Gece Gündüzü Düşlüyor - Ingvar Ambjörnsen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Gece Gündüzü Düşlüyor kimin eseri? Gece Gündüzü Düşlüyor kitabının yazarı kimdir? Gece Gündüzü Düşlüyor konusu ve anafikri nedir? Gece Gündüzü Düşlüyor kitabı ne anlatıyor? Gece Gündüzü Düşlüyor PDF indirme linki var mı? Gece Gündüzü Düşlüyor kitabının yazarı Ingvar Ambjörnsen kimdir? İşte Gece Gündüzü Düşlüyor kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ingvar Ambjörnsen

Çevirmen: Banu Gürsaler Syvertsen

Orijinal Adı: Natten Drømmer Om Dagen

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9786053141235

Sayfa Sayısı: 336

Gece Gündüzü Düşlüyor Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sune, bir göçebedir; ancak bildiğimiz göçebelerden çok farklı bir göçebe. Çadırı yok, birlikte hareket ettiği aşireti yok, sırt çantası yok, planı programı yok, gece gündüz dağlarda, ormanlarda dur durak bilmeksizin yapayalnız yürüyor. Başını bir çatı altına sokması gerektiği zamanlarda mevsim gereği kullanılmayan dağ evleri ya da yazlık kulübelerinden birini, en uzakta ve ulaşılması en zor olanını seçiyor. İlk tercih olarak gizlenmiş anahtarı arıyor, anahtarı bulamazsa kilidi veya küçük bir camı kırarak içeri giriyor ve bir süreliğine burası Sune’ nin mekânı oluyor. Sune çalıyor ama bir hırsız değil... Kulübelerde bulduğu konservelerden, peksimetlerden yiyor, sobada ateş yakıp ısınıyor, giysiler temin ediyor ihtiyacına göre... Ancak odun kesip bırakmak ya da kulübenin boyası dökülmüş duvarını boyamak, kırdığı camı tamir etmek gibi bazı ilkeleri var. Sune, yalnızlığını korumak için yollara düşmüş ne var ki süreç içinde tıpkı kendisi gibi toplumun kıyısında yaşamayı seçmiş eski hippiler, motosikletliler, aykırı sanatçılar, kaybetmiş idealistlerden oluşan bir grubun ilişkiler ağına takılıyor. Ve bir gece ormanın karanlığından yaralı bir kadın çıkıyor Sune’ nin karşısına. Kadından kurtulma çabaları sonuçsuz kalınca iki aykırı, iki yalnız, Sune ve gölgesi olarak devam ediyor bu yürüyüş...

Gece Gündüzü Düşlüyor Alıntıları - Sözleri

  • Düşünüyorum da ben yıllarca yalnızlığı beklemiş olan böyle cici bir küçük çocuktum. Nihayet yalnızlık geldi, tam da beklediğim gibiydi, büyük ve kıymetliydi, bunu kimselere söylemedim.
  • ...ben hiçbir şeyin oradan geliyor, hiçbir şeye doğru gidiyorum, çok fazla yer de kaplamıyorum aslında, birinin benim için hesaplar yapmasına değmeyecek kadar küçük bir alan, yeryüzünde bir gölge yalnızca; geniş bir perspektiften bakınca topu topu kendi ağırlığım kadar bir şey ve ben de geniş bir kapsamda ele alındığında bir gölge olmak istiyorum...
  • Onun beklentileri benim kaçtığım şeylere çok benziyor.
  • Onun beklentileri benim kaçtığım şeylere çok benziyor. Beni otomobil ile bir yere bırakmayı öneriyor, ancak benim gideceğim yer onun yolunun üstü değil.
  • Ne anlatabilirim ne de anlaşılabilirim.
  • Evet zihin üzerindeki kontrolü kaybetmek böyle bir şey olmalı. Sakin sakin oturup artık isimlerini bile bilmediği yabancılara dönüşmüş olan arkadaşlarının kendisiyle irtibatı koparmalarını beklemek. Karşıdan bir yabancının geldiğini görünce yol değiştirmek, arka sokaklara sapmak...Ya unutuş ve yabancılık gerçeğin ta kendisiyse? Hakikatin... Ya insanın hayatı boyunca tanıdığını sandığı kişiler gerçekte tamamen yabancıysalar ve de bunaklık hali vaki olunca insan bunu apaçık görmeye başlıyorsa? Ya insan hayatı boyunca arkadaşı olmuş kişinin veya eşinin gözlerinin içine bakarak "Sen kimsin?" diye sorduğunda tamamen aklı başında ise? Tıpkı hayat çizgisinin öbür ucundaki bebeğin aynen bu soruyu sorması gibi...
  • İnsan içine çıktığımda zırhımı kuşanıyorum, sesim değişiyor.
  • Evet, böyle yarı uyanık yatarken gerçekle rüya arasındaki o gri zaman diliminde onu gözümün önüne getiriyorum.
  • Nihayet yalnızlık geldi, tam da beklediğim gibiydi, büyük ve kıymetliydi, bunu kimselere söylemedim.
  • Belki bir Tanrı vardır. Belki bir plan da vardır. Belki de bunun hiçbir önemi yoktur.

