Esrarlı Bir Vaka - Honore de Balzac Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Esrarlı Bir Vaka kimin eseri? Esrarlı Bir Vaka kitabının yazarı kimdir? Esrarlı Bir Vaka konusu ve anafikri nedir? Esrarlı Bir Vaka kitabı ne anlatıyor? Esrarlı Bir Vaka kitabının yazarı Honore de Balzac kimdir? İşte Esrarlı Bir Vaka kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Honore de Balzac
Çevirmen: Yaşar Nabi Nayır
Yayın Evi: Milli Eğitim Basımevi
İSBN: ---
Sayfa Sayısı: 319
Esrarlı Bir Vaka Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Esrarlı Bir Vaka ( Une Tenebreause Affair), Fransız ve dünya edebiyatının en büyük yazarlarından Balzac'ın ustalık döneminde yazdığı (1841), en görkemli romanlarından biridir. Balzac, romanında, her dönemde, her ülkede yaşanabilecek bir hikaye anlatır.
Bütün yazdıklarını "İnsanlık Komedyası" başlığı altında toplayan Balzac'ın, Büyük eserinin "Siyasal Yaşamdan Sahneler" bölümünde yer alan "Esrarlı Bir Vaka," ilk polisiye romanlardandır. Balzac, merak duygusunu son sayfalarına kadar taşıyıp, başarılı bir kurguyla romanın sonunda çözülen olay örgüsü ile polisiye ve macera duygusunu okura geçirmeyi başarmıştır.
Türkçeye Yaşar Nabi Nayır tarafından çevrilen, ikinci ve son baskısı 1964 yılında yapılan Esrarlı Bir Vaka'da; Fransız Devrimi ile saltanatları sarsılan, eski Fransız asilzadeleri, Devrim'in öne çıkardığı halktan insanların önemli mevkilere gelebilmek, servet ve itibar kazanabilmek için çevirdiği her türlü entrika, bu uğurda verdiği mücadeleler anlatılır.
Esrarlı Bir Vaka Alıntıları - Sözleri
- — Para verecek olduktan sonra ucuz şey yoktur.
- – Koyun olan yerde kurt da bulunur!
- Herkes müthiş bir merak içindeydi.
- Avcının bütün heyecanları poliste de vardır; fakat bunlardan biri, bütün kuvvet ve zekâsını bir tavşan, bir keklik, veya bir karaca vurmaya sarf ederken, öteki ayni melekeleri devlet veya hükümdarı korumaya, büyük bir mükâfat görmeye hasreder. Bu bakımdan insan avı, öteki avdan insanlarla hayvanlar arasındaki fark nispetinde ayrı ve yüksektir. Esasen hafiye, kendi rolünü bütün ruhuyla bağlandığı gayelerin büyüklük ve ehemmiyetine yükseltmek zorundadır. Öyle ki avcının av peşinde duyacağı ihtiras ve heyecanın bu işte aynen duyulacağını bu mesleğe girmeksizin herkes anlayabilir. Bu itibarla bu iki hafiye de tuttukları bu işte ilerleyip ışığa yaklaştıkça ateşleniyorlardı; bununla beraber hal ve tavırları soğuk ve sakin olduğu gibi, şüphe, düşünce ve planları da kapalı ve anlaşılmaz kalıyordu. Fakat bu iki av kobayının seziş ve buluş kabiliyetlerini, gizli ve meçhul olayların izleri üstünde vardıkları neticeleri bir takip eden, onları, ihtimallerin serî tetkiki ile gerçeği bulmaya sevkeden hareketlerindeki köpek çevikliğini bir görüp anlayan olsaydı korkusundan titrerdi. Bu zekâ, bu istîdat adamları, çok yüksek olabilecekleri halde niçin bu kadar aşağılık idiler? Neleri eksikti, hangi kusur, hangi ihtiras onları böyle alçaltıyordu? Polislik de, fikir adamı, muharrir, devlet adamı, ressam yahut general olmaya mı benzer? Bunların konuştukları, yazdıkları, idare ettikleri, resim yaptıkları, savaştıkları gibi, yalnız hafiyelik etmek şartıyla mı olur?
