Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? - Sema Maraşlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? kimin eseri? Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? kitabının yazarı kimdir? Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? konusu ve anafikri nedir? Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? kitabı ne anlatıyor? Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? PDF indirme linki var mı? Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? kitabının yazarı Sema Maraşlı kimdir? İşte Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Sema Maraşlı
Yayın Evi: Motto Yayınları
İSBN: 9786052173145
Sayfa Sayısı: 248
Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kadınlara “Güç” altın tabakta öyle bir sunuluyor ki “Güçlü olmak eşittir mutlu olmak” gibi algılanıyor. Güç gelirken mutluluk da onun peşinden tıpış tıpış gelecek havası çiziliyor.
Oysa çoğu zaman öyle olmuyor.
Güçlü kadınlar yalnızlıktan ve mutsuzluktan şikâyetçiler.
Hem mutlu hem güçlü olmak nasıl mümkün olur?
Güç, kadın ve erkek için ne anlam ifade ediyor?
Problem güçlü olmakta mı yoksa gücü yanlış kullanmakta mı? “Derdini bilen dermanını çabuk bulur.” derler.
O halde hep birlikte,
Kadınlar ve erkekler olarak,
Gücün ve mutluluğun izini sürelim.
(Tanıtım Bülteninden)
Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? Alıntıları - Sözleri
- Yanlış tartıdan doğru ölçü çıkmaz.
- Eğer dikkat etmezseniz, medya mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri sevmenize sebep olur. Malcolm X
- Evde kocasına bir bardak çay vermeyi hizmetçilik Gibi algılayan kadınlar, iş yerinde verilen her işi yüksünmeden yapıyor. Kocanın eline bakmaktan kurtarılan kadın, patronların eline bakıyor. Buna da özgürlük deniyor....
- Dünya kötü bir yer bebeğim... Biz kendi dünyamızı kurup orda mutlu olalım...
- Güçlü kadınlar mutlu değil, çünkü gücü alırken kadınlığını kaybediyor.
- Yumuşak huyluluktan mahrum olan her hayırdan mahrum olur.
- Kadının giydiği elbise ile huyu değişir
- İnsan sıfatlarıyla değil, fiilleriyle yaptıklarıyla değer kazanır. Sıfatlar insana yüktür. İnsan o sıfatı korumak için hırs yapar kendini paralar. Oysa ne her daim iyi ne de her daim zeki ne de her daim kibar ne de her daim güçlü olabiliriz.
- Yaratılışta hiç bir şeyde eşitlik yoktur. Kadın erkek arasında da eşitlik yoktur. Farklılıklarımız eşitliğe engeldir.
- Cennet sevmeyi bilenlerindir.
- Kimseyi çekemem diyen kadın kendi kendini çekemez oluyor. Aslında kendine tahammül edemiyor.
- Kadın kocasının tacıdır; fakat utandıran kadın onun kemiklerindeki çürük gibidir. Hz Süleyman (a.s)
- Zıtların uyumundan hayat doğar, zıtların çatışması ölümdür.
- İşin sonucunu niyet belirler. İhtiyaçtan çalışanın ihtiyacı giderilir. Hırs için çalışan tükenir. Allah rızasi için çalışan kazanır. Üretenler, niyeti temiz olanlardır. Dünyevi niyetlerin sonucu pek hayır getirmez.
- Küfür kadını bırakın, erkek içinde son derece kaba, çirkin ve saygısız bir dil.
Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Rezalet: İlk kez bir kitabı okurken sinir krizleri geçirdim, ilgi görenler de gördüğüm için siparişime eklemiştim, yazarı araştırmadan kitap içeriğine bakmadan. Nasıl bir kafa yapısı, nasıl bir dünya görüşü, lanet ettim. Kız çocuklarının okumamasını, onların sadece anne ve erkeklere iyi bir köle olmasını destekleyen bunu birde öven, eğitim ve kültür sahibi, toplum içerisinde varlığını gösteren hatta bir iş sahibi kadınların toplumu daha doğrusu ataerkil toplum düzenini bozduğu erkekleri mutsuz ettiği görüşünü savunan kelimenin tam anlamıyla iğrenc bir düşünce silsilesinin bulunduğu kitap. Kız çocuklarımız okusun! Kadınlar toplumda bir birey olsun ve iş sahibi olsunlar! Erkeklere köle değil! Okumayın, okutturmayın hatta Fahrenheit kitabındaki distopya da kitaplar kötü bulunur ve yakılır sanırım o distopyada ki kitaplar bu kitaptı ! (BayanHudson)
tam bir cahillik göstergesi!!: Bir merakla girip baktım, sadece yorumları okumak bile yetti. Güçlü kadın mutlu olamazmis bir kadının güçlü olup olmadığını neye göre belirliyoruz pardon. Bu zihniyete göre çalışan kadın güçlü ve mutsuz olduğunu söylerken hangi gerekçelere dayanıyorsunuz? Ya da bir kadın kendi tercihi doğrultusunda evine, çocuğuna, eşine bakmayı tercih ettiğinde bu kadının güçsüz olduğu algısını nasıl yaratıyorsunuz? Bu kadar cahil bir topluluğun bu konular hakkında atıp tutabilmesi rezalet bir durum. Gerçek zayıflık feministliği böyle carptirmak ve dini konulari kendi çıkarlarının doğrultusunda alet etmektir. Dinimizde ve Kur'an da tüm insanların eşit olduğu vurgulanmaktadır. Cahilligimiz dine mal etmeyin!!! (Ayşe Kara)
Kitaba Göre Kimdir Bu Güçlü Kadın? İnsan Allah'ın yeryüzünde halifesi olarak gücün sahibi değil yaratanın müsaade ettiği kadar gücün taşıyıcısı ve temsilcisi olabilir. Şu an kadınlar kendini güçlü olmaya odaklamış her şeyi başaracağız diyerek kendini avutmuştur. Oysa gücün ağırlığı ve her daim güçlü olma çabası kadının naif omuzlarına ağır gelir. Yaratılış kodlamamız olan cinsiyete baktığımızda; kadın ve erkek yaratılış gereği farklıdır, farklılıkları bilmek birbirini anlamaya sebeptir. Kız ve erkek farklılıkları çocuklara ya hiç öğretilmiyor ya da geçiştiriliyor. Kadın ve erkek arasındaki yaratılış farklılıkları anlatılırsa çocuklar kendi cinsi olmayan kardeşini daha iyi anlar ve bu bilinçle saygı çerçevesinde büyür. Farklılıklarımız aslında bizim zenginliklerimizdir. Kadınlar insan ilişkilerinde erkeklerden daha başarılıdır, Beyin yapıları buna göre programlanmıştır. Başkalarının hislerine daha kolay uyum sağlar ve empati yapabilirler. Erkeklerde ise mantık güç kuvvet cesaret soğukkanlı ve temkinli olmak konusunda kadınlardan üstündür. Kadın beyni empati yapmaya müsait yaratılmıştır, erkek beyni empati kurmaya değil çözüm üretmeye göre yapılmıştır. Kadınlar süreç odaklı iken erkekler sonuç odaklıdır. Çağımızda da hızla yayılan Bir veba; feministlik Feminizm yaratılışa karşı ideolojik bir harekettir. Feministler; kadın erkek her anlamda eşittir diyor ve yaratılış farklılıklarını inkar ediyorlar. “sen