Gariplerin Kitabı - Ian Dallas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Gariplerin Kitabı kimin eseri? Gariplerin Kitabı kitabının yazarı kimdir? Gariplerin Kitabı konusu ve anafikri nedir? Gariplerin Kitabı kitabı ne anlatıyor? Gariplerin Kitabı PDF indirme linki var mı? Gariplerin Kitabı kitabının yazarı Ian Dallas kimdir? İşte Gariplerin Kitabı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ian Dallas

Çevirmen: İsmet Özel

Yayın Evi: Şule Yayınları

İSBN: 9789756841143

Sayfa Sayısı: 162

Gariplerin Kitabı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Kitapları kullanıyorsun.

Ama bilgi sahibi değilsin.

Şimdi bilgiyi bulacaksın.

Seni onun yanına götüreceğim.

Senin aradığını içeren bir kitap var.

Adı Gariplerin Kitabı.

İçinde bu dünya ve sonrasında

bilmek istediğin herşey var."

"Gariplerin Kitabı mı?"

Hemencecik

birçok soruya hazırlandığımı anlayıp

elini dudaklarına götürdü.

"Bulmak ister misin onu?"

Gariplerin Kitabı Alıntıları - Sözleri

  • Bana gereken tek şey, iyi insanların yoldaşlığı idi.
  • Güzel ahlak, sırların sırrından başka bir şey değil.
  • Hiçbir iyiliği önemsiz görmeyin.
  • Tasavvuf, Rabbi sevmek ve O’nun bütün yarattıklarına karşı şefkatli olmaktır, böceklere karşı bile.
  • Bilmek istediğin her şey Kuran'da.
  • Arşın Rabbi ne yücedir!..
  • Rabbi sevmek ve O'nun bütün yarattıklarına karşı şefkatli olmaktır, böceklere karşı bile. Hepsi bu kadar...
  • Aramakla bulunmaz ,ama bulanlar ancak arayanlardır
  • Kur’an Allah’ın sırrına, O’nun isimleri ve sıfatları yoluyla yaklaşın diyor. Gökyüzüne bak, yıldızlara, denizlere dağlara bak. Nasıl doğduğuna ve nasıl öleceğine, yaşadığın hayata, karnını doyurmana bak,, bütün bunlar sırra işaret ediyor.
  • Her şeyin başlangıcı hayrettir.
  • Yine namaz vakti gelmişti, insanın tamamen kendisinden geçme vakti..
  • “Merkep pazarında deve bulamazsın.”
  • Nefsini bilen Rabbini bilir
  • Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır
  • ....öğrendiği hiçbir şey onu bu dünyada arkadaşlarıyla, çevresindekilerle ve kendi benliğiyle barışık olarak yaşamayı öğretememiştir.

