Felsefi Soruşturmalar - Ludwig Wittgenstein Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Felsefi Soruşturmalar kimin eseri? Felsefi Soruşturmalar kitabının yazarı kimdir? Felsefi Soruşturmalar konusu ve anafikri nedir? Felsefi Soruşturmalar kitabı ne anlatıyor? Felsefi Soruşturmalar PDF indirme linki var mı? Felsefi Soruşturmalar kitabının yazarı Ludwig Wittgenstein kimdir? İşte Felsefi Soruşturmalar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ludwig Wittgenstein

Çevirmen: Deniz Kanıt

Orijinal Adı: Philosophical Investigations

Yayın Evi: Totem Yayıncılık

İSBN: 9789944330015

Sayfa Sayısı: 291

Felsefi Soruşturmalar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yirminci yüzyılın en etkili felsefi yapıtlarından biri ve Wittgenstein'ın 1929 - 1949 dönemlerindeki yoğun çalışmalarının son ürünü olan Felsefi Soruşturmalar, anlam, anlama, önermeler, mantık, bilinç durumları kavramları, duygu ifadeleri sorunsalı gibi noktaların irdelenmesinin yanı sıra, felsefenin kapsadığı her alana ilişkin yaklaşımlar çeriyor...

Wittgenstein, bütün bunları yaparken, erken dönem yapıtı Tractatus'unu da, etkili bir eleştiri ve çözümlemeye tabi tutuyor.

Bu çalışma, felsefe ile her düzeyde ilgilenenler için temel bir metindir.

(Arka Kapak)

Felsefi Soruşturmalar Alıntıları - Sözleri

  • Derin yön elimizden kolayca sıyrılıverir
  • 55. "Dildeki adların imlediği parçalanamaz olmalıdır; çünkü parçalanabilir her şeyin ortadan kaldırıldığı durumları betimlemek olanaklı olmalıdır. Ve bu betim sözcükleri içerecektir; o halde bunlara karşılık gelen şey yok edilemez çünkü aksi halde, sözcüklerin hiçbir anlamı olmazdı." Bindiğim dalı kesmemeliyim. Şüphesiz insan, bu betimlemenin, kendisini parçalanmanın dışında tutması gerektiğine hemen karşı çıkabilir.-Ancak bu betimin ayrı sözcüklerine karşılık gelen ve böylece de parçalanamayan şey, eğer betimleme doğruysa, sözcüklere anlamlarını veren--onsuz sözcüklerin hiçbir anlamının olamayacağı- şeydir. Yine de bir anlamda, bu insan şüphesiz kendi a,dına karşılık gelen şeydir. Ama o parçalanabilir ve onun adı, taşıyıcısı yok edildiğinde anlamını yitirmez.- Ad' a karşılık gelen şeyin bir örneği ve ad olmaksızın hiçbir anlamı olmayacak olan bir şey, dil-oyununda ad dolayısıyla kullanılan bir paradigmadır.
  • İnsanların neyi bir doğrulama olarak kabul ettikleri, nasıl düşündükleri ve yaşadıklarıyla gösterilir.
  • bir şeyi adlandırmak, o şeyin üzerine ad yazılı bir etiket yapıştırmaya benzer.
  • . 'Benimle konuş ve kendini gözlemle' dersem, hiçbir şey bulamazsın. Bir şey *olmalı* diyorsunuz ama sadece 'zorunluluk' var. ...
  • bir dil tasavvur etmek, bir yaşam biçimi tasavvur etmek demektir.
  • İnsanlar nasıl olup da "İnanıyorum ki.." gibi bir ifade kullanmaya başlamıştır? Bir gün bir fenomen (inanma görüngüsü) dikkatlerini mi çekmiştir? Kendilerini ve başkalarını gözlemlemiş ve böylece de inanmayı mı keşfetmişlerdir?
  • 124. Felsefe dilin edimsel kullanımına hiçbir şekilde karışamaz; olsa olsa onu yalnızca betimleyebilir. Zira onu temellendiremez de. O her şeyi olduğu gibi bırakır. O matematiği de olduğu gibi bırakır ve hiçbir matematiksel keşif onu ilerletemez. "Matematiksel mantığın yol gösterici" bir "sorunu", başkaları için olduğu gibi bizim için de bir matematik sorunudur. 125. Felsefenin işi, bir matematiksel veya mantıksal-matematiksel bir keşif aracılığıyla bir çelişkiyi çözmek değil, bizi rahatsız eden matematik durumunu; çelişkinin çözümü öncesi durumu açıkça görmemizi olanaklı kılmaktır. (Bu, insanın bir güçlükten kaçması demek değildir.) Buradaki temel olgu bizim bir oyunun kurallarım, bir tekniği saptamamız ve sonra da kuralları izlerken şeylerin bizim kabul etmiş olduğumuz gibi yürümemesidir. Dolayısıyla biz kendi kurallarımız içine hapsolmuş gibiyizdir. Bizim anlamak (yani açık bir görüşünü edinmek) istediğimiz şey kurallar içinde bu tutuluştur. O, bir şeyi anlamlandırma kavramımıza ışık tutar. Çünkü çoğu durumda şeyler bizim anlamlandırmış, önceden görmüş olduğumuzdan başka türlü olur. Yani sözgelimi, bir çelişki göründüğünde söylediğimiz şey şudur: "Ben böyle bir şey demek istemedim." Bir çelişkinin bireysel konumu ya da onun bireysel yaşamdaki konumu: Felsefi sorun budur. 126. Felsefe sadece her şeyi önümüze koyar ve ne herhangi bir şeyi açıklar ne de herhangi bir sonuç çıkarır. Her şey göz önünde olduğundan açıklanacak bir şey yoktur. Zira, sözgelimi; saklı olan bizi ilgilendirmez. Tüm yeni keşif ve icatların öncesinde olanaklı olana da "felsefe" adı verilebilir.
  • . Birini doğruya inandırmak için sadece söylemek yetmez, yanlıştan gerçeğe giden yolu bulmak gerekir. ...
  • Bir hayvanı, öfkeli, korkmuş, üzgün, sevinçli, ürkmüş olarak canlandırabiliriz kafamızda. Peki ya umutlu olarak? Neden yapamayız bunu?

