En Uzak Sahil - Ursula K. Le Guin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

En Uzak Sahil kimin eseri? En Uzak Sahil kitabının yazarı kimdir? En Uzak Sahil konusu ve anafikri nedir? En Uzak Sahil kitabı ne anlatıyor? En Uzak Sahil kitabının yazarı Ursula K. Le Guin kimdir? İşte En Uzak Sahil kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ursula K. Le Guin

Çevirmen: Çiğdem Erkal İpek

Orijinal Adı: The Farthest Shore (Earthsea Cycle #3)

Yayın Evi: Metis Yayıncılık

İSBN: 9789753420792

Sayfa Sayısı: 216

En Uzak Sahil Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Yerdeniz serisinin üçüncü kitabı En Uzak Sahil ölüm hakkında. İlk iki kitap yaşadığım ve atlattığım şeyler hakkındaydı. En Uzak Sahil’ de konu edilen şeyi ise yaşayıp atlatamazsınız. Bu bana genç okurlar için çok uygun bir konu gibi gelmişti, çünkü çocuk yalnızca ölümün varolduğunu değil, çocuklar ölümün yoğun bir biçimde farkındadırlar, kendisinin de ölümlü olduğunu, öleceğini anladığı anda, çocukluk biter ve yeni hayat başlar. Bu da büyümedir, ama daha geniş bir bağlamda."

- Ursula K. Le Guin

En Uzak Sahil Alıntıları - Sözleri

  • Taş yerden kaldırıldığında, yer hafifler; onu tutan el de ağırlaşır. Fırlatıldığında, yıldızların dolanımları tepki verir ve vurduğu veya düştüğü yerde evren değişmiş olur. Her eylem, bütünün dengesine dayanır. Rüzgarlar ve denizler, suyun, yerin, ışığın gücü ve bunların hepsinin yaptıkları; tüm hayvanlar ve yeşilliklerin yaptıkları iyi ve doğru olarak yapılmaktadır. Tayfunlardan, büyük balinaların seslerinden, kuru bir dalın düşmesine ve sivrisineğin uçması ne kadar her şey bütünün dengesi için yapılmaktadır.
  • Dünyada sadece tek bir şey kötü yürekli bir insana karşı durabilir. O da başka bir insandır. Ayıbımızda yatar şerefimiz. Sadece bizim ruhumuz, kötülüğe açık olan ruhumuz, onu yenmeye muktedirdir.
  • Buradaki insanlar garip. Kötü zamanlardan dert yanıyorlar ama kötü zamanların ne zaman başladığını bilmiyorlar, işlerin kötüleştiğini söylüyorlar ama iyileştirmeye çalışmıyorlar.
  • "Sanki özgürmüşüm gibi kandırıyordum kendimi. Dünyada ters giden bir şey yokmuş gibi."
  • Mumun ışığını görebilmek için, onu karanlık bir yere götürmek gerekir.
  • Şefkat olmadan sevgi uyumsuz olur, bir bütün olmaz ve uzun sürmez.
  • Fakat ne zaman yaşamın kendi üzerinde bir güç elde etmeyi şid­detle arzu edersek -sonsuz bir zenginlik, mutlak bir güvenlik, ölümsüzlük-o zaman arzu bir hırsa dönüşür. Ve eğer bilgi o hırsla işbirliği ederse, o zaman bela gelir. O zaman dünyanın dengesi sallanır ve tartıda yıkım ağır basar.
  • ancak ölümlü olan yeni hayata gebedir arren. ancak ölümde yeniden doğum vardır. denge bir durgunluk değildir. harekettir- ebedi bir oluştur.
  • Mumun ışığını görebilmek için onu karanlık bir yere götürmek gerekir.
  • “Bilmiyorum,” dedi Arren sonunda. “Ne aradığımı, nereye gittiğimi ya da kim olduğumu bilmiyorum.”
  • Sonuç olarak, geriye dönüşü olmayan bir yolculuğun başında, son kez, değer verilen bir yerde duran insan, her şeyi daha önce görmediği ve bir daha göremeyeceği kadar bütün, gerçek ve sevgiyle görür.
  • Dünyada sadece tek bir şey kötü yürekli bir insana karşı durabilir. O da başka bir insandır. Ayıbı­mızda yatar şerefimiz. Sadece bizim ruhumuz, kötülüğe açık olan ruhumuz, onu yenmeye muktedirdir.
  • Arren sordu, "Lorbanery' de ne arayacağız?" "Aradığımız şeyi," dedi Çevik Atmaca. "Enlad' da," dedi Arren bir süre sonra, "Öğretmeni taştan olan bir çocuğun hikayesini anlatırlar." "Öyle mi?.. Ne öğrenmiş peki?" "Soru sormamayı."
  • Kararsız ve biraz da yalnız, yine kendini karanlık, sınırsız ve akıl karıştıran bu boşlukta küçük bir varlık gibi hissederek duruyor.
  • ' Onların aradıklarını zannettikleri şeyin ne olduğunu biliyorum. Ama onların da Sopli gibi öleceğini de biliyorum. Benim öleceğimi de. Senin öleceğini de.' ' Ve bunu bilmek çok değerli. Çok büyük bir armağan. Ben olmama armağanı. Çünkü sadece kaybetmeye razı olduğumuz şey bizimdir... Bizim acımız, hazinemiz ve insanlığımız olan bu benlik, sürekli değil. Değişir; gider, denizdeki bir dalga gibi. Tek bir dalgayı kurtarmak, kendini kurtarmak için denizin sakinleşmesini, gelgitlerin durmasını mı istersin? Kendi güvenliğini satın almak için, ellerinin hünerini, kalbinin arzusunu ve aklının açlığını feda eder miydin?'

