Esir - Adem Özköse Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Esir kimin eseri? Esir kitabının yazarı kimdir? Esir konusu ve anafikri nedir? Esir kitabı ne anlatıyor? Esir kitabının yazarı Adem Özköse kimdir? İşte Esir kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Adem Özköse
Yayın Evi: Pınar Yayınları
İSBN: 9789753524919
Sayfa Sayısı: 224
Esir Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
2012 yılının 9 Mart günü belgesel çekmek için gittiğimizi Suriye’de, kameraman arkadaşım Hamit Coşkun’la birlikte Esed rejimine bağlı silahlı milisler tarafından kaçırıldık.
Kaçırıldıktan sonra yeraltı ceza evinde yaşadıklarımız bizi yepyeni bir dünya ile tanıştırdı. Bu öyle bir dünyaydı ki çoğu zaman insanlığımızdan utandık. Akla gelmeyecek işkence ve zulümlere şahit olduğumuz yeraltı ceza evinde kalırken dışarıdaki hayatın her geçen gün bizden daha da uzaklaştığını, bir rüyaya dönüştüğünü hissediyorduk. Çünkü Esed rejiminin yer altında kurduğu bu dünya adeta bambaşka bir gezegen, bambaşka bir alem gibiydi.
Baştan aşağı kötülük ve zorbalığın hakim olduğu yeraltı ceza evinde hayatta kalabilmenin tek yolu ise inanca ve umuda sarılmaktı. Biz de öyle yaptık ve inanç ile umudun insan için ne büyük bir imkan olduğunu bir kez daha keşfettik.
Esir Alıntıları - Sözleri
- Çocukların katledildiği dünyada biz yaşamasak da olur
- "Suriyelileri dinlemeden, yaşadıkları acıları bilmeden haklarında yapılan değerlendirmeler bana son derece acımasız, ruhsuz ve anlamsız geliyordu."
- Mekan gönüldür, insan da gönülde ağırlanır
- Çıkılmayan yol zaman içerisinde insanın içinde birikir .
- ...mesele bedenen esir düşmek değil; iradeyi esir vermemekti.
- Özgürlük talebi aslında nesiller boyu devam edecek bir idealdir. Onu ne varil bombaları ne de en vahşi zulümlerin yaşandığı yeraltı cezaevleri yok edebilir. Siz eğer özgürlük isteyen bir nesli katlederseniz özgürlük fikri onlardan sonra gelecek nesillerde yeniden canlanacaktır. Çünkü insan için kölelik arızi, özgürlük ise fitridir.
- "Gerçek canımı acıtınca içimden yine hayallere sığınmak geldi"
- Aslında dünyada biri zalimlerin diğeri de mazlumların olmak üzere iki cephe vardı . İnsan hangi dinden , hangi millet ve düşünceden olursa olsun zalimlere karşı mazlumların cephesinde saf tutmalı ; bir mazlumu savunurken asla onun dinine , milletine , düşüncesine bakmamalıydı . İşte bunu başarabildiğimiz andan itibaren gerçek manada insan olacaktık .
- "Mekân gönüldür, insan da gönülde ağırlanır."
- Çıkılmayan yol zaman içerisinde insanın içinde birikir .
- Çoğu zaman insanın vücudunu doğrultmasından daha zordur kendi ruhunu doğrultup ayağı kaldırmak .
- Çocuklara işkence edenler, insanları acımasızca öldürenler küçük bir kuşa merhamet eder miydi ?
- Siz eğer özgürlük isteyen bir nesli katlederseniz özgürlük fikri onlardan sonra gelecek nesillerde yeniden canlanacaktır. Çünkü insan için kölelik arızi, özgürlük ise fıtridir.
- "De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla isabet etmez. O bizim Mevla'mızdır. Öyleyse müminler ancak Allah'a tevekkül etsinler." (Tevbe sûresi, 51. âyet)
- Çıkılmayan yol, zaman içinde insanın içinde birikir.