Gariplerin Kitabı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bu kitap radarıma dostum Mustafa Levent'in önerisiyle girdi. Federico Fellini ve İsmet Özel'i fazla dolaylı da olsa birbirlerine ulaştıran bir öyküsü var kitabın. Gariplerin Kitabı'nın yazarı Ian Dallas (yeni adıyla Abdülkadir Es-Sufi) Fellini'nin 8.5 filminde sihirbaz rolünde izlediğimiz karakter. O meşhur "asa nisi masa" sahnesinde Fellini'yi canlandıran Mastrioanni'nin aklındakileri okuyor. Ve "anima"nın kuş dilindeki söylenişi "asa nisi masa"ya ulaşıyor. Buradan da bir Jung bağlantısı kuruluyor. Gerçekten birbirlerinden farklı dönemlerde yaşamış, birbirlerini tanımayan birçok sanatçı-düşünür bu sahnede buluşuyor: İsmet Özel, Federico Fellini, Carl Gustav Jung ve Ian Dallas... İsmet Özel bu buluşmaya Ian Dallas'ın Gariplerin Kitabı'nı çevirmekle katılıyor ve kitabın Türk okura ulaşmasını sağlıyor. O çevirmese muhtemelen hiç kimse çevirmezdi ve bu kitaptan haberdar olamazdık. Kitap yarı otobiyografik bir karakterde, tıpkı Fellini'nin 8.5'u gibi. Bir kütüphaneci, yerine geldiği kütüphanecinin arkasında bıraktığı eşyaları ve notları inceleyerek bir yolculuğa çıkma fikrine kapılır. Kendisini çölün ortasında bir kentte bulur ve orada Müslüman olarak bir zaviyeye katılır. Kitap, yolculuğa çıkmadan önce ve yolculuğa çıktıktan sonra olarak ikiye ayrılabilir. Yolculuğa çıkmadan önce, karakterin hala şehirde, modern dünyada yaşadığı bölümde, modern dünyanın ve modern insanın bir eleştirini görürüz. Ian Dallas, kendi hayatında onu arayışa iten nedenin modern dünyanın sunduğu anlamsızlık olduğunu üstüne basa basa dile getirmiş. Modern dünyada insani ereklerini kaybetmiş insanların tek tek psikolojik analizlerini yapan yazar, kitabın ikinci bölümünde, yani yolculuğa çıktıktan sonra, artık modern dünyadan uzaklaşıp çöle girer. Çöle girmesiyle yepyeni bir hayata başlayan karakter yer yer şarkiyatçı düşüncelere de kapılır. Doğulu (çölde yaşayan) karakterlerin sert, yakışıklı, haşin ama şefkatli bir tasviri sunulur. Tabii ki şarkiyatçılığın en önemli unsurlarından olan gizem de anlatıma hakimdir. Burada çok derinden ve örtülü de olsa cinsellik de ön plana çıkar. Doğuya (çöle) gelen karakterin burada karşılaştığı erkekleri hep güçlü, haşmetli, yakışıklı, sert ama sevecen bir yapıda anlattığı görülür. Batıda yaşanan bir baba eksikliğinin doğuda giderilmesi söz konusu demek aşırı bir yorum olsa da o kadar da uçuk bir yorum olmadığı kanaatindeyim. Zaten din değiştirmek ödipal bir eylemdir. Din çocukluğumuzdan beri otoriter bir baba gibi bize öğretilir ve onu takip etmemiz, onun sözünden çıkmamamız öğütlenir. Din değiştiren kişi babasını kastre etmekte ve yeni bir babaya gitmektedir. Ama burada önemli olan yeni babaya gidiş değil önceki babanın kastre edilmesidir. Yani din değiştirmedeki isyan, din değiştirme eyleminin en önemli yanıdır. Kitapta bu düşünceleri destekleyen birçok kısım bulunur. Bunları açıklamaya geçmeden önce kitabın ikinci bölümünü teşkil eden yolculuk sonrası bölüme değinelim. Yolculuk sonrasında karakter bir taraftan eski, modern yaşamına son vermeye çalışırken bir yandan da yeni, Doğulu, arkaik yaşam tarzıyla çatışır. Modern alışkanlıklarını hemen terk edemez ve zaviyede bir oryantasyon süreciyle karşılaşır. Süreç içerisinde bu dönemi aşar. Sonunda da şeyhi onu modern yaşamına geri gönderir, çünkü bu bir döngüdür, birileri gidecek ve birileri gelecektir. Kitabın lineer olay akışı da etkileyicidir. Kitap içinde kitap, kitabın sürekli çerçeve öyküsüyle ana öyküsü arasında bağ kurması, kitap içinde anlatılan hikayeler, karakterin ilgisini çeken ayet ve hadisler... Hepsi dikkate değer ve güzel. Ben biraz önce yarım bıraktığım meseleye devam etmek istiyorum. Din değiştirmenin ödipal bir kastrasyona benzediğini söylemiştik. Bunun yanında din değiştirme insanın içinde yaşadığı toplumla uyuşamaması ve kendini o toplumdan ayırması amacını da taşıyabilir. Kitapta karakter yer yer kendisini içinde yaşadığı topluma ait hissetmediğini ifade ederken, katıldığı zaviyede kendisini evinde gibi hissettiğini de ifade eder. Karakter salt din değiştirmemiş buna ek olarak bir zaviyeye katılmıştır. Bu ilginçtir çünkü her Müslüman illa ki bir zaviyeye katılır gibi bir zorunluluk yoktur ancak karakter bir şeyhe bağlanmayı zaruri görür ve zaman zaman şeyhini peygamberden de daha üst bir konuma yerleştirir. Bu noktada anlatımın fiziksel oluşu, cinsel bir temel üzerinde yükselen inanç meselesini ortaya koyar. Günlük hayatımızda duyduğumuz şeyhin ayakkabısından su içme, şeyhin eteklerini öpme gibi eylemler de tarikatların cinsel bir temelde faaliyetlerini yürüttüklerini, tekkelerdeki ritüellerin cinsellikle bağlantılı bir karakterde olmasını gözler önüne serer. Kitaptaki karakterin, Ian Dallas'ın din değiştirmenin yanında bir tarikata katılmasını da bu pencereden açıklamak mümkündür. (Erk Deliormanlı)

