Gezgin ve Gölgesi - Friedrich Nietzsche Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Gezgin ve Gölgesi kimin eseri? Gezgin ve Gölgesi kitabının yazarı kimdir? Gezgin ve Gölgesi konusu ve anafikri nedir? Gezgin ve Gölgesi kitabı ne anlatıyor? Gezgin ve Gölgesi kitabının yazarı Friedrich Nietzsche kimdir? İşte Gezgin ve Gölgesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Friedrich Nietzsche

Çevirmen: Mustafa Tüzel

Orijinal Adı: Der Wanderer Und Sein Schatten Menschliches, Allzumenschliches -2

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053320708

Sayfa Sayısı: 179

Gezgin ve Gölgesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Friedrich Wilhelm Nietzsche (1844-1900): Geleneksel din, ahlak ve felsefe anlayışlarını kendine özgü yoğun ve çarpıcı bir dille eleştiren en etkili çağdaş felsefecilerdendir. Bonn Üniversitesi'nde teoloji okumaya başlayan Nietzsche daha sonra filolojiye yöneldi. Leipzig Üniversitesi'nde öğrenimini sürdürdü, henüz öğrenci iken Basel Üniversitesi filoloji profesörlüğüne aday gösterildi. 1869'da sınav ve tez koşulu aranmadan, yalnızca yazılarına dayanarak doktor unvanı verilen Nietzsche profesörlüğü sırasında klasik filoloji çalışmalarından uzaklaştı ve felsefeyle uğraşmaya başladı. Tragedyanın Doğuşu, Zamana Aykırı Bakışlar, İnsanca Pek İnsanca (Karışık Kanılar ve Özdeyişler, Gezgin ve Gölgesi), Tan Kızıllığı, Şen Bilim, Böyle Söyledi Zerdüşt, İyinin ve Kötünün Ötesinde, Ahlakın Soykütüğü, Ecce Homo, Wagner Olayı, Dionysos Dithyrambosları, Putların Alacakaranlığı, Deccal, Nietzsche Wagner'e Karşı başlıca büyük eserleri arasında yer almaktadır.

