Eva Luna - Isabel Allende Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Eva Luna kimin eseri? Eva Luna kitabının yazarı kimdir? Eva Luna konusu ve anafikri nedir? Eva Luna kitabı ne anlatıyor? Eva Luna PDF indirme linki var mı? Eva Luna kitabının yazarı Isabel Allende kimdir? İşte Eva Luna kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Isabel Allende

Çevirmen: Seçkin Selvi

Orijinal Adı: Eva Luna

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789755102115

Sayfa Sayısı: 312

Eva Luna Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Annem beni bırakıp gitmeden az önce, "Ölüm diye bir şey yoktur kızım," dedi, "insanlar ancak onları unuttuğun zaman ölürler. Beni unutmazsan, hep yanında olurum."

Eva Luna, romana adını veren kahramandır. Eva, "yaşam" demektir. Annesi bu adı ona, yaşamın tadını çıkarsın diye koymuştur. Luna ise "ay" anlamına gelir. Bir yılan tarafından sokulup zehirlenmiş olan "Ayın Çocukları" kabilesinden bir Kızılderiliyi kurtarmak için, onunla ölüm döşeğinde sevişen anne, Eva'ya gebe kalmıştır. Bu roman, bir bakıma, Eva Luna'nın sefillerle, yaşlı delilerle, mamalarla, gerillalarla, duygusal generallerle dolu dünyasını gözler önüne seren trajikomik bir tiyatrodur. Şilili yazar Isabel Allende bu romanında olaylara, boyun eğme ya da şikâyetçi olma şeklinde değil, tam bir küstahlıkla ve büyük bir neşe içinde yaklaşmakta, unutulmaz kişilikler yaratmaktadır.

Eva Luna Alıntıları - Sözleri

  • "Yaşamımı bir roman gibi, olmasını dilediğim şekilde yaşamak isterim."
  • "Annen baban kimler?" "Bilmiyorum." "Ne zaman doğdun?" "Kuyruklu yıldızın görüldüğü yıl."
  • "İnsanlar ancak unutulduklarında ölürler. Beni hatırlayabildiğin sürece hep seninle olacağım."
  • "Yaşamımı bir roman gibi, olmasını dilediğim şekilde yaşamak isterim."
  • Ölüm yoktur, insanlar ancak unutulduklarında ölürler, eğer beni hatırlayabilirsen, her zaman yanında olacağım.
  • "Yeterince savaş vermek lazım. Kızgın köpeklere kimse yanaşamaz, fakat usluları tekmelerler. Devamlı kavga etmek gerekli."
  • "Güç sahipleri hiç pişmanlık duymadan çalarken profesyonel hırsızlar ya da çaresizlikten hırsız olanlar binbir zorlukla işlerini yürütüyorlardı, çünkü polisin gözü her yerdeydi. İşte böylece yalnızca bir diktatörlüğün düzeni sağlayabileceği fikri yaygınlaştı."
  • “Consuelo, bu yerde bedeni ve ruhu donarak, içe kapanmış ve yalnız, avludaki soluk güneşin yurdundaki ormanın tepesinde cayır cayır yanan aynı güneş olduğuna inanmaksızın üç yıl geçirdi.”

Eva Luna İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kadın Olmanın Masalı Masal içinde masal... Isabel Allende'nin dilini ve büyülü gerçekçiliği işleyişini çok seviyorum. Öncelikle kitap bir kadın masalı. Kadın olmanın, darbelerle dolu bir coğrafyada doğmanın, baskı ve zulmün bir kadın penceresinden görüntüsünü izliyorsunuz. İzliyorsunuz diyorum çünkü öyle akıyor görüntüler. Her olay sanki gözümün önünde cereyan etti. Hikaye beni öylesine içine çekti. Kitap Şili tarihine de bir ışık tutuyor. Öncelikle hangi coğrafyada olursa olsun diktatörlüğün her ülkeyi nasıl da uçuruma sürüklediğine şahit oluyoruz. General Pinochet ismiyle de bu kitap sayesinde tanıştım. Daha önce isabel Allende'nin dayısının darbeyle devrildiğini ve öldürüldüğünü biliyordum. Bu kitap sayesinde 25 yıl dikte rejimiyle yönetilen bir şili'yi ve başındaki adamı da tanıma fırsatı buldum. Kadın olmanın her coğrafyada ve her dönemde ne denli yıpratıcı olduğunun açık örneği bu masalsı roman. Kitaptaki aşk mefhumundan söz etmezsem kitaba haksızlık etmiş olurum. "Aşk"ı çok naif işlemiş yazar. Tutkuyu ve vücudunu keşfettiği bölümlere bayıldım. Hikaye anlatmak Eva Luna'nın alnına yazılmış bir kez. Anlatarak kendisini buluyor. Kadın olmak , hikayemizi anlatmak ve o hikâyeyle şekillenmek ne güzel. Kadın bir umman. Neşet Ertaş 'ın dediği gibi "Kadınlar, insandır. Biz insanoğlu. " (Seçil Güneş Kaya)

