Gençlik - Lev Tolstoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Gençlik kimin eseri? Gençlik kitabının yazarı kimdir? Gençlik konusu ve anafikri nedir? Gençlik kitabı ne anlatıyor? Gençlik kitabının yazarı Lev Tolstoy kimdir? İşte Gençlik kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Lev Tolstoy

Çevirmen: Ayşe Hacıhasanoğlu

Orijinal Adı: Детство

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053325390

Sayfa Sayısı: 256

Gençlik Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tolstoy'un kendi yaşam öyküsünü anlattığı Çocukluğum ve Gençliğim isimli eserlerin ikincisi. Eser, Tolstoy'un yaşadığı devrin toplumsal yapısını, üniversiteye girişiyle beraber hayatında meydana gelen değişiklikleri, genişleyen arkadaş çevresini, soyluların yaşamını ve geride kalan pişmanlıkları ele alır. Çocukluğum ve Gençliğim, Tolstoy'u birçok kişi için vazgeçilmez kılan eserlerdir.

Gençlik Alıntıları - Sözleri

  • "Sen başka insanların gülüp alay ettiği şeylerde olağanüstü ve iyi bir taraf görmeye meyillisin."
  • Neden ruhumda her şey bu kadar güzel, bu kadar açıkken kağıt üzerinde ve düşündüğüm bazı şeyleri hayata geçirmek istediğimde bu kadar çirkin oluyordu?
  • Ben sevdiğim zaman duygularımı ne övgü, ne de sövgü değiştirebilir..
  • Ya gerçekten insanın kötü yönleri iyi yönlerinden daha fazlaydı, ya da insan iyi şeylerden çok kötü şeyleri benimsemeye daha yatkındı..
  • Bir şey söyleseydim ağlardım.
  • ...kendi istediğin gibi yaşa ve kimsenin çaldığı gibi oynama.
  • Şu iğrenç para bütün ilişkileri bozuyor!
  • Yaşamım yine incir çekirdeğini doldurmaz, karmakarışık, boş işlerle geçiyordu.
  • Üç tür insanın gözüne bakmaktan rahatsız olduğumu fark ettim sonra: benden çok daha kötü olanlar, benden çok daha iyi olanlar ve her ikimizin de bildiği bir şeyi karşılıklı olarak birbirimize söylemeye cesaret edemediğimiz kişiler..
  • Gençliğimizde yalnızca tutkuyla severiz,bu yüzden de yalnızca kusursuz insanları severiz.
  • İnsanın kafasını kapının kirişine küt diye vurması, eski ve çok sızlayan bir yaraya belli belirsiz, usulca dokunmak kadar acı vermez genellikle. İşte böyle eski, acı veren bir yara neredeyse her ailede vardır..
  • Tıpkı kuruntulu bir insanın tıp kitabı okurken olası bütün hastalıkların belirtilerini kendisinde görmesi gibi, ben de romanlarda anlatılan tüm tutkuları ve bütün karakterlerle, romanın her kahramanıylla, kötü adamlarıyla bir benzerlik görüyordum kendimde.
  • Hoş değil, ama neyse felakette sayılmaz!
  • Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse.