- Bir bakımdan cemiyet de Atlas Okyanusuna benzer, ayaklanıp bir âfet olduktan sonra yine eski hal ve yerine döner, yırtıcı menfaatlerinin ihtiraslı seyriyle felâketin izlerini silip süpürür.
- "...bir ihtiyarın sözleri gençlere göre ne ise, gençlerin sözleri de ihtiyarlar için aynı şeydir, manâsı olmayan bir sesten ibarettir!"
- « Şu alçakların üstüne bir yıldırım düşse!»
- "...ayak takımından olanlar garazkârdırlar, hiçbir zaman affetmezler."
- Sevenler ya hiçbir şeyden kuşkulanmaz, yahut da her şeyden şüphelenirler...
- "...biz işi kadere bırakmıştık, siz de kaderin vasıtası oldunuz."
- — Küçük haylaz yatmak bilmiyor, yaşlı başlı insanlar gibi herşeyi görmek, herşeyi dinlemek, öğrenmek istiyor.
- "... bilmem sizi utandıracak bir şey var mıdır?"
- — Yüz ceza davasından onunu bile adliye bütün genişliğiyle kavrayamaz ve ihtimal ki bunlardan üçte birinin içyüzü onun için meçhul kalır...
- — Düşünen bir koyuna benziyorum!
- "...en sade şeyleri bile düşünerek yapın!"
Esrarlı Bir Vaka İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Politika, Polisiye ve Siyaset. Üçgen gerçekten de epey ilgi çekici ve yazıldığı dönem için de epey riskli. 300 sayfayı geçkin bu romanda epey macera da bizleri bekliyor aslında. Kitabın çevirmeni de bilhassa üniversite sınavlarına hazırlanırken epeyce karşımıza çıkan ‘Yedi Meşaleciler’ kurusucu Yaşar Nabi Nayır. 3 farklı grup çıkar karşımıza. Vatanı düşünenler, hükumeti düşünenler ve sadece kendilerini düşünenler. Bunlar arasındaki mücadele ve entrikalar da asilzadelerin kullanılması ve onların itibar ve makam uğruna yaptıklarıyla süslenmiş. Yani biraz ağır ilerliyor olsa da dikkat çekici bir eser olduğunu belirtmemiz gerek. Hepimize iyi okumalar dilerim.. (Sadık Kocak)
Balzac sevenler için tavsiye edebileceğim bir eser. Okuduğum diğer eserlerine nazaran daha az ‘aşk’ :), ama daha fazla kişi, aile ve mekan içeren bir roman. Roman da bir biriyle ilintili ve karmaşık olayların örgüsü güzel, ama sonuçları biraz muğlakta bırakılmış. Okurun hayal dünyasında daha fazla çözümleme yapabileceği bir 18,yy polisiyesi gibi de değerlendirilebilir. Baş kısmına dayanabilirseniz sonrasından zevk alacağınız bir kitap. (Sadrettin)
Kitabın Yazarı Honore de Balzac Kimdir?
Honoré de Balzac (asıl ismi Honore Balssa; 20 Mayıs 1799, Tours - 18 Ağustos 1850), Fransız yazar.
Hayatı
Asıl adı Honore Balssa'dır. Ancak ismini Balzac olarak değiştirmiş ve soyluluk ifade eden De’ öntakısını eklemiştir. Köy kökenli bir ailenin çocuğudur. Babası tüccardır. 6 yıl Vendome'da College des Oratoriens'te öğrenim gördü. Napolyon'un devrilmesinden sonra ailesi Paris'e taşındı. Burada 2 yıl daha okula gitti. 3 yıl bir avukatın yanında çalıştı. Ama küçük yaşlardan beri edebiyata gösterdiği eğilim ağır bastı. Trajedi türünü denediği 1819'da yazılmış "Cromwell" başarı kazanamayınca romana yöneldi. Para kazanmak için tarihsel, mizahi ve gotik romanlar yazdı. Bunları değişik adlarla yazdı. Basımcılık, yayıncılık, hatta dökümcülük yaptı. Başarılı olamayınca tekrar edebiyata döndü. Edebiyat hayatında çok başarılı eserler sundu. Birçok ülkede sayılan romanları ve kitapları çok büyük ilgi gördü ve tepkileri üstüne topladı. Edebiyatta başarılı olan Balzac hayatının sonuna kadar edebiyatla uğraştı.