neden erkek gibi olmayasın sen de erkeğin yaptığı her şeyi yapabilirsin, erkek gibi ol ki pastadan büyük payı alasın” diyerek kadınları yaratılış yazılımının aksine üzüntü ve kederin bol olduğu çıkmaz bir yola yönlendiriyorlar. Feminizm cinsiyetçiliğe karşı olduğunu iddia eden cinsiyetçi bir harekettir. Erkeği yenmek için kadını özünden uzaklaştırıyor. Kadın hakları adı altında kadınlar, erkeğin aleyhine kışkırtıliyor; “Kadınlar neden evde, siz hizmetçi misiniz, erkekler sizi kullanıyor, erkekler sizi eziyor.. ” gibi sözlerle kadınların kalbini erkeklere karşı kin ve nefretle doldurup oyun sahasına salıyorlar. Feministlerin maksadı erkeği yenmek ona efendi olup oyunu kazanmaktır. Medya organları oyun kurucuların bir parçası olarak hergün cinsiyet savaşı'nı körükleyen mesajlar yayınlıyor. İnsanların çoğu medyadan gelen bilgileri sorgulamayıp doğru olarak algılıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği projesi meydana sürülüyor, projenin hedefi kadınlaşmış erkekler ve erkekleşmiş kadınlardır. bu proje aynı zamanda eşcinselliği ve diğer sapkın cinsel meyilleri meşrulaştırıp yaygınlaştırıyor. Dizi ve filmlerde artık erkeksi kadınlar ve kadınsı erkekler revaçta, eşcinseller yıllarca televizyonlarda sevimli karakterler olarak gösteriyorlar. Bunun neticesi olarak eşcinsellik normal karşılanmaya başlandı. Dış kuvvetler toplumları Kendi menfaatleri uğruna yeniden inşa etmeye çalışıyorlar yaratılışın tersine insan tasarımları yaparak büyük oyunlar oynuyorlar. Kadın ancak para kazanırsa güçlenir gibi bilinçaltı mesajları sürekli kadınlara empoze ediliyor. Kadın kalkınmanın öznesi olacak diyor siyasiler. kadın kalkınmanın öznesi olursa evinin neyi olur? Peki Toplumun neyi olur?... Ülkenin kalkınması neden kadınların omuzlarına yüklenmek isteniyor. Kadınlar bu yükü alınca mutlu mu olacaklar bu yük kadınları nasıl etkileyecek..? Kadınlar ne kadar çok para harcarsa modaya uyarsa alışveriş yaparsa güçlenmiş olur algısı var kadın bunu yaparak ancak kapitalist sistemi güçlendirmiş olur. Kadınlar iktidara koşarken vicdanlarını düşürmüş gibi duruyorlar vicdansızlık güç değildir, saygısızlığın terbiyesizliğin saldırganlığın adı güç olmamalı. Batı toplumlarında kilisenin etkisi ile geçmiş yüzyıllarda kadınlar gerçekten haksızlığa uğramışlar kadının şeytan gibi görüldüğü ve zulüm edildiği dönemler olmuş. Fakat İslam toplumlarında kadın her zaman değerli olmuş baş tacı edilmiş kadının haksızlığa uğraması ataerkil sistemden değil bozuk inançlar ve sömürü düzeni yüzündendir. Allah dünyada iktidar gücünü erkeklere verirken koruma kollama sahip çıkma hasleti de vermiştir. erkeğin kadına olan meyli yüzünden görünüşte ataerkil bir sistem olsa da aile ve toplumda çoğunlukla kadınların istedikleri olmuştur. Feminizmin bütün hikayesi kadınlar eziliyor üzerine kurulu geçen yüzyıl'daki söyleme aynen devam ediyorlar oysa geçmişten günümüze kadın hakları adına alınabilecek bütün haklar alındı hatta fazlası alındı. Artık kadınlar değil erkekler eziliyor son yıllarda erkekler hem devlet politikaları ile hem kadınlar tarafından ciddi