Fil - Elio Vittorini Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Fil kimin eseri? Fil kitabının yazarı kimdir? Fil konusu ve anafikri nedir? Fil kitabı ne anlatıyor? Fil PDF indirme linki var mı? Fil kitabının yazarı Elio Vittorini kimdir? İşte Fil kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Elio Vittorini
Çevirmen: Gönül Çapan
Yayın Evi: Helikopter Yayınları
İSBN: 9786055819224
Sayfa Sayısı: 108
Fil Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sicilya Konuşmaları'ndan sonra şimdi de Fil. Vittorini'nin bu kitabı İtalyan yoksulluk edebiyatının önemli örneklerinden. İş bulamayan, aş bulamayanların dünyası bu dünya. Bu dünyayı ne kadar anlayabiliyor bugünün edebiyatı? Yok mu oldu bu dünya? Yoksa kestane kebabın ve bir kadeh şarabın dünyayı değiştirmeye yettiği, bir davetsiz misafirin eve neşe kattığı bir dünya artık anlatılmaya değmiyor mu? Ya konuşmayan, gayet ağır hareket eden büyükbaba. Onu ne yapacağız? Annenin karmaşık hali mi var üstümüzde? Gurur mu duyuyor babayla yoksa onu yoklukların baş sorumlusu ilan edip kovmak mı istiyor? Fil gibi adam büyükbaba, İtalya'daki tünel inşaatlarında çalışmış, tuttuğunu koparmış, dev gibi bir adam; ve bu dev gibi adam, fil gibi duruyor. Duruyor öyle. Gidene kadar. Gittiğinde, gitmiş oluyor.
Fil Alıntıları - Sözleri
- Siz de bilirsiniz ya, insan bazen sağır olmaz, sadece duymaktan bıkmış olabilir. Böyle olunca da , hiç karşılık vermez kendisine söylenenlere. Ama bu gerçekten duymuyor demek değildir.
- İnsan hikayesini anlatmaya başladı mı, sonunu da getirmeli. Hem hikayesini anlatmakla gerçeğe varır insan.
- "İnsan bazen sağır olmaz, sadece duymaktan bıkmış olabilir."
- Onun payına düşen de bu olabilir miydi -başkaları- nın paylarına düşeni almalarını görmek?
- “Ne dersiniz?” dedi. “Dünyada hiçbir baba çocuklarını cezalandırmanın doğru olup olmadığına emin olabilmiş midir? Yoksa asıl suç çocukların cezalandırılmasına inanan büyüklerde midir?”
- insan bazen sağır olmaz, sadece duymaktan bıkmış olabilir.
- " İnsan bazen sağır olmaz, sadece duymaktan bıkmış olabilir."
- "Hepimizin bir şey araması gerek hayatta, hayattan huzur içinde ayrılmak istiyorsak, o şeyi bulmak zorundayız."
- Düşünü kurduğum gelecek günlerde, yemek yemenin nerdeyse tek sebebi görülmek, öbür insanlara beni yemek yerken görmenin tadını tattırmak olacaktı.
- "Siz de bilirsiniz ya, insan bazen sağır olmaz, sadece duymaktan bıkmış olabilir. Böyle olunca da, hiç karşılık vermez kendisine söylenenlere. Ama bu gerçekten duymuyor demek değildir."