Kitaplar insanlara çok şey katabildiği gibi insanlardan da çok şey alabilir. Bir kitap okudum hayatım değişti, bir kitap okudum yeni bakış açısı kazandım, her okuyucuda böyle etkiler bırakacak değildir lakin bazı değerler vardır ki tüm okuyanı etkileyebilir. İşte böyle kitaplar klasiktir ve baş tacıdır. Bu cümlelere sebep olacak ilk kişi yazardır.  Bir kitap, bir sezgi her şeyi değiştirebilir mi? Sorularının cevabını almak için tuhaf bir şekilde kütüphaneyi bir kitap bulmak için terk edilebilir mi? Kendine has bir büyüsü olan bir kitap gariplerin kitabı.  Kitap olayın nasıl başladığıyla ilgili bir cümleyle başlıyor. ‘Gidiyorum bugün. Kütüphaneyi, evimi, dostlarımı, yaşadığım şehri terkediyorum. Nereye gittiğimi bilmiyorum. İşin tuhafı kütüphaneyi bir kitap bulmak amacıyla terkediyorum.’ Devlet üniversitesi kütüphanesinde memur olan kahramanımızın gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasıyla başlayan süreç kahramanımızın odasına yerleştikten sonra hız kazanıyor. Odasında bulunan bir resmin karakterimizin hem ruhani yolculuğunu hem de maddi yolculuğunu başlatmasına sebep oluyor. Alıntı: ‘Öyle ya, nasıl olur da bir resim işaret yollayabilir? Evet, bir resmin bir şey anlatması mümkündü, ama bir işaret yapacak etkinlikte bulunamazdı.’   Kitap bir insanın bir kitabı bulabilmek için çıktığı yolculuğu anlatıyor. Bu yolculukta karşısına çıkan olaylar ile hakikate yönelmesi ve bu yolda ilerleyip tasavvufa yönelen bir insanı anlatıyor. Ne kadar maddi bir yolculuk olsa da aslında zorlu bir yolculuk olan içsel yolculuğu anlatıyor. Yolculukta karşısına çıkan her sorunda bir teslimiyeti kendisine sığınmak edinmesi ve nefsin nasıl bir şey olduğunu anlaması ve öğrenmesini anlatıyor. Rabbini bulmaya çalışan bir insanın yolculuğudur. ‘ Kendini bilen Rabbini bilir’ ‘Nereden başlayacağımı bilemiyordum. Ne  yapmalıyım? Bir camiye gidip,  bana esaslı bir şeyhin adresini verin mi diyecektim? Saçmaydı bu. Aklıma başıma devşirmeliydim. Baştan başlamalı. Nahb’da bu soruyu sorabileceğim kimi tanıyordum? İmam. Evet, ama benim peşimde olduğum şeyleri doğru bulmuyor ki o. Ona göre İslam belli ibadetleri yerine getirenlerin üyeliğe alındıkları bir tür bağnaz kulüptü ve benim umutla aradığım , Peygamber’in İslam anlayışıyla pek alıp vereceği yoktu.’  Kitap genel itibariyle tasavvufi ögelerle yüklü ve hadislerle zengileştirilip okuyuca sunulmuş gerçek bir hayat hikayesi olarak kabul edilebilir. Çünkü kitap Ian Dallas’ın kendi yaşam öyküsü, tasavvufa giriş serüveninin anlatıldığı bir roman-anlatı şeklinde sunucuya sunulmuştur. ‘Tasavvufun tanımı nedir diye birdenbire sordum ona. Böyle yaparsam hemen cevabı ağzından kaçırır düşüncesindeydim, ama yine bir an düşündü ve sadelikle şunu söyledi: Gariplerin Kitabı Ian Dallas Türkçesi: İsmet Özel, Yeryüzü yayınları, 170 sayfa (Cenk Baran)

