Gelinlik Kız - Kerime Nadir Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gelinlik Kız kimin eseri? Gelinlik Kız kitabının yazarı kimdir? Gelinlik Kız konusu ve anafikri nedir? Gelinlik Kız kitabı ne anlatıyor? Gelinlik Kız PDF indirme linki var mı? Gelinlik Kız kitabının yazarı Kerime Nadir kimdir? İşte Gelinlik Kız kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Kerime Nadir
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 975-6612-26-6
Sayfa Sayısı: 416
Gelinlik Kız Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"'Gelinlik Kız', –deyiş yerindeyse– bizdeki sayılı 'feminist roman'dan biridir ve ilklerindendir. 1940'larda feminizmden, kadın hareketinden kimseler konuşmazken, romancı, evlilik kurumunu, hele görücü yöntemiyle evlenmeyi inceden inceye tahlil etmiş, erkek egemenliğine dayalı toplumlarda kadının mutsuz olmaya zorunlulukla sürüklendiğini vurgulamıştır" diyerek şöyle sürdürür tanıtımını: "'Gelinlik Kız'ı yeniden okurken, 1960'ların ortalarına kadar varlığını az çok koruyabilmiş 'şiirli' İstanbul’da bir kez daha dolaşıp durdum. Tramvaylar, vapurlar vardı. Park Otel, Ege Bahçesi yerli yerindeydi. Feyza Nahit 'papiye parfüme'sinden söz açıyordu. Mecidiyeköy’ün 'kanarya kafe'sine benzeyen bir villasında, bahçede 'eflatun' manolyalar açmıştı...
Roman, bir şehir gezisi gibi okunduğunda da yürek yakıyor."
Gelinlik Kız Alıntıları - Sözleri
- İnsanlık meydanı bomboş!
- Ey sevgili müstakbel damadımız ! ... Kızımız Feyzâ'yı sana emanet ediyorum ... Onun kıymetini bil . Sana öl derse , öl! Diril derse , diril ! ... Zira , « cinsi lâtife » ile geçinmenin başka yolu yoktur ! ...
- Tolstoy'un « Kroyçer Sanatı » nı okudunuz mu ?
Gelinlik Kız İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Gelinlik Kız: “Evlilik kızların sorunlardan kurtulmak için bir tür acil çıkış kapısı olarak başvurduğu ve erkekler için de temel ihtiyaçların karşılanması olarak görüldüğü sürece toplum yerinde saymaya devam edecektir.” Majoris "Gelinlik Kız romanı Kerime Nadir’in otuzlu yaşlarında kaleme aldığı bir eserdir. Gelinlik kız o dönem için sayılı 'feminist roman'dan biridir ve ilklerindendir. Kadının tek başına var olabileceği söylemi, Gelinlik Kız'ın adeta manifestosudur." Merak edenler için kitabın içeriği ise; Feyza babasını küçük yaşta kaybetmiş, çocukluk yıllarını üvey babası yanında geçirmiş, birkaç senedir de büyük babasının himayesinde bulunan gelinlik çağında bir ressamdır. Feyza, büyük babasının ve büyük annesinin konağında Fazıl amcası, amcasının karısı Nuran, çocukları Reha, Cavidan, büyük amcasının dul kızı Belkıs ve Nuran yengesinin ağabeyi Behzat ile yaşar. Genç ressam kalabalığa rağmen mutludur. Yaşı itibariyle konağa Feyza için görücüler gelmektedir. Ama o kısmetlerinin hiçbirini istemez. Olay örgüsü Feyza, Feyza nın tabloları, talipleri, duygu ve düşünce geçişleri çevresinde ilerlemekte. Kitabın yazıldığı dönem düşünülürse ben çok beğenerek okudum kadının toplumdaki yeri durum ve düşünceleri üzerine yazılmış bir kitap tavsiye ederim. Ve üçlemenin ilki sıra kitap/saadet-taci--139170 nda (: (Asya)
1980 baskılı İnkilap ve Aka yayınevinden çıkanı okudum. Üzerinden uzun süre geçmiş pek hatırlayamıyorum, Gelinlik kız romanında, hassas ve sanatkar ruhlu bir kızın aşk, heyecan ve ıstırap dolu hayatı ve evlenme konusu etrafında uğradığı bin bir entrika çok canlı ve güzel üslüpta tasvir edilmiş. O genç kız bir de şimdiki çağda olsa ne olurdu acaba? İnstalar, stalklar, chat üzerinden dedikodular ve "yürümeler"... Yani söz konusu insan egosu ve rekabet olunca pek de değişen bir şey yok sanırım (fulya yaman)
Gelinlik Kız PDF indirme linki var mı?
Kerime Nadir - Gelinlik Kız kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gelinlik Kız PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Kerime Nadir Kimdir?
İstanbul'da doğan Kerime Nadir, Saint Joseph Fransız Kız Lisesi'ni bitirdi. Şiir yazmaya başlamasının ardından ilk öyküleri Servet-i Fünun, Uyanış, Yarımay gibi dergilerde yayımlandı. Düz yazı türündeki çalışmaları Aydabir, Yedigün, Hayat dergilerinde çıktı. 40'tan fazla roman yazan Nadir'in konuları, genellikle kırık aşklar üzerine oldu. Hıçkırık adlı romanında Mustafa Tosun'u ve eşi Üftade hanım'ın yaşamöykülerini konu edindiği sanılmaktadır.
