Flush - Virginia Woolf Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Flush kimin eseri? Flush kitabının yazarı kimdir? Flush konusu ve anafikri nedir? Flush kitabı ne anlatıyor? Flush kitabının yazarı Virginia Woolf kimdir? İşte Flush kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Virginia Woolf

Çevirmen: Fatih Özgüven

Orijinal Adı: Flush

Yayın Evi: İletişim Yayınevi

İSBN: 9789754709070

Sayfa Sayısı: 116

Flush Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"...güçlü kuvvetli, enerji dolu, yaşama sevinci içinde genç Robert Browning bir boma gibi patlamıştı Elizabeth Barrett'in sessiz hasta odasında. İngiliz edebiyatının en ünlü aşk öyküsüdür onların aşkı. Tiyatro oyunları yazılmış, filmler yapılmıştır bu konuda. Nasıl mektuplaştıklarını, Robert Browning'in Wimpole Sokağı'ndaki bir evde divanda yatan Elizabeth'i nasıl görmeye geldiğini, bu ziyaretten sonra üç ay içinde Elizabeth'in mucize kabilinden nasıl yürümeye başladığını, gizlice evlenip Floransa'ya kaçtıklarını herkes bilir. Hatta Virginia Woolf'un The Common Reader'da dediği gibi, İngiliz şiirinin en önemli adları arasında olan bu iki şairden tek dize okumamış olanlar bile! Virginia Woolf'un Flush'ı bu konuda son derece sevimli bir kitaptır. Elizabeth Barrett Browning'in çok sevdiği İtalya'ya kaçarken beraberinde götürdüğü köpeğin yaşamöyküsünü anlatan Flush'da bu aşk öyküsünü bir de o köpeğin açısından görürüz."

- Mina Urgan-

(İngiliz Edebiyatı Tarihi, Cilt 5)

"Bir başyapıt... Kurgu değil çünkü hakikatin gerçekliğine ve özüne sahip. Biyografi değil çünkü kurgunun özgürlüğünü ve sanatsallığını taşımakta..."

-Ellen Glasgow-

(Arka Kapak)

Flush Alıntıları - Sözleri

  • Ama ‘kendisi’ nedir? Herkesin gördüğü şey midir? Yoksa olduğunuz şey mi?
  • Kendini bir şey sananların rüküşlüğünün karikatürü ol­mak - eh, bu da başlı başına bir kariyer değil miydi?
  • Gerçek filozof kürkünü kaybe­den, ama pirelerinden kurtulandır.
  • İnsan neden yaşamı olduğu gibi ka­bul etmez de işin içine doğaüstü şeyler karıştırır ki?
  • Nefret nefret değildir; nefret aynı zamanda aşktır da...
  • Öldürül­mek mi daha iyiydi, burada kalmak mı? Hangisi daha kötüydü - bu hayat mı, o ölüm mü?
  • Nefret sadece nefret değilbayni zamanda sevgidir
  • Aynaya bakarak “şimdi neyim ben? “ diye düşündü. Ve ayna bütün aynaların vahşice içtenliğiyle, “bir hiçsin, “ dedi.
  • Hayır, dünya yüzünde istediği tek şey vardı; temiz su.
  • İnsan neden yaşamı olduğu gibi kabul etmez de işin içine doğaüstü şeyler karıştırır ki ?
  • Hispania sözcüğünün, diyor bu bilgin kişiler, Kartaca dilindeki span sözcüğüyle hiçbir ilgisi yoktur. Hispania sözcüğü, Bask dilindeki españa sözcüğünden gelir ve kıyı, sınır anlamındadır.
  • Sözcükler, sözcüklerin gerisinde, onların erişemediği bir yerde duran simgeleri yok etmiyorlar mı?
  • “Kendini bir şey sananların rüküşlüğünün karikatürü olmak”
  • Kurtuluş nerede peki? Sevgide...