Fil İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İlksöz:Yoksulluğun şiirselliği İkinci Dünya Savaşı sonrası İtalyası. Yoksulluk İçinde yaşam mücadelesi veren bir aile. Anne, annenin yeni kocası, oğullar, gelinler, torunlar. Tüm aile fertleri içinde tek çalışan oğullardan biri. Onun bisikletçiden aldığı haftalıkla sadece ekmek alabilen bir aile. Bir de büyükbaba. Belki normal zamanda hiç umursanmayacak olsa da, böyle bir ortamda her boğaz bir dert olduğundan, büyükbabanın aile içindeki durumu: konuşmayan, fazla hareket etmeyen ama her seferinde yarım ekmek yiyen. Oturuşundan dolayı, ama sanki yoksulluğun çaresizliğinden dolayı, anne tarafından büyükbabaya takılan lakap 'fil'. Bu büyük ailenin, kendisi gibi büyük yoksulluklarına tanık oluyor, o 'mükellef sofra'ya oturuyoruz. Annenin isyanlarını, diğer aile fertlerinin çaresizliklerini, büyükbabanın da sessizliğini okuyoruz cümlelerde. Ne zaman ki, sokaklarındaki yol işçisi eve, sofraya konuk oluyor, bambaşka bir noktaya dönüyor her şey. Ve sonra....bildiğim ama hiç aklıma getirmediğim bir bilginin ortaya çıkışı. Ne zamandır merak ettiğim kitabı büyük bir keyifle okudum. İlk sayfalardan evin içine dahil oldum anlatımla. Dahil olduğum evi, 'Charlie'nin Çikolata Fabrikası' filminde son bileti kapan çocuğun evi gibi, bir de şu bildik, yapbozu da olan, tüm aile fertlerinin tek bir yatakta yattığı o ev gibi hissettim. Hele o yol işçisi de gelip eve girince, içimdeki sıcaklık giderek arttı. Hele son....Okuyanlar, okuyacak olanlar, hikâyedeki ikinci fili de bulacaktır kolaylıkla. Yoksulluğun şiirsellliğini mutlaka okuyun. Sağlıcakla. Kitapla. . . Sonsöz: insan bazen sağır olmaz, sadece duymaktan bıkmış olabilir. (Özcan)
"... insan bazen sağır olmaz, sadece duymaktan bıkmış olabilir. Böyle olunca da, hiç karşılık vermez kendisine söylenenlere. Ama bu gerçekten duymuyor demek değildir.” Fil olmak, sadece büyükbabaya özgü bir özellik değildi. Onu fil olmakla atfetmiş kızı da fildi, kızının kocası da! Aslında Elio Vittorini, tüm söylenecekleri söylemişti kitabında. Üstüne ne kadar konuşulabilir ki? Kendisinin de deyimiyle "kendisine gerçekçi bir yazar süsü vermek için değil, ülkesinde sıklıkla yaşanan bir gerçeği" dile getirmek için yazmıştı. Biz okurlara yahut eleştirmenlere yardımcı olmak için yazılmamıştı bu kitap! İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yoksulluğu ve insanlığı kaleme alan Elio Vittorini, bu kitapla bizim dünyamızın haritasını çizmiş adeta. Çünkü okurken sıklıkla ince detaylarda kendimizi bulabiliyoruz. Bunu yapmak için de öyle özel bir çaba sergilememiz gerekmiyor. Vittorini, eserinde kalabalık bir ailenin yaşamına davet ediyor bizi. Onların hindiba ve ekmek kokan sofralarına davet edip her gün yemek saatlerinde o küçük çocuklarla birlikte ağlıyorsunuz. Çünkü evin sadece bir bireyi çalışıyor ve onun eve getirdiğiyle geçiniyorlar. Bununla birlikte orta yaşlarda olan evin hanımının, başköşede oturan o yaşlı, heybetli, hiç konuşmayan ama ara sıra dudaklarını aralayıp ses çıkarmadan kıpırdatan fil adamı, yani babasını dilinden düşürmemesine kızıyorsunuz. Bir de anlatıcımızın 'annemin kocası' dediği adama 'ufaklık' denmesi var ki o da ayrı endişelendiriyor insanı. O köşesinden hiç kalkmayan fil adamımız hakkında söylenen 'o fil gibi adamdır' sözünü kitabın ilk sayfalarında çokça okusam da zamanla o eve misafir olan Katransuratlı'nın vesilesiyle rastlamamaya başladım. Ki bunun da bir sebebi vardı zaten! 