En Uzak Sahil İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Serinin üçüncü kitabı en uzak sahil de neler düşündüm, neler vardı bir bakalım isterseniz Derler ya arkadaşınızı ya yolculukta ya da aynı yerde bir süre kalarak tanırsınız. Bir yolculuk, denizler boyu bir yolda bir kayığın içinde birbiriyle yeni tanışmış iki insanın birbirlerinden duydukları şüpheler, hayatın anlamı, bulundukları konumun ve yüklendikleri yükün omuzlarından yavaş yavaş denizin derinliklerine inmesiyle birbirlerini ve kendilerini tanıma evrelerine şahit olacaksınız. En çok ölümü duyumsayacaksınız. Tüm o ölümden sonraki korkularımızın sessizliğin, uzun yolların, ağır ağır işleyen evrenin ve mıknatıs gibi karanlık boşluklara çekilmenin, ilerledikçe artık hiçbir şey duymamaya ve konuşamamaya başlamanın tüm o ölüm sonrası muhtemel tahminlerin cümlelere dizilişini ve de gözlerimizi kapatıp bizi korkutan her ne varsa siluetler, yüzler, eller hepsini duyumsayacaksınız. Kitaptan ne mi çıkardım sonuç olarak: bir hiç. Çünkü bu benim için henüz bir başlangıç. Bir daha okumam gerek. İki kere daha.Üç kere daha. Ancak öyle tartışabilirim kitabı. Bugünkü ben, yarınki ben, 20 yıl sonraki ben. Ben içimde yıllarla, zamanla değişen kişilerimle ancak sahip olabilirim bu bilgiye. Kolayca hüküm vermek ve anlattığım hikâyeye inanarak daha birikimli ve dışarıda insanlara anlatacak bir sürü şey sunabilirim. Ama benim aradığım benim değmesini istediğim yerleri insanlar ve onların doyumsuz egoları değil, içimden bir kelime gün yüzüne çıkarıp ona sahip olarak bana ait birkaç şey ile yaşamak. Paylaşmak güzel ama sonrasında hep bir boşluk yaratıyor (Emine irge)