bir şiddete maruz kalıyorlar. Bir diğer konuda güçlü olmak adına en büyük vurgu çalışmak ve kocaya ihtiyacı olmamak üzerine yapılıyor. “Çalış Özgür olursun, çalış kocanın parasını yeme, çalış kendi ayaklarının üzerinde dur, çalış değerli olursun, çalış insan yerine konursun, çalış erkeğe haddini bildir, çalış çalış çalış...” Ev hanımları ise sürekli aşağılanıyor, Bir önceki neslin ev hanımları kızlarını hep annen gibi olma, erkeğin eline bakma ayaklarının üzerinde dur telkinleri ile büyüttüler, anneler hep biz ezildik siz ezilmeyin dediler. İstisnaları saymazsak bu kadınların pek çoğunun sıkıntısı da dayak kötü muamele falan değildir. Genellikle bir kayınvalide sıkıntıları olmuştur kadınların kendi aralarındaki bu anlaşmazlıkta erkekte ne yapacağını bilememiş ve boyun eğmeye alıştığı dominant annenin yanında olup eşine kötü davranan erkekler olmuştur. Bir koca annesinin dolduruşuna gelmemişse alkol almıyorsa, ruh hastası değilse normal bir erkek karısına durup dururken kötü davranmaz. kadınların ezildiğini düşünme sebepleri kocalarına her istediklerini yaptırmamış olmalarıdır evde çoğu zaman kadının istekleri olmuştur fakat isteklerinin azı bile olmamışsa ezildikerine hükmetmişlerdir. Oysa ailede denge için zaten kadının her dediği olmamalı kadının her dediği oluyorsa erkeğin hiçbir dediği olmuyordur. Bir de kızlarımıza üniversite eğitimi alma baskısı yapılıyor kızlara okuyup şuurlu ilim irfan sahibi Hikmet ve hizmet ehli olsunlar diye değil, bir meslek sahibi olsunlar ayaklarının üzerinde dursunlar diye okumaları isteniyor. Sanki eğitimin amacı sadece para kazanmakmış gibi yüksek değerleri nasıl düşük değerlere tahvil ettiğimizin en açık göstergesidir bu. Kadın bu söylemlere kapılıp gücüne güvenip sahaya atlıyor atı elinde silahı belinde atasözü güçlü kadında arabası altında lafı dilinde şeklinde tezahür ediyor. Oysa kadının bilmediği büyük bir şey var Kadının erkekle rekabeti kadınlığından çok şey götürür.. Kadın kendini zorlarsa erkeğin yapabildiği pek çok şeyi yapabilir, fakat erkeğin kolayca yaptığını o çok şey kaybederek yapar. Kadının sahip oldukları erkeğin yaptıklarından daha değersiz değildir. Erkeği de toplumu da kadın doğurup yetiştirir. Kadının çocuklarını büyütürken, toplumu inşa ederken şevkat öğretmenliğine ihtiyaç var rekabet içinde dünyalıkların peşinden koşmasına değil. Kadınların güçlü olmalıyım düşüncesi güçsüzlüğün ifadesidir kendini güçlü gören güçlü olmalıyım kaygısı gütmez. Kadın erkekte gücü seviyor fakat hükmetme arzusu uğruna erkekle güç savaşına giriyor. Kadınlar üzerine oynanan oyunların bir başarısıdır bu. Ezilme paranoyası ile kadınlar ne yaptıklarını bilmiyorlar. Güçlü kadın dayatması da kadınları her daim rekabete zorluyor. rekabet kadınlarda stres korku ve üzüntü yapıyor. Kadınlar modern olmak uğruna yaratılıştan gelen kimliklerini unutmaya başladılar. Tavırlarından ses tonlarına konuşma şekillerinden giyim tarzlarına duruşlarından düşünce biçimlerine kadar birçok farklı hallerinde erkekleşme var. Bilirsiniz pantolon bir zamanlar erkeklik simgesiydi ve Avrupa'da bazı ülkelerde kadınların