Gitme - Selvi Atıcı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gitme kimin eseri? Gitme kitabının yazarı kimdir? Gitme konusu ve anafikri nedir? Gitme kitabı ne anlatıyor? Gitme PDF indirme linki var mı? Gitme kitabının yazarı Selvi Atıcı kimdir? İşte Gitme kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Selvi Atıcı
Yayın Evi: Nemesis Kitap
İSBN: 9786059809566
Sayfa Sayısı: 496
Gitme Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Nefret ve aşk arasındaki mesafe ne kadardır?
Kilometrelerce mi?
Belki bir adım kadar yakındırlar birbirlerine?
Belki de aralarında zerre kadar dahi uzaklık yoktur. Üstelik birbirlerine dönüşmeleri öyle hızlı gerçekleşir ki, hiçbir kalp nasıl sevdiğinden bir anda nefret ettiğini, sonra onu yeniden nasıl sevdiğini anlayamaz.
Sırılsıklam âşık olan bir kadın...
Tek gecelik ilişkilerin adamı olan bir erkek...
Ve geçirilen tek geceden sonra birbirinden nefret eden
ya da belki tamamen âşık olan iki insan...
Gerçekte hissettikleri şeyin ne olduğunu keşfetmeleri ise hiç kolay değil...
Gitme, aşkın ve nefretin sınırlarında dolanmanıza neden olacak.
Gitme Alıntıları - Sözleri
- ‘’Fil gibi yediğim düşünülürse diyet kesinlikle bana göre değil.’’
- Bakma öyle kurbanlık koyun gibi. İçimdeki şefkat duygusunu uyandırıyorsun.
- ‘’İnan bana, şu hayatta bilmediğim bir şey varsa o da kadınları gerçekten istedikleri bir şeyden nasıl vazgeçirebileceğimi bilmemek…’’
- “Sana ne zaman aşık olduğumu bilmek isterdim ama sanırım öyle hızlı çarptın ki beni, fark edemedim..”
- "İnan bana, şu hayatta bilmediğim bir şey varsa o da kadınları gerçekten istedikleri bir şeyden nasıl vazgeçirebilceğimi bilmemek."
- "Kontrolsüz güç,güç değildir."
- Bazen yaşadığı hayatın kendisinin değil de başkasının hayatı olduğundan şüphe ediyordu.Sanki o durmuş,kendisini uzaktan izliyor ama aslında başkasının rüyasını yaşıyormuş gibi gelitordu ona.Bu kadar mutlu olabilmesi imkansız gibiydi ama MUTLUYDU işte...
- "HAYAT..."
- “Öyle güzelsin ki ben de akıl bırakmadın.’’ Garip bir gülüş çıktı dudaklarından.’’ Hem ben sana gözlerimle değil, kalbimle bakıyorum. Ve bu kalbin içinde güzel olan tek şey sensin!’’
- Neden karın süzülüşü insanların içini çocuksu bir mutlulukla dolduruyordu hep merak etmişti.Sadece bakmak bile insana garip ve farklı bir huzur veriyor,içinde gülümseme isteğini uyandırdı.
- Onun karısı hayatta hiçbir şey için üzülmeyecek ve mutsuz olmayacaktı. Eğer dünyayı isterse, Tunç bir şekilde onu da ayaklarının altına sermeye çalışacağını biliyordu. Yeter ki onun şapşal, sevimli ve feci seksi karısı ondan bir şey istesin.. Sadece istesin..
- Bakma öyle kurbanlık koyun gibi. İçimdeki şefkat duygusunun uyandırıyorsun.
- "Ben aşık olmamak için elimden gelen her şeyi yapmama rağmen sana çok fena tutuldum. Sanırım genlerimizden kaynaklanıyor. Sevdiğimiz zaman ayarı bir türlü tutturamıyoruz ve dibine kadar düşüyoruz."
