Fırın Saldırısı - Haruki Murakami Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Fırın Saldırısı kimin eseri? Fırın Saldırısı kitabının yazarı kimdir? Fırın Saldırısı konusu ve anafikri nedir? Fırın Saldırısı kitabı ne anlatıyor? Fırın Saldırısı PDF indirme linki var mı? Fırın Saldırısı kitabının yazarı Haruki Murakami kimdir? İşte Fırın Saldırısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Haruki Murakami

Çevirmen: Ali Volkan Erdemir

Çizer: Kat Menschik

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786050945744

Sayfa Sayısı: 76

Fırın Saldırısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Haruki Murakami’den açlık ve suçun doğası üzerine tuhaf, gizemli ve yer yer komik bir suç öyküsü…

Karnımız açtı. Hayır, açlık demek yetmezdi buna. Sanki uzay boşluğunu yutmuştuk.

Nereden çıkmıştı bu açlık hissi? Elbette yiyeceğimizin olmamasından. Neden yiyeceğimiz yoktu? Çünkü yiyecek karşılığında verecek değerli bir şeyimiz yoktu. Neden değerli bir şeyimiz yoktu? Sanırım hayal gücümüzün eksikliğinden kaynaklanıyordu değerli bir şeyimizin olmaması. Hayır, değil, belki de karnımızın aç olmasının nedeni, doğrudan hayal gücü eksikliğimizdi.

Tanrı, Marx ve John Lennon, hepsi ölmüştü. Karnımız açtı ve bu yüzden suç işleyecektik. “Ben artık sapıtmak üzereyim” dedi arkadaşım. Durumumuzu azıcık sözcükle ancak bu kadar güzel anlatabilirdi.

(Tanıtım Bülteninden)

Fırın Saldırısı Alıntıları - Sözleri

  • "Mevsimler değişir, hava değişir, insanların düşünceleri de değişir."
  • Karnımız açtı ve bu yüzden suç işleyecektik. Aç karnımız değildi bizi suça götüren, suçun kendisi açlık olarak dayatıyordu kendini.
  • “ Dünyada doğru sonuçlar doğuracak yanlış seçimler olduğu gibi, yanlış sonuçlara neden olacak doğru seçimler de vardır.”
  • İlkin, gerçekten küçük , bir halka büyüklüğündeydi bu boşluk, ancak, gün ilerledikçe genişledi, genişledi, sonunda da bedenimizin içinde dipsiz bir hiçliğe dönüştü.
  • Mevsimler değişir, hava değişir, insanların düşünceleri de değişir.
  • Günlerimiz bir harala gürele içinde geçiyordu...
  • "Mevsimler değişir, hava değişir, insanların düşünceleri de değişir"
  • Bir şeyin olacağı varsa olurdu, olacağı yoksa da olmazdı.
  • “Mevsimler değişir,hava değişir,insanların düşünceleri de değişir."
  • Nereden çıkmıştı bu açlık hissi? Elbette yiyeceğimizin olmamasından. Neden yiyeceğimiz yoktu? Çünkü yiyecek karşılığında verecek değerli bir şeyimiz yoktu. Neden değerli bir şeyimiz yoktu? Sanırım hayal gücümüzün eksikliğinden kaynaklanıyordu değerli bir şeyimizin olmaması. Hayır, değil, belki de karnımızın aç olmasının nedeni, doğrudan hayal gücü eksikliğimizdi.
  • Dünyada doğru sonuçlar doğuracak yanlış seçimler olduğu gibi, yanlış sonuçlara neden olacak doğru seçimler de vardır.
  • Neden değerli bir şeyimiz yoktu?Sanırım hayal gücümüzün eksikliğinden kaynaklanıyordu değerli bir şeyimizin olmaması.
  • “Nereden çıkmıştı bu açlık hissi ? Elbette yiyeceğimizin olmamasından. Neden yiyeceğimiz yoktu ? Çünkü yiyecek karşılığında verecek değerli bir şeyimiz yoktu. Neden değerli bir şeyimiz yoktu? Sanırım hayal gücümüzün eksikliğinden kaynaklanıyordu değerli bir şeyimizin olmaması.Hayır, değil, belki de karnımızın aç olmasının nedeni, doğrudan hayal gücü eksikliğimizdi.”
  • Dünyada doğru sonuçlar doğuracak yanlış seçimler olduğu gibi, yanlış sonuçlara neden olacak doğru seçimler de vardır..
  • "Ee, artık en yakın arkadaşın olduğuma göre" dedi karım.