30 civarında eseri senaryolaştırılarak sinema filmi çevrildi. "Yazarlığını topluma ve gerçeklere sırt çevirerek kendi dünyasında sürdürmekle" eleştirilmesinin yanı sıra; okuma sevgisi aşıladığı yönünde olumlu yorumlara da hedef olan yazar; uzun yıllar Maçka Palas'ta kalmıştır. Bazı romanları yabancı dillere de çevrilen Nadir'in romanları 5 milyondan fazla satış yapmıştır.
Kerime Nadir Kitapları - Eserleri
- Hıçkırık
- Samanyolu
- Funda
- Aşka Tövbe
- Zambaklar Açarken
- Son Hıçkırık
- Dehşet Gecesi
- Kalp Yarası
- Gelinlik Kız
- Ruh Gurbetinde
- Solan Ümit
- Yeşil Işıklar
- Sonbahar
- Esir Kuş
- Sisli Hatıralar
- Kırık Hayat
- Bir Çatı Altında
- Aşk Bekliyor
- Aşk Rüyası
- Posta Güvercini
- Ormandan Yapraklar
- Saadet Tacı
- Seven Ne Yapmaz
- Aşk Fısıltıları
- Romancının Dünyası
- Gönül Hırsızı
- Güller ve Dikenler
- Pervane
- Uykusuz Geceler
- O Gün Gelecek Mi?
- Bir Aşkın Romanı
- Dert Bende
- Gümüşselvi
- Balayı
- Suya Düşen Hayal
- Hıçkırık
- Karar Gecesi
- Kaderin Sırrı
- Günah Bende mi?
- Sonbahar
- Hıçkırık
- Geciken Müjde
- Aşk Hasreti
- Suçlu
Kerime Nadir Alıntıları - Sözleri
- O kadın, erkekle her alanda eşit haklara sahip olmasına rağmen, kendisini daima ondan korumak ve böylece toplum içinde pasif kalmak zorundadır. Bu korkunç açlık o kadının sosyal bünyede dilediği yeri almasına da hiçbir zaman imkan vermeyecektir. (Saadet Tacı)
- Hiddetten dişlerim kilitlenmiş ve yumruklarım sıkılmış ona bakıyordum. İçimde dayanılmaz bir istek kabarıyordu. Bu adamın uğursuz suratına şiddetli bir tokat aşk etmek. (Kalp Yarası)
- Kalpsizlere kurban olmuş "Mücella"larla dolu olan bu dünyadan bütün kalbimle nefret ediyorum!.. (Samanyolu)
- “Kadın gözlerini yummuş, o düşlerin parıltıları içinde yüzüyordu. Eğer yummasaydı gözlerini, erkeğin yüzünü geren sinsi gülüşü ve bakışlarındaki alaycı ifadeyi görürdü.” (Aşk Fısıltıları)
- Kim olursa olsun sevdiğinle yaşa. (Zambaklar Açarken)
- "Dünyanın bütün zevkleri, seninle baş başa olma mutluluğunun yanında bir hiçtir!" (Aşka Tövbe)
- Gel gör ki kader onları bir evlilik tuzağına düşürdü. (Geciken Müjde)
- Doğrusu gelecekten endişe ediyordum (Dehşet Gecesi)
- "Seven insan sevildiğini de bilir,sevilmediğini de." (Hıçkırık)
- —Bu kadar ince bir düşünceye benim aklım ermemiş, kusura bakmayın!.. (O Gün Gelecek Mi?)
- İnsan hayatta aşırı gitmemeli hiçbir hususta. (Sisli Hatıralar)
- Ve eğer seni tanımasaydım,birçok güzel şeyi hiç bilmiyecektim hayatta... (Zambaklar Açarken)
- Ben manen ölmüş bir insandım... Geçen her gün gölümdeki yarayı genişletmekte, ıstırabımı azdırmaktaydı. (Samanyolu)
- Yapayalnız bir insandım. (Kalp Yarası)
- — Çünkü bence hayatta sevgiye lâyık olan şey akıllı bir başla, kin tutmayan bir kalptir... (O Gün Gelecek Mi?)
- Hayatım sade, dümdüz geçiyor, fakat ruhumda sürekli fırtınalar var... (Samanyolu)
- Ve şunu bil ki, hiçbir yer bana senin yanında olmak kadar saadet vermez (Hıçkırık)
- Siz, o insanlardansınız ki, onlar kendi kendilerini bedbaht ederler... Bazı âmillerin bahtsızlığına yer hazırladığını vehmedişiniz de, yine düştüğünüz hatalardan biridir. Hayatta hiçbir şeyden memnun olmamak, veyahut memnuniyetini azımsamak, insanın yaradılış kusuru olmaktan ziyade mantık denilen irade keyfiyetinin fena kullanılışıdır bence... Siz kendinizi belli herkesin fevkınde gördünüz. Belki de kimsedr bulunmiyan meziyetlere malik olduğunuzu sandınız. Ve bu mükemmelliyete mukabil, hayatın size bahşettiği her şeyi mükemmel beklediniz. Halbuki daima hayal sukutuna uğradınız. (Günah Bende mi?)
- Günler geçtikçe, yalnızlığın acısı içime çöküyordu. (Kalp Yarası)
- "Bunu 'modern psikoloji' de ispat etmiştir. His sınırsızdır... Hisse bağlı olan sanatın da sınırsız olması icap eder... Bir çerçeveye sokulmuş sanat, kafese konmuş bülbül gibidir. Sanatkâr coştukça bütün sınırları aşar; artık mantığı da, grameri de bir yana atar ve hissi (şuuraltı) olduğu gibi hür bir biçimde gürler... Ve böylece eserleri kendi başına bağımsız bir güzellik arzeder. Bu şahlanıp serpilmiş güzelliğe, yahut gelişigüzelliğe biz kısaca 'fantezi' deriz." (Dehşet Gecesi)