Flush İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap Victoria döneminin en ünlü şairlerinden biri olan Elizabeth Barrett Browning'in hayatından esinlenerek yazılmış... Miss Barrett hastalığı bahane edilerek bir odaya kapatılır ve yanına da Flush  adında bir köpek getirilir. Flush sarı tüylü, bal gözlü Spanyel cinsi bir köpektir. Oldukça zeki, hisli ve özgür ruhludur. İlk sahibi yoksuldur, fakat onun yanında son derece özgür ve rahattır. Oysa Miss Barrett' in yanında çok güzel yemekleri, sıcacık ortamı olmasına rağmen özgür değildir. Ama buraya da alışır ve Miss Barrett' i çok sever. Tabi Miss Barrett' de Flush' ı çok sever... Yazar kitabı Flush ın gözünden anlatır. Elizabeth Barrett Robert Browning ile tanışır ve gizlice evlenirler. Bütün bunlar olurken Flush da onlarla beraberdir. Yazar, Flush ın sevgisini, kıskançlığını, kısacası anlamaya, anlam vermeye çalıştığı birçok şeyi öyle içten ve güzel anlatmış ki ben okurken çok keyif aldım. Size de tavsiye ederim. (zeynep)

Virgina Woolf okumaya yeni başladıysanız bu kitaptan başlayın. Çünkü, içindeki betimlemeler ve anlatımlar göze alışkın gelmeyebilir. Bir çoğu okuyucu için bu anlatım tarzı gereksiz ve yorucu gelse de benim fikrimce kitabın tadı tuzu. Ancak bu tarz anlatımları okurken dikkatli olmanız gereklidir. Woolf’un kitabın akışında devam ederken araya felsefe eklediğini de belirtmek isterim. Kitabın konusuna gelirsek, bir köpek olan Flush’ın gözünden önce mrs.Barret’ın yaşantısını sonradan ise mr.Browning ile olan aşkını okuyacaksınız. İyi okumalar dilerim! (Berra)

1933 yılında yayımlanan Flush, Virginia Woolf’un yazdığı iki yaşamöyküsünden biridir.Flush, Virginia Woolf’un Victoria Çağı’nda kadınlara yapılan baskının kurbanı olarak saydığı şair Elizabeth Barrett Browning’in köpeğidir. Hastalığı bahane edilerek eve kapatılan Elizabeth Barrett, Robert Browning ile tanışır.Gizlice evlenir.Köpeği Flush da alarak eşi Robert Browning ile İtalya’ya kaçar. Bu aşk öyküsü Flush’ın gözünden anlatılır.Flush’ın ilk sahibi yazar Mary Mitford’dur.Virginia Woolf,Flush’ı dört ay içinde yazmış ve hiç sevmemiş. Açıkçası ben bayıldım Flush’a. (Özlem Akbaş)

Flush PDF indirme linki var mı?

Virginia Woolf - Flush kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Flush PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Virginia Woolf Kimdir?

Virginia Woolf (25 Ocak 1882 - 28 Mart 1941) İngiliz feminist, yazar, romancı ve eleştirmen.

1882'de Londra'da dünyaya gelen Virginia Woolf, Victoria devri'nin tanınmış yazarlarından Sir Leslie Stephen'ın kızıydı. Annesi ve babası daha önce başkalarıyla evlenmişler, dul kaldıktan sonra ise bir araya gelmişlerdi. Her ikisinin de ilk eşlerinden çocukları vardı. Sir Leslie Stephen'ın ilk eşi, ünlü romancı William Makepeace Thackeray'nın kızıydı. Thackeray'nın eşi akıl hastası olduğundan, Leslie Stephen'ın bu kadından olan kızı Laura, anneannesine çekmiş, yirmi yaşında bir akıl hastahanesine kapatılmıştı. Virginia'nın annesi Julia Duckworth ile Leslie Stephen'ın beş çocukları oldu. Yaş sırasıyla Vanessa, Julian, Thoby, Virginia ve Adrian. Virginia on üç yaşındayken annesi ansızın ölmüştür. Woolf, o yıllarda kadınların ikinci planda kalması nedeni ile okula gönderilememiş fakat babası yardımı ile kendini geliştirmiştir.

Kızkardeşi Vanessa Bell daha küçük bir yaşta iken bir ressam olmaya, Virginia Woolf ise bir yazar olmaya karar verir. Kendisini babasının kütüphanesinde geliştiren Virginia Woolf, 1895'de bir gazetede kısa hikâyelerini yayınlatır.

Özellikle, Viktorya tarzı yaşamaya karşı olan Virginia Woolf, yazılarında da bundan bahseder.