- " Kimseyi sevmeye niyetim yoktu . Çünkü bırakıp gitme ihtimalleri vardı ve ben , aynı acıları tekrar yaşamak istemiyordum . Bundan ödüm kopuyordu . "
- Hayat'ın kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı."Benimle mı geleceksin?" "Ne sandın yavrum? Seni o iki kollu ahtopotla yalnız bırakacağımı mı?"
Gitme İncelemesi - Şahsi Yorumlar
@selviatici nın #gitme kitabı serinin üçüncü kitabı.Tunç Mirza ve Hayat'ın aşk hikayesi ilk sayfalardan sizi sarıp sarmalayacak resmen. Tunç Mirza, küçük yaşta babasını trafik kazası geçirmesi ve ölümden dönmesi sonucunda hayata küser ve kendisini sevdiklerinden, ailesinden uzak tutar. Çünkü içinde onları kaybetme korkusu oluşur. Onlardan ne kadar uzak durursa bu acıyı yaşamayacağını düşünür. Yıllar sonra Tunç Mirza yakışıklı, zeki, çalışkan, başarılı bir iş adamı olur ve babasının bütün işlerini devralır. Tek gecelik ilişkiler yaşayan çapkın Tunç Mirza, aşka ve sevgiye inanmayan bir adamdır. Bir akşam hiç beklemediği bir anda Hayat ile tanışır ve kendisine platonik bir şekilde aşık olan Hayat ile birlikte olur. Sabah ise hiç beklenmedik bir şekilde Hayat'ın ailesi Tunc'un evini basar ve olaylar bu noktada geri dönüşü olmayan bir yola girer. Tunç babasının (Deryal) in zoru ile Hayat ile evlenir. Annesi Burcu ve ablası Melek her ne kadar istemeseler de artık kader ağlarını örmüştür. Ona oyun oynandığını düşünen Tunç Hayattan nefret etmektedir ve Ona hayatı zehir etmeye adar ve türlü işkenceler yapar taki hayata ait günlük ve fotoğraflar eline geçene kadar. İşte asıl olaylar bundan sonra başlar Tunç'un pişmanlıkları, Hayat'ı ve sevdiklerini tekrar geri kazanma çabası ve tutkulu aşkı.. @selviatici nin kalemini gerçekten çok seviyorum kitabı elinize aldığınızda sayfaların nasıl akıp gittiğini fark etmiyorsunuz sizde o an karakterle beraber yaşıyor onlarla birlikte nefes alıp yiyip içiyorsunuz. Serinin dördüncü kitabı (KALBİM SENDE KALMIŞ) kitabını okumak için de can atıyorum sizlerde bu türü seviyorsanız içtenlikle tavsiye ediyorum. yazar/Selvi-Atici kitap/gitme--54658 (oku yor)
selvi hanimin kitaplarinda sevdigim bir yönü var gizem polisiye ve doyasiya yaşanan aşk kayip şehir serisinden bir kitabi daha bitirdim seri okumayi sevenler buyrun selvi hanimin dünyasina ...okumanizi şiddetle tavsiye ederim yazar/Selvi-Atici kitap/gitme--54658 esmanin_kitaplari (esma)
Kitaba başladığım zaman herhangi bir beklentiye girmedim. Genelde beklentim olmayan kitapları çok da severek okurum. Gitme, bunun örneklerinden biri. Sayfalar ilerledikçe bazı noktalarda duygularımı kontrol altında tutmak oldukça zordu. Mirza... O kadar sinirlendim ve üzüldüm ki aslında ve kendini affettiremezsin diye de korktum ki ama sen yaptığın bütün hatalara rağmen dağıttığın her parçayı öncekinden de daha güzel olacak şekilde topladın. Çokça severek ve kolaylıkla okuduğum bir roman oldu. Okumak isteyen olursa eğer naçizane öneririm. (Müjde ORUÇÇİFTÇİ)
Gitme PDF indirme linki var mı?
Selvi Atıcı - Gitme kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gitme PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Selvi Atıcı Kimdir?