En Uzak Sahil: Yerdeniz üçlemesinin ilk kitabında Çevik Atmaca’nın çocukluğunu, ikinci kitabında yetişkinliğini ve üçüncü kitabında da artık yaşlılığını görüyoruz. Çevik Atmaca gün geçtikçe güçlenmiş ve sonunda Roke Adası’nın Başbüyücüsü olmuştur. Başbüyücü olduktan sonra sadece bilgi öğretmek ve yönetmekle kalmamıştır elbette. Ben bu kitapta Atuan Mezarları adlı ikinci kitabında heyecanlandığım kadar heyecanlanmasam da içinde sürükleyici bir hikâye var. Yalnız belirtmeliyim ki kitabın ilk yarısı sıkıcı geçebilir. Olaylar ikinci yarıda başlıyor. Bu kitapta ejderhalarla ve ölümle yakın oluyoruz. İlk kitap büyümek konusu ile başlamıştı ve serinin sonu da ölüm konusu ile bitiyor. Kitaptan şu kısacık cümle tüm kitabın ana konusunu oluşturuyor aslında: “Ölümü reddetmek, yaşamı reddetmektir.” Her birimiz, yaşam tatlı ve görebileceğimiz en güzel şey olduğundan ölüm sonucunu kabullenemeyen insanlarız. Ölümü kabul etsek bile kendimiz söz konusu olduğunda bu ihtimali düşünemeyiz bile. Korkarız ondan. Bunun sonucunda da ölümü unutarak, o hiç yokmuş gibi yaşarız hayatlarımızı. Hep genç kalacakmışız ve sanki gençler de hiç ölmezmiş gibi… Ölümle bir sorununuz varsa bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Yaşamla ölümün bir olduğunu kabullenmek lazım (KAFAMDAKİGULDANELER)

Kitap Yorumu//En Uzak Sahil (Yerdeniz 3)-Ursula K. Le Guin . "En Uzak Sahil, ölüm hakkında. Onun diğerlerinden daha zayıf kurgulu, daha tutarsız ve eksik olması bu yüzden. İlk iki kitap yaşadığım ve atlattığım şeyler hakkındaydı. En Uzak Sahil'de konu edilen şeyi ise yaşayıp atlatamazsınız. Bu bana genç okurlar için çok uygun bir konu gibi gelmişti, çünkü çocuk yalnızca ölümün varolduğunu değil -çocuklar ölümün yoğun bir biçimde farkındadılar- kendisinin de ölümlü olduğunu, öleceğini anladığı anda, çocukluk biter ve yeni hayat başlar. Bu da büyümedir, ama daha geniş bir bağlamda." diyor yazarımız Ursula K. Le Guin. . Kitap bildiğimiz Yerdeniz evreninde Atmaca'mız Ged'in Başbüyücü olduğu büyücü okuluna gelen bir prensin artık dünyada büyünün ve büyücülüğün yok olduğu ile ilgili verdiği bilgiyle Ged ve prensin çıktığı yolu ve maceraları anlatıyor. Yolda prens gerçek hayatı öğreniyor ve yazarın da dediği gibi ölüm olgusunu tanıyor. . İlk iki kitapta da yaşadığım, çevirinin okurken okuyucuyu yorması durumu bu kitapta da var. Çiğdem Erkal çevirileri beni hep yoruyor. Betimlemelerin aşırı dallandırılması, Öztürkçe kelime kullanma çabası okumayı ciddi zorlaştırıyor. Aynı sorunu LOTR serisinde de yaşadım. Orijinal metine baktığımda gayet basit olan cümle diğer cümleyle birleştirilip karmaşık hale getirilmiş ve bağlaşık cümleler oluşturulmuş. Yani ne gerek var demekten kendimi alamıyorum. (Ece Ceren Gültepe)

En Uzak Sahil PDF indirme linki var mı?

Ursula K. Le Guin - En Uzak Sahil kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de En Uzak Sahil PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ursula K. Le Guin Kimdir?

Ursula Kroeber Le Guin (d. 21 Ekim 1929) ABD'li yazar. Bilim kurgu ve fantezi edebiyatının en önemli yazarlarından kabul edilen Le Guin, bu alanlardaki eserlerinin yanı sıra şiir, tiyatro, çocuk ve genç edebiyatı alanlarında da yazar ve çevirmen olarak katkıda bulunmaktadır. İlk romanı 1966 yılında yayımlanan Le Guin'in eserlerinde ağırlıklı olarak Jung'un, taoizimin, varoluşçuluğun ve yunan mitolojisinin etkileri görülmektedir. Yazar, başta Hugo ve Nebula olmak üzere pek çok ödülün sahibidir.

