Evren Bir Şaka mı? - Turan Dursun Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Evren Bir Şaka mı? kimin eseri? Evren Bir Şaka mı? kitabının yazarı kimdir? Evren Bir Şaka mı? konusu ve anafikri nedir? Evren Bir Şaka mı? kitabı ne anlatıyor? Evren Bir Şaka mı? PDF indirme linki var mı? Evren Bir Şaka mı? kitabının yazarı Turan Dursun kimdir? İşte Evren Bir Şaka mı? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Turan Dursun
Yayın Evi: Berfin Yayınları
İSBN: 9789756680308
Sayfa Sayısı: 192
Evren Bir Şaka mı? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Din çevrelerinin yakından tanıdığı bir isim olan Turan Dursun, bu çalışmasıyla yeni bir dünyanın kapısını mı aralamaktadır?
Yüzü aşkın dipnot ve kaynakçayla, sorarak, yanıtlayarak ve kuşkulanıp yeni soru-yanıtlara yönelerek uzay ve uzaylıları kutsal kitaplardan ve bu konuda yayımlanan diğer kaynaklardan karşılaştırarak fantastik gerçekçi denebilecek bir çalışmayı gerçekleştiriyor yazar.
Cin-Şeytan ve melekler uzaylı mı? Davut peygamber zamanında yaşadığı söylenen devler gerçek mi? Din kitaplarında söz konusu edilen zaman kavramı, günümüzün zaman kavramına oranlanırsa neler olur? diye uzatabileceğimiz onlarca soruya yanıt arıyan Turan Dursun, idealizmden materyalizme doğru gidişinin de ipuçlarını veriyor okurlarına.
Yazarın bir geçiş dönemi çalışması olan '"Evren" Bir Şaka mı?" bilimkurgu türünden hoşlananlar ve dini kaynakların bu konulardaki verilerini, içinde yaşadığımız dünyanın uzaydaki kimliğini merak edenler için de oldukça ilginç. Uzayın tek hakimi Tanrı, oturduğu yerden biz insanların ve diğer canlıların dışında başka uzaylı, gelişkin canlıları da mı yönetiyor acaba? Biz insanlar da, başka evrendeki canlılara göre uzaylı mıyız?
Kur'an, Tevrat ve İncil; kimi hadisler ve bilim dergileri, bilim kurgu kitapları uzaylıları arıyor. Gelin bu aramaya siz de katılın. İlk gördüğünüz uzaylıyı birbirinize haber vermeyi de unutmayın sakın. Ne dersiniz? Yoksa, evren minik bir şaka mı?
(Tanıtım Bülteninden)
Evren Bir Şaka mı? Alıntıları - Sözleri
- Tevrat'ta yiyen-içen meleklerden açıkça sözedilir. Hatta evlenen, güzel buldukları kadınlarla ilişki kuranlardan da. Tekvin bölümünün 6. babında açık-seçik anlatılır.
- İlerleyeceğiz ve bu canavarın karşısına dikileceğiz. Yü reğin korkuyla doluysa, at korkuyu. Korkuyu, dehşeti bir ya na bırak ve baltanı al eline. Al ve kaptığın gibi saldır. Kavga yarıda kalmamalıdır."
- Bilimin eseri ruyalarımızın bile ötesine geçer
- Âyetlerde çoğu kez "cennetler" diye geçer. Yani bir değil, birçok cennet olduğu anlatılır.l
- "Önceden bilinemeze kendimizi hazırlamak için, zihnimizi daima açık ve ön yargılardan uzak tutmaya çalışmamız gerekir."(66)
- Rabbinin katındaki bir gün, sizin ölçülerinize göre sayıp hesapladığınız BİN YIL gibidir."
- Önce dusun, araştır, sonra inan.
- "Biz varolan bilimin bilginleriyiz..." demiş Montaigne.
- "Dimağın verimini artırmak için kullanılan metotlar ne olursa olsun; canlı varlığın yaratıcılığıyla makinenin yanıl maz mantığı arasındaki işbirliği sayesinde bugünkü bilimden çok daha güçlü, ince ve etkili bir "üstün bilim"in doğacağını umut edebiliriz.
