Felsefe Risalesi - İbn-i Sina Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Felsefe Risalesi kimin eseri? Felsefe Risalesi kitabının yazarı kimdir? Felsefe Risalesi konusu ve anafikri nedir? Felsefe Risalesi kitabı ne anlatıyor? Felsefe Risalesi kitabının yazarı İbn-i Sina kimdir? İşte Felsefe Risalesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: İbn-i Sina
Çevirmen: Kemal Küntaş
Orijinal Adı: Risale fi'l-Hikme
Yayın Evi: İbn-i Sina
İSBN: 9786059369008
Sayfa Sayısı: 136
Felsefe Risalesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Elinizdeki kitap Süleymaniye Kütüphanesi 3629 numarada İbn-i Sina adına kayıtlı "Risale fi'l-Hikme" isimli Farsça eserin Türkçe çevirisi ve Farsça nüshanın tıpkıbasımından oluşmaktadır. Kitabın başında İbn-i Sina'nın Hayatı, felsefesi, Hikmet ve felsefe konularında açıklamalar yapılmıştır. Batı'da Avicenna adıyla tanınan İbn-i Sina "Felsefe" terimi yerine "Hikmet" terimini kullanmıştır. Bu yüzden halk ve bilginlerin çoğu İbn-i Sina'yı "Hekim: hikmet sahibi" diye vasıflandırmıştır. Filozof ve hekim tabiri arasında bir fark gözetmemişlerdir. Filozof tabirinin kullanılmamasında kelimenin aslının Yunanca olması da pay sahibi olmalıdır. Bu yüzden çevirisini ve tıpkıbasımını yaptığımız eseri kopyalayan kişi kitabın başında şöyle yazmıştır: "Hekimlerin sultanı, âlimlerin ve fazılların meliki, saliklerin ve ariflerin önderi mevlamız Şeyh Ebu Ali Sina'nın sözlerindendir…"
İbn-i Sina'nın "Hikmet" tabirini kullanmasındaki en önemli sebep Kur'an'da "Hikmet" tabirine sıkça yer verilmesidir. Bir diğer neden ise "Hikmet" tabirinin anlamının derin ve geniş olmasındandır. Bu bilgiler ışığında bu esere "Felsefe Risalesi" ismini vermeyi uygun gördük. Çünkü İbn-i Sina "Hikmet" kelimesini "Felsefe" manasında kullanmaktaydı. Bu yüzden "İlahiyat" adlı eserinde "Metafizik" hakkında şöyle demektedir: "Bu ilim İlk Felsefe ve Mutlak Hikmet'tir."
(Tanıtım Bülteninden)
Felsefe Risalesi Alıntıları - Sözleri
- İnsanda; beyin, omurilik, akciğer, karaciğer, dalak, kalp, safra kesesi, bağırsaklar, böbrek ve yumurtalıklar gibi on hazine vardır.
- Zamanımız, içinde olduğumuz topraktadır.
- Siyahlık, beyazlık, yumuşaklık, sertlik, ıslaklık ve kuruluk gibi tüm bu şeyleri toplayıp bir cins kabul ettiler ve ona "keyfiyyet" (nicelik) adını verdiler. Bunların hepsi arazdır.
- Bir insan önce kendini bilmelidir, sonra başka şeyleri!
- “El-insan el-alemu’s sağir ve’l alem el-insanu’l kebir (İnsan küçük alemdir ve alem büyük insandır).”
- Eğer (insan) mebde (başlangıç) ve meadı (dönüş yerini-ahireti) tamamıyla bilemez ve kendisini tanımazsa; kendi hakikatinin ne olduğunu ve surette, özellikte ve adetteki bu ihtilafın ne için olduğunu bilemez.
- Bil ki insanî nefsin mertebelerinde başlangıcın evvelinden itibaren cevherin kendisi vardı. Sonunda ona insanî ismi verildi ve bunların tümünü mertebeye koydular.