Gençlik İncelemesi - Şahsi Yorumlar

ÇOCUKLUK - İLKGENÇLİK - GENÇLİK: Yıl biterken yeni yılda okuduğum ilk kitabın Tolstoy’a ait olmasını istedim. Bu yüzden kitaplığıma koştum ve aylardır okunmayı bekleyen “Çocukluk” kitabını elime aldım. Bu kitabın Tolstoy’dan okuduğum ilk eser olmasından kaynaklı olsa gerek “Çocukluk”u hevesle, bir çırpıda okumamla “İlkgençlik” kitabına başlamam ve son olarak da “Gençlik” kitabını bitirmem bir oldu. Okudukça okudum, elimden bırakamadım. İlk eserleri de olsalar kitap rengarenk post-it’lerle doldu. Pek çok alıntı yaptım, bunlardan pek çoğu hâlâ daha zihnimde dolanıyor. Buradan da anlıyorum ki ilk eserleri de olsa Tolstoy, Tolstoy’dur. Yarı otobiyografik kitaplarda gerçekler nerede başlayıp nerede bitiyor, anlayamıyoruz. Örneğin Tolstoy annesini daha 2 yaşındayken kaybettiği halde, “Çocukluk”ta annesinin yaşadığını, kendisi 11 yaşındayken öldüğünü görüyoruz. Gerçeklerle kurgu iç içe geçmiş durumda. Her şey hem göz önünde, hem de bir perdenin arkasında gizli. Nikolenka, hepimizden parçalar bulunduran bir karakter. Yaşadığımız yer, zaman, ortam birbirinden farklı da olsa aslında duygular bir o kadar benzer. Birçok olayda bu benzerliklere şahit oldum. Hatta Nikolay’ın cebirde iyi olduğu halde kombinasyon konusunda zorlanmasından bile ne kadar evrensel bir eser olduğunu anladım. (Ben ve çevremdeki birçok insan da bu konuyu zorlanarak öğrendi. :D) Bu karakterin kendine karşı oldukça dürüst olduğunu düşünüyorum. Pek çoğumuzun itiraf etmeyi bırakın aklına getirdiğinde bile utanacağı düşüncelerle karşılaşıyoruz. Bile bile yalanlar söylüyor mesela, sırf yakalanmak için. İnsanların dikkatini çekmeye çalışırken aslında karşındakini kendinden soğutacak bir şeyler yapıyor. Çoğumuzda da olduğu gibi ergenliğinin başlarında gördüğü herkesten hoşlanıyor, kendini hepsine aşık sanıyor, oysa daha duygulardan bir haber. Ama içindeki kıvılcım dışarı çıkmaya çalıştığı için engel olamıyor buna. Ayrıca olmamış olayları kafasında kurgulaması, eğer böyle bir şey olsaydı ne yapardı bütün adımları planlaması bana çok tanıdık geldi. (Ben de dahil olmak üzere bunu yapan bir sürü insan olduğuna eminim. :D) Kendisine ulaşılması zor olan hedefler koyması ama bunları gerçekleştirmeden, bunlardan vazgeçmesi yeni yıla tam uydu. (Umarım bu seneki “ulaşılmaz” hedeflerimize Nikolay gibi vazgeçmez ve ulaşırız.) Okudukça gördüm ki Tolstoy’un büyük bir yazar oluşunun ilk adımlarını yazdığı cümlelerdeki gelişimden bile anlayabiliriz. “Çocukluk” kitabında daha kısa cümleler kurarken üçlemenin son kitabı olan “Gençlik”te cümleler uzamaya, anlamlar derinleşmeye başlıyor. Bu da bana, küçük bir çocuğun içi içine sığmayan bir genç olmasını izliyormuşuz gibi hissettirdi. Kendimi son derece yalnız hissettiğim bir dönemde bu kitapları okumak aslında hiç de yalnız olmadığımı hatırlamama vesile oldu. Çünkü karakterimiz sık sık yalnız olduğunu, kimse tarafından sevilmediğini düşünerek acı çekiyordu. Demek ki üstünden yıllar da geçse bu duygular hâlâ hissediliyor, dedim kendi kendime ve bu buhrandan çıkmam konusunda içime bir istek getirdi. Bu üçleme damağımda çok güzel tat bıraktı. Yeni yıl okuma hedefim aslında Tolstoy’un eserlerinin çoğunu kapsasa da gene de bu hedefi olabildiğince hızlı gerçekleştirme kararı aldım. Daha bu yolun çok başındayım ama bu yolda yürümek için çok heyecanlıyım. En kısa zamanda yeni bir Tolstoy eseriyle görüşmek üzere! (Okuma Meraklısı)