Evli, iki kız annesi otuz yaşında bir ev hanımıyım Asıl ben buyum Her ev hanımı gibi günlük işimi, yemeğimi yapar, kızlarımla ilgilenirim.Sessiz biriyim, tüm canlıları acayip şekilde severim, dostluk ve arkadaşlığa çok önem veririm. İnsanlar için çok fazla kredim vardır, ama bittiğinde de kesin bir bitişi olur. Yazmak dışında yine ortaya bir şeyler çıkaracak ufak şeylerden hoşlanıyorum. Kalemlikler, çöp kovaları, örgü... Bunun gibi şeylerle uğraşıyorum. Favori kitap deyince benim için biraz zor oluyor Ben okuduğum her kitabı severim aslında. İçinde mutlaka alacağım bir şeyler olur. Sıkıldığım kitaplar da vardır elbette, ama genel olarak çok kısa süre içinde tırnaklarımı yiyerek okuduğum bir Milenyum serisi vardır Bunun dışında Tess Gerritsen, Jean Christophe Grange, Lisa Valdez, Judith Mcnaught, Ayşe Kulin gibi yazarları favorilerim olarak sıralayabilirim. Daha da çok var aslında Film ve dizi kültürüm çok yeni bunun için heyecanla beklediğim üç diziyi söyleyebilirim; Walking Dead, Game of Thrones ve bir de Yabancı Amma uzatmışım
Selvi Atıcı Kitapları - Eserleri
- Kimliksiz
- Gitme
- Pinokyo'nun Rüyası
- Sen
- Yarasa
- Kalbim Sende Kalmış
- Biz
- Ben İyi Bir Kızdım
- Vahşi
- Uygar
Selvi Atıcı Alıntıları - Sözleri
- Demir Bey'in bir eli pantolonunun cebine doğru usulca yol alırken, diğer elinin parmakları dalgınca burnunun ucunu kaşıdı. "Bağışlayın, ama sözlerinizden hiçbir anlam çıkaramadım." Dudakları titredi ve gözlerinde çılgın bir parıltı oldu. Süheyla başını yana eğdi. "Sözlerimin anlamını kavrayacağınız gibi boş bir umuda hiç kapılmamıştım." Demir Bey, genç kadını şaşırtarak güldü. "Sanırım benimle ciddi ciddi alay ediyorsunuz." (Sen)
- "Anlamlarını kavramadan dinlediğinde bir şarkı, aslında hiç bir şeymiş." (Kimliksiz)
- Üç tarafı denizle çevrili olmasına rağmen çipurayı çiftlikte yetiştirmeyi başaran Türkiye... Dünyanın en güzel meralarına sahipken, ineği de taaa Uruguay 'dan getirmeyi başardı. Karkas etten sonra, canlı hayvan ithalatı başlamıştı. Türkiye'nin nüfusu 72 milyon, inek sayısı 10 milyondu. Uruguay'ın nüfusu alt tarafı 3 milyon, inek sayısı 13 milyondu... Çünkü üç cocuk değil, 3 inek yapmaktı maharet! (Biz)
- "Tatlım, hiç bu derece dobra oluşunun yanlış bir davranış olduğunu düşünmedin mi?" "Hayır." "Annen çok naif, kibar ve düşünceli bir kadın-" "Belki de ben dobra, yakışıklı ve gayet çekici olan babama benzemişimdir." (Sen)
- Val, beyaz dişlerini ortaya sererek sırıttığında Ros, kendini hatırlatmak zorunda hissetti. "Gördüğüm kadarıyla... İkiniz oldukça iyi anlaşıyorsunuz!" (Vahşi)
- Val hafifçe gülümsedi. “Biliyor musun, Ale? Seni seviyorum!” Ros gürültüyle öksürürken Ale çenesini kaldırıp Ros’a kibirle baktı. “Sonuçta ikinci tercihi bendim!” Val kahkaha attı. “Hayır, Ale! Son tercihim bile olmazdın.” Ale, Val’a öfkeyle baktı. “Tanrım! Şurada gururumu kurtarmaya çalışıyorum. Biraz yardımcı olabilirdin.” (Uygar)