pantolon giymesi yasaktı feminizm ile birlikte kadınlar pantolon giymeye başladılar pantolon kadın harekatının mücadelesinde bir simge oldu. Kadınlar eşitlik mücadelesini erkek kıyafeti ile başladılar oysa giysi kişinin kimlik kartıdır ve aynı zamanda toplumsal düzeni de yansıtır giysilerin değişmesi toplumsal düzenin yeni bir şekil alması demektir. Kadının huyu giydiği elbise ile değişir derler evinde ya da dışarıda pantolon eşofman ya da streç denilen pantolonun iyice yoldan çıkmış hali ile dolaşan kadınlar kendilerini ne kadar kadın hissedebilir? Bunca şeyden sonra kadın bedeni cinsel meta haline döndü modernizm adı altında kadınlar soyuldu ve kadın bedeni reklam malzemesi oldu. Kadın bedeninin cinsel meta olmasına dil ucu ile itiraz eden feministler bu konuda hiçbir zaman ciddi adımlar atıp kadın bedeninin kullanılmasına engel olacak çalışmalar yapmadılar. güçlü kadınlar farkında olmasalar da kendi bedenlerini oyun kurucuların planladığı algılar üzerinden pazarlıyorlar. Kadın kazandıkça kaybetti, ilk önce kadınlığını sonra anneliğini evde eş vazifesini kaybetti yani kadın güçlü oldukça aslında o kadar güçsüzleşti. Kocana muhtaç olma kocanın eline bakma diye diye kadınlar koca eline bakmamak için çalışır oldu. eline bakmadığı kocasının yorgunluktan yüzüne de bakamaz oldu... Ben kocamdan para isteyecek kadın değilim cümlesi ne kadar kibir kokuyorsa o kadar da karı koca arasını soğutan bir cümledir. Kocaya muhtaç olmamak mümkün mü kadının parası olunca kocasına muhtaçlığı kalkıyor mu, koca para için mi vardır? Kadın da erkek de birbirlerine muhtaçtırlar kadının kocasının parasına ihtiyacı varsa, erkeğin de karısının yaptığı yemeye ev işlerinin yapılmasına doğurduğu çocuğa ihtiyacı vardır. Hepsi bir yana asıl ihtiyaçları da birbirlerine olan sevgi ve yoldaşlığıdır. Evde kocasına bir bardak çay vermeyi hizmetçilik gibi algılayan güçlü kadınlar işyerinde verilen her işi yüksünmeden yapıyor, kocanın eline bakmaktan kurtarılan kadın patronların eline bakıyor buna da özgürlük deniyor. Kadınlar günümüzde çok iyi bir akademisyen çok iyi bir pazarlamacı çok iyi bir muhasebeci olurken kadınlıktan ne kaybettiklerinin muhasebesini yapamadılar. Erkekler medyada aşağılanan bir varlığa döndü. Şiddet haberleri bahane edilerek Bütün erkekler katilmiş gibi bir dil kullanılıyor erkekler erkek olduğu için utandırılmaya çalışılıyor. Tüm dünyada kadınlara şirin görünmek ve erkekleri aşağılamak adına yapılmayan rezillik kalmadı kanunlarla erkekler kadınların karşısında her halükarda suçlu kabul ediliyor, Kadın ise hep mağdur. Aralarında bir mesele olduğunda kadının beyanı şüphesiz doğru kabul ediliyor. Erkekler ayrıldıkları eski eşlerine bakmak zorunda bırakılıyor, tutarsızca yıllarca nafaka ödetiliyor. Cinsiyet eşitliği bahane edilerek erkekler kadınlaştırılmaya çalışılıyor. Feminist zihniyet anneliği kadın özgürlüğü önünde engel gördüğü için anne olmamayı seçsinler diye kadınları yönlendirsede, kadının fıtratından gelen annelik arzusuna engel olamadılar. Fakat kürtaj mücadeleleri ve bedenini kontrol ettim mesajları ile doğum sayılarının