Babasız dünyaya gelen, çocuk yaşta annesini kaybeden Eva'nın hayata tutunma mücadelesinin masalsı öyküsü. Yaşamı Şili ile özdeşleşir Eva'nın. Yolunun kesiştiği insanlarla, göçmen, yerli, farklı toplumsal kesitlerin yaşamlarına dahil olarak Şili'nin toplumsal yapısını ve çeşitliliğini aktarır bize. Hayatına çıkan insanlarla Şili'nin diktatörlük tarihi içindeki özgürlük mücadelesine de dahil olur. Eva'nın hayatı Latin Amerika gerçekleri ile bezenmiş bir destansı hikâyeye dönüşür. Allende'nin sihirli bir kalemi var. Yormayan, sizi çekip alan bir tarz. Gabo ile dahil olduğumuz, bilip öğrendiğimiz Latin Amerika gerçeklerini ondan dinlemek bir tekrar değil, başlı başına farklı bir anlatım, sanki ilk kez duyuyormuşum gibi. Latin Amerika Edebiyatı severlerin ya da tüm okurların Ruhlar Evi ile sınırlı kalmayıp Allende'nin farklı eserlerini de dikkate alması gerektiğini, onun kaleminin keyfini daha arttırmaları gerektiğini düşünüyorum. Kesinlikle tavsiyemdir. (Özcan)

Allende romanında fon olarak, Şili’nin toplumsal ve siyasal iklimini çarpıcı bir gerçeklikle anlatıyor. bu fonun önünde ise Eva Luna’nın masalsı hayat hikayesi bize eşlik ediyor. Gerçek ve masal, acı ve mutluluk hiç bu kadar içten olmamıştır. Allende’nin eşsiz üslubu da işte bu içtenlikte saklı bence. (Lunaparx)

Eva Luna PDF indirme linki var mı?

Isabel Allende - Eva Luna kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Eva Luna PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Isabel Allende Kimdir?

Isabel Allende, 1942 yılında Peru'nun başkenti Lima'da doğdu. Ancak birkaç yıl sonra ailesi Şili'ye göç etti. Isabel Allende, amcası, Şili Devlet Başkanı Salvador Allende'nin 1973'te öldürülmesinden iki yıl sonra kocası ve çocuklarıyla birlikte Venezuella'ya sığınmak zorunda kaldı. 17 yaşında gazeteciliğe başlayan Allende, bir süre sonra San Francisco'ya yerleşti, ABD'nin önde gelen üniversitelerinde edebiyat dersleri verdi. 1982'de yayınlanan ilk romanı Ruhlar Evi'ni, 1984'te Aşktan ve Gölgeden, 1985'te Eva Luna adlı romanları, 1989'da Eva Luna Anlatıyor adlı öykü kitabı izledi. Sonsuz Düzen adlı romanı 1991'de, Paula 1994'te, Kaderin Kızı 1999'da, Sararmış Bir Fotoğraf 2000'de, Yüreğimdeki Ülkem 2003'te yayınlandı. Allende 2002-2004 yılları arasında Canavarlar Kenti, Altın Ejder Kenti ve Pigmeler Ormanı adlı romanlardan oluşan gençlik üçlemesini kaleme aldı. Türkiye'de tüm yapıtları Can Yayınları arasında yer alan Allende, hemen tüm öykü ve romanlarında gerçekçi bir anlatım ve siyasal bir yaklaşım ile büyülü gerçekçiliğin gerçeküstücü geleneğini ustaca kaynaştırdı.

Isabel Allende Kitapları - Eserleri

  • Ruhlar Evi
  • Aşktan ve Gölgeden
  • Japon Sevgili
  • Zorro
  • Kış Ortasında
  • Kaderin Kızı
  • Eva Luna
  • Paula
  • Sararmış Bir Fotoğraf
  • Canavarlar Kenti
  • Yüreğimdeki Ülkem
  • Maya'nın Günlüğü
  • Pigmeler Ormanı
  • Eva Luna Anlatıyor
  • Denizin Altındaki Ada
  • Canım Sevgilim Inés
  • Altın Ejder Krallığı
  • Günlerin Getirdiği
  • Cinayet Oyunu
  • Aphrodite
  • Tüm Unutulmuşlar Adına
  • Sonsuz Düzen
  • Porselen Peri
  • Eva Luna
  • Denizin Uzun Taçyaprağı

