Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap - Cassandra Clare Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap kimin eseri? Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap kitabının yazarı kimdir? Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap konusu ve anafikri nedir? Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap kitabı ne anlatıyor? Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap PDF indirme linki var mı? Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap kitabının yazarı Cassandra Clare kimdir? İşte Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Cassandra Clare

Çevirmen: Zeynep Arıkan

Orijinal Adı: The Dark Artifices - Lady Midnight

Yayın Evi: Artemis

İSBN: 9786053040514

Sayfa Sayısı: 825

Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kahramanlar da kaybedebilir. Ama asla pes etmezler. Onları kahraman yapan da budur.

Cassandra Clare'in uluslararası çoksatar "Ölümcül Oyuncaklar" evreninde geçen yeni serisi "Karanlık Sanatlar"da Los Angeles Gölge Avcıları başrolde! Geceyarısı Leydisi bir Gölge Avcıları romanı.

Felaketlerin Gölge Avcıları'nı yok olmanın eşiğine getirmesinin üzerinden beş yıl geçti. Emma Carstrairs artık ailesinin yasını tutan bir çocuk değil, onları öldürenleri bulmaya ve intikam almaya kararlı genç bir kadın. Parabatai'si Julian Blackthorn'la el ele veren Emma, tüm Los Angeles'ı saran şeytani bir planı araştırırken aklına ve kalbine güvenmesi gerektiğini öğrenecek. Tabii kalbi onu tekinsiz yollara doğru sürüklemedikçe...

Julian'ın beş yıl önce peri halkı tarafından kaçırılan kardeşi Mark'ın, Gölge Avcıları'nın yardımına ihtiyaç duyan periler tarafından geri getirilmesi işleri iyice karıştıracak. Ama peri diyarında zaman öyle farklı işliyor ki, Mark, ailesini tanımakta zorlanacak. Acaba periler, Mark'ı gerçekten ailesine bırakacak mı?

Bol ışıltı, şatafat ve meşhur Gölge Avcıları'yla, Geceyarısı Leydisi, Cassandra Clare'in "Karanlık Sanatlar" serisine sarsıcı bir giriş. Sevgiden daha büyük bir yasa yoktur!

(Tanıtım Bülteninden)

Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap Alıntıları - Sözleri

  • "...Biz de gizlice ora dan ayrıldık. Sadece dördümüz. Tabii bana sorarsanız parti için büyük bir kayıp oldu, çünkü bir konuşma yapacaktım ve muhteşem olacaktı. Simon bir daha asla dışarı çıkamayacaktı."
  • "Bir bilimci bir keresinde okyanus gökyüzü kadar berrak olsaydı, içindeki her şeyi görebilseydik, asla denize girmeyeceğimizi söylemişti. Suyun içinde, beş kilometre derinde, yaşayan şey o kadar dehşetli işte."
  • “Hiç kimse kendi hikayesinin kötü adamı değildir.”
  • “Bütün iyi filmler aşkla ilgilidir. Kaybedilen, bulunan, yok edilen, satın alınan, satılan, ölen ve doğan aşkla ilgilidir."
  • Oysa yıldızlara her zaman kardeşlerinin ismini vermişti. Özgürlük fikrinde güzellik vardı fakat bu bir yanılsamaydı. Her insan yüreği sevgiyle zincirlenmişti.
  • Clary her zamanki gibi Jace’i görmüştü: Bir odaya girdiği zaman gördüğü ilk yüz onunki olurdu.
  • “Aşk insanı mutlu etmeli, öyle değil mi? Canını acıtmamalı?"
  • "Haksız olduğunu söylemeyeceğim," dedi Clary. "Ama başka bir şey önerebilir miyim?" "Pança zehir mi katayım?" diye sordu Alec, tedirgin bir merakla.
  • "Ağır ol evlat," diye homurdandı Gwyn. "Sizin yasalarınız sizindir, bizimkilerse bizim. Aradaki tek fark şu: Bizler kendi yasalarımız zorba değilmiş gibi davranmıyoruz." "Yasa serttir," dedi Iarlath neşeyle, "ama yasadır." larlath bu cümleyi söylediğinden beri ilk kez konuştu Mark. "Kötü bir yasa yasa değildir," dedi.
  • Sığınak'ın girişinden bir patlama sesi yükseldi. Birdenbire Jace belirdi, geri geri kayıyordu. Şık ceketi yırtılmış, sarı saçları dağılmıştı. Diğerlerine dönüp öyle bir gülümsedi ki bu gülümseme tüm odayı aydınlattı. "Clary, Nightshade'i bir köşeye sıkıştırdı," dedi. "Bu kadar yaşlı bir vampire göre epey çevikmiş. Bu arada gösteri için teşekkür ederim, ben de kalkmış bu akşamın sıkıcı olacağını düşünüyordum!"
  • "O halde kırbaç cezasını çekmesine izin ver," dedi Kieran. "Bunu kendisi istiyor. Bırakalım çeksin."
  • "Hayır." Çaresizlik içindeki Kieran dengesizce Iarlath'a döndü. Diz çöküp kendini yere attı. Ellerini uzattı. "Sana yalvarıyorum, " dedi. "Unseelie Sarayı prensi olarak sana yalvarıyorum. Mark'in canını yakma. Onun yerine bana istediğini yap."
  • Ayrıca, Julian'ınki pencere oturağı olan tek odaydı ve burası şimdi eskimiş yastıklarla doluydu. Emma'yla burada kitap okuyup desen yaparak saatlerini geçiriyorlardı. Pencereden giren güneş ışığı Emma'nın sarı saçlarını alev rengine çevirirdi.
  • Julian, Gölge Avcısı dünyasında nam salmış Jace Herondale'le ilk tanıştığında Jace 17, Julian ise 12 yaşındaydı. Yine 12 yaşın da olan Emma, Jace'in evrene varlığıyla lütufta bulunduğunu, hayatında gördüğü en yakışıklı ve harika insan olduğunu cümle âleme duyurmaktan çekinmemişti. Julian onunla hemfikir değildi ya, öte yandan fikrini soran kimse de olmamıştı. Jace'in merdivenlerden öyle bir inişi vardı ki Julian, Jace'in arkasından muhteşem bir kervan gelip gelmediğini merak etti. Yavaş yavaş, kararlı adımlarla, odadaki tüm gözlerin odağında olduğunun farkındaymış gibi.
  • "Alec," dedi Clary sertçe. "Rafe'yi sizden alamazlar. Onlara izin vermeyiz." "Ben onlara izin vermem," dedi Alec. "Hepsini gebertirim. Ama bu tuhaf olur ve partiyi mahveder."

Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ne yazarsan okurum Cassandra Clare!!! Ah Julian, üzümlü kekim... Mark, iki gözümün çiçeği... Cassandra'nın elinden çıktığı için benim kitaba karşı beklentim oldukça yüksekti ve kitap bunu fazlasıyla karşıladı. Clare sizi alıyor ve yine diyardan diyara uçuruyor, kitabı bırakamıyorsunuz ve okudukça okuyorsunuz. Kısaca konusundan bahsetmem gerekirse Emma Carstairs ve Julian Blackthorn canpare parabatailerimiz. İkisi de ailelerini Karanlık Savaş'ta kaybetmiş ve o zamandan itibaren hep birbirlerine dayanmışlar. Julian' ın yarı peri bir ablası ve abisi var ama ablası Meclis tarafından peri kanı taşıdığı için sürülmüş ve Mark (abisi) ise peri halkı tarafından kaçırılmış. Julian ise bu vakitten sonra küçük kardeşlerine hep kol kanat gerip onların tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmış. Kitabımız Los Angeles'ta yaşanan gizemli cinayetlerle başlıyor, Julian ve Emma da bu cinayetleri araştırmaya başlıyor. Olaylar o kadar farklı yerlere gidiyor ki şok oluyorsunuz. Yok artık diyerek okuyorsunuz. Bir yandan Mark çıkageliyor ve bu da onlar için yeni bir mücadeleye dönüşüyor. BİR DEEE Emma ve Julian'ın yasak aşkını, buna karşı koyma çabalarını ve çaresizliklerini okuyoruz. Bazı yerlerde sırf bu yasak aşk yüzünden sinir krizi geçiriyoruz . Spoiler vermeden daha fazla anlatabileceğimi sanmıyorum. Alın okuyun, hiç pişman olmazsınız. Hatta Cassandra'nın yazdığı her kitabı alın okuyun. Büyük bir hayranı olacaksınız!!!! (Lemony)