Gariplerin Kitabı’nda Abdulkadir Es Sufi, bir kütüphane müdürünün hayatını, hakikati arayışını, Müslüman oluşunu ve tasavvufu tanımasını anlatır. Londra Devlet Kütüphanesi Müdürü olarak çalışırken içindeki sıkıntı ve bunalımları, psikolojisini ve hayatı sorgulamasını bir hatıra defteri tadında yazar. Yazdığı anı defterinde Londra kütüphanesinde edindiği bilgilerin, mevki ve makamın, konforun onu tatmin etmediğini, yüzeysel bilgilerin hayatın anlamı ve nasıl yaşanacağı konusunda ona bir yol göstermediğini söyler. Londra Kütüphanesi müdürü iken odasında eski uygarlıklara ait olduğunu düşündüğü bir hat levhasının manasını okuyunca çok etkilenir: “Her arayan bulmaz, lakin bulanlar ancak arayanlardır.” (Beyazid-i Bestami) Kütüphane müdürünü, bir gün eski müdürün uzak doğu kökenli bir arkadaşı ziyaretine gelir. Onunla sohbetinde söylediklerine çok şaşırır: “Dostum sende bizdensin, aradığın şey uzakta değil, kalbindedir.” Kütüphane müdürü ve arkadaşları her hafta perşembe günü akşam buluşarak entelektüel konularda sohbet ederler. Genelde felsefe, sosyoloji ve dil bilgisi alanında uzman olan dostları ile sosyal ve psikolojik konularda fikir alışverişinde bulunurlar. Bu konuşmaların birinde Abdulkadir Es Sufi, Çinli bir bilgenin ve Fas’lı bir Şazeli Şeyhinin mektuplarını tercüme ettirerek okur. Arkadaşları bu sohbeti olağanüstü ilginç bulurlar, ama o aradığı hayatın esas anlam bilgisini bulamamıştır henüz. Bu duygular içinde, ruhi gerilim ve arayışın verdiği hüzünle gözlerinden yaş dökülerek biraz ferahlamak için çıktığı bahçede eski elbiseler içerisinde garip bir dervişle karşılaşır. Derviş adeta onun içini biliyormuş gibi gözlerine bakarak “Deveyi merkep pazarında bulamazsın” der. Ne yapmalıyım diye sorunca derviş O’nun gözyaşlarını eliyle silerken “Bu yol oraya gider” der. Sonraki günlerde Ian Dallas, kütüphanede eski yazma bir eseri incelerken kitabın sayfaları arasından bir kâğıt parçası düşer. Kâğıt parçasını tercüme cihazından geçirip okuyunca daha çok heyecanlanır: “Eğer gökyüzünün altında marifet arayanların ilminden daha önemli bir bilgi olduğunu bilseydim, hayatımı bu yola adar, onu buluncaya kadar da kimseye bir şey söylemezdim” (Cüneyd-i Bağdadi) Abdulkadir Es Sufi bu defa ‘marifet’ kelimesinin ve bilgisinin üzerine yoğunlaşır. Kendi kendine sorular sormaya başlar: “Nedir bu marifet?”, “İnsanın tüm hayatını vereceği ve asla vazgeçmeyeceği bilgi marifet midir?” diye. Bu gibi sorularla zihni ve gönlü dolmaya başlar. Kütüphaneye yakın bank üzerinde oturup düşünürken yine aynı garip dervişle karşılaşır. Derviş bankta yanına oturur ve kendi halinde konuşur gibi şu sözleri tekrarlar: “Marifet mi? Yoksa bütün istediğin bazı şeyler hakkında sıradan bilgi mi?” Abdulkadir Es Sufi, bu dervişle bir müddet sorular ve cevaplar üzerinde konuştuktan sonra “Ne yapmalıyım?” diye sorar. Derviş, “Böyle olmaz, önce alnın yere gelmeli” der. Şaşkınlıkla “Senin önünde mi?” der. Derviş “Elbette hayır! Kendisinden başka ilah olmayan Allah’ın önünde” diye cevap verir. Müdür, bulundukları parkın çimleri üzerinde secdeye kapanırken, içinde derin bir sükûnet ve derinlik hisseder Ian Dallas, o günkü duygularını şöyle anlatır: “Secde ettiğim yer, yeryüzü toprağıdır ve yanımda yöremde, üzerimde altımda, bir yıldızlar evreni dönüp durmaktadır. Ve hayatımda ilk defa yeryüzünde kendimi yurdumda hissettim. Alnım çimenlere değdiğinde hiç bir şey bilmediğimi anlamıştım. O ana kadar benim hayatım bir uykudan ibaretti. O parkta, çimenler üzerine secde ederken ilk olarak