- (Yine ) bilmelidir ki insan olduğu halde bedeniyle bir alemdir.Âlimler derler ki ; "insan küçük alemdir " Onların bu sözden maksadı şudur ; "Gezegenlerde ,yıldızlarda ,tabiatlarda ve madenlerden ,bitkilerden ve hayvanlardan oluşan varlıklarda her ne varsa bir insanda da vardır.Hatta daha tamam ve daha iyi halde! "
- Haşir insan ruhunun kendi âlemine dönmesinden ibarettir. Bunun içindir ki Allah (Kur'an'da)şöyle buyurmuştur :Ey huzur içinde olan ruh!Sen Rabb'inden razı ve Rabb'in de senden razı olarak O'na dön !(Fecr sûresi 27.28.ayet)
- Bana ilk sorduğun şey, Peygamber Muhammed’in (sav.) Rabbin- den (cc.) alıp [insanlara] tebliğ ettiği şu ayet idi: Allah yerin ve göklerin nurudur. Onun nuru, içinde kandil olan bir kandil yuvasına benzer. Kandil bir cam içerisindedir. Cam da sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. (Kandil) ne doğuda ne de batıda bulunan mübarek bir zeytin ağacının yağıyla tutuşturulur. Bu ağacın yağı neredeyse ateş değmeden bile ışık verecek gibidir; nur üstüne nurdur. Allah dilediğini numna iletir. İşte Allah insanlara [böyle] misaller verir. Allah her şeyi çok iyi bilendir. Nur Suresi 35.ayet
- “Ölen bir canlının kıyameti kopmuş demektir”.
- ALLAH,her cevher'in örneğini insanın vücuduna yerleştirmiştir ve İnsanı bütün alemin örneği yapmıştır. İşte bundan sebep on sekiz bin alem insanda mevcuttur derler.
- Müslüman filozofların birçoğu Aristo'yu felsefi düşüncelerinin merkezine almıştır. İbni Sina'nın da dahil olduğu bu filozoflara"meşşaî" denilmiştir. Meşşai ,Aristoteles'in Atina'da kurduğu (Lykeion)Lise isimli okulda öğrencilerine gezinti halinde verdiği dersin Arapçasıdır.
- İbni Sina, Meşşai olarak kabul edilmesine karşılık Aristo'ya her konuda katılmamıştır. Aristo'nun kendisine göre felsefesindeki iyi ve tutarlı yönleri alıp İslam düşüncesi ile uzlaştırmaya çalışmıştır. İbni Sina bazı konularda olduğu gibi metafizik düşüncesinde de Aristo ve Platon'dan ayrılmaktadır.
- Hekim kelimesi iki manaya gelmektedir. Bilge.Her şeyi bilen, Hikmet sahibi. Hikmet kelimesini çok kullanmasından ve felsefede ulaştığı seviyeden dolayı İbni Sina'ya, Hekim denmiştir
Felsefe Risalesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Meşşâî felsefesine bir giriş yapmam gerekirdi. Bu akımın en önemli temsilcilerinden biri olduğunu düşündüğüm için İbn-i Sina'nın mezkûr eserini okudum. "Felsefe Risalesi" adıyla basılan bu eserde, İbn-i Sina'nın derlenmiş düşünceleri ve sözleri mevcuttur. Tıptan felsefeye, felsefeden mantığa kadar birçok konuya değinmiş ancak özet niteliğinde olduğundan teferruatlı işlenmemiştir. Bence giriş için yetersizdi ama ilk olarak okunması gereken kitap olduğu gerçeği değişmiyor. (Furkan Uzel)
FELSEFE RİSALESİ/İBN-İ SİNA: İbn ‐ i Sina nın yaşadığı seneler düşünüldüğünde bilgilerinin o zamanın şartlarına göre ne kadar da üstün bilgiler olduğunu birkez daha hatırlatan bir kitap.Kısa bir kitap ve kitabın yarısından sonrası arapça orjinal metin görselleri ile sona eriyor.Bir oturuşta okunabilir bir eser ve birçok kaynak gösterilmesi listeme yeni kitaplar eklememe vesile oldu diyebilirim. (Nilufer celik)
İbn- Sina'nın kozmolojiyi anlatırken insan anatomisine benzerliğe dikkat çekmesinde tıp öğrenimi görmesi önemli bir yer tutar. Evreni insan bedenine benzetmesi, nefsi hayvanların tepkileriyle yorumlayabilmesi, oluş bozuluşu dört elementle izah etmesi onun başarısının sonuçlarıdır. Avicenna olarak yorumlanması da elde etmiş olduğu başarısın delilidir. (Mustafa Dağ)
Kitabın Yazarı İbn-i Sina Kimdir?