Gece Gündüzü Düşlüyor İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Gece Gündüzü Düşlüyor & Ingvar Ambjörnsen + ● Sune karakteri bizi bir yolculuğa çıkarıyor. Yolculuğun iki türlüsü; ilki Norveç'in ormanlarında göllerin, doğal yaşamın, kulübelerin olduğu coğrafyada yalnızlaşmak ve yalnız yaşamak, ikincisi ise hislerle yapılan, aslında herkesin bir Sune olma dürtüsüyle yaptığı düşünsel yolculuk. + Özgürlüğün ve insanların bu özgürlüğe ne kadar ihtiyacı olduğuna yapılan vurgu çok etkileyici. Ancak kitabı asıl etkileyici kılan Sune'nin yalnızlığını asla kimseyle paylaşmayacak olmasından, kendi yalnızlığımıza bazen iyi gelen başka yalnızlıklar vardır, küçük bir kız için bundan vazgeçebilmesidir. + #gecegündüzüdüşlüyor #ingvarambjørnsen #banugürsalersyvertsen #ayrıntıyayınları #kitap #kitapönerisi #kitaptavsiyesi #okudumbitti #bookstagram (Nuri Bülent Aytemiz)

Ben bu insanlardan biri değilim.: Kitapta ana kahramanımız Sune ile birlikte uzun soluklu bir yolculuğa çıkıyoruz. Norveç'in o aşılması zor tepelerinde, atmosferiyle bizi içine çeken büyüleyici ormanlarında; dış dünyadan uzaklaşarak, Sune'nin iç dünyasına geçiş yapıyoruz. Sune; yalnızlığını korumak ve özgürce yalnızlığı yaşamak isteyen biri. O, dışarıda gezen insanlardan farklı. O büyükşehirlerin boğucu atmosferinden kaçan, kalabalık topluluklardan haz etmeyen, sadece doğaçlama bir içgüdü ile ormanları ve dağları aşan biri. Kitabı okurken Sune'nin yapmış olduğu bu yalnızlık koşusuna farketmeden biz de katılıyoruz. Ha, bir de aramıza yardıma ihtiyacı olan çekik gözlü huysuz bir kız katılıyor. Yalnızlığı görev edinmiş Sune, bu genç kızda kendinden izler bulduğu için ona sırtını çeviremiyor ve tüm planlarını erteliyor. Kendine yeni bir görev ediniyor. Görevi ise bir gece vakti ansızın var olan bu gölgeye sahip çıkmak. (Tolga)

Sune, hepimizin olmak istediği karakter. İsteyip de olamadığımız. Hayatındaki her şeyden vazgeçip, yanına bir şey almadan dağlarda, ormanlarda bulduğu kulubelerin icinde konaklayan modern toplayıcı göçebe. Insan olmanın temeline inen bir nihilist. Seveceğiniz bir suçlu. Sizi kuzey kıyılarında gezdirecek bir viking. Yeraltı edebiyatının karanlık tarafından bakan ama gündüzü düşleyen iyi bir roman. (Kadri Çolakoğlu)

Gece Gündüzü Düşlüyor PDF indirme linki var mı?