Gençlik kitabında Nikolenka: Kitap Tolstoy'un her kitabı gibi insanları anlatıyor. Bizi, duygularımızı, düşüncelerimizi, ruhumuzu, iç dünyamızı, davranışlarımızı... Kısacası insanları anlatıyor. Tolstoy'un tüm kitaplarındaki gibi bu kitabında da durum ve duygu analizleri çok iyiydi. "Bunu ben de yaşadım!" diyordunuz çoğu yerinde. Kitabı okurken Nikolenka'yı Stefan Zweig'ın "Kızıl" kitabındaki Berger karakterine benzettim. İkisi de Gençliğe geçiyorlardı, önce çevreleri tarafından kötü yollara saptırılıyorlardı; masumluklarını, temizliklerini, ruhlarını, benliklerini kaybetmeye zorlanıyorlardı ancak bu zorlanma net bir şekilde değil daha çok çevre ve çevreyi kaybetme korkusuyla oluşuyordu. Gençlikte de aynı şey var. Nehlüdov karakteri ile gençliğe atılan Nikolenka kesinlikle ona uygun olmayan bir ortamdaydı. Berger ile farkı ise Nikolenka'nın bu aydınlanmayı çok geç yaşamış olması. Ancak ikisi de uçurumun kenarından dönüyor. Kitaptaki Nehlüdov ve Nikolenka karakterleri dışında herkes bana sahte, ruhsuz ve duygusuz geldi, samimiyetten uzaklardı. Özellikle Nikolenka'nın abisi Volodya ve baba karakteri. Bir bakımdan da Tolstoy burada bize "Masumluğunuzu ve benliğinizi kaybetmeyin." diyor. kitap/cocukluk--376 kitap/ilkgenclik--71073 kitap/genclik--15552 kitap/kizil--107438 (Nehir)

Gençlik: Gençlik'te sevgili Nikolay İrtenyev'in (Tolstoy) on altıncı yaşını bitirdiği dönemi okuyoruz. Tolstoy'un hayalleriyle tanışıyoruz. Yaşama dair, geleceğe dair kurduğu hayallerinin temelinde dört duygu olduğunu anlatıyor bize. O'na duyduğu sevgi, "sevgi"yi sevmek, kibirli bir mutluluk umudu, kendine duyduğu tiksinti ve pişmanlık onun hayallerinin temelinde yatıyor. Bu dönemde "Yaşam Kuralları" adını verdiği ödev ve sorumluluklarını fark ederek ve bunları kağıda dökerek kendine bir yol çizmeye çalışıyor. Yine bu dönemde insanları, insanların psikolojik ve fiziksel durumlarını gözlemliyor. İletişim kurduğu insanlara dair bazı tecrübeler ve inanışlar ediniyor. "Üç tür insanın gözüne bakmaktan rahatsız olduğumu fark ettim sonra: benden çok daha kötü olanlar, benden çok daha iyi olanlar ve her ikimizin de bildiği bir şeyi karşılıklı olarak birbirimize söylemeye cesaret edemediğimiz kişiler." diye anlatıyor. İnsanların üç tür sevgisi olduğunu söylüyor: güzel sevgisi, özverili sevgi, gayreykeş sevgi. Bunları örneklerle uzun uzun anlatıyor. Dikkat çekici bir nokta olarak Tolstoy "comme il faut" ismini verdiği bir kavramdan bahsediyor. Bu kavramın hayatı boyunca kendisine eğitim ve toplum tarafından aşılanmış olan en mahvedici, en yanlış kavramlardan biri olduğunu anlatıyor. Gençlik döneminde insanları "comme il faut" olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayırıyor. Comme il faut olan insanlara aşırı saygı duyuyor. "Comme il faut" kavramının dilimize direkt çevirisi olmamakla birlikte comme il faut özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: Fransızcayı çok iyi bilmek, uzun, tertemiz tırnaklar, selam vermeyi, dans etmeyi ve konuşmayı bilmek, her şeye karşı umursamaz görünmek ve sürekli olarak küçümseyici ama hafiften zarif bir can sıkıntısı ifadesi takınmak. (Bunlar bana oldukça garip geldi.) Bu özellikleri başkasında aramasına rağmen kendisinin comme il faut yeteneğine sahip olmadığı düşünüyor Tolstoy. Gençlik'te üniversite deneyimine, gönül işlerine, girdiği yeni çevreye çokça değiniyor. Bütün bunları anlatırken müthiş betimleme yeteneğini kullanıyor. Çocukluk, İlkgençlik ve Gençlik kitaplarını okumanızı tavsiye ediyorum. Kitapla kalın. (Melike Sena)

