Esrar ve Rumuz - Muhammed İkbal Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Esrar ve Rumuz kimin eseri? Esrar ve Rumuz kitabının yazarı kimdir? Esrar ve Rumuz konusu ve anafikri nedir? Esrar ve Rumuz kitabı ne anlatıyor? Esrar ve Rumuz PDF indirme linki var mı? Esrar ve Rumuz kitabının yazarı Muhammed İkbal kimdir? İşte Esrar ve Rumuz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Muhammed İkbal
Çevirmen: Ali Nihad Tarlan
Yayın Evi: Timaş Yayınları
İSBN: 9786050811391
Sayfa Sayısı: 160
Esrar ve Rumuz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İkbal’in öne çıkan taraflarından biri de ‘ben felsefesi’ denebilecek görüşüdür. Tasavvuftaki fena düşüncesi daha çok ‘ben’in yokluğuna, nefsi yok etmeye kadar giderken, İkbal bunun aksine bir şey söyler. Ona göre manevi kurtuluş ve olgunlaşma, ‘ben’in yok olmasında değil, kendini “Aşkın olan” ile yeniden tanımlamasında yatar. ‘Ben’i özellikle vurgular, diri ve dinamik bir ‘ben’in kuruculuğundan bahis açar. İslam’ın diri ve aktif bir şahsiyet öngördüğünü, bu şahsiyetin de dinamik bir toplum kuracağını söyler. Müslüman bireye ve toplumlara, kendi benlerini keşfetme çağrısında bulunur. İstediği, kâmil bir insan ve toplumdur.
İkbal, yazdığı ilk mesnevi olan Esrar ve Rumuz’da, işte bu ‘ben felsefesi’ni anlatır. Prof. Dr. Ali Nihat Tarlan’ın titizlikle çevirdiği kitap, “Benliğin Sırları” ve “Benlikten Geçmenin Remizleri” isimli iki bölümden oluşur. İlk bölümde Müslüman ‘ben’in nasıl bir şey olduğunu izah eder, bu ‘ben’in dünyasını anlatır. Hayatın dinamik bir şey olduğunu, bu sebeple ancak var olabilmiş bir ‘ben’le hayatta kalınabileceğini söyler. İkinci bölümde ise bu ‘ben’den geçişin remizlerini aktarır. Çünkü o, var olabilmiş bir ben i işaret etse de, bu ‘ben’in kuracağı bir dünyayı önemser.
Esrar ve Rumuz Alıntıları - Sözleri
- Rütbeler çıkmıştı Tur'dan yükseğe Hem beyaz hem zenci gelmiş öpmeye
- Bugünkü ilim, hakikat ile aramızda en büyük perdedir. Puta tapar, put satar, put yapar. Ayağı ancak zahirî görünüşler zindanına bağlı. Duygu hudutlarının dışına çıkamamış. • Hayat sıratında yürüyemez olmuş; hançeri kendi boğazına dayamış. • Lâle gibi soğuk bir ateşi var. Çiğ danesi gibi soğuk bir alevi var. • Yaradılışı aşk yanışından azade olduğu için hakikati aramak yolunda eli boş, mahrum kalmış. • Aşk, akıl illetlerinin Eflâtunudur. Akıl kara sevdası onun neşteri ile şifaya kavuşur. . Bütün âlem aşka secde eder. Akıl Sumenatının Mahmudu aşktır.
- Hazreti Ali öyle bir padişahtır ki sarayı bir kulübe, bütün malı mülkü bir kılıç ve bir zırhtan ibarettir.
- Yetişip serpilip bir gülistan olmayan gonca, benim baharıma lâyık değildir.