Yaşamı

Ursula Kroeber, ABD'nin Kaliforniya eyaletinde 1929 yılında dünyaya geldi. Antropolog bir babayla (Alfred Kroeber) psikolog ve yazar bir annenin (Theodora Kroeber) kızıdır. İsmini doğum tarihi olan Azize Ursula Günü'nden aldı. Ebeveynleri tarafından üç erkek kardeşi ile beraber kültürel çeşitlilik fikrinin hakim olduğu bir ev ortamında yetiştirildi. Massachusetts-Radcliffe College’da lisans eğitimini tamamladıktan sonra Columbia Üniversitesi'ni bitirdi ve yüksek lisansını “Fransa ve İtalya’da Orta Çağ ve Rönesans Dönemi Edebiyatı” üzerine yaptı. 1951’de tarihçi Charles A. Le Guin ile evlendi. Üç çocuk ve dört torun sahibi oldu. Le Guin 22 Ocak 2018'de Portland'daki evinde 88 yaşında öldü.

Edebiyat hayatı

Bilimkurgu türünde yazmaya 1960'li yıllarda başladı. İlk öyküsü 1962’de yayınlandı. Pek çok üniversitede ders verdi, çeviri, derleme ve makaleleri yayınlandı. Le Guin, 1969'da yazmış olduğu "Karanlığın Sol Eli" adlı romanıyla bilimkurgu dünyasının iki büyük ödülü olan Hugo ve Nebula ödüllerini aldıktan sonra ün kazanmıştır. Ayrıca, 1974'te yazmış olduğu ütopik bilimkurgu romanı Mülksüzler ile 1975'de yine Hugo ve Nebula ödüllerini almıştır. Bilimkurgu ve fantastik kurgunun yanı sıra şiir ve çocuk kitapları da bulunmaktadır.

LeGuin, teknolojik gelişmelerin değil, politika, toplumbilim ve psikolojinin öne çıktığı ve alternatif toplum biçimlerinin sorgulandığı bilimkurgu yaklaşımının en önemli temsilcilerindendir.

Eserleri arasında özellikle Yerdeniz Üçlemesi ve buna sonradan eklenen dördüncü, beşinci ve altıncı kitapla çok ciddi hayran kitlesine ulaşmıştır. Bu serinin 3. romanı olan "En Uzak Sahil" (The Farthest Shore) kitabıyla 1973 yılında Çocuk Kitapları için verilen ABD milli ödülü (National Book Award) kazanmıştır. 1990 yılında yeniden Nebula ödülünü Tehanu ile kazanmıştır.

Ana temaları

Temel feminist teoreme oldukça hakim olan Le Guin yazılarında teorisini gizlice vererek erkek okuru rahatsız etmez ve teoriyi okuyucuya gizlice zerk eder. Anarşist eğilimli ya da anaerkil toplumlar yaratmaktan çekinmez. Zaten hayatı boyunca asice hareket etmiştir. Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar adlı makale denemesinde, bir yazısında zamanında Playboy dergisinde bile yazdığını söylemektedir. Pek çok okuru için bilge bir kadın tiplemesi olan LeGuin Ged (Çevik Atmaca) karakteri ile de pek çok okurun kişiliğine etki etmiştir. Yüzüklerin Efendisindeki bilge ve ilk yaratılanGandalf'ın aksine (Gandalf Tolkien mitosunda ilk yaratılan ve kutsal olan maiardandır. Bkz. Güç Yüzüklerine Dair adlı Tolkien kitabı) LeGuin'in baş kahramanı Ged Gontlu bir keçi çobanı olarak başlayıp Roke adası büyücülerinin en büyüklerinden olmuştur. Yeraltı tanrılarının başrahibesi Tenar ise sıradan bir kadın olmayı tercih ederek kendini bulmuştur. LeGuin'in her kahramanı, her romanı bir süreç, bir değişim anlatır. Bilgeliği ve büyümeyi değişmekten korkmamakta bulur.

