Gösteri Peygamberi - Chuck Palahniuk Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Gösteri Peygamberi kimin eseri? Gösteri Peygamberi kitabının yazarı kimdir? Gösteri Peygamberi konusu ve anafikri nedir? Gösteri Peygamberi kitabı ne anlatıyor? Gösteri Peygamberi kitabının yazarı Chuck Palahniuk kimdir? İşte Gösteri Peygamberi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Chuck Palahniuk

Çevirmen: Funda Uncu

Orijinal Adı: Survivor

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755393698

Sayfa Sayısı: 312

Gösteri Peygamberi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yalnızlık, yabancılaşma, şiddet, pornografi, tüketim ve şöhret açlığı... Televizyon kanallarından boca edilen sayısız yalanla kirlenmiş, hiçbir şeyin dolduramadığı bir boşluk... Gösteri Peygamberi, yeni bir biryılın başındaki modern dünyanın ürkütücü çılğınlığına ilişkin karanlık bir taşlama; medya, şöhret ve pop kültürüne yönelik sivri dilli bir aşağılama...

Tender Branson, Creedish mezhebinin dünyadan yalıtılmış sahte cennetinde doğup büyümüş ve dış dünyaya gönderilmiş binlerce misyonerden biri. Kilise doktrinine göre görevi, yaşadığı sürece çalışmak ve gerekli olduğunda ölmek. Kaderi beklenmedik biçimde değişip onu şöhretin doruklarına taşırken aynı zamanda medya ve popüler kültürün içyüzüyle tanıştırıyor. Yarı tanrıya dönüşme yolunda yaşadıkları yakında yüzleşeceğimiz kıyametin çarpıcı bir habercisine dönüşüyor... Branson, mezhepte kendisine zaten hiç verilmemiş olan hayatı "dış dünya"nın çirkinliğine sonuna kadar gömülerek yok etmeyi deneyecektir. Ne var ki, hayatına karışan gizemli Fertility Hollis'e göre, kendine bir kader çizmeye çalışması anlamsızdır. Olacaklar zaten bellidir ve olmak zorundadır... Ve "intihar etmekle şehit olmak arasındaki tek fark gazetede manşet olmaktır." Chuck Palahnluk, önlenemez kaderine doğru nefes kesici bir hızla sürüklenen kahramanın gözünden tüketim toplumunun hastalıklı ve anlamsız yaşam biçimini bize bütün çıplaklığıyla gösteriyor. Dövüş Kulübü'nün yazarından, en az ilki kadar çarpıcı bir roman, benzersiz bir yeraltı edebiyatı örneği.

Gösteri Peygamberi Alıntıları - Sözleri

  • Kızın biri arayıp “Ölmek insanın canını çok yakar mı?” diye soruyor. Bak tatlım, diyorum, evet yakar ama yaşamaya devam etmek çok daha fazla acıtır.
  • Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin.
  • Yaşamak için bir sürü iyi sebep var, diyorum ve benden bir liste istememesi için dua ediyorum
  • İnsanlar hayatlarının kurtulmasını istemiyorlar. Hiç kimse sorunlarının çözülmesini istemiyor. Dramlarının. Önemsiz meselelerinin. Hikayelerinin çözümlenmesini, pisliklerinin temizlenmesini istemiyorlar. Çünkü geriye ne kalacağını biliyorlar. Büyük ve korkunç bir bilinmeyen.
  • Hiçliğe yapacağımız iniş başlamıştır. Lütfen kemerlerinizi bağlayın.
  • İntihar bulaşıcıdır.
  • Hayatımızın geri kalanı çekilecek bir çileden ibaretti.
  • Zaman akıp gidiyor. Eskisi kadar enerjik de değilsiniz. Ağırlaşmaya başladınız. Teslim olmaya başladınız.
  • Bütün bu öğrendiklerimizin bizi daha akıllı yapacağını sanıyorduk. Ama bizi aptallaştırmaktan başka bir işe yaramadı. O kadar çok şey öğrenmiştik ki, düşünecek vaktimiz kalmamıştı.
  • “Gelecek parlak değil,” diyor. “Çok yakında aynı anda aynı şeyleri düşünmeye başlayacağız. Mükemmel bir uyum içinde olacağız. Senkronize. Birleşmiş. Eşit. Kati. Karıncalar gibi. Böcekler gibi. Koyunlar gibi.”
  • ... Dışarıdaki dünyada televizyon denilen ruhlar insanları evlerinde ziyaret ediyor, dedi Adam. Ruhlar radyo tabir edilen şeyler vasıtasıyla insanlarla konuşuyormuş. Bir arada olmaktan nefret ettikleri ama yalnız kalmaktan da korktukları için insanlar telefon denilen bir alet kullanıyorlarmış...