azalmasında etkili oldular. Bir bebeğin kadına verdiği mutluluğu dolduracak başka alternatifler bulamadıkları için en azından ‘madem doğuruyorsun bari bakma’ diye kadınları yönlendiriyorlar. Kadını güçlendirme hareketinin başında çokça dillendirilen çocuk da yaparım kariyer de sloganını artık duymaz olduk. Çocuğu boşver kariyer sana yeter noktasına doğru gidiyoruz. Kadınlar işe çocuklar kreşe sloganları siyasiler tarafından kadınlara bir hediye gibi sunuldu. İlla çocuk istiyorsan bari bakma sana ayak bağı olmasn ver biri baksın deniyor. Peyami safa'nın bir sözü vardır şu an bulunduğumuz noktayı çok iyi özetleyen bir söz; “Ev hanımlığını hizmetçilik sandığı için kendini üniversiteye atan bir kızın kültüründen de ahlakından da bu millete hiçbir hayır gelmez..” Sizce ev hanımı mı özgürdür yoksa çalışan kadın mı? Ev hanımı dışarıda çalışan kadından çok daha fazla özgürdür, istediği zaman yatar istediği zaman kalkar. Çocukları ile bolca zaman geçirir. İstediği yemeği pişirir, gitmek istediği bir yer varsa gider. Ev hanımları ne kadar tüketici gibi gösterilmek istense de aslında ev hanımları sevgi ile pek çok şey öğretir. Bir ev hanımı hem eş hem çocuklarının öğretmeni hem aşçı hem terzi hem doktor hem muhasebeci hem ütücü hem bulaşıkçı en önemlisi de toplumun mimarıdır!. Bütün bunları yok sayıp para kazanmadığı için ev hanımını üretmeyen olarak tanımlamak büyük bir saygısızlıktır! Kadın evini çekip çevirdiğimde temiz düzenli bir evde yaşadığında mutlu olur. Hele okumayı seviyorsa evinde en mutlu olduğu yerlerden biri kitaplığın önüdür. Kadının güçlendirildi, batılı ülkelerde boşanmalar hat safhalarda. Evlilik azaldı, yalnızlık en büyük problem olmaya başladı. İngiltere'de yalnızlık bakanlığı kuruldu ülkede 9000000 yalnız insan yaşıyor. güçlü kadının sonuda kaçınılmaz bir yalnızlıktır. O yüzden güçlü kadın mutlu değildir. Çünkü gücü alırken kadınlığını kaybediyor, anneliğini kaybediyor zamanla da insanlığını.. Güçlü kadın mutlu değil. Çünkü çok koşturuyor yoruluyor mutlu olmak için zaman ve enerjisi hiç kalmıyor. Güçlü kadın mutlu değil. Çünkü yaratılış yazılımının aksine bir yolda kendi kurgusu ile mutlu olmayı bekliyor oysa tek çözümü fıtratına dönmektir. Güçlü kadının mutlu olması için gerçek ve mutlak gücün sahibi olan Allah'ın ve onun resul'ünün rehberliğini kabul etmesi ve ona göre yaşaması gerekiyor. Allah Rasulu ne buyuruyordu: “Resûlullah (Sallallahu aleyhi vessellem) kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lânet etti. " (Buhârî, Libâs 62. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 28; Tirmizî, Edeb 24; İbni Mâce, Nikâh 22) Bu hadisi kafalarımızın en güzel köşesine koyup unutmayalım, fitratımızı kaybetmeyelim. (Zarif Hanım)
Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? PDF indirme linki var mı?
Sema Maraşlı - Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sema Maraşlı Kimdir?
19 Temmuz 1969'ta Kahramanmaraş'ta doğmuştur. İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra Diyanet İşleri Başkanlığı'nın imtihanına girerek Kur'an Kursu öğretmeni olarak çalışmaya başladı.