İbn-i Sina (Farsça: ابن سینا) veya Ebu Ali Sina (Farsça: ابوعلی سینا), Batılıların söyleyişiyle Avicenna (/ˌævɪˈsɛnə, ˌɑːvɪ-/; y. 980 – Haziran 1037), İslam'ın Altın Çağı'nın en önemli doktorlarından, astronomlarından, düşünürlerinden ve yazarlarından biri olarak kabul edilen Fars polimat ve polimerik erken tıbbın babası.
Buhara yakınlarındaki Efşene köyünde (Özbekistan) 980 yılında dünyaya gelmiş ve Hamedan şehrinde (İran) 1037 tarihinde ölmüştür. Tıp ve felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200 kitap yazmıştır. Batılılarca modern Orta Çağ biliminin kurucusu, hekimlerin önderi olarak bilinir ve "Büyük Üstat" ismi ile tanınır. Tıp alanında yedi asır boyunca temel kaynak eser olarak süre gelen El-Kanun fi't-Tıb (Tıbbın Kanunu) adlı kitabı ile ünlenmiş ve bu kitap Avrupa üniversitelerinde 17. asrın ortalarına kadar tıp biliminde temel eser olarak okutulmuştur.
İbn-i Sina, Kuşyar isimli bir hekimin yanında tıp eğitimi aldı. Değişik konular üzerine 240'ı günümüze gelen 450 kadar makale yazdı. Elimizdeki yazıların 150 tanesi felsefe 40 tanesi de tıp üzerinedir. Eserlerinin en ünlüleri felsefe ve fen konularını içeren çok geniş bir çalışma olan Kitabü'ş-Şifa (İyileşme Kitabı) ile El-Kanun fi't-Tıb'dır (Tıbbın Kanunu). Bu iki eser Orta Çağ üniversitelerinde okutulmuştur. Hatta bu eser Montpellier ve Louvain'de 1650 yılına kadar ders kitabı olmuştur.
Samanoğulları sarayı kâtiplerinden Abdullah Bin Sina'nın oğlu olan İbn-i Sînâ (Batı'da Avicenna adıyla tanınır), babasından, ünlü Bilgin Natili'den ve İsmâil Zâhid'den ders aldı. Geometri (özellikle Öklid geometrisi), mantık, fıkıh, sarf, nahiv, tıp ve doğabilim üstüne çalışmalar yaptı. Farabi'nin el-İbane's aracılığıyla Aristoteles felsefesini ve metafiziğini öğrenip, hastalanan Buhara prensini iyileştirince (997) saray kütüphanesinden yararlanma olanağına kavuştu. Babası ölünce Gürgan'da Şirazlı Ebu Muhammed'den destek gördü (Tıp Kanunu'nu Cürcan'da yazdı.). Çağında tanınan bütün Yunan filozoflarının ve Anadolu doğacılarının yapıtlarını incelemiştir.