uykumu bozdum. Ve yarın şafakta bu garip dervişle çöle doğru yola çıkacağım. Eğer hakikati arıyorsanız, hayatınız bir daha eskisi gibi olmamalı.” Müdür’ün günlüğünü takip ederek Gariplerin Kitabı’nı arayan ve Hakikat-Marifet yolculuğunu bir belgesel tadında yazan Abdulkadir Es Sufi, kitabın devamında Müslüman oluşunu, hissettiklerini ve gönül-zihin dünyasındaki değişimleri anlatır. Müslüman kişilerin hayatları ile İslamiyet’in özü hakkında bildikleri arasındaki tezatlar onu şaşırtır. Geleneksel değerler, İslam dünyasında kadının yeri, kanlı bir tarih vs. gibi daha önce zihnindeki sorular onu huzursuz eder. Yaşadığı iç çatışmalardan bir arkadaşının sözü ile çıkış bulur: “İslam bu değil. İslam’ı çarşıda yan gelip yatarak bulamazsın. Kamil mümin birine az, pek az rastlarsın” Ian Dallas, Müslüman olduktan sonra İslam’ı tam yaşamak için bir arkadaş grubuna ve mürşide ihtiyacı olduğunu anlar. Her gördüğü Müslümanda irfan ve gönül dünyasını geliştirecek hikmetler arar. Allah dostlarının yazdıklarını okumaya başlar, Beyazıd-ı Bestamî, Şiblî ve Cüneyd-i Bağdadî gibi mürşidlerin hayatlarını ve sözlerini okur. Onlarda gördüğü hikmet ve irfanı öğrenebileceği bir mürşid arar. Gördüğü derviş meşrep birkaç meczubun halinden etkilenir. Ama onların müstağni ve münzevi hali karşısında aradığının onlar olmadığını anlar. Afrika’da katıldığı bir zikir ve Kur’an meclisinde adeta tüm vücudunun zikrettiğini hisseder. Zikir meclisi sonrası okunan Kuran-ı Kerim’in gönüllerini nasıl berrak bir pınar gibi yıkadığını hisseder. “Cennet bahçelerinin yanından geçerken durun ve onlara katılın, o bahçeler zikir meclisleridir.” Hadisi şerifinin manasını ilklerine kadar hisseder. Bu günlerin ardından tanıdıkları bir imam vasıtasıyla bilinen bir mürşidi bulmak için yola çıkar. Birkaç konak yerinde bulamadıkları mürşidi ile bir bedevinin evinde karşılaşır. Anlattığı gibi o mürşidi ararken, aslında mürşidi onu bulmuştur. Onun yanında otururken içinde duyduğu sükûnet ve sıcaklığı sonraki yıllarda kitabında anlatır. Ian Dallas’ın daha sonraki eğitim dönemi mürşidinin tanında ve diğer dervişlerle birlikte geçer. İslam’ı, Kuranı ve sünneti bu dergâhta yaşayarak öğrendiği gibi hayatı ve nefsin oyunlarını da öğrenir. Tasavvufta ilk imtihanı kahvaltı alışkanlığı yüzünden olur. Dervişlerle aynı sofrada birlikte kahvaltı yapmak istemeyen eski müdür, bunun nefsinin bir oyunu olduğunu anlar. Tasavvufun ilk dersi, dervişlerle birlikte aynı sofrada az ve huzur içinde yemektir. Tasavvufta fark ettiği diğer bir dersi ise yalnızlık üzerinedir. İlk zamanlarda yalnız kalmak, derin düşüncelere dalmak istemektedir. Ama dervişler basit bahanelerle hep yanında olurlar. Sonra bunu fark eden bir derviş “Peygamberimiz, şeytan tek adamla beraberdir” buyurmuş diye onu güzellikle uyarır. Abdulkadir Es Sufi, dervişlere ısrarla tasavvufun ne olduğunu sorar. Sonunda aldığı cevap gönlünü tatmin eder. “Tasavvuf; Allah’ın emir ve yasaklarına uymak, O’nu sevmek ve yarattığı her şeye karşı merhametle davranmaktır, böceklere bile! Hepsi bu kadar…” Gariplerin Kitabı’nda da anlatıldığı gibi, yaşanan çağın buhranları karşısında ruhu köşeye sıkışan ve bir çözüm ve hakikat yolu arayan ‘garipler’ için her dönemde Allah dostları ve Gönül sultanları var. “Her arayan bulmaz ama bulanlar ancak arayanlardır.” Bir hakikat yolcusunun hatıralarını anlatan Gariplerin Kitabı, bir dizi film olarak yayınlansa çok insana tesir eder diye düşünüyorum. Muhibban-i Kütüb olmam(n)ız dileğiyle!… KAYNAKÇA: http://www.dunyabizim.com (Slh)