Bloomsbury Grubu

1904'te babasının ölümünden sonra kardeşleriyle Bloomsbury'ye taşınması ise hayatında ciddi bir dönüm noktası olmuştur. Bloomsbury grubu içinde birçok ünlü edebiyatçıyı barındıran ve cinsel konulardaki özgürlükçü tavırlarıyla tanınan bir grup entelektüelden oluşuyordu. Grupta bulunan birçok kişi eşcinsel ya da biseksüeldi. İnsanlar onları etik bir grup olarak görüyorlardı. Grupta John Maynard Keynes, E. M. Forster, Roger Fry, Duncan Grant ve Lytton Strachey gibi ünlü kişiler vardı. Woolf, 1909'da bir süreliğine Lytton Strachey ile nişanlanmıştır.

Evliliği

Virginia Woolf 1912 yılında Leonard Woolf ile evlenmiştir. Evlilikleri cinsel açıdan yeterli olmasa da, Virginia Woolf için çok önemli olmuştur. Leonard Woolf eşi için bir basımevi kurmuştu ve bu da Virginia Woolf'un yazdığı kitapları yayımlatması için bir fırsat olmuştu.

Ölümü

Perde Arası romanını yazdığı sıralarda artık kendini yeterince yetenekli hissetmiyor, yeteneğini kaybettiğini düşünüyordu. Her gün savaş korkusu ve yeteneğini kaybetmenin vermiş olduğu stres, dehşet ve korku sonucu ruhsal bunalıma girmiş, 28 Mart 1941'de içinde bulunduğu duruma daha fazla dayanamayıp evlerinin yakınlarında bulunan Ouse nehrine ceplerine taşlar doldurarak atlayıp intihar etmiştir. Virginia Woolf, geride iki intihar mektubu bırakmıştır. Birisi kardeşi Vanessa Bell'e diğeri ise kocası Leonard Woolf'a.

"Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. O korkunç yeniden yaşayamayacağımı hissediyorum. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum."

Virginia Woolf Kitapları - Eserleri

  • Kendine Ait Bir Oda
  • Dalgalar
  • Deniz Feneri
  • Yıllar
  • Mrs. Dalloway
  • Yaşlı Kadın ve Papağan
  • Flush
  • Dışa Yolculuk
  • Bir Okur Olarak
  • Granit ve Gökkuşağı
  • Üç Gine
  • Bir Yazarın Günlüğü
  • Gece ve Gündüz
  • Jacob'un Odası
  • Virginia Woolf&Vita Sackville - West Mektuplaşmaları
  • Güvenin Ölümü
  • Bütün Öyküleri
  • Kitap Nasıl Okunmalı? - Bir Okur Olarak 2
  • Dadının Perdesi
  • Perde Arası
  • Varolma Anları
  • Bir Hava Taarruzu Sırasında Barış Üzerine Düşünceler
  • A Haunted House
  • Benlik Üzerine Denemeler
  • Kew Gardens
  • Orlando
  • Hasta Olmaya Dair - Hasta Odalarından Notlar
  • Kadının Toplumsal İşlevi
  • Pazartesi ya da Salı
  • Londra Manzaraları
  • Yorum Yorar
  • Aforizmalar
  • Romanları Tekrar Okuma Üzerine
  • The Mark on the Wall
  • The Shooting Party
  • An Unwritten Novel
  • Mr. Bennett and Mrs. Brown
  • Yazınsal Ustalık

Virginia Woolf Alıntıları - Sözleri

  • Hayır, dünya yüzünde istediği tek şey vardı; temiz su. (Flush)
  • Life's what you see in people's eyes (A Haunted House)
  • Şimdi bana söyler misin, şiir nereye gidiyor, yoksa artık öldü mü? (Yazınsal Ustalık)
  • "İnsanın kusurlarını itiraf etmesi kolay iş. Ama hangi akşam karanlığı, insanın erdemlerini saklayacak kadar koyudur? (Bütün Öyküleri)
  • ...she spent most of her time in the London Library, reading. (A Haunted House)
  • Ama bu adamın yıpranmış yüz çizgilerinden her keresinde gizem duymuştu, suskunluğunaysa, tutku. (Perde Arası)