İbn-i Sînâ, İslam'ın Altın Çağı olarak bilinen ve Yunanca, Farsça ve Hintçeden eserlerin çevirilerinin yapılıp yoğun bir şekilde incelendiği dönemde önemli çalışmalar ve yapıtlar gerçekleştirdi. Horasan ve Orta Asya'daki Samani Hanedanı ve Batı İran ile Irak topraklarındaki Büveyhiler bilimsel ve kültürel ilerlemeye çok uygun bir ortam hazırlamışlardı. Bu ortamda Kur'an ve hadis çalışmaları çok ilerlemişti. Felsefe, fıkıh ve kelam çalışmaları İbn-i Sina ve çağdaşlarınca oldukça geliştirilmişti. Râzî ve Farabi tıp ve felsefe alanında yenilikler sağlamışlardı. İbn-i Sînâ; Belh, Hamedan, Horasan, Rey ve İsfahan'daki muhteşem kütüphanelerden yararlanma olanağı elde etmişti.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/ibn-i_Sina
İbn-i Sina Kitapları - Eserleri
- Hay bin Yakzan
- Hayy bin Yakzan
- Metafizik
- Mantığa Giriş / Kitabu'ş-Şifa
- Oluş ve Bozuluş / Kitâbu'ş-Şifa
- Felsefe Risalesi
- El-Kanun Fi't-Tıbb
- Arifler ve Olağanüstü Hadiselerin Sırrı
- İşaretler ve Tembihler
- Ruh Üzerine Bir Özet
- İhlas Suresi Tefsiri
- Aşkın Mahiyeti Hakkında
- Mutluluk ve İnsan Nefsinin Cevher Olduğuna İlişkin On Delil
- En - Necat: Felsefenin Temel Konuları
- Tanımlar Kitabı
- Fizik I / Kitabu'ş Şifa
- Şifasız Hastalık Yoktur İrade Eksikliğinden Başka. Değersiz Bitki Yoktur Tanınmamasından Başka
- Nefsin Halleri
- Kategoriler
- Aşk Risaleleri
- Sofistik Deliller
- Sema ve Alem
- Yorum Üzerine / Kitabu'ş-Şifa
- El-İşârât ve't-Tenbîhât
- Ariflerin Makamları Makamatu'l-Arifin ve Esraru'l- Ayat
- Risaleler
- Görüntülər
- Topikler / Kitabu'ş Şifa
- Avicenna
- Metafizik II / Kitabu'ş-Şifa
- Kategoriler / Kitabu'ş-Şifa
- Poetika / Kitabu'ş Şifa
- Danişname-i Alai
- Ahvalu’n-Nefs
- A Treatise on the Canon of Medicine of Avicenna
- Musiki
- Fizik II / Kitabu'ş Şifa
- İlahiyat
- İlahiyat
- et-Ta‘likat
- II. Analitikler
İbn-i Sina Alıntıları - Sözleri
- ... Bu, ince ve latif bir yiğit olması için, kendisine ustalık kazandırır. Bu yüzden, ince ve bilge kimseler arasında anlayışlı olanlardan âşık olma yoluna girmeyenler yok gibidir. (Aşkın Mahiyeti Hakkında)
- “İtimada layık en büyük şey, akıl ve iyi ahlâktır.” ― İbn Sînâ (İlahiyat)
- ''Teorik felsefede amaç, gerçeği bilmektir. Pratik felsefede amaç ise iyiyi bilmektir.'' (Mantığa Giriş / Kitabu'ş-Şifa)
- Mide dolu iken alınan banyolar, midede ve karaciğerde kısmen olgunlaşmış besin maddesinin emilmesini artırarak, şişmanlık oluşturur ve bu yolla ince damarlarda kan birikmesine ve tıkanmalara zemin hazırlar; şişmanlığa yatkınlığı artırır. (El-Kanun Fi't-Tıbb)
- " Zihin, nefsin ilim elde etme yönüne özgü kılınmış bir kuvvetidir. Zeka ise hads (sezgi) için istidat alan bir kuvvetidir. " (En - Necat: Felsefenin Temel Konuları)
- ALLAH,her cevher'in örneğini insanın vücuduna yerleştirmiştir ve İnsanı bütün alemin örneği yapmıştır. İşte bundan sebep on sekiz bin alem insanda mevcuttur derler. (Felsefe Risalesi)