Kitabın Yazarı Lev Tolstoy Kimdir?

Lev Tolstoy 28 Ağustos 1828 tarihinde Moskova'da doğdu. Babası Kont Nikolay İlyiç Tolstoy, 1812 Napolyon Savaşlarına katılmış emekli bir yarbaydı.

Tolstoy romanlarında, insanoğlunun ne kadar değişik karakterli olduğunu vurgular. ''Savaş ve Barış'', ''Anna Karanina'' insan tahlileri ve canlı tasvirler bakımından birer baş eserdir.

Lev Tolstoy'un kendini arayış serüveni ölünceye kadar sürdü. Karısı bile onu anlamadı. Tolstoy, bir çocuk gibi hayata küstü ve kaçtı. Seksen iki yaşındaki karanlık ve yağışlı bir Ekim gecesinde köyünden ayrıldı. Yolda hastalandı 7 Kasım 1910'da küçük bir tren istasyonunda hayata veda etti.

Lev Tolstoy zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya'nın Tula şehrindeki Yasnaya Polyana adlı konakta doğdu. Çok küçük yaşlarında önce annesini, sonra babasını kaybetti, yakınlarının elinde büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük bir ilgisi vardı. Öğrenimini tamamlamak için Moskova'ya gitti. Çalışkan zeki bir öğrenci olarak başarı ve sevgi kazandı. Fransızcasını ilerletmiş, Voltaire'i ve J. J. Rousseau'yu okumuş, bu iki yazarın kuvvetli etkisinde kalmıştı. Yasnaya-Polyana'ya döndü, yoksul köylüler arasına katıldı. İlk eseri olan "Çocukluk"u bu sıralarda yazdı.

Lev Tolstoy Bir süre sonra orduya girdi; Kafkasya'ya gitti. Kafkas halkının yoksulluk dolu yaşayışlarını ele aldığı izlenimlerle ilk gerçekçi hikâyelerini yazdı. 1854'te Kırım savaşı'na subay olarak katıldı. Sonra askerlikten ayrılıp Petersburg'a gitti. Bir kısım eserlerini oldukça sakin geçirdiği o yıllarda yazdı. Gene de içinde, aradığını bulamayan bir ruh çalkalanıyordu. Batı Avrupa ülkelerinde uzun bir gezintiye çıktı. Almanya, Fransa, İsviçre'de dolaştı. Yurduna dönüşünde gene Yasnaya-Polyana'ya yerleşti. Asalet ünvanlarından, lüksten sıkılıyordu. Köyünde bir okul kurdu. Bu okul, öğrenim, eğitim bakımından yepyeni bir kurumdu. Huzura kavuştuğuna kanaat getirdikten sonra, 1862'de evlendi.