- İnsanlar, daima görmeye alışmış oldukları olaylar karşısında hiçbir korku ve hayrete kapılmazlar. Ancak pek seyrek olarak beliren olaylarla az görülen, bu sebeple de tabiilik sıfatını kaybetmiş gibi olan olay ve varlıklara “tabiatüstü” sıfatını verir; bunlar karşısında mistik hayal güçlerinin kabiliyeti ve kendilerinin ilkellik ve bilgisizlik dereceleri ile orantılı olarak küçülür; şaşırır, onlardan korunmanın ya da faydalanmanın çarelerini ararlar…
- "- İnsanlar pek eski çağlardan beri, sözcüklerle anlatmakta zorluk çektikleri umut, rüya ve hayallerini, duygu, düşünce ve ülkülerini, maddi sembollerle somutlaştırmışlardır. Somut sem poller, bunları hayâl etmiş olanların dışında kalan insanlar tara findan da kolayca anlaşılıp yorumlanabilmişlerdir..."(16) Yazar demek istiyor ki: "- Melekleri, bazı insanların umut ları, hayal güçleri, duygu ve düşünceleri yaratmıştır. Başka in sanlar da kolaylıkla inanmışlardır. Gerçekte meleklerin var lıkları yoktur."
- Beş duyu ile bilinemeyen, duyulardan gizlenen ruhi varlıkların bütünüdür. Bu anlamda melek ve şeytanlar da CIN sözünün kapsamına girer. Her melek cindir ama, her cin melek değildir.
- Einstein gülüp geçmemiş: *- Uçan daireler, binlerce yıl önce dünyadan göç eden bir ulus tarafından yönetiliyor. Bu ulus kaynaklara dönüyor" demiş. ölümünden az zaman önce.
- "-...Mesih, Meryemoğlu İsa, Tanrı'nın elçisidir. O'nun ke limesi, Meryem'e bıraktığı, sözcüsüdür. Ve O'ndan gelmiş bir Ruhtur." denir. Demek ki "ruh" sadece gözle görülmeyen şeylere verilen bir ad değildir. Hz. İsâ gibi etten kemikten... meydana gelmiş, maddî varlıklara da Kur'an diliyle "ruh" denebilmektedir.
Evren Bir Şaka mı? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Değişik ve din düşünceleri üzerinden bambaşka bir bilimkurguya sürüklüyor. Ben iki-üç günde soluksuz bitirdim. Beğendim de. Farklı bir bakış açısı, zevkli ve ilginçti. (Ayça Yılmaz)
2 günde bitirdim bu güzel ötesi kitabı. İslam'ın gerçek bir din olması durumunu ve matematiksel hesaplamalar dahi barındırıyor. (Dünyanın 6 günde yaratılma efsanesi, meleklerin uçma hızı vb...) Kitapta El-İlah'ı yani tanrıyı en güçlü uzaylı ve melek dediklerimiz onun yardımcı uzay mekikleri olarak tasvir edilmiş. Çok beğenerek keyif alarak bitirmiştim. Okuduklarım arasına nasıl almadım diye kızdım kendime. (a alakan)
Çağın ötesinde dokunulmazlara dokunabilen , enteresan fikirlere sahip yazarın okuduğum ilk kitabı. Fakat nedense içimde sığlık hissiyatı kaldı kitapla ilgili.. Belki de Stephan Hawking ten sonra biraz hafif gelmiş olabilir bilemiyorum. İçerik olarak daha önce hiç böyle düşünmemiştim dedirtebildiği bir çok yer elbette var özellikle Kuran'dan ayetlerle karşılaştırmalı olması güzel fakat ifade ediliş biçimi kullandığı cümlelerden dolayı sanırım beni çok tatmin etmedi. Edebi derinlik beklemeden okunursa faydalı olabilir. (Yücel kaplan)
Evren Bir Şaka mı? PDF indirme linki var mı?
Turan Dursun - Evren Bir Şaka mı? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Evren Bir Şaka mı? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Turan Dursun Kimdir?