Felsefi Soruşturmalar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Felsefenin İmkanı: Görüşleri ile analitik felsefede bir kırılma anı yaratan Wittgenstein , dünyamızın sınırlarını dilimizin sınırları ile özdeşleştirerek felsefenin imkanını sorgulamamıza neden olmuştur. Zira düşünür için söylenebilir ne varsa, açık söylenebilir; üzerine konuşulamayanlar konusunda da susmak gerekir. Wittgenstein’a göre bir sözcük, günlük kullanımın dışında kullanıldığındı an artık dil oyunlarının içine düşmüş demektir. Bu dil oyunlarını yanlış oynamak ya da kullanmak filozofun “yoldan sapmasına’” neden olur. Dolayısıyla Wittgenstein için felsefe, dilin yanlış anlaşılmasının bir yan ürünüdür. Bu yanlış anlama sonucunda aslında problem olmayan şeyler problem yani sahte problemler olarak ortaya çıkar. bu durumu Wittgenstein, ‘‘Felsefi problemler dil tatile çıktığı zaman ortaya çıkar’’ şeklinde ifade etmiştir. Bu nedenle düşünür için ahlaki, dilbilimsel, teolojik, politik, etik vs problemler vardır ama felsefi problemler yoktur. (özgür koç)

Felsefi Soruşturmalar: Dil bilimi ile felsefeyi birleştiren, anlaşılması güç filozof Wittgenstein. Bernard Russell'in öğrencisi olarak boynuz kulağı nasıl geçer göstermiş. Öncelikli amacı kusursuz bir dil oluşturmak; dil kuralları ile mantık kurallarında paralellik sağlamak. Çünkü ona göre, dünyada yaşanan pek çok üzüntünün kökeni insanların birbirini açıkça anlamasından gelir. Dil, özel hayatlarımızın anlaşılması için kullanılan kamusal bir araç olmakla birlikte kendimizi tanımamız için de olmazsa olmaz bir gereçtir. İnsan, kelimelerle düşünüyor nihayetinde. Wittgenstein'in da dediği gibi " bir dil hayal etmek bir yaşam biçimi hayal etmektir." "Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarını belirler." Diyerek de dil felsefesini merkezinde sabit tutar. Böylelikle Wittgenstein'in dil ile gerçeklik arasındaki ilişkinin nasıl kurulduğunu açıklayan ve dilin pragmatik, göstergebilim, retorik gibi boyutlarını araştıran, dilin insan yaşamındaki önemini bütün yönleriyle ele alan bir dil felsefesi oluşturmuştur. Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus dönemindeki felsefi çalışmalarda "resim anlam teorisi"ni temele alıp cümle durumlarını yansıtmaktadır. Resim Anlam Kuramı; insan sahip oldu sembolik sistem vasıtasıyla varlığını kuşatan semboller dünyasına anlam verir. Felsefi Soruşturmalar döneminde ise sosyal ve dilsel eylemlerini dili temel alarak dil oyunu, yaşam formu, aile benzerlikleri, görüş birliği ile birlikte dil matrisi kavramlarını ortaya koymaktadır. Dil oyunu kuramı: anlam kullanımdır. Filozof dil kullanma ile oyun oynama arasındaki eğitici bir benzerlik olduğunu vurgular. Wittgenstein bu benzerliği; doğal dillerin nasıl birbirine benzediklerini doğal dili yöneten kuralların kesin ve katı dizgeler olmadığını göstermek için kullanılır. Bu çerçevede bir dil oyunu dilin basit bir biçimidir. Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus u yazdıktan sonra felsefeye ara verir ve tekrar dönüp Felsefî Soruşturmalar'i yazar. Bu kendisi ile hesaplaşmasıdir. (Mamoste Aysel)

Bir Tractatus Logico - Philosophicus gonderi/54385600 eleştirisidir. Derlenen notlarıyla ilk dönem eserini çürütmeye, onu geçersiz kılmaya çalışmıştır Wittgenstein. Eseri de bu noktada önemli bir misyona sahiptir. Çünkü felsefi duruşundan kopmadan Tractatus Logico'daki felsefi analizlerine ters söylemleri vardır. Bildiğimiz üzere Wittgenstein, dil bilmi ile felsefeyi harmanlayarak yepyeni bir akım yaratmıştı geçtiğimiz yüzyılın hemen başında başlayan. ve oldukça ses getirmiş çünkü Wittgenstein. bir gerçekliği teşhis ederek insanı anlatmıştır insana. okuması ve anlaması oldukça zordur Wittgenstein'ı. dolayısıyla felsefi soruşturmalar eserinde çok farklı bir felsefi dil bulacaksınız. okuduğunuzda anladığınız ilk şey doğru anladığınız ilk şey olmayacak. Tractatus Logico kadar sevmesem de oldukça güzel bir kitap. derleme olduğu için belki de o tadı alamadım ancak felsefeye ilgi duyan herkesin okuması gereken, hayata dair bambaşka bir bakış açısını insana öğretecek olan güzel bir soruşturma kitabıdır. (Uğur De Molinari)

Felsefi Soruşturmalar PDF indirme linki var mı?

Ludwig Wittgenstein - Felsefi Soruşturmalar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Felsefi Soruşturmalar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ludwig Wittgenstein Kimdir?

Josef Johann Ludwig Wittgenstein, 26 Nisan 1889'da Viyana'da doğdu. Avusturyalı bir çelik üreticisinin oğlu, çok yetenekli sekiz kardeşin en küçüğüydü. Berlin'de iki yıl makine mühendisliği öğrenimi gördü. Daha sonra mantığa ve felsefeye yönelen Wittgenstein Birinci Dünya Savaşı'nda Avusturya ordusuna yazıldı, savaş boyunca mantık ve felsefe notları tuttu. 1919'da toplum hayatına döndükten sonra babasından miras kalan serveti dağıttı; aşırı sade ve tutumlu bir yaşam biçimini benimsedi. Öğretmenlik ve bahçıvan yamaklığı yaptı, müzikle ilgilendi. Tractatus ile felsefeye yapabileceği katkıları tükettiğini düşünen Wittgenstein ani bir kararla yeniden felsefeye yöneldi. 1929'da Cambridge Trinity College'de öğretim üyesi oldu. 1939 yılında Cambridge Üniversitesi'nde felsefe kürsüsüne atandı. Hitler'in Avusturya'yı işgal etmesinden sonra İngiliz vatandaşlığına geçti. 1944 sonbaharında kanser olduğu anlaşıldı. 29 Nisan 1951'de Cambridge'de öldü.