Esir İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Aslında artık son zamanlarda hiç tahammülümüzün kalmadığı Suriyeliler diye sürekli söylendığimiz insanların bir özgürlük adına nelerle karşı karşıya kaldıklarını, bizim aklımızın alamayacağı şeyler yaşadığını ucundan kıyısından öğrenince ne kadar vicdanımızı yitirmeye başladığımızı farkettim. Aynı zamanda en ufak aksiliklerde ilk yaptığımız isyan etmek olurken yazar ve arkadaşının böyle bir inanca sahip olması ve bu süreçte inançlarını kaybetmemesi kesinlikle okumaya değer bir kitap olduğunu gösteriyor. (Gülşen)
Kitabı okurken hayatında hiçbir ilkesi olmayan insanların ne kadar vicdansız olabileceğine şahit oluyorsunuz. Suriye zindanlarında akla hayale gelmeyen işkencelerden bahsediliyor . Suriyelilerin ülkemizden defolup gitmesini söyleyenlerin özellikle bu kitabı okumasını tavsiye ederim . İnsanların ne kadar büyük bir zalimden kaçtığına şahit oluyorsunuz . Her ne olursa olsun biz insan kalmanın mücadelesini vereceğiz. Bir insanın canına kasteden olmaktansa katledilen olmayı tercih ederim . Rabbim adaletten , vicdandan ayırmasın . (Talha)
Kitabın Yazarı Adem Özköse Kimdir?
Gazeteci, yazar. 1978 yılında Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünden mezun oldu. Gazeteciliğe 2004 yılında Vakit gazetesinde başladı. Başta Irak, Afganistan, Patani, Keşmir, Suriye, Güney Lübnan, Gazze, Arakan, Darfur ve Moro olmak üzere dünyanın birçok savaş ve kriz bölgesinde gazetecilik yaptı.
2007-2011 yılları arasında Suriye’nin başkenti Şam’da dört sene kalarak Gerçek Hayat dergisinin Ortadoğu Temsilciliği’ni yürüttü. Sancaktar dergisini çıkaran kadroda yer aldı. Diriliş Postası’nda günlük yazılar yazdı. Dünyanın dört bir tarafına yaptığı uzun yolculuklar belgesellere dönüştü. Bu belgeseller başta TRT olmak üzere birçok televizyon kanalında gösterildi. Kitapları farklı dillere çevrildi.
ESERLERİ:
Cennete Otostop (2011, 2017), Söz Direnişçilerde (Söyleşiler, 2011), Ümmet Coğrafyası (Gezi, 2017), Seyyah (Gezi, 2014), Rotamız Alem-i İslam (Gezi, 2017), Kaçak Yolcu (Gezi, 2017), Esir & Gerçek Bir Esaret Hikayesi (Roman, 2019)
Adem Özköse Kitapları - Eserleri
- Cennete Otostop
- Kaçak Yolcu
- Esir
- Ümmet Coğrafyası
- Seyyah
- Söz Direnişçilerde
- Rotamız Alem-i İslam
- Sefer
Adem Özköse Alıntıları - Sözleri
- Ey Gazze! Sen bizim özgürlüğümüzsün ve Sen özgür olmadan kendimizi asla özgür hissetmeyeceğiz. (Rotamız Alem-i İslam)
- Hilafet’in sona ermesine rağmen Türkiye’nin İslâm dünyasındaki etkisi hala devam ediyor. ~Morolu bir Müslüman~ (Ümmet Coğrafyası)
- 'Müslüman bir direnişçi savaşırken asla İslâm'ın sınırlarını, ölçülerini çiğnememeli. Çünkü ölçüsüz cihad olmaz.' (Ümmet Coğrafyası)
- Mülteci kamplarındaki çocukların her biri gözüme tıpkı bataklıkta açmış bir çiçek gibi gözüküyor. Kamplardaki şartlar nasıl olursa olsun çocuklar güldükçe sanki kampları bir bahar havası kaplıyor. Bu kamplarda tebessüm etmek özgürlük; tebessümü ve umudu kaybetmekse gerçek esarettir. (Sefer)