19 yaşında evlendi. İki kızı ve bir oğlu oldu. Üniversite sınavına girerek Açık Öğretimde İşletme Fakültesi Yönetim Organizasyon bölümünde okumaya başladı ancak iki yıldan sonra başörtüsü sorunları yaşayınca, iki yıllık işletme eğitimi almış olarak okulu bıraktı.
Düzce'de yaşadığı 1999 Ağustos depremi sonrası yazar olmaya karar verdi. Çocuklarını büyütürken onlara anlattığı masalları yazmayı düşünüyordu. Kasım depremine kadar da iki aya yakın bir zamanda içinde kırk masal olan ilk kitabı "Bana Bir Masal Anlat" ı yazdı. Kitabı 2001 yılında yayınlandı.
Masal kitabından sonra hikayelerle ergenliği anlattığı "En Güzel Hediye" kitabıyla "Çocuk Edebiyatçıları ve Sanatçıları Birliği"nden ödül aldı.
Kadın-erkek ilişkileri üzerine "Eşimin Eşi Yok" adlı hikayelerle evlilik kitabı 2003 yılında yayınlandı.
O dönemde gelişen bazı olaylar evliliğini bitiş noktasına getirdi. Boşanma arifesinde "Evliliği Pekmez Sandım" kitabını yazdı ancak kitabın ismi olumsuz algılanınca yeni adı "Eşim Aşkım Olsun" oldu.
Özel bir üniversitede "Davranış Bilimleri" bölümünde okudu. 2011'de yeniden evlendi.
Sema Maraşlı Kitapları - Eserleri
- Sevmek Bu Kadar Güzelken
- Kulak Aşık Olurmuş Gözden Evvel
- Eşimin Eşi Yok
- Eşimle Tanışmayı Unutmuşuz
- Mutlu Evlilik Okulu
- Eşim Aşkım Olsun
- Evlendikten Sonra da Muhabbet Olsun
- Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil?
- 40 Adımda Muhabbet Olsun
- Gelin Kaynana İlişkilerini Tatlıya Bağlayalım
- Tatlıya Bağlayalım
- Huzur Bulalım Diye
- En Güzel Hediye
- Okulda Tuzak
- Evliliği Pekmez Sandım
- Bana Bir Masal Anlat
- Mektuptaki Sır
- Geçmiş Olsun Çoban Yıldızı
- Şimdi Masal Zamanı
- Pır Pır ile Hırhır
Sema Maraşlı Alıntıları - Sözleri
- Televizyon sayesinde hayallerden fırlamış gerçeküstü erkekler, kadınların kafasını bozdu. (Evlendikten Sonra da Muhabbet Olsun)
- Yanlış tartıdan doğru ölçü çıkmaz. (Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil?)
- Esra, büyük bir dikkatle bulaşık yıkıyordu.Süngere bulaşık deterjanı döküp kaplara sürerek çıkan o köpükleri seyrediyordu.Bulaşık yıkamak ne kadar zevkli diye düşündü. (En Güzel Hediye)
- "Sevgi ilişkisi olan yerde hak davası güdülmez." (Mutlu Evlilik Okulu)
- :Şiddet göstermeden güçlü, zayıflık göstermeden yumuşak ol" Hz Ömer (Gelin Kaynana İlişkilerini Tatlıya Bağlayalım)
- Kulak âşık olurmuş gözden evvel... Sevgiyi besleyen ,yaşatan ,kulaktan kalbe giden güzel sözlerdir (Evlendikten Sonra da Muhabbet Olsun)
- Kadın kocasının tacıdır; fakat utandıran kadın onun kemiklerindeki çürük gibidir. Hz Süleyman (a.s) (Güçlü Kadınlar Neden Mutlu Değil?)