Turan Dursun (1934 - 4 Eylül 1990), Türk yazar, düşünür, eski imam ve müftü. İbnü'r Râvendî'nin tâkipçilerindendir. Yapmış olduğu araştırmalarında İslâmiyeti ve peygamberi Hz. Muhammed'i ağır bir şekilde eleştirmiştir. Monoteistik dinler tarihi eğitimi görmüştür. Ateist olmadan önce imam ve müftü olarak çalışmıştır. Daha sonra 1966 yılında TRT'de işe başlamış ve 10 sene boyunca dini içerikli programlar yapmıştır. Emekli olduktan sonra, 1989 yılında, 2000'e Doğru dergisinde haftalık yazılar yazmaya başlamıştır. İslâm dinini açıkça eleştirdiği için köktendinci İslamcılar tarafından ölümle tehdit edilmiştir. 4 Eylül 1990'da evinin önünde köktendinciler tarafından düzenlenen suikast sonucu hayatını kaybetmiştir.
1934'te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Gümüştepe köyünde dünyaya geldi. Ailesinin sekiz çocuğundan biriydi. Annesi Kürt, babası Türktür.[4] Beş yaşındayken bütün ailesiyle birlikte Ağrı’nın Tutak ilçesine dedesinden kalma yerlere tekrar sahip olmak ve oraları işletmek maksadıyla göç ettiler.
Ailesi ve eğitimi
Babası, aileyi geçindirmek üzere köylerde imâmlık yapmaya başladı. Kıt kanâat geçinen babasının tek arzusu, oğlunun Basra ve Kûfe’deki din alimleri gibi, çok kuvvetli bir din eğitimi alarak eşi benzeri görülmemiş bir din âlimi olmasıydı. Bu amaca yönelik olarak babası oğlunu yatılı din okullarına, Kur'an kurslarına ve birçok ünlü hocanın yanına eğitim alması için gönderdi. Bu hocalardan dinî eğitim alabilmek için Ağrı'dan Muş'a, Adana'ya ve oradan da Türkiye'nin birçok şehrine, kasabasına ve köyüne gitti. Biri hariç bütün hocalarından bedava ders gördü. İşte bu hocadan ders alabilmek amacıyla kendisinden istenilen, o zamanın parasıyla 100 TL'yi ödeyebilmek için hem esans satmaya, hem de hocalık yapmaya başladı. Kendisine hocalık yapan bu kişi ise daha sonraları Ankara Elmadağ Müftülüğü'ne atandı.
Diyânet İşleri Başkanlığı’nın İlâhiyat Fakülteleri’nde sürdürdüğü Sünnî-Hanefî-Mâtûridîyye İ'tikadî mezhebi ana ilkelerine dayalı olarak Monoteistik dinler tarihi eğitimi almaya karar verdi. Askerlik çağına ulaşana kadar Kürtçe, Çerkezce ve Arapça öğrendi.
Müftülük yılları
Müftülük sınavını kazandıktan sonra ilkokul diploması olmadığı için tayini yapılamadı. Bu yüzden İstanbul Mahmutpaşa İlkokulu'nu kısa sürede dışarıdan bitirdi. Sivas müftüsü iken de ortaokulu dışarıdan bitirdi.
İlk imâmlık deneyimlerini askere alınmadan önce Tarsus'a bağlı Baltalı köyünde yaptı. Askerliğinden sonra İstanbul'da bulunan İsmailağa ve Üçbaş medreselerinde hocalık yaptı. Daha sonra müftülük yapmaya başladı. İlk olarak Tekirdağ'da müftü yardımcısı olarak göreve başladı. Ardından Gemerek'te, Altındağ'da, Sivas'ta ve son olarak da Sinop'un Türkeli ilçesinde müftü olarak görevde bulundu. 1958 yılında başlayan müftülük görevi 1966'da son buldu.
Müftü iken İslâmiyeti, Hıristiyanlığı ve Yahudiliği hem kendi kaynaklarından, hem de diğer kaynaklardan yararlanarak daha detaylı bir şekilde birbiriyle karşılaştırarak kökenlerini aramaya yönelik çalışmalar yürüttü. Yürüttüğü bu yoğun çalışmaların yanında efsaneleri ve hikâyeleri de okudu. Sürdürdüğü bu yoğun çalışmalar esnasında okuduğu efsane ve hikâyeleri kutsal metinlerdekiler ile kıyaslayan Dursun'nun dinî inancında büyük sarsıntılar meydana geldi. Neticede, dinî inancında tezâhür eden bu dilemmanın etkisi altında kalarak müftülük görevinden istifâ etti.