- Niçin Müziği bıraktın Müslüman olduktan sonra? İslam'ın müziği yasakladığını mı düşünüyorsun? Alman Julia Jawairiyah(Hanımefendi): Müslüman olmadan önce müziği ruhum için bir ihtiyaç olarak görüyordum. İçimdeki mutsuzluktan, karışıklıklardan müzik sayesinde kurtulmaya çalışıyordum. Fakat şu an çok huzurlu ve mutluyum. Müziğe artık ihtiyacım yok. Ruhuma en çok huzur veren şey ise Kur'an okumak ve dinlemek. (Cennete Otostop)
- Çocuklara işkence edenler, insanları acımasızca öldürenler küçük bir kuşa merhamet eder miydi ? (Esir)
- "Bulmak, keşfetmek için çıktığım seyahatlerde yolda olmak daha da anlamlı hale gelmeye başlamış, yollar düşünsel arayışımız güç vermişti. Dervişlerin pirlerinden Feridüddin Attar'ın dediği gibi belki de "Menzili maksud yolculuğun ta kendisiydi." (Sefer)
- Batı insanların hayatlarını kolaylaştırmak için gerçekten iyi imkânlar ve güç markalar üretmiş. Fakat hep daha fazla kazanıp daha fazla tüketmek insan için asla gerçek gaye olamaz. Çünkü insanın hayatı anlamlandırabilmesi için her şeyden önce insani, vicdani ve ilahi amaçlara sahip olması gerekir. (Sefer)
- Abdülhamid’in torunları Filistin’i, Kudüs’ü asla terk etmediler ve etmeyecekler… (Ümmet Coğrafyası)
- Sınırsız özgürlük mü, sınırlı ve düzenli bir hayat mı? Red Light Districh'i gördükten sonra uzun uzun özgürlük üzerine düşündüm. İslam'a göre insan sınırlarını bildikçe özgürleşirken bugünkü Batı medeniyetine göre sınırlarından kurtuldukça özgürleşiyor. Oysaki insan kendi benliğini, evini, toprağını ancak sınırlarına önem vererek koruyabilir. Sınırları aştığında rahatsız ve huzursuz olur; sınırlarına tekrar geri döndüğünde rahatlar. Sınır insan için aslında vazgeçilmez bir kalkandır. Fakat bu meselede Batı'nın ahlâki sınırsızlığına dikkat kesilip kendimizi de temize çıkaramayız. (Sefer)
- Amman Batılılar tarafından Âlem-i Islam'ı bölüp parçalara ayırmak için uygulanan ulusçu projelerin doğurduğu bir şehirdir. Ulusçu zihinler ancak Amman gibi şehirler kurabilirler. Ümmetçi zihinler ve kalpler ise Saraybosna, İstanbul, Şam-ı Şerif ve Kudüs gibi şehirler... (Seyyah)
- "Çocuklar her geçen gün daha da çirkinleşen bu dünya da benim için huzur adası gibiydiler." (Kaçak Yolcu)
- Hayatımda ilk ezan sesini Nil Nehri'nin kenarında gezinirken duydum. Ezan okunurken neler söylendiğini anlamıyordum; fakat ezan sesi tıpkı üniversitedeki dinler tarihi hocamızi etkilediği gibi beni de çok etkiledi. O an içimden Allah'a secde etmek geldi ve bir camiye giderek dakikalarca Allah'a secde ettim. (Cennete Otostop)
- “Yavaş yavaş ölürler, Alışkanlıklara esir olanlar, Her gün aynı yolları yürüyenler, Ufuklarını değiştirmeyen ve genişletemeyenler…” (Sefer)