- Çünki, hayatın değerini ölülerden öğrendim. (Eşimle Tanışmayı Unutmuşuz)
- Kadın, erkek gibi olduğunda, kadın erkek birlikteliğinin de keyfi kalmaz. Kadın ve erkek zıt oldukları için birbirlerini çekerler. Aynılaşmaya başlamaları mutsuzluğu beraberinde getirir. (40 Adımda Muhabbet Olsun)
- Kadınlara bireysel özgürlük verilip, tüketim köleliği hediye edildi. (Huzur Bulalım Diye)
- "Hakların eşitliğinden kavga doğar." diyor Cenap Şehabeddin. Ailelerde pek çok kavga, iki tarafın da kendi dediğini yaptırmak istemesinden doğuyor. Oysa birinin son sözü söylemesi lazım ki, kavgalar uzamasın. Ailede bir kişinin reis, başkan, müdür, lider hangi sıfatla tanımlarsan önemli değil ama idareci konumunda olması lazım. (40 Adımda Muhabbet Olsun)
- "Bağlılık güzeldir ama bağımlılık ağırdır, dayanılmazdır." (Mutlu Evlilik Okulu)
- - Bak canım senin baban bir çilek, diyelim. Annen o çileğe göre bir hayat felsefesi geliştirmiş ve bugüne kadar da onunla yaşamış. Fakat senin elindeki meyve ayva. Yani kocan ayva... Sen annenden aldığın çilek tatlısı tarifiyle, ayva tatlısı yapmaya çalışırsan, işte öyle taş gibi boğazına durur. Sen elindeki malzemeyi tanıyacaksın, onun özelliğine göre tatlı yapacaksın. Akıllı kadın elindeki malzemeye göre iş görür. -Yani o tarifi bana bilerek yanlış verdin, öyle mi? -Evet. Bilerek yanlış verdim. Yıllardır gözümün önünde annenin öğütleriyle hayatını nasıl mahvettiğini görüyorum. (Eşimle Tanışmayı Unutmuşuz)
- Neden tecavüz ve cinayetler bütün erkekler üzerinde psikolojik baskı aracı olarak kullanılıyor ? "Suç suçluyu bağlar, cinsiyeti değil..!" (Huzur Bulalım Diye)
- Erkekler suçlandığı zaman değerli olma ve kabul görme duyguları zedelendiği için kızgın ve aşırı alıngan olur. (40 Adımda Muhabbet Olsun)
- Tabii ki sadece " Seni seviyorum." demekle erkeğin işi bitmez. O sevgiyi hissettirmesi de gerek. Kadının sevgisini yaşatan şey kocasının ona olan ilgisidir. Kocası onunla ilgilenmiyorsa kadin sevildiğine inanmaz. Kadın ilgi gördüğünde değerli olduğuna inanır. ...Konuşmak kadın için sevgi ifadesidir. Kadın eş ile konuşabiliyor ve bir şeyleri paylaşabiliyorsa kendini değerli hisseder. ... Erkeklerin muhakkak her gün hanımına bir zaman ayırması, ona değer verdiğini ve sevdiğini hissettirmesi lazım. (Mutlu Evlilik Okulu)
- "Düşüncelerin bir gün sözlerin olur. Sözlerin bir gün davranışların olur. Davranışların bir gün karakterin olur. Karakterin bir gün kaderin olur." (Okulda Tuzak)
- Bir insanın karakterinin büyük bir bölümünü, ailesinin ve çevresinin onun hakkındaki sözleri belirliyormuş. Kendisi için söylenen sözlere inan insanda, zamanla söylenildiği gibi davranmaya başlıyormuş. (En Güzel Hediye)
- Dilinizi dâima iyi kullanınız. O sizi saadete götürdüğü gibi, felâkete de götürebilir. Hz. Ali (r.a) (Eşim Aşkım Olsun)
- Hiç kimse benim sıramı kapamaz. Bu evin en yaşlısı benim, önce ben öleceğim. Ölürsem mezar taşıma 'Rahmetli yanlızlıktan öldü.' yazdırın. (Okulda Tuzak)