Çağımızın en önemli düşünürlerinden biri olan Ludwig Wittgenstein, 20. yüzyılın ikinci çeyreğinde Anglo-Sakson felsefesini derinden etkilemiş, mantık kuramları ve daha sonra da dil felsefesiyle iki özgün felsefe sistemi oluşturmuştur.

Başlıca yapıtları: Tractatus Logico-Philosophicus (1922), Philosophische Untersuchungen (1953; Felsefi Soruşturmalar),The Blue and Brown Books (1958; Mavi ve Kahverengi Kitaplar), Tagebücher 1914-16 (1961; Günlükler 1914-16), Zettel(1967; Notlar), Philosophische Grammatik (1969; Felsefi Gramer), Über Gewissheit (1970; Kesinlik Üzerine).

Ludwig Wittgenstein Kitapları - Eserleri

  • Tractatus Logico-Philosophicus
  • Felsefi Soruşturmalar
  • Yan Değiniler
  • Kesinlik Üzerine + Kültür ve Değer
  • Defterler
  • Estetik Psikoloji ve Dinsel İnanç Üzerine
  • Mavi Kitap Kahverengi Kitap
  • Wittgenstein'da Din Felsefesi
  • Renkler Üzerine Notlar
  • Zettel
  • Temel Kavram ve Sorunlar