Gezgin ve Gölgesi Alıntıları - Sözleri

  • Bizim kusurumuz ideale baktığımız gözlerimizdedir.
  • Hakikate duyulan inanç, o ana dek inanılan tüm "hakikatlere" duyulan kuşkuyla başlar.
  • ▪︎Barbarca tehlike içinde yüzen bir toplumun Portresi bu ▪︎
  • Karakterimiz , yaşadıklarımızla değil , yaşanması gereken bazı olayların eksikliğiyle biçimlenir..
  • "Oysa vermek daha mutludur sahip olmaktan: nedir ki en zengin kişi, bir çölün ıssızlığında?"
  • Umut kötülüklerin en fenasıdır; Çünkü işkenceyi uzatır .
  • Herhangi bir şeye bağımlı olduğumuzu hissetmediğimiz sürece, kendimizi özgür sanırız.
  • Belki karınca da ormanda, kendisinin ormanın hedefi ve ereği olduğunu kuruyordur; tıpkı bizim insanlığın sonunu hayal gücümüz­de adeta istemdışı bir biçimde dünyanın sonuyla ilişkilendi­rişimiz gibi...
  • "Otoritelere duyulan inançtır vicdanın kayna­ğı: yani insanın kalbindeki tanrının sesi değil, bazı insanların insandaki sesidir vicdan."
  • ...in­sanlığın temel duygusu, insanın özgürlüğün olmadığı bir dünyada özgür olan olduğu, ister iyi ister kötü davransın ölümsüz mucize yaratıcısı, şaşırtıcı bir istisna, HAYVANÜSTÜ, handiyse-tanrı, yaratılışın anlamı, var olma­ması düşünülemeyen, kozmik bilmecenin çözüm şifresi, doğanın büyük hakimi ve onun aşağılayıcısı, KENDİ TARİHİNE DÜNYA TARİHİ DİYEN varlık olduğu duygusudur!
  • Şimdi hiçbir hükümet, yeri geldiğinde fetih arzularını tatmin etmek için bir ordu beslediğini itiraf etmeye yanaşmıyor; sözde savunmaya yarıyormuş bu ordu. Kendilerine avukat olarak da, meşru müdafaaya izin veren ahlakı seçiyorlar. Oysa bunun anlamı: kendimize ahlaklılığın, devletimiz meşru müdafaa araçlarını düşündüğüne göre, saldırgan ve fetih meraklısı olduğu düşü­nülmesi gereken komşu devlete de ahlaksızlığın yakıştırıldı­ğıdır; ayrıca bir orduya neden gereksindiğimize getirdiğimiz açıklamayla, tıpkı bizim devletimiz kadar, saldırı arzusunu yadsıyan ve kendi açısından da orduyu yalnızca meşru mü­dafaa amacıyla besleyen komşu devletin, masum ve becerik­siz bir kurbana hiç savaşmadan baskın vermek isteyen ikiyüzlü ve kurnaz bir suçlu olduğunu ilan etmiş oluyoruz. Şimdi tüm devletler birbirlerine karşı böyle bir konumdalar: komşunun kötü niyetli, kendilerinin de iyi niyetli olduğunu varsayıyorlar. Ne ki bu varsayım insanlıktan uzaktır, savaş kadar, hatta savaştan daha da kötüdür: aslın­da savaşların nedeni ve davetiyesidir, çünkü söylendiği gibi, komşuya ahlaksızlık isnat eder ve böylelikle düşmanca zih­niyeti ve eylemi kışkırtıyor gibidir. Ordunun bir meşru mü­dafaa aracı olduğu öğretisine de, fethetme arzularına olduğu kadar tövbe edilmelidir. Ve belki de büyük bir gün gelecek, savaşlarla ve zaferlerle, en üst düzeyde askeri düzen ve askeri zeka eğitimiyle öne çıkan ve bunlara en büyük kurbanla­rı vermeye alışmış olan bir halk, gönüllü olarak şöyle seslenecektir: "Kılıçları parçalıyoruz" - ve tüm ordusunu en küçük birimine dek dağıtacaktır. En silahlı ol­duğu sırada bir duygu yüksekliğinden dolayı kendini silahsız kılmak, - budur gerçek barışın aracı ve her zaman bir zihniyet barışına dayanmak zorundadır: şimdi tüm ülkede kol gezen sözümona silahlı barış ise, zihniyet geçimsizliğidir, kendisine ve komşusuna güvenmez ve yarı nefretten, yarı korkudan ötürü, silahları bırakmaz. NEFRET ETMEK VE KORKMAKTANSA, YOK OLMAK DAHA İYİ, KENDİNDEN NEFRET ETTİRMEK VE KORKUTMAKTANSA, YOK OLMAK İKİ KERE DAHA İYİ, -bu olmalıdır en yüce düsturu, her bir devlet toplumunun!
  • Vanitas vanitatum homo. / Hiçliklerin hiçi insandır.
  • Ne denli az zevk yetiyor birçoklarına yaşamı iyi bulmak için, ne denli mütevazıdır insan!
  • Hoşnutsuzluk ve dünyayı karartma alışkanlığı şu andaki nesle eski çağlardan miras kalmıştır.
  • İnsan bacağını hayatta zorluklar içinde yükseğe tırmanırken değil, ancak işin kolayına kaçmaya ve rahat yolları seçmeye başlayınca, kırar.