118 sayfaya sığdırılmış, çok şey anlatan bu kitap, yazarının yazdığı kitaplardan en sevdiğiymiş. Çoğu zaman diyaloglar halinde ilerleyen, akıcı ve yerinde betimlemelerle bir oturuşta okuyabileceğiniz bir kitap. Filler ve kendiniz hakkında bilgi edinmek istiyorsanız bu kitabı okumalısınız. [Kaynak: https://www.instagram.com/p/CH3JZ6yJZe5/?igshid=aa7matlbuje6] (Esengül Ersoy)
Elio Vittorini’nin Fil’i defalarca okumak için elime alıp, son anda bıraktığım bir kitaptı.Yıl bitmeden okumayı başardığım Fil’i iyi ki okumuşum. İtalya’nın kırsal kesiminde geçen Fil, dönemin işsizliğini, perişanlığını yoksulluğunu bir aile üzerinden çok etkileyici bir şekilde anlatıyor. Ailesinin Fil olarak nitelendirdiği yaşlı adam, düşkün, sessizliğe gömülmüş biridir.Gençliğinde ekmeğini taştan çıkaracak kadar güçlü olan adam, kızının hem övünç kaynağı hem de iştahı nedeniyle sürekli şikayet odağıdır. Fil lakabını da bu yüzden yakıştırmışlardır yaşlı adama. Kitabı okurken açlığı iliklerimde hissettim.Karahindiba çorbası da aklıma kazındı. Yaşlılık çok zor yoksullukla birlikteyse daha da zor. Çok etkileyici bir kitaptı Fil. (Özlem Akbaş)
Fil PDF indirme linki var mı?
Elio Vittorini - Fil kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Fil PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Elio Vittorini Kimdir?
Elio Vittorini (d. 23 Temmuz 1908 - ö. 12 Şubat 1966) İtalyan yazar ve romancı.
Cesare Pavese'nin de çağdaşı olan yazarın en bilinen (Anti-Faşist) eseri Sicilya Konuşmaları'dır. Bu yüzden kitabın yayınladığı yıl Faşist dikta tarafından hapse atılmıştır. Diktatörlük zamanında eserleri sık sık sansüre uğramış ve yayınlanamamıştır. İspanya'daki sivil savaşta Cumhuriyetçiler'i destekleyen yazılarından dolayı Ulusal Faşist Parti tarafından kovulmuştur. 1939 yılında Milan'a taşındı ve tekrar Faşist yönetim tarafndan sansürlenen Amerikan Edebiyat Antolojisi'ni hazırladı. 1942 yılında Benito Mussolini'ye getirdiği eleştiriler yüzünden suçlandı ve tekrar cezaevine atıldı. Daha sonra İtalyan Komünist Partisi'ne katıldı ve Faşistlere karşı başlatlan ve bunu Uomini e no adlı romanına da konu eden harekette (Resistenza italiana ya da sadece Resistenza) aktif rol oynadı. Ayrıca 1945 yılında Komünist gazete L'Unità'nın editörü oldu. Savaştan sonra kendini daha çok editörülüğe ve aralarında Italo Calvino ve Beppe Fenoglio'nun da bulunduğu genç İtalyan yazarların gelişimine adadı. Yazarlığı bırakmasına da yarım kalan eserlerine de son vermesine neden olacak olan Macar Devrimi'nde gelişen olaylar Vittorini'nin Komünizme olan inancını derinden sarstı. Bundan sonraki hayatı boyunca editörlüğe devam etti ve 12 Şubat 1966'da Milan'da hayata gözlerini yumdu.