Gariplerin Kitabı PDF indirme linki var mı?

Ian Dallas - Gariplerin Kitabı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gariplerin Kitabı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ian Dallas Kimdir?

1930 yılında İskoçya’da doğan Abdülkadir Es-Sufi (Ian Dallas) Şazeliyye tarikatı (Darkaviyye kolu) şeyhi ve Dünya Murabıtun Hareketi kurucusudur; İslam, tasavvuf ve siyaset teorisi üzerine birçok kitabın yazarıdır. 1967’de İslam’ı kabul etmeden önce oyun yazarı ve aktördü. İhtidasından beri İslam’ı tebliğ etmektedir ve dünyanın birçok ülkesinde öğrencileri vardır. Yazma faaliyetlerine devam eden Es-Sufi’nin güncel olaylar hakkında ve dünyanın farklı yerlerindeki Müslümanları etkileyen konular hakkındaki yorumları web sitesinde yayınlanmaktadır (www.shaykhabdalqadir.com ). Kendileri, hâlihazırda zikir ve İslami ilimler üzerine eğitim verdiği Güney Afrika’da Cape Town’da ikamet etmektedir.

Ian Dallas Kitapları - Eserleri

  • Gariplerin Kitabı

Ian Dallas Alıntıları - Sözleri

  • Nefsini bilen Rabbini bilir (Gariplerin Kitabı)
  • Her şeyin başlangıcı hayrettir. (Gariplerin Kitabı)
  • Aramakla bulunmaz ,ama bulanlar ancak arayanlardır (Gariplerin Kitabı)
  • Güzel ahlak, sırların sırrından başka bir şey değil. (Gariplerin Kitabı)
  • ....öğrendiği hiçbir şey onu bu dünyada arkadaşlarıyla, çevresindekilerle ve kendi benliğiyle barışık olarak yaşamayı öğretememiştir. (Gariplerin Kitabı)
  • Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır (Gariplerin Kitabı)
  • Rabbi sevmek ve O'nun bütün yarattıklarına karşı şefkatli olmaktır, böceklere karşı bile. Hepsi bu kadar... (Gariplerin Kitabı)
  • Kur’an Allah’ın sırrına, O’nun isimleri ve sıfatları yoluyla yaklaşın diyor. Gökyüzüne bak, yıldızlara, denizlere dağlara bak. Nasıl doğduğuna ve nasıl öleceğine, yaşadığın hayata, karnını doyurmana bak,, bütün bunlar sırra işaret ediyor. (Gariplerin Kitabı)
  • Tasavvuf, Rabbi sevmek ve O’nun bütün yarattıklarına karşı şefkatli olmaktır, böceklere karşı bile. (Gariplerin Kitabı)
  • Bana gereken tek şey, iyi insanların yoldaşlığı idi. (Gariplerin Kitabı)
  • Hiçbir iyiliği önemsiz görmeyin. (Gariplerin Kitabı)
  • Yine namaz vakti gelmişti, insanın tamamen kendisinden geçme vakti.. (Gariplerin Kitabı)
  • Arşın Rabbi ne yücedir!.. (Gariplerin Kitabı)
  • “Merkep pazarında deve bulamazsın.” (Gariplerin Kitabı)
  • Bilmek istediğin her şey Kuran'da. (Gariplerin Kitabı)