Fırın Saldırısı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kırtasiyede kitaplara bakarken gözüme çarpan kitap. Açlık üzerine yazılmış 75 sayfalık kısa ve öz bir eser. Yalnız 75 sayfa olduğuna aldanmayın. İçinde çizimler var ve satırlar çok sık yazılmamış. Ben oturup kitapçıda okudum. 15-20 dakikada bitiyor. Kitap güzel fakat fiyatı çok geldi bana. İndirime girerse alıp kitaplığıma eklemek isterim. Okumak isteyenlere de tavsiye ederim. Daha önce bu yazarın kitaplarını okumadıysanız güzel bir başlangıç kitabı olabilir. (sıla)

Okuduğum Murakami öykülerini değerlendirecek olursam, açıkça söyleyebilirim ki Fırın Saldırısı'nı Doğum Günü Kızı'ndan çok daha fazla sevdim. Fakirlik ve açlık gibi sebeplerle arkadaşlarıyla birlikte bir fırında ekmek soygunu yapan bir genç aradan geçen yıllara ve düzelen durumuna rağmen geçmeyen bir açlıkla kıvranmakta ve karısı bunun fırın saldırısının laneti olduğunu düşünmekte. Bu laneti kaldırmak için ise karısının ilginç bir çözümü var. Su gibi akan ve bence oldukça keyifli olan bir öyküydü. Kat Menschik'in muhteşem çizimleriyle dolu, kuşe kağıt ve renkli baskılı bu öykü serilerini oldukça seviyorum. Geçmişte Uyku'yu okumuş ve oldukça sevmiştim. Yakın zamanda ise Tuhaf Kütüphane'yi okudum ve bayıldım. Murakami'nin kalemi beni yine hayal kırıklığına uğratmadı. (Merve Gürbüz)

Murakami’den kısa ve öz bir hikaye. Açlık üzerine kült bir kısa hikaye olmuş. Yarım saatinizi ayırıp farklı bir tecrübeye tanık olabilirsiniz. Keyifli okumalar. (Yücel Akçelik)

Fırın Saldırısı PDF indirme linki var mı?

Haruki Murakami - Fırın Saldırısı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Fırın Saldırısı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Haruki Murakami Kimdir?

1949 yılında dünyaya geldi, 1975'te Tokyo'daki Vaseda Üniversitesi'nden mezun oldu. 1986-1995 yılları arasında Avrupa ve ABD'de yaşadı. Yazarın ilk ve Gunzou Edebiyat Ödülü'nü alan romanı "Kaze no oto vo kike"dir (1979). Onu "Hitsuci vo meguru Bohken" (1982) isimli romanı izledi. Yazar bu eseriyle Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü'nü aldı. Ardından "Sekai no ovari to hahdo bohrudo" (1985) geldi ve bu kitap da yazara Tanizaki Ödülü'nü kazandırdı. Ama ona asıl ününü kazandıran 16 dile çevrilen "İmkânsızın Şarkısı" (1987) oldu. 1995'te yayımlanan "Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle 1996 yılında Yomiuri Edebiyat Ödülü'nü de kazanan Murakami, daha sonra baştan çıkarıcı bir aşk hikâyesi olan "Supuhtoniku no Koibito"yu (2001) yazdı. Yazar ayrıca, "Zoh no şohşitsu" (1993) ve "Kami no Kodomotaçi-va mina adoru" (2002) adı altında öykülerini de kitaplaştırmıştır. Japonya'nın XX. yüzyıldaki en büyük edebiyatçılarından biri olarak kabul edilmesine rağmen, Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalan yazarın edebiyat dışı tek kitabı "Andahguraundo"dur (2001). Murakami'nin son eserleri ise "Kokky no minami, taiyou no nişi" (2003) ve "Dansu dansu dansu"dur (2003).

Ödülleri :

- 1996 Yomiuri Edebiyat Ödülü ("Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle

- 1985 Tanizaki Ödülü ("Sekai no ovari to hahdo bohrudo"yla)

- 1982 Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü ("Hitsuci vo meguru Bohken"le)

- 1979 Gunzou Edebiyat Ödülü ("Kaze no oto vo kike"yle)

Haruki Murakami Kitapları - Eserleri

  • 1Q84 (Tek Cilt)
  • Sahilde Kafka
  • Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu
  • Zemberekkuşu'nun Güncesi
  • İmkansızın Şarkısı
  • Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
  • Yaban Koyununun İzinde
  • Koşmasaydım Yazamazdım
  • Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları
  • Uyku
  • Kadınsız Erkekler
  • Sputnik Sevgilim
  • Tuhaf Kütüphane
  • 1Q84 - 2. Kitap
  • 1Q84 - 3. Kitap
  • Underground: The Tokyo Gas Attack and the Japanese Psyche
  • Wind/Pinball
  • Blind Willow, Sleeping Woman
  • Karanlıktan Sonra
  • Fırın Saldırısı
  • Rüzgarın Şarkısını Dinle
  • Dance, Dance, Dance
  • Kumandanı Öldürmek
  • Doğum Günü Kızı
  • Mesleğim Yazarlık
  • Efter Skælvet
  • The Elephant Vanishes
  • Pinball 1973
  • First Person Singular
  • Sadece Müzik
  • After Dark
  • Birinci Tekil Şahıs
  • Desire