Prodüktörlük ve yazarlık yılları
Bir arkadaşının önerisiyle Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nda ambar memurluğu, malzeme memurluğu, koruma memurluğu ve evrak memurluğu gibi görevlerde çalıştı. Ardından prodüktör sınavlarına girdi ve başarılı oldu. Bundan sonra TRT Kültür Müdürlüğü'nde dinî yayınların hazırlanmasında prodüktör olarak çalıştı ve birçok yapıma imzasını attı. Bunlardan en çok yankı uyandıranlar ise şunlardır: Tarihte Türkler, Başlangıcından Bu Yana İnsanlık ve Akşama Doğru. Araştırmasını kendisinin yaptığı ama bir türlü yapımına izin verilmeyen Birinci Büyük Millet Meclisi Öncesi ve Sonrası adlı bir projesi vardı. TRT'deki 16 yıllık görevinden 1982 yılında emekliye ayrıldı.
1987 yılında Doğu Perinçek'le tanıştı ve onun yardımıyla 2000'e Doğru adlı dergide Din Bilgisi adında bir sayfada yazmaya başladı. Daha sonra Saçak, Teori ve Yüzyıl gibi dergilerde de yazdı. Bunun yanı sıra birçok kitabı yayına hazırladı. İbn Haldun'un Mukaddime adlı eserini Türkçeye çevirdi. Hazırlamakta olduğu kapsamlı Kur'an Ansiklopedisi'nin ancak ilk 8 cildini tamamlayabildi.
Ölümü
Turan Dursun, 4 Eylül 1990 tarihinde İstanbul'da evinden işine giderken uğradığı bir silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Dört yıl sonra, İslami Hareket Örgütü'ne yönelik operasyonda cinayetin çözüldüğü açıklandı. Örgüt üyesi Arif kod adlı Tamer Aslan, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde verdiği ifadede Turan Dursun'un öldürülmesine nasıl karar verdiklerini şöyle anlattı:
“ Mesut (kod adlı İrfan Çağrıcı), yazarlık yapan ve yazdığı yazılarda Hz. Peygamber efendimizle kutsal Kur'an-ı Kerim'i küçük düşüren Turan Dursun'un öldürülmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine benimle kod adı Kemal olan kişiyle önce bu konuya itiraz ettik. Çünkü bu şahıs öldürüldüğünde basın bu olayı abartılı olarak halka yansıtacak, bundan dolayı da şahsa kötülükten ziyade iyilik yapmış olacağız kanaati benimle Kemal'de hakimdi. Biz bu görüşümüzü Mesut'a ilettiğimizde bizimle 15 gün görüşmedi. Mesut, tekrar Turan Dursun'un öldürülmesi olayını yinelemesi üzerine ben ve Kemal olayın istihbaratını yapmak üzere görev aldık. „
Bu cinayetle ilgili yakalanan İslamî Hareket Örgütü üyelerinden İrfan Çağrıcı, müebbet hapisle cezalandırılmış olup halen tutukludur. Turan Dursun cinayetinin tetikçisi olan Muzaffer Dalmaz ise halen yurt dışında firardadır.
Turan Dursun anısına her yıl Turan Dursun Araştırma ve İnceleme Ödülü verilmektedir.
Uzmanlık alanları
Fıkıhçı, İslam Hukukçusu
Kelamcı, İslam Kelamcısı
Hadis Bilimcisi
Doğu Bilimcisi
Din Etnoloğu
Eserleri
Kulleteyn
Turan Dursun'un çocukluk dönemlerine ilişkin otobiyografik romanıdır. Kitabın sonraki ciltlerinin, yazarın vurulduğu 4 Eylül 1990'da evinden sivil polisler tarafından alındığı öne sürülmüştür.
Kitap, yazarın 11 yaşına kadar aldığı din eğitimi dönemini anlatır. Pek çok baskısı yapılan kitap, çizgi roman olarak da yayımlanmıştır.
Diğer
Allah
Din Bu-1 (Tanrı ve Kur'an)
Din Bu-2 (Hz. Muhammed)
Din Bu-3 (İslamda Toplum ve Laiklik)
Din ve Cinsellik
Dua
Evren Bir Şaka mı?
