddialarına göre Müslümanlar hen Hristiyan Hacılarına, hem de Kudüs’teki mukim olan Hristiyanlara zulmediyorlardı ki bu, Hristiyan yazarlarının da kabul ettikleri gibi bir iftiraydı (Haçlı Seferleri)
- İslâm ordusunun içinde münafıklar da vardı. Dilleriyle imân ettiklerini söyleyip, İslâm düşmanlığı yapanlar... İslâm toplumunun kanser kaynağı tipler!... Bunlar, namaz da kılarlar, hatta kıldırırlar, oruç da tutarlar, Hacc'a giderler; hatta ve hatta cihada bile katılırlar. Kur'an okurlar!.. Ne var ki bunlar, İslâm'a savaş açmış devletlerin emrinde olan Allah düşmanlarıdırlar... (İşte Önderimiz Hz. Muhammed)
- "Dünya insanları üzdüğü kadar sevindirmez. Yani az sevindirir, çok üzer." (Emeviler Dönemi)
- Bütün tarih boyunca ve günümüzde, ne zaman ki Müslümanlar birbirleriyle uğraşmışlar; bundan yararlananlar düşmanlar olmuş ve fırsattan istifade ederek savaş açmış ve de galip gelmişlerdir. (Abbasiler Dönemi)
- "La" sı olmayanın, "illa" ile gerçekleştirilecek bir inkılabı yoktur. (Nasıl Sömürüldük)
- Haydi Filistin'de çocuk katleden Siyonist'e hesap sormaya! Haydi Eba Gurayb hapishanesinde masum kadınların ırzına geçen işgalci Amerikalının igrenç ihtirasını durdurmaya! (Ezan Ya Da Ebedi Kurtuluşa Çağrı)
- Aslında Islahat Fermanı , gayr-i Müslimlere hak ve imtiyazları verme fermanıdır . (Tanzimat'ın Götürdükleri)
- Dünya da bir gün yaşayacaksak, şahsiyetli yaşayalım o günü! (Pakia Mektupları)