Eski Yazı - Haydar Ergülen Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Eski Yazı kimin eseri? Eski Yazı kitabının yazarı kimdir? Eski Yazı konusu ve anafikri nedir? Eski Yazı kitabı ne anlatıyor? Eski Yazı PDF indirme linki var mı? Eski Yazı kitabının yazarı Haydar Ergülen kimdir? İşte Eski Yazı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Haydar Ergülen
Yayın Evi: Turkuvaz Yayınları
İSBN: 9786054069279
Sayfa Sayısı: 264
Eski Yazı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“‘Biz eski bir alfabenin harfleriyiz, bizi yazma’ diyor bir sessiz harf, ‘bizi kırma, bizi yaralama’ der gibi adeta. Hangisi olduğunu söyleyemem, sessizliğinden doğru bu eski yazıya kırılsın istemem. Başka bir harfin kapısını da çalmam. Harfler gecede cem olmuş, yalnızlıklarından kurtulmaya çalışırlarken, gül bahçesine girmiş bir şair olmak istemem, bahçeye giren şair de hırsız sayılır, o cemden nasibime düşen kelimelerle çıkmak isterim. Kimi elimi, kimi dilimi, kimi gönlümü kanatan kelimelerden bir yolculuk alfabesi çıkar belki. Belki bir yokluk alfabesi de çıkar. Bilmem ki o yolculukta, o yoklukta da demeli, kılavuz kimdir, kim gönüllü, kim bir kervanın göçüne yazılı ve kim geride bir yalnızlık kalmasın diye bir kelimeye girer de feda eder kendini. Göç yolda düzelir denildiği gibi, ben de eskinin alfabesi yoklukta yazılır deyip bırakırım harfleri kelimelerin yurduna doğru. Kimi varır yurduna, kimi başkasının kelimesini yurt tutar, ki gurbete sayılır başkasının kelimesi de, kiminin yönü evvel ezel kaybolmaya doğrudur, kimi cümlesinden koparılmış bir zeytin gibi acıya kalır, öksüz kalır. Onca cümle içinde, onca kelime arasında anlamından soyunmuş, eskisinden kovulmuş ve çağrılmamaktan yorulmuş halde üryan kalır ki, onun çıplaklığı için şairler bile şiir söylemekte zorlanırlar.”
Eski Yazı Alıntıları - Sözleri
- ... Şiirimiz pul olsun, bir mektubun ruhuna konsun ve gitsin açılacağı birini bulsun... Mahremdir, mahcuptur, mahrumdur, mektuplar. İçimizde doludur, sırrını kimseye vermeden taşıyan yolcudur. İçindeki boşluk daha da büyümeden, aramıza bir uçurum örülmeden ve ruhumuz dipsiz bir kuyu gibi kelimeler mezarlığına dönmeden mektup yazalım...
- ... çıktığım yolculuklardan en çok geriye, eve dönmeyi seviyorum. Sokaklar, meydanlar, yollar, kasabalarda gölgeleri, kentlerin ışıkları ne kadar çekici olursa olsun, asil yolculuğun evde olduğuna inanıyorum. Bir şehri, bir ülkeyi en sonunda "bitirirsiniz" oysa henüz keşfedemediğiniz o "uzak ülke" yi "ev" i bırakın tüketmeyin, daha kuytularını sormadan, gizliliğini bilmeden, labirentlerine girmeden eskisiniz. ...
- ... Herkes sokaktayken evde olmak bir teselli sayılır da herkes evdeyken sokakta olmak sanki şiddete maruz kalmak gibidir...
- ..." Hatırlamak da unutmakla mümkündür. Kim hatırlıyorsa o önce unuttuğunu hatırlar, sonra da unuttuğunu unutur. Sonra da hatırladıklarıyla avunur, sonra da yeniden unutur..."
- ... Evlerden bazen bir balkon kalır, balkon bütün yaz yalnız kalır... ... Vefa bazen unutmaksa yazı da bazen hatırlamaktır...
- ... Cümlenin artık ruhlarımıza ağır geldiğini söyleyenler de var. Ama hangi cümle suskunluktan ağır olabilir ki?
- Geceye bırakılan gölgeler, o lacivert deryada bir geceliğine yıldız olurlar.