Kur'an
Kur'an Ansiklopedisi (8 cilt)
Kutsal Kitapların Kaynakları (3 cilt)
Müslümanlık ve Nurculuk (1971)
Şeriat Böyle
Ünlülere Mektuplar
Çevirileri
İbn-i Haldun'un Mukaddime adlı eseri (2 cilt)
Hakkında yazılan kitaplar
Abit Dursun, Babam Turan Dursun
Abit Dursun, Turan Dursun ve Aydınlanma
Şule Perinçek, Turan Dursun Hayatını Anlatıyor
Turan Dursun Kitapları - Eserleri
- Din Bu-1: Tanrı ve Kur'an
- Din Bu-2: Hz.Muhammed
- Kulleteyn
- Din ve Seks
- Din Bu-3
- Din Bu 4: Tabu Can Çekişiyor
- Allah
- Kutsal Kitapların Kaynakları 1
- Evren Bir Şaka mı?
- Kutsal Kitapların Kaynakları I-II-III
- Turan Dursun Hayatını Anlatıyor
- Müslümanlık ve Nurculuk
- Kur'an
- Kutsal Kitapların Kaynakları 2
- Kutsal Kitapların Kaynakları 3
- Dua
- İlhan Arsel'e Mektuplar
- Şeriat Böyle
- Başlangıcından Bu Yana İnsanlık
- Ünlülere Mektuplar
- Allah, Kur'an, Dua, İman
- Kuran Ansiklopedisi
- İbn Haldun'da Uygarlıkların Yükselişi ve Çöküşü
Turan Dursun Alıntıları - Sözleri
- Hangi müslüman ülkeye giderseniz gidiniz, göreceğiniz şey, insanların her alanda geri kalmışlığı, akılcılıktan ve özgürlük denen nimetlerden yoksunluğu, müptezel yaşama alışmışlığı olacaktır. (Şeriat Böyle)
- Ebû Hureyre'den bir aktarılışa göre de Peygamber anlatırken arkadaşlarıyla arasında şu konuşma geçer: -Bir kul günah olan ya da akrabalık bağını koparmaya götürecek şeyi istemedikçe onun duası sürekli olarak kabul edilir. Elverir ki ivedilik göstermesin. (Dua)
- Kur'an'da kimi ayetlerde, Muhammed'in ve Kur'an'ın "nâs"a, yoruma göre insanlığa gönderildiği bildirilirken, En'am Suresinin 92. ve şura Suresinin 7. ayetlerine göre, yalnızca "Ümmü’l-Kura" yani Mekke ve çevresine gönderildiği bildiriliyor. Hiçbir tanrı inancında rastlanamaz ki, "Eksiksiz", "Bilgisi Sonsuz" diye nitelenen bir Tanrı, birini önce bir yere, dar bir çevreye Peygamber olarak göndersin, sonra da "şimdi seni tüm insanlığa Peygamber yaptım!" desin. (Din Bu 4: Tabu Can Çekişiyor)
- İnanç karanlıktır ,aydınlık kesimdeyse "Bilgi" var. Bilginin ışığı önünde, karanlık pek dayanmaz.Bir mum ışığı bile , kocaman bir odadaki karanlığı yırtıp yenebiliyor. (İlhan Arsel'e Mektuplar)
- "Biz varolan bilimin bilginleriyiz..." demiş Montaigne. (Evren Bir Şaka mı?)