Le Guin'in karakterleri basma kalıp kahramanlardan uzaktır. Genç mükemmel kadın ve erkekler yaratmayan yazarın kahramaları genellikle yaşlı adamlar veya koca karılar, cılız, sakat veya tecavüze uğramış ve intikam peşinde koşamayacak kadar çaresiz çocuklardan oluşmaktadır. Bu haliyle Le Guin romanları çaresizliği, yaşama cesaretini vurgulayan mütevazi görünümlü gizli bir romantizim barındırmaktadır. Oldukça sık kölelikten bahseder. Öncelikle köleliği tüm şatafatlı sembollerinden arındırır. Köleleri, bir kölenin yalın ve itirazsız, itaatkar dünyasında her hangi bir şeyi sorgulama yeteneğinden yoksun insanlardır. İsyandan bahseder, ama yanlışlıkla köle sıfatı taşıyan soylu kurtarıcılardan yoksundur hikâyeleri. Kadınlık ve erkeklik, çocukluk ve erişkinlik, kölelik ve sahiplik gibi zıtlıklara vurgu yapmaktadır. Le Guin yalın ama şiddet dolu bir evreni yansıtır. Şiddeti adlandırmaktan çekinmez. Özgürlük ve cesaret dolu bir dili vardır.

Daha fazla bilgi için: https://tr.wikipedia.org/wiki/Ursula_K._Le_Guin

Ursula K. Le Guin Kitapları - Eserleri

  • Mülksüzler
  • Yerdeniz Büyücüsü
  • Atuan Mezarları
  • Sürgün Gezegeni
  • Karanlığın Sol Eli
  • En Uzak Sahil
  • Tehanu
  • Yerdeniz Öyküleri
  • Öteki Rüzgar
  • Her Yerden Çok Uzakta
  • Rüyanın Öte Yakası
  • Yaban Kızlar
  • Dünyaya Orman Denir
  • Yerdeniz
  • Kadınlar Rüyalar Ejderhalar
  • Marifetler
  • Anlatış
  • Rocannon'un Dünyası
  • Lavinia
  • Lao Tzu: Tao Te Ching
  • Sesler
  • Başlama Yeri
  • Güçler
  • Devrimden Önceki Gün
  • Bağışlanmanın Dört Yolu
  • Dümeni Yaratıcılığa Kırmak
  • Rüzgargülü
  • Balıkçıl Gözü
  • İçdeniz Balıkçısı
  • Orsinya Öyküleri
  • Yanılsamalar Kenti
  • Dünyanın Kıyısında Dans
  • Yazma Üzerine Sohbetler
  • Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak
  • Uçuştan Uçuşa
  • Kanatlı Kediler Masalı 1 - Dört Yavru
  • Zihinde Bir Dalga
  • Rüzgarın On İki Köşesi
  • Aya Tırmanmak ve Diğer Öyküler
  • Malafrena
  • Hep Yuvaya Dönmek
  • Dünyanın Doğum Günü ve Diğer Öyküler
  • Şimdilik Her Şey Yolunda
  • Günün Geç Vakitleri
  • Kanatlı Kediler Masalı 2 - Yuvaya Dönüş
  • Boşa Geçirecek Vakit Yok
  • Kanatlı Kediler Masalı 4 - Kentte Tek Başına
  • Balık Çorbası
  • Kanatlı Kediler Masalı 3 - Yeni Arkadaş
  • Uçsuz Bucaksız
  • The Ones Who Walk Away from Omelas
  • Sözcüklerdir Bütün Derdim
  • Başka Bir Yer
  • Denizyolu
  • Atmacanın Türküsü
  • The Daughter of Odren
  • Schrodinger’s Cat
  • The Stars Below
  • Direction of the Road
  • Things A Story
  • A Trip to the Head
  • The Field of Vision
  • Semley's Necklace
  • Vaster than Empires and More Slow
  • Why are Americans Afraid of Dragons?
  • Yerdeniz Büyücüsü
  • The Other Wind
  • Tales from Earthsea: The Fifth Book of Earthsea
  • Balina Süleyman’ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu
  • Tehanu
  • The Farthest Shore