- Adı benlik olan bir nur noktası, bizim bir avuç topraktan başka bir şey olmayan varlığımızın altında hayat kıvılcımıdır. Onu daha baki, daha diri, daha yakıcı ve daha parlak hale getiren muhabbettir. Onun cevheri muhabbetle alev alır. Kalbinde gizli olan imkânlar, alev alev yükselir. Onun yaradılışı, ateşini aşktan alır. Dünyayı aydınlatmayı aşktan öğrenir. Aşk, kılıç ve hançerden korkmaz. Zira aşkın aslı (bu âlemi vücuda getiren anâsırdan) sudan, rüzgârdan ve topraktan değildir. Cihanda aşkın hem barışı hem savaşı vardır. Aşkın cevherli kılıcı âb-ı hayattır. Aşk bir baktı mı kayalar parçalanır. Hak aşkı sonunda baştan aşağı Hak olur. Sevmeyi, âşık olmayı öğren. Bir sevgili ara. Nuh gözü, (daima ağlayan, inleyen) Eyyup sabrı iste. ...........................................................................
- Gene o cüz ile küllün sırrına varan, ayağının tozu peygamberler gözüne sürme olan Resul-i Ekrem, • Ümmetine şunu demişti: "Sizin dünyanızdan namazı, güzel kokuyu ve kadını severim." • Eğer sözlerin manasına nüfuz edecek bir zevk ve idrakin varsa, "sizin dünyanız" sözündeki gizli nükteyi anlarsın. • O, varlığın yatak odasını bir mum gibi aydınlatan Peygamberimiz, dünyada idi, fakat dünyadan değildi. • Onun zuhur ve tecellisi kudsîlerin göğüslerini aşk ve heye canla yaktığı zaman daha Âdem, su ve çamur halinde idi.55 • Ben, neresi onun vatanıdır bilmiyorum, ancak şunu biliyorum ki o, bizi tanıyor ve seviyor. . Bu unsurlar âlemini bizim cihanımız olarak kabul etti. Kendisini de bizim bir misafirimiz saydı. • Zira biz, göğsümüzdeki canı kaybetmişiz, kendimizi bu fânî âlemde yok etmişiz. . Müslüman isen gönlünü bir iklime bağlama. Bu keyfiyet ve kemmiyet âleminde kaybolup gitme. Müslüman, memleket mefhumuna sığmaz. Onun gönlünde Şam ve Rûm manasız sözlerdir. • Öyle bir gönüle sahip ol ki, o gönlün sonsuz genişliğinde bu su ve çamur sarayı silinip gitsin.
- Ey zamanın alaca atina binip cevelân eden şehsuvar, gel. Ey imkân âleminin göz nuru, gel. Şu yaradılış hengâmesine revnak ver; göz bebeklerinde bir mamure halinde tecelli et. Şu birbirine düşmüş milletlerin feryatlarını sustur. Öyle bir nağme vücuda getir ki, o nağme kulaklara cennet zevkini versin. • Kalk, insanlar arasında kardeşlik kanununu tanzim et; insanlara tekrar sevgi şarabından kadehler sun. • Âleme tekrar sulh günlerini getir; çarpışanlara sulh haberini ulaştır. İnsan nev'i bir tarladır ki, o tarlanın mahsulü sensin. Hayat kervanının konduğu yer, sensin. • Sonbaharın zulmü, ağaçlardan yaprakları döktü. Bir bahar olup bahçelerimize gel. • Bizim mahcup alınlarımızdan, sabîlerin, gençlerin, ihtiyarların secdelerini topla. . Biz, senin varlığınla şeref kazanırız. Ve ondan sonra bu cihan istiraplarının ateşine katlanır ve ona alışırız.