Gezgin ve Gölgesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Friedrich Nietzsche: Merhabalar 1k Gezgin ve Gölgesi; kapakta insanca pek insanca -2 yazıyor. Öncelikle şunu söyleyeyim insanca pek insanca kitabını okumamış olmama rağmen bu kitabın ilk kitap olan "insanca pek insanca" kitabı ile alakası olduğunu düşünmüyorum tip olarak benzeyebilirler lakin kitap tamamen kendine özgü bir kitap. Kitabın ilk iki sayfasında gezgin ve gölgesinin diyalogu var. Burada gölge gezgine kendi felsefesini anlatacağını söyleyip kitaba başlıyor. Kitap tam tamına 350 başlıktan oluşuyor. Bu başlıklar birbirleri ile hem bağlantılı hem bağlantısız yani şöyle 4-5 başlık bir temayı oluşturuyor. Sonra konu başka bir noktada beliriyor. Kitabın içeriğine gelelim. Ahlak, edebiyat, müzik(neredeyse bilinen tüm klasikçiler Chopin Mozart v.s), Alman felsefesi ve filozofları, moda ve politika yani ne isterseniz var. Özellikle bu kitabı okumak isteyenlere şunu tavsiye ediyorum. 284. Başlık olan "Gerçek Barışın Aracı" başlığını açıp okuyun kitabın ne anlatmak istediğini anlayacaksınız. Neredeyse bütün başlıkları 2-3 defa okumanız gerekiyor ki bir anlam çıkarabilesiniz. Ben böyle yapmak zorunda kaldım tabi sizde gerekmeyebilir bu ihtiyaç. Sözü fazla uzatmadan kitapla ilgili kendi düşüncelerimi söyledim. Bence oldukça iyi ve insanın sorgulayıcılığını hat safhaya çıkaran bir kitap. Herkese iyi okumalar dilerim. (uğur bayam)

Tekrardan herkes için ve hiçkimse için bir kitap: Kitabımız nevrotik gezgin ve gölgesi arasında olan konuşma, kitap Avrupa uluslarının sanat, dil, tarih, bilim, düşünce ve ruhsal gerçekliği üstüne 350 başlık altında topladığı değerlendirme ve afarizmalardan oluşuyor. Tuhaf filozofumuz Nietzche ilk defa bir kitapta fazla beynimi yakmadı diyebilirim, Felsefi olduğu için çoğu insan karışık ve ağır zannedebilir, ama içerisinde kendinize ait şeyler bulabileceğiniz bir kitap. (Ömer ATAY)

Kitabın Yazarı Friedrich Nietzsche Kimdir?

Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci. Din, ahlâk, modern kültür, felsefe ve bilim üzerine metafor, ironi ve aforizma dolu bir üslupla eleştirel yazılar yazmıştır. Nietzsche'nin kilit fikirlerini Apollon-Dionysos ikiliği, Perspektivizm, Güç İstenci, "Tanrı'nın ölümü", Üstinsan ve bengi dönüş oluşturur. Felsefesinin merkezini oluşturan şey, kişinin coşkun enerjisini sömüren her türlü öğretinin, toplumsal olarak ne kadar geçerli olursa olsun sorgulanarak "hayatın olumlanması"dır. Hakikatin değeri ve nesnelliği üzerine yürüttüğü kökten sorgulaması, geniş çaplı yorumların odağını oluşturur ve etkisi özellikle kıta felsefesi geleneğinde varoluşçuluk, postmodernizm ve postyapısalcılık da dâhil olmak üzere devam etmektedir.

Nietzsche, kariyerine felsefeye dönmeden önce klasik filolog (Yunan ve Roma metin eleştirmeni) olarak başladı. 1869 yılında yirmi dört yaşındayken Basel Üniversitesinde klasik filoloji kürsüsüne, bu yeri alan en genç kişi olarak atandı. 1879 yazında, hayatının büyük bölümünde kendisine dert olacak olan sağlık sorunları yüzünden istifa etti. 1889'da kırk dört yaşında zihinsel yetilerinin tamamının kaybıyla sonuçlanan bir çöküş yaşadı. Çöküşü sonraları, üçüncü devre sifilis hastalığının yol açtığı, nadir görülen bir genel pareziye yoruldu; fakat bu teşhiste soru işaretleri vardı. Nietzsche, kalan yıllarını 1897'de ölümüne kadar annesinin, 1900'de kendi ölümüne kadar kız kardeşi Elisabeth Förster-Nietzsche'nin bakımında geçirdi.