Ursula K. Le Guin Alıntıları - Sözleri

  • "Sana ayrıldığım zamanki gibi geri geldim: Bir aptal olarak." (Yerdeniz Büyücüsü)
  • “Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar. İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar, bir kıvılcım, bir ateş gibidir.” (Marifetler)
  • Bu gece mavi bir ay doğacak güneş, rüzgarın ardında battığında. Hep yaptım. Hep yaptım doğru şeyi. Şimdi izin verin başlasın varoluşum şarkısına. (Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak)
  • içine şeytanı saldılar mı, asla kurtulamazsın. Hamile olmak yerine onu taşırsın. (Denizyolu)
  • Bazı insanlar sanatın kontrolle ilişkili olduğunu düşünür. Ben daha çok kendini kontrolle ilgili olduğunu düşünüyorum. Şöyle bir şey: İçimde anlatılmak isteyen bir hikaye var. O benim amacım. Ben onun aracıyım. Eğer kendimi, egomu, istek ve fikirlerimi, zihinsel çöpümü bir kenarda tutabilir, hikayenin odağını bulabilir ve hikayeyi takip edebilirsem, hikaye kendi kendini anlatacaktır. (Yazma Üzerine Sohbetler)
  • Domuzların üstünde dolaşan Şaşkın sinekler gibidir düşünceler. (Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak)

  • Gitmek kolaydı. Gitmeyi sürdürmek zordu. (Balıkçıl Gözü)
  • “Bir kadına âşık bir adam mı? Ben sadece kadınların âşık olabildiklerini zannederdim.” “Bazen kadınlar bir erkeğe âşık olabiliyor ki bu da çok kötü” (Dünyanın Doğum Günü ve Diğer Öyküler)
  • Belki de sevme isteği dışında tutunabileceği bir şey yoktu. Eğer o duyguyu da yitirirse kaybolurdu. (Başlama Yeri)
  • Sağır bir şiddet karşısında hangi söz bir anlam ifade eder ki? (Tehanu)
  • ...herkese karşı adil olma havamda değilim. Kendime karşı adil olma havamdayım. (Zihinde Bir Dalga)
  • To refuse death is to refuse life. (The Farthest Shore)
  • "Erkeklerden daha ufak tefek oldukları ve dar yerlerde daha rahat hareket edebildikleri ya da toprağa daha ait oldukları için, ya da daha büyük bir ihtimalle âdet olduğu için Yerdeniz'de madenlerde her zaman kadınları çalıştırırlardı." (Yerdeniz Öyküleri)

  • Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor.. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler. (Sesler)
  • “Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler.” (Sesler)
  • "Sanki bütün hayatımız boyunca kapıları kilitleyip duruyor gibiyiz. Yaşadığımız yer evin içi." (Tehanu)
  • BİR TOPLULUĞUN odak noktasıdır kütüphane, o topluluk için kutsal bir yerdir... (Zihinde Bir Dalga)
  • İnsanın kendi bedeni bir nesne değildir, bir aksesuar değildir, göz zevki vermekle yükümlü bir süs eşyası değildir, sensindir o, yalnızca sen, kendin. Ne zaman ki sen olmaktan çıkar, senin olmaya başlar, sahip olduğun bir şey olmaya başlar, sen de o zaman başlarsın işte onun için kaygılanmaya... (Devrimden Önceki Gün)
  • Bu sevişmelerin üzerinde tefler çalınsın, tutkunun görkemi gonglarla ilan edilsin. (The Ones Who Walk Away from Omelas)
  • Zihnimde, öykü ile roman arasındaki bağlantı oldukça ilginç. "Semley'in Kolyesi" kendi başına tam bir öykü ise de, aslında bir romanın tohumu. Öyküyü tamamladığımda Semley ile de işim bitmişti. Ama öyküde küçük bir role sahip, sadece yolu oradan geçen bir karakter vardı: Öykü bittiğinde yeniden gölgelere karışmaya itiraz eden biri. "Benim öykümü de yaz," diye başımın etini yiyip duran biri: "Ben Rocannon. Dünyamı keşfe çıkmak istiyorum ... " Ben de dediğini yaptım. İnanın, bu insanlarla tartışmaya giremiyorsunuz. (Rüzgarın On İki Köşesi)