Lev Tolstoy evlendiğinde karısı Sophie Behrs kendisinden 16 yaş küçük olup henüz 18 yaşındaydı. Bu evlilik onun düzenli bir hayat özlemini giderecekti. Bu evlilikten 13 çocukları oldu; bu çocukların 3'ü bebek iken, biri 5 diğeri de henüz 7 yaşında iken öldü. Eserlerinden en kuvvetli olan iki romanı "Savaş ve Barış" ile "Anna Karenina'yı" bu dönemde yazdı. Karısı, eserlerini yazmasında en büyük yardımcısıydı. Hatta "Savaş ve Barış"ın düzeltmelerini 12 kez yapıp yazmıştır. Aradan bir süre geçince yeniden, bu sefer eskilerden daha şiddetli bir moral çöküntüsüne uğradı. Geniş halk yığınlarının, özelikle Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Kaba saba giyiniyor, giydiği her elbiseyi kendisi dikiyordu. Değişmeyen tek tarafı bıkıp usanmadan yazmasıydı. "Kroyçer Sonat", "Efendi ile Uşak", "Karanlıkların Gücü", "İman nedir", "İnciler", "Kilise ve Devlet", "İtiraflarım" hep bu yılların ürünleridir.

Lev Tolstoy Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy'un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır. Kendi ülkesinin toplumsal siyasal çalkantılarını, halkının yaradılışını, yaşayışını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar, bir filozof ve bir eğitimci olarak da ün kazanmıştı. Yukarıda sayılanların dışında "Diriliş", "Gençliğim", "Çocukluk", "Hacı Murat", "Ayaklanış", "Sergi Baba", "Tanrı Bizim İçimizdedir", "Kazaklar", "Tesadüf", "İki Süvari" gibi eserleri vardır.

Lev Tolstoy 82 yaşındayken, 1910 yılında öldü. Kış ortasında evini terk ettiğinde hasta düştükten sonra, Astapovo'da tren istasyonunda zatürre'den öldü. Polis, cenazesine katılmak isteyenlere ulaşımı sınırlandırmak için çalıştı, ama binlerce köylü cenazesinde sokakları doldurdular.

82 yaşında vefat eden Lev Tolstoy birçok kez büyük sıkıntılar yaşamıştır. Marksizm'den etkilenerek oluşturduğu mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Bu sebeple ailesiyle arası açıldı. Hıristiyan anarşizmini geliştirmeye çalıştığı kitabı "tanrının egemenliği içimizdedir" kitabıyla yeni bir hristiyanlık akımı tanımlaması, Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edilmesine sebep oldu. Tolstoy, ömrünün son yıllarını büsbütün derbeder bir şekilde geçirdikten sonra, bir küskünlük sonucunda, evini bırakıp yollara düştü. Astapovo tren istasyonunda ölü olarak bulundu. Ölümüne zatürrenin sebep olduğu bilinmektedir. Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştı. Eserlerinde bunu eksiksiz olarak yansıtmayı hedef edinmiş en büyük Rus yazarlarından birisi olarak edebiyat ve dünya tarihindeki yerini aldı.

Lev Tolstoy Kitapları - Eserleri

  • Hacı Murat
  • İnsan Neyle Yaşar?
  • Kazaklar
  • Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
  • Anna Karenina
  • Aile Mutluluğu

  • Aslan ile Köpek Yavrusu
  • Hazreti Muhammed
  • Çocukluk
  • Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik
  • Sivastopol
  • İvan İlyiç'in Ölümü
  • Kreutzer Sonat

  • Diriliş
  • Sergi Baba ve İki Hafif Süvari
  • Efendi ile Uşağı
  • Erik Çekirdeği
  • İtiraflarım
  • Ateşi Kıvılcımken Söndürmeli
  • Aşkın Yasası - Şiddetin Yasası

  • Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır
  • Üç Ölüm
  • Şeytan
  • Tanrı'nın Egemenliği İçinizdedir
  • Hayatın Anlamı
  • Masallar
  • Bir Gencin Dramı

  • Gençlik
  • Her Şeye Rağmen Sevgi
  • Sanat Nedir?
  • Din Nedir?
  • Vahşi Zevkler
  • Ve Işık Karanlıkta Parlıyor
  • Kafkas Tutsağı