Ingvar Ambjörnsen - Gece Gündüzü Düşlüyor kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gece Gündüzü Düşlüyor PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ingvar Ambjörnsen Kimdir?

Ingvar Even Ambjørnsen-Haefs (d. 5 Mayıs 1956), Norveçli roman yazarı.

Türkiye'de özellikle Beyaz Zenciler ve Pelle ile Prof serileriyle tanınır. Aynı zamanda Utsikt til paradiset (1993),Fugledansen (1995), Brødre i blodet (1996), ve Elsk meg i morgen (1999) kitaplarının yazarı.

Brødre i blodet (Kan Kardeşleri), Elling adında başarılı bir filme dönüştürüldü. Film 2001 yılında Oskar ödüllerinde "En İyi Yabancı Film" dalında Oscar adayı oldu.

Tønsberg'de doğan ve Larvik'de yetişen yazarın ilk romanı yarı-otobiyografik 23-salen (23. Sıra) Norveç'in psikolojik olarak sorunlu bireylerle başetme yöntemlerini eleştiriyordu. Romanlarının çoğunda "öteki" kavramı ve "dışta kalanlar"ın sözcülüğünü yapan yazarın bütün dünyada ilgi uyandıran ilk romanı Hvite Niggere (Beyaz Zenciler) oldu. Söz konusu roman "genel toplum"un dışında kalan genç bir adamın hayatını takip eder.

Yazar aynı zamanda Pelle ile Prof adlı gençlik romanları dizisiyle de tanınır. Bu diziyi Franklin W. Dixon'ın The Hardy Boyskitaplarını okuduktan sonra yazmaya başladığını söylemiştir. Pelle ile Prof özellikle neo-nazilik, çevre kirliliği, uyuşturucu kullanımı gibi konulara eğilir. Zaman zaman gençler için oldukça sert bir üslup kullanıldığını düşünenler tarafından eleştirilmiştir. Serinin bazı kitapları Norveç ve İsveç ortak yapımı filmlere dönüştürülmüştür. 2005 yılında Drapene i Barkvik (Barkvik Cinayetleri) adlı kitabını yayınlayan yazar, Fillip Moberg adında genç Norveçli bir çocuğun küçük bir Norveç kasabasında bir cinayeti çözmeye çalışmasını konu alır.

Ambjørnsen'in kitapları birçok ulusal ve uluslararası ödül almıştır.

Yazar 1985 yılından beri Hamburg'da Alman eşi ve çevirmeni Gabriele Haefs'le birlikte yaşamaktadır.

Ingvar Ambjörnsen Kitapları - Eserleri

  • Beyaz Zenciler
  • İnsan Postuna Bürünmüş Köpek
  • Tavandaki Kukla
  • Gece Gündüzü Düşlüyor
  • Barkvik Cinayetleri
  • San Sebastian'da Hüzün
  • Kardaki Alevler
  • Satılık Gerçek
  • Oslo İstasyonunda Ölüm-Pelle ile Prof
  • Cenneti Gözetlemek
  • Zehirli Yalanlar
  • Mavi Kurtlar
  • Sezer ve Tozar 2 / Öfkeli Dostlar
  • Devlerin Düşüşü-Pelle ile Prof
  • Sezer ve Tozar - Çomar Amca’nın Mirası
  • Sezer Ve Tozar 3 / Mario’nun Uçan Koltuğu
  • Sezer Ve Tozar 4 / Kaptan Nero