- Tek bir insan bile toplumun büyük bir ihtiyacına yanıt verdiği zaman, büyük bir ışık oluyor. (Turan Dursun Hayatını Anlatıyor)
- Ölüm korkusu, en berbat korkulardan. Epikür de bu görüşte. Ama şu görüş de onun: "Kimileri, eski mitolojilerde olduğu gibi, sonsuza dek talihsiz ve felaketli geçecek bir gelecekten korkarlar. Ya da hiç olmazsa, ölümün meydana getirdiği her çeşit duygudan yoksunluğu, insan için büyük bir acı gibi alırlar. Ve ruhun, bu hissizlik içinde bile acı duyacağını sanırlar. Oysa bizim yaşadığımız, bulunduğumuz yerde ölüm yoktur. Ölümün bulunduğu yerde de biz yokuz." (Kutsal Kitapların Kaynakları 1)
- Dürüstlük, açıklıktadır. (Şeriat Böyle)
- İsteklerimin en başında da din-şeriat hastalarının iyileşmesinde ve yeni hastaların doğmasını önlemede biraz katkı sağlamak. (Şeriat Böyle)
- En'am Suresi'nin 39. ayetinde, "Allah kimi dilerse onu saptırır ve kimi dilerse onu doğru yola koyar" denir. (Kutsal Kitapların Kaynakları 1)
- Din ve çıkar çevreleri, Kur'an üstüne bir "kuşku" kondurmak istemiyorlar. Ama bu kuşkuyu önlemeye güçleri yetmez. Bu kuşkuyu yok etmek için ellerinde "kanıt" yoktur. Her şeyden önce, "Kur'an'ın orijinalleri'ni göstermeleri gerekir. Bunu hiçbir yerde bulamazlar. Çünkü hiçbir yerde yoktur. Çünkü yakılıp yok edilmiştir. (Din Bu 4: Tabu Can Çekişiyor)
- Montaigne de der ki: " İnsan, en az bildiği şeye en çok inanır. " (Başlangıcından Bu Yana İnsanlık)
- “‘Yer’, ‘gök’ ya da ‘gökler’ gibi ‘birden-bire’ yaratış, ‘yoktan var ediş’ de efsanelere ve dinsel inançlara özgü deyimlerdir. Bilime göreyse ‘hiçbir şey yoktan var olmaz’ ve birdenbire oluşup meydana gelmez. Her şeyin bir öncesi, bir geçmişi vardır. Ve her şey bir süreç içinde giderek ve değişerek olur. Yıldızlar, gezegenler, bu arada dünyamız ve dünyamızdaki yaratıklar da böyle oluşmuştur. Bir süreç içinde, gelişerek, değişerek…” (Başlangıcından Bu Yana İnsanlık)
- İncelemeleriyle ilgi çeken bir yazanmız: "Arkeolojik araştırmalar, dinsel tasarımların, ancak elli bin yıldan beri var olduklannı tanıtlamıştır. Demek ki, insan, yirmi milyon yıl, din düşüncesinden uzak yaşamıştır" (Kutsal Kitapların Kaynakları 1)
- Ruh da, cisim de Allah’ın eseridir. (Din Bu-2: Hz.Muhammed)
- Çok rahat düşünülebilir ki, İbrahim'in kendisi de aynı dinsel inançtaydı. Yani "yıldıza tapar"dı. Kur'an'da onun "hanif' diye nitelenmesi de bunu anlatır. Çünkü "hanif" sözcüğü, "Arami-Süryani" dilindeki "hanefo" ya da "hanifu" biçimindeki sözcüğün "Arapçalaşmış"ıdır ve "putatapar", "Sabiî=yıldızlara tapar" anlamlarına gelir. (Kutsal Kitapların Kaynakları 1)
- Savaş sırasında "barış"a yönelen ve barış önerenlerle "barış antlaşması" yapılabilir. Bu antlaşma yürürlükte olduğu sürece, saldırı "caiz" olmaz. Saldırı, barışa ve antlaşmaya yanaşmayanlara karşı söz konusudur. İslam inanırları arasında da her zaman "barış" oluşturmak için gereken çaba harcanmalı. (Kuran Ansiklopedisi)
- İslami ideolojinin gerçek sahipleri ideolojinin siyaset alanına yayılmasını işleyen dini çevreler de sorunu şiddet yoluyla çözmeye yöneldiler. Önce radyolarında, dergilerinde tehdit ettiler. Daha sonra öldürme eylemlerine başladılar. Bu kitabın yazarı öldürüldü. Öldürülünce din kurtuldu mu? (Allah)
- Beş duyu ile bilinemeyen, duyulardan gizlenen ruhi varlıkların bütünüdür. Bu anlamda melek ve şeytanlar da CIN sözünün kapsamına girer. Her melek cindir ama, her cin melek değildir. (Evren Bir Şaka mı?)
- -"Yüce Tanrı'mız ('Rabbunâ') her gece, gecenin sonunda üçte biri kaldığında birinci kat göğe iner ve şöyle der: -Kim bana dua eder? Duasını hemen kabul edeyim. Kim benden ister? Hemen istediğini vereyim. Kim benden bağışlanmasını diler. Hemen bağışlayayım." (Dua)