Ludwig Wittgenstein Alıntıları - Sözleri

  • 18. Üzerinde konuşmamız gereken sözcük 'takdir' sözcüğü değildir. Takdir etme neleri içerir? 19. Eğer bir kişi, bir terzinin çok sayıdaki modelini deneyip "Hayır. Bu biraz fazla kara. Bu da biraz fazla kaba" v.s. diyorsa, işte bu kişi bizim malzeme eksperi dediğimiz kişidir. Onun malzeme eksperi olması, kullandığı cümlelerle değil, seçme, tercih etme tarzında ortaya çıkar. Benzer biçimde müzikte de: "Bu uyumlu mu? Hayır. Bastonu yeterince tok değil. Burada başka bir ses olsun istiyorum..." İşte bu bizim takdir etme dediğimiz. (Estetik Psikoloji ve Dinsel İnanç Üzerine)
  • Yaşam sorununun çözümü, bu sorunun yok olmasında görülür. (Tractatus Logico-Philosophicus)
  • "Emin olmak mümkün değilse, bir şeye inanmak için sebeplerimizin olması niçin mümkün olsun?" (Kesinlik Üzerine + Kültür ve Değer)
  • Biri hangi yolla belli bir sonucu el ettiğini anlattığı zaman: "Sadece o bu sonuca varan süreci biliyor" demeye eğilimliyiz. 15. Bir sebep göstermek bazen "bu sonuca gerçekten vardım" demektir, bazen de "bu yolu da kullanabilirdim" deriz, yani bazen söylediklerimiz, bir gerekçe ve olup biten şeyler hakkında bir açıklama değildir. Örneğin, bir sorunun cevabını hatırlarsam; bu cevabı neden verdiğim sorulduğunda, bu sonuca ulaşmak için kullanmadığım yolu anlatırız.* *daha önce bu sonuca varmamızı sağlayan yolu gösteriyoruz. Şimdi sonucu doğru kılan bir şeyde görmemiz mümkün. - (Estetik Psikoloji ve Dinsel İnanç Üzerine)
  • "Dilegetirilemeyen bir yanıtın sorusu da dilegetirilemez. Gizem yoktur. Bir soru sorulabiliyorsa, yanıtlanabilir de." (Tractatus Logico-Philosophicus)
  • Bir şairin sözcükleri içimize işleyebilir. Bu ise elbette o sözcüklerin hayatımızdaki kullanımıyla nedensel olarak bağlantılıdır. Düşüncelerimizin, sözcüklerin tanıdık ortamında dolaşmasına nasıl izin verdiğimizle de bağlantılıdır. (Zettel)
  • Başkasının derinlikleriyle oynama (Yan Değiniler)
  • Kuralları öğrenmek aslında sizin yargılarınızı değiştirir. (Estetik Psikoloji ve Dinsel İnanç Üzerine)
  • Bir inancın gücü bir acının derinliğiyle karşılaştırılamaz. (Estetik Psikoloji ve Dinsel İnanç Üzerine)
  • . Müziğin hayatımda ne anlama geldiği hakkında kitabımda tek bir kelime söylemem imkansız. O zaman anlaşılmayı nasıl umabilirim? ... (Defterler)
  • Kendini aldatmamaktan daha zor bir şey yok. (Yan Değiniler)