Bir mükemmel Cassandra Clare kitabı daha... :) Kitap o kadar sürükleyiciydi ki 820 sayfayı yaklaşık üç günde okudum ve asla sıkıldığımı hatırlamıyorum. Kitapta en çok sevdiğim karakter Julian oldu. Emma ise çok güçlü bir karakter ve onu da çok seviyorum fakat bazen yaptığı şeylere sinirlendiğim de oldu. Kitapta öyle şeyler oluyor ki bırakmak istemiyorsunuz, sürekli daha çok okuyasınız geliyor. Parabatai olan Julian ve Emma’nın aşık olması durumu kesinlikle çok iyi çünkü önceki Cassandra Clare kitaplarını okurken parabatai’lerin yasak aşkını daha detaylı anlatan bir kitap olsun istemiştim ve Karanlık Sanatlar serisinin de konusu bu sayılır. :) !!SPOİLER içerir!! Katilin Malcolm olduğunu malesef daha önceden spoiler yiyerek öğrenmiştim. Ama öğrenmeden önce de zaten şüpheleniyordum çünkü “ bana bu kadar güvenmemelisiniz” gibisinden garip şeyler söylüyordu. Fakat bir yandan da haksız yere öldürülen aşık olduğu Annabel’i geri getirmek istemesine çok da sinirlenmedim. Kim sevdiğini geri getirmek istemez ki. Fakat geri getirebilmesi için birçok cinayet işlenmesi ve bir Blackthorn’u öldürmesi gerekiyor. İşte burada haksız. Sevdiği kişiyi geri getirmek isteyebilir ama bu insanların canına mal oluyorsa buna kalkışması çok bencilce. Kit Rook’un bir Herondale olması beni hem şaşırttı hem mutlu etti. Herondale deyince aklıma ilk Cehennem Makineleri serisinden Will Herondale geliyor ve onunla bağlantılı olan herkesi sevebilirim. Kitabın sonunda Emma’nın Julian’ın kalbini kırmasına çok üzüldüm çünkü Julian’ı gerçekten çok seviyorum. Fakat Emma da onların güvenliğini istiyor, o da haklı. İşler o kadar karışık ki ne düşüneceğimi bilemiyorum... SPOİLER BİTTİ Aslında bazı şeyleri anlamak için Clare’in diğer serilerini de okumak gerekiyormuş gibi geldi bana. Yani kitapta Jace’i, Clary’yi, Tessa’yı, Jem’i okumak beni mutlu etti. Daha önceden tanıdığımız ve maceralarını okuduğumuz karakterleri başka kitaplarda da görmek, yaşadıkları şeylerden sonra ne yaptıklarını öğrenmek zevk veriyor bana. Kısacası, çok güzel bir seri okuyacakmışım gibi geliyor. O yüzden heyecanla ikinci kitabı elime aldım ve hemen başladım. ;) (HerondaleQueen)