- "Kara tren gelmez m'ola? " "Düdüğünü çalmaz m'ola Gurbet ele yâr yolladım Mektubumu almaz m'ola?" diye devam eder eski bir türkü.
- Bakmayın bu yazının sakin bir ırmak gibi akıp gittiğine, "bir zamanlar ben de deli gibi sevdim".
- Ankara'yı kolayca yazamam, onu kelimelere boğamam, içine bütün düşlerimi,özlemlerimi, heyecanlarımı, kırılmış hayallerimi, gelişlerimi, gidişlerimi, sitemlerimi topladığım gözyaşlarıyla uzayan bir şiirde harcayamam.
- Hiçbir şey, vaktinde, şiir olmuyor, yitince,yok olunca, yıkılınca, bitince, son bulunca, eskiyince oluyor belki.
- Yok: "Ah, kimselerin vakti yok/ durup ince şeyleri anlamaya!" (Gülten Akın) Keşke bu kısacık uzun şiiri anlamaya vakit bulabilseydik !
- "Bir teselli ver " babından bahara seslenelim, baharla yaralarımızı sarmayı, acılarımızı dindirmeyi , en azından ertelemeyi deneyelim.
- Öyle ya gözyaşlarının da rengi vardır, siyah ,gri, mavi, yeşil ,mor, sonra tonları vardır, açıktan koyuya, gölgeli, çizgili, mat, parlak...
Eski Yazı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Eski Yazı PDF indirme linki var mı?
Haydar Ergülen - Eski Yazı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Eski Yazı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Haydar Ergülen Kimdir?
14 Ekim 1956'da Eskişehir'de doğdu. İlk ile ortaokulu Eskişehir'de, liseyi Ankara'da okudu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümünü bitirdi. Anadolu Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalıştı. İstanbul'da reklam yazarlığı yaptı. Anadolu Üniversitesi'nde yayımcılık, reklamcılık ve Türk Şiiri dersleri verdi. Halen Bahçeşehir ve Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakülesi'nde, 'Yaratıcı Yazarlık' ve 'Türk Şiiri ve Şairler' dersleri vermektedir.
1980 sonrası Türk şiirinin önemli isimlerindendir.
İlk şiiri 1972'de Eskişehir'de Deneme dergisinde "Umur Elkan", ilk yazısı da aynı yıl Yeni Ortam gazetesinde "Mehmet Can" adıyla yayımlandı. İstanbul'da Üç Çiçek (1983) ile Şiir Atı (1986) dergilerini yayıma hazırlayanlar arasında yer aldı. 1979'dan başlayarak Somut, Felsefe Dergisi, Türk Dili, Yusufçuk, Yarın, Yeni Biçem, Gösteri, ile Varlık dergilerinde şiirler yayımladı. Bir süre, Radikal gazetesinde Açık Mektup köşesinde denemeler yazan Ergülen, Star Gazetesi'nde yazmaya başladı.
2017 yılında 11.incisi verilen ve Turkiye'nin tek kent edebiyat ödülü olan Mersin Kenti Edebiyat Ödülünü almıştır.
Haydar Ergülen Kitapları - Eserleri
- Üzgün Kediler Gazeli
- 40 Şiir ve Bir
- Zarf
- Keder Gibi Ödünç
- Sen Güneş Kokuyorsun Daha!
- Nar
- Öyle Küçük Şeyler
- Aşk Şiirleri Antolojisi
- Ölüm Bir Skandal
- İdilikler
- Vefa Bazen Unutmaktır
- Meğer!
- Hafız ile Semender
- Sait ile Sabahattin
- Derdini Anlatamayanlar İçin Ansiklopedi
- Haziran, Tekrar
- Trenler De Ahşaptır
- İnce Tren
- Sonradan Görme
- Eski Yazı
- Cümleten İyi Yolculuklar
- Cemal Süreya için 59 Kırlangıç
- Kabareden Emekli Bir 'Kızkardeş': Lina Salamandre
- Düz Yazı-100 Yazı
- Nar Alfabesi
- Şairin Bavulu
- Azıcık Cihangir
- Tuhafiye
- Trenler Kalkar Haydarpaşadan
- Gülten ile Behçet
- Yayan Yapıldak
- Önemsiz Günler ve Haftalar
- Şiirdir, Geçer
- Sırat Şiirleri
- Şiir Gibi Yalnız
- Dağlarca İçin 94 Cümle
- Yağmur Cemi
- Eskiden Terzi
- Karşılığını Bulamamış Sorular
- Çerçöp
- Karton Valiz
- Uykucu Şiirler
- Yüzeysel - Toplumsal Tipikler
- Nişanlılar İçin Şarkılı Alfabe
- Şimdi O Güzel Bahçede.../ Mehmet H. Doğan Kitabı
- Üvey Sokak
Haydar Ergülen Alıntıları - Sözleri
- Gitmek bazen böyledir kalmaktan geçer kalakalmaktan... (Sen Güneş Kokuyorsun Daha!)