  • "Felsefede doğru metot, aslında söylenebilir olandan, yani doğa bilimine ait olandan, yani felsefeyle hiçbir ilgisi olmayan bir şeyden başka hiçbir şey söylememek ve sonra her ne zaman başka birisi metafiziksel bir şey söylemeye kalkışırsa, ona, tümcelerindeki belirli imlere hiçbir imlem vermediğini göstermek olacaktır. Bu metot başka kişiye doyurucu gelmeyecektir (ona felsefe öğrettiğimiz duygusuna sahip olmayacaktır), ama tek doğru metot bu olacaktır." (Defterler)
  • "Varsayalım ki, insan kendi istencini etkinleştiremedi, ama bu dünyanın tüm ıstırabını çekmek zorunda kaldı, o zaman onu ne mutlu edebilirdi? Bu dünyanın ıstırabını savuşturamıyorsa, insan nasıl mutlu olabilir? Bilgi yaşamı yoluyla. İyi vicdan, bilgi yaşamının koruduğu mutluluktur. " (Defterler)
  • "Elbette düşünce bir şeydir; hiçten ibaret değildir." (Mavi Kitap Kahverengi Kitap)
  • “Söylediklerimiz anlamını yaptıklarımızın geri kalanından alır.” (Kesinlik Üzerine + Kültür ve Değer)
  • Örnek olarak Darwin teorisi hakkında yapılan yaygarayı ele alalım. Teoriyi destekleyen ve "tabii ki!" diyen çevreler vardır; bir de "tabii ki hayır" diyen (karşıt -R) çevreler vardır.* Hangi mantıkla "tabii ki" denilebilir? (Tek hücreli organizmaların zamanla daha karmaşık organizmalara dönüştükleri ve memeli hayvanlardan insanlara kadar geliştikleri düşüncesi savunuluyordu.) Peki bu süreci gözlemleyen biri var mı? Hayır. Peki bu süreci şu anda kimse gözlemliyor mu? Hayır. Yapılan gözlemler bir damla suyun kızgın bir taşa damlatılması gibi. Buna rağmen binlerce kitapta bu teorini akla en yakın çözüm olduğu yazıyor. İnsanlar çok zayıf kanıtlara rağmen bu teorinin doğruluğundan emin. Peki, "Bilmiyorum. Bu ilginç bir hipotez ama daha fazla güçlendirilmesi gerekir" gibi bir tutum savunulamaz mıydı? Bu, nasıl herhangi bir şeye ikna olunabileceğini gösteriyor. Sonunda cevapsız kalan sorular unutuluyor ve kişiler bunun böyle olduğuna kanaat getiriyorlar. (Estetik Psikoloji ve Dinsel İnanç Üzerine)
  • "Nasıl olur da zaman ölçülebilir?" (Mavi Kitap Kahverengi Kitap)
  • Güçlük çözümü bulmakta değil, sanki çözüme hazırlıkmış gibi görünen bir şeyi çözüm olarak tanımaktadır. (Zettel)
  • Gerçekte Wittgenstein için mantığın bütünü yalnız pek kaba bir totolojidir, çünkü ona göre, mantık bize daha önce bilmediğimiz hiçbir şeyi öğretmez. Bununla birlikte mantığın verdiği bilgi yararsız değildir. O, göstermeye gücünün yettiği herhangi bir şeyi gösterir. Onun gösterdiği şey de, dilimiz vasıtasıyla temsil edilebilir olduğu ölçüde, gerçekliğin a priori yapısıdır. (Wittgenstein'da Din Felsefesi)
  • Derin yön elimizden kolayca sıyrılıverir (Felsefi Soruşturmalar)