Ingvar Ambjörnsen Alıntıları - Sözleri

  • Zamanı iyi kullandığınızda her şey için vakit bulabileceğinizi öğreneceksiniz. (Satılık Gerçek)
  • Onun beklentileri benim kaçtığım şeylere çok benziyor. Beni otomobil ile bir yere bırakmayı öneriyor, ancak benim gideceğim yer onun yolunun üstü değil. (Gece Gündüzü Düşlüyor)
  • "İnsan her şeyden bıkabilir." (San Sebastian'da Hüzün)
  • Kendi şanssızlığının demirci ustasısın sen... (İnsan Postuna Bürünmüş Köpek)
  • İnsan kendisine bir başkasının gözüyle bakmaya ihtiyaç duyar. Ancak o zaman, kendinin de ne sunabileceğini bilebilir. (İnsan Postuna Bürünmüş Köpek)
  • Ama olan oldu. Elling olanları gördü... (Cenneti Gözetlemek)
  • Polisiye romanlarda neredeyse her zaman aynasızlar ayrıntılar diye tuttururlar. Tanıkların önemli olmadığını ya da bu konuyla hiç mi hiç ilgisi olmadığını düşündükleri ama sonradan bütün gizemleri çözmek için en önemli parçalar oldukları ortaya çıkan küçük ayrıntıların peşinde koşarlar. (Mavi Kurtlar)
  • Hiçbir yerde kendimi "şimdilik"ten daha uzun bir süre evimde hissetmedim zaten. (San Sebastian'da Hüzün)
  • Oslo'nun her yanında ihtiyarlar evlerinde yalnız başına ölüp duruyorlardı, çünkü politikacılar yolun sonuna gelmiş insanlara "öncelik" tanımıyorlardı. O aynı politikacıların daha kısa bir zaman önce kıçlarını silenlerin de bu yaşlı adamlar ve kadınlar olduğunu belli ki unutmuştu gücü ellerinde tutanlar. (Mavi Kurtlar)
  • Denizle, deniz kuşlarıyla, taşları kayaları aşındı­ran buz tabakasıyla komşuluk eden asla yalnız değildir. (Tavandaki Kukla)
  • Kulenin kapısına ulaşmak için bir eşya ormanının arasından geçmemiz gerekiyordu. Başka insanların geçmişlerinin arasından uzanan dar bir patikadan yürümeye benziyordu bu. İnsanın yeryüzünde dolaştığı bütün o yıllar boyunca çevresinde biriktirdiği bütün bu şeyleri düşündüm. Sonra bunları arkada bırakıp ölüp gidiyor- ve hepsi bu kadar. (Zehirli Yalanlar)
  • Harcanmış hayatlar üzerine konuşurken biraz dikkatli olmak gerekir ama bunu düşünmek de yasak değil ya!.. (Beyaz Zenciler)
  • Bizler sürekli ölüyoruz, her an bir parçamız kopup düşüyor zaten! Biliyormusun ki evde toz dediğimiz şeyin yüzde yetmişi ölü deri hücrelerinden oluşuyor (Tavandaki Kukla)
  • Şu Allahın belası hiçbir yere ait olamama duygusuydu beni rahatsız eden. Hayatım boyunca da beni kovaladı zaten. (Beyaz Zenciler)
  • Kendini yatağa attı. Bu kez ölü köpekler yoktu rüyasında. Ağır, karanlık bir uyku... Kendinden geçme hali... Ölümün üvey kız kardeşi... (Tavandaki Kukla)
  • "İşler giderek daha da kötüleşecek mi sence Pelle? Gelişmeyi doğru yola çevirmek için çok mu geç? İnsanlar ortalık yaşanmayacak kadar pislenip zehirleninceye kadar pisliklerini her yana saçmayı sürdürecekler mi? (Zehirli Yalanlar)
  • Kendimi yalnız hissettim. Bu duyguyla kimin yanına gidebileceğimi bilmiyordum. (Mavi Kurtlar)
  • Yaşamımın geri kalanını bu divanda yatarak geçirebilirdim pekâlâ. (Barkvik Cinayetleri)
  • Bizim uygarlık dediğimiz şey sandığımız kadar kalın bir duvar değil, incecik bir kabuk yalnızca. (San Sebastian'da Hüzün)
  • Nihayet yalnızlık geldi, tam da beklediğim gibiydi, büyük ve kıymetliydi, bunu kimselere söylemedim. (Gece Gündüzü Düşlüyor)