- Yeni bir şiirden çıktım, yaralıyım... (Öyle Küçük Şeyler)
- Ve biricik dayanağım: Hakikat ile vefa (Ölüm Bir Skandal)
- ne uzun bir sefermiş yalnızlık, gemisiz, kaptansız, adasız (Üzgün Kediler Gazeli)
- "...herkesin cehennemi aşk kılığında dünya ne çok dünya ne çok dünya yaşamaya yer bırakmayan içindeki otu söküp çıkaran dünya oysa ot çöldeki aşktır aşka aşkla sarılır ot çöl, ot için vardır kök salmak için yeraltına bağışlamak için kök salmaktır çöl görmemiş yalnızlığa kaçana" (Kabareden Emekli Bir 'Kızkardeş': Lina Salamandre)
- Susacak kadar büyütürüz ya çok şeyi, ben en çok yoksulluğumuzdan korkarım, nasıl da yoksuluz sessizliğin karşısında... (Keder Gibi Ödünç)
- "Oysa aşk aşktır söylendiği gibi yazılır yazıldığı gibi okunur okunduğu gibi yaşanır yaşandığı gibi unutulur." (Zarf)
- Ölmüş Sait / Deniz mavisinden erken Bunca sevgiden sonra / Ölmüş annesini öperken Ölmüş eli ayağı uzak/ Çamların üstü buğu Ölmüş çocuklar izin vermeden Yüzünde sarışın çocukluğu Fazıl Hüsnü Dağlarca (Sait ile Sabahattin)
- Geceye bırakılan gölgeler, o lacivert deryada bir geceliğine yıldız olurlar. (Eski Yazı)
- “Bazı yazarları , Turgut Uyar’ın bazı şiirleri severken öğütlediği gibi seviyoruz, kusurlarıyla “ (Sait ile Sabahattin)
- insanın vatanı arkadaşıymış, bildim, Tanrı bile arkadaşı olsun diye yaratmadı mı dünyayı her arkadaşla bir vatan ölür, her gözyaşıyla Tanrı bir daha, her güvercinle bin turna... aslında ne Türk'üz, ne Kürd'üz, ne Ermeni'yiz öyle bir 'baba'mız var ki Hrant, hepimiz yetimiz kırılmamış bir nar gibi kalbimiz kırık, yetimiz (Üzgün Kediler Gazeli)
- Orhan Veli'nin dediği gibi'' keder şairin neş'esidir.'' (Nişanlılar İçin Şarkılı Alfabe)
- “ Dünyayı hiç böyle hayal etmemiştik biz ! … “ (40 Şiir ve Bir)
- “ … Aşk tatlı da insanlar berbat !.. “ (40 Şiir ve Bir)
- Kırılınca anlaşılır kalbin camdan olduğu... (Keder Gibi Ödünç)
- Geç kaldım diyor biri her yere, her şeye geç, geç kalacak bir yerim bile yok benimse, geç! (Hafız ile Semender)
- Necatigil’in “Çünkü asıl şiirler bekler bazı yaşları” dizesine haklılık kazandıran bir şair Gülten Akın, bazı şiirler de onu beklemiş çünkü, o gelince şiir olmuş öyle çok şey var ki! (Gülten ile Behçet)
- Beni ciddiye aldığını göster hadi gülümse! (Hafız ile Semender)
- meğer ateşli bir hastalıkmış hayat! (Nar)
- "Nafile, isteyişim geçen saniyeleri; Akıp gidiyor zaman; Geceye: Daha yavaş, deyişim boş,; tan yeri Ağaracak birazdan." (Cümleten İyi Yolculuklar)