  • İçimizdeki Şeytan
  • Hayat Üzerine Düşünceler
  • İnsana Ne Kadar Toprak Lazım
  • Hayatı Sorgulamak
  • Bilgelik Kitabı
  • Hikayeler
  • Günlükler

  • Tipi
  • Bütün Mutluluklar Birbirine Benzer
  • Fil ile Tilkiler
  • Baskın
  • Halk İçin Hikayeler
  • Öyküler
  • Ölüm Manifestosu

  • Karanlığın Kudreti
  • Canlı Ceset
  • Yaşlı Kavak
  • İlkgençlik
  • İhtiyar Adam ve Torunu
  • Tanrı Her Şeyi Bilir
  • Zamanımızın Köleliği

  • Dekabristler
  • İncil'in Kısa Bir Özeti
  • Tolstoy'un Risaleleri - 2. Cilt
  • Tolstoy'un Risaleleri - 1. Cilt
  • Davulun Sesi
  • Katya
  • Yunan Öğretmen Sokrates

  • Çocuk Gibi Olun
  • Şahin İle Horoz
  • Küçük Şeytan
  • Sahte Kupon
  • Savaş ve Askerlik Üzerine
  • Yurtseverlik, Askerlik ve İtaatsizlik Üzerine
  • Kralın Hediyesi

  • İnancım Neden İbarettir?
  • Dua
  • Savaşa Karşı Yazılar
  • Çömlek Alyoşa
  • Anna Karenina - 3. Cilt
  • Tolstoy'dan Seçme Öyküler
  • Yaşayan Ölü

  • Anna Karenina - 2. Cilt
  • Hikmetli Sözler
  • Savaş ve Barış - 2. Cilt
  • Savaş ve Barış - 3. Cilt
  • Savaş ve Barış - 4. Cilt
  • Hiddet
  • Tolstoy Gandhi Mektuplaşmaları

  • Ruh
  • Bethink Yourselves
  • Polikuşka
  • Tolstoy Bütün Eserleri 3
  • Balodan Sonra
  • Gri Tavşan
  • Seçilmiş əsərləri - 1. Cilt

  • Ruh ve Ölüm
  • Gençlik - 2. Cilt
  • Vatanseverliğe Karşı
  • Anna Karenina - 4. Cilt
  • Felsefe-i Hayat
  • İman ve İtikad
  • Aşk ve Öfke

  • Корней Васильев (Korney Vasiliev)
  • Gizli Notlar
  • Bütün Eserleri 10
  • Bütün Eserleri 11
  • Bütün Eserleri 12
  • Ölümden Sonra Dirilme - Cilt: 3
  • Çilekler

  • Tövbe Edin
  • Kuğular
  • İki Qusar
  • İman Vicdan Ve Dua
  • Halk İçin Hikayeler - 1. Cilt
  • Halk İçin Hikayeler - 2. Cilt
  • Halk İçin Hikayeler - 3. Cilt

  • Ainsi Meurt L'amour
  • Budala İvan
  • Yaban Çilekleri
  • Tanrı Gerçeği Görür Ama Bekler
  • Tolstoy Bütün Eserleri 14 (Ciltli)
  • Aforizmalar
  • Yolcu ve Köylü

  • Risaleler - İnsanın Dokuz Hali
  • Muhabbet
  • Kelam
  • Masallar
  • Basübadelmevt
  • Father Sergius
  • Söz ve Eşitsizlik