  • Okuma sürecinin ikinci aşaması olan, yargılamanın, okumanın kendisi gibi basit bir işlem olduğunu düşünmek ahmaklık olur, kitabı zihninin içinde tartışmayı, kitabı bıraktığında bile onu okumaya devam etmeyi ve bir kitabı diğeri ile uygun bir şekilde karşılaştırabilecek kadar okumuş olmak, işte bu zordur. Bundan daha zor olan şey ise "Sadece bu tarz bir kitap değil, aynı zamanda bu değerdedir, burada yetersiz; burada yeterli olur, burası kötü; burası iyi," demek. Okur, bunu yapabilmek için bilgi, iç görü ve hayal gücü sahibi olan biri olmalıdır. (Romanları Tekrar Okuma Üzerine)
  • Hayata ne ile başlarsan başka elinde çok az şey kalıyor. Gurur ve aptallık... Kaç kez yaşadığımız anın değerini bilmediğimiz için geleceği reddetmişizdir, kaç kez kıymetini anlayamadığımız bir anda yaşadığımızdan çok parlak olabilecek bir geleceği elimizden kaçırmışızdır. Halbuki her şeyi istemiştik değil mi? (Aforizmalar)
  • Başkalarının gözleri bizim için birer hapishane ; düşünceleri de kafeslerimiz. (Pazartesi ya da Salı)
  • "Bak, uyuyormuş gibi dudaklarında aşk var" (Romanları Tekrar Okuma Üzerine)
  • Ah! Aman Tanrım, yaşamın gizemi bu; düşüncenin doğruluktan sapması! (Bütün Öyküleri)
  • . Kırdaki tepelerin üzerinden hızla geçen rüzgar, yeniden yeşile dönen geniş gölge halkaları savurdu. Ama Londra'da sokaklar bulutları daralttı; Doğu Yakası'nda nehir kıyısında yoğun bir sis asılıydı. 'Satılacak eski bir demir, herhangi bir eski demir' diye bağıran adamların seslerini uzaktan geliyordu; ve banliyölerde organlar susturuldu. Rüzgar dumanı savurdu çünkü hala son birkaç sardunyayı barındıran sarmaşıklarla kaplı duvarın köşesindeki her arka bahçede yapraklar yığılmıştı; keskin sivri alevler onları yiyordu sokağa, sabahları salonda açık duran pencerelere. Çünkü yılın doğum günü olan Ekim ayıydı. ... (Yıllar)
  • Hiçbir yazar kendi sefil kişiliğini sırlarını ve kötü huylarını okuyucuya yansıtmak istemez herhalde (Bir Hava Taarruzu Sırasında Barış Üzerine Düşünceler)

  • Oh, is this your buried treasure? The light in the heart. (A Haunted House)
  • Evet, toplum dışı biriydi kendisi. Doğa ne yapmışsa yapmış, onu türdeşlerinden ayrı bir yere koymuştu. (Perde Arası)
  • Bir silah sesi kulaklarda patlar: Romantizmin devri kapandı. Realizmin devri başladı. (Yazınsal Ustalık)
  • Tansley bir çekiç kaldırıp olanca hızıyla havada salladı; ama aşağı doğru indirmeye başladığı anda, böyle bir aletle bu kelebeği ezmenin elinden gelmeyeceğini anlayarak, sadece, ömründe kendisini hiç deniz tutmadığını söyledi. (Deniz Feneri)
  • baska bir sey düsünen kisinin yarı bilincli-yarı bilincsiz tekrar tekrar baktıgı herhangi bir cisim, düsüncelerin malzemesiyle öyle ic ice gecer ki, asıl bicimini kaybeder, biraz farklı, ideal bir bicim alarak yeniden olusur ve hic beklemedigimiz bir anda beynimize girer. (Pazartesi ya da Salı)
  •  I want to think quietly, calmly, spaciously, never to be interrupted never to have to rise from my chair, to slip easily from one thing to another, without any sense of hostility, or obstacle. (A Haunted House)
  • Biz ki çöl nesliyiz. Biz, yani daha özgür daha eşit bir dünyayı düşlemeden yaşamayı beceremeyen yetimler. Çaresiz bir yandan özgürlüğün ve eşitliğin vahasına ulaşıncaya değil çölde başıboş dolaşıyoruz (Yorum Yorar)