- Benliğin hayatı, arzular yaratmak ve doğurmaktan gelir. • Hayatın bekası, bir maksat ve dâvânın varlığına bağlıdır. Onun kervanının çanı, maksat ve dâvâdır. Hayat, arayıp tarama içinde gizlenmiştir (örtünmüştür); o nun aslı arzu içine gizlenmiştir. • Kalbinde arzuyu yaşat. Ta ki, bir avuç toprak olan bu varlığın bir mezar haline gelmesin. • Arzu, renk ve koku cihanının canıdır, her şeyin yaradılışında arzu mevcuttur. Göğüslerde gönüllerin raksı, arzudandır. Göğüsler onun ay dınlığı ile aynalar gibi pırıl pırıldır. • O, toprağı kanatlandırıp uçurur; bu kudreti ona verir. İdrak Musa'sının Hızır'ı olur. • Gönül, arzunun harareti ile hayat kazanır. O, yaşamaya baş layınca Haktan gayrı ne varsa ölür. • Gönül, arzu yaratmaktan âciz kalınca, kanadı kırılmış de mektir; artık uçamaz.
- • Tarihini zaptet ve ebedî ol. Uçup gitmiş nefeslerden hayat kazan. Dünü bugüne bağla ki hayat, eline alışmış bir kuş gibi olsun, senden uçup gitmesin. • Günlerin ipini ele geçir. Yoksa gündüzleri hiçbir şey görmeyip geceye taparsın. • Senin halini mazi vücuda getirir. Halinden de istikbalin doğar. Eğer zeval bulmayan bir hayat istersen mazi ile hal ve istikbal arasındaki ipi koparma. • Hayat denen şey bu zincirleme idrakin dalgasıdır. Şarap içenler için hayat, şarabın dökülürken çıkardığı "kulkul" sesidir.
- "Ney gibi neyistandan haber ver."
- "Selman-ı Farisî'ye nesebini sordukları zaman, İslâm oğlu Selman, derdi."
- Kadını bir hizmetkâr telâkki eden Müslüman, Kur'an'ın hikmetinden zerre kadar hisse alamamıştır.
- Hayatın inceliklerini öğren . Allah'tan gayrı her şey karşısında zalim ve cahil ol.
Esrar ve Rumuz İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Mevlana Rumî aşığı Mevlana İkbal. Esrar ve Rumuz her cümlesi/dizesi bir kitap gizleyen bir kitap, kelimeler capcanlı, sanki ruh üflenmiş gibi. selam sana ey insanlığın derdiyle hemderd insan. (Halis akdemir)
Gece 00:19:): Her ne kadar dili bana farklı gelse de okudukça kendi içinde derinleşen bir üslup gördüm. Güzel şeyleri tecrübe etmeden bu dünyadan göçmemek gerek bazı kitaplar, bazı tadlar ve bazı kokular gibi:)) (semaselenka)
İkbal Doğudan yükselen bir ses. Sınırları belli olmasa da içinde İslam Medeniyetini ve o medeniyetin özlemini taşıyan güçlü bir kaleme sahip. İkbal'in ana düşüncesi insanın benliğini tanıması, sınırlarını keşfetmesi (esrar) ve benliğinden geçmesinin işaretlerini takip edip benliğini geçebilmesi (rumuz). Yazar Müslümanların uyanışını sağlamak için büyük bir ruh hamlesinin gerekli olduğunu düşünüyor. "Şiir en güçlü söz sanatıdır" düşüncesini şiar edindiğinden olsa gerek eserlerini genel olarak şiir formatında yazmayı tercih etmiş ve şair olarak anılmış. Esrar ve Rumuz bir şiir kitabı. Zaten insanın benliği ve sınırları karışık meseleler olduğu için İkbal'in satırlarını anlamak pek kolay olmuyor. Mütercim önsözde şiirlerin kurallarına göre tercüme edildiğini söylese de pek anlaşılır olmadığını düşünüyorum. İkbal'den öncelikli okunması gerekmeyen bir kitap. (Ayşenur)
Esrar ve Rumuz PDF indirme linki var mı?
Muhammed İkbal - Esrar ve Rumuz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Esrar ve Rumuz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Muhammed İkbal Kimdir?
Muhammed İkbal (d. 9 Kasım 1877 - ö. 21 Nisan 1938), Pakistanlı İslam alimi, şair, filozof ve politikacı.