Bakıcısı olarak kız kardeşi, Nietzsche'nin el yazmalarının idareciliğini ve editörlüğünü üstlendi. Förster-Nietzsche, tanınmış bir Alman milliyetçisi ve antisemitist olan Bernhard Förster ile evliydi ve Nietzsche'nin yayımlanmamış yazılarını, kocasının ideolojisine uyarlamak üzere, Nietzsche'nin belirttiği, antisemitizm ile milliyetçiliğe sert ve bariz biçimde karşı çıktığı görüşlerine genellikle ters düşecek biçimde yeniden düzenledi. Förster-Nietzsche'nin yaptığı değişiklikler sebebiyle Nietzsche'nin adı, sonraları yirminci yüzyıl bilim insanları Nietzsche'nin fikirlerinin yanlış yorumlanmasına karşı harekete geçmiş olsalar da, Alman militarizmi ve Nazizm ile birlikte anılır olmuştur.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Friedrich_Nietzsche

Friedrich Nietzsche Kitapları - Eserleri

  • Böyle Söyledi Zerdüşt
  • Aforizmalar
  • Ahlakın Soykütüğü Üstüne
  • Alacakaranlık
  • Deccal
  • Ecce Homo

  • Eğitimci Olarak Schopenhauer
  • Gezgin ve Gölgesi
  • Güç İstenci
  • İnsanca, Pek İnsanca 1. Kitap
  • İyinin ve Kötünün Ötesinde
  • Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe
  • Wagner Olayı - Nietzsche Wagner'e Karşı

  • Öğretim Kurumlarımızın Geleceği Üzerine
  • Putların Alacakaranlığı
  • Seçilmiş Mektuplar
  • Şen Bilim
  • Tan Kızıllığı
  • Tarihin Yaşam İçin Yararı ve Yararsızlığı Üzerine
  • Tragedyanın Doğuşu

  • Yunan Tragedyası Üzerine İki Konferans
  • Tanrı ve Günah
  • Richard Wagner Bayreuth'ta
  • Karışık Kanılar ve Özdeyişler
  • Her Şey Dökülmüş Müydü Kelimelere?
  • Hayat Dediğin Nedir ki?
  • David Strauss, İtirafçı ve Yazar

  • Sonsuzluğun Ufkunda
  • Sabahın Gizeminden Doğanlar
  • Gelecekteki Felsefe
  • Dionysos Dithyrambosları
  • Fridrix Nitsşe Külliyyatından Qızıl Seçmələr
  • Kendiyle Bir Başına İnsan
  • Bilim ve Felsefe

  • Platon Öncesi Filozoflar
  • Mektuplar 1
  • Filozofun Kitabı
  • Alışkanlıkların Tutsaklığı
  • The Future Of Our Eucational Institutions
  • Thoughts Out Of Season Part 2
  • The Birth Of Tragedy Or Hellenism And Pessimism

  • Otobiyografik Yazılar ve Notlar
  • Edebiyat Nedir?
  • İnsan Çoğul ve Tek Başına
  • Bütün Şiirleri
  • Homer and Classical Philology
  • Ahlaki Değerlerin Soyağacı
  • Yalnızların En Yalnızı

  • Kahin
  • Twilight of the Idols with The Antichrist and Ecce Homo
  • Nietzsche Hauptwerke
  • Zerdeşt Wıha Ferman Kır
  • Friedrich Nietzsche (4 Cilt Takım)
  • The Dionysian Vision of the World
  • Greek Music Drama

  • Aphorisms on Love and Hate
  • Megaralı Theognis Üzerine
  • Ahlakın Soyağacı
  • Ecce Homo - Kişi Nasıl Kendi Olur