Cassandra Clare' nin yeri benim için hep çok ayrı olmuştur çünkü bana gerçekten okumayı sevdiren onun Mekanik Melek kitabıdır. Yıllar yıllar önce arka arkaya tüm kitaplarını okuyup hızlı tüketmiştim. Gerçi o zamanlar sadece iki serisi vardı. Cehennem makineleri ve Ölümcül oyuncaklar. Hatta ölümcül oyuncakların son kitabını daha sonradan okumuştum. Ve bir süre nedensiz bir şekilde Cassandra Clare okumamıştım. Geceyarısı Leydisini de 2019 kitap fuarından almıştım ama kalınlığı gözümü korkuttuğu için uzun zamandır rafta bekletiyordum. Sonrasında pandemi sürecinde ne bir heyecanla bu kitaba sarıldım ve okumaya başladım. Şu anda Karanlık Sanatlar serisini bitirmiş bulunuyor ve size yorum yazıyorum. Merak etmeyin yazım boyunca hiç bir spoiler ile karşılaşmayacaksınız. Rahatlıkla okuyabilirsiniz. Seriye tek bir yorumum dahi yok. Çünkü Cassandra yine kalemini konuşturmuş. Niye bu yazarla okuma alışkanlığı kazandığımı bir kere daha anladım çünkü size bir büyü yapıyor ve elinizden bırakamıyorsunuz. Güçlü, savaşçı, özgür ruhlu bir kadın karakterimiz ve zeki, sorumluluk sahibi, fedakar, sanatçı bir erkek karakterimiz var. Bunların müthiş hikayesini okuyoruz. Hem ana karakterler hem yan karakterler o kadar güzeldiler ve hem kitabı hem de birbirlerini o kadar güzel tamamlıyorlardı ki, tek bir tanesi için bile ne fazla nede eksik diyebilirim. Ayrıca karakter gelişimlerini görmek ve yaşadıklarının onların karakterlerini nasıl değiştirdiğini görmek gerçekten müthişti. Yazar bu konuda harika bir iş çıkarmış. Olay örgüsüne gelecek olursak, aksiyon hiç bitmedi. Hem ilk kitap hem de serinin diğer kitaplarının kalın olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim ama bu asla gözünüzü korkutmasın. Yazar öyle bir anlatıyor ki keşke hiç bitmese diyorsunuz. Olayların hepsi birbiri üzerine örülmüş, birbiriyle bağlantılı ve mantıklıydı. Hikayede boşluklar yoktu ve tüm karakterler gerçekten ellerinden geleni yapıyorlardı. Ve en önemlisi yazar size tüm cevapları veriyordu. Kitapta eski serilerdeki karakterleri görmek ve onlara dokunmakta çok hoştu. Ölümcül Oyuncaklar ve Cehennem Makineleri serilerinin karakterlerini de görmek benim için çok keyifliydi ve beni duygulandırdı. Hatta son kitabın son bölümünde Ölümcül Oyuncaklar için bir bölüm vardı ve o bölüm gelecekte nelerin olacağına dair beni öyle meraklandırdı ki size anlatamam. Sadece o cevabı alabilmek için bile yazarın bir sonraki kitabı olan Kayıp Ak Kitaba başlayabilirim.(Onu da hemen aldım tabi ki :D) Uzun lafın kısası, kitap hakkında söyleyebileceğim tek bir kötü yorumum bile yok. Harcadığım her saniyeden keyif aldım. O yüzden okuyun okuyun ve okuyun!!! (Poetica)

Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap PDF indirme linki var mı?

Cassandra Clare - Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Cassandra Clare Kimdir?

Cassandra Clare, ilgisini romanlara yöneltmeden önce uzun yıllarca Hollywood Reporter’da gazeteci olarak çalıştı. “Ölümcül Oyuncaklar” serisi birçok çoksatar listesinde yer aldı. 2009’un yıldızlarından birine dönüştü. Cassandra, Brooklyn’de yaşıyor.

 

Cassandra Clare Kitapları - Eserleri

  • Mekanik Melek
  • Kemikler Şehri
  • Düşmüş Melekler Şehri
  • Kayıp Ruhlar Şehri
  • Mekanik Prens
  • Camlar Şehri
  • Küller Şehri
  • Mekanik Prenses
  • Cennet Ateşi Şehri
  • Ebedi Öpücük
  • Demir Yılı
  • Gölge Avcısı’nın El Kitabı
  • Bane Günlükleri
  • Geceyarısı Leydisi - Karanlık Sanatlar Birinci Kitap
  • Yazdan Geriye Kalanlar
  • Gölge Avcısı Akademisi'nden Hikayeler
  • Bakır Eldiven
  • Bronz Anahtar
  • Gölgelerin Lordu
  • Gümüş Maske
  • Hava ve Karanlık Kraliçesi
  • What Really Happened in Peru
  • Chain of Gold
  • Kırmızı Büyü Yazmaları
  • The Lost Book of the White
  • Ghosts of the Shadow Market
  • Kayıp Ak Kitap
  • Chain of Iron
  • The Golden Tower (Magisterium 5)