Elio Vittorini Kitapları - Eserleri
- Fil
- Sicilya Konuşmaları
- Kırmızı Karanfil
Elio Vittorini Alıntıları - Sözleri
- ...Elbette bazı insanlar insan değildir, bütün insanlık da insancıl değildir. Ama 1adam alçakgönüllü olduğu için insan olmaz. Gururlu olduğu için bile insan olmaz. 1insanın yoksulluğu içinde 1çocuk gibi bağırır da, gene de daha insan olabilir. Yoksulluğunu yadsıyıp gururlanır da, gene de daha insan olabilir... (Sicilya Konuşmaları)
- İnsanları bir araya getiren, korkudur. (Kırmızı Karanfil)
- ...Kaybolan, 1kenara itilen 1adam ne yapar? Hayatta en nefret ettiği işi yapar... (Sicilya Konuşmaları)
- Onun kitapları benim kitaplarımdı, düşünceleri benim düşüncelerimdi, mantığı da benim mantığım oldu. (Kırmızı Karanfil)
- ...Anlamsız 1düş, sessiz 1umutsuzluktu yaşamak benim için. İşin en korkunç yanı da buydu: umutsuzluğumun sessizliği; insanlığın yok olmaya yargılı olduğuna inanmak, ama onu kurtarmak için hiç 1istek duymamak, bunun yerine onunla birlikte yok olmayı özlemek... (Sicilya Konuşmaları)
- «Demek döndü?» diye sordum sesimi alçaltarak. Annem kınarcasına başını salladı. «Ağlıyor,» dedi... (Sicilya Konuşmaları)
- İnsan hikayesini anlatmaya başladı mı, sonunu da getirmeli. Hem hikayesini anlatmakla gerçeğe varır insan. (Fil)
- Onun payına düşen de bu olabilir miydi -başkaları- nın paylarına düşeni almalarını görmek? (Fil)
- Ve buradan gitmek, bugünlük bile olsa, inanılmaz geldi bana. Sanki dışarı çıktığım an onu asla görmemiş olacaktım ve o çılgınca yalnızlığa gömülecektim. (Kırmızı Karanfil)
- ...Taptaze 1vicdanı olmasını istiyordu — kendisi böyle diyordu: taptaze — öyle 1vicdan ki her zaman yerine getirmekte olduğu görevlerinin dışında başka sorumluluklar, insanlara karşı yeni daha yüce ödevler yüklensin. Çünkü her zaman yerine getirilen ödevler insanın içini rahatlatmaz olmuştu. İnsan hiç1şey başaramamış gibi oluyordu bu durumlarda. Kişi kendi kendisini hoşnutsuzluk ve hayal kırıklığı içinde bırakıyordu... (Sicilya Konuşmaları)
- insan bazen sağır olmaz, sadece duymaktan bıkmış olabilir. (Fil)
- «Yalnız hırsızlık etmemeye, adam öldürmemeye, iyi 1vatandaş olmaya değil... Bunun ötesinde başka 1şeye. Yeni ve başka ödevleri yüklenmeye hazır olduğuna inanıyorum insanlığın. Bizim içimizde duyduğumuz da bu, sanıyorum, başka ödevler yüklenme isteği, yeni işler başarma isteği. Yeni 1duyarlıkla vicdanımızın bize gösterdiği yeni işler başarma isteği.» (Sicilya Konuşmaları)
- ...başım önüme eğik, insanlığın umutsuz durumunu düşünüyordum... (Sicilya Konuşmaları)
- "Siz de bilirsiniz ya, insan bazen sağır olmaz, sadece duymaktan bıkmış olabilir. Böyle olunca da, hiç karşılık vermez kendisine söylenenlere. Ama bu gerçekten duymuyor demek değildir." (Fil)
- Mutsuzluğumun, birini seviyor olmaktan kaynaklandığı düşüncesine başkaldırıyorum. (Kırmızı Karanfil)
- "Hepimizin bir şey araması gerek hayatta, hayattan huzur içinde ayrılmak istiyorsak, o şeyi bulmak zorundayız." (Fil)
- «Ah, zavallı dünya! Zavallı dünya!» diye bağırdım. Belleğimden başka 1yerden hiç 1karşılık beklemiyordum.» (Sicilya Konuşmaları)
- Seni köklerinin derinliklerine kadar tanıyorum, yapraklarının altındaki çiçeğin adını öğrenemesem bile... (Kırmızı Karanfil)
- "İnsan bazen sağır olmaz, sadece duymaktan bıkmış olabilir." (Fil)
- “Ne dersiniz?” dedi. “Dünyada hiçbir baba çocuklarını cezalandırmanın doğru olup olmadığına emin olabilmiş midir? Yoksa asıl suç çocukların cezalandırılmasına inanan büyüklerde midir?” (Fil)