Şiirleri çağdaş Urdu ve Fars edebiyatının en önemli yapıtlarındadır. Allâme İkbal olarak da bilinir. Hindistan'daki müslümanların bağımsızlık mücadelesine ilk defa dile getiren kişidir.
1873'de Pakistan'ın Pencap eyaletine bağlı Siyalkut kentinde doğan Muhammed İkbal, mutasavvıf bir anne ve babanın oğlu olarak dünyaya geldi. İlk eğitimini Kur'an üzerine aldı.
Kur'an eğitimini medresede tamamladıktan sonra, Arapça ve Farsça hocasının yönlendirmesiyle İslam edebiyatıyla ilgilenmeye başladı. Lahor'da yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra Doğu Dilleri Fakültesi'ne hoca olarak tayin edildi. Bu yıllarda Muhammed İkbal'in şiirleri de yayınlanmaya başlandı.
1905'de Londra'daki Cambridge Üniversitesi'nin felsefe ve iktisat bölümünden mezun oldu. Londra'da üç sene kadar kalan İkbal, burada Arap Dili ve Edebiyatı Fakültesi'nde hocalık yaparken, bilhassa Londra'da ilgi görmesine sebep olacak çeşitli İslâmi konularda bir dizi konferans verdi. Yine Londra'da kaldığı müddet içinde hukuk üzerine okuyan İkbal, savcılık diplomasını aldıktan sonra Almanya'ya giderek Münih Üniversitesi'nde felsefe dalında doktora yaptı.
1908'de Hindistan'a döndüğünde, yazı ve şiirlerine hayranlık duyanlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı.
Şiirlerinde Mevlânâ'nın etkisi büyüktür.
Muhammed İkbal ülkesinin siyasetine de katılmış ve halkını bu konularda yönlendirmişti. Onun bu konudaki düşüncesi ise, "Siyaset; çalışmak, izzet ve şerefe davet etmektir" şeklinde idi.
Müslüman Hintli mücahitler adıyla yazdığı şiirleri Hindistan'daki müslümanların hareketlenerek İngiliz sömürüsüne başkaldırmalarında ve Pakistan'ın kuruluşunda büyük tesiri olmuştu. Bu yönüyle İkbal, Mehmet Akif Ersoy'a da benzetilmiştir.
Kurtuluş Savaşı yıllarında, zor durumda Pakistan halkını, Türk halkının milli mücadelesine destek vermek için örgütlemiş, milli mücadelede kullanılmak üzere Pakistan halkından 1.5 milyon sterlin toplayıp Ankara hükümetine yollatmıştır. Bu paralarla daha sonra Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından şimdiki İş Bankası kurulmuş ve önemli bir bölümü Cumhuriyet Halk Partisine verilmiştir.
Uzun süren bir hastalıktan sonra 21 Nisan 1938'de vefat etti.