Edebiyat kariyeri
1829'da yazdığı "Les Chouans" isimli tarihi roman tanınmasını sağladı. Bu eser Türkçeye (Köylü İsyanı 1974 ve Şuanlar 1977 olarak) çevrildi. 1824-1834 arasında yayıncılarından aldığı parayla bohem bir yaşam sürdü. 1829-1831 arasında yergici gazetelere yazılar yazdı. 1830’lardan sonra bir toplum tarihi yazmak amacıyla, eski ve yeni romanlarını üç bölüm altında toplamaya karar verdi. Örf ve âdet incelemeleri, felsefi incelemeler ve çözümleyici incelemeler. Bu tasarı 1834-1837 arasında 12 cilt olarak gerçekleşti. 1840’ta bu yapıtların hepsine Dante'yi anımsatan bir başlık koydu: "İnsanlık Komedisi". 1842-1848 arasında 17 ciltlik bir baskı yapıldı. 1869-1876 arasında da 24 cilt olarak yayınlandı. Eserlerinde aynı kahramanlara tekrar tekrar yer verme düşüncesini geliştirdi. Bunu gerçekçiliğin baş romanı kabul edilen ve 1834'te yayınlanan "Goriot Baba"da uyguladı. 1836 ve 1837'de İtalya gezisine çıktı. 1828'de Versailles yakınlarında pahalı bir ev yaptırdı. Borç sorunu nedeniyle Passy'de bir eve yerleşti (Bugün Balzac müzesi). Para kazanmak için tiyatroda başarısız denemeler yaptı. Edebiyatçılar Derneği başkanı olarak yazar haklarıyla ilgili girişimlerde bulundu.
1847'de Polonya'da sevgilisi Eveline Hanska'nın şatosunda kaldı. 1850'de Eveline ile evlendi Paris'e döndüler. Birkaç ay sonra yaşamını yitirdi. Geride 85’i tamamlanmış, 50’si taslak halinde eser bıraktı. Romanda gerçekçilik ve doğalcılık akımlarının yaratıcısı olarak kabul edilir. Mantıksal bir sıra izleyen olayların her şeyi gören bir gözlemcinin ağzından anlatıldığı, kahramanların tutarlı bir biçimde sunulduğu, kuralları belli "klasik roman tekniğini" Balzac'ın kurduğu benimsenir. Olağanüstü bir gözlem yeteneği ve güçlü bir hafızası vardı. Kendisini başka insanların yerine koyup onların duygularını paylaşmayı biliyordu. Eserlerinde nedenselliği ve arka plan ile karakterler arasındaki ilişkiyi açıklamakta ustadır. Bütün bu özellikleriyle "romanın Shakespeare'i sayılır.
1789’la başlayan ve uzun bir süreç alan Fransız Devrimi sırasında gelişen toplumsal değişimi anlatan; çatışmaları, iyiyi kötüyü ortaya koyan, Cumhuriyetçiler ve Kraliyetçiler’in 1830’da ülkeyi bırakıp gitmek zorunda kalan X. Charles’e dek yaptıkları kanlı kansız tüm çekişmeyi özellikle göz önüne seren, bireylerin bu çatışmadaki ulu düşüncelerin altında aslında kendi çıkarlarını nice korumaya çalıştıklarını betimleyen; sevgi, güç gibi evrensel konuları tüm çıplaklığı ve eleştirel bir yaklaşımla inceleyen; günümüz okuruna sıkıcı gelebilecek ama öncelikle Fransa ve demokrasiyi algılayabilmekte yardımcı olması bakımından tüm dünya için önemli bir Roman yazardır. Fransız Devrimi’nin geçmişsel belgesidir kitapları.