Haruki Murakami Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın yaşamı nasıl oluyor da böylesine değişip, tam tersi bir hal alabiliyor.. (Uyku)
  • Yaş almak ya da alamamak değil konu; doğum günü senin için yılda sadece bir gün, gerçekten de özel bir gün o; ona gereken önemi vermelisin. Ve bu biricik eşitliği kutlamalısın (Doğum Günü Kızı)
  • Ben çok sıradan bir insanım. Ben sadece kitap okumayı seviyorum (1Q84 (Tek Cilt))
  • Ben aslında insanlarla iletişimi iyi olan birisi değilim. Bir yerlerde kendi özüme dönmem gerekiyordu. (Koşmasaydım Yazamazdım)
  • İnsanlar erken, pek erken yaşlanmaya başlarlar. Yaşlılık silinmeyen bir leke gibi, bedenlerinin her yanına yavaş yavaş yayılır. (Yaban Koyununun İzinde)
  • "Ama aralarında belirli bir mesafe bırakarak da insanlar birbirlerine yakın olabilirler, öyle değil mi?" (Karanlıktan Sonra)
  • . Bazen insanların kalbinin derin kuyular gibi olduğunu düşünüyorum. Altta ne olduğunu kimse bilmiyor. Yapabileceğiniz tek şey, arada sırada yüzeye çıkan şeyleri hayal etmek. ... (Blind Willow, Sleeping Woman)
  • Bekleyen hep ben oluyordum (Yaban Koyununun İzinde)
  • Anılar ne kadar canlı olursa olsunlar zamanın gücüne karşı koyamazlar. (Birinci Tekil Şahıs)
  • Fakat ilerleyemiyorum işte. Kayıkta ırmağın akıntısına karşı kürek çekiyormuşum gibi. Bir süre küreklere asıldıktan sonra dinlenip bir şeyler düşünürken, bir de bakıyorum, kayık tekrar eski yerine dönmüş. (1Q84 - 3. Kitap)
  • . Bugünlerde ne demek istediğimi söyleyemiyorum. Yapamam... Ne zaman bir şey söylemeye çalışsam, asıl noktayı kaçırıyor. Ya öyle ya da ben demek istediğimin tersini söylerim. Ne kadar doğru yapmaya çalışırsam, o kadar karışık hale geliyor. Bazen ilk başta ne söylemeye çalıştığımı bile hatırlayamıyorum. Sanki vücudum ikiye bölünmüş ve birim diğerini büyük bir sütunun etrafında kovalıyor. Çevresinde daireler çiziyoruz. Diğer bende doğru sözler var ama onu asla yakalayamam. . (Blind Willow, Sleeping Woman)
  • • Kendimi bazen bir hiç gibi hissediyorum (Kumandanı Öldürmek)
  • Herkesin kendine göre bir savaş alanı vardır. (Karanlıktan Sonra)
  • "Fakat yine de ölene kadar bir şekilde yaşamımı sürdürmekten başka yolum olmadığı gibi, yaşarken de kendimce yöntemlerle yaşamaktan başka yapacak bir şey yok. Pek övünülecek bir şey olmasa bile, benim bundan başka bir yaşam biçimim yok." (1Q84 - 3. Kitap)
  • İki benden birbirinin içinde erimiş, tek beden olmuş gibi, çok güçlü bir sarılmaydı. Bir an bile gevşetmedi kollarını. Bir kez ayrılırsak bu dünyada bir daha asla bir araya gelemezmişiz gibi. (Karanlıktan Sonra)
  • Herkes bir gün ölür. Ama ölene kadar bir şekilde elli yıl falan yaşamak zorundasındır ve bir sürü şeyi düşünerek elli yıl geçirmek, açık konuşayım, hiçbir şey düşünmeden geçireceğin beş bin yıldan çok daha yorucudur. (Rüzgarın Şarkısını Dinle)
  • Güzel olan güzeldir, bu yeterli değil mi? (Uyku)
  • "Hayal dediğin kuş gibi özgür, deniz gibi geniştir. Kimse buna engel olamaz." (Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu)
  • Bir bakıma, benim için son durak olacak yere ulaştım. Kendimi, varmam gereken yere gelmişim gibi hissediyorum. (Yaban Koyununun İzinde)
  • "Şarkı bitti. Ama melodisi havada asılı kaldı." (Yaban Koyununun İzinde)