Gösteri Peygamberi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Spoiler olabilir: Bir vasfı olmamasına rağmen reklamları dönen ve ünlü edilen şaklabanlar, 3 gün gündemde kalınca kendini alim zannederek kitap çıkaran çakma bilginler, kutsal kitapta 1000 yıldır yazanları sanki yeni çıkmışçasına kitlelere satan mevsimlik din tüccarları...Bakın size kitap buldum. Yapaylığınızı, sahteliğinizi, medya maymunu olup aslan numarası yapmanızı, materyalistleri eleştirip her şeyinizin para ve meta olmasını ne güzel eleştirmiş yazarımız. Bu hikaye Tender Branson'un hikayesi...Kilisenin katı öğretileriyle büyümüş, sonra dış dünyaya açılmak zorunda bırakılmış Branson'un hikayesi. Acaba özgür müyüz? Seçimleri biz mi yapıyoruz yoksa irademiz başka ellerde mi? Bir yandan kilisenin, diğer yandan kapitalist gösteri dünyasının elinde oyuncak olan bu gencin hikayesi tanıdık gelecek. Önce zirveye çıkan bu kişi daha sonra yerin dibine sokuluyor. Her şey hızlıca tüketiliyor. Şöhret bile. Seçim yaptığını zannettiğimiz bölümlerde de aslında Fertility adlı kızın geleceği görmesi yüzünden ortada bir seçim değil, bir nevi yazılmış senaryoyu oynayan, kadere teslim olmuş birini görüyoruz. Önce Creedish yaşantısı gereği başkaları namına çalışan ve bunu dini için yapan Tender'ı, kilise yerleşiminden çıktıktan sonra özgür olacak diye bekliyoruz fakat yine başkaları namına çalışıyor. Onların istediği gösteri dünyasının objesi oluyor. Gerçekten de öyle değil miyiz? Hangimiz sabah kalkıp kendi hesabımıza çalışıyoruz? Din sana çalışıp cenneti vaat ederken "kapitalizm dini" de çalışıp zengin olmayı vaat ediyor. Ama onlar zengin olurken çoğunluğa düşen yoksulluk. Vaktiyle yaşayamadığımız her insani ihtiyacın sonunda nasıl sağlıksız şekilde yaşanabileceğine uç bir örnek. Başta seks olmak üzere bize korkunç gösterilen pek çok eylemin aslında bizi nasıl köleleştirdiğini anlatan bir roman. Önce sizi korkuturlar, sonra zevk ve tutkularınızı elinizden alırlar. En son da aza kanaat edersiniz, hakkınızı arayamazsınız çünkü hak kavramı bile size lüks gelir. İlkel toplumlarda kölelerin hadım edilmesi gibi şimdi de beynimizi hadım ederek düşünmekten uzaklaştıran, yapay, içi boş tüm kavramlara, tüm insanlara, tüm öğretilere atılmış bir tokat. İyi okumalar. (Yorgun demokrat)

büyük yeraltı edebiyatının prensi chuck palahnuik tarafından kaleme alınan ve çok ağır bir popüler kültür eleştisi barındıran dili akıcı roman. hollywood senaristleri bunu nasıl film yapmamış hala anlamış değilim. kitapta şöyle bir cümle ile yıllardır düşünüp kelimelere dökemediğim bir şeyi nözeti bulunmaktadır. --- spoiler --- "insanlar hayatlarının kurtulmasını istemiyorlar. hiçkimse sorunlarının çözülmesini istemiyor. dramlarının,önemsiz meselerinin, hikayelerinin çözümlenmesini, pisliklerinin temizlenmesini istemiyorlar. çünkü geriye ne kalacağını biliyorlar; büyük ve korkunç bir bilinmeyen..." (Leyla Ş.)