Cassandra Clare Alıntıları - Sözleri

  • "Ya, gerçeği söylediğim için onu kaybedersem?" "Ya, sakladığın için kaybedersen?" (Kırmızı Büyü Yazmaları)
  • Christopher looked terribly alarmed. “Oh, what ho, tears,” he said helplessly. (Chain of Iron)
  • Ben mutlu şeylerle bağ kurma konusunda hep sorun yaşamışımdır. (Yazdan Geriye Kalanlar)
  • "Bir dost, seni asla tehlikeye atmaz." (Bronz Anahtar)
  • Şimdi sırrı gün yüzüne çıkmaya her zamankinden de yakınmış gibi geliyordu. Keşke onlara gerçekleri anlatabilseydi. Keşke Call'un Constantine'den farklı olduğuna inanabilselerdi. (Bronz Anahtar)
  • "Güzelliğin solmadığı, hiçbir şeyin eskiyip çürümediği, neşenin bilgelik ve zamanın sonsuz bir şarkı olduğu yerde seni öpüyorum ve dünya yitip gidiyor." -William Butler (Chain of Gold)
  • Her nereye gidersen, geleceğim; Öldüğün yerde ölecek ve orada gömüleceğim: İzin versin buna Meleğim ve fazlasına ölüm bizi ayırana dek —Parabatai andı (Gölge Avcısı’nın El Kitabı)
  • "Çoğu kimse üzüldüğünde veya korktuğunda değil hayal kırıklığına uğradığında ağlar." (Kemikler Şehri)
  • Herkes sevdiğini öldürür, Bu böyle biline, kimi bir bakışla yapar Kimi iltifatkar kelimelerle. Korkak, bir öpücükle öldürür, Cesur olansa kılıcının darbesiyle. - Oscar Wilde, Reading Zindanı Baladı (Mekanik Melek)
  • "Hadi yarın bisikletle Robin Ridge'e gidelim." "Hep beraber mi?" Eli'ın kaşlarının arasındaki çizgi göründü. "Eh, tabii," dedi. "Sen ve ben." Hep beraber. (Yazdan Geriye Kalanlar)
  • İyiler acı çeker, kötüler serpilip gelişir ve bütün ölümlüler dünyayı terk eder. (Mekanik Prenses)
  • 'Her biri konuştu büyük bir kibirle Ve gönlünün en aziz kardeşine hakaretle... Ayrıldılar ki bir daha hiç görüşmemecesine!' (Mekanik Prens)
  • "Kimse gerçekleri sahiplenemez," diye mırıldandı Cristina. "Onlar asla değişmez." (Hava ve Karanlık Kraliçesi)
  • "Bu oğlanlara bir borcum var. Bu borcu da bir sonraki Makaris nesline zarar gelmemesini sağlayarak ödeyeceğim. Ben yaşlı bir kadınım ve büyük kayıplar yaşadım fakat ölmeden önce ikinizin de güvende olduğunuzdan emin olmak istiyorum. Callum ve Aaron, siz daha iyi bir gelecek ümidimsiniz." (Bronz Anahtar)
  • İki dünya arasında hayat bir yıldız gibi parlar Gece ve yas ufkun sınırında bekler Kim olduğunu insan ne kadar geç anlar Kim olabileceğini ne kadar geç çözer - Lord Byron (Mekanik Melek)
  • "Sana kimse değer vermezse gerçekten var olabilir misin?" (Mekanik Prens)
  • "Ayrıntılara takılmasak?" dedi Magnus. "Sorun şu ki... Pardon, adınız neydi?" Goblin burnunu çekti. "İlla öğrenmek istiyorsan, Kethryllianalæmacisii." "Sahi mi? Pekala, Keth... Size Keth diyebilir miyim?" "Hayır." (Kayıp Ak Kitap)
  • "Aile üyeleri sarmaşıklar gibi sıkıca bağlıdır. Ve bazen, sarmaşıklar gibi, öldürecek kadar sıkıca bağlanırlar." (Küller Şehri)
  • Savaşı kazanmayı sağlayan bir silah değildir, silahı kullanan Nefilim’dir. (Gölge Avcısı’nın El Kitabı)
  • "Eylemlerden söz etmiyorum," dedi Julian. "Sana karşı duygularım hep aynıydı. Hiçbir şey beni seni sevmekten vazgeçiremiyordu. Yavaşlatmıyordum bile. Bir çare bulmalıydım." Emma'nın boğazı düğümlendi. "Ne yaptın?" "Magnus'a gittim," dedi Julian. "Bana bir büyü yapmayı kabul etti. Ama bu tür büyülerin, insanların duygularıyla oynayanların yani, tehlikeli yan etkileri olabilirmiş ve..." "Duygularla oynayanlar mı?" Emma bir adım gerilediğinde, Julian'ın elleri düştü. "Ne demek bu?" "Magnus duygularımı aldı, Emma. Senin için hissettiklerimyok oldu." "Anlayamıyorum." Emma insanların gayet iyi anladıklanı durumlarda bu lafı etmelerini saçma bulurdu. Ama şimdi nedenini biliyordu. Aslında bir tepkiydi. Söylediğin gerçek olamaz, sana inanamıyorum, demek istiyorlardı. Bana bunun gerçek olmadığını söyle. (Hava ve Karanlık Kraliçesi)