- İnsan,her şeyden kaçıyordu ama kendinden kaçabilmesi mümkün değildi. (Biz)
- "Seni nerede görüyorum biliyor musun, Val? Tüm her şeyin ve herkesin tepesinde! Herkes sana geliyor! Herkes! Savaşçı, kadın, çocuk... Bizse insanlarımızı savaşarak ve zorla elde etmiştik! Arkanda, uygar topluluklar gibi bir krallık yaratıyorsun. Belki sen farkında değilsin, ama bir gün olacaksın. O zaman da bu söylediklerim aklına gelsin. Al onları! Al, eğit ve senin olsunlar! Çevreni ve vahşi krallığını bir demir gibi kuşatsınlar!" (Vahşi)
- Son zamanlarda kadınlar konusunda şansları pek bir yüksekti. Ve bu kadın, koca bir orduyu yıllarca eğitmiş, savaşlar kazanmış, kimi diyarlarda ismi efsane olan Zek'i resmen azarlıyordu. (Vahşi)
- İnsanlar hep birbirinden uzaktı. Şüpheli ve kayıtsızlardı. Yanlarından bir çocuğu zorla götüren biri olduğunda 'Aman babasıdır!’ deyip geçebiliyorlardı. Sonra da o çocuk haberlerde tecavüze uğramış, ardından da öldürülmüş olarak görülüyordu. (Yarasa)
- …..Öyle çok seviyordu ki, o anda kendi benliğinden tamamen vazgeçti.Ruhundan,amaçlarından, intikamından… Kendi kanından vazgeçti. (Uygar)
- “Bu arabaya üç kişi nasıl sığacağız?” “Sayı saymayı da mı bilmiyorsunuz, Çiğdem Hanım? İki kişiyiz. “Gayet iyi biliyorum.” Kadın parmaklarını havaya kaldırıp saymaya başladı. “Sen,ben ve egon...Ki egondan bahsediyoruz! Oldukça yer kaplayacaktır!” Adama sevimli bir gülücük attı. “Ben taksiyle geleyim mi?” (Biz)
- "Seni sevmekten nasıl vazgeçebilirim ki? Ben geçsem bile kalbim vazgeçmez..." (Kimliksiz)
- “Kalabalıktan nefret ederim!” “Yarın aktivitemizi birlikte belirleriz!” “Yarına hasta olmayı planlıyorum!” Çiğdem, hafifçe gülmeye başladı. Adam da gülümsüyordu. “O zaman ben de çorba yaparım!” “İstediğini her zaman alıyorsun, değil mi?” “Her zaman…” (Biz)
- Her insan,yaptığı seçimlerin sonuçlarına tek başına katlanmalıdır. (Biz)
- O ,bir uygar değil, artık bir vahşiydi! (Uygar)
- “Sana ne zaman aşık olduğumu bilmek isterdim ama sanırım öyle hızlı çarptın ki beni, fark edemedim..” (Gitme)
- Durup biraz nefes almak için bir saniyesi bile yoktu. O saniyenin adı olsa olsa Ölüm olurdu. (Pinokyo'nun Rüyası)
- Ve Ali, gözlerinde yüzen yoğun duyguları tek tek okuduğunda kurşun yemiş gibi irkildi. "İçime işlemişsin, hücrelerime, iliklerime…" Yutkundu. "Gitmek bir işe yaramadı. Bedenimi senden kaçırırken, unuttuğum bir şey varmış; seninle dolan kalbim, sende kalmış!" (Kalbim Sende Kalmış)
- "Neden hep ben bir şeyler veriyorum. Hem de her seferinde bir zorlamayla. Neden kimse bana bir şey vermiyor? Ben kimseyi ilgilendirmiyorken neden ben birilerini umursamak zorundayım? Neden ben bir hiçim?’’ (Ben İyi Bir Kızdım)