Çok uzun zamandır kitabı okumaya erteliyorum. Ağır gelir bu zamanda okumamalıyım vesaire, vesaire diyerek okumadım. Kitap kesinlikle anlaşılması zor ağır bir kitap değil. Ben çok beğendim, gerçekten bayıldım. Yeraltı edebiyatından daha önce birkaç bir eser okumuşluğum var belki de o yüzden yormadı beni. Resmen aktı geçti, iki gün gibi kısa bir sürede bitirdim. Kitap aslına bakarsanız üç kısımdan oluşuyor. Tabii ben özetleme gözüyle değerlendiriyorum. Normalde kırk küsur bölümden oluşuyor. Spoiler vermeden kitaptan kısaca bahsetmek istiyorum. Başrolümüzde Creedish mezhebinden Tender Branson var. Creedish mezhebi kendine ait arazi üzerine kurulmuş kapalı bir insan grubundan oluşuyor. Tender Branson, üç saniyelik fark ile bu doğduğu topraklarda yaşamayacak ve dış dünyaya misyoner olarak gönderilen Tender aslında. Abisi ise ikizi Adam. Creedish mezhebinde ilk doğan erkek çocuk ancak doğduğu topraklarda kalarak çocuk yapma hakkına sahip. Neyse olayları çok dallandırmak istemiyorum. Başta bahsettiğim gibi bence kitap üç ana başlıktan oluşuyor. İlk bölüm Tender Branson’un dış dünyadaki konumu yani evlere temizliğe gitmesi, hizmet etmesi üzerine kurulu bir dünya. Bu bölümde bolca ev ekonomisi notları bulunuyor bu bölümü o yüzden çok beğendiğimi söylemeliyim. İkinci bölümde ise Tender’in ünlü olması ve kendini peygamber ilan etmesi üzerine kurulu. Bütün Creedishlerin intiharı üzerine dünyada tek kalan Creedish olmasından dolayı verilen bir ün. Fakat tek kalan Creedish o mudur bilinmez tabii bunu kitabın sonuna doğru anlıyoruz. Üçüncü bölümde ise verilen ünün son bulunması ve modern çağın getirdiği birçok şeye taşlama ve eleştiri. Okuyun, okutturun. yok okutmak size kalsın, beki de hiç beğenmesiniz...:) (aysun)

Kitabın Yazarı Chuck Palahniuk Kimdir?

Chuck Palahniuk 21 Şubat 1962'de Washington'da doğdu. Asıl adı Charles Michael Palahniuk'tur. Palahniuk Washington eyaletinin doğusundaki bir çiftlikte büyüdü. Bir süre Eyalet Üniversitesi'ne devam ettikten sonra Oregon Üniversitesi'ne geçti ve öğrenimini orada tamamladı. Otuzlu yaşlarına kadar herhangi bir edebi metin yazmayan, sanıldığını tam aksine, ilk romanı olan Invisible Monsters (Görünmez Canavarlar) dır. Bu romanı yayıncılar tarafından içeriği nedeniyle kabul görmemiştir ancak Palahniuk yayıncılara olan bu öfkesi nedeniyle içeriği çok daha "yok edici" olan Dövüş Kulübü'nü yazmıştır ve bu romanı yayıncılar tarafından zevkle kitaplaştırılmıştır.

Palahniuk, üniversite yıllarından sonra üç yıl boyunca Freightliner adlı bir şirkette montaj hattında, ardından tamirci olarak çalıştı. İlk yazdığı metinler taşıt modifikasyon prosedürleri ve kamyonların onarımı üzerinedir.

Dövüş Kulübü'nün ortaya çıkmasında büyük etkisi bulunan bir olayıda bu yıllarda yaşar. Arkadaşlarıyla birlikte tatildedir. Bitişikteki kamp yerinde müzik rahatsız edici derecede açılır ve bu nedenle başlayan tartışma yerini kavgaya bırakır. Bu olayda yaralanan Chuck tatil'den döndüğünde iş yerinde kimse tarafından ilgi görmez çünkü kimse korkunç derecedeki yüzü hakkında bir şey sormaya, yorum yapmaya cesaret edemez. Bunun üzerine Chuck, eğer insanın yeterince kötü görünürse dilediği gibi hareket edebileceğini keşfeder. Bu olayın ardından devam ettiği bir edebiyat grubu bünyesinde yaptıkları çeşitli gösteri ve eylemler "Kargaşa Projesi"ni esinler. Kısa bir süre sonra aynı isimle bir kısa öykü yayımlar ve bu öykü,üç ay içinde Fight Club (Dövüş Kulübü) romanına dönüşür.

Romanlarındaki tavır isyan gibi görünse de, aslında varoluşumuza özlem duymamıza neden olur. Yarattığımız değer yargıları, para, şöhret, saygınlık, güzellik gibi tüm önemli şeylerin anlamsız yalanlar olduğunu söyler.

Chuck Palahniuk Kitapları - Eserleri

  • Dövüş Kulübü
  • Gösteri Peygamberi
  • Ölüm Pornosu
  • Tıkanma
  • Görünmez Canavarlar
  • Ninni

  • Lanetli
  • Günce
  • Tekinsiz
  • Pigme
  • Kurgudan da Garip
  • Çarpışma Partisi
  • Bir Haz Markası - Beautiful You

  • Anlat Bakalım
  • Kaçaklar ve Mülteciler
  • Dövüş Kulübü 2 (Toplu Set)
  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 0
  • Yanık Diller
  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 1
  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 2

  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 3
  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 4
  • Uydurma Bir Şeyler
  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 5
  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 6
  • Cehennem Azabı
  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 9