- İnsanların taklitten hoşlanmalarının bir delili de (dışarıda, canlı olarak) görseler kendilerinden rahatsızlık duyacakları, tiksinilen ve çirkin görülen hayvanların nakşedilmiş resimlerini/suretlerini temaşa etmekten haz almalarıdır. Demek ki burada insanların hoşuna giden ne resmin kendisi ne de nakşedilen şeydir; aksine bir şeyin iyi bir şekilde taklit edilmiş olmasıdır. (Poetika / Kitabu'ş Şifa)
- Hakikat her gelen yol olmaktan münezzehtir. Ona ancak ender kişiler ulaşabilir. Bundan dolayı bu ilmin içerdiği şeyler, habersiz kimse için gülünç iken elde eden kimse için ibrettir. Her kim onu duyup da tiksinirse suçu nefsinde arasın. Belki onun nefsi, bu ilme münasip değildir. Herkes ne için yaratılmışşa ona kolaylıkla ulaşabilir. (Arifler ve Olağanüstü Hadiselerin Sırrı)
- "İnsan konuşan, ölümlü bir cevherdir." (Tanımlar Kitabı)
- "..bütün amacı mal toplamak, yemek içmek, cinsel isteklerini doyurmak, içindeki kin ve nefreti başkalarını ezerek yatıştırmak, mevki ve makam isteğinde bulunmak, öğretinin buyurduğu yükümlülükleri insanları aldatmak için yerine getirmek gibi aşağılık ve değersiz şeylerden öte gitmeyen insandan daha çok ziyanda olan kimse düşünülebilir mi? " (Hay bin Yakzan)
- Hayal etmek bir şeydir ve hayal etmenin bilincinde olmak da başka bir şeydir. (İşaretler ve Tembihler)
- Eğer (insan) mebde (başlangıç) ve meadı (dönüş yerini-ahireti) tamamıyla bilemez ve kendisini tanımazsa; kendi hakikatinin ne olduğunu ve surette, özellikte ve adetteki bu ihtilafın ne için olduğunu bilemez. (Felsefe Risalesi)
- Önce var olmayıp sonra var olan her şey, kendinden başka bir şeyle belirlenir. (Ruh Üzerine Bir Özet)
- Bir ülkeyi aydınlatmak istiyorsanız, bir medeniyet ve kültür şehri kurmayı düşünüyorsanız, oraya mutlaka iyi bir kütüphane kurunuz. Çünkü kitaplar bir mıknatıs gibidir, onun ilgilenecek zeki insanları kendine çeker. (Şifasız Hastalık Yoktur İrade Eksikliğinden Başka. Değersiz Bitki Yoktur Tanınmamasından Başka)
- Kılıç, demir olduğu için değil, keskin olduğu için kesmektedir ki bu onun biçimidir, buna karşılık biçimi nedeniyle değil, demir olması nedeniyle pürüzlenir. (Ruh Üzerine Bir Özet)
- " Oluş aracılık olmaksızın bir anda olan bir durumdur. " (Oluş ve Bozuluş / Kitâbu'ş-Şifa)
- Kadîm olan sadece yüce Allah'tır. Çünkü O, kendinden önce yokluk olmayan ve varlığını başkasından almayandır. Yaratılmış (hâdis) olan ise, O'nun dışındaki her şeydir. Çünkü yaratılmış olandan önce bir yokluk vardır, O'nun varlığı 'İlk (evvel)' iledir. O'nun kudreti ne büyüktür! (Risaleler)
- Zorunlu Varlık, her şeyi ancak tümel bir tarzda akleder. Bununla bi rlikte, hiçbir tikel şey O'na gizli kalmaz. 'Göklerde ve yerde zerre ölçüsünde hiçbir şey O'na gizli değildir.' Bu, tasavvuru büyük bir lütfa gerek duyan sırlardandır. (Metafizik)
- Zira O’nun fiilleri sıfatlarının sonucudur, sıfatları da zatındandır. Zat ise ebedi olarak zorunlu kılıcıdır. (Risaleler)
- Bir şeyden alınan estetik zevk elde edilen yararla kıyaslanamaz. Faydasız güzel, güzel olmayan faydalıdan üstün değildir. (Sema ve Alem)