  • Bir İzdivacın Romanı
  • Çocukluk ve Gençlik Yılları
  • Susa Bilmirəm

Lev Tolstoy Alıntıları - Sözleri

  • Biz de böyleyiz işte... (İnsana Ne Kadar Toprak Lazım)
  • İnsan eğer çok yaşasaydı o nispette çok değişimlere uğrardı. İnsan başlangıçta bir bebekken sonra küçük çocuk, sonra yetişkin ve daha sonra da ihtiyar olurdu. Fakat insan ne kadar değişim geçirirse geçirsin kendisine daima "ben" demiştir. Bu "ben" bebeklikte, yetişkinlikte ve ihtiyarlıkta her zaman kişinin yanındadır. İşte değişmeyen bu "ben" ruh adını verdiğimiz şeydir. (Ruh ve Ölüm)
  • "İnsan kazanayım derken kendim kayboldum." (Tanrı Her Şeyi Bilir)
  • "Böyle anlarda bir felakete ne kadar yakın olduğumu bilseydin, kendimden ne kadar korktuğumu!" (Anna Karenina - 3. Cilt)
  • Bu da yaşamak mı sanki! İnsan ya tam öl­meli ya da tam yaşamalı. Tövbe, tövbe! (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik)
  • Insana öyle geliyordu ki yeni bir şeyi anlamak için büyük bir hevesle atılıyor ancak amacına erdikten sonra o şeyden nefret etmeye de hak kazandığını düşünüyordu. (Gençlik - 2. Cilt)

  • Kalben sakin ve uysal olun, hayatınızda mutluluğu bulursunuz. (İncil'in Kısa Bir Özeti)
  • Sağlığı ile övünenin değil hasta olanın hekime ihtiyacı vardır. (İncil'in Kısa Bir Özeti)
  • -Çünkü sen kendin için, mutluluğun için yaşamak istiyorsun. +Bu dünyada başka ne için yaşanır ki? -Tanrı için yaşamak gerekir Martin. (Hikayeler)
  • ''Kabahatlerin en korkuncu, nankörlüktür...'' (Çocukluk)
  • Bu acıyla da aynı şey olacak, zaman geçecek ve umurumda olmayacak. (Anna Karenina)
  • Ben, hayattan hiçbir beklentisi olmayan, mahvolmuş bir adamım artık... (Hikayeler)
  • Ölmek için referansa ihtiyaç yok (Anna Karenina - 3. Cilt)

  • Bence her insan bencildir,ve bütün yaptiklari da bu yüzdendir. -Bencillik,insanin kendisini en iyi ve en akilli olduğuna inanmiş olmasidir.. (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik)
  • Ve insanlar, kurtuluşu, her insan için zorunlu olan, tüm dinsel öğretilerde ve her bir insanın yüre­ğinde yazılan, 'kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma ve yakınlarını öldürme' yasasını yerine getirmekte arama­lıdırlar. (Yurtseverlik, Askerlik ve İtaatsizlik Üzerine)
  • İndi ki,bu dünya günahla doludur və ondan imtina etmək lazımdır,onda nəyə gərəkdir onun gözəllikləri? Bu işrəti niyə yaratmısan? (Sergi Baba ve İki Hafif Süvari)
  • 'Öldün mü toprağa gömerler, sonra da me­zarında ot biter, o kadar işte. Başka hiçbir şey yok' (Kazaklar)
  • Ben, niçin bütün dünyanın dâhiyane bulduğu Shakespeare'in yapıtlarını beğenmemekle kalmıyor, bunları bir de iğrenç buluyordum? (Sanat Nedir?)
  • Tarihsel olarak dekabristler,1825 Aralık ayında çarlığa karşı (Dekabr, Rusçada "Aralık" demek)meydan okumaya cüret etmiş ilk devrimcilerdi.hemen hepsi de Rus aristokrat ailelerinden geliyordu ve büyük bir çoğunluğu ise 1812'de Napoleon ordularına karşı savaşmışlar, kahramanlıklarıyla öne çıkmışlardı. (Dekabristler)
  • erkekler böyle düşünürsünüz.. Kendinize özgürlük tanıdınız, kadını ise kuleye tıkmak niyetindesiniz. Kendinize gelince her şeye izin verirsiniz.. (Kreutzer Sonat)