Friedrich Nietzsche Alıntıları - Sözleri

  • Kendi yolumda ilerleyip ulaşacağım amacıma. Geride kalanların ve duraklayanların üzerlerinden atlayacağım. Böylece, benim ilerleyişim onların batışları olacak. (Böyle Söyledi Zerdüşt)
  • Çocuksu merakını seviyorum. (Seçilmiş Mektuplar)
  • Bir şeyi kabul etmek kimi zaman onu anlamaktan daha zordur. (Eğitimci Olarak Schopenhauer)
  • (..) İlişkilerimizin ve dostluklarımızın dayandığı zemin ne kadar da kaygan, soğuk sağanaklar ya da kötü havalar ne kadar yakın, ne kadar da yalnız her insan!" (İnsan Çoğul ve Tek Başına)
  • İstiyorsan gözlerinle aklın hiç ama hiç solmasın, Gölgede yürürken, düş pesine güneşin, kaybolmasın! (Şen Bilim)
  • Belki karınca da ormanda, kendisinin ormanın hedefi ve ereği olduğunu kuruyordur; tıpkı bizim insanlığın sonunu hayal gücümüz­de adeta istemdışı bir biçimde dünyanın sonuyla ilişkilendi­rişimiz gibi... (Gezgin ve Gölgesi)

  • Insanın bir kez olsun içinde bulunduğu zamana fazlasıyla yabancılaşıp adeta bu zamanın kıyısından geriye, geçmiş hayat felsefelerine sürüklenmesinin büyük yararları vardır. O noktadan sahile bakarken belki de ilk kez o sahilin her yanını bütün olarak görecektir kişi. Böylece oraya yeniden yaklaştığında, etraflıca anlamak açısından, sahili hiç terk etmemiş olanlardan daha avantajlı olacaktır. (Kendiyle Bir Başına İnsan)
  • Bunu bil,nə qədər ki,səni tərifləyirlər,deməli sən hələ öz yolunu tapmamısan,başqalarına sərf edən yoldasan. (Fridrix Nitsşe Külliyyatından Qızıl Seçmələr)
  • "Was mich nicht umbringt macht mich stärker." "What does not kill me, makes me stronger." (Twilight of the Idols with The Antichrist and Ecce Homo)
  • Burada buluşabilmek için hangi yıldızlardan düştük? (Seçilmiş Mektuplar)
  • "eskiye geri dönemeyiz , gemileri yakmışızdır; cesur olmak kalır bir tek geriye.." (İnsanca, Pek İnsanca 1. Kitap)
  • Birbirlerini en çok büyüleyenler, birbirlerini en çok tamamlayanlardır. (Eğitimci Olarak Schopenhauer)
  • İnançlar hakikat düşmanları olarak yalanlardan daha tehlikelidir. (Sabahın Gizeminden Doğanlar)

  • İyi kitap zaman ister. (Karışık Kanılar ve Özdeyişler)
  • Ölümün yaşamın karşıtı olduğunu söylemekten sakınalım. Canlı sadece bir ölü türüdür ve çok ender bir türdür. (Şen Bilim)
  • İnsanın en büyük suçu Doğurulmuş olmasıdır. (İnsanca, Pek İnsanca 1. Kitap)
  • İnsan bugün kimsenin sahip olamadığı şeylere tutkulu olmalı... (Wagner Olayı - Nietzsche Wagner'e Karşı)
  • Satılık olan, kapmaya çalışır kaba ellerle bütün dünyanın çin çin öten boş şöhretini! (Wagner Olayı - Nietzsche Wagner'e Karşı)
  • ... Yalnızca Herakleitos (ve Parmenides) monisttir; çoğulcular, bir yanda Atomcular, öte yanda Platon. Fakat hepsinin içinde içerikten en yoksul, en az semereli olan Parmenides'in son bakış açısıdır, zira hiçbir şey açıklamaz. Aristoteles haklı olarak buna "fizik dışı" der. (Platon Öncesi Filozoflar)
  • "Arada sıra görgüsüzler kendileriyle baş başa kalır." (David Strauss, İtirafçı ve Yazar)