Isabel Allende Alıntıları - Sözleri

  • “Tüm duyumlar gibi ağrı da ruhun içine girmeye yarayan bir kapıdır,” demişti ona. “Ne hissettiğini ve neyi hissetmek istemediğini sor kendine. Dikkatini bedenine ver. Buna odaklanırsan, ağrının değiştiğini ve içinde bir şeyin açıldığını göreceksin ama aklının sana rahat vermeyeceği konusunda uyarmalıyım seni, düşüncelerle, hayallerle, anılarla senin dikkatini dağıtmaya çalışacaktır; çünkü o nevrozun içerisinde kendi rahatı yerindedir ...” (Cinayet Oyunu)
  • Savaş gerçekleşmesi mümkün bir geleceği tasarlamakdan kurtarmıştı onu. (Denizin Uzun Taçyaprağı)
  • Kader değişebilir,ama karmayı arındırabilmek için bütün hayatı değiştirmek gerekiyor,hatta belki bu bile yetmiyor. (Günlerin Getirdiği)
  • İnsanın aklında kalan ve hiç unutulmayan şey şiirdir. (Denizin Uzun Taçyaprağı)
  • ... otorite karşısında yerlerde sürünen ama eline birazcık fırsat geçti mi acımasızlıkta üstüne olmayan ödleklerden biriymiş. (Cinayet Oyunu)
  • "Kadın o sevimsiz ve kuru sözcükleri ayırdı,o pek çiçekli olanları da seçip attı, çok kullanılmaktan eskiyenlerden de kaçındı, o olası olmayan vaatler sunanları ,gerçeklik taşımayıp, karmaşık olanları bir kenara itti, sonunda erkeklerin düşüncelerine kesinlikle dokunacak ,kadınların heveslerini uyacak sözcükler kullandı " (Eva Luna Anlatıyor)
  • "İnsanlar ancak unutulduklarında ölürler. Beni hatırlayabildiğin sürece hep seninle olacağım." (Eva Luna)
  • "Göğe doğru tükürme, suratına geri gelir " (Japon Sevgili)
  • "Aşk insanların aklını bulandırmak ister .. ama önüne geçilmez değildir ." (Zorro)
  • “Göğe doğru tükürme, suratına geri gelir” (Japon Sevgili)
  • "Hüzün..." Terapistin söylediği gibi Willie'nin de benim de hayatımızda hüzün vardı, ama bu, insanı felce uğratan bir duygu değil, gerçekleri renklendiren kayıpların ve zorlukların bilinciydi. (Günlerin Getirdiği)
  • Öyküler çeşit çeşittir. Kimi daha anlatılırken doğar, on­ların malzemesi dildir; birisi onu sözcüklere dökmeden önce bu sadece yaşanmış bir heyecandır, zihnin bir kaprisidir, bir görüntüdür ya da dokunulmazlığı olan bir anıdır. Kimileri ise, anlamını yitireceği korkusunu taşımadan sonsuza dek yi­nelenebilecek türden, elmalar gibi bütünlük taşıyan öyküler­dir. Gerçek dünyadan alınıp sonra üzerinde hayal gücüyle ça­lışılanı da vardır, bir anlık bir esinle doğan ve anlatıldıktan sonra gerçeklik kazananı da. Ve gizli öyküler vardır, hani belleğin karanlık köşelerinde saklı kalmış olanlar, bunlar can­lı organizmalar gibi kökler, antenter salarlar, şişler, yumru­lar üretirler, asalaklarla kaplanırlar ve zamanla biter karaba­sana dönüşürler. Kimi zaman şeytanları kovmak için bunları masal gibi anlatmak gerekir. (Eva Luna Anlatıyor)
  • Eskiden iki-üç kişi bir araya geldi mi en önemli konu politikaydı; bir odanın içinde iki Şilili varsa, mutlaka üç tane de siyasi parti olurdu. (Yüreğimdeki Ülkem)
  • Buralarda gölgeler güneş batmadan çok önceden inmeye başlar, manzara ıssız, hoş bir hal alır, yankı onların düşüncelerini devleşmiş biçimiyle uzak bir kartalın çığlığı olarak yansıtırdı. (Aşktan ve Gölgeden)
  • "Çok bilen kişinin insanlığa karşı daha çok görevleri vardır." (Kaderin Kızı)
  • Tanrı nin gözünde eşit değildik, çünkü sosyal sınıfları ve insanlar arasındaki farklılıkları bizzat O yaratmıştı. (Denizin Uzun Taçyaprağı)
  • Kimi zaman acıyı engelleyemeyiz, ama kendi tepkimizi denetleyebiliriz. (Günlerin Getirdiği)
  • Onursuz bir hayat yaşanmaya değmez. (Maya'nın Günlüğü)
  • Bizde bir erkek, içinde yemek yediği tabağı yıkadı mı karısına ya da annesine 'yardım etmekte olduğunu' sanır ve bu yüzden takdir edilmeyi bekler. (Yüreğimdeki Ülkem)
  • Bilge kişi alçakgönüllüdür , çünkü ne kadar az şey bildiğini bilir, (Sararmış Bir Fotoğraf)