  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 10
  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 7
  • Dövüş Kulübü 2 - Sayı 8
  • Dövüş Kulübü 3
  • Bunu Bi' Düşün
  • Zoka
  • Guts

Chuck Palahniuk Alıntıları - Sözleri

  • “Polis aracılıyla intihar” terimini duydunuz mu? (Dövüş Kulübü 2 - Sayı 0)
  • İnsanın kendisini bir dans yıldızına dönüştürebilmesi için içinde karmaşa olması gerekir. (Pigme)
  • -Saatin kaç olduğunu biliyor musun? -3.45 -Bir kahraman gibi ölme zamanı. (Dövüş Kulübü 2 - Sayı 8)
  • "Kahkaha en iyi ilaçtır." (Dövüş Kulübü)
  • AŞK... A. Hiçbir zaman özür dilemek zorunda kalmamaktır. B. Uzun süreli duygusal bir yakınlıktır. C. Nihai amacı üreme ve soyun devamlılığını sağlamak olan, hormonların hormonlara biyokimyasal çağrısıdır. D. Hiçbir fikrim yok. (Dövüş Kulübü 2 - Sayı 1)
  • İnsanoğlu fikir geliştirmez. Aksine fikirler bizi geliştirir. (Dövüş Kulübü 2 - Sayı 6)

  • İnan bana, öldüğünde arkada bırakması en zor gelecek kişi kendinsin... (Cehennem Azabı)
  • Yaşamak için bir sürü iyi sebep var, diyorum ve benden bir liste istememesi için dua ediyorum (Gösteri Peygamberi)
  • Oğlan kızla tanışır.Oğlan kıza sahip olur.Oğlan kızı öldürür..! (Anlat Bakalım)
  • “Önce,” diyor, “aileniz size hayat verir, ama sonra onların hayatını yaşamanızı ister.” (Görünmez Canavarlar)
  • Hepimiz, hayatımızı daha büyük bir kadere yönlendiren şeytanlarla doğarız. Şimdi bir felaket olarak gördüğümüz şeyler, zamanla bir kutsama olduklarını belli edecekler. Önemli olan şu ana kadar ne olduğu değil Diren ya da Öl’de bundan sonra nelerin gerçekleşeceğidir. (Dövüş Kulübü 2 - Sayı 5)
  • "Vahşi tabiat daima yanı başınızda. Yağmur yağıyor ve her şey çabucak çürüyor" (Kaçaklar ve Mülteciler)
  • İnsan hayatının geri kalanını sadece bir dakikada tüketebilir... (Ölüm Pornosu)

  • Rasyonel zihnimizin bastırılması, ilhamın kaynağıdır. İlham perisidir. Koruyucu meleğimizdir. Acı çekmek bizi rasyonel özdenetimimizden çıkarır ve ilahi kanalın içimizden akıp gitmesini sağlar. (Günce)
  • "Kadınlar epey bir zamandır bedenlerinin el verdiği derinlikli hazdan mahrum bırakılmışlardır." diye sayıp dökmeye başlamıştı. . . "Birçok tıp erbabı gibi, ben de inanıyorum ki, kronik ruhsal ve bedensel sağlık sorunlarının büyük bir bölümü kadınların yakasını bırakmıyor çünkü aksi takdirde doğru araçlarla rahatlıkla ve çarçabuk kurulabilecekleri stres birikimine maruz kalmaktadırlar..." (Bir Haz Markası - Beautiful You)
  • Çok önemli bir soru bu: ‘Neden yalnızsınız?’ Yani aslında, hepimiz yalnızız. Yalnızlık... hayatın ta kendisi. Önemli olan şey yalnızlığımızın niteliği. Söz konusu olan kaliteli bir yalnızlık mı, değil mi? İşte asıl mesele bu. Ben yalnız bir insanım. Hep böyle oldum, çocukluğumdan beri. Bence zor bir şey... birini hayatıma almak için çok çaba sarf etmem gerekiyor. (Kurgudan da Garip)
  • “Bayan Kathie’m kendini kapana kıstırıyordu çünkü son anda zincirlerinden kurtulmak ona muazzam bir başarı hissi veriyordu.” (Anlat Bakalım)
  • ...Dünyayı cehenneme çeviren, onun cennet gibi olması gerektiğine dair beklentimiz. Dünya dünyadır. (Lanetli)
  • Niçin insanları, canlarını yaktıktan hemen sonra daha çok severiz? (Dövüş Kulübü 2 - Sayı 2)
  • Sevilebilmek için hayatını riske atmak gerektiğini düşündü. Kurtarılabilmek için ölümün kıyısına kadar gelmek gerekiyordu. (Tıkanma)