İnsalık Güldürüsü, yazarın 1830’da kendi yapıtlarını toplamaya başladığı bir üst yapıttır. Şu anda emin değiliz ama belkide 1830’da Kraliyetçiler’in yenilgisini perçimleyen sürgünden sonra devrimdeki ulu düşüncelerin bir yalan olduğunu düşünerek böyle bir yola gitti.
Honore de Balzac Kitapları - Eserleri
- Goriot Baba
- Vadideki Zambak
- Eugenie Grandet
- Otuzundaki Kadın
- İki Yeni Gelinin Anıları
- Seraphita
- Tılsımlı Deri
- Altın Gözlü Kız
- Köylüler
- Modeste Mignon
- Köylü İsyanı
- Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti
- Gambara
- Bir Havva Kızı
- Paris'ten Cava'ya Yolculuk
- Louis Lambert
- Yaşamda Bir Başlangıç
- Ursule Mirouet
- Pierrette
- Lanetli Çocuk
- Evde Kalmış Kız
- Mutlak Peşinde
- Suyu Bulandıran Kız
- Lanje Düşesi
- Gizli Başyapıt
- Bir Kır Balosu
- Köy Doktoru
- Güzel Imperia
- Bette Abla
- Aşk Gecesi
- Uzun Yaşam İksiri
- Zarif Bir Yaşam Üzerine
- Top Oynayan Kedi Mağazası
- Tefeci Gobseck / Üç Öykü
- Cousin Pons (2 Cilt Takım)
- Tours Papazı
- Sarrasine
- Ferragus
- Taşralı Bir Büyük Adam Paris'te
- İki Şair
- Parfümcü Cesar Birotteau'nun Yükselişi ve Düşüşü
- Nucingen Bankası
- Kırmızı Han
- Bilinmeyen Başyapıt ve Kırmızı Han
- Modern Uyarıcıları Kullanma Kılavuzu
- Bir Yaratıcının Çektikleri
- Modern Çağ Uyarıcıları Risalesi ve Z. Marcas
- Paris
- Vadideki Zambak - Bir Aşk Sayfası
- Esrarlı Bir Vaka
- Albay Chabert
- Çalışanın Fizyolojisi
- Seçilmiş əsərləri
- Cebimdeki Düşünceler
- Innocence and Other Stories
- Ateist Ayini
- Maskeli Aşk
- Vendetta
- Terör Devrinde
- Korneliüs’ün Elmasları
- Sönmüş Hayaller
- Another Study Of Woman
- Aklanmış Melmoth
- Kibar Fahişeler (2. cilt)
- Napoleon Efsanesi
- Eğlendirici Öyküler
- Çölde İhtiras
- Bilinmeyen Şaheser - Sarrasine
- Köy Papazı
- Muhteşem Godisar
- The Deserted Woman
- Goriot Baba Cilt 1
- İfritə
- Vadideki Zambak Cilt I (Minyatür Kitaplar)
- Vadideki Zambak Cilt II (Minyatür Kitaplar)
- Üç Hikaye
- Vadideki Zambak - Çocukluğum
- The Human Comedy
- Tuhaf Öyküler
- Rahibenin Aşkı
- Albert Savarus
- Adieu
- Die falsche Geliebte
- Die Grenadiére
- Vadidəki zanbaq
- Peau de Chagrin
- Honorine
- Vater Goriot
- Beatrix
- Die Frau von dreißig Jahren
- Der Ehekontrakt
Honore de Balzac Alıntıları - Sözleri
- Alçakgönüllülük, daha doğrusu korku, aşkın ilk erdemlerinden biridir. (Eugenie Grandet)
- Karşısında güzel bir kadın bulan bir erkek tuzağa düşmüş mü sayılıyor? (Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti)
- Peki öyleyse, öğretin bana... Sizi sevmemek için ne yapmam gerektiğini bana öğretin. (Seraphita)
- Gerçekten tümüyle yüce ruhlu kadınlar gerçeği yalana yeğlerler. (Bette Abla)
- Bundan çıkan sonuç şudur ki, toplumlar ne kadar uygarlaşır ve huzura kavuşursa, aşırı yollara o ölçüde başvururlar. Barış hali kimileri için feci bir durumdur. Belki de Napoléon'a "Savaş doğal bir haldir," dedirten şey de budur. (Modern Uyarıcıları Kullanma Kılavuzu)