- Batılı emperyalistler Islam dünyasını terk ederken arkalarında da yerli dostlarını bıraktılar. İslam topraklan yıllarca bu diktatörler eliyle esir alındı. Müslümanların tarihi, kültürü , değerleri aşağılandı, hakir görüldü. Topraklarımızdaki zenginliklerimiz yağmalandı , sömürüldü. Ümmet-i Muhammed'in kutsalları çiğnendi, özgürlüklerine prangalar vuruldu . Kimiülkelerde askeri ve siyasi, kimi ülkelerde de kültürel ve fikri kuşatmalar oluşturuldu. Yeni nesiller ruh köklerinden uzaklaştırılmak istendi . Bütün bunlara başkaldıranlar ise ya hapsedildi ya da idam sehpalarına gönderildi . Fakat İslam topraklarına musallat olan sömürgeciler her şeyin aslına rücü edeceğini unuttular. Hangi mesafeleri kat ederse etsin, hangi engellerle karşılaşırsa karşılaşsın suyun bir gün yatağını bulacağını hiç hesaba katmadılar. Ümmet Coğrafyası'nın halkları , aralarına sınırlar konulan kardeşler sonunda sessizliklerini bozdular. Kahire'den, Şam-ı Şerif'den, İstanbul'dan, Gazze'den, Bingazi'den yükselen özgürlük çığlıkları İslam dünyasının yüzyıldır süren suskunluğunu sonunda yerle bir etti. Suskunluk yerini direnişe, çaresizlik ise umuda bıraktı. İslam dünyası küllerinden yeniden doğmaya , dirilmeye başladı. Artık rüzgar tersine dönüyor. Bir çağ kapanıyor ve yeni bir çağ açılıyor. Teslimiyet kültüründen direniş kültürüne geçiliyor. İslam dünyasının minarelerinden özgürlük sesleri yükseliyor. Yıllardır ezilen Müslümanlar adalet temelli yeni bir İslam dünyası kurmak istiyorlar. Müslüman halkların kararlılık ve cesareti tarihin kapılarını yeniden zorluyor. (Ümmet Coğrafyası)
- Kendi olamayan insanların başkası olmaya çalışırken nasıl da komikleştiklerini seyretmek insanı güldürse de aslında acı vericidir. (Seyyah)
- “Dünya İslamla özgürleşecektir” Çakal Carlos (venezuela’lı aktivist-halen fransız hapishanelerinde) (Söz Direnişçilerde)
- İslam'a girdikten sonra Müslümanlara dair hiç hayal kırıklıklarınız oldu mu? - Evet, hem de çok. Önceleri, Müslümanların hepsinin kapitalizmin sunduğu hayat tarzına karşı çıktıklarını düşünüyordum. Fakat Müslüman olduktan sonra tanıştığım Müslümanların bazılarının yaşamları beni şaşırttı. Bir Müslüman hem İslam'a inanip hem de nasıl bu kadar lüks yaşayabilir? Bunu aklim bir türlü almıyor. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.v) hayatı boyunca hiç lüks yaşamadı. İsa Mesih de aynı şekilde lüks yaşayanların sonlarının iyi olmayacağı ni söylüyor. İkinci hayal kırıklığım ise Müslümanların Kur'an'ı çok az okumaları oldu. Bu da beni oldukça şaşırtıyor. Çünkü Allah bize sürekli olarak Kur'an okumamızı, ancak Kur'an okuyarak doğru yola ulaşabileceğimizi haber veriyor. (Cennete Otostop)
- 'İstanbul sadece bir şehir değil; aynı zamanda bir manadır... Âlem-i İslâm'ın geleceği de, yüzyıl önce elimizden alınan İstanbul'un sahip olduğu bu manada gizlidir.' (Rotamız Alem-i İslam)
- Çocukların katledildiği dünyada biz yaşamasak da olur (Esir)