Muhammed İkbal Kitapları - Eserleri
- İslam'da Dini Düşüncenin Yeniden İnşası
- İslam Düşüncesi
- Müslüman Gençlik
- Kulluk Kitabı
- Esrar ve Rumuz
- Cavidname
- Benliğin Sırları
- Şarktan Haber
- Yansımalar
- Lale-i Tur
- İslami Benliğin İç Yüzü
- Cebrail Kanadı
- İslam Toplumunun Yapısı
- Makaleler
- Şikayet ve Cevabı
- Aşk ve Tutku
- Hicaz Armağanı
- İkbal Külliyatı
- Benlik ve Toplum
- İslam Felsefesine Bir Katkı
- Hareket Zili
- Bir Annenin Rüyası
- Şu Masmavi Gökyüzünü Kendi Yurdum Sanmıştım Ben
- Musa Vuruşu - Hicaz Armağanı
- Bir Şahinsin Sen
- Kulluk kitabı
- Ey Şark Kavimleri
Muhammed İkbal Alıntıları - Sözleri
- Bir ruh yoksa şu tende, öl! Varsa eğer, yaşa sen ebediyen! (Lale-i Tur)
- Allah'a âşıklar nerde şimdi kim bilir? (Müslüman Gençlik)
- Çünkü biz, sinemizdeki canı yitirmişiz. Kendimizi fâni alem içinde kaybetmişiz. (İslam Toplumunun Yapısı)
- •Siz, zan ve tahminin cazibesine kapılmamalı, kitap kurdu olmamalısınız. Aşk baştanbaşa huzur, ilim baştanbaşa perdedir. (Kulluk Kitabı)
- "İnsanın kaderi onun kendi ellerindedir, yeter ki o kaderinin iplerini eline almaya layık olabilsin." (Bir Şahinsin Sen)
- "İranlıların en belirgin özelliği metafizik düşünüşe duydukları sevgidir." (İslam Felsefesine Bir Katkı)
- Aşk varlığın aslıdır; ölüm ona haramdır. (Aşk ve Tutku)
- İkbal, daima sünnete ye Kur'an'a uygun bir İslam'ın savunuculuğunu yapmıştır. Yurtiçi ve, yurtdışı birçok konferansa üye olarak katılmıştır. Üçüncü Yuvarlak Masa toplantısından dönerken Paris'te filozof Bergson'la tanışmış, ona İslam felsefesi Hakkında birçok noktayı açıklayarak filozofu şaşkına çevirmiştir. (İkbal Külliyatı)
- Dolaysıyla ruh ve beden, hareket ve fiil olarak kendisini gösterir. Varolmak demek, "kendini göstermek" demektir. Kendini göstermek, fiil ve hareketle olur. Ruh ve beden bu kendini gösterme fiilinde ortaklaşa etkiye sahiptir. (Makaleler)
- Yarattığı felsefenin içinde öylesine dolaşıp kaldı ki Bugüne dek zarar ve kar hesabı yapamadı. (Musa Vuruşu - Hicaz Armağanı)
- "Kimseden göz dilenmedim görmek için, Alemi kendi gözümden gayrısıyla görmedim." (Lale-i Tur)
- Psikologlar ruh denizinde yüzer ve şairler O denizin derinliklerine dalarlar... (Yansımalar)
- Eğer milletim dünyanın altın ve gümüşüne feda olsaydı Putları satmak yerine onları kırar mıydı? (Şikayet ve Cevabı)
- Muhabbetten cezbeler yükselir. Değersiz her şey onunla bir değer alır. Muhabbetsiz hayat, matem içinde geçer. İçine sevgi karışmayan her iş çirkin ve esassızdır. Karıncaya, kuşa, âdeme aşk kâfidir. Yalnız aşk, bütün kâinata kâfi gelir. (Kulluk Kitabı)
- Kur'an'nın kalpte bir tesiri kalmazsa, insanlığın bütün emelleri zarar görür yoksa... (Müslüman Gençlik)
- Göğsünün içinde yıldızları aşıp geçecek bir yol vardır. Lakin sen kendini tanımıyorsun. Bir kere de tohum gibi gözünü kendi içine aç ki yerin altından bir fidan olup yükselesin.» (Şarktan Haber)
- Bak resim emperyalizmden bahseder Göz de kördür oysa görmek bahşeder! Hem de emperyalizm, maksat nedir? "Sal nifâk, böl, parçalansın" gâyedir! (Cavidname)
- Hakk (Allah) korkusu, imanın diğer adıdır. Allah'dan başkasından korkmak, gizli şirkten başka bir şey değildir. (İslam Toplumunun Yapısı)
- Ey yarın, dünlerde hep tutsak kalan, Kalpde bir alem taşırsın bak uyan! (Benliğin Sırları)
- '' Biz, vatancılık kavgasına yabancıyız. Biz, iki gözün aynı ışığıyız ve biriz. Hicazız, Çiniz, İranız. Fakat bir sabahın gülen çiy taneciğiyiz. " (İslami Benliğin İç Yüzü)