- Aşk evliliğinden olan bütün çocuklar gibi miras olarak annelerin muhteşem güzelliğini aldılar,sefaletle birleştiğinde çoğunlukla yıkıcı bir hediyeydi bu. (Sönmüş Hayaller)
- ... herkesin mucizesi kendine göredir. (Köy Papazı)
- İntiharın üç türü vardır: önce uzun bir hastalığın son nöbetinden başka bir şey olmayan ve kuşkusuz patoloji sınırların içerisindeki intihar; sonra umutsuzluk nedeniyle intihar, son olarak da mantık yürüterek intihar. Lucien umutsuzluk nedeniyle ve mantık yürüterek kendini öldürmek istiyordu. bu ikisi vazgeçilebilir intiharlardır; yalnızca patolojik intiharın geri dönüşü yoktur; ama çoğu zaman bu üç neden, Jean-Jacques Rousseau'da olduğu gibi, birleşir. (Bir Yaratıcının Çektikleri)
- Alaycı bir adam daima sathi, bunun neticesi olarak da hain bir kimsedir, alay ettiği hâdisede cemiyete düşen payı hiçbir zaman kaale alamaz, çünkü tabiat yalnız hayvan yaratır, ahmakları toplum hayatına borçluyuz. (Nucingen Bankası)
- ... büyük bir aileden gelmenin ve servetten yoksun oluşun nice yüksek zekalı insanları içinde tuttuğu derin bir hiçlik duygusu içinde, Umut sönüp gidiyordu. (İki Şair)
- Vaktiyle seninle birlikte sonsuzluk denizine salıverdiğimiz gemileri yine orada yürütmeme kim engel olabilir? (İki Yeni Gelinin Anıları)
- Aşka benzeyen hiçbir şey yoktur.. (Gizli Başyapıt)
- İblisin vaat ettiği dünyevi zevkler çok fazladır ama cennetin sunduğu zevklerin bir sınırı yoktur. Tanrı'ya inandı ve ona dünyanın tüm hazinelerini veren o büyünün artık bir anlamı yoktu, tüm o hazineler, elmaslar onun gözünde çakıl taşından farksızdı; diğer hayatın görkemiyle kıyaslandığında incik boncuk gibi kalıyorlardı. Ona bu kaynaktan gelen her şeyin üzerinde bir lanet olduğunu düşündü. (Aklanmış Melmoth)
- Çünkü herhangi bir şeyde aşırıya kaçmak bedeni kendine özgü bir yola sokar. (Sönmüş Hayaller)
- Geceyi uykusuz geçirmek itiyadında olan ve derin bir sükûnet içinde seslerin çeşitli akislerine dikkat edenler bilirler: Çok defa, aynı yerden gelen hafif bir çıtırtı duyulur da, devamlı ve mutat [alışıldık] fısıltılar işitilmez... (Ferragus)
- Vadilerde açan, gösterişsiz, alçakgönüllü çiçekler, göklere çok yakın, fırtınaların koptuğu, güneşin yaktığı yerlere dikilince yaşamıyorlar belki de, kim bilir? (Top Oynayan Kedi Mağazası)
- Ancak her şey olmakla başlayarak herhangi bir şey olabilirsin. (Çalışanın Fizyolojisi)
- İki varlığı aynı anda sevebilir miyiz? Bir sevgili bütün kalbi doldurmazsa sevgili olabilir mi? Birinci, sonuncu, biricik olması gerekmez mi? (Seraphita)
- Aşkın ne kadar toplumcul ve yararlı olduğu hiç düşünüldü mü? (Evde Kalmış Kız)
- "Son aşk en ateşli aşktır." (Parfümcü Cesar Birotteau'nun Yükselişi ve Düşüşü)